Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Karen Horney Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Karen Horney En Beğenilen Sözleri



1. "Her şeyden önce birey, gece gündüz kendisiyle birlikte yaşar."


- Kendi Kendine Psikanaliz



2. ""Yalnızlık neden acil bir çare gerektirecek kadar dayanılmaz bir bunaltı yaratıyordu?""


- Kendi Kendine Psikanaliz



3. "Aşırı koruyucu bir anne, çocuğunun mutluluğu adına her şeyi yaptığına inanabilir ancak çocuğun bağımsız gelişim ihtiyacını temelde umursamaz."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



4. "kendi içinde bölünen birinin
tümüyle samimi olması mümkün değildir .."


- İçsel Çatışmalarımız



5. "Nevrotik bir birey insanları “güçlü” ya da “zayıf olarak sınıflandırır; ilkine hayranlık besler, ikincisini hor görür."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



6. "... bütün insanlık için geçerli olan, normal psikoloji diye bir şeyin olmadığı."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



7. "Tüm mutluluk olasılıklarının dışında bırakılmış bir kişi, ait olmadığı bir dünyaya karşı nefret hissetmiyorsa ancak gerçek bir melek olabilir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



8. "Gerçekte insanların bizi sevmesi genelde çok korkunç derecede önemli değildir. aslında sadece belirli kişilerin bizi sevmesi önemli olabilir. böyle kişilerin haricinde sevilip sevilmememiz pek de önemli değildir.Ama nevrotik kişiler; varlıkları, mutluluk ve güvenlikleri sanki sevilmeye bağlıymış gibi hisseder ve davranır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



9. "Ve eğer bir insanda yeterli yaşama iradesi yoksa, analiz olsun ya da olmasın, nasıl olsa yıkılacaktır."


- Kendi Kendine Psikanaliz



10. "verdiği sözü tutmaktan çok, karşısındakine ümit vermekle yetindiğini uzun bir süre önce kavramamış mıydı?"


- Kendi Kendine Psikanaliz



11. ""İnsan, umudu olduğu sürece inanılmaz boyutlarda acı ve ızdıraba katlanabilir.""


- İçsel Çatışmalarımız



12. "Baskı altına alınmış olan düşmanlık duygusu, kişilik bütününden tümüyle ayrılmış olduğu için, dış kaynaklardan beslenerek zamanla daha da güçlenecektir. Sözgelişi, eğer yüksek dereceden bir memur, kendisiyle konu­şup danışmaksızın birtakım işlere girişmiş olan şefine karşı öfke duyup da hiçbir şikâyette bulunmaksızın bu öfkeyi baskı altına alacak olursa, şefi hiç şüphesiz onun fikrini almadan hareket etmeye devam edecek, bu yüzden hiç durmadan yeni yeni öfkeler ortaya çıkacaktır."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



13. "“…nevrotik insanlar­daki onaylanmaya ya da sevecenliğe olan bağımlılık, yaşamla­rında karşılarındaki insanların taşıdığı gerçek önemle orantısızdır.”"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



14. "Bir insan bir başkasının sevgisine yalnızca endişeden kurtulup güvenliğe ulaşmak için ihtiyaç duyuyorsa, çoğu zaman bunu bilinçli bir şekilde fark etmeyecektir; çünkü genellikle kendisinin endişe ile dolu olduğunu bilmemekte bu yüzden bu sevgiye yalnızca güvenliğe ulaş­mak için umutsuzca sarıldığını fark etmemektedir. Bütün
hissettiği şey, şurada sevdiği ve güvendiği ya da âşık olduğu bir insanın var oluşudur. Ama içten bir sevgi ola­rak hissettiği şey, kendisine yapılan bir iyiliğe karşı gösterdiği minnet duygusundan, ya da belli bir insanın veya durumun yarattığı bir sevgi ve umut duygusundan başka bir şey olmayabilir. Açıkça ya da üstü kapalı bir şekilde onda bu çeşit umutlar yaratan bir insan, kendili­ğinden önemli bir kişi haline gelmekte ve bu duygu sevgi yanılgısı şeklinde ortaya çıkmaktadır."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



15. "Belli bir özgüven her türlü başarı için bir önkoşuldur."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



16. "Nevrotik kızlar, herhangi bir zayıflığa yönelik küçümsemeleri nedeniyle, "zayıf" bir adamı sevemezler, eşlerinden sürekli bir boyun eğme bekledikleri için "güçlü" bir erkeğe de katlanamazlar. Dolayısıyla gizlice aradıkları şey, aynı zamanda onların bütün isteklerine tereddüt etmeden uyacak kadar zayıf olan bir kahraman, süper güçlü bir adamdır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



17. "Akıldışı olması yüzünden endişe bize, üstü kapalı bir biçimde, kendi içimizdeki bir şeyin ayarının bozulduğunu haber vermekte ve bizi o şeyi onarmaya çağırmaktadır. Bunu bilinçli olarak bir mücadele çağrısı imiş gibi kabul etmiş değiliz; ama ister kabul edelim, isterse etmeyelim, üstü kapalı bir mücadele çağrısından başka bir şey değildir bu."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



18. "Sonuçta kendi özdeğerlendirmesinde, muhteşem hissetmeyle işe yaramaz hissetme arasında salınır. Her an bir uçtan diğerine kayabilir. Kendi istisnai değerine en çok inandığını hissettiği sırada, herhangi onu ciddiye alırsa hayrete düşebilir. Kendini sefil ve mağdur hissettiği sırada herhangi biri onun yardıma ihtiyacı olduğunu düşünürse öfkeli hissedebilir. Onun hassasiyeti, bütün vücudu yara bere içinde ve en ufak bir dokunuşta irkilen bir kişi ile kıyaslanabilir. Kolayca incinmiş, küçümsenmiş, ihmal edilmiş, hiçe sayılmış hisseder ve orantılı kindar bir kırgınlıkla tepki verir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



19. "Güçlü olmak için gösterilen nevrotik çaba, kendini önemsiz bir kimse olarak görme ya da başkaları tarafından önemsiz bir kimse olarak görülme
tehlikesine karşı bir korunma mekanizması olarak rol oynar."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



20. "Bir insan, hem bir başkasını küçümseyip, ona güvenmeyip, onun mutluluğunu ya da bağımsızlığını yok etmeyi arzulayıp, hem de aynı zaman­da onun sevecenliğini, yardımını ya da desteğini kazanmayı ar­zulayamaz."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



21. "Ana-babalarda, çocukta düşmanlık duygusu uyandırmaktan başka bir işe yaramayan çeşitli tavırlar ve hareketlerle de karşılaşıyoruz: Öteki çocuklarını tercih etme, haksız yere azarlama, aşırı şımartmakla çocuğu hor görerek bir yana itme arasında bocalama gibi önceden kestirilemeyen davranışlarda bulunma; verilen sözleri tutmama; ve bütün bunlardan daha az önemli olmayan bir etken olarak ana-babanın çocuğun ihtiyaçları karşısında takınmış oldukları tavır: Çocuğun ihtiyaçlarını zaman zaman göz önünde bulundurmamaktan tutun da en haklı isteklerini hiç durmadan engellemeğe -kurduğu arkadaşlıkları bozmağa, kişisel görüşleriyle alay etmeğe, sanata, spora ya da mekaniğe duyduğu ilgileri kırmaya- kadar giden, kısaca, istemeksizin de olsa çocuğun iradesini kırma gibi bir sonuç yaratan bir tavır takınmış olmak."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



22. "Düşen bir taş, dışarıdan bir güç tarafından yerin­den uzaklaştınlmadığı sürece orada kalacaktır."


- Kadın Psikolojisi



23. "Sevgiye ulaşmanın üçüncü yolunda ise temel ilke şudur: "Ben sizin için şunu şunu yaptım; siz benim için ne yapacaksınız?"
Bizim kültürümüzdeki anneler, çoğu zaman, çocukları için varını yoğunu feda ettiklerini öne sürerek büyük bir bağ­lılığa hak kazandıklarını kanıtlamağa çalışırlar. Aşk iliş­kilerinde ötekinin isteklerine boyun eğmek, birtakım haklar iddia etmek için temel bir neden olarak görülür. Bu tipten olan kimseler çoğu zaman başkaları için bir şeyler
yapmaya çok fazla hazırdırlar; çünkü bunun karşılığında istemiş oldukları her şeye ulaşabileceklerini gizli gizli umut etmekte ve başkaları aynı şekilde kendileri için birşeyler yapmağa istekli olmadığı zaman büyük bir hayal
kırıklığına uğramaktadırlar."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



24. "“Nevrotik kişi, diğer kişinin onun için her şeyini feda etmesi halinde sevildiğinden gerçekten emin olabilir.”"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



25. "Endişeden kaçmak ya da endişe duymaktan kurtulmak için elimizden geleni yapmaya çalışı­rız. Bunun birçok nedenleri vardır; en yaygın nedeni de
şiddetli bir endişenin bize en çok acı veren duygularımızdan biri olmasıdır. Şiddetli bir endişe nöbeti geçirmiş olan hastalar, bir daha böyle bir yaşantıdan geçmektense ölmeyi tercih ettiklerini söyleyeceklerdir."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



26. "Mesafeli kişiler hayatta kalmak için, becerikli olmak zorundadırlar. Çünkü yalnızlıklarını telafi edebilmelerinin tek yolu budur.

(Robinson Cruose)"


- İçsel Çatışmalarımız



27. "Bir çocuk şefkatli bir büyükanneye, anlayışlı bir öğretmene, bazı iyi arkadaşlara sahip olacak kadar şanslı ise, bu gibi kimselerle olan yaşantıları onun
herkesten kötülük beklemek gibi bir tavır takınmasını önleyebilir. Ama bir çocuğun aile içerisindeki yaşantıları ne derece güçse, o çocuğun yalnızca ana-babasına ve öteki çocuklara karşı kin duyma eğilimi değil, aynı zamanda herkese karşı bir güvensizlik ve nefret duyma eğilimi de o derece şiddetli olacaktır. Bir çocuk dış dünyadan ne derece ayrılmışsa ve kendi başına edinebileceği
deneylerden ne derece alıkonulmuşsa, böyle bir eğilimin gelişmesi de o derece kolaylaşacaktır. Son olarak, bir çocuk kendi ailesine karşı duyduğu hıncı ne derece baskı altına almışsa, sözgelişi, ana babasının tavırlarına ayak uydurmuşsa, endişesini dış dünyaya yansıtma, böylece dünyanın genellikle tehlikeli ve ürkütücü olduğu gibi bir kanı edinme eğilimini göstermeye de o derece yatkın
olacaktır."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



28. "Kendine birtakım suçlar yükleme eğilimleri, insanı
yalnızca beğenilmeme korkusuna karşı korumakla kalmaz, aynı zamanda başkalarının kendi iddialarının tersini öne süren güvenlik verici sözler söylemesine yol açarak güvenliğe ulaşmayı da sağlar. Kendi iddialarının tersini söyleyecek kimseler bulunmadığı zaman bile, bu
şekilde kendini suçlama, nevrotik bir insanın kendine
olan saygısını artırarak ona belli bir güvenlik verir; çünkü başkalarının önem vermediği kusurlar için kendini suçlamakla, ahlaki yönden kendini sıkı bir şekilde yargılayabilen bir insan olduğunu kanıtlamış olmaktadır; böylece kendini gerçekten yetkin bir insan olarak görebilmektedir."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



29. "açgözlü kişilerin, kendilerine ait herhangi bir şey yaratma konusundaki kendi yetilerine güvenmedikleri ve bu nedenle ih­tiyaçlarının doyurulması için dış dünyaya güvenmek zorunda olduklarıdır; ama hiç kimsenin kendilerine hiçbir şey vermek istemediğine inanırlar. Doymak bilmez bir sevecenlik ihtiyacı bulunan nevrotik bireyler"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



30. "Neden güzel evlilikler böylesine seyrektir? Eşlerin gelişme güçlerini boğazlamayan, gerilimlerin gizli akımlarının eve yansıtamadığı ya da çok yoğun olan bu akımların içten, iyi yürekli bir önemsemeyişle karşılandığı iyi evlilikler neden böylesine ender rastlanır bir şeydir?"


- Kadın Psikolojisi



31. "''Bütün bilimler ve değerlendirmeler gibi, kadınların ruhsal yapısı da şimdiye kadar hep erkeklerin bakış açısından ele alınmıştır.''"


- Kadının Ruhsal Yapısı



32. "Felsefe kitapları, özellikle Emerson'un, Nietzsche'nin ve Schopenhauer'ın yazıları, bunları açık bir kafayla okuyanlara (...) psikolojik hazinelerin kapılarını aralayacaktır. Shakespeare, Balzac, Dostoyevski tükenmez psikolojik bilgi kaynaklarıdır. Ve elbette çevremizdeki dünyanın gözlemlenmesinden de en az yukarıdakiler kadar çok şey öğrenilebilir."


- Kendi Kendine Psikanaliz



33. "''Gerçekte insanların bizi sevmesi genelde çok korkunç derecede önemli değildir. Aslında sadece belirli kişilerin bizi sevmesi önemli olabilir. Böyle kişilerin haricinde sevilip sevilmememiz pek de önemli değildir.

Ancak nevrotik kişiler; varlık, mutluluk ve güvenlikleri sanki sevilmeye bağlıymış gibi hisseder ve davranır.''"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



34. "Herhangi bir toplumda bireyler-arası bir yarışma havası egemen olduğu zaman -erkeklerin ve kadınların hayat sahasının kesinlikle birbirinden ayrılmamış olduğu durumlarda- bu yarışma eninde sonunda iki cins arasındaki ilişkileri bozacaktır. Şu var ki nevrotik bir yarışma, yıkıcı niteliğinden ötürü normal bir yarışmadan daha fazla yıkıntıya yol açmaktadır."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



35. "Dünya koşullarıyla gerçekten de ilgileniyor olabiliriz, ancak bu ilgi bizi bir ruh
çöküntüsüne değil eyleme sürüklemelidir"


- Kendi Kendine Psikanaliz



36. "Nevrotik ebeveynler, genelde yaşamlarından hoşnutsuzluk duyar, tatmin edici duygusal ya da cinsel ilişkiden yoksun olurlar ve bu yüzden çocuklarını yaşamlarının sevgi nesnesi yapmaya eğilimlidirler. Duygusal yakınlık ihtiyaçlarını çocuklar üzerinden karşılarlar."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



37. ""İnsan, umudu olduğu sürece inanılmaz boyutlarda acı ve ızdıraba katlanabilir.""


- İçsel Çatışmalarımız



38. "Ara sıra, kocalarını taparcasına sevdiklerini duyumsadıklarını söyleyen kadınlarla karşılaşabilirsiniz, ancak daha derinlemesine bir araştırma, kocaya yönelik temel bir küçük düşürücü tavrı, kocanın yeteneklerini küçümseme, onun ilgi alanlarından ya da arkadaşlarından uzaklaşma, çok büyük parasal isteklerde bulunma ya da sessiz ama inatçı bir güç kavgası yürütme gibi gündelik yaşamda ortaya çıkan küçük ama düşmanlığın oldukça rahatsız edici belirtilerinin varlığını ortaya çıkaracaktır."


- Kadın Psikolojisi



39. "Freud, ruhsal bozuklukların çevresel etkenlerle bastırılan içgüdüsel dürtüler arasındaki bir çatışmadan kaynaklandığına inandı. (...) Benim kendi cevabımsa ruhsal bozuklukların merkezinde, korkulara, çaresizliğe ve yalıtıma karşı yaşamla baş edebilmek için geliştirilen bilinçsiz çabaların yattığıdır."


- Kendi Kendine Psikanaliz



40. "Saldırılardan kaçmak, tavşanın tehlike karşısında uyguladığı stratejidir ve bu onun sahip olduğu tek stratejidir; belki de bunun yerine kavga etmeye karar veremezdi çünkü kısaca bunu yapabilmesini sağlayacak araçlardan yoksundur."


- Kendi Kendine Psikanaliz



41. "Hırslar üzerinde bir gemleme işlevi gören kendini küçümsemenin derecesi, küçümsenen kapasitelerin genelde bireyin en hevesle başarı göstermek istediği arzular olmasıyla da ortaya konur. Kişinin hırsı entelektüel bir karakterdeyse akıl onun aracıdır ve dolayısıyla küçümsenir. Hırs erotik bir karakterdeyse görünüş ve cazibe onun araçlarıdır ve dolayısıyla küçümsenirler."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



42. "Değişim korkusunun arkasında kişinin daha kötüye gitme endişesi vardır -yani idealleştirdiği imgeyi kaybetmek, reddettiği benliğine dö­nüşmek, diğer herkes gibi olmak ya da analizin onu boş bir kabuktan ibaret bırakması..."


- İçsel Çatışmalarımız



43. "Normal kavramı kültürden kültüre değişmekle kalmaz, aynı kültür içerisinde zamana göre de değişir. Sözgelişi, bugün olgun ve bağımsız bir kadın, cinsel ilişkilerde bulundu diye kendisini «düşmüş bir kadın», «onurlu bir erkeğin sevgisine layık olmayan bir kadın» olarak görüyorsa, nevrotik bir kadın olmasından şüphe edilir; hiç değilse toplumun bazı çevrelerinde bu böyledir. Oysa
kırk yıl kadar önce böyle bir suçluluk duygusu normal olarak görülürdü."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



44. "bütün gece uyanık kalmak gibi gerçekten de yararsız olan özverilerden ötürü kendilerine olağanüstü ölçü­lerde övünç payı verirler, buna karşın kendileri için yapılan şeyleri küçümser ya da göz ardı bile ederler, böylece durumu çarpıtarak özel ilgi isteme hakkına sahip olduklarına inanırlar"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



45. "Aybaşı öncesi ve sonrasında baş gösteren fizyolojik olaylara kısaca bir göz atmak yararlı olabilir:
Aşağı-yukarı iki periyodun ortasında yumurtalıkların birisinde bir yumurta olgunlaşır, çevresindeki bezler bulundukları yerden kopar ve olgunlaşan yumurta döllenmenin gerçekleşmesi için yastıklanmak üzere dölyatağı kanalını aşarak dölyatağına geçer. Bu yumurta, yaklaşık iki gün süreyle canlı ve döllenmeye hazır kalır. Bu arada yumurtadan kopan bezler, corpus luteuma (san kütleye) dönüşmüştür. Bu san kütle, son günlerde saf olarak elde edilen bir endrokrin salgı bezi işlevi görmektedir. Bu salgıya, yumurtalıkları alınmış farelerde bile bir estrum* yaratabilme yetisinden dolayı "estrojenik hormon" adı veril­miştir. Bu hormon dölyatağını öyle bir yolla etkiler ki, dölyatağının içini kaplayan bezler, gebelik gerçekleşecekmiş gibi değişir yani, bezlerin tamamı süngerleşir, içi kanla dolar ve bunun içinde yer alan salgı bezleri salgıyla dolar. Eğer döllenme gerçekleşmezse, mukozanın yüzey tabakaları bulundukları yerden kopar, embriyonun gelişimi için depolanan maddeler sonuçtaki kanamayla birlikte dışarı atılır. Aynı zamanda, salgı bezlerinin yeniden üremesi gündeme gelir. Estrojenik hormonun işlevi bununla bitmez; cinsel örgenlerin
kalanı da yüklenir, örneğin periyodun başlangıcından önce göğüslerdeki salgı bezleri fark edilir ölçüde irileşir. Ayrıca hormon, kanda, kan basıncında, metabolizmada ve beden ısısında ölçülebilir değişmelere yol açar. Bu etkenlerin boyutları açısından, kadınların yaşamındaki büyük bir ritmik dönüşümden, dirimsel açıdan aylık bir üreme süreci hazırlığından söz ederiz."


- Kadın Psikolojisi



46. "Peki nevrotik olarak değerlendirilebilecek olan bir seve­cenlik ihtiyacının tipik özellikleri nelerdir?

Bana göre, bu ihtiyaç isteğe bağlı olarak çocuksu diye ad­landıranlar çocukları yanlış anlamakla kalmaz, nevrotik seve­cenlik ihtiyacını yaratan temel etkenlerin çocuklukla hiçbir alıp veremeyeceği olmadığı gerçeğini de unutmuş olurlar. Çocuksu ve nevrotik sevecenlik ihtiyaçlan tek bir ortak özelliğe sahiptir --çaresizlik- kaldı ki bu da iki durumda da farklı bir temele sahiptir"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



47. "Başarılı bir analizde bu değişmeler kendi kendine gerçekleşecektir. Ne var ki bunlar temel değişmeler değildir; öz büyütme ve öz küçümseme arasında mekik dokumak yerine kendine karşı daha gerçekçi bir tutum kazanmak, durgunluk ve korkular yerine bir etkinlik, kendini ortaya koyma ve yüreklilik ruhu kazanmak, sürüklenmek yerine tasarlayabilmek, aşırı beklentilerle ve aşırı suçlamalarla başkalarına asılmak yerine ağırlık merkezini kendi içinde bulmak, savunmacı ve yaygın bir düşmanlık beslemek yerine insanlar için daha büyük bir dostluk ve anlayış kazanmak gibi kişilik içinde baş gösteren ve daha az gözlenebilir olan değişmelerin bir sonucudur."


- Kendi Kendine Psikanaliz



48. "vekaleten yaşamanın kendisine kalan tek seçeneği olduğuna bilinçdışı bir biçimde inandığı sürece"


- İçsel Çatışmalarımız



49. "''Herkes bildiğini sanır ama, gerçekte kimsenin pek bir şey bildiği yoktur.''"


- Kadının Ruhsal Yapısı



50. "Çocuk, sevildiğini ve istendiğini ta içinden hissettiği sürece, birdenbire memeden
kesme, ara sıra dövme, ya da cinsel yaşantılar gibi çoğu zaman «traumatic» (çocukta heyecan şoku yaratan bir durum) olarak görülen olaylara oldukça dayanabilmektedir. Bir çocuğun, kendisine gerçek bir sevgi gösterilip
gösterilmediğini ta derinden hissettiğini ve sahte gösterilerle aldatılamayacağını söylemeğe gerek yok. Çocuğun yeterince sevgi görmemesinin temel nedeni, ana-babaların, kendi nevrozları yüzünden sevgi gösterme yeteneğinden yoksun olmalarıdır."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



51. "Neden evlilik genellikle sevginin ölümü olmaktadır?"


- Kadın Psikolojisi



52. "Bizim kültürümüzde, bir insanın kendini endişeden korumaya çalışmak için başvurduğu belli başlı dört yol vardır: Kendini sevdirmeye çalışmak; itaat etmek ya da boyun eğmek; güçlü olmak; dünyadan elini eteğini çekmek."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



53. ""Bir insandan gerçekten hoşlanıyor muyuz, yoksa hoşlanmamız gerektiğine inandığımız için mi hoşlandığımızı sanıyoruz?""


- Ruhsal Çatışmalarımız



54. ""Ancak cefa çekmeye hazır olduğumuzda kendi gemimizin dümenini elde tutma idealine yaklaşabiliriz.""


- İçsel Çatışmalarımız



55. "Psikolojik bakış açısından, yaşam boyu birlikteliği, bağlılığı, hatta cinsel işbirliğini destekleme yetkisinin, evlilik üzerine dayanılmaz bir yük yıktığını, evliliği işten çıkarılması olanaksız memur olayıyla öldürücü bir benzeşmeye iten büyük bir tehlikeden başka bir şey olmadığını kolayca görebiliriz."


- Kadın Psikolojisi



56. "Ara sıra, bir kadın tarafından düş kırıklığına uğratılan bir erkeğin, eşcinsel sevgi nesnelerine yönelebileceğini gözleriz."


- Kadın Psikolojisi



57. "Eğer kişi sevebiliyor ve mücadele etmekten korkmuyorsa niye başkalarıyla ilişkiye geçmekten endişeyle kaçınsın?"


- İçsel Çatışmalarımız



58. "Umutsuzluğun kaynağı her zaman bilinçdışı olsa da, kişi bu duygunun oldukça farkında olabilir. Bu durumdaki biri kendisinin genel olarak talihsiz olduğunu düşünebilir. Ya da genel bir kabullenmişlik haliyle, hiçbir beklentisi olmadan, bu hayata katlanması gerektiğini düşünebilir."


- İçsel Çatışmalarımız



59. "“İnsanda yeterli yaşama istemi yoksa, analiz olsun ya da olmasın, nasıl olsa yıkılacaktır.”"


- Kendi Kendine Psikanaliz



60. "Güç, saygınlık ve mal - mülk edinme doğrultusundaki nev­rotik arayışlar, yalnızca kaygıya karşı bir koruma aracı olarak değil, ayrıca bastırılmış düşmanlığın boşaltılabileceği bir kanal olarak da iş görür."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



61. "Aslında vicdan azabı çekmek değişmekten çok daha kolaydır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



62. "bizden daha güçlü olan, örneğin ölüm, hastalık, yaşlılık doğal afetler, politik olaylar, kazalar gibi güçler karşısında gerçekten de çaresiz olduğumuzdur"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



63. "Kendi arzularına gereken ilgiyi göstermediği için, bunlarla ilgilenecek bir başkasını bulmak zorundaydı. Kendini savunmadığı için onu savunacak bir başkasına ihtiyaç duyuyordu. Kendi değerlerini görmediği için onun değerlerini olumlayacak birisine ihtiyaç duyuyordu."


- Kendi Kendine Psikanaliz



64. "Ve dünya büzüldü, son sibernetik devrimin yarattığı teknolojiyle her gün biraz daha gözler önüne serilen sonsuz olasılıklarla birlikte küçüldü, küçüldü. Kendi küçük dünyasında, en temel ihtiyaçlarından yoksun bırakılan, sevgisizliğe, nefrete itilen küçücük insan, kendisi olmanın verdiği umutsuzlukla, orada, bir yerlerde onu bekleyen sonsuz seçeneklerin var olduğu duygusuyla, olmadığı bir şey olmaya, "îdeal" olmaya karar verdi. Gündelik yaşamın ezici zorunluluklarından kurtulup, sonsuz, güçlere ulaşmak için, Faust gibi, şeytanla anlaşma yaptı. Benliğini sürgüne gönderdi. Ruhunu sattı. Kendine yabancılaştı. Kendini, benliğini, doğallığını, özünü kaybetti. Kendi yarattığı mekanik, robotsu dünyanın mekanik bir parçası oldu.
Oysa, içinde sonsuz güzellikler barındıran bir evren vardı. Bir "gerçek özü" vardı. "Gelişmek, çiçeklenmek isteyen, ister sevinç, özlem, sevgi olsun, ister öfke, korku, mutsuzluk olsun, duyguların kendiliğindenliğini besleyen, kendi duygu ve düşüncelerinden hoşnut kalan ya da karşı çıkan, benimseyen ya da yadsıyan, evet ya da hayır diyen kendiliğindenlik tepkileri üreten ve böylece yaratıcı, kendisiyle ve dünyayla barışık, kendi sorumluluğunu üstlenen bir birey olmasını sağlayabilecek olan gerçek özü" vardı."


- Kadın Psikolojisi



65. "Gerçekten de çözülmesi ge­reken iki soru vardır: ilki, gerekli olan sevecenlik nasıl elde edi­lebilecek; ve ikincisi, bu isteği kendisine ve başkalarına karşı nasıl haklı çıkaracak?"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



66. "Korku ve kaygının ikisi de tehlikeye verilen uygun tepkilerdir; bununla birlikte, tehlike korku durumunda açıkça görülebilir ve nesneldir, kaygı durumunda ise gizli ve özneldir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



67. "Bu durumda altta yatan duygu - düşmanlığımı bastırmak zorunda­yım, çünkü sana ihtiyacım var"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



68. "Sevgi ile sevgi olmayan şey üzerinde dururken, öteki uca gitmek gibi bir yanılgıya düşmemeye dikkat etmeliyiz. Sevgi her ne kadar sevilen kimsenin belli bir zevk
ve tatmin aracı olarak kullanılması ile bağdaşamazsa da, yalnızca başkalarını düşünmek ve kendini yalnızca başkalarına adamak da değildir. Kendisi için hiçbir şey istemeyen bir insanın hissettiği duyguya da sevgi denilemez."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



69. "Ben gerçekten her şeyi yalnızca düşledim mi, yoksa gerçek miydi?"


- Kadın Psikolojisi



70. "“Önemli olan husus, duygusal yakınlığın hangi tutumdan yayıldığı hususudur, yani bu diğer insanlara karşı temel bir olumlu tutumun ifadesi midir yoksa, örneğin diğer kişiyi kaybetme korkusundan mı ya da diğer kişiyi avuç içine almaya yönelik bir istekten mi doğmuştur?”"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



71. ""Kişinin başkalarını analiz etmesi tam bir öz-bilgi gerektirir.""


- Kendi Kendine Psikanaliz



72. "Bir insanın sahip olduğu imkânlarla hayattaki gerçek başarıları arasındaki tutarsızlık da, aynı şekilde, yalnızca dış etkenlerden ileri gelmiş olabilir. Ama herhangi bir insan, birtakım yetenekleri olduğu ve bunların gelişmesi için elverişli ortamlar bulunduğu halde verimli olamıyorsa, bu durumda imkânlarla başarılar arasındaki tutarsızlık bir nevroz belirtisi olarak görülmelidir; ya da mutlu olabilmesi için hiçbir eksiği olmadığı halde hayatın tadını çıkaramıyorsa; ya da güzel bir kadın olduğu halde erkekler için çekici olmadığını sanıyorsa, bir nevrozla karşı karşıya bulunuyoruz demektir. Başka bir deyimle nevrotik bir insan kendini, kendi yoluna dikilen bir engel olarak görmektedir."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



73. ""Sevgi, var olan her şeyi bencilce kendine saklamak yerine, kendisini öteki insanlara, bir amaca ya da ideale kendiliğinden verebilme yetisidir.""


- Kadın Psikolojisi



74. "Kendi çatışmalarimizla ne kadar yüzleşirsek, kendi cozumlerimizi ne kadar ararsak, o kadar içsel özgürlük ve güç kazanırız."


- İçsel Çatışmalarımız



75. "Başkalarına karşı eleştirel olmaktansa onlara hayranlık duymanın daha güvenli olduğu yolundaki bilinçsiz parolayla uyum içinde hareket ederek, eleştirel yargılama yetisini de yitirmişti"


- Kendi Kendine Psikanaliz



76. "''Çatışmalar çoğunlukla fikirler, inançlar ya da manevi değerlerle ilişkili olduğundan bunların farkına varmak için önce kişinin kendi değer sistemini geliştirmiş olması gerekir.''"


- İçsel Çatışmalarımız



77. "Evlilikle karşılaştırılınca fahişelik, kur yapma, geçici arkadaşlık ya da ilişki temelindeki geçici birliktelikler, yapısal olarak daha yalındır, çünkü burada eşin
kaba yanlarıyla sürtüşmeden kaçınmak, evliliğe oranla çok daha kolaydır."


- Kadın Psikolojisi



78. "Nevroz, korkular ve bu korkulara karşı başvurulan savunma mekanizmaları ve birbiriyle çatışan eğilimlere uzlaştırıcı çözüm yolları bulma denemeleri ile belirlenmiş olan ruhsal bir bozukluktur. Pratik nedenlerle, böyle bir bozukluğa ancak belli bir kültürün ortak davranış kalıbından saptığı zaman «nevroz» adını vermek uygun olacaktır."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



79. "...biyolojik bakış açısından kadın, annelik ya da annelik yetisinde tartışma götürmez ve gözardı edilemez fizyolojik bir üstünlüğe sahiptir. Bu üstünlük en açık anlatımıyla, erkek bilinçaltında- ki oğlan çocuğun anneliğe karşı duyduğu yoğun imrenmede dile gelir. Hepimiz bu tür bir imrenmeyi çok iyi tanırız, yine de bu imrenmeye etkin bir etken olarak yeterli ilgi pek gösterilmez. Benim yaptığım gibi bir analist uzun süre kadın hastaları analiz ettikten sonra erkekleri analiz etmeye başlayınca, erkeklerdeki kadınların göğüslerine ve emzirme edimine olduğu kadar gebeliğe, doğuma ve anneliğe karşı duyulan bu yoğun imrenmeyle karşılaşıp, şaşkınlığa düşerler.

Analizden elde edilen bu izlenimin ışığı altında, kadını değerden düşürmeye yönelik bilinçsiz bir erkeklik eğiliminin, yukarıda anılan annelik görüşünde zihinsel olarak dile gelip gelmediği araştırılmalıdır. (...) işin aslına bakarsanız, annelik, varoluş mücadelesini daha da güçleştiren bir yükten başka bir şey değildir ve erkekler, buna katlanmak zorunda olmadıklarına sevinmektedir."


- Kadın Psikolojisi



80. "“Başkalarına karşı güvenmekle onlara karşı derin bir güvensizliğin ve düşmanlığın beslenmesi dolayısıyla bunu yapmanın imkansızlığı arasında potansiyel bir çatışmanın mikrobunu taşır.”"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



81. "''Kişiye ideal benliğini aktüelleştırilmesinde yardımcı olan dürtüler arasında en aşırısı mükemmellik ihtiyacıdır.''"


- Nevrozlar ve İnsan Gelişimi



82. "''Dünya koşullarıyla gerçekten de ilgileniyor olabiliriz, ancak bu ilgi bizi bir ruh
çöküntüsüne değil eyleme sürüklemelidir.''"


- Kendi Kendine Psikanaliz



83. "Cinsel ilişkiler onlar için yalnızca özel cinsel gerginliklerini giderebilecekleri bir araç değil, aynı zamanda insanlarla ilişki kurmayı sağlayacak biricik yoldur. Bir insan herhangi bir şekilde sevilmesinin gerçekten imkânsız olduğu şeklinde kesin bir kanı edinmişse, bedensel yakınlık duygusal ilişkilerin yerini tutacak bir araç olarak
rol oynayabilir. Bu durumda cinsel ilişkiler başkaları ile ilişki kurmayı sağlayan biricik köprü değilse bile temel köprüdür; bu yüzden aşırı bir önem taşımaktadır."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



84. "“Nevrotik insanların baskın eğilimlerinden biri, başkalarının onayına veya duygusal yakınlığına aşırı bağımlı olmalarıdır.”"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



85. "Yaşamının bütün sorumluluğunu devrettiği bir erkeğe yapışan bir kadın, bu adamın yapışmaya bütünüyle uygun bir eş olup olmadığı, onunla gerçekten mutlu olup olmadığı ve ona saygı duyup duymadığı, ondan hoşlanıp hoşlanmadığı gibi sorunlardan bütünüyle habersiz olabilir."


- Kendi Kendine Psikanaliz



86. "Kierkegaard, tüm keder ve ıstırabın temelde kendimiz olmakla ilişkili olduğunu söyler."


- İçsel Çatışmalarımız



87. ""Kendimizi tek önemli şey olarak düşünmek, kendimizi ciddiye almaktan kökten farklıdır.

İlk tutum özün şişirilmiş, gözde büyütülmüş bir imajından kaynaklanır; İkincisi gerçek öze ve gelişmesine karşılık gelir.""


- Kendi Kendine Psikanaliz



88. "Ve bir içgözlem temellere ne kadar yakından dokunursa, yükselecek kaygı da o kadar fazla olacaktır."


- Kendi Kendine Psikanaliz



89. "''Hayat bir terapist olarak acımasızdır.''"


- İçsel Çatışmalarımız



90. "Bize başarımızın derecesine göre kıymet verenler yalnızca başkaları değildir; kendimize dair değerlendirmelerimiz de ister istemez aynı kalıbı izler."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



91. "“Kendi içlerindeki bir şeyi değiştirmeye yönelik meydan okumayı görüp kabul etmek yerine, sorumluluğu dış dünyaya kaydırmaya ve böylelikle kendi güdüleriyle yüzleşmekten kaçmaya devam edebilirler.”"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



92. "kişi yal­nızca ara ara diğerleriyle çatışmaz aynı zamanda genel anlamda di­ğerlerine yabancılaşmasına da neden olur."


- İçsel Çatışmalarımız



93. "''Delius’a göre de, kadının ruhsal yapısı şimdiye kadar hep aslında erkeklerin arzularıyla düş kırıklıklarının birikimi olmuştur.''"


- Kadının Ruhsal Yapısı



94. "Hem korku hem de kaygı tehlikeye orantılı tepkilerdir ama korku durumunda tehlike açık ve nesneldir; kaygı durumunda ise gizli ve özneldir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



95. "Bize başarımızın derecesine göre kıymet verenler yalnızca başkaları değildir; kendimize dair değerlendirmelerimiz de ister istemez aynı kalıbı izler."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



96. "o, dünyanın, onun korkularını alevlendirmeycek bir düzene sokulması gerektiğine inanır. Dünya onun ihtiyaçlarına dikkat etmelidir. Burada haksızlık konusu devreye girer. Başkalarının onun beklentilerini gözetmemesi haksızlıktır. Salgından kortuğu için çevresindeki hiç kimsenin hastalığa yakalanmaması gerekir. Dolayısıyla onun güçlüklerinden başkaları sorumlu olur."


- Kendi Kendine Psikanaliz



97. "Psikanaliz,

eseridir ve bu görüşleri geliştirenlerin hemen hepsi erkektir. Bu insanların bir erkek psikolojisini daha kolayca geliştirmeleri ve erkekleri daha iyi anlamaları gerektiği doğru ve akla yatkın bir şeydir."


- Kadın Psikolojisi



98. "Sevgi denilen çok yüzlü şey, bu yakadaki yalnızlıkla öte yakadaki yalnızlık arasında bir köprü kurmayı başarır. Bu köprüler, insanın aklını başından alacak denli güzel olabilir ama çok ender olarak sağlam bir yapıya sahip olurlar ve çoğunlukla ağır bir yüke çökmeksizin dayanamazlar. İşte başlangıçta sorduğumuz cinsler
arasındaki sevginin, neden nefretten daha kolayca göze çarptığı sorusunun yanıtı, çünkü cinslerin birliği bize mutluluk için büyük olanaklar sağlar. Dolayısıyla doğal olarak bizim mutluluk şansımızı alttan alta yıkmaya çalışan yıkıcı güçlerin ne denli güçlü olduğunu görmezlikten gelme eğilimindeyiz."


- Kadın Psikolojisi



99. "Gerçekte, nevrotik bir insan, acı çeken bir insandır. Bütün nevrozların üstünkörü bir gözlemle fark edilebilecek ayırt edici nitelikleri üzerinde tartışırken bu olguya dikkati çekmemiş olmamın biricik nedeni, bu olgunun dıştan bakıldığı zaman
gözden kaçabileceğidir. Nevrotik bir insanın kendisi bile acı çektiğinin farkına varmamış olabilir"


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



100. "Kadının gelişim yıllarından alıp, evliliğe taşıdığı güçlüklerin yalnızca birisinden, evliliğe armağan ettiği belirsiz birşeyden söz edeceğim: Soğukluk."


- Kadın Psikolojisi



101. "Daha önce kendi arzularını bastırmaya eğilim gösterdiği ve şimdi bile bunları dile getirme konusunda bir ölçüde ketlendiği için, onun yerine arzulayacak, onun gizli arzularını tahmin edecek ve bunları, onun kendisi bunlar için herhangi birşey yapmak zorunda kalmaksızın, onun için yerine getirecek bir insana ihtiyaç duyuyordu."


- Kendi Kendine Psikanaliz



102. "Kaygı, nevrozun dinamik merkezidir ve bu nedenle bununla her zaman uğraşmak durumunda kalacağız."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



103. "Küçük düşürmeyle hay­ranlık duyma birbirine yüz seksen derece zıt olduğu için, sonuncusu, ilkine yönelik eğilimlerin giderilmesi ya da gizlenmesi için en güvenilir yolu sağlar. Ayrıca, bu her iki karşıt ucun da sık sık aynı insanda bulunmasının nedeni de işte budur. Bu iki tu­tumun ortaklaşa kullanılabileceği çeşitli yollar vardır ve bu ortak kullanımın nedenleri bireye bağlıdır. Bunlar, yaşamın farklı dö­nemlerinde ayrı ayrı ortaya çıkabilirler, insanlara yönelik yoğun bir hayranlık dönemini, yine onlara yönelik genel bir aşağılama dönemi izler; erkeklere karşı bir hayranlık, kadınlara karşı bir aşağılama ya da tam tersi olabilir; ya da bir iki kişiye yönelen körü körüne bir hayranlık ve dünyanın kalanına yönelik ve aynı ölçüde körü körüne olan bir aşağılama aynı anda bulunabilir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



104. "Sevecenliğe duyulan doyumsuz ihtiyacın belki de kıskanç­lıktan çok daha güçlü olan bir dışavurumu da koşulsuz sevgi arayışıdır. Bu isteğin bilinç düzeyinde en çok belirdiği biçim, "yaptığım şey için değil, olduğum şey için sevilmek isterim"dir. Bu noktaya kadar bu arzuyu sıradan olarak değerlendirebilirdik. Elbette kendimiz için (olduğumuz şey için) sevilme arzusu tek başına hiçbirimize yabancı değildir. Ne var ki koşulsuz sevgiye yönelik nevrotik arzu normalinden çok daha geniş kapsamlıdır ve aşırı biçimiyle doyurulması olanaksızdır. Açıkçası bu, hiç bir koşul ya da itiraz taşımayacak bir sevgi istediğidir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



105. "Son olarak, babanın bir yardımı olmaz çünkü kültürlü, çekici ve aile içindeki buyurgan ruh olduğu kesin olan anne, babayı açıkça küçümsemektedir"


- Kendi Kendine Psikanaliz



106. "Hepimiz sevilmek ve beğenilmek isteriz; ama nevrotiklerin sevilmek ve beğenilmek için duydukları ihtiyaç, başka insanların kendi hayatlarındaki gerçek önemiyle ölçülemeyecek kadar şiddetlidir."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



107. "Hayat bir terapist olarak acımasızdır."


- İçsel Çatışmalarımız



108. "o, dünyanın, onun korkularını alevlendirmeycek bir düzene sokulması gerektiğine inanır. Dünya onun ihtiyaçlarına dikkat etmelidir. Burada haksızlık konusu devreye girer. Başkalarının onun beklentilerini gözetmemesi haksızlıktır. Salgından kortuğu için çevresindeki hiç kimsenin hastalığa yakalanmaması gerekir. Dolayısıyla onun güçlüklerinden başkaları sorumlu olur."


- Kendi Kendine Psikanaliz



109. "''İnsan bir başkasının sevgisine yalnızca endişeden kurtulup güvenliğe ulaşmak için ihtiyaç duyuyorsa, çoğu zaman bunu bilinçli bir şekilde fark etmeyecektir; çünkü genellikle kendisinin endişe ile dolu olduğunu bilmemekte bu yüzden bu sevgiye yalnızca güvenliğe ulaş­mak için umutsuzca sarıldığını fark etmemektedir.

Bütün hissettiği şey, şurada sevdiği ve güvendiği ya da aşık olduğu bir insanın var oluşudur.''"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



110. "Bir insanı gerçekten seviyor muyuz yoksa bizden öyle beklenildiği için onu sevdiğimizi mi düşünüyoruz?"


- İçsel Çatışmalarımız



111. "Yaşamı ciddiye alan herkes ara sıra yalnız kalmak ister."


- Ruhsal Çatışmalarımız



112. ""Yalnız olmayı dayanılmaz kılan şey, değersizlik duygusuydu.""


- Kendi Kendine Psikanaliz



113. "''İnsan bir başkasının sevgisine yalnızca endişeden kurtulup güvenliğe ulaşmak için ihtiyaç duyuyorsa, çoğu zaman bunu bilinçli bir şekilde fark etmeyecektir; çünkü genellikle kendisinin endişe ile dolu olduğunu bilmemekte bu yüzden bu sevgiye yalnızca güvenliğe ulaş­mak için umutsuzca sarıldığını fark etmemektedir.

Bütün hissettiği şey, şurada sevdiği ve güvendiği ya da aşık olduğu bir insanın var oluşudur.''"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



114. "Gerçekte insanların bizi sevmesi genelde çok korkunç derecede önemli değildir. Aslında, sadece belirli kişilerin bizi sevmesi önemli olabilir. Böyle kişilerin haricinde sevilip sevilmememiz pek de önemli değildir. Ama nevrotik kişiler, varlıkları, mutluluk ve güvenlikleri sanki sevilmeye bağlıymış gibi hisseder ve davranır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



115. "Değişim korkusunun arkasında kişinin daha kötüye gitme endişesi vardır -yani idealleştirdiği imgeyi kaybetmek, reddettiği benliğine dö­nüşmek, diğer herkes gibi olmak ya da analizin onu boş bir kabuktan ibaret bırakması;"


- İçsel Çatışmalarımız



116. "Yine de bu imgeden ancak onu ortaya çıkaran ih­tiyaçlar büyük ölçüde azaldığında vazgeçebilir."


- İçsel Çatışmalarımız



117. "Kaygıyla korku arasındaki ayrımın pratik anlamı, nevrotik bir bireyin kaygısına inandırıcı nedenler sunarak onu ikna etme girişiminin -ikna yöntemi- boşuna olduğudur. Onun duyduğu kaygı, gerçeklik içinde güncel olarak olduğu gibi gözüken or­tamla değil, ortamın ona görünüş biçimiyle ilgilidir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



118. "Hissettiği yorgunluğun, sadece yükselen kaygıdan değil, ayrıca arzularının engellenmesinden ötürü duyduğu ve bastırdığı bir kızgınlıktan da kaynaklanıp kaynaklanmadığım merak eder. Eğer durum buyduysa, beslediği arzular onun düşündüğü kadar zararsız olamazdı."


- Kendi Kendine Psikanaliz



119. "İnsan, umudu olduğu sürece inanılmaz boyutlarda acı ve ızdıraba katlanabilir."


- İçsel Çatışmalarımız



120. "Kızlar mastürbasyon etkinliğinin üstesinden gelmekte çok özel birtakım güçlükler çekmektedirler çünkü, farklı bedensel yapılanma yüzünden erkek çocuklara izin verilirken, kendilerine bunun yapılmasının (örgenlerine dokunmanın ) haksızca yasaklandığını duyumsarlar. Ya da önümüzdeki sorunun terimleriyle konuyu başka bir yöne çekip, bedensel yapılanmadaki bu farklılığın, kolayca acı bir yaralanmış, hasar görmüş olma duygusuna yol açabileceğini, bundan dolayı, kadınlıktan vazgeçmenin yani, cinsel yaşamda erkeklerin kadınlardan daha özgür olmalarının
nedenleri üzerindeki son günlerde yapılan tartışmaların, aslında, çocukluğun ilk yıllardaki bu tür etkiye sahip belli deneyimler üzerinde yükseldiğini söyleyebilirim."


- Kadın Psikolojisi



121. "Çoğunluk, egemen azınlığın kendisine belirlediği amaçlara kendini ne kadar tam uyarlarsa yeni kurallar koymak o kadar kolaylaşır."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



122. ""Ben niye başkalarını düşüneyim herkes
kendisiyle ilgilensin""


- İçsel Çatışmalarımız



123. "Ama kendimizi tek önemli şey olarak düşünmek, kendimizi ciddiye almaktan kökten farklıdır. İlk tutum özün şişirilmiş, gözde büyütülmüş bir imajından kaynaklanır; İkincisi gerçek öze ve gelişmesine karşılık gelir."


- Kendi Kendine Psikanaliz



124. "Korku da, kaygı da tehlikeyle orantılı tepkilerdir, ancak korku durumunda tehlike açık ve nesneldir, buna karşın kaygı durumunda gizli ve özneldir. Yani, kaygının yoğunluğu, ortamın söz konusu kişi için taşıdığı anlamla orantılıdır ve o, kaygılanmasının nedenlerini özünde bilmemekte­dir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



125. "eşin, onun yaşamına içerik katması, onun sorumluluğunu üstlenmesini, bütün sorunlarını çözmesini ve kendisi çabalar ortaya koymak zorunda kalmaksızın onu büyük bir insan yapmasını bekleme doğrultusundaki bilinçsiz bir arzuydu. Bu eğilim onu diğer insanlara yabancılaştırmakla kalmamış, eşini kendisine de yabancılaştırmıştı, çünkü ona yönelik gizli beklentileri yerine getirilmediği zaman duyduğu kaçınılmaz düşkınklığı derin bir iç kızgınlık yaratmıştı; bu kızgınlığın çoğu arkadaşını yitirme korkusuyla bastırılıyordu, bir kısmı da ara sıra başgösteren patlamalarda ortaya çıkıyordu. Bu ihtiyacın bir başka sonucu da Clare’ın, eşle paylaşmadığı sürece hiçbirşeyden zevk almamasıydı"


- Kendi Kendine Psikanaliz



126. "analistin hastaya yaptığı insanca yardım, bir arkadaşın diğerine yapabileceği yardıma benzer: yüreklendirme, onun mutluluğuna duyulan ilgi."


- Kendi Kendine Psikanaliz



127. "bir baskı altında yaşıyordu ve bu nedenle bilinçsizce bütün enerjisini buna katkıda bulunan sorunları çözmeye aktarmıştı."


- Kendi Kendine Psikanaliz



128. "Emin olduğumuz özelliklerimizin başkaları tarafından onaylanmasına ihtiyaç duymayız; ancak sahte iddialar söz konusu olduğunda fazlasıyla hassaslaşırız."


- İçsel Çatışmalarımız



129. "Çoğu depresyon, bir kişinin kendi argümanlarını savunmaya ya da önemli bir düşünceyi ifade etmeye gücünün yetmemesinin ardından başlar."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



130. "Saatlerce ölmüş dedesiyle konuşan bir kimse bizim için nevrotik ya da psikotiktir; oysa bazı Kızılderili kabilelerde atalarla böyle bir ilişki kurma, benimsenmiş bir kültür kalıbıdır."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



131. "Nevrotik çatışmaları çözmeye yönelik bu ilk girişim hiçbir şekilde yüzeysel değildir. Aksine, nevrotik gelişiminin gidişatı üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir."


- Nevrozlar ve İnsan Gelişimi



132. "Gerçekten de, bireyselliğe dayanan bir kültürde o derece şiddetli bir yarışma vardır ki, tek başına ele alındığı zaman bunu nevrotik bir özellik olarak niteleyip niteleyemeyeceğimize karar vermek güçtür."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



133. "Bir nevroz için henüz kesin bir tanım verebilecek bir durumda olmadığımızı, ancak tanım niteliğinde bir açıklamaya ulaşabileceğimizi görürüz: nevroz, korkular ve bunlara karşı kurulan savunmalar ve çatışan eğilemler için uzlaşmalı çözümler bulmaya yönelik girişimler tarafından yaratılan ruhsal bir rahatsızlıktır. Pratik nedenlerle bu rahatsızlığı ancak belli bir kültürdeki ortak yapıdan saptığı zaman nevroz olarak adlandırmak yerinde olur."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



134. ""Eğer bir insan kendine ilişkin bir gerçeği
keşfedecek yeterli yürekliliği göstermişse, cesaretinin onu sonuna kadar götürebilecek ölçüde güçlü olduğuna rahatlıkla güvenebilir.""


- Kendi Kendine Psikanaliz



135. "Bastırılması gereken düşmanlık kaygı yaratır, çünkü kişinin kendini bağımlı hissettiği birisine karşı duyduğu düşmanlık bir tehlikedir."


- Psikanalizde Yeni Yollar



136. "''Bütün kültürümüz, bir erkek kültürüdür. Devlet, yasalar, ahlak, din ve bilim hep erkeklerin yaratısı olmuştur.''"


- Kadının Ruhsal Yapısı



137. "Korku söz konusu olduğu zaman tehlike gerçekten vardır, çaresizlik duygusu da gerçek bir temele dayanmaktadır; endişenin söz konusu olduğu durumlarda
ise tehlike ruhsal hayatın içerisindeki etkenler tarafından oluşturulmakta ya da büyütülmekte, çaresizlik duygusu da insanın kendi tavrı ile belirlenmektedir."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



138. "Mekkeli Araplar, öteki erkeklerle tanışmalarını önlemek için kadınlarını dini kutlamalara, törenlere almazlar. Benzer gelenekleri Ortaçağda da buluruz. Bakire Meryem kültüyle cadıların yakılışı at başı gitmektedir; cinsellikten yalıtılmış "saf’ annelik tapınmasıyla, cinsel açıdan kışkırtıcı, baştan çıkarıcı kadının acımasızca yok edilişi yan yanadır."


- Kadın Psikolojisi



139. "Sevgi, var olan her şeyi bencilce kendine saklamak yerine, kendisini öteki insanlara, bir amaca ya da ideale kendiliğinden verebilme yetisidir."


- Kadın Psikolojisi



140. "Psikanaliz literatürüne, kadınlarda iğdiş eğilimleri olarak görülen ve kaynağı penis hasetine dayandırılan şeylerin çoğu bana göre erkeklerin aşağılama isteğinin bir sonucudur."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



141. "Bu yüzden, sözgelimi kişinin kendisinden ödün vererek başkalarını memnun etmesi ve çok fazla şeyi "sineye çekmesi" temelde nevrotik bir sevgi ihtiyacının ayrılmaz bir parçasıdır..."


- İçsel Çatışmalarımız



142. "Kendi içinde bölünen birinin tümüyle samimi olması mümkün değildir .."


- İçsel Çatışmalarımız



143. "Psikanaliz literatürüne, kadınlarda iğdiş eğilimleri olarak görülen ve kaynağı penis hasetine dayandırılan şeylerin çoğu bana göre erkeklerin aşağılama isteğinin bir sonucudur."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



144. "Babası tarafından büyük bir düş kırıklığıyla yaralanan küçük kız, doğuştan gelen erkeklerden alma arzusunu, onlardan zorla çekip alma gibi kinci bir arzuya dönüştürecektir. Böylece daha sonraki bir davranışın dolaysız gelişiminin temelleri
atılmış olacak ve kadın, yalnızca annelik içgüdülerini yadsımakla kalmayacak, ayrıca tek bir dürtüye, erkeği yaralama, onu kullanma, sömürüp yok etme dürtüsüne sahip olacaktır. Böylece bir vampir olup çıkacaktır."


- Kadın Psikolojisi



145. "Son günlerde Kayserling, Ehebuch adlı yapıtında açık ve önemli bir sorunun varlığını ortaya koymuştur. Kayserling,

insanları evliliğe itmeyi sürdüren şeyin ne olduğunu sorar. Bu soruya yanıt vermek için, ne bir çocuğa ya da kocaya duyulan "doğal" arzuya dönmeye, ne de, Kayserling gibi bunu metafizik şeylerle
açıklamaya çalışacağız; büyük bir gönül rahatlığı ve kesinlikle, bizi evliliğe iten şeyin, çocukluktaki Oedipus durumundan kaynaklanan eski arzuların —babanın karısı olma, ona tamamen sahip olma ve ona çocuk verme arzusu— tümünün yerine getirilmesinde bulacağımız beklentiye eşdeğerde bir şey olduğunu söyleyebiliriz."


- Kadın Psikolojisi



146. "Freud, tanımlanabilir hiçbir organik temeli olmayan bazı rahatsızlıkların -histerik nöbetler, fobiler, depresyonlar, madde bağımlılığı gibi- altlarında yatan bilinçdışı etkenlerin açığa çıkarılması ile iyileştirilebileceğini keşfetti. Zamanla bu tür rahatsızlıklar, kısaca nevroz olarak adlandırıldı."


- Kendi Kendine Psikanaliz



147. "Kaygıyı dindirmenin üçüncü yolu uyuşturmaktır. Bu, bilinçli olarak ve açıkça alkol ya da ilaç alınarak yapılabilir. Ne var ki bunu yapmanın birçok yolu vardır ve aradaki ilişki açık değil­dir. Bunlardan birisi, yalnız kalma korkusu nedeniyle kendini toplumsal etkinliklere kaptırmaktır; bu korkunun gerçek içeri­ğiyle mi algılandığı yoksa sadece bulanık bir tedirginlik olarak mı belirdiği durumu değiştirmez. Kaygıyı uyuşturmanın bir başka yolu da kendini çalışmaya vermektir, bu çalışmanın zor­lanımlı yapısından ve pazar günleri ve tatil dönemleri başgöste­ren tedirginlikten tanınan bir yöntemdir. Olağandışı bir uyku ihtiyacı da, genellikle kişi bu uykudan pek dinlenmiş çıkmasa da, aynı amaca hizmet edebilir. Son olarak, cinsel etkinlikler kaygının boşaltılabileceği güvenlik subapı olarak iş görebilir. Zorlanımlı masturbasyonun kaygı tarafından kamçılanıyor ola­bileceği uzun süredir bilinmektedir ama aynı şey her türden cinsel ilişki içinde geçerlidir. Kendileri için cinsel etkinliklerin büyük ölçüde bir kaygıyı dindirme aracı olarak iş gören insanlar eğer kısa bir süre için de olsa, cinsel doyum olanakları yoksa aşırı ölçüde bitkin ve sinirli olacaktır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



148. "Nasıl vücut ısısının yükselmesi fiziksel bir rahatsızlığın işaretiyse tutarsızlıklar da çatışmanın kesin bir göstergesidir."


- İçsel Çatışmalarımız



149. "''Erkeğin inceleme araştırma dürtüsü, kendi bedenini gözlerken doyum bulur, belki de bunun sonucu olarak dış nesnelere yönelir ya da yönelmesi gerekir; öte yandan, kadın kendi kişiliği konusunda açık ve net bir bilgi elde edemediğinden; kendini kendi bedeninden ve kişiliğinden alıp dış nesnelere yöneltmeyi çok güç bulur.''"


- Kadının Ruhsal Yapısı



150. "Evlilikteki boşluğun, yalın bir yorgunluk yüzünden değil, ayrıca alttan alta işleyen ve kaynakları saptanmamış gizli yıkıcı güçlerin ürünü olduğunu; evliliğin, düş kırıklıklarının, kuşkunun, düşmanlığın ve nefretin tohumlarını bereketli topraklar üzerine ekilmesinden başka bir şey olmadığını kavramak için Freud’un görüşlerini öğrenmek gerekmez"


- Kadın Psikolojisi



151. ""Kendi içinde bölünen birinin tümüyle samimi olması mümkün değildir.""


- İçsel Çatışmalarımız



152. "Düşkün olduğumuz insanlardan elbette bir şeyler isteriz: doyum, sadakat, yardım isteriz; kaldı ki gerekiyorsa özveri bile isteyebiliriz. Ve genelde bu tür arzuları dile getirebilmek ya da bunlar için savaşmak bile, ruhsal sağlığın bir göstergesidir. Sev­giyle nevrotik ihtiyaç arasındaki fark, sevgide sevecenlik duy­gusunun asal olması, buna karşı nevrotik birey durumunda te­mel duygunun güvence ihtiyacı olması ve seviyor olma yanılsa­masının sadece ikincil (tali) bir şey olması gerçeğinde yatar."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



153. "Kesinlikle yaşamak istiyordu..."


- Kendi Kendine Psikanaliz



154. "insanoğlu için en büyük mutluluk kişiliğini geliştirmektir.

Goethe"


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



155. "“Böylece nevrotik kişi aynı anda hem herkese hükmetmeye hem de herkes tarafından sevilmeyi istemeye, hem başkalarına boyun eğmeye hem de kendi iradesini onlara dayatmaya, hem insanlardan kopmaya hem de onların sevgisini arzulamaya zorunlu olarak yönelebilir. Çoğu zaman nevrozların dinamik merkezi tamamen çözümsüz olan bu çatışmadır.”"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



156. "Kendi tutumumuzu değiştirmemiz gerektiğini kavramaya karşı direndiğimiz kadar başka hiçbir şeye di­renmediğimiz söylenebilir. Ama bir insan, kendi korku ve sa­vunma mekanizmasının karmaşık ağına ne denli çok çaresizce takıldığına inanırsa ve her konuda haklı ve kusursuz olduğu yanılsamasına dört elle sarılmayı ne denli zorunlu bulursa, ken­di içindeki bir şeylerin yanlış olduğu ve değişmesi gerektiği yo­lundaki her sözü -sadece dolaylı ya da imalı bile olsa- içgüdüsel olarak o denli çok reddedecektir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



157. "Korku durumunda tehlike gerçeklik içinde vardır ve çaresizlik duygusu gerçeklik tarafından koşul­landırılır; kaygı durumunda tehlike iç-ruhsal etkenler tarafından yaratılır ya da büyütülür ve çaresizlik, kişinin kendi tutumu ta­rafından koşullandırılır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



158. "Bir insan, hem bir başkasını küçümseyip, ona güvenmeyip, onun mutluluğunu ya da bağımsızlığını yok etmeyi arzulayıp, hem de aynı zaman­ da onun sevecenliğini, yardımını ya da desteğini kazanmayı ar­zulayamaz. Gerçekte uzlaşmaz olan bu iki amaca ulaşmak için birey, düşmanca yatkınlığı kesinlikle farkına varma eşiğinden uzak tutmak zorundadır. Başka bir deyişle doğal düşkünlükle ihtiyaç arasındaki anlaşılır bir karışıklığın sonucu olmasına kar­şın sevgi yanılsaması, sevecenlik arayışını olası kılmak gibi kesin bir işleve sahiptir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



159. "İnsan büyük bir tehlike içindeyken aktif ve cesur davranabilir. Bir kaygı durumunda ise çaresiz hisseder(ve gerçekten de çaresizdir). Kendini çaresiz hissetmek, güç sahibi olmanın, üstünlüğün ve her durumla baş edebilme duygusunun çok önemli bir ideal olduğu kişiler için bilhassa katlanılmazdır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



160. "Kendi kendine yeterliliğe de, mahremiyet isteği de, en önemli gereksinimi olan bağımsızlık ihtiyacına hizmet eder..."


- İçsel Çatışmalarımız



161. "Sevilmek için duyulan nevrotik ihtiyacın sonucu olarak ortaya çıkan bu kısır-döngü, ana çizgileri ile şu şekilde özetlenebilir: Endişe; yalnızca kendisinin sevilmesi ve kayıtsız şartsız sevilmesi konusundaki istekleri de kapsayan aşırı bir sevgi ihtiyacı; bu isteklerin yerine getiritmemesi halinde ortaya çıkan bir istenmeme duygusu; istenmemeye ya da geri çevrilmeye karşı gösterilen bir tepki olarak şiddetli bir düşmanlık duygusu; sevgiyi yitirme korkusu yüzünden düşmanlık duygusunu baskı altına alma ihtiyacı; yaygın bir öfkeden ileri gelen gerginlik; endişenin artması; güvenlik ihtiyacının artması. Böylece, endişeden korunmak için başvurulan yollar, yeni düşmanlık duygularına ve yeni bir endişeye yol açmaktadır."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



162. "Kendi içinde bölünen birinin tümüyle samimi olması mümkün değildir."


- İçsel Çatışmalarımız



163. "Düşkün olduğumuz insanlardan elbette bir şeyler isteriz: doyum, sadakat, yardım isteriz; kaldı ki gerekiyorsa özveri bile isteyebiliriz. Ve genelde bu tür arzuları dile getirebilmek ya da bunlar için savaşmak bile, ruhsal sağlığın bir göstergesidir. Sev­giyle nevrotik ihtiyaç arasındaki fark, sevgide sevecenlik duy­gusunun asal olması, buna karşı nevrotik birey durumunda te­mel duygunun güvence ihtiyacı olması ve seviyor olma yanılsa­masının sadece ikincil (tali) bir şey olması gerçeğinde yatar."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



164. "Duygusal yakınlığa inanamaz çünkü kimsenin onu sevemeyeceğine kesinkes inanmıştır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



165. "Birçok defa üzerinde durmuş olduğum gibi, bazı içtepilerimizi bilinç yüzeyine çıkamayacak şekilde baskı altına alabilirsek de, kendimizi sonuna kadar aldatamayız."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



166. "İnsanlara verebileceği her türlü mutluluğa rağmen hayat aynı zamanda kaçınılmaz acılarla doludur."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



167. "Başkaları tarafından sevilmek insanın kendisini daha az yalnız hissetmesini, düşmanlık tehlikesi ile daha az karşılaşmasını, kendine daha çok güvenmesini sağlar. Hayati bir ihtiyacı karşıladığı içindir ki, kültürümüzde aşka, sevgiye bu derece değer verilmektedir."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



168. "Hepimiz hoşlanılmak ve takdir edildiğimizi hissetmek isteriz, ama nevrotik insanlardaki onaylanmaya ya da sevecenliğe olan bağımlılık, yaşamlarında karşılarındaki insanların taşıdığı gerçek önemle orantısızdır. Hepimiz, düşkün olduğumuz insanların da bizden hoşlanmasını arzu ederiz, buna karşın nevrotik bireylerde, ister söz konusu kişiye ilgi duysunlar ister duymasınlar, ya da o kisinin yargısı kendileri için bir anlam taşısın ya da taşımasın, benimsenmeye ya da sevecenliğe yönelik kişi ve durum ayrımı gözetmeyen bir açlık vardır. Çoğu kez bu sınırsız özlemin farkında değillerdir , ancak istedikleri ilgi ufukta gözükmediği zaman gösterdikleri duyarlıkla bu özlemin varlığını ele verirler. Örneğin eğer birisi davetlerini kabul etmezse, bir süre telefon etmezse ya da sadece bir konuda onlara katılmasa bile kızgınlık duyabilirler. Bu duyarlılık bir "boş ver" tutumuyla gizlenebilir. Dahası, sevecenlik arzularıyla bunu hissetme ya da gösterme konusundaki kendi yetileri arasında belirgin bir çelişki vardır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



169. "yalnızlık neden acil bir çare gerektirecek kadar dayanılmaz bir bunaltı yaratıyordu?"


- Kendi Kendine Psikanaliz



170. "Çözümlenmemiş çatışmalarla yaşamak öncelikle müthiş bir enerji israfıdır."


- İçsel Çatışmalarımız



171. "Temel kaygının geliştiği bir çevrede çocuğun enerjilerini özgürce kullanımı boğulmuş, öz­ saygısı ve özgüveni yokedilmiş, göz korkutma ve yalıtımla kor­kuya boğulmuş, acımasızlık, standardlar veya aşırı koruyucu "sevgiyle" taşkınlığı engellenmiştir."


- Psikanalizde Yeni Yollar



172. "''Başkasının arzularından vazgeçmesini istemek, kendi arzularımızdan vazgeçmeyi istemekten daha ilkel ve öncelikli bir olgudur.''"


- Kadının Ruhsal Yapısı



173. "Yine de ayrıntılı kişilik yapısı bilgisine sahip olmadan kişinin bütün nevrozlarda farkına varabileceği iki özellik vardır: tepkilere kesin bir katılık ve olanaklar ile başarılar arasındaki farklılık."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



174. "yalnızlık neden acil bir çare gerektirecek kadar dayanılmaz bir bunaltı yaratıyordu?"


- Kendi Kendine Psikanaliz



175. "Bir kadın eşcinselliği olayının ruhsal kökeni üstüne yazdığı bir denemede Freud, babayla özdeşleşme doğrultusundaki bu tür bir gelişmenin, açık eşcinselliğin temellerini oluşturduğu konusunda bizi inandırmıştı; oysa ben, aynı süreci iğdiş edilme kompleksinin sonucu olarak tanımlıyorum."


- Kadın Psikolojisi



176. "Sevgi kendi içinde bir yanılsama değildir ama yapabileceğinden çok daha fazlasını beklememiz bunu bir yanılsamaya dönüştürmüştür."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



177. "Çoğu zaman Freud'un erkeklerin sevgi ilişkilerinde bir «bölünme» olarak nitelediği bir durum ortaya çıkmaktadır; Erkek ancak kendinden daha aşağı düzeyde olan kadınlara cinsel bir ilgi duyabilmekte, sevdiği ve hayran olduğu kadınlar söz konusu olduğu zaman ise ne cinsel istek duymakta, ne de cinsel güce sahip olabilmektedir. Böyle bir kimse için cinsel ilişki, küçük görme ya da küçük düşürme eğilimlerine çok sıkı bir şekilde bağlıdır; böylece sevdiği ya da sevebileceği bir kimsenin yanında hemen cinsel isteklerini baskı altına almaktadır. Bu tavır genellikle o erkeğin çocukken annesine karşı takınmış olduğu tavra bağlanabilir: Annesinin kendisini küçük gördüğünü hissetmiş, buna karşılık o da onu küçük görmek, küçük düşürmek istemiştir; ama korktuğu için bu içtepisini aşırı bir bağlılık duygusu iie gizlemiştir. Bu durum genellikle ilk çocukluk safhasına «saplanıp kalma» (fixation) olarak nitelenmektedir. Daha sonraki hayatında kadınları iki gruba ayırmak gibi bir çözüm yolu bulmuştur; sevdiği kadınlara karşı içerisinde kalmış olan düşmanlık duygusu, onları gerçekten engellemek şeklini almıştır."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



178. "''Nevrotik ebeveynler, genelde yaşamlarından hoşnutsuzluk duyar; tatmin edici duygusal ya da cinsel ilişkiden yoksun olurlar ve bu yüzden çocuklarını yaşamlarının sevgi nesnesi yapmaya eğilimlidirler. Duygusal yakınlık ihtiyaçlarını çocuklar üzerinden karşılarlar.''"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



179. "Kendileri için saygınlık özlemi ağır basan bir tutum olan in­sanlarda, düşmanlık genellikle başkalarını küçük düşürme ar­zusu biçimini alır. Özsaygıları küçük düşürülme nedeniyle ya­ralanan ve bu nedenle kinci olan insanlarda bu arzu büyük bir öneme sahiptir. Bu insanlar genellikle çocukluklarında bir dizi küçük düşürücü deneyimler yaşamışlardır"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



180. "Yansıtma ayrıca bir yan işlev olarak, kendini haklı çıkarma ihtiyacına da hizmet eder."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



181. "Birçok ilişki sevgi örtüsü altında, yani, öznel bir bağlılık inancı altında yürütülür oysa gerçekte kişinin sevgi dediği şey, kendi ihtiyaç­larını doyurmaları için öteki insanlara sarılmasından başka bir­ şey değildir. Bunun güvenilir ve içten bir sevecenlik duygusu olmadığı gerçeği, arzulardan herhangi birisi yerine getirilmediği zaman kolayca başgösteren tiksintide ortaya çıkar. Bizim sevgi görüşümüzde asalolan öğelerden birisi -duygunun güvenilirliği ve tutarlılığı- bu olaylarda bulunmaz."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



182. "Nevrotik birey, sevme yetisinden yoksun olmakla buna karşın başkalarının sevgisine büyük bir ihtiyaç duymak arasındaki ikilemi yaşar."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



183. "Bir çocuk için iste­niyor olma duygusu, uyumlu gelişimi açısından hayati bir önem taşır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



184. "Belki de hiç kimse açık sözlü­lükle şunu söylemeyemez: "Karşılığında hiçbir şey almaksızın kendini bana feda etmeni istiyorum." Nevrotik birey isteklerini, hasta olması ve bu nedenle özveriye ihtiyaç duyması gibi, haklı bir temele oturtma gerekliliğiyle karşı karşıyadır. Kendi istekle­rini algılayamayışının bir başka güçlü nedeni de, bir kez yerleştik­ten sonra bunlardan vazgeçmenin zor olması ve usdışı oldukla­rını kavramanında bunları bırakmaya yönelik ilk adım olması­dır. Bu istekler, az önce anılan temellerin ötesinde, nevrotiğin, kendi kaynaklanna dayanarak yaşamayacağı, ihtiyaç duyduğu her şeyin kendisine verilmesi gerektiği, yaşamının sorumlulu­ğunun tamamının kendine değil başkalarına ait olduğu yolun­daki derin bir inanca kök salmıştır. Bu nedenle koşulsuz sevgi isteklerini bırakması, yaşama yönelik tutumunun tamamında bir değişme gerektirir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



185. "Eğilip bükülebilecek olan yalnızca küçük çocuklar değildir. Hepimiz yaşadığımız sürece değişebilme kapasitesine hatta temel meselelerde değişebilme kapasitesine sahibiz."


- İçsel Çatışmalarımız



186. "Kendi hayatına ilişkin yoğun bir boşluk duygusu olmayan hiç kimse, belirgin sadistçe eğilimler geliştirmez."


- İçsel Çatışmalarımız



187. "Endişe de korku da tehlike ile orantılı olan tepkilerdir; şu var ki, korkuda tehlike açık ve objektif olduğu halde, endişede gizlidir ve sübjektiftir. Yani endişenin şiddeti, herhangi bir durumun ilgili kimse için taşıdığı anlam ile orantılıdır ve o kimse gerçekte niçin böyle endişeli olduğunu bilmemektedir."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



188. "Kendi ötesinde bir amaç taşımayan; doğal olduğu için deneyimlerimizi paylaştığımız; birinin diğerini anladığı, beraber olmaktan, paylaşmaktan ve ifade et­mekten keyif aldığı. . . bir ilişki.""


- İçsel Çatışmalarımız



189. "''Gerçekten hissetmekle öyle gözükmek birbirine öyle çok benzer ki, çoğu insanın kafasında, bu ikisi arasındaki farka ilişkin anlaşılır bir bulanıklık oluşur.''"


- Nevrozlar ve İnsan Gelişimi



190. "Kaygı genellikle dürtülerimizin korkusundan ziyade , bastırılmış dürtülerimizin korkusundan kaynaklanır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



191. "Aşırı hırsları onları çok fazla beklentiye yönlendirdiğinden başarılarında yetersiz kalırlar, bu nedenle kolayca cesaretleri kırılır ve hayal kırıklığına uğrarlar; hemen çabalarına son verir ve başka bir şeye başlarlar. Bir çok yetenekli kişi tüm yaşamları boyunca enerjilerini böyle boşa harcar. Çeşitli alanlarda bir şeyler başarmak için bir potansiyelleri vardır aslında ama bunların hepsiyle ilgilendikleri ve nihayetinde hepsinde hırslı oldukları için istikrarlı bir şekilde tek bir amacın peşinde koşmazlar; sonunda hiçbir şey başaramaz ve güzel yetilerinin ziyan olmasına izin verirler."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



192. "Sidik yolları erotizmiyle röntgencilik içgüdüsü arasındaki ilişki, Y diye adlandıracağım bir hastamda daha da belirgindi. Babası gibi işemenin yerine geçen bir yolla mastürbasyon yapmıştı. Bu hastanın çektiği saplantı nevrozundaki temel etken, röntgencilik içgüdüsüydü; mastürbasyon sırasında başkaları tarafından görülme düşüncesi yüzünden şiddetli kaygı nöbetlerine kapılıyordu. Böylece, küçük bir kızın derinlerde yatan arzusunu dile getiriyordu: Ben de babam gibi her işeyişte gösterebileceğim bir kamışımın olmasını isterdim.

Ayrıca sanırım bu etken, kızlardaki her abartılmış utangaçlık ve iffet taslama olayında başı çeken bir rol oynamaktadır, bunun dışında, erkek ve kadın giyimindeki farklılığın en azından gelişmiş ırklarda, bu olaya —kızın cinsel örgenlerini sergileyemeyişi ve bu nedenle göstermeci eğilimleri bağlamında kendini sergileme arzusunun, bedeninin tümünü içine alan bir evreye gerilemesine— bağlanabilir. Bu, bizi erkek frag giyerken kadının açık omuzlu elbiseler giymesinin nedenlerine götürür. Ayrıca bu ilintinin, kadınla erkek arasındaki farklı noktaların tartışılması sırasında ilk önce anılan bir ölçütü —kadınların daha çok öznel, erkeklerin daha çok nesnel oluşu— de bir anlamda açıkladığını sanıyorum. Bunun açıklamasıysa şöyle olurdu: Erkeğin inceleme araştırma dürtüsü, kendi bedenini gözlerken doyum bulur, belki de bunun sonucu olarak dış nesnelere yönelir ya da yönelmesi gerekir; öte yandan, kadın kendi kişiliği konusunda açık ve net bir bilgi elde edemediğinden, kendini kendi bedeninden ve kişiliğinden alıp dış nesnelere yöneltmeyi çok güç bulur."


- Kadın Psikolojisi



193. "Sevilemez olma inanışı, sevme yetersizliğine çok yakındır; hatta bu yetersizliğin bilinçli bir yansımasıdır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



194. "''Hissettiği yorgunluğun, sadece yükselen kaygıdan değil, ayrıca arzularının engellenmesinden ötürü duyduğu ve bastırdığı bir kızgınlıktan da kaynaklanıp kaynaklanmadığım merak eder.

Eğer durum buyduysa, beslediği arzular onun düşündüğü kadar zararsız olamazdı.""


- Kendi Kendine Psikanaliz



195. "Herhangi türden bir sevecenlik ona (nevrotik bireye) yüzeysel bir güvence ya da bir mutluluk duygusu bile verebilir, ancak bu, derinlerde yatan inançsızlığa toslar ya da güvensizlik ve korku yaratır. O, buna inanmaz, çünkü inatla belki de hiç kimsenin kendisini se­vemeyeceğine inanmaktadır. Ve sık sık bu sevilemez olma duygusu, tersini gösteren gerçek deneyimlerin sarsamadığı bilinçli bir inanç yapısını taşır. Bu sevilemez olma duygusu gerçekten de öylesine tartışma götürmez bir gerçek olarak kabul edilebilir ki, bu hiç bir zaman bilinç düzeyinde bireyin canını sıkmaz, ama dile getirilmediği zaman bile sanki her zaman bilinçli olan bir inanç kadar sarsılmaz olur. Aynca bu duygu, genellikle gururun yönettiği bir "boş ver" tutumuyla gizlenebilir ve bu durumda bunu ortaya çıkarma konusunda zorluk çıkarmaya yatkın olur. Sevilemez olma inancıyla sevme yetisinden yoksun olma ara­sında yakın bir akrabalık vardır; aslında bu, söz konusu yeti yokluğunun bilince yansımasıdır. Başkalarına gerçekten düşkün olan bir insan, onların da kendisine düşkün olabileceği konu­sunda kuşku duymayacaktır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



196. "Her şeyden önce, kaygı duyduğumuz bir etkinliği yürütmek bir gerilim, yorgunluk ya da bitkinlik duygusu yaratır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



197. "Erkeğin, sevginin dışında her konudaki üstünlüğüne duyulan kültürel inancımız nedeniyle, erkeğin tarafındaki bu tür bir tutumun hayranlık örtüsüyle gizlendiğine daha az rastlanır; bu tutum genellikle oldukça açık bir yoldan, kadının uğraşlarının ve çalışmasının doğrudan doğruya sabote edilmesinde kendini gösterir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



198. "çevresindeki dünyanın, tamamen silinmesi ve onun gözünde sadece sevilen, tapılan adamın bir önem taşımasıydı. Düşünceleri ve duyguları, erkeğin bir telefonu ya da mektubu veya ziyareti çevresinde yoğunlaşıyordu; onsuz geçirdiği saatler bomboştu ve o, bu saatleri erkeğini bekleyerek, onun kendisine yönelik tutumu konusunda düşüncelere dalarak ve herşeyden önemlisi tam bir savsaklama ya da küçük düşürücü geri çevrilme olarak algıladığı olaylardan ötürü kendini hepten perişan hissederek dolduruyordu. Bu dönemlerde diğer insan ilişkileri, işi, diğer uğraşları ve ilgileri neredeyse kendisi için taşıdığı önemi hepten yitiriyordu."


- Kendi Kendine Psikanaliz



199. "Bastırılmış öfkenin biriktirilmesi de ara sıra duyulan huzursuzluk ve asabiyetten öfke nöbetlerine kadar, az ya da çok şiddetli
patlamaların ortaya çıkmasına neden olur. Bu patlamalar kişinin genelde oluşturduğu kibarlık ve anlayşışlılık tablosuna uymasa da, kendisine tümüyle haklı görünür. Ve kendi mantığına göre oldukça haklıdır da. Hem başkalarından çok fazla şey beklediğinin hem de benmerkezci olduğunun bilincinde olmayarak kendine çok haksızlık yapıldığı ve buna artık dayanamayacağı hissinden kendini alıkoyamaz. Son olarak, kişinin bastırdığı bu düşmanca duygular gözünü kör ederse, baş ağrısı ya da mide rahatsızlıkları gibi her türlü işlev bozukluğuna yol açabilir."


- İçsel Çatışmalarımız



200. "Yaşadığımız medeniyette sevgi nadiren sahici bir duygulanım olarak ortaya çıktığı için, bu duygunun kötüye kullanıldığını çok sık görürüz."


- İçsel Çatışmalarımız



201. "Amansız bir şekilde başarı peşinde koşan bir insan, başkalarının kendisini sevip sevmediğine aldırış etmez. Başkalarından hiçbir şey istemediği ve beklemediği gibi, kendisine yardım edilmesini ya da herhangi bir şekilde cömert davranılmasını da istemez ve beklemez, istemiş olduğu şeye yalnızca kendi gücü ve çabası ile ulaşabileceğini bilmektedir. Hiç şüphesiz başkalarından yararlanacaktır; ama onların kendisi hakkında iyi bir kanı edinmiş olmalarına ancak kendi amacına ulaşmak bakımından yararlı olduğu sürece önem verecektir."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



202. "Aşırı hırsları onları çok fazla beklentiye yönlendirdiğinden başarılarında yetersiz kalırlar, bu nedenle kolayca cesaretleri kırılır ve hayal kırıklığına uğrarlar; hemen çabalarına son verir ve başka bir şeye başlarlar. Bir çok yetenekli kişi tüm yaşamları boyunca enerjilerini böyle boşa harcar. Çeşitli alanlarda bir şeyler başarmak için bir potansiyelleri vardır aslında ama bunların hepsiyle ilgilendikleri ve nihayetinde hepsinde hırslı oldukları için istikrarlı bir şekilde tek bir amacın peşinde koşmazlar; sonunda hiçbir şey başaramaz ve güzel yetilerinin ziyan olmasına izin verirler."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



203. "''Hissettiği yorgunluğun, sadece yükselen kaygıdan değil, ayrıca arzularının engellenmesinden ötürü duyduğu ve bastırdığı bir kızgınlıktan da kaynaklanıp kaynaklanmadığım merak eder.

Eğer durum buyduysa, beslediği arzular onun düşündüğü kadar zararsız olamazdı.""


- Kendi Kendine Psikanaliz



204. "çevresindeki dünyanın, tamamen silinmesi ve onun gözünde sadece sevilen, tapılan adamın bir önem taşımasıydı. Düşünceleri ve duyguları, erkeğin bir telefonu ya da mektubu veya ziyareti çevresinde yoğunlaşıyordu; onsuz geçirdiği saatler bomboştu ve o, bu saatleri erkeğini bekleyerek, onun kendisine yönelik tutumu konusunda düşüncelere dalarak ve herşeyden önemlisi tam bir savsaklama ya da küçük düşürücü geri çevrilme olarak algıladığı olaylardan ötürü kendini hepten perişan hissederek dolduruyordu. Bu dönemlerde diğer insan ilişkileri, işi, diğer uğraşları ve ilgileri neredeyse kendisi için taşıdığı önemi hepten yitiriyordu."


- Kendi Kendine Psikanaliz



205. "Sevgi ya da şefkat görme çabası, başkaları ile sıkı bir ilişki kurarak güvenliğe ulaşmayı dile getirdiği halde, güçlü olma, saygınlık kazanma, mal-mülk edinme çabası başkalarından uzaklaşarak ve kendi durumunu güçlendirerek güvenliğe ulaşmak demektir."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



206. "Acaba evlilik kurumunun, insan varlığının bazı gerçekleriyle uzlaşamayacağı doğru olabilir mi? Yoksa evlilik, ortadan kalkmak üzere olan bir yanılsama mıdır? Ya da özellikle çağdaş insan onu ayakta tutabilme gücünden yoksun mudur?"


- Kadın Psikolojisi



207. "Yine de bütün nevrozlarda hastanın sevme yetisinin büyük ölçüde azaldığını ve sevgi gibi gözüken şeyin çoğunlukla hastanın aşırı sevecenlik ve benimsenme ihtiyacının bir sonucu olduğunu unutmamamız gerekir."


- Kendi Kendine Psikanaliz



208. "Aşk, başka ne anlama gelirse gelsin, sevgiliye ve kişinin kendi duygularına boyun eğmesidir. Bir kişi, ister kadın ister erkek olsun, böyle bir boyun eğmeden ne kadar acizse aşk ilişkileri o kadar az tatmin edici olacaktır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



209. "Olanca iyi niyetlerine karşın anne-babalar, çocuk üzerinde öyle çok baskı uygulayabilirler ki, çocuğun girişimgücü felce uğrar. Boğucu sevgi ve yıldırmadan, buyurganlık ve yüceltmeden oluşan bir bileşim sözkonusu olabilir."


- Kendi Kendine Psikanaliz



210. "Normal bir kişi içtenlikle yapılan bir iltifat ile samimiyetsiz olan arasında ayrım yapabilir; nevrotik kişi ikisi arasındaki farkı göremez ya da herhangi bir koşulda ikisini de önemsemez. Normal bir kişi haksız bir dayatma hissettiğinde kindar olabilir; herhangi bir dolaylı söze kin duyabilir, onun kendi yararına olduğunu fark etse bile. Normal bir kişi, önemli ve karar vermesi zor bir mesele olduğu zaman kararsız kalabilir, bir nevrotiğinse her anını kararsızlıkla geçirmesi ihtimali vardır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



211. "Nevrotik bireyin doymak bilmezliği, yeme içme, satın alma, vitrin bakma, sabırsızlık konularında da görülen genel bir kişilik özelliği olarak açgözlülükte belirebilir. Açgözlülük çoğu kez bastırılabilir, ama örneğin elbise alma konusunda genellikle al­çakgönüllü olan bir insanın bir kaygı nöbeti sırasında dört takım yeni elbise satın alması gibi, birden bire ortaya çıkabilir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



212. "Her şeyden önce birey, gece ve gündüz kendisiyle birlikte yaşar."


- Kendi Kendine Psikanaliz



213. "''Kendi arzularına gereken ilgiyi göstermediği için, bunlarla ilgilenecek bir başkasını bulmak zorundaydı.

Kendini savunmadığı için onu savunacak bir başkasına ihtiyaç duyuyordu.

Kendi değerlerini görmediği için onun değerlerini olumlayacak birisine ihtiyaç duyuyordu.''"


- Kendi Kendine Psikanaliz



214. "Korunma ihtiyacının, sevgi yaşamındaki temel bir öğe olduğunu kavramakla Clare, büyük bir ileri adım atmıştı. Görünüşte zararsız olan bu ihtiyacın kucakladığı isteklerin boyutları ve oynadığı rol, ancak çok daha sonra açıklık kazandı."


- Kendi Kendine Psikanaliz



215. "Benliğin yitimi, der Kirkegaard, ölümle sonuçlanacak hastalıktır."


- Nevrozlar ve İnsan Gelişimi



216. "Başka bir deyimle nevrotik bir insan kendini, kendi yoluna dikilen bir engel olarak görmektedir."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



217. "Aşk, başka ne anlama gelirse gelsin, sevgiliye ve kişinin kendi duygularına boyun eğmesidir. Bir kişi, ister kadın ister erkek olsun, böyle bir boyun eğmeden ne kadar acizse aşk ilişkileri o kadar az tatmin edici olacaktır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



218. "Normal bir kişi içtenlikle yapılan bir iltifat ile samimiyetsiz olan arasında ayrım yapabilir; nevrotik kişi ikisi arasındaki farkı göremez ya da herhangi bir koşulda ikisini de önemsemez. Normal bir kişi haksız bir dayatma hissettiğinde kindar olabilir; herhangi bir dolaylı söze kin duyabilir, onun kendi yararına olduğunu fark etse bile. Normal bir kişi, önemli ve karar vermesi zor bir mesele olduğu zaman kararsız kalabilir, bir nevrotiğinse her anını kararsızlıkla geçirmesi ihtimali vardır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



219. "Gözü korkutulmamış her küçük kız, kamışa imrenmeyi dürüstçe ve sıkılmaksızın dile getirir. Bu imrenmenin tipik olduğunu görür ve neden böyle olduğunu oldukça iyi anlarız; erkek çocuktan daha az şeye sahip olmanın doğurduğu narsistçe bir aşağılık duygusunun, değişik örgensel evre öncesi ruhsal enerji yüklerinden kaynaklanan bir dezavantajlar dizisiyle nasıl pekiştirildiğini görürüz: Bunlar, erkek çocukların sidik yolları erotizmindeki kesin ve açık ayrıcalıkları, röntgencilik içgüdüsü ve mastürbasyon etkinlikleridir.*"


- Kadın Psikolojisi



220. "Elbette dürüst olma iradesiyle dürüst olabilme yetisi arasında bir fark vardır. Kişi birçok kez bu ideali yerine getirme yetisinden yoksun olacaktır. Ne var ki eğer kendine karşı her zaman dürüst olabilseydi hiçbir analize gerek kalmayacağı gerçeğinde bir teselli olabilir. Ayrıca eğer belli bir tutarlılık ölçüsüyle ilerlerse dürüstlük yetisi giderek artacaktır. Yıkılan her engel kendi içinde bir toprak parçası kazanmak anlamına gelir ve dolayısıyla bir sonrakine daha büyük bir ruhsal güçle yaklaşmayı mümkün kılar."


- Kendi Kendine Psikanaliz



221. "“Duygusal yakınlık bir kişi için bu kadar önemliyse ve hayattaki güvenlik hissi buna bağlıysa, o zaman bunun için her türlü bedeli ödemeye hazırdır ve bu da esas olarak başkalarının isteklerine boyun eğmek anlamına gelir.”"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



222. "Sevgi ilişkilerinde nevrotik bireyin karşısındaki insanı yen­meye, dize getirmeye ve küçük düşürmeye yönelik eğilimleri olağanüstü bir rol oynar. Cinsel ilişkiler, ya eşi dize getirip aşa­ğılamaya ya da onun tarafından dize getirilip aşağılanmaya aracı olur, bu elbette bu ilişkilerin yapısına yabancı bir özelliktir. Sık sık, Freud'un erkeğin sevgi ilişkilerindeki bir bölünme olarak tanımladığı bir durum ortaya çıkar: bir erkek, sadece kendi de­ğer ölçülerinin altındaki kadınlara cinsel ilgi duyabilir, bunun yanında sevdiği ve hayran olduğu kadınlara ne arzu duyar, ne de onlarla cinsel açıdan güçlü olur. Böyle bir insan için cinsel ilişki, küçük düşürme eğilimleriyle kopmaz bir şekilde birleş­miştir, bu nedenle sevdiği ya da sevebileceği birisine yönelik cinsel arzularını hiç zaman yitirmeksizin bastırır. Bu tutum çoğu kez, nevrotik bireyin, kendisini küçük düşürdüğüne inandığı ve karşılık olarak da küçük düşürmeyi arzuladığı annesine bağla­nabilir, ancak korktuğu için bu dürtüyü abartılı bir tapınmanın arkasına gizlemiştir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



223. "Kişinin çıkarını ve güvenliğini içerden tehdit eden tehlikeli coşkusal öğeden kurtulmaya yönelik vazgeçilmez bir ihtiyaç söz konusudur. Burada ikinci bir refleksimsi süreç devreye girer; birey kendi düşmanca dürtülerini dış dünyaya "yansıtır." İlk

yani bastırma, bir ikincisini gerektirir; yıkıcı dürtülerin kendi içinden değil, dış dünyadaki başka bir insandan ya da başka bir şeyden geldiği
"


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



224. "Çoğu kez altta yatan büyük bir kaygıya karşı gü­venceye ulaşmak için tek bir yol değil, birbiriyle uzlaşmaz olan birkaç yol birden izlenir. Bu nedenle nevrotik kişi kaçınılmaz olarak, hem herkes tarafından sevilmeyi istemeye, başkalarına boyun eğmeye ve kendi iradesini onlar üzerinde uygulamaya, insanlardan uzaklaşmaya ve onların sevecenliğini özlemeye iti­lebilir. Çoğu kez nevrozun dinamik merkezini oluşturan şeyler, işte bu açıkça çözümsüz olan çatışkılardır. Birbirleriyle en çok çatışan iki girişim, sevecenlik arayışıyla güç arayışıdır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



225. "Nevrotik bireyin kendini ayıplanmaya karşı koruyabileceği üçüncü bir yol da, savsaklamaya, hastalığa ya da çaresizliğe sı­ğınmaktır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



226. "Sevgi her ne kadar sevilen kimsenin belli bir zevk ve tatmin aracı olarak kullanılması ile bağdaşamazsa da, yalnızca başkalarını düşünmek ve kendini yalnızca başkalarına adamak da değildir. Kendisi için hiçbir şey istemeyen bir insanın hissettiği duyguya da sevgi denilemez."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



227. "Kültürel olarak belirlenmiş güçlükleri şiddetli bir şekilde hisseden kimseler -özellikle çocukluk yaşantılarında bu gibi güçlüklerin etkisini şiddetle duymuş olanlar-, bunun sonucu olarak da bu güçlüklerin içinden çıkamayanlar ya da kişiliklerinden çok şey yitirerek çıkabilenler büyük bir olasılıkla nevrotiktirler. Onları kültürümüzün üvey çocukları olarak niteleyebiliriz"


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



228. "Bütün nevrotik acılar belli bir tatmine ulaşma isteği ile belirlenmişlerdir, ya da daha basit bir deyimle söyleyecek olursak, nevrotik bir insan acı çekmek istemektedir. Cinsel sapıklıklarla manevi masochism arasındaki fark yalnızca bir bilinçlilik farkıdır. Cinsel sapıklıkta tatmine ulaşma çabası da, tatmin de bilinçlidir; manevi masochism'de ise her ikisi de bilinçdışıdır."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



229. "Bu yüzden, sözgelimi kişinin kendisinden ödün vererek başkalarını memnun etmesi ve çok fazla şeyi "sineye çekmesi" temelde nevrotik bir sevgi ihtiyacının ayrılmaz bir parçasıdır..."


- İçsel Çatışmalarımız



230. "Kendimi yitik ve çaresiz hissediyorum; Peter büyük bir hayal kırıklığı; yaşamım bir atlıkarıncaya benziyor ve ben inemiyorum; sürüklenmenin dışında hiçbir çözüm yolu yok; ama sürüklenmek de tehlikeli."


- Kendi Kendine Psikanaliz



231. ""Bir değişme isteği, bu açık ve kesin bir arzuya eşdeğerde bile olsa henüz bir değişme yetisi değildir. Bu yeti ancak daha sonra gelişir.""


- Kendi Kendine Psikanaliz



232. "Kültürümüzde kaygıdan kaçınmanın dört ana yolu vardır: kaygıyı ussallaştırmak; inkar etmek; uyuşturmak; kaygı yarata­bilecek düşüncelerden, duygulardan, dürtülerden ve ortamlar­dan kaçınmak."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



233. "Nevrotik sevecenlik ihtiyacının çeşitli sonuçları tarafından oluşturulan bu kısır döngü tablosu kabaca şöyle çizilebilir: kaygı; tam ve koşulsuz sevgi isteklerini de içine alan aşırı sevecenlik ihtiyacı; bu istekler yerine getirilmediği zaman alevlenen bir geri çevrilme duygusu; geri çevrilmeye gösterilen yoğun düşmanlık tepkisi; sevecenliği yitirme korkusu nedeniyle düşmanlığı bas­tırma ihtiyacı; derin bir öfkenin gerilimi; artan kaygı; artan gü­vence ihtiyacı... Böylece, kaygıya karşı güvence kazanmaya yarayan aracın kendisi, karşılık olarak yeni bir düşmanlık ve yeni bir kaygı yaratır. Bir kısır döngünün oluşumu sadece burada tartıştığımız bağlamda tipik bir oluşum değildir; genel anlamda konuşulursa bu, nevrozlardaki en önemli süreçlerden birisidir. Her koruyucu araç; güvence sağlayıcı özelliğine ek olarak, yeni bir kaygı ya­ratma özelliğine de sahip olabilir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



234. "Geri çevrilme korkusu, ürkeklik grubuna giren bir dizi ağır ketlemeye yol açabilir. Ürkeklik, geri çevril­meyle yüz yüze gelmeye karşı bir savunma olarak iş görür. Sanki bu tipin insanları kendi kendilerine şunları söylerler: "Nasıl olsa insanlar benden hoşlanmıyor, bu nedenle bir köşede kalmam ve böylece kendimi olası bir reddedilmeye karşı korumam daha doğru olur. "Dolayısıyla geri çevrilme korkusu, sevecenlik ar­zusu için tehlikeli bir engeldir, çünkü bu, bir insanı, başkalarının onun ilgi görmek istediğini hissetmesine ya da bilmesine izin vermekten alıkoyar. Dahası, bir geri çevrilme duygusu tarafın­dan körüklenen düşmanlık, kaygının canlı tutulmasına ya da pekiştirilmesine bile büyük ölçüde katkıda bulunur. Bu duygu, içinden çıkılması zor bir "kısır döngü"nün yaratılmasında önemli bir etkendir."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



235. "Küçük düşürülmüş olma içeriğine sahip olduğu için bir geri çevrilme, açığa vurulabilecek korkunç bir öfke ya­ratır; örneğin okşamalarına karşılık vermeyince öfkelenip ken­disini duvara çarpan bir kız vardı. Eğer bu tip insanlar bekleti­lirlerse bunu, dakik olmayı gerektirmeyecek kadar önemsiz bi­risi olarak değerlendiriliyor olma biçiminde yorumlarlar; ve bu, düşmanlık patlamalarını körükleyebilir ya da bütün duyguların tam bir geri çekilişiyle sonuçlanabilir ve böylece, birkaç dakika öncesinde buluşma konusunda hevesli olmuş olsalar bile şimdi artık soğuk ve tepkisiz olurlar."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



236. "Olumsuz duyarlılığını algılar ama bunu "hassas kalbi"ne bağlar. Beslediği düşmanlıkları algılar ama bunları her zaman için haklılık temeline oturtur."


- Kendi Kendine Psikanaliz



237. "Değiştirmek kolaydır, ama olasılıkları ilk gören olmak için dahi olmak gerekir."


- Psikanalizde Yeni Yollar



238. "‘...İnsanlara yaklaşma ile insanların aksine gitme arasındaki ayrım,basit bir biçimde güçlülükle zayıflık-ya da Jung’un ifadesiyle erillikle dişillik- arasındaki fark değildir.Hepimiz de hem uyumlu olma hem de saldırgan davranma potansiyeli vardır.’"


- İçsel Çatışmalarımız



239. "‘Arzulanmayan iki parçayı bir araya getirmekle ortaya arzulanan bir bütünlük çıkmadığı gibi,iki uyumsuzun bir araya gelmesi de uyumlu bir bütünlük oluşturmaz.’"


- İçsel Çatışmalarımız



240. "'Ancak cefa çekmeye hazır olduğumuzda kendi gemimizin dümenini elde tutma idealine yaklaşabiliriz.'"


- İçsel Çatışmalarımız



241. "Nevrotik kimseler çoğu zaman saldırılara karşı kendilerini savunamazlar, başkalarının isteklerine boyun eğmek istemedikleri halde «hayır» diyemezler; sözgelişi, bir satıcı kendilerine istemedikleri bir şeyi satmak istediği zaman, biri kendilerini bir toplantıya davet ettiği, ya da bir kadının (bir erkeğin) sevgi çağrısı ile karşılaştıkları zaman «hayır» deme gücünü kendilerinde bulamazlar."


- Çağımızın Tedirgin İnsanı



242. "Bu yüzden, sözgelimi kişinin kendisinden ödün vererek başkalarını memnun etmesi ve çok fazla şeyi "sineye çekmesi" temelde nevrotik bir sevgi ihtiyacının ayrılmaz bir parçasıdır..."


- İçsel Çatışmalarımız



243. "Olumsuz duyarlılığını algılar ama bunu "hassas kalbi"ne bağlar. Beslediği düşmanlıkları algılar ama bunları her zaman için haklılık temeline oturtur."


- Kendi Kendine Psikanaliz



244. "Bir kişi kaygıya karşı güvence adına başkasının duygusal yakınlığına ihtiyaç duyuyorsa, konu genellikle onun bilinçli zihninde tamamen bulanıklaşacaktır çünkü genelde kaygıyla dolu olduğunu ve bu nedenle güvence adına umutsuzca her tür duygusal yakınlığa elini uzattığını bilmez. Onun hissettiği tek şey, hoşlandığı ya da güvendiği veya delice aşık olduğunu hissettiği bir kişinin söz konusu olduğudur. Fakat anlık olarak hissettiği şey, kendisine gösterilen bir iyiliğe minnettarlık, bir kişi ya da durum tarafından uyandırılan bir umut veya duygusal yakınlık tepkisinden başka bir şey olmayabilir. Nevrotik, kendisinde dolaylı ya da doğrudan bu tür beklentiler uyandıran kişiye otomatik olarak önem verecek ve duyguları kendini sevgi yanılsaması şeklinde açığa vuracaktır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



245. "Örneğin, bir hastam bütün erkeklerin suçlu olduğunu ve öldürülmeleri gerektiği konusunda bilinçli bir kanıya sahipti.Evlenen her kadının kahraman olduğunu düşünüyordu."


- Kadının Ruhsal Yapısı



246. "Birisi kendisinin, kendiliğinden ne denli az verdiğini görmezlikten gelme eğilimindedir, ama aynı eksikliği karşısındaki eşte "Beni hiçbir zaman gerçekten sevmedin," suçlamasıyla algılar. Kocasının kendisine ilgisini, zamanını, sevgisini vermemesi yüzünden intihar düşünceleri besleyen bir kadın, kocasına yönelik kendi düşmanlığının hangi boyutlara ulaştığını, davranışlarıyla dile gelen gizli kinciliğinin ve saldırganlığının farkına varmayacaktır."


- Kadın Psikolojisi



247. "Net ve bilinçli vazgeçiş pek nadir bulunan bir kabiliyettir, çünkü his ve inançlarımız karman çorman haldedir."


- İçsel Çatışmalarımız



248. "Sevgi, var olan her şeyi bencilce kendine saklamak yerine, kendisini öteki insanlara, bir amaca ya da ideale kendiliğinden verebilme yetisidir.."


- Kadın Psikolojisi



249. "Nevrotik, bir yandan karşısındakinin ilgisini ve varlığını arar, hoşlanılmıyor olmaktan korkar ve eğer söz konusu kişi yakın­larda bir yerde değilse ihmal edildiğine inanır; öte yandan da o taptığı kişiyle birlikteyken hiç de mutlu değildir. Bir gün bu çelişkinin bilincine varacak olursa, genellikle duyacağı şey şaşkın­lık olacaktır."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği



250. "Bir insanın kaygıya karşı kendini korumaya çalıştığı dört ana yol vardır: sevecenlik, boyun eğme, güç, insanlardan uzaklaşma."


- Çağımızın Nevrotik Kişiliği

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: