Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Kağnı - Ses - Esirler - Sabahattin Ali | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Kağnı - Ses - Esirler Kitap Bilgileri


Yazar: Sabahattin Ali
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 17 dk.
Sayfa Sayısı: 222
Basım Tarihi: Ocak 2019
İlk Yayın Tarihi: Ocak 2019
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789750806599
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Kağnı - Ses - Esirler Kitap Tanıtımı


Türk edebiyatının özgür sesi Sabahattin Ali’nin üç bölümden oluşan bu kitabı okuyucuyla buluşuyor. İlk bölüm olan Kağnı’da Kağnı, Gramofon Avrat, Duvar, Pazarcı, Düşman gibi öyküler, ikinci bölüm olan Ses’te Ses, Köpek gibi öyküler ve son bölüm olan Esirler’de de Ali’nin kaleme aldığı oyunlar yer alıyor.




Kağnı - Ses - Esirler Kitaptan Alıntılar


1. "İçimde müthiş bir yorgunluk hissi vardı."




2. "İçimde müthiş bir yorgunluk hissi var."




3. "Okuyordum. Etrafla alakamı kesmiş gibiydim."




4. "Kalbine susmasını emret…"




5. "“Ben çok fakir bir kocaya varmak istiyorum.On parasız bir kocaya!.."




6. "Uzun uzun kavaklar,
Dökülüyor yapraklar;
Ben yârime doymadım,
Doysun kara topraklar…"




7. "Yüreğim nasıl yanıyor bilsen…"




8. "“Haydi git başka yerde ağla!..”"




9. "Çok insafsızsınız, Prenses."




10. "Okuyordum. Etrafla alakamı kesmiş gibidim."




11. "Hiçbir şey ölümden daha korkunç değildir!"




12. "Dilini bilmediğim bir memlekette gibiyidim bu şehirde."




13. "Sakın beni bırakma… Ben sonra çok fena olurum"




14. "Hayat ne güzel, fakat ne can sıkıcı şeydi!.."




15. "İnsanlar meğer ne anlaşılmaz mahluklarmış… Dünya ne anlaşılmaz yermiş!.."





Kağnı - Ses - Esirler Kitap İncelemeleri


Sabahattin Ali’nin hikayelerinin yer aldığı birçok kitabı var ama nedense
favorim dediğim çoğu hikaye bu kitabında yer alıyor. Bu kitapta tam 18 hikaye ve üç perdeden oluşan bir oyun (Esirler) yer alıyor. Esirler oyununda tarihteki Kürşad İsyanı kurgulanarak anlatılmış. Hikayelerin genelinde ise fakirlik ve hapishane konusu işlenmiş. Ben en çok Apartman, Arabalar Beş Kuruşa,Ses hikayelerini beğendim. Hele Apartman ve Arabalar Beş Kuruşa hikayelerinde burnumun direği sızladı resmen. Tabi “Duvar” hikayesinden Sinop Cezaevi’nin bir mahkumdaki etkisini efsane bir şekilde dile getirilmiş. Hapishanede yatmak zaten çok zor, hele ki Sinop’ta yatmak. Başka türlü “Aldırma Gönül” şiiri nasıl yazılırdı. İşte İncelememi de Duvar’daki bu alıntıyla noktalıyorum:

“Bir mahpusu dünya ile hiç alakası olmayan bir zindana kapamak ona en büyük iyiliği yapmaktır. Onu en çok yere vuran şey, hürriyetin elle tutulacak kadar yakınında bulunmak, aynı zamanda ondan ne kadar uzak olduğunu bilmektir. On adım ötede en büyük hürriyetlere götüren denizi dinlemek ve sonra aradaki kalın kale duvarlarına gözleri dikerek bakmaya, denizi yalnız muhayyilede görmeye mecbur kalmak az azap mıdır? ... Fakat benim kaldığım hapishanede her şey, her ses, hürriyeti gözlerin önüne kadar getirmek, sonra birdenbire çekip götürmek için yapılmış gibiydi. “




İnsanlık, karanlığa gömülürken onu tekrar aydınlığa çıkaracak yazarlara ihtiyaç duymaktadır. Sabahattin Ali, insanlığın bu ihtiyacını karşılayan tam donanımlı nadir yazarlardandır.

Onu bu kadar donanımlı yapan ise yaşadıklarıdır. Tamam diğer yazarlarda aynı süreçlerden geçmiştir ama iş kağıda dökmeye gelince orada yazarın kalitesi meydana çıkıyor.

Sabahattin Ali bu eserin de yine insanlık namına öyküleri kaleme almış. Lakin bu sefer yüreğimizi sızlatan öyküler daha ağırlıktaydı. Dostoyevski'nin Ezilenler adlı eserini okuduğumda huzurumu bir daha geri alamayacağım şekilde kaybetmiştim. Bu eseri okuduktan sonra artık bulma ümidim de kalmadı...

Dostlarım insan olmak basit bir şeydir. İnsan kadar üstünlüğünü bu kadar hırsla göstermeye çalışan başka bir canlı var mı acaba? Senden müşkül olanın elinden tut, bilmeyenle bilgini paylaş ve ihtiyacı olanla sen de olanı bölüş. Tabutun içine âciz bedenimizden başka bir şey koyamıyoruz haberiniz olsun...

Apartman, Arabalar Beş Kuruşa, Sıcak su ve Köpek öyküleri bu bahsettiğim konuları en güzel betimleyen öykülerdi... Ah Sabahattin Alim sen öyle naif ve incesin ki senin değerini yeni anlıyoruz...

Ayrıca son olarak ilk defa yazarın bir tiyatro eserini okudum. Esirler adlı tiyatro oyununda Türk kahramanı Kürşat'dan bahsetmesi çok hoşuma gitti ve bu eser yazarın ölümüne sebep olan alçakların onu hainlikle suçlamasının ne kadar koca bir yalan olduğunu gösteriyor. Düşmanlık her zaman kişisel kinlerden gelir, düşmanlığı kalıba sokmanın amacı başkalarını inandırmaktır.

Hayat bozkırında vicdansız insanlar ATSIZ bir şekilde yol almaya mecburdur...




#okudumbitti köşemizde bugün canım Sabahattin Ali’nin #kağnısesesirler adlı kitabı var…Bir süre okumadığımda burnumda tüten isimlerden biri de Sabahattin Ali’dir. Kadife gibidir kalemi, yumuşacık, sıcacık.. Bu yüzden özlettirir kendini, iki kelam edesi gelir insanın.. Bundan mütevellit ben de hikayelerine sarıldım ve iyi ki de öyle yapmışım.. Çünkü kitapta yer alan hikayelerin her biri birbirinden güzeldi.. Bizim insanımızı anlatması dahası da insanımızın o yaralı yanını dile getirmesi çok kıymetliydi.. Hele insanın yüreğine o birkaç sayfada bu denli tesir edebilmesi yok mu! Şaşırıp kalıyorsunuz, nasıl olur da böylesine dokunabilir en nasır bağlamış yanlarımıza diye.. Evet ne yazık ki hikayelerinin sonu hep hüzünlü bitiyor.. Hiç mi umut yoktu diye sormak isterdim ona aslında…
Kitap üç bölümden oluşuyor. Kağnı ve ses adlı bölümlerde yazarın kısa hikayeleri derlenmiş ve kitabın son bölümü olan esirlerde ise bir oyun yer alıyor.. Aslında oyunu okuması da oldukça keyifliydi… Türklerin Çin esareti altında olduğu yıllarda hepimizin bildiği Kürşadın, meşhur isyan hareketi anlatılıyor.. Tabi bir aşkın gölgesi hikayenin üzerine düşüyor… Ben bu kısmı da sevdim tabi ki hikayelerin yeri ayrı.. ;) Meraklısına tavsiyemdir, Sabahattin Ali ile tanışın.. Pişman olmayacaksınız…





Sabahattin Ali’den okuduğum 7.kitaba geldim ve büyük bir zevkle de tüm külliyatını bitirebilmeyi umuyorum. Bundan önce okuduğum kitabı bana beklediğimi veremese de Kağnı-Ses-Esirler gayet sevdiğim bir eser oldu.

Kağnı ve Ses olarak ayrılan ilk iki kısım yazarın çeşitli öykülerinden, Esirler kısmı ise bir oyundan oluşuyor.

Bölüm olarak değerlendirdiğimde favori bölümüm Kağnı yani ilk bölüm olsa da en çok etkilendiğim hikayeler Kafakağıdı, Bir Şaka, Duvar, Pazarcı ve Arabalar Beş Kuruşa oldu. Kimi hikayelerini fazla beğenmesem de genelini değerlendirdiğimde gayet başarılıydı. Esirler adlı oyunu da başta içeriğini anlamasam da sonunda beni etkilemeyi başardı. Yazarın yazdığı başka oyun var mı bilmiyorum ama bu türde de kaleminin güçlü olduğunu gördüğümü söyleyebilirim.

Sabahattin Ali; öykülerinde farklı konulara ve sorunlara başarılı bir şekilde değiniyor, çoğu öyküsünden sonra durup bir düşünme gereği hissedebiliyorsunuz. Bu eseri de diğerleri gibi akıcı ilerliyor, okuması sizi zorlamıyor. Ayrıca durum öykülerindense olay öykülerini tercih ettiğim için yazarın öyküleri genel olarak bana hitap ediyor.

Kağnı-Ses-Esirler; yazarın eserleri arasındaki favorilerime giremese de, okuması gayet keyifli bir kitaptı. Eğer siz de benim gibi Sabahattin Ali okumayı seviyorsanız bence bu kitabına da bir şans verebilirsiniz.




Sabahattin Ali ve Sadık Hidayet birbirlerini hic tanıdılar mı bilmem ama kitabın "Kağnı" adlı küçük hikayelerden oluşan bölümünü sanki bir araya gelerek yazmışlar.

Kitabın bu ilk bölümünü okurken, Sadık Hidayet'in "üç damla kan" adlı hikaye kitabinı okuyormuş hissi oluştu bende. Bu hissin oluşmasındaki en onemli etken hikayelerin ne dil ne de anlatım bakımndan benzerliği değil tamamen hikayenin kendisi olmuştur.

Hikayelerde trajik sonlar kaçınılmazdır. Bir kac hikaye okuyunca, sonraki hikaye kahramanlarının başına ne geleceğini az çok tahmin eder ya da trajik bir olayın kurbanı olacağı hissine direkt kapılırsınız.

Tabi kitap hakkında bunları yazarken sevgili Sabahattin Ali'nin, insanların iç dünyalarını betimlemesi, o zamanki halkın hal ve ahvalini bir nevi günümüze yansıtması ve Anadolu köylüsünün düşünce biçimini aktarması bakımından beğendim. Sadece beğenmediğim şey olaylar, olgular ve sonuçları. Neden bu kadar için kararmış be adam! dedirtiyor okurken.

Ses bölümünde ise hikayeler yukarda anlattığımdan biraz daha hafifleyerek ilerler. Burada özellikle "Ses" hikayesini çok beğendim. Bu hikaye dönemin düşünüş biçimini, dönemin köylüye ya da halka yaklaşımını, insanların içindeki yabancı hayranlığı kaynaklı çürümeleri bize göstermiştir. Bu hikaye hakkında daha iyi bir inceleme yazmayı düsünüyorum. Baştan sona kadar psikolojik tahlillerinin yapılması lazım.

Genel olarak kitabı bir çok yönüyle beğendim. Okumanızı tavsiye ederim.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: