Kan ve Gül Bir Kara Dejavu Kitap Bilgileri
Yazar: Alper Canıgüz
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 7 dk.
Sayfa Sayısı: 216
Basım Tarihi: Nisan 2017
İlk Yayın Tarihi: Nisan 2017
Yayınevi: April Yayıncılık
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786055162825
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kan ve Gül Bir Kara Dejavu Kitap Tanıtımı
“Ben bu anı daha önce de yaşamamıştım sanki…”
Gül bahçesi maziye, kanlı bir yolculuk…
Kan ve Gül, fantastik bir polisiye.
Rengini kandan, kokusunu gülden alan bir roman.
Ziyadesiyle hazin, epey hareketli, hayli komik.
İkinci sınıf aşk romanları çevirmeni, orta sıklet avare Aziz, bir yangında küle dönüşmek üzereyken, zamanda yolculuk yaparak yirmi yıl öncesine döner; üstelik yirmi yaş gençleşmiş bir halde.
Henüz işlenmemiş bir cinayeti çözmek üzere harekete… geçmesi pekâlâ mümkündür.
Karizmatik sosyopat Abdül’ün hayatını kurtarması… galiba iyi olacaktır.
Mazi tesisatını tamir edebilirse, hayatı, istikbal musluklarından temiz ve tazyikli bir su gibi akacaktır.
Biricik aşkı Nergis’ten hiç ayrılmayacak, kızı Zeynep’e hakkıyla babalık edecektir.
Peki, bu amatör dedektif, kaderin hükmünü değiştirebilecek midir?
Maktulü kurtardığına, katili bulduğuna memnun olacak mıdır?
Geleceği görmek mi daha zordur yoksa geçmişi mi?
Kara mizah ustası Alper Canıgüz, beşinci romanında, kurgu ve anlatımdaki yetkinliğini bir adım daha öteye taşıyor.
Gelecek, bazıları için, hakikaten de uzak bir hatıradan ibarettir. Böyleleri açısından varoluş, hayatın meşum bir noktasında, şimdiki zamandan ileriye doğru uzanan bir yol olmaktan çıkıp, onları geçmişle gelecek arasına sıkıştıran bir hapishaneye dönüşmüştür. Bu, trajik bir hal midir? Herhalde öyledir. Fakat burada bize düşen, kimseyi yargılamak değil; bir köle, ama muhakkak ki pek isyankâr bir köle saymak gereken insanın hazin kaderine dair bir hikâye anlatmak. O yüzden, gelin, az önce sözünü ettiğim iflah olmaz türün bir mensubu sıfatıyla, size her şeyi ta en ortasından başlayarak anlatayım.
Evlendiğim ve boşandığım tarih, nikah dairesindeki memur ve avukatımızın tuhaf ve müşterek bir cilvesiyle, aynı güne denk gelmekteydi. Doğum 17 Ocak 1995, ölüm 17 Ocak 2004. Dokuz sene; flört dönemimiz de hesaba katılınca, on altı. Flört ne demekse? “Ayrılık acısından kurtulmak için gereken süre, birlikte geçirilenin yarısı kadar” demişti bir arkadaşım Nergis’le boşandığımızda. O zamanlar sekiz seneyi kendimi öldürmeden ya da ne bileyim, en iyi ihtimalle aklımı kaçırmadan geçirebileceğime pek ihtimal vermemekteydim ya, yuvamızın yıkılışının onuncu sene-i devriyesini geride bıraktığım günlerde, o arkadaşımın bu teoriyi belki de beni teselli etmek için uydurduğunu düşünmeye başlamıştım. Çünkü bu aşkın, bu sevdanın üstünden kış geçiyor, bahar geçiyor, yaz geçiyor, ömür geçiyor lâkin kalbimdeki yara geçmiyor, geçemiyordu.
(Tanıtım Bülteninden)
Kan ve Gül Bir Kara Dejavu Kitaptan Alıntılar
1. "Artık sevmeyen kadının gözlerini hemen tanırsınız. Denizi yırtan bıçak gibidir."
2. "“İntikam değil de... hınç, belki. Ya da ödeşme güdüsü... Bilemiyorum. Nefret ediyordum senden, bir o kadar da seviyordum. Aklımdan çıkaramıyordum bir türlü. Saçmalık işte. Hiçbir mana taşımıyordu benim için. Zaten çok kısa sürdü. Ve bir faydası olacaksa söyleyeyim, vicdan azabından ölüyordum.”"
3. "Gençler bilseydi, yaşlılar yapabilseydi derler."
4. "Çünkü bu aşkın, bu sevdanın üstünden kış geçiyor, bahar geçiyor, ömür geçiyor lâkin kalbimdeki yara geçmiyor.. geçemiyordu."
5. "“ Artık sevmeyen kadının gözlerini hemen tanırsınız. Denizi yırtan bıçak gibidir. “"
6. "Artık sevmeyen kadının gözlerini hemen tanırsınız. Denizi yırtan bıçak gibidir."
7. "Artık sevmeyen kadının gözlerini hemen tanırsınız. Denizi yırtan bıçak gibidir."
8. "" Üç, birkaça dahildir, " dedim.
" Ayrılık da sevdaya ! ""
9. ""Ayna ayna, söyle bana," dedim. "Var mı bu yaşta benden güzeli dünyada?""
10. "Eh, neticede olgunluk dediğin, hayatı daha fazla acıyla kabullenebilme yetisi değil midir?"
11. "Neticede olgunluk dediğin, hayatı daha fazla acıyla kabullenebilme yetisi değil midir?"
12. ""Herkesin kendi geliştirdiği, dünyayla başa çıkma yolları mevcuttur.""
13. "Gençler bilseydi, yaşlılar yapabilseydi.."
14. "Neticede çocuklar bize bakarak büyüyorlar."
"Doğru," dedim. "Ama daha ziyade biz onlara bakmadığımız sırada bakıyorlar.""
15. "“Neticede çocuklar bize bakarak büyüyorlar."
"Doğru," dedim. "Ama daha ziyade biz onlara bakmadığımız sırada bakıyorlar.""
Kan ve Gül Bir Kara Dejavu Kitap İncelemeleri
Alper Canıgüz, son kitabının ardından 4 yıl geçti ve yeni kitabiyla bizleri nihayet nisan ayında buluşturdu. Çok fazla merak etmeme rağmen belki de hemen bitirmek istemediğim için çıkar çıkmaz okumak yerine biraz beklemeyi yeğledim. Neyse beklemek bir şeyi değiştirmedi zira okurken kitabın nasıl bittiğini anlamadım bile. Fantastik polisiye türünde diyebileceğimiz yine çok akıcı, insanı şaşırtan, yer yer güldüren, farklı farklı hislere büründüren bir kitaptı.
Aziz, kitabımızın başkahramanı aşk romanları çevirmenidir işinde gücünde, kızına düşkün eski eşini hâlâ unutamamis bir adamdır ve hiç ummadığı bir anda kendini 20 yıl öncesinde bulur. Her şey değişmiş zaman geriye akmış, üniversite yıllarına geri dönmüştür. Aziz geçmişten kurtulup günümüze geri dönmeyi başarabilecek mi ? Kitap boyu merak ettiğim meselelerden biriydi tabi bunun yanı sıra bazı ufak kararlar, fikirler bile olmasi gerekenin dışında gelişmeler yaratmakta ve bu da Aziz'i oldukça korkutuyor. Geleceği ile geçmişi arasında sıkışıp kalıyor bir nevi. İşin içinde kan ve gül isminde bir kuru temizlemeci, kurtarması gereken geçmişte yaşanmış bir cinayette vardır.
Kurgusuyla, anlatımıyla hele hele sonuyla çok beğendiğim bir kitap oldu değişik romanlar arıyorsanız tavsiye ederim.
Açıkcası bu kitap hakkında nasıl bir yorum yapsam bilemiyorum. Yazarın okuduğum ilk kitabı oldu, yanlış bir kitaptan mı başladım bilmiyorum. İlk defa kara mizah kitabı okudum, okumadan önce yaptığım araştırmalara göre en az sevilen kitabı olmuş, ama yine de bir önyargı oluşturmak istemeyip başladım kitaba. Okurken gerçekten merakla okudum, sürekli ne olacağını merak ettim. Kitabın ortalarına geldiğim de olayı çözdüğümü sandım fakat ilerledikçe olayın bambaşka olduğunu fark ettim. Beni sürekli ters köşe eden bir kurguydu. Kitabın sonuna yaklaşırken bir miktar ben ne okudum şimdi düşüncesine girdim kendi kendime, bir kaç sayfa sonra tekrar ters köşe oldum. Kitabın konusu kısaca yangın da bir kaza geçirip ilginç bir şekilde 20 yıl öncesine üniversite yıllarına giden Aziz’in o dönem de cinayete kurban giden Abdül’ün ölümünü engellemesi ve katilini bulmaya çalışmasıyla geçiyor. Okudukça “Aa kesin katil bu” diyorsunuz ama sonunda dumur oluyorsunuz. Ben yine de merakla ve severek okudum, dili çok akıcıydı. Kara mizaha ve Alper Canıgüz’e bir şans vermenizi isterim. Bundan daha iyi kara mizah önerileriniz varsa memnuniyetle alırım Yazarın diğer kitaplarını da en kısa zaman da edineceğim. Klasik okumaya merak sardığım şu dönem de beni biraz dinlendirdi
Okuduğum kitapların incelemesini yapmak bir süredir aklımdaydı ve son okuduğum Alper Canıgüz ün bu kitabıyla başlamak istiyorum.
Öncelikle bu Alper Canıgüz den okuduğum ilk kitap ve devamı da gelecek gibi .. İlk başlarda tarzını okuduğum bazı yazar ve kitaplarına ( Hamdi Koç - Çıplak ve Yalnız- Çok yalnız kaldınız Peyami Bey; ki bu kitaplara bayılmıştım kesinlikle tavsiye ederim ) benzetip tekrara düştüm sanmıştım ama öyle olmadı.
Bol bol satır satır, paragraf paragraf altını çizdiğim araştırdığım yeni şarkılar dinlediğim müzik grupları keşfettiğim , zekice siyasi sosyal tartışmalara tanık olduğum çokça genel kültürlendiğim bir kitap oldu. Bu arada çok akıcı bir kitap bir günde kesin bitirirsiniz :)
Kitabın konusuna gelirsem kahramanımız Aziz karısına unutamamış bir boşanmış ve bir kız babasıdır, Paradise yayınevinde çeviri yapmaktadır ve bir gün ölünce 1994 yılına gider.. bazı şeylere engel olayım derken öğrendiği şeylerle dünü bugünü ve geleceği alt üst olur duygusal çöküş ya da çıkış yaşar.. Dirildiğinde her şey çok başka olacaktır. Sonsuz aşkı Nergis bir katildir ve bence onu hala sevmektedir dönüşmüş bir sevgiyle ..
Kitapta başka bazı bulacaklarınız ise :) nirvana şarkıları, kurt cobain, Sait Faik, İskender Doğan ve Kan ve Gül, artistik buz pateni olimpiyat şampiyonluğu, Neşe Erberk Avrupa güzeli, İngmar Bergman, Corto Maltese, siyasi ve sosyal bir çok tanım ve terim ve şimdilerde pek rastlamayan dimağ açan zekice sohbetler.. benden bu kadar keyifli okumalar diliyorum.. Son olarak da ' Ben gamlı Hazan sense Bahar ' ı da dinleyin derim :)
‘’Ben bu anı daha önce de yaşamamıştım sanki’’
Alper Canıgüz’e ait okuğum ilk kitaptı. Çok keyif alarak okudum gerçekten. Cümle kurma ustalığı, karakterlerin tutarlılığı ve akıcılığı çok iyidi.Mizahı ve absürt edebiyatı, harika bir şekilde yoğurup vermiş fırına. Tam ayarında da pişirmiş.
Karakterler arasında yaşanan toplumsal, teolojik ve politik tartışmalar çok hoşuma gitti. Üniversite yıllarım geldi aklıma. Ah gençlik…
Efsane şarkıya can veren sevgili İskender Doğan da yer almış kitapta. ‘’Kan ve Gül ‘’isimli bir kuru temizlemeciyi işletiyor hatta. Eski yıllarda İstanbul’da gerçekten böyle bir kuru temizleme dükkanı olduğunu öğrendim ,şaşırdım. Bir tık daha İskender Doğan ‘a fazla yer verse miydi yazar acaba? Ya da okuyanlar ‘’sus be,tam ayarındaydı ‘’mı der bana bilemiyorum.
Tuhaf olayların vuku bulmasıyla bir şekilde 20 sene öncesine gidiyor baş karakterimiz Aziz. Şaşırıyor elbet bu duruma lakin,çok gerçekçi birşekilde var oluyor o dönemde. Hayatın olağan akışına karşı direniyor. 20 yıl öncesinde cinayete kurban giden arkadaşını kurtarmaya çalışıyor. Bu çaba ile beraber pek çok ilginçlik yahut rastlantısal olaylarla karşılaşıyor.Ancak Aziz'in hesaba katmadığı iki şey vardır: Sırlar ve Kader….
Hataları, keşkeleri, bir zamanlar kurduğu düşleri tekrar avuçlarının içine kadar gelir Azizin..Bunları avuçlarından savuruyor mu yoksa bağrına mı basıyor,kitabı okumanız gerek. Ama Azizcim, bazen her şeyi bilmek,anlamaya çalışmak iyi değil,yorar,kırar. Bırak dağınık kalsın be…
Polisiye sevmeyen birinin bile rahatlıkla okuyup,keyif alacağı bir kitaptı. Keşke daha uzun olsaydı.
Öncelikle bu kitap benim ilk inceleme yazım.Zaman geçtikçe yazdığım incelemelerin güzelleşeceğine inanıyorum.İlk inceleme yazımı Kan ve Gül kitabı ile yapmaya karar verdim .Çünkü bu kitap benim son Alper Canıgüz kitabım ve bu sonun bir ilki hak edeceğini düşündüm.
Kitap yine bir Alper Canıgüz klasiği.Sınav haftamda kafamı rahatlatıp eğlendiren,bir yandan da güzel mesajlar veren bir kitap okumak enerjimi çok yükseltti.Fakat bir yanda da bu kitap ile Alper Canıgüz serüvenimi bitirmiş olmamın bir hüznü var içimde
Kitap çok güzeldi.Alper Canıgüzün okuru içine çeken bir anlatım tekniği var.Konusu,bu konuyu ele alışı çok güzeldi.Zaten sıradan bir konu bekleyemeyiz Alper Canıgüzden.
Kitapla ilgili genel sorularımız bunlar :
Bizler geçmişe gitsem böyle yapardım,keşke şu zamanki aklım o zamanda olsaydı gibi şeyler söyleriz.Peki bu gerçekleştiğinde gerçekten de o aklımız bize fayda sağlıyor mu? Ya da o seçimlerden edindiğimiz tecrübe ne kadar işe yarıyor hayatta.Bir kelebeğin kanat çırpışı bir yerde bir kasırgaya neden olabilirmiş derler.Bu doğru mudur?...
Soruların verileceği cevaplar okuduğumuz zaman güzel bi bilmecelere ve bilmecelerin cevaplarının biraz da size bırakılmasının zevkini veriyor
Son olarak Alper Canıgüz’ün kitap çıkarmasını dört gözle bekliyorum.Beni bu kadar eğlendiren,şaşırtan çok az yazar var.(özellikle günümüz türk yazarları arasında)Okumakta tereddüt ediyorsanız ilk bölümü okuyun zaten direk tereddütünüz kaybolacak.Kendinizi kitabın alışılmadık konusuna ve Aziz karakterinin yaşadıklarına bırakacaksınız.