Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Karanlığın Yüreği - Joseph Conrad | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Karanlığın Yüreği Kitap Bilgileri


Yazar: Joseph Conrad
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 13 dk.
Sayfa Sayısı: 184
Basım Tarihi: Ağustos 2011
İlk Yayın Tarihi: 1899
Yayınevi: Can Yayınları
ISBN: 9789750713491
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Karanlığın Yüreği Kitap Tanıtımı


Joseph Conrad'ın denizci olduğu yıllarda Kongo'ya yaptığı bir yolculuktan esinlendiği Karanlığın Yüreği, yazarın en önemli yapıtı olmasının yanı sıra sömürgecilik konusunu derinlemesine irdeleyen bir çalışmadır.



Roman, sömürgecilik olgusunu incelerken, roman kahramanı Marlow'un karşılaştığı üç farklı karanlığı; insan eli değmemiş Kongo'nun karanlığını, Avrupalıların yerlilere yaptığı zulmün karanlığını ve her insanın içinde gizli olan kötülük yapma arzusunun karanlığını ele alır. Conrad Kongo Nehri'nde bir teknenin kaptanı olarak çalıştığı sırada, kendisi de Avrupalı sömürgecilerin acımasızlığıyla karşı karşıya kaldı ve zulümden, binlerce filin öldürülmesine neden olan fildişi elde etme hırsından, sömürgeci yaşamının nafileliğinden nefret etti. 

Karanlığın Yüreği de, aslında insanoğlunun ruhundaki karanlığın derinlerine yapılan bir yolculuktur. Conrad bütün bu olumsuzlukları aktardıktan sonra, şu temel soruyu soruyor: "Tanrı insanı bunları yapsın diye mi en üstün canlı olarak yarattı?"




Karanlığın Yüreği Kitaptan Alıntılar


1. "“Kimi anlarda insanın geçmişi geri dönüyordu…”"




2. "“Ben küçük bir çocuk kadar zararsızımdır, ama emir almaktan hoşlanmam.”"




3. "“Ailenizde hiç delilik var mı?”"




4. "Bu ülkede her şey — her şey mümkündür."




5. "Senin güçlülüğün sadece diğerlerinin zayıflığından doğan bir tesadüftür."




6. "''Rüyadaymış gibi yaşıyoruz -tek başına...''"




7. "Emin olun, kitabı okumayı bırakmak, eski ve sağlam bir dostluğun sığınağından ayrılmak gibiydi."




8. "Kitabı cebime koydum. Sizi temin ederim ki onu okumayı bırakmak, eski ve sağlam bir dostluğun koruyuculuğundan kopmak gibi gelmişti."




9. "Kitabı cebime attım. Emin olun, kitabı okumayı bırakmak, eski ve sağlam bir dostluğun sığınağından ayrılmak gibiydi."




10. "insan aklı her şeyi yapabilir
—çünkü her şey içindedir insanın. geçmiş de, gelecek de."




11. ""MORİTURİ TE SALUTANT"
(ölecek olanlar seni selamlıyor)"




12. "... kitabı okumayı bırakmak, tıpkı eski ve sağlam bir dostluğun verdiği sıcak yakınlık hissinden ayrılmak gibiydi."




13. "Yalan bana acı çektirir, midemi bulandırır, sanki çürük bir şeyi ısırmışım gibi gelir. Mizaç meselesi herhalde."




14. "Gitmeyi kafama koyduğum yere daima kendi yolumdan ve kendi ayaklarım üzerinde giderdim."




15. "Ne gülünç bir şey şu hayat, beyhude bir amaç için acımasız mantığın gizemli bir düzenlenişinden ibaret. İnsanın bu hayattan umabileceği şey olsa da kendisine dair, hayli geç gelen, biraz bilgi ve bir sürü giderilemez pişmanlık."





Karanlığın Yüreği Kitap İncelemeleri


Bir gezi teknesiyle dört kişi yola koyulur. Bu yolcuları birbirlerine bağlayan en önemli şey denizdir. Bunlar arasında hem denizci hem de seyyah olan Marlow, Kongo nehriden Afrika topraklarına yaptığı yolculuğu tüm detaylarıyla anlatmaya başlar. Hikayesi hem hüzünlü hem de dehşet vericidir.
Her şey Avrupa merkezli bir ticari kuruluşun kaptanı olarak göreve alınmasıyla başlamıştır. Şirket kaptanlarından birisi yetkililerle çıkan bir çatışmada öldürülmüş ve yerine Marlw kaptan olarak atanmıştır. Afrika yolculuğunda yaşamı boyunca zihninden silinmeyecek olaylarla karşılaşmıştır. Sömürge düzenine tanıklık etmiş, fildişi ticaretiyle uğraşan ve büyük şirketlerden birinin yöneticiliğini yapan Bay Kurtz ile yakından ilgilenmiştir. Yerliler üzerinde olandışı bir nüfuzu olan Kurtz ağır hastalanmış ve Marlw onu ülkesine götürmek üzere harekete geçmiştir.
...

Hacmi küçük, okunması zor kitaplardan. Dikkatli ve sabırlı bir okursanız; çok çarpıcı, etkisinden uzun süre kurtulamayacağınız satırlarla karşılaşabilirsiniz. Beni çok etkileyen bir alıntıyla yazımı noktalayım:

"Yavaş yavaş ölüyorlardı - bu çok açıktı. Düşman değillerdi, suçlu değillerdi, artık dünyevi hiçbir şey değillerdi; yeşilimsi karanlığın içinde karmakarışık uzanmış hasta ve aç kara gölgelerden ibaretti bunlar. Süreli sözleşmelerle kıyının tüm girintilerinden getirilmiş, uyum sağlayamadıkları bir ortamda kaybolmuş, bilmedikleri yiyeceklerle beslenmiş, hastalanmış, verimsizleşmişlerdi ve buraya kadar sürünüp dinlenmelerine izin verilmişti. Bu can çekişen gölgeler hava kadar özgür ve neredeyse bir o kadar hafifti."

İyi okumalar.




“İçeri Girenler Dışarıda Bırakın Her Umudu” (DANTE, CEHENNEM KANTO 3)
“Yaşam yolumuzun ortasında
Karanlık bir ormanda buldum kendimi,
Çünkü doğru yol yitmişti.” (DANTE, CEHENNEM KANTO 1)

Kitap, Kurtz adında meşhur bir İngiliz sömürgecisini bulmak üzere yola çıkan bir karakterin hikâyesi. Bir Nehirde parçalandı parçalanacak bir tekneyle Kurtz’a doğru yol alırken Dante’nin cehenneme inişine benzer şekilde dehşetli manzaralarla karşılaşır. Açlıktan kırılan, ruhları ölmüş gibi yürüyen, bir deri bir kemik siyahiler… Grotesk manzaralar… Okurken bir halüsinasyonun içindeymişim gibi hissettim. Kurtz’u kafasında kahramanlaştıran karakterimiz nihayetinde onu bulduğunda, karşısına güç zehirlenmesi yaşayan, kendini tanrı ilan eden acayip bir İngiliz bulur.
Sömürgecilik eleştirisini de aslında İngiliz olmasa da İngiliz vatandaşı olup İngilizce yazan Joseph Conrad yapıyor. Shakespeare’in Fırtına oyununda yerli Caliban’ın dediği gibi, “Bana dili öğrettin, bundan tek kazancım onunla sana lanet okumak oldu.” İngilizce yazan Afrikalı yazarlar da genelde bu nedenle yazarlar. Conrad ise Avrupalıdır. Onu bu eseri yazmaya iten vicdanıdır. Kısacası kitap o karanlık kıtaya giren adamın insanlığa dair tüm umudunu terk etmesi üzerine.
Okuması zor bir kitap. Kullanılan çeşit çeşit imge insanı yorabiliyor. Ama dikkatle okursanız sarhoş olup çıkarsınız. Ben Zeplin Kitap’tan çıkan çeviri okudum ve çok memnun oldum. Büyük bankalara ait yayınevleri yerine küçükleri tercih edelim.




Joseph Conrad'ın kendi hayatından esinlendiği bir hikaye ile geldim bugün, Karanlığın Yüreği. Bir teknede başlıyor hikayemiz, bir grup insan bir arada, kahramanımız Marlow daha önce gitmiş olduğu ve "karanlık topraklar" olarak nitelendirdiği yerde başından geçen bir olayı anlatarak başlıyor.

Kaptan olan Marlow, çocukluğundan beri bilinmeyenin peşine seyahat etmeye arzu duyan bir insandır. Mesleği gereği de bunu eldeedebilecek bir fırsat çıkar önüne. Çocukken haritada gördüğü ve hep gitmek istediği Afrika'da bir nehirde olan bir gemi, kaptanı talihsiz bir şekilde ölünce lidersiz kalmıştır ve Marlow gemiyi devralmak için kaptan olarak atanmıştır. Tabi hem gemiye ulaşması, hem de sonra yaşananlar çok kolay olmayacaktır. Kaptanımızın görevi sadece gemiyi devralmak değil, hikayenin bir diğer önemli kahramanı olan fildişi toplayıcısı Mr. Kurtz'un başına ne geldiğini de şirketi için keşfetmektir. Afrika'ya ayak bastığı andan itibaren ise bizleri Belçika'nın Kongo'daki sömürgeliğinin hikayesi karşılar. Köle gibi çalıştırılan yerliler, öldürülen insanlar, ilahlaştırılmış beyazlar, korku, vahşet... İnsanlık adına utanacağımız, en azından benim utandığım pek çok şey yani... Alında kitabın adı Afrika'nın karanığından ziyade, insan yüreğinin karanlığıdır.

Sömürgecilik eleştirisi niteliğinde, okurken de insanı istemsiz olarak biraz geren bir kitaptı. Edebi anlamda aşırı tatmin olduğumu söyleyemesem de, hikayenin kendisi ilgi çekici idi.




Polonya asıllı İngiliz yazar Joseph Conrad'ın 1899 yılında yazdığı bir uzun öyküdür Karanlığın Yüreği. Yıllar içinde klasikleşmiş bu kitap büyük oranda yazarın anılarından beslenmiştir diyebiliriz.

Conrad, denizcilikle uzun yıllar ilgilenmiş ve bu uğraşını çeşitli kitaplarında edebiyata da aktarmıştır. 1890 yılında Belçikalı bir firmanın gemisiyle Serbest Kongo Cumhuriyeti'ne yaptığı yolculuk hem bu kitaba ilham kaynağı olmuş hem de yazarı hayatının sonuna kadar etkilemiştir. Yakın arkadaşı Edward Garnett, onun deneyimlediği bu süreci "zihinsel yaşamında bir dönüşüm" olarak tanımlamıştır.

Can Yayınlarından olan bu baskıda Owen Knowles'ın önsözüyle beraber kitabın sonunda yazarın Kongo yıllarında tuttuğu günlük sayfaları da eklenmiştir.

Baş karakter Marlow'un başından geçenleri yine bir tekne gezisinde arkadaşlarına anlatmasıyla başlar kitap ve karakterin ağzından hikayeyi dinleriz. El değmemiş Kongo ormanlarının karanlığını, dönemdeki sömürgecilik faaliyetlerinin karanlığını ve her insanın içindeki karanlığı görürüz Marlow anlatırken.

Okuması orta zorluktaydı ve kısa olmasına karşın çok da akıcı bulduğumu söyleyemem, ama anlatılanlardan özellikle sömürgecilik kısımları ve yerli halkın yaşadığı durumlar beni çok etkiledi. Ki kitap sömürgeciliği bu şekilde ortaya sermesiyle de öncü kitaplardan.

Sonuç olarak sadece Avrupa'nın, Afrika'ya çektirdiklerini görmek için bile okunması gereken bir klasik.
Herkese iyi okumalar dilerim,




Karanlığın Yüreği // Joseph Conrad

Bu kitabı, kıyıda köşede kalmış yazarları tanımak için okudum. Bazen çok bilinmedik yazarların kitaplarını alıp okuyorum ve inanın bana, bestseller ya da öncü klasik yazarlardan daha iyi yazıyorlar. Bu yazar da onlardan biri. Bence, Conrad 'ı daha fazla kişinin okuyup tanıması lazım. Yazar aslında Rus ama okurken hiçbir şekilde Rus bir yazar olduğunu hissetmedim aklımın ucundan bile geçmezdi. Daha sonra İngiliz vatandaşlığına geçmiş ve İngiliz edebiyatının en güçlü kalemlerinden biri olmuş. Hatta, Karanlığın Yüreği adlı bu eseri, kült bir film olan Kıyamet ' e konu olmuş Conrad ayrıyeten, modernizmin öncüsü olarak da kabul ediliyor. Yani anlayacağınız, kendisi birçok devri açmış kapatmış ama çoğumuzun bundan pek haberi yok.

Kitaba gelecek olursak, tamamıyla sömürgeciliği konu alıyor. Okurken o kadar çok cümlenin altını çizdim ki bir ara kitabın hepsini karalayacağımı düşündüm . Conrad, sömürgeciliği romantizm akımının alaycılığı ile birleştirip bize sunuyor. Şu ana kadar sömürgeciliği en iyi işleyen edebi eserlerden biri diyebilirim. Marlow 'un gözünden anlatılan işkenceler, haksızlıklar ve daha birçok şey gözünüzün önünde beliriyor ve müthiş bir çarpıcılıkla anlatılıyor ki oturduğunuz yerden haksızlığa baş kaldırmak istiyorsunuz. Bence bu kitabı vicdanı olan herkes okumalı. İnsanın insana yaptığı zulmü görmeli. Daha çok böyle yazarlara, kitaplara ihtiyacımız var. Artık cıvık aşkları okumak yerine yüzümüzü toplumun aksayan yönlerine çevirmek zorundayız. Teşekkür ederim Conrad, ufkumu açtın.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: