Kamp Arkadaşları Kitap Bilgileri
Yazar: İpek Ongun
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 21 dk.
Sayfa Sayısı: 189
Basım Tarihi: 2008
İlk Yayın Tarihi: 1995
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9753316323
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kamp Arkadaşları Kitap Tanıtımı
Mektup arkadaşları...
Nilgün ve Şerife...
Uzun bir süre yazıştıktan sonra nihayet bir araya gelebildiler.
Ve şimdi yaz tatilinde buluşuyorlar.
Her bölümünde bir serüven, heyecan, komik bir olay bulacağımız bu kitabı elinizden bırakmayacaksınız.
(Arka Kapak)
Kamp Arkadaşları Kitaptan Alıntılar
1. "İnsanın yüzünü bilmek, o kişiyi tanımak demek değildir."
2. ""Her ayrılık yeni bir buluşmanın başlangıcıdır.""
3. ""Önemli olan mücadeleden vazgeçmemektir. Başarı nasıl olsa arkadan gelir.""
4. ""Oysa dost olmak ne kadar güzel ve mutluluk verici.""
5. "İnsanın yüzünü bilmek, o kişiyi tanımak demek değildir."
6. "İnsanın yüzünü bilmek, o kişiyi tanımak demek değildir."
7. "İnsanın yüzünü bilmek , o kişiyi tanımak demek değildir ."
8. "Kampta sabah ne kadar da güzeldi.isiltilar içerisinde masmavi bir deniz kampın toprak yollarının iki yanını bezeyen pembe zakkumlar narin dalları üzerinde titresen ateş kırmızısı Japon gülleri ve tüm odaların bembeyaz duvarlarını kemerli kapılarını kucaklamiscasina duran mor çiçekli dev sarmasiklar..."
9. "İnsanın yüzünü bilmek, o kişiyi tanımak demek değildir."
10. "Herkes herkesle arkadaşlık etmekte özgürdür ve bu dostluk çevresi kıskançlıkla daraltılacağına karşılıklı alışverişle genişletilmelidir.Herkes sevdiği arkadaşını diğer arkadaşlarına tanıtırsa,sevgi çemberi büyür ki bu çok güzel bir olay."
11. "''...iki arkadaş sevinçten uçuyordu. Onlar için ne güzel bir tatil başlıyordu..."
12. "İnsanın yüzünü bilmek, o kişiyi tanımak demek değildir."
13. "İnsanın yüzünü bilmek, o kişiyi tanımak demek değildir."
14. "'Müslümanlığın şartı beştir, altıncısı da haddini bilmektir...'"
15. "Müslümanlığın şartı beştir, altıncısı da haddini bilmektir."
Kamp Arkadaşları Kitap İncelemeleri
"Merhaba değerli okurlar. İlk kitabını da çok severek okuduğum serinin ikinci kitabının incelemesini yapacağım. İlk kitap olan Mektup Arkadaşlarının da incelemesini yapmıştım. Onu da okumak isteyen arkadaşlar için buraya bırakıyorum.
Nilgün ve Şerife...
Mektuplarla birbirini tanıyan bu iki arkadaş şimdi de kamp arkadaşı oluyorlar.
Her şey Nilgün'ün dedesinin doğum günü hediyesi olarak Nilgün ve kardeşi Defne'yi kampa götürmek istemesiyle başlıyor. Kampı Mersin Silifke'de tabiki de Şerife'nin olduğu şehirde yapmak isteyen Nilgün'ün hayali gerçekleşiyor ve Mersin'e doğru yola çıkıyorlar.
Kampta Nilgün, Şerife'nin okuldan bazı arkadaşları ile tanışıyor ve macera başlıyor. Kampın işletmecisi Şükrü Bey'in gençlere kamp yerini değerlendirmek ve bir dergide kamp yeri hakkında yazı yazmak için yabancı bir turistin geleceğini söylemesiyle kamp yerinin reklamını yapmak için gençler işe girişir. Bu gizli yazarı bulma çabaları ve ona kamp yerini sevdirmek için yapılan pek çok şey...
Adada kaybolmalar, boğayla girilen zorlu imtihan, sevimli köpek Benek'i bulmalar...
Kitabın en çok beğendiğim yerleri yapılan turistlik gezilerde gidilen yerler hakkında verilen bilgiler ve hiç duymadığım harika efsanelerin yer almasıydı.
Açıkçası çocuk kitabı olsa da her yaştan insanın okuyabileceği güzel bir kitap. Ama bir tavsiye vermek istiyorum. Okurken karakterler açısından zorluk yaşamamak için yazarın Mektup Arkadaşları kitabını da okuyun bence. Böylece olayları daha net anlayacaksınız."
İyi okumalar:)
Koku Patrick
Suskind
.
17. Yy' da Fransa 'da bir balıkçı tezgahının yanında, bir kadın beşinci çocuğunu dünyaya getirir. Jean Babtiste Granouille diğer dört çocuk gibi aynı yerde doğmuştur. Granouille manastır tarafından bir sütanneye verilir. Annesinin terk ettiği çocuktan süt annesi de kurtulmak istemektedir. Tüm insani duygulardan, etik değerlerden uzak ;sevmeden sevilmeden büyümüştür Granouille. Bu özellikleri gibi bir farklı özelliği daha vardır ki tüm kokuları her detayıyla tanıyıp hafızasına kaydetmektedir. Bu olağanüstü özelliği sayesinde bir parfüm ustasının yanında üstün yeteneğini geliştirir. Yıllar sonra her kokuyu bilen, tanıyan, keşfeden Granouille, acı gerçekle yüzleşir : Kendi kokusu yoktur. Kokusuzdur.
.
Eşyanın, hayvanın, havanın, suyun, toprağın, evin, bahçenin, çiçeğin, insanın... daha pekçok şeyin kokusu varken, tüm bunları hissederken kendi kokusunu alamayan Granouille, kendine koku yaratmaya girişir. Bundan sonrası seri katil hikayesi. Asıl etkileyici olansa yaşamı boyunca insanların ötekileştirdiği, yok saydığı, sevmediği bir kişinin yarattığı kokularla var oluşu, toplumun algılarıyla nasıl oynadığı ve toplumu nasıl yönlendirdiğidir. Daha fazla yazmak istiyorum ama ipucu vermekten korkuyorum. Okuduğum en farklı kitaplardan biriydi. Şans verin. Okuyun.