Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Kadının Adı Yok - Duygu Asena | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Kadının Adı Yok Kitap Bilgileri


Yazar: Duygu Asena
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 13 dk.
Sayfa Sayısı: 184
İlk Yayın Tarihi: 1987
Yayınevi: Doğan Kitap
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 2789785868743
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: E-kitap


Kadının Adı Yok Kitap Tanıtımı


Duygu Asena bu kitabında, temiz, telaşsız, kıvrak anlatımıyla bir kadının yaşadıklarını, daha doğrusu cinsiyetii kadın olarak belirlenmiş, herkesin üç aşağı beş yukarı tanık olabileceği ortak bir macerayı, bir kadının ağzından anlatıyor. Bu kadın, küçücük bir kızın henüz yaşanmamış doğal meraklarından, aşklar, acılar, sahtekârlıklar, hıslarla dolu bir hayatın bazen hafif, bazen ağır kıpırtılarına kadar, kendi ayakları üzerinde durabilmek için mücadele ediyor. Bu kadın, pürüzsüz bir tenden kırışıklıklara uzanan zaman içinde kendisi için var olabilmeyi hedefliyor. Beceriyor da...Ne pahasına olursa olsun!




Kadının Adı Yok Kitaptan Alıntılar


1. "Kadınız biz. Ezik olmalıyız, güçsüz olmalıyız, onlara uymalıyız. Uymazsak kırarlar, döverler, biçerler. Üzülme, her şey düzelecek."




2. "Sevgili çizgilerim benim, sevgili kırışıklıklarım, sizi ne kadar seviyorum... Siz bana ne çok şey öğrettiniz... Siz beni ne kadar çok seviyorsunuz... Siz benim mutluluğum, siz benim savaşım, siz benim mutsuzluğum, siz benim acılarım, siz benim özgürlüğümsünüz... Sevgili, ince, küçük, zarif çizgilerim... Dostlarım. Siz olmasanız ben ne yapardım? Siz benim kararlılığım, siz benim gücümsünüz. Sizi oluşturana dek neler yaşadım... neler çektim... nasıl savaştım ben... ve size böyle anlayışla, mutlulukla bakabilmek için... ne çok uğraştım."




3. "Kimse kimseden bir şeyler istememeli, beklememeli. Hele hele değişmesini hiç."




4. "Özgürlüğün bedeli yalnızlık olmamalı"




5. "İnsan yaşamında eksik olanı, her şey sanıyor..."




6. "İnsan kararlı olunca dağları devirebilirmiş meğer."




7. "Ona âşık oldum sanırım."




8. ""Baba sevgisi, görseydim başkasında, sevgiyi aramazdım.""




9. "Bunca yıllık yaşamımda bir tek şunu öğrendim... Şu reçeteyi: mutlu olmadığın ortamdan kaç git. Bunun için de güçlü ol, kendi kendine yet."




10. "İnsan kararlı olunca dağları devirebilirmiş meğer."




11. "Kızların da güçlü olmaları gerek ve ben artık çok güçlüyüm."




12. "Masallar, masallar... Pamuk prensesli, Külkedili masallar... Başında kurdelesi, uzun kirpikleriyle prenslerini bekleyen kızlar... Ve prensler... Romanlar, öyküler... Biri kız biri oğlan iki çocuklu aileler... Mutfakta kek pişiren mutlu anneler, evrak çantalı otomobilli babalar...
Fügen’ler, Günse’liler.... Şişko bedenleriyle, saçı başı dağılmış çocuk peşinde koşan kadınlar, evrak çantalı kocalar, yüzü gözü morarmış kadınlar, çılgın sevişmeler, karşılıklı orgazmlar....
Masallar, Romanlar... Filmler... Dört duvar arasında mutluluk simgesi kadınlar, donuk bakışlı, gülümsemesiz babalar..."




13. "Seninle var olmadım ben, seninle de var olmayacağım."




14. "“Kendi kendimeyim. İstersem uyurum, istersem yatağımda okurum, istersem ışık açık uyurum, istersem kapatırım, istersem kapı çalınca açmam, istersem açarım. İstersem yemek pişiririm, istemezsem pişirmem... Canım isterse yerim, istemezse yemem... İstersem elbiselerimi asarım, istersem yerlere atarım, istersem müziğimi ağzına kadar açarım, istersem hiç radyo açmam ve hizmet etmem gereken kimse yok. Özgürüm ben özgür...Canım ne isterse onu yaparım... Hiç kimse beni görüp eleştiremez...”"




15. ""İnsan, yaşamında eksik olanı herşey sanıyor""





Kadının Adı Yok Kitap İncelemeleri


Neden hep kadınlar fedakarlık yapmaya mecburdur?
Doğdukları andan itibaren mücadele etmek zorundadırlar... Korunmak ya da kollanmak... Peki ama kimden?
Kızdır o... İsmi budur... Korumak zorunda olduğu bir zarı vardır çünkü, namusunun garantisi... Evlenene kadar büyük bir özenle korunmalı, saklanmalıdır...
Biliyorum... kızlar evlenirken kız olmalı... olmazlarsa çok fena olur... kızlar el değmemişliklerini, kullanılmamış olduklarını ancak böyle kanıtlayabilirler sahiplerine..S/52
Böyle tarif etmiş Duygu Asena 'kız' olmayı eserinde... Daha neler yazmış, yasaklanmış, toplatılmış. Ama mücadele vermiş yazdıkları uğruna, her kadının verdiği mücadeleler gibi...
Kız çocuğunun dilinden başlamış eser. Genç kız olmuş, kadın olmuş, dul olmuş... Her kalıba sokulmuş kadın... İçine konuşmuş, fısıldamış, çığlık atmış... Kime ne kadarını duyurabilirse... Kim ne kadarını anlayabildiyse... Bazen küçücük bir tebessüme mutlu olmuş, bazen de küçücük bir söze... Gözlerinin ne kadar güzel olduğunu söyleyen bir tatlı dilin peşinden gitmiş mesela. Ya da işinde terfi almasının güzel olduğundan değil de akıllı olduğundan gerçekleştiğini kanıtlamaya uğraşmış. Okumak için mücadele etmiş, çalışmak için daha da fazlası. Kendini kanıtlamak, sadece kendi olmak için koşmuş, koşmuş... Hep mutluluğu aramış, aşkı, sevgiyi.. küçük bir kız çocuğu kırılganlığıyla...
Hep bir isim verilmiş kadına bu hayatta...
Yazarın dediği gibi "Kadının Adı Yok" değilmiş. Varmış adı, önce "İnsan"mış onun adı... İNSAN
Sevgiyle...




Ne kitaptı be!
"Kendin olmayı istemekten daha önemli bir şey varsa o da kendin olmayı başarmandır." Kitap bir dönem müstehcen bulunduğu için yasaklanmış daha sonra yargı yoluyla tekrardan basımına izin verilmiş. Kitabın konusuna gelecek olursak, kitabın baş kahramanı daha küçük yaşlarda çoğu şeyin farkına varmış ama toplumun biçtiği rolle şekillendirilmeye çalışılmıştır. Bu rolü biçmeye çalışan iki önemli insan anne ve babadır. Kitabın kahramanı, bütün kitap boyunca ne istediğini bilmiş, her zaman dik durmaya çalışmış ve verdiği amansız mücadelenin, savaşın başarıya ulaşmasını istemiştir. Toplumsal hassasiyetleri göz önünde bulundurarak çok fazla derine inmek istemedim alıntılar da, zira kitabın tamamı alıntılanabilir cümlelerden ibaretti, fakat pozitif ayrımcılık yapıyormuş gibi gözükmesin diye paylaşmaktan vazgeçtiğim onlarca altı çizili cümleler de vardı. Ben bu kitaptan aldığım tadı

'nin

kitabından da almıştım, o yüzden okuduğum kitaba hiç şaşırmamış iki kitap arasında bu denli benzerlik olması kitabı daha iyi anlamamı sağladı. Sonuç olarak okunmaya değer bir kitap, özellikle evlenmek isteyen ve evlenen arkadaşların okumasını tavsiye ederim, sizi nasıl bir hayatın beklediğini bilmeniz gerekir. İyi okumalar.




Duygu Asena'nın kendi hayatından da epeyce izler taşıdığı, acı ama gerçek kitabı............
Kitapta geçen karakterin ismi yoktur. Duygu Asena kendini yazıyor olsa bile kitap içinde bir kez olsun kendisine ismiyle hitap edilmez. tüm kitap kadının ismine diyaloglarda dahi değinilmeden yazılmıştır...
Kadinin adi yok , her kadının başucunda bulunması gereken bir kitap. öyle yalın, öyle sürükleyici, öyle çarpıcı ve destansı bir birey olma hikayesi ki...
erkeklerin kadınlara biçtiği "hanım hanımcık ol, fazla konuşma, erkeklerle bırak sevgili olmayı, yan yana bile durma, görüşme, gülüşme, "evinin kadını ol, bulaşıkları çamaşırları yemeği temizliği; kocanın mutluluğunu biricik vazifen olarak belle, zihnini kullanma, hırslanıp erkeklerle eşit konuma, güce gelmeyi sakın aklından geçirme -zaten geçirsen de yapamazsın-" rolleri tek tek karakterin gelişimiyle irdeliyor. bu normal kabul edilmiş kadınlara karşı adaletsizliği, ötelemeyi insanın suratına çarpıyor, uyarıyor; hiç unutulmasın, hep bu çirkin algı, muamele hatırlansın, sıradan sayılmasın diye.
ONE CIK!!SEN KADINSINNN!!DUSUNCELERINI SOYLEMEKDEN CEKINMEE! sen de en az erkekler kadar, canının istediğini yapmakta, kendini geliştirmekte özgürsün. senin de erkekler gibi hata yapma hakkın var. sen de yeni deneyimler yaşayabilirsin; sen de bu deneyimlerden ders çıkarıp kimse tarafından ayıplanmama hakkına sahipsin.
okuyan herkesin, anlatılanların ne kadar gerçek ve hayatın ne kadar bos olduğunu tekrardan idrak edeceği, gerçekliği ile insanın ruhunu kemiren kitap.
bende diğer kitaplarını da okuma hissi doğurdu.
Mutlakaa okunmasi gereken kitap......




Selam arkadaşlar Duygu Asenadan okuduğum ilk kitap 'Kadının Adı Yok'.
Kitabın ismi beni cezbeden şey oldu ilk aldığımda. Kitapçıda uzun uzun incelememe bile gerek kalmadı çünkü biliyordum bu kitap kadınların sesiydi. Yine bir yerlerde kadınlar acı çekiyordu. Toplum olarak en büyük problemimiz olan KADINLAR.

Ben kızken....
Ben dul değilken....
Kızlık soyadı....
o kadar iğrendiğim bir şeydir ki kadınların her olayını bekarete bağlamak..

Duygu Asena bu kitabında bize çocukluğumuzu anlatıyor, gençliğimizi... Anne babamızı. Babamızın o sert tarafını. Hala birçok ailede bunun olduğunu biliyorum. Çünkü kadın olmak başlı başına öyle zordur ki erkek çocukları için normal olan birçok davranış biz kadınlara gelince namus adı altında kısıtlanarak karşılık buluyor. İşte kitapta kadınların yaşadığı tüm problemleri birkaç genç kız üzerinden anlatmış bize yazar.

Ailemizin bize davranış şekli şu anki olduğumuz kişi olmamızda o kadar önemli bir etken ki gerek özgüven, gerek ilişkiler, gerekse eğitim hayatında ailemizin tutumu o kadar önemli ki bu kitabı okuduğunuzda bir kez daha anlayacaksınız bunu. Feminist ve oldukça akıcı bir kitap. Okurken sayfaları öyle büyük bir zevkle çevirdim ki her sayfasında yazara hak verdim.

Kızım ben sana güveniyorum çevreye güvenmiyorum, kızım etek giyme, kızım şu saatte şurada olma diye diye sadece biz kadınlar kısıtlandı.

Bu kitabı bütün anne babalar okusun. Şiddetle tavsiye ediyorum




Kadın konusu hayati anlam taşıdığı için yazıyı yazmadan önce epeyce düşünmek durumunda kaldım. Kitabın içeriğinden dem vurmadan hissettiklerimi, düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Kitabın adından da anlaşılabileceği gibi size de oldukça çarpıcı gelmiştir..
Kadının toplum içinde nasıl silik hale getirilişi, nasıl yok sayıldığı, baskıyla karşılaştıkları aşikar..
Baskı, insan yaratılışına aykırı bir tutum..
Kendimize istediğimiz özgürlüğü, kadınlar için neden istemiyoruz, isteyemiyoruz ?
Kitap, Kadın varoluşu, neden erkek egemenliğinin
altında olsun sorgulamalarıyla dolduruyor zihni..
Erkeklerin belirlediği kurallar, kalıplar Tanrısal değildir.

Ne zaman insan merkezli düşüneceğiz ? Ne zaman yargılamadan, yaftalamadan, etiketlemeden yaşamayı başaracağız ?
Ne zaman ruhumuza giydirilen deli gömleklerinden sıyrılacağız ?
Nasıl kurtulacağız köhnemiş prangalardan ?

Tanrıcılığı oynayan toplumda kadının bir yer bulamayışı…
Kimliğini, varoluşunu hayata yansıtamayışı…

Yıkın mabetlerinizi !!

Kadının özgürleşmesi medeniyetin getirisidir. Anne olması.. Çocukla ilk teması kuran kişi ve eğitimine, bilinçlenmesine sebep olandır.

Kitabın dili, sade, anlaşılır doğal. Hayatın içinden gelen bir hava sunuyor.

Hepimizin biraz özgürlüğe ihtiyacı var. Esen kalın..



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: