Kabuk Adam Kitap Bilgileri
Yazar: Aslı Erdoğan
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 23 dk.
Sayfa Sayısı: 155
Basım Tarihi: Ekim 2018
İlk Yayın Tarihi: Nisan 1994
Yayınevi: Everest Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789752893092
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Kabuk Adam Kitap Tanıtımı
Lire” dergisi tarafından “Geleceğin 50 Yazarı” arasında gösterilen Aslı Erdoğan’ın ilk romanı Kabuk Adam, Karayipler’de, şiddetin bataklığında yaşanan korku ve tutku dolu sıradışı bir aşkın, ölümle yaşamın sınırında kurulan mucizevi bir dostluğun hikâyesi.
“Tropiklerde, o gözden ırak adada öğrendim ki, cennetle cehennem iç içedir, ancak bir katil bir peygamber olabilir ve insan bir başkasına, aynı kara büyü ayinlerindeki gibi, dönüşebilir, çünkü insanın tam zıddı gene kendisidir.”
Kabuk Adam Kitaptan Alıntılar
1. "…bir kitabın kapağına bakarak içindekileri anlayamazsın."
2. "Hayatım iplerini koparmış, benden kaçıp gidiyordu."
3. "Hayatım boyunca okuduğum yüzlerce kitabı, dinlediğim insanları, anlamaya çalıştığım kavramları düşündüm; fizik, edebiyat, felsefe, tarih... Hepsinden geriye kalan tortu, bir avuç kumdan daha fazla değildi. Yirmi beş yıl boyunca, yaşamın özüne ilişkin hiç ama hiçbir şey öğrenmemiştim. Beni, kendimi, temelden ilgilendiren bu soruyla yüzleşmiş miydim gerçekten? Bu çeyrek yüzyılı, tek bir ağacı sabırla izlemeye adasaydım, kesinlikle daha bilge biri olmuştum bugün."
4. "Bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez,özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar."
5. "≈
Kendi acılarına bile yabancılaşmış insanlara, acıdan söz etmenin ne anlamı olabilir ki?
≈"
6. "Dünya, acı çekenler ve çektirenlerin bulunduğu savaş alanı gibi..."
7. "İçimdeki ceset uyandırılmaktan korkuyor..."
8. "Kuytu köşelerde yetişen mantarlar gibi bir araya toplanmış da olsak, aslında hepimiz kendine özgü, yalnız insanlardık..."
9. "~
Bir kitabın kapağına bakıp içindekileri anlayamassın...
Bir insanı da sadece yüzüne bakıp anlayamadığın gibi.
~"
10. "Alışmıştım, yalnızlığa, sevgisizliğe, yalnızca kendim için var olmaya..."
11. "Bir kabuğa sığınırcasına kendi içime kapanmıştım. Sımsıkı, ürkek ve acı dolu..."
12. "" Hayatta hiç kimseden, hiçbir şeyden korkmamayı öğrenmek gerek."
Tanrı'dan başka..."
13. "≈
"Yalnızlık içsel bir şeydir, taşkınlık da onun dışavurumlarından biridir."
≈"
14. "Her insanın, gün gelip de düşüp
parçalanmaktan kendini güçlükle alıkoyduğu bir uçurumu vardır."
15. "≈
Ele geçirdiğim her şey için savaşmış, yıpranmış, didinmiştim; Hayatın sürpriz armağanın değerini bilemeyecek denli katılaşmıştım.
Yüreğim nasır bağlamıştı...
≈"
Kabuk Adam Kitap İncelemeleri
Bu kitabı okurken yazarın hayatından kesitler bulacaksınız. Yazar fizik dalında doktorasını yarıda bırakarak yazarlığı seçmiştir. Yazdığı ilk kitabını bitirdiğinizde edebiyat dünyası için bir yıldız daha doğmuş diyebiliriz.
Bizler iş dünyasına adım attığımızda artık hayatlarımız belirli bir moda girip o periyotta sürüklenip gidiyor. Yazar bu kitabında hikayesini anlatırken fizik dalı üzerine çıkılan tatilde bile patronların her zaman çalışanlarından iş beklemesinin vurgusunu yapmış.
Sevmediğimiz, kendisine ait olduğumuzu hissetmediğimiz bir işte çalışırken para kazanabiliriz ama o işe ait olmayız. İşteyken geçen zaman bize işkence gibi gelir. Yazar bu kitabında kendisini işe o kadar kaptırmış ki bazı duygulardan uzak kalmış, birini sevmek gibi, aşık olmak gibi..
İşte tam bu esnada hayatına Kabuk Adam giriyor. Yazar, Kabuk Adam Tony'nin hayatına girmesiyle görmüş olduğu rüyadan uyanıp gerçek hayatı yakalıyor.
Kitapta ayrıca siyah-beyaz konusunda yapılan ayrımcılık, ırkçılık konusu üzerinde duran yazar insanoğlunun birbirleri üzerinde kurmuş olduğu önyargıları kendi hayatını anlatırcasına bahsederken bu tabuyu yok ediyor.
Bazı filmler vardır, bazı kitaplar vardır. Bitince insanı derin düşüncelere daldıran, silkelenip kendisine getiren. İşte bu kitabı bitirdiğinizde kendinizi ve hayatınızı tekrar tekrar sorgulamaya başlayacaksınız.
Keyifli okumalar dilerim...
Her şeyden vazgeçersin, mümkün olsa nefes almaktan bile. Denersin nefessizliği, başaramazsın. Aman intihar girişimini kimselere anlatma! Acımasınlar, şefkat gösterilerine ihtiyacın yok...
Hayat avuçlarından kayıp gider, elinden bir şey gelmez. Gerçekleri kabul etmeli, gerçeğin dibine yuvarlanmalısın... Kendine yasaklar koyar, yüreğinin yerinde sanki tıkır tıkır işleyen bir makine varmışçasına yaşarsın. Öyle hissiz, öyle umarsız... Tutunamadın bu dünyaya, yalnızlığa sığınırsın. Kimseler görmesin sığındığın yeri, kapalı kapılar ardına kilit üstüne kilit vur! Evet, o vitrinden izlediğin hayat senin hayatın, sana ait...
Ve bir gün karşına bir adam çıkar. Söylemediklerini anlar, hiç öğrenmediğin sevgiyi hissettirir. En gizli yaralarının kabuklarını birer birer koparır, koparır ama şefkatle. Gizli dehlizlerini ona açmaktan çekinmezsin, aniden çıkar dudaklarından gizlerin. Çünkü bu adam sana bakarken aslında içinde gizlenmiş mucizeni görüyor, biliyor ve hissediyorsun bunu. Bu adamı tanıdığından beri yüreğine, arzularına bağladığın prangalardan kurtuldun. Yalnızlığının altın anahtarını belki bir daha kullanmamak üzere yok edersin.
Bu adamın kim olduğunun bir önemi var mı? Karayipler'de deniz kabuğu toplayabilir, siyah bir deriye sahip olabilir, çirkin hatta çirkinden de öte olabilir... Bunlar engel mi, "KABUK ADAM" olmasına?
Kitabın kapağına bakarak içindekini anlayamadığın gibi bir insanın yüzüne bakarak içindekini bilemezsin! Biliyorsun bunu!
Belki "BENDEN kaçıp gitme!" der. Kaç kişi dedi ki hayatında sana bunu?
Peki kaçıp gidecek misin?
"Bazen insana hiçbir sey 'hatırlamak' kadar acı veremez, özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar. Unutamamak.. Belleğin kaçınılmaz intikamı." diyerek başlıyor yazar ve daha başlar başlamaz etkisi altına alıyor okuyucuyu, oldukça merak uyandırıcı bu satırlarla..
Ah öyle güzeldi ki, bu kadar seveceğimi tahmin etmiyordum açıkçası.
Yazarın ilk romanı, benim de Sevgili Aslı Erdoğandan okuduğum ilk kitap oldu.
Yazar aynı zamanda, edebiyata atılmadan evvel Fizikçi imiş, bu önemli detayı vermek istedim, kitabı okuyanlar anlayacaklardır.
Şöyle ki; kitapta bahsi geçen karakter de Fizikçi bir Kadın.
* Tesadüf mü ola ki? *
Açıkçası yazarın da aynı meslekten geldiği bilgisini kitabı bitirdikten sonra öğrendim ve kitap daha da anlamlandı benim için.
Belki de yazarın yaşadıklarından esinler var diye düşündürdü, gerçekten böyle bir hikâyenin yaşanmış olması ihtimali bile inanılmaz hisler bıraktı bende..
Kitap; Fizikçi olan genç kadının iş için, bir ekiple çıktığı Karayipler seyahatinde başına gelenleri konu ediniyor. Buldukları, karşılaştıkları, yaşadıkları, farkettikleri, kaybettikleri ve dahası..
Oldukça hızlı aktı diyebilirim, sürükleyiciliği muazzamdı.
Okurken karakterle birlikte yaşadım; okyanusu, güneşi, kumu, sıcaklığı, o muhteşem havayı onunla soludum sanki.
Ve tabii Aşkını, korkusunu, endişesini, sevgisini, merhametini, acıma duygusunu, yalnızlığını, travmalarını, kendini bulmasını, dönüşümünü nasıl da ilmek ilmek hissettirdi okurken.
Acayip bir yolculuk oldu ve bir o kadar anlamlı.
-Ben de tıpkı senin gibi "Kabuk Adamı" unutmayacağım!
Ben başlangıçta acaba Aslı Erdoğan'ın fizik bölümünü yarıda bırakmasından dolayı kendi otobiyografisini yazmış olduğu bir kitap mı diye düşündüm fakat internette araştırma yapınca onunla ilgili herhangi bir bilgiye rastlamadım. Belki de öyledir orası da şimdilik ben de muamma tabi. Bu kitabı okurken bir film canlanıyor gözünüzün önünde -filmi yapılsa da pek güzel olur - ... Okyanusun ılık sularının teninizde bırakmış olduğu yakıcı noktacıklar, nemden yapış yapış olan bir vücut, cinselliğin ve tutkunun ten üzerindeki hafif kıvılcımları, Küba esintileri, rastalı adamlar, adacıklar, yeşillikler, öbek öbek düzensiz beyaz evler... Fizik üzerine seminer yapmak için tropik adaya giden kadın karakterimiz oranın yerlisi olan okyanustan kabuk toplayarak turistlere satıp geçimini sağlayan "Kabuk Adam" Tony'le tanışır. Tony'yi tanıdıkça onun farklı yönlerini keşfeder, Korkuyla karışık arzu ve merak onu Tony'e yakınlaştırır ve ona aşık olur. Belki eser sonsuzluk vadedecek bir aşk hikayesi olmasa da okyanus havasını tüm hücrelerinizde hissettireceğine emin olabilirsiniz.
" *Her insanın kabuk altında geçmişini saklayan yaraları var, kabuk açıldıkça yaralar kanar." diyerek kitap hakkında da elimin altında duracak açıklayıcı bir cümle. Keyifli okumalar.
Kabuk Adam'ı hayatımın yoğun geçtiği bir döneminde okumaya başladım.Okumak için verdiğim çaba ve her yere götürme isteği kitabı bir yerde unutma telaşını da getirdi.:)
Aslı Erdoğan ile birlikte bir serüven yaşadım serüvenimin bitmesini istemedim(onun da bitmesini istemediği gibi) ve yine 'arkası yarın' demek istemedim kendimce, olabildiğince.
Hayat karmaşık. Bazen sihirli bir değnek değer ve siz bir anda hiç ummadığınız bir yerde olursunuz. İşte bu kitabı okurken yazarla birlikte bunu yaşıyorsunuz. Ruhsal gelgitler, yaptıklarımız, yapmayıp pişman olduklarımız, korkularımız, kalıplarımız, cocukluktan kalan yaralarımız, biriktirdiklerimiz, haykırdıklarımız, bir topluluğun içindeki yalnızlığımız hepsini iç içe yaşıyorsunuz.Yazar kitaba ne yazmak istediğini bilerek, ipuçları vererek başlıyor Hiçbir anıyı ve yaşattığı duyguları es geçmek istemiyor. Kabuk Adam'ı anlatırken aslında hayatında onu başka bir insana dönüşteren kabuklarıyla yüzleşiyor. O kadar yoğun yaşadığı aşkı bile bu kabuklar sayesinde kendine itiraf etmekte zorlanıyor. Kendi benliğinden kaçma seklini de binlerce yeni insan tanımaya çalışarak onların yaralarını öğrenmeye çalışarak yapıyor.
Kitabı bitirdikten sonra ilk iki sayfayı tekrar okumanızı tavsiye ediyorum. Yarattığı etki sarsıcı.
Son olarak, Aslı Erdoğan yeni bir okur daha kazandı, hissettiklerim büyüleyiciydi ve bunu nice okurun hissedeceğine inanıyorum.
İyi okumalar..