Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Kapak Kızı - Ayfer Tunç | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Kapak Kızı Kitap Bilgileri


Yazar: Ayfer Tunç
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 29 dk.
Sayfa Sayısı: 264
Basım Tarihi: Ekim 2020
İlk Yayın Tarihi: 1990
Yayınevi: Can Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789750747045
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Kapak Kızı Kitap Tanıtımı


Karlı bir kış gününde, İstanbul’dan Ankara’ya giden trenin yemekli vagonunda, birbirlerinin kesişen yollarından habersiz üç yabancının aklını “Ayın Kızı Şebnem”in bir dergiye verdiği çıplak pozlar meşgul eder. Kar nedeniyle trenin yolda kaldığı bu uzun ve gerilimli yolculuk sırasında üç yabancının zihinlerinden geçenler ve aralarındaki konuşmalar, kutsal ailenin dış kabuğunun ne kadar sağlam, içinin ne kadar çürük olduğunu gösterir. Şebnem’in fotoğrafları radyocu Selda ve bankacı Ersin için hayatlarını altüst eden bir travma olurken yemekli vagonun garsonu Bünyamin’i de hayat karşısında sınava çeker. Ama herkesin sınıfta kaldığı bu sınavın asıl başarısız olanı kimdir?



Kapak Kızı’nda bu üç yabancının yargıladıkları veya arzuladıkları Şebnem söz almaz.



Ayfer Tunç’un 2010’da yayımlanan Yeşil Peri Gecesi adlı romanında söz sırası Şebnem’e gelecek ve Şebnem kimin daha çıplak, kimin daha değersiz, kimin daha ikiyüzlü ve acımasız olduğunu gösterecektir.



Kapak Kızı, kutsal ailenin çürüttüğü bir kadının hangi zihinlerde nasıl çağrışımlar doğurduğunu anlatıyor.



İyi aile çocuğu olunca yanmadan öğreniyorsunuz ateşten uzak durmayı. Ama hiç değilse bir kere yanmak lazım.




Kapak Kızı Kitaptan Alıntılar


1. "“Neden hâlâ hiçbir cevap hayata uymuyordu?”"




2. "“Hayatını değiştirmeyi düşünmeyen, giderek daha az şeye razı olan, hiçbir şeye itiraz etmeyen biri... İşten eve, evden işe yani. Bir gün kendime niye yaşadım ki bunca yılı diye sormaktan korkuyorum.”"




3. "“Bazen yalanlara inanmak iyidir.”"




4. "“Konu ne?”
“Yaptıklarımızı başkaları nasıl görüyor? Konu bu.”"




5. "“Geçer nasıl olsa,hep geçiyor…”"




6. "“Bir cümle olabilir miydi bir hayatı değerli kılan?”"




7. "“Zordu insan idare etmek…”"




8. "“Bitmesi gerektiği halde sürüyorsa hastalıktı artık,aşk değil…”"




9. "“Kimse olduğu gibi kalmıyor, değişiyor, eski arkadaş yeni yola uymuyordu…”"




10. "“Bazen yalanlara inanmak iyidir…”"




11. "“Yeniler eskileri unutturuyordu…”"




12. "“Yaralı mıyız biz?”"




13. "“Dertlerin biri bitti derken öbürü başlar…”"




14. "“İnsan aşktan neden korkar?”"




15. "“Küçük insanı büyük insandan ayıran şeyin ne olduğunu sordu kendine”"





Kapak Kızı Kitap İncelemeleri


Ayfer Tunç / Kapak Kızı

Olaylara farklı pencerelerden bakacağınız, tek bir doğru ya da yanlış olmadığını gözler önüne seren harika bir kitap #KapakKızı. Üç farklı insanın bir kişi hakkındaki bakış açılarını, bir resime verdikleri tepkileri ve kendilerine tuttukları aynadaki gerçeklerle yüzleşmelerini okuyoruz.
Bünyamin, TCDD’de çalışan evli bir adam. Evlendiği zaman eşi Cennet’i çok severmiş ama zamanla bazı şeyler değişmiş. Şimdilerde ise eşinin onu aldattığına neredeyse emin.
Ersin, bankada çalışan, bekar ve dikkat çeken bir müfettiş. Gittiği şubelerdeki baygın bakışlardan ve onların ümidi olmaktan hoşlanmıyordu. Hatta evli olanların bile yatağına girebilmek için niyeti bozmuş olmaları onu çok rahatsız ediyordu. Bankacılıkta mutlu olmadığı için işini bırakmayı düşünüyordu.
Selda, radyoda program yapan, bekar, zeki ama cesareti olmayan biri. Bu üç kişi birgün çıplak kadın resmî basan dergilerden birinin kapağında ayın kızı Şebnem diye basılmış fotoğrafı görür ve hayatlarının en büyük sorgulamasına farkına varmadan başlarlar.
Çok kar yağan birgün Ankara’dan İstanbul’a giden trende yolları kesişen bu kişilerin Şebnem’in verdiği çıplak pozlar hakkında zihinleri farklı farklı meşgulken, geçmişe yaptıkları yolculuklara eşlik ediyoruz. Aile kavramını dıştan ve içten yargılamaya başlıyor, neden ve niçin arasında gelgitler yaşıyoruz. Bu kitabımızda Şebnem’e söz verilmemiş. İkinci kitabında olayları Şebnem’in penceresinden okuyacağımızı düşünüyorum. Akıcı, düşündürücü ve güzel bir yolculuktu. Herkesin okumasını öneririm.

Keyifli okumalar…




Ayfer Tunç’la Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi kitabıyla tanışmıştım. Bir Deliler Evini merkeze koyarak ona bir biçimde dokunan insanların hikayelerini anlatıyordu. Hikayeler ait oldukları insanlardan habersiz buluşuyor, kucaklaşıyor, kavga edip ayrılıyordu.

Bu kitapta da benzer bir yol izliyor. Karla kaplı bozkırın içinden akıp giden bir tren ve erotik bir derginin kapağındaki kız, Şebnem, Deliler Evi’nin rolünü bölüşüyor bu sefer. Aklının içinden geçenlere konuk olduğumuz herkes trenin içinde ve hepsine Şebnem’den geçerek varıyoruz. Kapak Kızı, kiminin eski aşkı, kiminin akrabası, kiminin sadece hayali.

Fotoğraf çıplak. Kapak kızının sadece vücudu değil ortada olan, ruhu da açık seçik. Kapağa bakanlar onda öfkeyi görüyor, kendilerinin bastırdığı, kimselere gösteremediği öfkeyi; en dibe batmaktan korkmayan gözleri görüyorlar, başka türlü yaşama cesaretini, kendileri güvenli sınırlarını hiç aşamamış; tutkuyu görüyorlar, ki onlar yanmaktan korktuğu için ellerini ateşe bile uzatmamış. Tüm kitap boyunca iki cephe arasındaki köprüde tutuyor bizi yazar. Belki birazdan fazla tekrara düşerek de olsa, ‘olmamış hayat’ üzerine düşündürüyor bizi.

Kurguyu, hikayeciliğini, insan ilişkileri arasına attığı dikişleri, memleketim insanını sanki her biri bir yakınımızmış gibi canlı kanlı resmedişini çok sevdim yine. Ve tıpkı ilk kitap gibi elimden bırakamadan okudum.

Sevemediğim tek şey, çok fazla açıklama olması. Herkes, tüm olup bitenler yazar tarafından en ince ayrıntısına kadar açıklanarak yazılıyor ya, sanki bu, kitaba dahil olma hakkını okurun elinden alıyor, onu dışarlıklı, seyirci kılıyor.




‘Yazarlar sıradan sandığımız insanları evirip çevirirler, başka bir gözle bakarak onlardan yeni insanlar yaratırlar. Bu yeni gözle biçimlenmiş insanlar, artık bizim için sıradan değildirler, birer kahramandırlar. Gerçek hayatta da gizli bir elin onları alıp yeniden biçimlendirmesini isteriz. Bir el, deriz, bizi de biçimlese, biz de kendi hayatımızın kahramanı olsak. O el, kendi elimizdir oysa’
.
Bir derginin kapak fotoğrafına baktığınızda sadece fotoğrafı değil; ötesini de gördüğünüzü düşünün. O fotoğrafın öznesini, çekim aşamalarını, ışığı, gölgeyi.
Bu ay kapakta Şebnem var. Şebnem çok güzel. Öyle güzel ki, ona bakmak canımızı yakıyor.. Fotoğrafa her bakan başka bir şey hissediyor. Sanat eseriymişçesine. Kiminin geçmişinin yaralarını kanatıyor Şebnem kiminin korkakça yaşamasını yüzüne vuruyor.
Şebnem bizim vicdanımız, sesini duymaya çalıştıkça sesi açmaktan ziyade kıstığımız. Şebnem tam da bizim gözlerimizin önünde ama aranıp duruyoruz onu..
.
Suzan Defter ile tanıdığım Ayfer Tunç’un kalemine, yazarın üçlemesi ile devam etmek istedim. Sanıyorum ki iyi de yaptım!
.
Kapak Kızı’nda tesadüfler bir araya gelip; bir tren yolculuğuna çıkıyor sanki. Sonraki durağım Yeşil Peri Gecesi. Aklımda cevaplanmamış sorular ve Şebnem var. Aklımdaki Şebnem, bir okulun bahçesinde kitap okuyor..
.
Utku Lomlu kapak tasarımıyla ~





etkinliğini görünce aldım hemen Kapak Kızı’nı elime. :)

Kapak Kızı Şebnem; Selda, Ersin ve Bünyamin için ortak payda. Şebnem’in etkisiyle Selda’nın ‘yanmaktan’, Ersin’in ‘vasat olmaktan’, Bünyamin’in ‘aldatılmaktan’ korkması temelinde hayatlarını ve sorgulamalarını okuyoruz.

Kitabı bitirdiğim zaman unutamadığım karakterler ve cümleler bırakan kitaplar beni gerçek anlamda mest ediyor. Okuduğum hayatlar bir kurgu gibi değil. Her gün yanından geçtiğimiz onlarca meslekten insanların yaşadığı sıkıntıları, her ailenin içinde olan sarsıntıları anlatmış Tunç. Bunu yaparken de güçlü gözlem yeteceğiyle farklı sosyoekonomik düzeylerdeki ailelerin hayatlarını bize sunmuş.

Yan karakterden en çok Anahit’i sevdim. “Ben senin için her şeyi yapardım.” dediği yerde yüreğimi dağladı.

****spoiler olabilir****
Kitabı okurken çözülmenin yaşandığı, Selda ve Ersin’in Şebnem’den bahsettiği yerden sonra Selda her ne kadar Ersin’i Şebnem’i yargılamakla suçlasa da bence kendisi de Şebnem’i yeterince yargıladı. Selda’yı okurken Ayfer Tunç’un varlığını daha fazla hissettim.
****spoiler olabilir****

Üç kişinin hayatını sorgulatan Şebnem’in düşünceleri ve duyguları bu kitapta bir muamma. Bunu ancak Yeşil Gece Perisi’ni okuyup öğrenebileceğiz. Bu da demek ki sıradaki Tunç kitabım Yeşil Gece Perisi.

Ben kitabın yeni baskısını okudum. Yazarın kitaba eklemeler ve çıkarmalar yaptığı baskısını. Okuyacak olanlar için bu önemli bir ayrıntı olabilir.

Ayfer Tunç çok kıymetli bir yazar ve ben Kapak Kızı’nı büyük bir keyifle okudum.





"Yaramız ortak bir kere," dedi Selda, manidar bir gülümsemeyle.
"Yaraladı sayılmaz. Yaramızı gösterdi, ama farkında olmadan.
.
.
.

Ankara'daki karlı bir günde İstanbul'a doğru yola çıkan trende yolları erkek dergisinde çıplak fotoğrafları çıkan

kesişen 3 insanın hikayesi.

Bünyamin yemekli trende garsonluk yaparak hayatını kazanmaya çalışan evli çocuk bekleyen biri. Evliliği ilk zamanlarındaki gibi düzgün gitmez.
Eşinin kendisinin aldattığını düşünen doğacak olan çocuğunun kendisinden olup olmayacağını düşünmekten içi içini yiyen biri. Şebnem'i erkek dergisinde görüp aklından bir türlü çıkaramaz

Ersin banka müfettişi. İl ve ilçelerde banka-otel arasında mekik dokuyan, bu rutinden bunalmış bir adam. Şebnem'e aşık olduğunu sanan kafasında onunla ilgili gelgitler yaşayan duygularından emin olamayan biri.

Selda radyo programı yapan gayet akıllı, fakat cesaretsiz.

3 kişinin Şebnem üzerine konuşmaları ve arada geçmişe giderek kendi hayatlarını ailelerinin yaşayışlarını anlatıyor.

Zaman içerisinde geçişlerde Ayfer Tunç'u yetersiz buldum. Geçişleri iyi yapamamış. Geçmişi okurken bir anda trendeki konuşmalara dönüyorsunuz. Bağlantıyı iyi kurmamış.

Şebnem' i 3 karakterin ağzından dinliyoruz. Sonuna kadar gidiyor ama Şebnem'i diğer kitaplara özelikle sakladığını düşünüyorum.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: