Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Kanlı Düğün - Federico Garcia Lorca | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Kanlı Düğün Kitap Bilgileri


Yazar: Federico Garcia Lorca
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 2 dk.
Sayfa Sayısı: 72
Basım Tarihi: Mayıs 2020
İlk Yayın Tarihi: 1932
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
ISBN: 9789754587449
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Kanlı Düğün Kitap Tanıtımı


Federico Garcia Lorca (1898-1936): Şiirleri ve oyunlarında halk kültürü unsurlarını modern içerikle harmanlama gücüyle İspanya'nın 20. yüzyıl başında dünya kültürüne önemli katkıda bulunan yazarlarındandı. Ancak bu katkı, İspanya İç Savaşı sırasında Franco'cu güçler tarafından tutuklanıp kurşuna dizilmesiyle yarım bırakılmıştır. 



Onu oyun yazarı olarak da kabul ettiren en önemli yapıtlarından Kanlı Düğün'se (1933), yazılışından 73 yıl sonra Türkçe'ye ilk kez özgün dilinden çevrilmektedir.



Roza Hakmen (1956); Türkçenin en önemli Fransızca, İngilizce ve İspanyolca çevirmenlerinden. Don Kişot, Kayıp Zamanın İzinde, Çanlar Kimin İçin Çalıyor ve Vampirle Konuşma çevirilerinden yalnızca birkaçı.

(Arka Kapak)




Kanlı Düğün Kitaptan Alıntılar


1. "Senin yanından ayrılırken içim parçalanıyor, boğazıma bir yumruk oturuyor."




2. "Kimse ayıramaz bizi
Ben ölmedikçe."




3. "Yüreğin sesine kulak vermek gerekir."




4. "Korkunç günler var önümüzde. Kimseyi görmek istemiyorum.
Toprakla bir başıma. Gözyaşlarımla bir başıma. Bir de bu dört duvar."




5. "Ne insanlar umurumda benim,
Ne de kustukları zehir."




6. "İnsan yaşadıkça kavga sürer."




7. "Susarım, ama bağışlamam."




8. "Kimseyi görmek istemiyorum. Bir toprak, bir de ben. Bir acım, bir de ben. Bir de şu dört duvar."




9. "İnsan yaşadıkça kavga sürer."




10. "Bana bir baksana. Deli gibi görünmüyor muyum? Yüreğimde sıkışıp kalanları haykıramadığım için delirdim."




11. "Yüreğin sesine kulak vermek gerekir.."




12. "Kimseyi görmek istemiyorum. Bir toprak, bir de ben. Bir acım, bir de ben. Bir de şu dört duvar."




13. "Dünya büyük. Herkese yaşayacak yer var."




14. "... boğulacağımı biliyorum, yine de peşinden gidiyorum."




15. "Herkes kendi yarasını deşmekten hoşlanır."





Kanlı Düğün Kitap İncelemeleri


Kocası ve oğlu bir kan davasında öldürülen Anne, diğer oğlunu kan davalı olduğu ailenin kızı ile evlendirecektir. Oğul Leonardo'ya (oyunda adı olan tek karakter Leonardo'dur) sevdiği bu kız ile söz kesilir ancak kız tarafı varlıklı olmadığı için Leonardo'yu geri çevirir. Leonardo, sevdiği kızın kuzeni ile evlenmek zorunda bırakılır. Annesi ile birlikte, evlilik koşullarını konuşmaya gittikleri sırada eski sevgilisinin de evlendirileceğini öğrenir. Leonarda evlenir ancak geceleri sürekli atıyla gezintiye çıkar, sevgilisinin evinin yakınlarında dolaşır ve karısının sorularına da cevap vermez. Eski sevgili olan Gelin, düğün sabahı Leonardo'yu bulur ve birlikte kaçarlar.
Düğün sırasında Gelin'in kaçtığı fark edilir. Leonardo da yoktur. Kan davası yeniden başlar. Damat, arkadaşlarıyla birlikte kaçanların peşine düşer. Mehtaplı bir gecedir ve ay ışığı kaçanların izlerini gösterir. Kaçaklar yakalanır ve Damat ile Leonarda ay ışığı altında bıçaklarıyla kavgaya girerler. Her ikisi de ölür ve cesetler Anne'nin evine getirilir. Anne, biricik oğlunu kaybetmiştir. Leonardo'nun karısı kocasını kaybetmiştir. Gelin ise hem kocasını hem sevgilisini kaybetmiştir. Çaresizlik içinde Anne'ye şöyle sorar: Onun buna bir günahı yok. Benim de bir günahım yok. Günah kimde peki?

Kanlı Düğün (İspanyolca:Bodas de Sangre) Federico Garcia Lorca'nın, bir çırpıda okuyup bitirebileceğiniz bir tragedya oyunu.

Kitabın yarısı İspanyolca yarısı Türkçe olduğu için okuması çok basit ve keyifliydi.
Okunması gereken klasikler listesine girdi




" Zaman iyileştirir, duvarlar örter sanıyorsun ama bu doğru değil! Doğru değil! Bir şey ya içine, iliklerine işledi mi, kimse söküp atamaz onu."

Aylar aylar önce, ilk çıktığında sizlere ucretsizkitap.com.tr kanalımdan @everestacikhava serisini göstermiştim benim gibi beğenenler hemen almış hatta okumaya başlamıştı.

Ben açılışı dün yaptım ve ilk tercihim Lorca' ya ait Kanlı Düğün kitabı oldu defalarca sahnelenen bu eseri bir de böyle okumak çok keyifliydi.

1932' de kaleme alınan bu eser aslında tam bir tragedya. Eşini ve bir oğlunu hazin bir olay sonucu kaybeden anne elinde kalan tek oğlu ve onun mutluluğuna adar ömrünü. Binbir emekle büyüttüğü oğlu, parasal durumunu toparlayınca, gönlünü kaptırdığı kızla evlenmek ister ve biz bu evlilik arefesinde kitabın içine dahil oluyoruz.

Asıl heyecan da zaten burada başlıyor. Kendi halinde yaşayan anne - oğul bir yana, gelinin eski hayatı ve eski nişanlısı bir yana. Çünkü aralarında yadsınamaz bir gerçeklik olan kan davası var.

Düğün vakti gelip çattığında ise tüm karakterler kendi dünyasına dönüyor ve iç hesaplaşmalar başlıyor. Kişilerin salt kendi arzuları, karşı koyulamayan geçmiş, çelişkiler yumağı, özgürlük, ihanet, yaşam ve ölüm iç içe geçerken tüm duygular okurda can buluyor...

103 sayfalık bu eser, bu güzel boy ve baskısıyla kesinlikle tavsiyemdir




Bırak Vursun! Beni öldürsün diye geldim buraya, beni onlarla beraber kaldırsınlar diye! Ama onun elleriyle değil; kancalarla, orakla hem de zor kullanarak kemiklerimi kırasıya… Bırak vursun! Bilsin ki temizim ben! Bilsin ki çıldırmış olabilirim ama göğüslerinin aklığını hiç bir erkeğe açmamış bir kız olarak gömebilirler beni… Ötekisiyle kaçtım.. Kaçtım! Sen olsan sen de giderdin … İçi dışı yarayla dolu, arzudan yanıp tutuşan bir kadındım ben…Oğlunsa kendisinden çocuklar, toprak, sağlık umduğum bir avuç suydu, ötekisiyse çalılıklarla tıkalı karanlık bir ırmaktı. Sazlıkların fısıltısını ,mırıltılı türküsünü getiriyordu bana.. Soğuk sudan küçük bi çocuğa benzeyen oğluna uydum bende, ötekisiyse yüzlerce kuş saldı üzerime; bu kuşlar yollarımı tuttular beyaz beyaz kırağı bıraktılar yaralarımın üzerine…İstemezdim! Unutma ki bende istemezdim! Oğlun benim yazgımdı ,ona ihanet etmiş değilim! Ama öbürünün kolları denizin itmesi, boğanın çekmesi gibi sürüklüyordu beni! Her zaman da sürükleyecekti! Her zaman! Kocamış bir kadın olsam da ,oğullarımın oğulları saçlarımdan tutsa da……Sus..! Sus! Al öcünü al karşındayım! Bak boynum ne kadar yumuşak, bahçendeki bir yıldız çiçeğini kopartmaktan daha az zahmet ister.. Ama onurumla oynama! Temizim ben ,yeni doğmuş bir kız çocuğu kadar temiz, bunu sana ispatlayacak kadar da güçlü! Hadi yak ateşi! Yak! İçine ellerimizi sokalım. Sen oğlunun adına, ben vücudum adına. Elini ilk çeken sen olacaksın.




Kanlı Düğün kitabı basit bir dille yazılmış ,içinde güzel alıntıları bulunan, trajedi türündeki tiyatrodur. Tiyatro eserlerine başlayacak kitle için güzel bir başlangıç olabilir, bir saatte bitirilebilir, kitapta akıcı ve sürükleyici bir dil hakim. Hikayemizde bir anne ve oğlu vardır, anne yıllar önce kan davası nedeniyle bir oğlunu ve eşini kaybeder bu yüzden kalan tek oğluna gözü gibi bakmaktadır, hatta öyle ki kesici, insan öldüren nesnelere karşı da ayrı bir nefreti vardır, çünkü bu konudan muzdariptir. Oğlu bir kadına aşık olur ve evleneceğini söyler. Annesi her şeyden korkar, evliliğe sıcak bakmaz, çünkü evleneceği kadının annesi toplum tarafından namuslu olarak nitelendirilmez. Düğüne kan davalı oldukları kişi olan gelinin eski nişanlısı da katılır, hem de herkesten önce, Gelin düğün gününde dahi çok mutsuzdur, gelin aşk bağımlısı bir kadındır eski nişanlısını unutamamıştır, onu gördüğü zaman pişmanlıklar kararsızlıklar çelişkiler ve aşk sancıları çekmektedirler ve gecenin sonunda kaçarlar , ama arkalarından damat gelir gelin ve aşığını bulur. Damat ve gelinin sevgilisi orada ölür, anne çok üzülmektedir; çünkü korktuğu başına gelmiştir son evladınıda kaybetmiştir. Sorun şu ki anne oğluna namus güzellemesi yapıp, gelin ve aşığını bulması için arkalarından gitmeleri için oğlunu yollamıştır. Kitapta çıkarılacak elbetteki çok ders var, özellikle gelişmemiş toplumlarda namus kavramı büyük önem taşımaktadır. Ama namus için birbirlerini öldüren insanlara büyük bir gönderme olmuş.




Federico Garcia Lorca’nın “Kanlı Düğün”ü, sadece bir tiyatro metni değil; duyguların, geleneklerin ve trajedinin şiirsel bir yüzleşmesi.

Eserin dili öylesine sade ve duru ki, okuyan herkes kolayca içine çekiliyor. Lorca’nın anlatımı hem anlaşılır hem de derin; gündelik sözlerin ardında yoğun bir duygu, suskunlukların içinde çığlıklar var. Özellikle çevirisinin başarıyla yapılmış olması, bu etkiyi Türkçede de hissettiriyor.

Kitabın dikkat çeken bir başka yönü, sayfa düzeni: Sol tarafta orijinal İspanyolca metin, sağ tarafta Türkçe çevirisi yer alıyor. Bu çift dilli yapı, eseri yalnızca okumayı değil, adeta bir sahnede izliyormuş hissini veriyor.

Konu, evrensel bir yaraya dokunuyor: aşk, yasaklar, töre ve kan davası. Bu temalar sadece bir coğrafyaya ait değil; dünyanın neresine gidersen git, bu acı tanıdık gelir. Hikâyenin doruk noktasında, iki erkeğin bir kadın uğruna hayatlarını feda etmeleri, okuru bir seyirci değil, adeta olayın içindeki bir tanık hâline getiriyor.
Eserin içerisinde sıkça yer verilen mani tarzı ve şiirsel bölümler, zaman zaman akışı yavaşlatsa da metne özgün bir kimlik kazandırıyor. Bu yapı, metni klasik bir tiyatrodan ayırıp daha etkileyici hâle getiriyor.

Kanlı Düğün, içindeki sessiz çığlıklarla, bastırılmış arzularla ve toplumun görünmeyen baskısıyla yüzleştiren; her cümlesiyle hem okutan hem düşündüren bir eser. Tiyatroya merakı olan herkesin mutlaka okuması gereken, sahneyle kitap arasında zarifçe salınan eşsiz bir trajedi.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: