Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Kafes - Josh Malerman | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Kafes Kitap Bilgileri


Yazar: Josh Malerman
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 31 dk.
Sayfa Sayısı: 336
Basım Tarihi: Aralık 2018
İlk Yayın Tarihi: Mart 2014
Yayınevi: İthaki Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9786053754718
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Kafes Kitap Tanıtımı


“Bir oturuşta ve parmakların arasındaki çıtırtılar hissedilerek okunması gereken bir kitap. Buna benzer bir korku öyküsü şimdiye kadar hiç anlatılmadı. Josh Malerman bu işi biliyor.”

-Hugh Howey

“Çok iyi, çok başarılı ve doğrudan yazılmış büyük bir takdirle okuduğum çarpıcı bir roman. Josh Malerman, işini hızlı konuşan ve ne yaptığını bilen bir meleğin edasıyla yapıyor.”

-Peter Straub

“Tüyler ürperten bir ilk kitap. Malerman okuyucuyu soğukkanlı ve acımasız anlatımıyla diken üstünde tutuyor. Hitchcock’un Kuşlar’ı, Stephen King’in en iyi işleri ve Jonathan Caroll’la karşılaştırılmayı hak eden sarsıcı bir macera.”

-Kirkus Reviews

“Stephen King hayranları bayılacak.”

-Publishers Weekly

Dışarıda bir şey var… Görülmemesi gereken korkunç bir şey… Ona atılan bir bakış kişiyi ölümcül bir deliliğe sürüklüyor. Ne olduğunu ve nereden geldiğini ise kimse bilmiyor.

Malorie ve iki çocuğu, olayların başlangıcından beş yıl sonra hayatta kalmayı beceren bir avuç insan arasındaydı. Nehrin kenarındaki terk edilmiş bir evde çocuklarıyla yaşayan Malorie, ailesinin güvende olabileceği bir yere gitmenin hayalini kuruyordu. Fakat onları bekleyen yolculuk tehlikelerle doluydu. Tek bir yanlış hamle ölümlerine yol açabilirdi. Ve onları takip eden bir şey vardı.

Bu bilinmeyene doğru gözbağının karanlığında yaptığı yolculukta Malorie sık sık geçmişi hatırlıyordu. Bilinmez tehlikenin karşısında bir araya gelerek hayatta kalmaya çalışan, kendisini de aralarına kabul ederek onu da kurtaran ev arkadaşları teker teker aklına geliyordu: Bir zamanlar yabancı olan bir grup insanın birer birer kapısını çaldığı evde kurdukları ortak hayat... Ancak sağ kalan ve kapılarını çalan insanlar arttıkça ortaya yüzleşmeleri gereken bir soru çıkmıştı: Herkesin aniden delirdiği bir dünyada kime güvenilebilirdi?




Kafes Kitaptan Alıntılar


1. "İnsanoğlu aslında korktuğu yaratığın ta kendisidir."




2. "İnsanoğlu aslında korktuğu yaratığın ta kendisidir."




3. ""Denemekten vazgeçemeyiz.""




4. ""Bir insanı kazanmak zaman meselesi, kaybetmek ise an meselesidir.""




5. "Bir insanı kazanmak zaman meselesi, kaybetmek ise an meselesidir."




6. "Hayaller, sevmeyi hakeder, büyümeyi ister. Hayaller yaşamayı hakeder."




7. ""Bugün çektiğin sıkıntı, yarın aldığın güç olacak""




8. "Bir insanı kazanmak zaman meselesi ,
kaybetmek ise an meselesidir."




9. "Bu dünyadaki her şey çok acımasız."




10. ""... kaosun tam ortasındayız."
"O zaman artık bir şeyler değişmek zorunda.""




11. ""Büyük olasılıkla bu dünyayı ruhsal bozukluğu olan insanlar ele geçirecek çünkü zihinlerinin olduğundan daha fazla parçalanması mümkün değil.""




12. "İNSANOĞLU ASLINDA KORKTUĞU YARATIĞIN TA KENDİSİDİR."




13. "Fırtınada sığınak bulma, yağmurda dans etmeyi öğren."




14. "Bebeğiniz sandığınızdan daha zekidir."




15. "Fırtınada sığınak bulma, yağmurda dans etmeyi öğren. ."





Kafes Kitap İncelemeleri


Kafes...
Sakın Gözlerini Açma ️
Josh Malerman okunmaya keşke bu kitapla başlasaymışım çünkü ilk izlenim önemlidir ve ben ilk 'golün dibindeki ev' kitabıyla baslayip mallermana eksi puan vermiştim ama Kafes kitabını beğendim. Gözümdeki imajini biraz düzeltti (Josh'un da  çok umrundaydi zaten benim gözümdeki imaji):))

Neyse kitap yorumumuza geçelim. Daha önce hiç  gerilim - korku tarzı okumamıştım. Açıkçası okuyunca hiç gerilmem sandım ama kitabın bi bölümünde baya baya korktum, korkmamda gece 1 de okumamın da etkisi olabilir. Korktuktan sonra kitabı bırakıp gündüz okumaya devam ettim
Yazarın anlatımı süperdi okurken hiç sıkılmadım. . Seri katil, cin, peri, Cinayet vs gibi uyduruk bir konusu da yok. Kurgusu da gerçekten baya baya iyi.
Başta biraz karışık gelse de okudukça herşeyi daha iyi anladim. Kitap bölüm bölüm bi şimdiki zaman bi 'flashback' ile Malorie adlı baş karakterimizin geçmişten şimdiki zamana gelişinde ki zorlukları gerilimi anlatıyor.
Kitap gerilim- korku türünde olsa da ben okurken çok çok üzüldüm benim için ağır dram da içerikliydi, herkesin o haline özelikle de çocukların öyle ortamda o şartlarda büyümesine cok üzüldüm.
Kısacası beğendim diyebilirim ama sonu açık uçlu kalmış. Yani doğru bir sonu yok kitabın, ben açık uçlu sonları sevmem ama genel bakıldığında kitabi beğendim. Gerilim sevenlere tavsiye ederim.
Sıra da yazarın 'kırmızı piyano' kitabı var:)




Dışarıda bir şey var..
Görülmemesi gereken korkunç bir şey...
Ona atılan bir bakış kişiye ölümcül bir deliliğe sürüklüyor. Ne olduğunu ve nereden geldiğini ise kimse bilmiyor.
Malorie ve iki çocuğu, olayların başlangıcından 5 yıl sonra hayatta kalmayı beceren bir avuç insan arasındaydı. Nehrin kenarındaki terkedilmiş bir evde çocukları ile yaşayan Malorie, ailesinin güvende olabileceği bir yere gitmenin hayalini kuruyordu. Fakat onları bekleyen yolculuk tehlikelerle doluydu. Tek bir yanlış hamle ölümlerine yol açabilirdi. Ve onları takip eden bir şey vardı. Bu bilinmeyene doğru gözbağının karanlığında yaptığı yolculukta malorie sık sık geçmişi hatırlıyordu. Bilinmez tehlikenin karşısında bir araya gelerek hayatta kalmaya çalışan, kendisini de aralarına kabul ederek onu da kurtar ne ve arkadaşları teker teker aklına geliyordu: bir zamanlar yabancı olan bir grup insanın birer birer kapısını çaldığı evde kurdukları ortak hayat... ancak sağ kalan ve kapılarını çalan insanlar arttıkça ortaya yüzleşmeleri gereken bir soru çıkmıştı: Herkesin aniden delirdi bir dünyada kime güvenebilirdi?
"Bir oturuşta ve parmakların arasındaki çıtırtılar hissedilerek okunması gereken bir kitap. Buna benzer bir korku öyküsü şimdiye kadar hiç anlatılmadı.."
-Hugh Howey




■Görmekten korktuğun şey nedir?
■Ömür boyu gözlerini kapalı tutman gerekse ya da kocaman evrende sadece tek başına olduğunu düşünsen ve ona göre yaşasan...
Görülmemesi gereken korkunç bir şey… Ona atılan bir bakış kişiyi ölümcül bir deliliğe sürüklüyor. Ne olduğunu ve nereden geldiğini ise kimse bilmiyor..
Ağaç dalları, kesif, tekinsiz hava, kuşlar, gözlerini açamayan insanlar.
Konusu bir anda ortaya çıkan bir yaratık ya da virüs. İnsanlar anlayamıyorlar, çünkü ona bakan delirip karşısındakine zarar veriyor ve intihar ediyor. İlk başlarda insanlar pek umursamasa bile sonraki boyutları, şehirleri hayalet hale getiriyor. Telefonlar çalışmıyor, internet gidiyor ve hayatta kalanlar ya açlıktan ölüyor ya da gizlenerek yaşıyorlar.
Dışarı çıkarken gözlerini bağlamak durumundalar çünkü o şeyi görmemeleri gerek. Ve baş karakter Malorie bu şekilde 4 yıl yaşadıktan sonra, saklandıkları yerden kurtulmak için bir yolculuğa çıkıyor. Yanında çocukları oğlan ve kız var. Kahramanımız hem geçmişten hem de kendi gününden hatırlarla bize olayların nasıl gerçekleştiğini anlatıyor.
■ Kitabı okurken kendi kendime sorduğum soru şu oldu; ya ben olsaydım ne yapardım. Belki de Malorie'nin bu kadar cesur davranmasının nedeni ve aslında tek nedeni; çocuklarının olması ve onlara güzel bir gelecek vermek istemesi olabilir miydi? Kim bilir???




korku-gerilim kitaplarına Kafes'le başlamak gibi bir hata..tabii ki hata olamaz bu efsane eser çok güzel bir kurguya sahip kitabı elinizden bırakamıyorsunuz filmini tavsiye edenler de var tabii ama kitabını okumak daha bir etkiliyor insanı..ilk 20-25 sayfasını okuduktan sonra arkasından gelecek olaylar hakkında iç sesinizle birbirinizi yiyiyorsunuz ve hemen kimin haklı çıkacağını görmek için kısa bir aradan sonra kitabı elinizde okurken, kendinizi de olayların içinde buluveriyorsunuz..

bu kadar övdün madem biraz da spoiler ver diyenler olacaktır hemen kitabın konusuna geçeyim: öncelikle pandemi döneminde olduğumuz için yaşadığımız olaylara benzer bir konuyu ele almış kitap..bir yaratık var ve o yaratığı gören insanlar psikolojik sıkıntılar yaşayıp kendilerini öldürüyorlar yani çıplak gözle baktığınız an kendinize zarar vermenizi tetikleyen bir yaratık, canavar tarzı canlı düşünün.. çoğu insan ölüyor e tabi canlı kalan bir grup insan da var başkahramanımız hamile kadın hayatta kalan gruba dahil oluyor ve bir evde imkanları dahilinde yaşamaya çalışıyorlar.. o evde birçok olay oluyor evin dışında da aynı şekilde..

buraya yazarken kitabı tekrar okuyasım geldi..yani uzun lafın kısası korku-gerilim seviyorsanız mutlaka okuyun derim pişman olmazsınız (:




Kafes, açık diliyle size hayal etme olanağı tanıyor.Kitapta fazla tasvire yer verilmemiş, olaylar olduğu gibi yansıtılmış ve gerisi okuyuculara bırakılmış.Korkuyu kendi zihnimizde tadıyoruz, başkalarının gözleriyle görmüyoruz.

Kitabın beğenilmesinde bir diğer etkenin akıcılığı olduğunu düşünüyor.Üç yüz otuz sayfa olarak basılmış, genel olarak kalın bir kitap değil.Aynı şekilde kurgusu da ağır işlemiyor.Bu tarz, farklı karakterlerin bakış açısıyla yazılmış kitapların, en önemli artısı bölüm sonları bana göre.A şahsının hikayesini zirvede kesen yazar, merakla okutuyor kitabı.

Arkadaşlar, şu kıyamet senoryolu kitaplar olur ya.Düşmüş melekler gibi, uzaylılar gibi.. İşte o tarz kitaplarda ölmeyen ama dünyanın geleceği için de bir faydası olmayan kenarda yaşamını devam ettirmek için debelenen karakterlerin hikayesi Kafes.Bir de bu açıdan okuyun, dünyanın sonunu.Dünyayı kurtarmak için seçilen bir karakterin gözünden değil, kurtarılan Dünyalılar tarafından.

Mükemmeldi diyemem; mutlaka eksikleri vardır.Mesela, korku romanı hayal etmenize izin verir filan dedik, bu konuda kitap başarılıydı dedik ama o kadar da korkunç değil kitap.Daha önce çok King romanı okumadım ve korku romanlarının kralı Stephen King'dir diye biliyorum.Onun hakkında fazla bilgi sahibi olmadığım gibi beni korkutacak pek fazla roman da okumadım.Kafes de korkutmadı, korkudan çok gerilim ağırlıklıydı.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: