Kabuk Kitap Bilgileri
Yazar: Zeynep Kaçar
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 54 dk.
Sayfa Sayısı: 173
Basım Tarihi: Ocak 2017
İlk Yayın Tarihi: Ocak 2017
Yayınevi: Sel Yayıncılık
ISBN: 9789755708409
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kabuk Kitap Tanıtımı
Bir ailenin tarihini, deliliğini, derinliğini, karanlığını, neşesini, acayipliğini kumaşlar ve yiyeceklerle çevrelenen üç kadının gözünden anlatıyor Zeynep Kaçar Kabuk’ta. Kendini gerçekleştirme çabası içindeki üç kuşağın hayatın gelip dayattıkları karşısında başkalaşması, kabuk değiştirmesi, kabuğuna sığamadıkça çaresizleşmesi, çaresizleştikçe gerçeklikten uzaklaşması sarmalını incelikle örüyor. Her bir birey için savaş alanına dönüşen ailenin aynı zamanda bütün yaraları iyileştirmedeki mucizevi mahirliğini de sakınmasızca ele alıyor.
Tutmaya çalıştıkça ellerinden kayan hayatlarının peşinde çözümü delirmekte bulanların hem kanatan, hem sağaltan ama hep güç veren hikâyesi...
“Bense sürekli değişmek, savaşmak, kendimle dalaşıp uğraşıp hep bir mantıklı yol bulmak zorundayım. Olağan güzel, olağan iyi, olağan makul değilim çünkü. Neyim varsa olağandan epey uzak. Sürekli kendimi akla yola uydurma çabası.”
Kabuk Kitaptan Alıntılar
1. "Artık bir ağaç olabilirim. Çünkü ormanda bir ağaç olmak kusursuz bir oluş hali."
2. "~
❝
...kızım güzellik başa bela. Allah talihini güzel etsin yeter.
❞
~"
3. "~
❝
—Korkma, her şey gelir ve geçer..
❞
~"
4. "~
❝
Özlemek çok garip bir duygu. Çok çılgın. çok acıklı. Çok yoğun, çilek reçeli gibi koyu. Ateş ne kadar çoksa o kadar yapışkan.
❞
~"
5. "~
❝
Bir erkeğin aşkı çok şaşırtıcıdır. Her zaman öyledir. Sıradan bir kadına aşık olur ve kayıtsız şartsız kabul eder, o yeryüzünün en eşsiz varlığıdır. Eşsizliği tüm diğer kadınlarla aynıdır. Oysa her kadın başka türlü bir derinlik, başka türlü bir kuyudur. Ve açını iyi ayarlamasını bilirsen her kadın kendi dünyasında çok katmanlıdır. Sırf bir dünya kurabildiği için. Bir dünya kurmayı bildiği için. Belki dünyayı küçük bir avuca sığdırdığı ve o avucu erkeğin ellerine sakince bırakabildiği için.
❞
~"
6. "~
❝
—Her şeyle başa çıkabilir insan ama aşkla?
❞
~"
7. "~
❝
"Aşk bu kızım. N'apalım? Değse de değmese de yaşayacaksın. Ne zaman, neye, kime âşık olur bilemez ki insan. Oluverir.
❞
~"
8. "~
❝
—Aşk içe sığmayan haykırılması, ilan edilmesi gereken, kendine saklanmayan bir sırdı.
❞
~"
9. "~
❝
—Yitirmeyi kabullenmek insanın en zorlu sınavlarından biriydi.
❞
~"
10. "~
❝
—Beynimin içinde çılgınca dönüp duruyor cümleler.
Susturamıyorum.
❞
~"
11. "~
❝
...ben olduğum için sev beni tüm bilginle geçmişinde biriktirdiğin ne varsa ve gelecekte kim olacaksan öyle sev...
❞
~"
12. "~
❝
—İnkâr çok kıymetli bir savunma biçimi.
❞
~"
13. "~
❝
—İnsan hayatta kalmak için bir şeylere, iyi bildiği şeylere tutunmak zorunda.
❞
~"
14. "~
❝
—İnsan çok dirençli, çok dayanıklı. Sonsuz kere sağ çıkabiliyor olup bitenlerden. Sonra bir gün bir şey oluyor, ÖLÜYOR.
❞
~"
15. "~
❝
—Hakikat arıyor herkes. Ama kimse bulmak istemiyor. Hakikat, insanın öyle kolay kolay katlanabileceği bir şey mi?
❞
~"
Kabuk Kitap İncelemeleri
Kabuk, doğada koruma işlevi gören bir yapıdır. Tıpkı insanların duygusal anlamda kendilerine ördüğü savunma mekanizmaları gibi… Romandaki kadın karakterler Sabiha, Sezin ve Füsun yaşamları boyunca hem fiziksel hem de duygusal anlamda bu tür kabukların içine hapsolmuştur. Aile, toplum, gelenek, kadınlık rolleri bu “kabukları” oluşturan dış katmanlardır.
Kabuk, aynı zamanda içeridekini saklayan bir yapıdır. Roman boyunca karakterlerin iç seslerine kulak verdiğimizde, dışarıdan görünenle içeride yaşanan arasındaki farkı hissederiz. Bu da başlığın, kimliğin görünmeyen yüzünü simgelediğini gösterir.Kabuklar sadece korumaz; aynı zamanda kırıldığında bir dönüşüm başlatır. Romandaki karakterlerin yaşadığı içsel çatışmalar ve değişim süreçleri de bu “kabuk kırılması” metaforuna denk gelir. Özellikle kadın karakterlerin bastırılmış kimliklerinden sıyrılmaları bu noktada önemlidir.
Zeynep Kaçar’ın Kabuk adlı romanı, üç kuşaktan üç kadının —anneanne Sabiha, anne Sezin ve torun Füsun’un— iç içe geçmiş yaşamlarını konu alıyor. Eser, kadınlık, aile baskısı, toplumsal roller ve bireysel kimlik arayışı gibi temaları sade ama etkili bir dille işlenmiş.
Dil yalın, anlatım duru; fakat romanın atmosferi oldukça yoğun ve düşündürücü. Her karakterin kendi geçmişiyle ve kabuğuyla olan çatışması, okuru duygusal bir sorgulama sürecine sokabilir.
"Kabuk" adlı eser, Zeynep Kaçar'ın ustalıkla kaleme aldığı derin ve etkileyici bir roman olarak okuyucularıyla buluşuyor. Kitap, içsel yolculukların ve kişisel dönüşümlerin izini sürerken, okuyucuyu duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.
Zeynep Kaçar, karakterlerini derinlikli bir şekilde işleyerek, onların iç dünyalarını okuyucuya aktarırken kitabın her sayfasında duygusal yoğunluk hissedilirken, doğanın ve insanın karmaşıklığına dair derin düşüncelere yol açmasında büyük paya sahip
"Kabuk", sadece bir hikaye anlatmanın ötesine geçerek, insanın varoluşsal sorgulamalarına ve duygusal zenginliğine odaklanması. Zeynep Kaçar'ın akıcı ve etkileyici dili, okuyucuyu hikayenin içine çekerek unutulmaz bir deneyimini öne sürüyor.
Bu eser, duygusal derinliği ve edebi niteliğiyle okuyucuları etkileyen, düşündüren ve üzerinde uzun süre düşünmeye sevk eden bir başyapıt olarak karşımıza çıkması "Kabuk", okuyucularını içsel bir keşfe çıkaracağını şimdiden diyebilirim, insanın ruhsal labirentlerinde dolaşmalarını sağlayarak unutulmaz bir hafızaya yer kazandığını söyleyebilirim. incelemeyi bitirirken kitabın en çok beğendiğim alıntısıyla bitirmek isterim; "Hayat denen bu koca denizde hepimiz birer küçük dalgacığız. Bazen köpürür, bazen durulur, bazen akar, bazen de durağanlaşırız. Ama sonunda hepimiz aynı denizin parçalarıyız."
Bu alıntı, hayatın akışkanlığını ve geçiciliğini çok güzel ifade ediyor. Hepimizin aynı denizin birer parçası olduğu gerçeğini vurguluyor ve bizi bir araya getiren asıl olanın bu ortak varoluşumuz olduğunu hatırlatıyor..
iyi okumalar dilerim.
Yine bir kitap klübü vasıtasıyla hayatıma giren harika bir eser ve yeni bir yazarı tanımanın hazzı ve birazcık kıskançlık ben de daha iyi yazmalıyım derdi...
Zeynep Kacar' i oyuncu yönüyle tanıdığım için nasıl bir yazarla tanışacağımı bilmiyordum fakat çok beğendim kalemini ve kurgusunu...
3kuşak kadınlarının yaraları, ilişkileri, kabukları ve onların etrafındaki diğer kadınların hikayeleri...
Dili biraz zorlayıcı, bilinç akışı yine devrede ve yorucu olabilen bir teknik ve geri dönüşlerle oturtabildiğiniz, 1.tekil bir anlatım dili kullanmış yazar..
Soy ağacı çıkarmak ve karakterleri oturtmak zorladı epeyce ama hikaye çok akıcı ve kurgu harika...
Acının yoğurduğu kadın hikayeleri, onları hem koruyan ama bir taraftan ezen aile kabuğu ve hayata tutunma mücadelesi...
Kendin olmaktan vazgeçmeden , acıların actığı yaralarla boğuşurken bir yandanda sevginin önemi, aşk sancıları çok güzel harmanlanmış kitap boyunca...
Kendinizi her kadının acısına ortak edip anlamanız dahada anlamlı kılıyor hikayeyi zira çoğumuz bu acıları ve sancıları çekiyoruz kadınlar olarak...
Kadın olmanın zorlukları, anlaşılma isteği ve aile travmalarının açtığı yaraları sevgiyle aşmak için verilen duygu dolu bir hikaye ..
Klübümle birlikte analiz ettiğimizde eminim cok alt metin bulup dahada anlamlı bir degerlendirme yapabileceğim..
İyiki okudum ...
Öncelikle bu hiç tanımadığım, duymadığım kitabı alma hikayemden kısaca bahsedeceğim.
Rüyamda sayıklamış olduğum "abi sana kabuk pişireceğim" kelimesinden evimizde hala sürmekte olan espriler var. Rüya olayından birkaç gün sonra "Kabuk"kitabı reklam olarak karşıma çıktı.Açıkçası hiç araştırmadan sırf kabuk kelimesi bizde simgeleşti diye sipariş verdim bir anda.(Bu bir işaret mi? :))
Şimdi gelelim kitaba.
İlk çeyrekte farkettim ki bütün hikayeler farklı kişiler tarafından kendi ağızlarından anlatılıyor, bu nedenle karakterleri çözemedim kafam epey karıştı.Elime bir kağıt kalem alarak devam ettim her bölümde kimin yazdığının notlarını aldım.Kimlikleri açıklamayacağım,bulmaya çalışmak bile gerçekten çok keyifli,ayrıca bazen içim daraldı,kafam karıştı,huzursuzlandım.Başlarda her ne kadar karışık gibi gelsede, kelimeleri, üslubu çok özel ve ilgi çekici.Bir miktar argo.(Benim için sakıncası yok)
Bahsi geçen üç nesil kadın; Sabiha, Sezin,Füsün.. Anane anne ve evlat.Ve bunların etrafını saran diğer kadınların hayatları.Terkedilme,ölüm,acı,yoksunluk duygusu, farkedilmeme, sevgi eksikliği.
DELİLİK!!(nesilden nesile)
Ikinci bölümde karakterler artık oturmaya başlıyor.Kalemi kaldırın akışına bırakın gitsin,bir anda bildiğin herşey değişiveriyor.Çok farklı etkiler yarattı, okunmaya değer, tek cümle halinde olup sayfaları kaplayan yüzümüze çarpan gerçeklerde kendinizi kaybedip tekrar tekrar okuyacaksınız, hemde nefes almadan. Mükemmel kurgu, bulmaca gibi bir roman.
Şaşırtıcı ve sürükleyici hikayesinde bir ailenin sırları arasında gezdiriyor bizi Zeynep Kaçar. Deliliğin sınırlarında gezen üç kuşak kadınlarının arasında zamanda ileri-geri dönüşlerle ilerlerken, hem ilginç aile öykülerini öğreniyor, hem de bu sıra dışı kadınların yavaşça kabuklarından sıyrılmalarını izliyoruz.
Hepimizin dış dünyaya, başkalarının karşısına çıkmak için çocukluğumuzdan itibaren öre öre sertleştirdiğimiz kabuklarımız var. Kimimizin deneyim, kimimizin “hayatın sillesi” dediği her yaşanmışlık, özellikle de can sıkıcı olanlar, bu kabuklarımızı elden geçirip daha da sertleştirmemize vesile oluyor. Daha büyürken öğreniyoruz tüm açıklığımızla, çıplaklığımızla toplumda var olamayacağımızı. En yakınlarımızdan bile saklanmamız gerektiğini. Diğerlerinden korkmak değil kabuklarımızın tek sebebi. Daha yaradılıştan biliyoruz, hiçbir ruhun tümüyle çıplak olmayı kaldıramayacağını.
Belki de bu yüzden deliliğin sınırlarında gezdiriyor Zeynep Kaçar kahramanı kadınları… 3 kuşağın hayatın sürprizleri karşısındaki kırılganlığını sürükleyici bir akış ile sunuyor bize. Dikiş dikerek, yemek yaparak, yemek yiyerek sorunlarını unutmaya çalışan bu kadınları o kadar başarılı bir kurgu ile çıkarıyor ki karşımıza, roman boyunca merakımızı diri tutuyor.
Hikayesini fazla bunalımlı, sürpriz sonunu da fazla zorlama buldum; ama yine de beğendim “Kabuk”u. İnsan ruhunu anlamaya değer verenler, kabuğuna hapsolmayı reddedenler için güzel bir okuma alternatifi olduğunu düşünüyorum.