Kadınlar Kitap Bilgileri
Yazar: Eduardo Galeano
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 35 dk.
Sayfa Sayısı: 197
Basım Tarihi: Haziran 2020
İlk Yayın Tarihi: Haziran 2020
Yayınevi: Sel Yayıncılık
ISBN: 9789755707730
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kadınlar Kitap Tanıtımı
Farklı coğrafyalardan, ahir zamanlardan, yakın geçmişten, her yaştan, her sınıftan kadınlar…
Kimi büyük kimi küçük eylemlerle, kimi konuşarak kimi yalnızca susarak, yaparak ya da yapmayarak tarihin akışını değiştirmiş kadınlar… Engizisyona, senatoya, kiliseye, sömürgecilere, faşizme direnen kadınlar… Dans eden, seven, sevişen, ağlayan ve gülen kadınlar…
Eduardo Galeano yine dünyanın bütün köşelerini dolaşarak, kadınlar şahsında bir insanlık tarihine davet ediyor okuru. Yalnızca tekerrürden ibaret olmayan, çomak da sokulabilen bir insanlık tarihine…
Her satırıyla etkileyen, öfkelendiren ve umut veren bir derleme. Galeano ölümünden sonra da “dünyanın vicdanı” olmaya devam ediyor.
Kadınlar Kitaptan Alıntılar
1. "Eğer dünya üzerinde 'İyi' yoksa onu icat etmek gerekir."
2. "Ah, kadın bedeni! Ne kadar ihtişamlı bir şeysin sen!"
Bingenli Hildegard, insanı kirletenin regl kanı değil savaş kanı olduğuna inanıyor ve açık bir biçimde dünyaya kadın olarak gelmiş olmanın mutluluğunu yaşamaya davet ediyordu!"
3. "Gün gelecek, dilsizler konuşacak, sağırlar işitecek."
4. ""Suç herkesin olduğu zaman, aslında hiç kimsenindir.""
5. "Sessizce yaşayan kadınlarsa unutulup gittiler."
6. "Düşünme hakkını koru. Yanılarak düşünmek hiç düşünmemekten iyidir."
7. "Mucize belki onu dile getiren sözcüklerden daha uzun sürmüyor."
8. ""Eğer dünya üzerinde 'İyi' yoksa onu icat etmek gerekir. ""
9. "Evlilik saygınlık veriyor ama özgürlük ve neşeyi yok ediyor."
10. ""Düşünme hakkını koru. Yanılarak düşünmek hiç düşünmemekten iyidir.""
11. "Eğer dünya üzerinde "İyi" yoksa onu icat etmek gerekir."
12. "Deli şairler ölüme gidiyorlar, normal şairlerse kılıcı öpüp övgüler düzüyor ve sessizliğe gömülüyorlar."
13. "Evlilik saygınlık veriyor ama özgürlük ve neşeyi yok ediyor."
14. "Eğer dünya üzerinde 'İyi' yoksa onu icat etmek gerekir."
15. "Bir daha asla gelmedi."
Kadınlar Kitap İncelemeleri
Asırlar boyu kadınlara biçilen roller...
"Kadın dediğin" ile başlayıp, söyleyen zihniyetin tutuculuğuna göre değişen cümleler...
Kalıplara uymaya zorlanan, uymazsa zorla uydurulan, uydurulmaya çalışılan milyonlarca kadın...
Evet, ekonomik özgürlük, eğitim çok önemli bu kimlik davasında; fakat maalesef sorunun çözümüne giden nihai yol da değil. Eğitimli, eğitimsiz, kendi işinin sahibi veya çalışan, çalışmayan pek çok kadın günümüzde hala erkek egemen toplumun baskıları altında eziliyor, sindirilmeye çalışılıyor.
Neden asırlardır kadınlar aşağılamalara maruz kalıp, ikinci sınıf insan muamelesi görüyor?
"Bir sebebi olmalı" diye düşünüyor insan kitabı okurken, aksi halde bu toplu ataerkil cinnet hali inanılır gibi değil.
Ama yok, elbette ki bir sebebi yok. Kadın ne bir şeytan, ne bir günah unsuru, ne boyunduruk altında bir cinsel obje, ne de ikinci sınıf insan. Kadın, sadece kadın. Tıpkı karşı cinsinin erkek olması gibi, sadece cinsiyeti farklı bir birey. Mevzu bu kadar basit iken, bu ayrımcılık nedir, neyin sonucudur aklım almıyor.
Gerçek feminizm, kadınların erkeklerden üstün olduğunu iddia etmez, sadece eşitlik ister. Aynı saygıyı ve sunulan fırsatları talep eder.
Olması gereken de bu değil midir?
Yüzlerce yıldır bu kavganın veriliyor olması, insanlık adına utanılası bir leke değil de nedir?
Kitapta asırlardır süregelen bu akıl almaz ayrımcılığa maruz kalan kadınların yaşamlarına şahit ediyor bizi Galeano.
Okudukça inanamıyor, yaşanılanların ağırlığı altında eziliyorsunuz.
Tarihi yapanın erkek, tarihi yazanın erkek olduğu ataerkil dünya içerisinde tarihin tek öznesinin erkekler olmadığını, kadınların da sadece kurban olmadığını bizzat tarih yapan özneler olduğunu, ancak kadının bastırıldığını, engellendiğini, cezalandırılıp hayatlarından edildiğini gösteren, bununla mücadele eden, kadınların hak mücadelelerini savunan kadın hareketlerinin önemini hissettiren bir kitap. Tarihte ve mitolojide de kadınların durumunun ve ikinci planda kalmasının, ikinci plana atılmasının değişmediğini bu kitapla tekrar görüyoruz. Fakat yine kadınların mücadelesini, kazanımlarını yahut idealleri uğruna hayatlarından gözlerini kırpmadan vazgeçmelerini de görüyoruz ve bu öyküler beni gururlandırıyor. Dünyanın hangi coğrafyası veya hangi zaman dilimi olursa olsun cinsel ayrımcılık var. Bu erkek egemen toplumun kadınlara dayatması. Ne yazık ki hala insan paydasında bir arada yaşayamıyoruz. Değişmesi gereken sistem değil bakış açımız. Tanımadığımız bir sürü kadının hayatlarının kısacık öyküleri var bu kitapta. Hayatları da öyküleri kadar kısa olmuş bazılarının. Ama onlar arkalarından iz bırakmışlar. Galeano da güzel bir derleme ile onları bize sunmuş, tanıştırmış. Kadının yüzyıllardır değişmeyen ve değişmeyecek olan makus kaderini bir de bu kitapla görün, okuyun.
Eduardo Galeano’nun Sel Yayıncılık tarafından çıkarılmış Kadınlar* adlı kitabı, Boş Gezegen ve Diğer Öyküler (1973), Ateş Anıları (1982), Kucaklaşmanın Kitabı (1989), Yürüyen Kelimeler ( 1993), Tepetaklak / Tersine Dünya Okulu (1989), Aynalar: Neredeyse Evrensel Bir Tarih (2008), Ve Günler Yürümeye Başladı (2012) adlı kitaplarından derlenmiş kadına dair bir arşiv niteliğindedir
Onlar, her dönemden, her yaştan, her sınıftan, bakış açılarıyla, düşünceleriyle, yönelimleriyle, eylemleriyle tarihin akışını değiştiren kadınlardır. Sömürgeciliğe, senatoya, kiliseye, faşizme, erkek egemenliğine karşı çıkmışlar, yazmış, hikâye anlatmış, şarkı söylemiş, dans etmiş, resim yapmış, büyüyle uğraşmış, kehanette bulunmuşlardır. Ama en önemlisi, severken, sevişirken, savaşırken, acı çekerken, ağlarken ve gülerken, her halleriyle erkekleri şaşırtmışlardır.
Konu bellek olunca aklımıza ilk gelen isimlerden biri “dünyanın vicdanı” olarak tanıdığımız Eduardo Galeano’dur. Ona bu adın verilme nedeni, yazdığı metinlerle okurun kafasında bir vicdan muhasebesi yaratıyor olmasıdır. Kitaplarındaki gazete haberini andıran kısa metinleri, insancıl bir bakış açısıyla kaleme alır. Dünyanın neresinde olursa olsun, her türlü insana kucak açar, her koşulda özgürlüğü ve adaleti savunur. Bütün bunları yaparken, tarihçi titizliğiyle çalışır. Galeano, toplumsal bellek oluşturmanın sadece tarihçilerin değil, sanatçıların da görevi olduğunu düşünür.
Son olarak mutlaka okunması gereken bir kitap.
Eduardo Galeano, Uruguaylı gazeteci ve yazardır. On dört yaşında ilk politik çizgi romanını yayınlamıştır. Gazetecilik kariyerine ise 1960'larda başlamıştır. Sürgünde ve cezaevinde geçen dönemleri olmuştur.
Eserlerinde Latin Amerika'dan yola çıkarak dünya sorunlarına değinen yazar, gazete haberlerine dayanan ama kendince dokuduğu bir yöntem izlemiştir. Kendine has bu anlatış tarzını ben Sunay Akın'ın anlatımına benzettim. Tabi ki daha çok kadın ve suç sorunlarını dert edindiğinden anlattığı hikayeler daha hırpalayıcı.
Yazarın "Kadınlar" adlı bu deneme eseri; dili, dini, yaşama biçimi, kökeni, ülkesi birbirinden farklı kadınların; hatıralarını, yaşamda bıraktıkları izleri, küçük ama anlam yüklü anları bizlere sunuyor.
Kadına yönelik cinsiyetçi yaklaşımlar -sanat dalları dahil-, tarih boyunca çeşitli topluluklarda cadı veya şeytani olarak görülen kadın, bir yandan kutsal kadın kabulleri, bilge kadın kabulleri, kadınlar açısından evlilik, kadının cahil bırakılmışlığı, ailede öğrenilen cinsiyet rolleri, seçme hakkı, devrim, işgal edilen yerlerde kadın ve daha birçok konuda anekdotlar okuyoruz.
"Komünistler kızlarımızın namusunu kirlettiler!Onlara okuma yazma öğrettiler!"
"... eteğinin derinliklerinden, yaşayarak ve anlatarak yoluna devam eden insanoğlunun yolculukları ve aşkları yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyordu."
"Düşlediğim için, ben deli değilim,
Düşlediğim için, ben ben değilim..."
Kapak:Gülay Tunç
Kitap adından da anlaşılacağı gibi kadınların anlatıldığı mükemmel bir eser.adını bile duymadığımız eşsiz mücadeleler vererek tarihte iz bırakmış ve de öldükten, öldürüldükten yıllar-yüzyıllar sonra değerleri anlaşılmış muhteşem kadınlarla dolu.
Kitap bir çırpıda okunacak bir kitap değil, çünkü her sayfada okuduğunuz kadın başlı başına koca bir kitap konusu, anlatılan kadını okuyunca onun yüzünü görmek istiyorsunuz, bu cesur kadın kim? Öldürülme sebebi ya da öldürenlerin cehaletini daha iyi anlayabilmek için sizi deli bir araştırmaya itiyor. O nedenle yarim sayfa kitabı okuyup, okuduğunuz eşsiz kadını daha iyi tanıyabilmek için onun hakkinda yazılan nice yazıyı okuyorsunuz, gözlerine bakıp nasıl koca yürekli, mücadeleci ve inandığına sıkı sıkı bağlılığına hayran olduğunuzu söylemek istiyorsunuz.
Hem cinsim olduğu için empati yapma şansım çok daha fazla olduğundan yaşadıkları acıları derinden hissediyorsunuz, yaşadıkları cağlardaki,coğrafyalardaki erkeklerle ve cehaletle nasıl mücadele ettiklerine inanamıyorsunuz. Ve hala dünyanın bir çok yerinde adı bilinmeyen ya da duyulmayan kadınların varlığını sürdürmek için kim bilir ne mücadeleler, eziyetler, hakaretler, işkenceler yaşayarak varlıklarını sürdürmeye çalıştıklarını bilerek onlara yüreğinizden kolaylıklar diliyorsunuz, bir çoğunun din adı altında zorbalık yapilarak bu mücadeleyi vermek zorunda olmaları da ayrı bir saçmalık...
Saygılar, sevgiler, keyifli okumalar herkese.