Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Kaplan! Kaplan! - Alfred Bester | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Kaplan! Kaplan! Kitap Bilgileri


Yazar: Alfred Bester
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 27 dk.
Sayfa Sayısı: 298
Basım Tarihi: Ocak 2017
İlk Yayın Tarihi: 1984
Yayınevi: İthaki Yayınları
ISBN: 9786053756231
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Kaplan! Kaplan! Kitap Tanıtımı


Alfred Bester, asıl uğraşı senaryo ve gazetecilik olsa da bilimkurguya ve çizgi romana emek vermeye başladıktan sonra gerçek kimliğini bulan yazarlardan. Yazarın ikinci bilimkurgu romanı ve ona asıl şöhretini getiren Kaplan! Kaplan! yazılmış en iyi bilimkurgu romanlardan. Belki de en iyisi.

24. yüzyıl. İnsanlar "jaunt" denen eylem sayesinde çok uzun mesafeleri, ışınlanarak çok kısa sürede kat edebilmektedir. Gully Foyle, uzayda 170 gün boyunca neredeyse havasız bir ortamda hayatta kalmayı başarır, kendine geldikten sonra gemi enkazından kurtulur. Onu kurtaracağını sandığı gemi ise yanından geçer gider. Uzayda ölüme terk edilir. Artık aklında yalnızca onu bu duruma düşürenlerden intikam almak vardır.

Çıktığı bu imkansız görevde önce herkesin onu tanımasını sağlayacağı kaplan dövmesini yüzüne işlenir, ardından hapse atılır. Çözdüğü her sorundan sonra bir yenisiyle karşılaşan Foyle, içindeki intikam ateşiyle hedefine ulaşmakta kararlıdır.

Tüm Güneş Sistemi'ni etkileyecek ve kontrol sahibi şirketlerin elde etmek istediği bir sır da Foyle'la beraber gezegenden gezegene gezer.

Kaplan! Kaplan! bilimkurgunun korkunç simetrisi.




Kaplan! Kaplan! Kitaptan Alıntılar


1. ""

.

.""




2. "İçinizde milyon var, kuruşlar harcıyosunuz. İçinizde bir dahi var, deliliği düşünüyosunuz. İçinizde bir kalp var, boşluklar hissediyosunuz."




3. ""



.

.

.

.

.

...

""




4. "Yüz yetmiş gündür ölüyordu ama henüz tam olarak ölmemişti."




5. "Yani sence bir şeyden mi kaçıyordum?
Evet.
Neyden peki?
Gerçeklikten.Hayatı olduğu gibi kabul edemiyorsun. Reddediyorsun. Ona saldırıyorsun... onu kendi istediğin şekle girmesi için zorluyorsun. Kendi çılgın şeklinin önünde duran her şeye saldırıp yok ediyorsun.""




6. "Birisini sevip ondan aynı zamanda tiksinebilirsin."




7. "“Bir aptaldan başka bir şey olamayacak kadar sabit fikirlisin!”"




8. "Ama ben bir robot değilim. Ben evrenin garip bir hilkat garibesiyim... düşünen bir hayvanım..."




9. "Kalbiniz var ama boş hislerle dolusunuz.
Hepiniz. Alayınız..."




10. "Sizin şüpheleriniz var diye dünyadan durmasını istemeyin."




11. ""

"

.

."




12. ""Ay, düşüncelerim yine etrafa saçılıyor...""




13. ""Gözlerinle ne kadar da az şey görüyorsun. Benim gördüklerimi gör!""




14. ""İçinizde çoğu var ama azını kullanıyorsunuz.
İçinizde milyon var ama kuruş harcıyorsunuz.
İçinizde deha var ve deli deli şeyler düşünüyorsunuz.
Kalbiniz var ama boş hislerle dolusunuz. Hepiniz. Alayınız...""




15. "
ş

."





Kaplan! Kaplan! Kitap İncelemeleri


Özünde taşıdığı değerler olmasa, bilimkurgu kitapları da sıradan birer macera romanı olurdu. Hikayeyi özetlemekte sorun yok, ancak ben kitabın arka planında birer “gölge-fenomen” gibi duran olgulardan söz etmek istiyorum.

Bilim ve buluşlar tarihi hayatımızı değiştirdi hiç şüphesiz. Peki acaba şu anda bulunup da toplumu kökünden değiştireceği için gösterilmeden kalan, birer “toplumsal üşengeçlik” nesneleri olamaz mı? Kitap bana bu soruyu sordurttu. Jauntlama eyleminin ortaya çıkışı mimariyi, mahremiyeti, “medeniyet” olarak adlandırabileceğimiz ne varsa değiştirmiş durumda kitapta. Bu derin felsefe beni gerçekten etkiledi.





kitabının bir yerinde medeniyet denilen şeyin “arabalar” için şehir inşa etmek gibi bir şey olduğundan söz ediyordu. Hakikaten de öyle, yollar her şey gibi görünüyor. Yol kenarı merkez gibi görünüyor, ana yola yakın evler daha çok rağbet görüyor, yolları yakınlaştıran vasıtalar çok daha pahalı oluyor. Peki yol diye bir şey kalmazsa? Dünyanın tüm sistemleri değişir. Ama bu değişime izin vermek için de bir sürü şeyden vazgeçmek gerekir.

Kitap kadınlar açısından ise tam bir distopya gerçekten. Herkesin her an her yerde olabilme ihtimali, kadınları daha korunaklı kılmayı gerektirmiş kitapta, “sözde”. Ancak ikinci plandaki varlık formlarına dönüştürmüş. Bu kalıba karşı çıkan bir kadının direnişi de sembolik olarak yer alıyor kitapta.




İlk defa 1956'da yayımlanan Kaplan! Kaplan! ilk dönem bilimkurgu örneklerinden olsa da dönemini aşan bir kitap. Alfred Bester gerçekten de iyi bir iş çıkartmış. Hikaye oldukça akıcı ilerliyor. Bester'ın türün tüm olanaklarını sonuna kadar kullanırken tüm güneş sistemini bir ucubeler sirkine dönüştürmesine bayıldım. Farklı alanlardaki bilgisiyle hikayeyi derinleştiren ama bunu yaparken eğlencesinden de ödün vermeyen bir anlatımı var. Özellikle aldığı psikoloji eğitiminin yansımalarını kitabın pek çok yerinde görmekten hoşlandım. Başkahramanımız Gully Foyle ise tam bir antikahraman. Kimseye kendini sevdirmek gibi bir derdi yok. Dilediği gibi konuşup, dilediği gibi hareket ediyor ama aynı zamanda kitabın başından sonuna ayakları yere basan bir karakter gelişimi de var. Uzun bir zaman sonra bir karakteri bu kadar çok sevdim sanırım. Sadece Foyle değil kitaptaki diğer karakterler de tamamen kendinlerine özgü özelliklere sahipler. Ancak Bester'ın teleportasyon ya da telekinezi gibi bilimkurgusal öğelerin nasıl gerçekleştirildiğini açıklarken insanın düşünce gücüne cok fazla bel bağladığını düşünüyorum. Eğer bu bilinçli bir tercih değilse belki daha farklı bir açıklama yolu tercih edilebilirmiş. Yine de Kaplan! Kaplan! türün iyi örneklerinden. Kısacası farklı, cesur ve özgün bir şeyler arıyorsanız, Kaplan! Kaplan! vaktinize değecektir.




Alfred Bester’in 1956 yılında yazdığı Kaplan! Kaplan! kitabını #bilimkurgukitapkulübü ile birlikte okuduk. Yazarın Yıkıma Giden Adam kitabını da çok beğenmiştim. Bu kitabı da keyifle okudum. Kitabın dili ağır değil bu duruma sürükleyici konuyu da ekleyince kitap akıp gidiyor.

Günümüzden yüzyıllar sonrasını konu edinen eserde insanlar Güneş sistemindeki diğer gezegenler ve bu uydulara yayılmış vaziyetteler. Hatta iç gezegenler ve dış gezegenler arasında savaş durumu bile mevcut. İnsanlar bizim deyimimizle ışınlanmak kitaptaki tabiriyle ‘jaunt’ yeteneğine sahip olduklarından günlük yaşam da buna göre düzenlenmiş.

Kitabımızın ana karakteri Gully Foyle bir uzay mekiğinde görevliyken bir saldırıya maruz kalıyor ve mekik parçalanıyor. Foyle çok dar bir odada inanılmaz zor şartlarda tam 170 gün boyunca yaşam mücadelesi veriyor. Bu sırada yanından başka bir mekik geçiyor ve onu görmelerine rağmen yardım etmeyip onu ölüme terk ediyorlar. Bu olaydan sonra müthiş bir intikam hikayesi okumaya başlıyoruz.

Kitapta bırakın 1956 yılını şu an bile yaratıcı kabul edilecek birçok teknolojiden bahsediliyor. Ayrıca ışınlanmaya bir de uzay ve zaman boyutunu kattığımızda kitabın çağının ötesinde olduğunu düşünüyorum. Karakterimiz Foyle’un düşünceleri ile toplumsal yapı ve adaletsizlik konusu da ihmal edilmiyor. Ayrıca karakterin geçirdiği dönüşümü de okumak oldukça keyifliydi.




"Gully Foyle'dur adım,
Dünya'dır vatanım.
Derin uzayda gezerim,
Ve yıldızlardır istikametim."

"Üç gezegen ve sekiz uydu ve on bir milyon insan bilinen en heyecan verici zamanda yaşıyorlardı ama her zamanki gibi içlerinde başka zamanların özlemini hissediyorlardı."

Merhaba!

Bugün, uzun zamandır hakkında güzel yorumlar gördüğüm için merak ettiğim bir kitap olan "Kaplan! Kaplan!"ı okuyup bitirdim.

Kitaptaki ana karakterimiz Gully Foyle isimli bir astronot ve bu astronot, gemisinde 170 gün boyunca hayatta kalmayı başarıyor ve tam kendisine bir umut ışığı doğmuşken, kendisini kurtaracak sandığı Vorga isimli gemi onu ölüme terk ediyor ve bunun sonrasında Foyle'un intikam için çıktığı yolculuğu okuyoruz.

İç ve Dış Gezegenler arasında sürmekte olan bir savaş döneminde, bu savaşı bitirebileceğine inanılan sırra sahip Foyle'un intikam planlarını takip ediyoruz ve bu süreçte intikam ateşiyle yanıp tutuşan bu karakterle birlikte hem bu zekice oluşturulmuş bilim kurgu dünyasını keşfediyoruz hem de Monte Cristo Kontunda gördüğümüze benzer bir hikayeye şahit oluyoruz.

Klasik bilim kurgu eserlerini okumak ve bilim kurgu türünün ilk adımlarının bu kadar sağlam adımlar olduğunu görmek beni her zaman şaşırtıyor ve bu kitap da o sağlam adımlardan biri diyebilirim kesinlikle.




BEN GULLY FOYLE' UM. BENİM CÜRET EDEMEYECEĞİM HİÇBİR ŞEY YOK.

Kitabın baş karakteri Gully Foyle.
Gully Foyle intikamı için her şeyi yapabilecek her şeye cüret edebilecek bir kitap karakteri. Karakter oluşumu o kadar güzel ki bu tiplemeyi sinemada da görmeyi istiyorsunuz ister istemez. Mizacı ve karakteri o kadar güzel yazılmış ki tüm kitap boyunca keşke başka bir bölüm olmasa da sadece Gully Foyle konuşsa dediğim anlar oldu. Kitabın içeriği ise bizim durdurulamaz Foyle' umuzun bir uzay gemisi enkazının başında ölüme terkedilmesini ve kurtulması için tek yol olan Vorga adlı geminin onu almadan gitmesi üzerine kurulu. Foyle intikam almak istiyor ama öyle böyle bir intikam değil. Tüm gezegenler yok olsa, tüm sevdikleri mahvolsa dahi umrunda olmuyor Gully Foyle'un. Çünkü gözünü karartmış intikam alacak.
Kitap 'jauntlama' denen bir avantaja sahip insanların zamanını anlatıyor. Bu jauntlama olayı ışınlanma ile hemen hemen aynı. Tek fark jauntlamanın zamanda da yapılıyor olması.
Bu bilim kurgu klasiğinin yazıldığı tarihe bakacak olursak (1956) zamanının ve teknolojisinin çok çok ötesinde, tüm bu bilimsel ve teknolojik verilerin henüz izleri bile yokken yazılmış olan eser, yazıldığı dönemin ütopyası ya da hayal ürünü olarak nitelendirilmiştir büyük ihtimalle. Şimdi görüyoruz ki anlatılan tüm bu gezegenler arası yaşamlar ve teknolojik sıçramalar bize o kadar da uzak değil.
Jauntlama devrini görmek dileğiyle.
Keyifli okumalar.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: