Kafkas Tutsağı Kitap Bilgileri
Yazar: Lev Tolstoy
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 49 dk.
Sayfa Sayısı: 170
Basım Tarihi: 20 Şubat 2019
İlk Yayın Tarihi: 1872
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
ISBN: 9789944888721
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kafkas Tutsağı Kitap Tanıtımı
Tarihsel olaylar ve Rusların başka halklarla ilişkileri Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş gibi romanların büyük yazarı Tolstoy'un ilgisini çeken başlıca konular arasında yer almıştır. Bir süre subay olarak orduya katılan Tolstoy, Kafkasya'da geçirdiği günlerde edindiği izlenimleri gerçekçi bir biçimde öykülerine yansıttı.
Kafkas Tutsağı'nda savaş, esaret ve özgürlük temalarını işledi, savaşan insanların ruh hallerini yalın ve duygulu bir dille aktardı.
(Tanıtım Bülteninden)
Kafkas Tutsağı Kitaptan Alıntılar
1. ""Bu hayat yedi bitirdi beni; içimde ne varsa tüketti, yok etti.""
2. ""Herkesin bildiği, ama üzerinde
konuşulmayan şeyler vardır.""
3. ""Ama bütün bunlar ne zaman bitecek? Korkarım hiç bitmeyecek! Evet, bitmeyecek! Ve benim artık gücüm, enerjim tükenmek üzere.""
4. "Şu sayısız yıldızla donanmış uçsuz bucaksız gökyüzü altındaki güzeller güzeli dünya nasıl dar gelir insanlara?"
5. ""İşte böyle azizim, günler birbiri ardınca geçip gidiyor, ama birbirini yinelemeden...""
6. "Yüreğinizden bir şeyler kopar,bir şeyler söylemek istersiniz,ama tek kelimesi anlaşılmaz söylediklerinizin."
7. "•
•
"İşte evlenmek için eve giderken başıma bunlar geldi. Sanırım evlenmek benim kaderimde yok."
•
•"
8. ""Ama insanoğlunun yapısı bu işte: Yüzlerini bile görmek istemediğim insanlar için hayatımın en güzel yıllarını, mutluluğumu, geleceğimi harcıyorum!""
9. "Nasıl olur da güzelliğin ve iyiliğin doğrudan ifadesi olan doğanın bir dokunuşuyla insan yüreğindeki bütün kötülükler yok olmaz?"
10. ""Her zaman nasılsa, yine öyle olmak kolay iş değildir!""
11. ""Gençtim, aptaldım. İnsan başka ne ister hayatta?""
12. "Nasıl olur da güzelliğin ve iyiliğin doğrudan ifadesi olan doğanın bir dokunuşuyla insan yüreğindeki bütün kötülükler yok olmaz ?"
13. "Nasıl olur da güzelliğin ve iyiliğin doğrudan ifadesi olan doğanın bir dokunuşuyla insan yüreğindeki bütün kötülükler yok olmaz?"
14. ""İnsan unutmak istediği bir şeyi yinelemez.""
15. "Valla ne diyeyim, bizim halkımız öyle bir halk ki... Ne desen inanıyor...""
Kafkas Tutsağı Kitap İncelemeleri
Mayıs ayında okuduğum kitapların yorumlarına devam edelim. Tolstoy okumayalı 1 yıl oldu galiba, uzun bir aradan sonra iyi geldi okumak, özlemişim kalemini.
Peki, bu Tolstoy’u benim için farklı kılan nedir? Bundan biraz söz etmek istiyorum. Öncelikle itiraflarım kitabını okuduktan sonra benim için çok farklı bir anlam kazandığını ifade edeyim. Eserlerinde gerçekçi bir anlatım şeklini benimsemesi, toplum yapısını ve sorunlarını ele alması, toplumsal ve bireysel mesajlar vermesi, ülkesinin sorunlarına yoğunlaşması ve dönemin Rusya’sını tarih ve belgeler ışığında güzel bir üslup ile bize aktarması Tolstoy okumayı sevmemin en önemli nedenleri. Uzun bir aradan sonra direk eserine giriş yapamadım.
O zaman gelelim Kafkas Tutsağı’na.
Bu kitapta 4 farklı hikâye ile karşılaşmaktayız, bunlar sırasıyla;
1. Baskın: Bir Asteğmen’in hikâyesini okuyoruz, toyluğun ve ani davranışların nelere sebebiyet vereceğini okuyoruz.
2. Orman Kesimi: Dürüstlüğün önemine dair mesajlar verdiği bir hikâye.
3. Rütbesi Düşürülen Asker: Bu hikâye de adından da anlaşılacağı üzere düşmüş birini okuyoruz, neden düşmüş ifadesini kullandım çünkü düşenin dostu olmaz atasözü tam buraya göre.
4. Kafkas Tutsağı: Bu hikâyede ise Tatarlara esir düşen bir askerin vazgeçmeyişini ve özgürlüğüne kavuşmak için verdiği mücadeleyi okuyoruz.
Bence şu 4 hikâyenin içeriği bile Tolstoy’un neden okunması gerektiğini açıkça gözler önüne seriyor. Kitap sade ve akıcı bir anlatıma sahip, rahatlıkla okuyabilirsiniz. Özellikle Savaş ve Barış öncesinde okumakta fayda var.
"Şurası kesin ki, içimizden kimi ölecek, kimi yaralanacak. Bugün ben, yarın bilmem kim, öbür gün bilmem kim... bunda sevinecek ne var?"
.
.
.
, esere adını veren hikâye ile birlikte "Baskın", "Orman Kesimi" ve "Rütbesi Düşürülen" adlı hikâyelerin derlemesi. Hikâyelerin ortak özelliği savaş ve savaşta yer alan askerlerin ruh hallerini konu alması. Konu olarak ilgi çekici olmasına, savaş ve coğrafya tasvirinin mükemmel yapılmasına, özellikle de asker psikolojisini başarılı yansıtmasına karşın eseri ne yazık ki hiç sürükleyici bulmadım. Ancak savaş temalı okumaları sevenler için ideal bir eser diyebilirim.
En beğendiğim hikâye Kafkas Tutsağı oldu. Ölmeden oğlunu görmek isteyen annesinden mektup alan bir askerin izne çıkmasını ancak bu yolculuk sırasında düşman tarafından esir alınmasını konu alıyor. Kitaptaki en sürükleyici hikâye buydu bana göre.
En sevmediğim hikâye ise Rütbesi Düşürülen oldu. Önceden aristokratik sınıfa mensup, kendini beğenmiş bir askerin, ordu yaşamında tam tersi bir duruma düşmesini konu alıyor.
Baskın ve Orman Kesimi hikâyeleri ise birbiriyle bağlantılı. Bu hikâyelerin sürükleyiciliği biraz zayıf, ancak savaş psikolojisini daha derin işliyorlar. Ayrıca her iki hikâyenin de dramatik yönü fazla. Bu nedenle beğendim diyebilirim.
Bana çok hitap etmese de, kendisi de savaşta yer almış biri olarak
'un savaş temasını iyi kaleme aldığını düşündüğüm için meraklısına tavsiye ederim.
Keyifli okumalar.
4 hikayeden oluşan bu kitap’ın ismi bence en uzun ve anlamlı olan Orman kesimi olması gerekirdi. Kafkasya’dayken gördüklerini ve işittiklerini içindeki yaratıcı hissi de katarak Tolstoy tarafından yazılmış bu kısa ve nezih hikayeler bana gerçekten de o anları yaşatmış gibi oldu. Hatta nasıl olur da bunlara film çekilmedi diye düşündüm, özellikle Kafkas Tutsağına film yapılabilirdi. Bir diğer konu da yazar kafkasyalıları tam olduğu gibi, eksiksiz ve bence bir az abartarak da iyi göstermesi. Hikayeler yazarın asker yoldaşlarına gönül borcu gibi, bu kadar şey yazdım sizi de yazayım üzülmeyin gibi bir hal içinde yazılmış sanki. Diğer romanları ile kıyaslanmayacak kadar sade ve yalın. Düz anlatım var. Kitap kurtlarını sıkacak diyebilirim. Yine de metro ve ya seyahatlarda okunabilecek türden. Savaşın anlamsızlığını anlatan 2 yeri çok beğendim.
“Şu sayısız yıldızlarla donanmış uçsuz bucaksız gökyüzü altındaki güzeller güzeli dünya nasıl dar gelir insanlara ? Şu büyüleyici doğanın bağrında insan ruhu nasıl olur da kin, öç, kendi benzerlerini yok etme gibi duygulara kapılabilir ? Nasıl olur da güzelliğin ve iyiliğin doğrudan ifadesi olan doğanın bir dokunuşuyla insan yüreğindeki bütün kötülükler yok olmaz ? “
“Bir tek, çarpışmaların dışında kalan ve bu işlere hiç alışkın olmayan benim için, bu görkemi alaşağı eden bir gereksizlik izlenimi söz konusu: Bütün bu atılışlar, coşku, çığlıklar gereksiz geliyor bana. Havayı doğramak için düşünmeden, ne yaptığını bilmeden baltasını ta başının üstüne kaldırmış bir adamın görüntüsü geliyor gözümün önüne, bütün bu olup bitenler karşısında. “