Karısını Şapka Sanan Adam Kitap Bilgileri
Yazar: Oliver Sacks
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 25 dk.
Sayfa Sayısı: 262
Basım Tarihi: Şubat 2020
İlk Yayın Tarihi: 1985
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789753635103
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Karısını Şapka Sanan Adam Kitap Tanıtımı
Somut zamanda "kayıp" olan bir insanın varlığını oturtabileceği, kendini var kılabileceği bir yer var mıdır? Varlığının farkında bile olmadan kullandığımız duyularımızın küçük bir kısmını kaybettiğimizde neler olabilir? Profesör Sacks'tan romantik tavırlı, geniş ve açık uçlu yaklaşımlarla örülmüş "ciddi" bir kitap. Sıradan her insan için "zihinsel" bir yolculuk, nöroloji ile ilgilenenler içinse kaçınılmaz bir kitap.
Karısını Şapka Sanan Adam Kitaptan Alıntılar
1. "Müzik, şimdiye kadar hayatınızın merkezi olmuş, şimdi tüm hayatınız olsun."
2. "Düşünmekten kaçınmak da en az düşünmek kadar tetikleyiciydi."
3. ""Koku duyusu mu?" diye söze girdi. “Bunu hiç düşünmemiştim. Normalde böyle bir şeyi düşünmezsiniz ama onu kaybetmek aniden kör olmaya benziyor. Hayatın tadı büyük ölçüde kaçtı. Kokunun ne büyük bir keyif ve mutluluk kaynağı olduğunu idrak edemiyor insan. İnsanları kokluyorsun, kitapları kokluyorsun, şehri kokluyorsun, baharı kokluyorsun - belki bilinçli olarak değil ama her şeye dair zengin bir bilinçdışı zemin biçiminde. Bütün dünyam ansızın çoraklaştı...""
4. "Varlığımızın en güçlü yanı hiç şüphesiz kendimize yabancılaşmadan, biricik bireyler olarak hayatımızı sürdürebilmemizdir. Bu güç her itkiden, her hastalıktan daha kuvvetlidir. Sağlığı için savaşan kişi genellikle zafer kazanır."
5. "Yaşadığımı hissetmek mi? Hayır. Çok uzun zamandan beri öyle hissetmiyorum."
6. "“Acı çekiyor musun?”
“Çektiğimi söyleyemem.”
“Peki, hayattan zevk alıyor musun?”
“Aldığımı söyleyemem …”"
7. ""Bilgiyi, eşit bir tutkuyla aradım. İnsanların duygularını anlamak isterken, yıldızların neden parladığını da öğrenmek istedim...''"
8. "' Hafızam, Bayım, sanki bir çöp yığını. '"
9. "~
.
~"
10. "~
Şimdi kış. Ölü gibiyim.
Ama yine bahar gelecek, biliyorum!
~"
11. ""Benim yaşadıklarımı bir yaşasanız sabretmenin ne kadar zor olduğunu anlarsınız""
12. "“Yalnızca çok büyük acılar ruhu nihai biçimde özgürleştirebilir.”
~Nietzsche"
13. "Bu nasıl bir ikilem, nasıl bir ironi ve acımasızlıktır ki iç dünya ve hayal gücü bir intoksikasyon veya bir hastalık tarafından uyandırılmadıkça hareketsiz ve sıradan oluyor."
14. "~
Aman Tanrım…
!
~"
15. "“Koklamadan ve dokunmadan bir şeyin gerçek olduğunu anlayamıyordum.”"
Karısını Şapka Sanan Adam Kitap İncelemeleri
İngiliz nörolog Oliver Sacks Kendisi doktor bir ailenin çocuğu olarak Londra’da dünyaya gelmiş. Yaşamının sonuna kadar da New York’ta yaşamış ve nöroloji profesörü olarak doktorluk mesleğini sürdürmüştür yazarımız hakkında kısa bilgiyide verdiğimize göre kitaba geçebiliriz. Birçok nörolojik terimle birlikte farklı hastalıklar hakkında fazlaca bilgi bulabilirsiniz. Ancak bu demek değil ki sadece nörolojiden anlayanlar okuyabilir. Tabi ki bu konuyla ilgilenenlerin daha çok hoşuna gidebilir ancak özellikle nörolojik hastalıklara farklı bir boyuttan bakmak isteyen herkes için ilgi çekici bir kitap olacağına eminim. Oliver Sacks, hastayı anlatırken çoğu zaman bir doktor gözüyle bakmıyor, daha çok o kişiyi anlamaya çalışıyor diyebiliriz. Nasıl hissettiğini, nasıl yaşadığını, nasıl bu duruma geldiğini, hangi süreçlerden geçtiğini ve daha birçok kişisel durumunu inceliyor ve bunu en anlaşılır şekilde anlatıyor. Kitabın adı “Karısını Şapka Sanan Adam” olduğuna bakmayın, bu sadece bir hastanın hikayesi. İçinde 24 farklı hastanın (ve konuyla bağlantılı karşılaştırılan farklı hastaların) hikayeleri var. Sadece hastaların yaşadıklarını, iç dünyasını değil hastalık hakkında gerekli veya ilginç bilgileri de bulabilirsiniz bu kitapta.
Bir insanın sol tarafını ihmal etmesi kadar enteresan başka ne olabilir. Hastanın sol tarafına geçiyorsun seni görmezden geliyor. Seni görüyor ama gördüğünün farkında değil. Sol kolunu kullanamıyor ama umrunda değil. Dünyasında sol taraf yok.
Yada insanların yüzünü görmesine rağmen tanıyamıyor olmak.
Karısını şapka sanmak nedir ya :)
İnsan beyni malumdur ki 2 hemisferden(sağ ve sol beyin(tabi başka kısımlarda var)) oluşmakta.Ki sol taraf dominant denir. Tabi bu yaklaşımdan artık vaz geçiliyor. Sebebiyse artık garip durumların sebebi olan sağ taraf lezyonlarını bilim araştırmaya ve ciddiye almaya başladı. Kitaptaki vakalarda hep bu sağ taraf la ilgili problemler.
Nörolog olan Oliver Sacks reisin ilginç vakalarını anlattığı enterasan bir kitap.Daha önce tıp 2. sınıfken okuduğum kitabı şimdi beyin cerrahisi ihtisasımın arefesindeyken bir kere daha okuyayım dedim.Tabi insan hayret ediyor. Bizim hayatımızda hiç zorlanmadan yaptığımız hatta üstünde düşünmek bile aklımıza gelmediği şeyleri(birini tanımak yada unutmak gibi) bu hastalar yapamıyor.
Yaw inceleme yazması zor işmiş.Yada bu sefer nedense düzgün yazamadım.Tabi nöbette ikide bir hasta geliyor.Kafamı toparlayamıyorum.Olduğu kadar artık.Zamanla daha iyisini yazarım diye umut ediyorum
benlik, hafıza, zeka üzerine çok faydalı tartışmaları içeren bir kitap. tek faydasız buldugum konu analist bakış açısını bazı noktalarda terk edip farkındalık ve kişilik kavramlarını daha üst, ruh gibi, noktalara taşıması lakin buna rağmen bir sayfa daha diye diye bitirdim kitabı. belki de mesleki açıdan beni çektiği için vazgeçemedim okumaktan, bilemiyorum.. içerikten bahsedecek olursam 24 farklı hikaye, 24 farklı dünya barındıran bir kitap. kayıplar, aşırılıklar, seyahatler ve basitin dünyası adında dört farklı bölüme ayrılmış. okuması en ilginç bölüm kitabın ismini alan hikayeyi de barındıran kayıplar bölümü sanırım.
--- spoiler ---
yüzünün sol tarafını görmezden gelip sadece sağ tarafına makyaj yapan bayan s, konuşmaları anlayamasalar bile söylenenlerin doğal mı yapay mı söylendiğini anlayıp başkanla dalga geçen afazi hastaları, pisa kulesi gibi eğik yürüyen bay macgregor, fantom hikayeleri, altmış yaşında ellerini kullanmayı öğrenen madeleine, kendi bacağına yabancılaşıp yataktan düşen adam, altıncı hissi olan beden algısını yitiren christiana, kendini hala 19 hisseden jimmie ve tabiki karısını şapka sanan adam. ve daha niceleri..
--- spoiler ---
ama bana kitaptan bir hikaye öner ki sadece psikoloji değil hayattan, matematikten, bakış açılarından bahsetsin derseniz ‘ikizler’ hikayesini tek geçerim. okuyunuz, okutunuz ki-bu sözü de hiç sevmem- hayata olsun hastalıklara olsun bakış açımız değişsin ve gelişsin.
Kapağı ve adıyla ilgimi çok çeken Karısını Şapka Sanan Adam’a büyük bir beklenti ile başladığımı söylemek istiyorum. Hemen hemen 260 sayfalık olan bu kitabın ilk 100 sayfasını falan büyük bir merakla ve ilgiyle okudum. Fakat artık o saatten sonra kitaba olan ilgimi kaybettim. Çünkü sıkılmaya başladım.
Kitaptan biraz bahsedecek olursam: Yazarımız Oliver Sacks bir nörolog. Karşılaştığı nörolojik vakaları da bu kitabında anlatmış bölüm bölüm.
O kadar ilginç ve şaşırtıcı vakalar vardı ki okurken şok oldum. Doktorumuz bu vakaları hem çözmeye çalışıyor hem de süreçle ilgili yaşadıklarını anlatıyor.
Her bir bölümün sonunda daha doğrusu her bir vakanın sonunda da beynimizin işleyişi ile ilgili bilimsel bilgiler vermiş.
Aslında çok güzel bir kitap, özellikle vakaların anlatıldığı kısımlar beni mest etti. Çoğu yerde o kadar şaşırdım ki dünyada böyle insanlar da var mı yahu demekten kendimi alamadım.
Neden sıkıldığıma gelecek olursak.. o bilimsel terimler beni çok yordu ve anlamakta zorlandım. Bence ciddi anlamda defter kalemle notlar alarak, terimlerin anlamlarını araştırarak yazarak okunmalı bu kitap. Bir de nörolojiye ve beyne ilgisi olanların daha çok seveceğini düşünüyorum bu kitabı. Diğer türlü biraz sıkılabilirsiniz benim gibi.
Bence sadece vakalar anlatılmış olsaydı daha eğlenceli ve daha ilgi çekici bir kitap olurdu.
Oliver Sacks tabii ki mesleki bilgilerini de konuşturmuş, bu da dediğim gibi ilgililerin çok daha beğeneceği tarzda.
Tam olarak beğendim veya beğenmedim demiyorum. Yorumumdan zaten kitabı sevecek kişiler kendini biliyordur. Keyifli okumalar dilerim.
Merhabaaaa
Keşif duygusu yüksek kişilerin heyecanla okuyacaklarını düşündüğüm bir kitapla geldim.
Karısını Şapka Sanan Adam, Oliver Sacks isimli nöroloji ve psikiyatri uzmanının hastalarını konu edindiği bir kitap. Bilimsel içerik ve insani duygular bir arada öyle güzel işlenmiş ki, bir hastalık hakkında bilgi edinirken o insanın içsel doğasını da anlamaya çalışıyorsunuz.
Kitabı, bana hitap ettiği için zaten çok sevdim ama bir cümlesiyle derin bir bağ kurdum.
"Geçtiğimiz yüzyılın bitişi ile birlikte, ruhsuz bir nöroloji ve bedensiz bir psikoloji biçiminde bir bölünme meydana geldi."
İnsan ruhunu ve bedenini bir arada değerlendiren ve ikisine de hitap etmeye çalışan bir doktor Sacks, bu da kitabı ve yazarı benim için ayrı bir yere koyuyor.
Karısını Şapka Sanan Adam üç ana başlık altında toplanıyor, her kısım aynı hastalıktan muzdarip farklı kişileri konu alıyor. Yazarın Uyanışlar, Halüsinasyonlar, Migren, Dayanacak Bir Bacak, Benim Periyodik Tablom ve şu an aklıma gelmeyen daha birçok kitabı var. İşin güzel yanı birkaçının film uyarlaması olması.
Geçenlerde başrollerini Robin Williams ve Robert De Niro'nun oynadığı Uyanışlar filmini izleme fırsatı buldum, şahaneydi. Zaten gösterime girdiği yıl Oscar'a da aday gösterilmiş. Oliver Sacks okumaya ve filmlerini izlemeye devam edeceğime eminim, takipte ve sevgiyle kalın.