Julian Barnes En Beğenilen Sözleri
1. ""Eğer insanların söylediklerinize dikkat etmesini istiyorsanız, sesinizi yükseltmeniz değil de alçatmanız gerekir; gerçekte asıl dikkat çeken şey budur.""
- Bir Son Duygusu
2. "Hiç yaşlanmak istemiyorum ben."
- Seni Sevmiyorum
3. "Benimle dostluk edenlerin arasında bile yalnızdım."
- Hayat Düzeyleri
4. "Ona sorular soracağım ve o da bana yalanlar söyleyecek."
- Seni Sevmiyorum
5. "İnsanlar ruhlarına kadar kırılıyorlar."
- Seni Sevmiyorum
6. "Evlendikten altı hafta sonra bir gönül ilişkisine giren bir kadın arkadaşım var. O kadar şaşırttı mı bu sizi? Hem mutlusunuzdur hem de kendinizi tuzağa düşmüş hissedebilirsiniz. Hem güvenlik içinde hissedebilirsiniz hem de paniğe kapılabilirsiniz, bunlar yeni şeyler değil. Bir bakıma evliliğin başlangıç yılları en tehlikeli dönemdir çünkü - nasıl diyeyim? - kalp hassaslaşmıştır. L'appétit vient en mangeant. Âşık olmak insanı aşka yatkınlaştırır."
- Seni Sevmiyorum
7. "Anlamıyorsun işte, öyle değil mi ? Ama zaten hiçbir zaman anlamadın."
- Bir Son Duygusu
8. "Birine tam olarak ne zaman aşık olduğunuzu bilmezsiniz, değil mi ?"
- Seni Sevmiyorum
9. "...bana biçilen hayatı yaşadım.."
- Bir Son Duygusu
10. "Eğer insanların söylediklerinize dikkat etmesini istiyorsanız, sesinizi yükseltmeniz değil de alçaltmanız gerekir; gerçekte asıl dikkat çeken şey budur."
- Bir Son Duygusu
11. "" Bağrınızda...söndürülmemiş bir ateş olmadığından emin misiniz?"
- Bir Son Duygusu
12. "İnsanda ne tür bir izlenim uyandırdığınızı sanıyorsunuz?"
- Aşk Vesaire
13. "İkimiz farklı kumaşlardan yaratılmışız."
- Seni Sevmiyorum
14. "" Her yaş kötü zamandır terk edilmek için " dedi."
- Seni Sevmiyorum
15. "Acıyı ne iyileştirir? Zaman, diye yanıt verir bilgelik taslayan yaşlılar. Daha iyisini bilirsiniz siz. Zamanın acıları her zaman iyileştirmediğini bilecek kadar bilgesinizdir."
- Limon Masası
16. "" Galiba ben bir manik depresifim "..."
- Bir Son Duygusu
17. "... benim de çoğu kez kendi içimde hissettiğim oran bu : yüzde 60 ipek ve yüzde 40 viskoz. Parlak ama kırışmaya yatkın."
- Seni Sevmiyorum
18. ""Peki nasıl gidiyor hayat?” diye sordu.
“Hayat,” diye yanıtladım, “felsefene bağlıdır, ya büyük bir yanılsamadır ya da var olan tek gerçek ve hakiki şeydir.”"
- Aşk Vesaire
19. "Aklımdan geçenleri niye okuyamıyor?"
- Seni Sevmiyorum
20. "Evliliğin, önce " pudingin " servis edildiği uzun ve sıkıcı bir yemek olduğunu söylemişti."
- Bir Son Duygusu
21. "“Benim düşlerim uyandıktan sonra da sürüyor.”"
- 10,5 Bölümde Dünya Tarihi
22. "Gençlikte kendimize farklı gelecekler yaratırız, yaşlandığımızda ise başkaları için farklı geçmişler uydururuz."
- Bir Son Duygusu
23. "Kendi hayat hikayemizi ne kadar sık anlatırız, ne kadar sık düzeltmeler, güzelleştirmeler, kesintiler yaparız; Aslında kendimize anlattığımız bir hikayedir bu."
- Bir Son Duygusu
24. ""İyiyim. İyi olacağım.""
- Limon Masası
25. "Yapmayı başaramadığınız şey, ileriye bakmak ve sonra da kendinizi o gelecek noktasından geriye bakarken hayal etmek.
."
- Bir Son Duygusu
26. "Ama bütün aşklar bir yolculuğa gerek duyar. Bütün aşklar simgesel olarak bir yolculuktur ve bu yolculukların vücut bulmaya gereksinimi vardır."
- Limon Masası
27. "Evet, elbette, iddialıydık; gençlik başka ne içindir ki?
."
- Bir Son Duygusu
28. "Biz gençken, otuz yaşının üstündeki herkes orta yaşlı, ellinin üstündeki herkes ihtiyar gözüküyordu."
- Bir Son Duygusu
29. "Korkularımızın bir başkası da buydu: Yaşam'ın Edebiyat gibi çıkmayacağı korkusu."
- Bir Son Duygusu
30. "Keder dönencesinden geçmemiş olanların çoğu kez anlayamayacağı bir şey bu: birisinin ölmüş olmasının bu kişinin canlı olmadığı anlamına gelebilmesi ama var olmadığı anlamına gelmemesi."
- Hayat Düzeyleri
31. ""Beni, benim yüzümden mi terk ettin?"
"Hayır" dedi. "Seni bizim yüzümüzden terk ettim."
."
- Bir Son Duygusu
32. "Zaman içinde yaşıyoruz"
- Bir Son Duygusu
33. "Eğer insanların söylediklerinize dikkat etmesini istiyorsanız, sesinizi yükseltmeniz değil de alçaltmanız gerektiğine ilişkin bir şeyler okumuştum bir yerde: gerçekte, asıl dikkati çeken şey buydu.
."
- Bir Son Duygusu
34. "Bizler, bizim için kararlaştırılmış şeylerden çok, kendi seçtiğimiz şeylere inanmak istiyorduk."
- Bir Son Duygusu
35. "Pişmanlık. Daha karmaşık, daha buruk ve daha ilkel bir duygu. Bu duygunun ana özelliği, hakkında hiçbir şey yapılamamasıdır."
- Bir Son Duygusu
36. "Rüzgâr ne yandan esiyorsa o yana git, ...
."
- Bir Son Duygusu
37. "“… gençliğinin baharında koparılmıştı yaşam bahçesinden…”"
- Bir Son Duygusu
38. "Pişmanlığın acısı insana bir gün, ağzından çıkmış olan kötü sözleri yeniden yutturur.
."
- Bir Son Duygusu
39. "Ne var ki ortalamalar yasasına göre, çoğumuz vasat olmaya mahkûmuz."
- Bir Son Duygusu
40. ""Eğer insanların söylediklerinize dikkat etmesini istiyorsanız, sesinizi yükseltmeniz değil de alçaltmanız gerektiğine ilişkin bir şeyler okumuştum bir yerde: gerçekte, asıl dikkati çeken şey buydu.""
- Bir Son Duygusu
41. ".. hayatın ne olduğunu anlayamadan en iyi yıllar arkada bırakılır.
."
- Bir Son Duygusu
42. "" Ama bu hayatta çok sayıda insanı sevmiyoruz. ""
- Bir Son Duygusu
43. "Ne var ki bize zamanın eğilip bükülebilirliğini öğretmek, sadece en küçük hazzı ya da acıyı gerektirir. Bazı duygular bunu hızlandırır, bazılarıysa yavaşlatır; ara sıra da kaybolmuş gibi gözükür zaman, ta ki bir daha asla dönmemek üzere gerçekten de kaybolduğu son noktaya dek.
."
- Bir Son Duygusu
44. "Hâlâ anlamıyorsun. Hiçbir zaman anlamadın ve asla anlamayacaksın. Bu yüzden anlamaya çalışmayı da bırak."
- Bir Son Duygusu
45. "Para aşkın yakıtı olmayabilir ... ama mükemmel tutuşturur para."
- Metroland
46. "Zaman içinde yaşıyoruz zaman bizi yutuyor ve kalıba döküyor ama ben bunu çok iyi anladığımı asla hissedememişimdir."
- Bir Son Duygusu
47. "Daha sonraları… daha fazla belirsizlik, daha fazla görüş değiştirme, daha fazla sahte anılar olur."
- Bir Son Duygusu
48. "başka neyi yanlış yaptım?"
- Bir Son Duygusu
49. "Olup bitenler hakkında nasıl düşüneceğini bilemiyordu. Sorabileceği hiç kimse yoktu."
- Limon Masası
50. "Mutluluğa götürmüyordu aşk."
- Limon Masası
51. ""Bağrınızda... söndürülmemiş bir ateş olmadığından emin misiniz .."
"Tamamen eminim.""
- Bir Son Duygusu
52. "Okulu bitirdik, birbirimize yaşam boyu dostluk sözü verdik ve kendi yollarımıza gittik."
- Bir Son Duygusu
53. ".
Hayatta hiç sürpriz kalmadığını kim söylemişti?
."
- Bir Son Duygusu
54. "İnsanlar ruhlarına kadar kırılıyorlar.
Benim dayanamadığım da buydu."
- Seni Sevmiyorum
55. "" Ama intikam doğru insanlardan alınmalı. ""
- Bir Son Duygusu
56. "⠀ོ
O sadece gitmiş olanı görüyor, ben sadece aynı kalanı görüyorum.
⠀ོ"
- Bir Son Duygusu
57. "Birikim var. Sorumluluk var. Ve bunların ötesinde, kargaşa var. Büyük kargaşa var.
SON"
- Bir Son Duygusu
58. "Tarih daha çok, çoğu ne zafer kazanmış ne de yenilgiye uğramış olan hayatta kalanların anılarıdır."
- Bir Son Duygusu
59. "Hayatın ne olduğunu anlayamadan en iyi yıllar arkada bırakılır."
- Bir Son Duygusu
60. "Ne kadar uzun yaşarsak o kadar az anlıyoruz diyen kimdi?"
- Bir Son Duygusu
61. "Tatil için ne zaman eve gelsek buluşmaya yemin ettik ancak yeminlerimizi her zaman tutmadık."
- Bir Son Duygusu
62. "Zaman bizi nasıl da önce bir yere bağlıyor ve sonra kafa karışıklığına sürüklüyor."
- Bir Son Duygusu
63. "Yaşlanınca her şey sanırım daha kolay olmalı."
- Limon Masası
64. ""İnsan hala istediği bir şeyi bırakmaz.""
- Limon Masası
65. "Yaşamımın en mutlu anı elbette ilk aşk anıdır. Sevdiğiniz kadının gözleriyle karşılaştığınız ve onun da sizi sevdiğini sezdiğiniz andır."
- Limon Masası
66. "Şimdi hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimi de onaramayacağımı da biliyorum."
- Bir Son Duygusu
67. "Bugün nerede yaşamlarımıza serbest bırakılmayı bekleyerek bir çeşit kısıtlama bölgesi için de tutulduğumuzu düşünüyorduk ve o bırakılma anı geldiğinde yaşamlarımız ve zamanın kendisi hızlanacaktı."
- Bir Son Duygusu
68. "Şimdi sana bir şey yapamam ama zaman yapabilir. Zaman her şeyi açığa çıkarır."
- Bir Son Duygusu
69. "Dünya tarihi mi? Sadece karanlıkta yankılanan sesler; sadece birkaç yıl elele tutuşup sonra sönen görüntüler; bazen birbirlerine karışır görünen öyküler"
- 10,5 Bölümde Dünya Tarihi
70. "Derken yaşam kendi ritmini buldu ve zaman hızlandı.
."
- Bir Son Duygusu
71. "Genç ve duyarlıyken, aynı zamanda en incinir konumda oluyoruz; oysa kan yavaşlamaya başladığında, duygularımız keskinliğini yitirdiğinde, daha fazla zırhlanıp incinmelere katlanmayı öğrendiğimizde daha dikkatli adım atıyoruz."
- Bir Son Duygusu
72. ""Galiba ben bir manik depresifim"
."
- Bir Son Duygusu
73. "Ancak sonunda anımsadığınız şeyler tanık olduklarınızla her zaman aynı olmuyor."
- Bir Son Duygusu
74. "Mutlu bir aile yaşamına sahip olmanın anahtarı ortada bir aile olmamasıydı ya da en azından birlikte yaşayan bir aile olmamasıydı."
- Bir Son Duygusu
75. "Sonunda anımsadığınız şeyler tanık olduklarınızla her zaman aynı olmuyor."
- Bir Son Duygusu
76. ""Kütükler konusunda, insanlar için olduğundan daha seçicisin."
"Kütükler sevgilim, birbirinden çok farklıdır.""
- Limon Masası
77. "" Sana mevsimin iltifatlarını sunuyorum, birbirine birleşmiş, kutsal yağlarla mahvedilmiş kafalarınızın üzerine asit yağmurları yağsın. ""
- Bir Son Duygusu
78. "...sevmeniz gerekiyordu; korkusuz, engelsiz, yarını düşünmeden. Ve sonradan pişmanlık duymadan."
- Zamanın Gürültüsü
79. ""Eğer insanların söylediklerinize dikkat etmesini istiyorsanız, sesinizi yükseltmeniz değil de alçaltmanız gerektiğine ilişkin bir şeyler okumuştum bir yerde: gerçekte, asıl dikkati çeken şey buydu.""
- Bir Son Duygusu
80. "Hayatın ilk yıllarında, dünya kabaca, seks yapmış olanlarla yapmamış olanlar arasında ikiye bölünür. Daha sonra, aşkı tanımış olanlarla, tanımamış olanlar arasında. Daha da sonra -en azından şansımız varsa (ya da öte yandan, şanssızsak)- kedere katlanmış olanlarla, katlanmamışlar arasında. Bu bölünmeler mutlaktır, geçtiğimiz dönencelerdir."
- Hayat Düzeyleri
81. "İçimden onunla daha çok konuşmuş olmayı diledim."
- Bir Son Duygusu
82. "İnsan gençken -ben gençken- duygularınızın kitaplarda okuduğunuz duygular gibi olmasını istiyorsunuz. Onların yaşamınızı alt üst etmesini yeni bir gerçeklik yaratmasını ve tanımlamasını istiyorsunuz. Geçmişte olduğu gibi sizi desteklemesini istiyorsunuz. Onların size her şeyin iyi olduğunu söylemesini istiyorsun. Peki bunda yanlış bir yan var mı?"
- Bir Son Duygusu
83. "Evet, elbette, iddialıydık; gençlik başka ne içindir ki?"
- Bir Son Duygusu
84. "İyi düşünemediğini biliyordu ama bu en iyi fikirmiş tek fikirmiş gibi geliyordu ona."
- Limon Masası
85. "İyi günleri var. Elbette, kötü günleri de var. Ama şimdilik onları düşünmeyelim."
- Limon Masası
86. "..ileriye bir adım atabilmek için geçmişinden gelen ve yüzleşmen gereken bazı meselelerin yoksa.
."
- Bir Son Duygusu
87. "Ömrümün geri kalan yıllarında bir başka âşığım daha olacağını sanmıyorum."
- Aşk Vesaire
88. "" Eğer Tony korkak olmasaydı, kendini onaylamak için başkalarının onayına bel bağlamasaydı... ""
- Bir Son Duygusu
89. ""Kalple kalp arasında bir bağlantı olduğunu düşünüyor musun?"
Merrill başını gülümseyerek salladı."
- Limon Masası
90. "Gerçekçilik diye adlandırdığımız şey, olan bitenlerle yüzleşmek yerine sonunda olan bitenlerden kaçınmanın bir yolu olsa gerek."
- Bir Son Duygusu
91. "Şairin bir zamanlar yeni doğmuş bebekler için dilediği gibi, sıradan olasınız."
- Bir Son Duygusu
92. "Hayat sadece toplama ve çıkarma değil. Aynı zamanda kaybın, başarısızlığın birikimi, çarpımı."
- Bir Son Duygusu
93. "mutlu bir aile yaşamına sahip olmanın anahtarı ortada bir aile olmamasıydı, ya da en azından, birlikte yaşayan bir aile olmamasıydı."
- Bir Son Duygusu
94. "Hayatta daha sonraları, biraz huzur beklersiniz, değil mi?
Buna layık olduğunuzu düşünürsünüz. Ben de düşündüm. Ama öte yandan liyakatin ödülünün hayatın işi olmadığını anlamaya başlarsınız.
Bundan başka, gençken, yaşın getireceği olası acıları ve kasvetleri öngörebileceğinizi düşünürsünüz. Kendinizi tek başınıza, boşanmış, dul kalmış olarak hayal edersiniz; çocuklar sizden uzakta büyümekte, dostlar ölmektedir. Statü kaybını, arzu kaybını ve arzulanabilirliğin kaybını hayal edersiniz. Daha da öteye gidip kendi yaklaşan ölümünüzü, çevrenize hangi dostlarınızı toplarsanız toplayın ancak tek başına yüzleşilebilen ölümü düşünebilirsiniz. Ama bütün bunlar ileriye bakmak oluyor.
Yapmayı başaramadığınız şey, ileriye bakmak ve sonra da kendinizi o gelecek noktasından geriye bakarken hayal etmek. Zamanın getirdiği yeni heyecanları öğrenmek. Sözgelimi, hayatınıza tanık olanlar azalırken, şimdi ya da bir zamanlar ne olduğunuz hakkında daha az doğrulama, dolayısıyla daha az kesinlik olduğunu keşfetmek. Düzenli olarak kayıtlar tutmuş olsanız bile -sözcükler, sesler ve resimlerle- yanlış türden bir kayıt tutma işine girişmiş olduğunuzu fark edebilirsiniz. Adrian'ın alıntı yaptığı cümle neydi?
"Tarih, belleğin kusurlarının, belgelemenin yetersizlikleriyle buluştuğu noktada üretilen o kesinliktir.”"
- Bir Son Duygusu
95. "Yaşayacak ne kadar az zamanınız kalırsa, onu o kadar az boşa harcamak istiyorsunuz."
- Bir Son Duygusu
96. "Yaşamın bana çok fazla rahatsızlık vermemesini istemiş ve başarmıştım ve her şey nasıl da acınası olmuştu."
- Bir Son Duygusu
97. "Insanın kendi mutluluğundan sorumlu olması gerekir; mutluluğunuzun kapınıza bir paket gibi gelmesini bekleyemezsiniz. Bu konuda gerçekçi olmalısınız. Evlerinde oturup, Bir Gün Prensim Gelecek, diye düşünen kadınlar var. Ama kapınıza: Burada Prensler Iyi Ağırlanır, diye bir levha koymadıkça hiçbir işe yaramaz bu."
- Seni Sevmiyorum
98. "“Benim düşlerim uyandıktan sonra da sürüyor.”"
- 10,5 Bölümde Dünya Tarihi
99. "“
”
.."
- Bir Son Duygusu
100. "Sadece bir an için... olmak istediği şey gibi hissettirebilmesi..."
- Limon Masası
101. "Bütün yaşamım hakkında genel bir pişmanlık duymaya başladım. Kendine acımakla kendinden nefret etmek arasında bir duygu."
- Bir Son Duygusu
102. "Yaşamın bana sunduğu az sayıda dersten çok fazla şey öğrenememiş, işe yaramazın teki olmuştum hep."
- Bir Son Duygusu
103. "Bir kapı açılıyor ve siz daha geçecek zamanı bulmadan kapanıyordu."
- Limon Masası
104. "Acıyı ne iyileştirir? Zaman, diye yanıt verir bilgelik taslayan yaşlılar. Daha iyisini bilirsiniz siz. Zamanın acıları her zaman iyileştirmediğini bilecek kadar bilgesinizdir."
- Limon Masası
105. "Yeniyetmeliğimde düşünü kurduğum şeyleri hiçbir zaman yapmayacaktım. Bunun yerine bahçemdeki çimi biçtim, tatillere çıktım, bana biçilen hayatı yaşadım."
- Bir Son Duygusu
106. "Gerçekçilik diye adlandırdığımız şey, olan bitenlerle yüzleşmek yerine sonunda olan bitenlerden kaçınmanın bir yolu olsa gerek."
- Bir Son Duygusu
107. "Korkularımızdan bir başkası da buydu: Yaşam'ın Edebiyat gibi çıkmayacağı korkusu."
- Bir Son Duygusu
108. "Gerçekçilik diye adlandırdığımız şey, olan bitenlerle yüzleşmek yerine sonunda olan bitenlerden kaçınmanın bir yolu olsa gerek."
- Bir Son Duygusu
109. "Korkularımızdan bir başkası da buydu: Yaşam'ın Edebiyat gibi çıkmayacağı korkusu."
- Bir Son Duygusu
110. "" Senin hakkında kötü şeyler düşünmüyorum. Gerçi, itiraf edeyim ki, ona ilişkin değerlendirmelerim hep deniz seviyesinin altında olmuş olsa da Meyveli kek hakkında bile kötü şeyler düşünmüyorum. ""
- Bir Son Duygusu
111. "Çoğu kez en kuşkulu olan şey geleceği göz önünde tutarak yapılan bir beyandır."
- Bir Son Duygusu
112. "Zaman... Bize yeterince zaman verin, o zaman en iyi desteğe sahip kararlarımız sallantılı, kesinliklerimiz gelgeç şeyler olarak gözükecektir."
- Bir Son Duygusu
113. ""Şey, bazı şeylerden ders çıkarıyor muyuz hiç?""
- Bir Son Duygusu
114. "Zaman her şeyi açığa çıkarır"
- Bir Son Duygusu
115. "... gençken, kendimiz için farklı gelecekler yaratırız; yaşlandığımızda ise, başkaları için farklı geçmişler uydururuz."
- Bir Son Duygusu
116. ""Düşe kalka yaşayıp dururuz, yaşamın başımıza gelmesine izin veririz"..."
- Bir Son Duygusu
117. "Yaşayacak ne kadar az zamanınız kalırsa, onu o kadar az 'boşa harcamak istiyorsunuz.
."
- Bir Son Duygusu
118. "" Şey, bazı şeylerden ders çıkarıyor muyuz hiç? ""
- Bir Son Duygusu
119. "Pişmanlık. Daha karmaşık, daha buruk ve daha ilkel bir duygu. Bu duygunun ana özelliği, hakkında hiçbir şey yapılamamasıdır: bir değişiklik yapılamayacak kadar çok zaman geçmiştir, çok hasar verilmiştir."
- Bir Son Duygusu
120. ""Beni, benim yüzümden mi terk ettin?"
"Hayır" dedi. "Seni bizim yüzümüzden terk ettim.""
- Bir Son Duygusu
121. "Gerçek olaylardan artık emin olamıyorsam da en azından bu olguların bıraktığı izlenimlere sadık kalabilirim. Elimden gelen en iyi şey bu."
- Bir Son Duygusu
122. "Sütten ağzı bir kere yananın, bir kere daha yanar."
- Bir Son Duygusu
123. ".. gençken, kendimiz için farklı gelecekler yaratırız; yaşlandığımızdaysa, başkaları için farklı geçmişler uydururuz.
."
- Bir Son Duygusu
124. "Tarih daha çok, çoğu ne zafer kazanmış ne de yenilgiye uğramış olan hayatta kalanların anılarıdır."
- Bir Son Duygusu
125. "Tarih, zafer kazananların yalanları değildir; şimdi bunu biliyorum. Tarih daha çok, çoğu ne zafer kazanmış ne de yenilgiye uğramış olan hayatta kalanların anılarıdır.
."
- Bir Son Duygusu
126. "" Pişmanlığın acısı insana bir gün, ağzından çıkmış olan kötü sözleri yeniden yutturur. ""
- Bir Son Duygusu
127. "Gençken, kendimiz için farklı gelecekler yaratırız; yaşlandığımızdaysa, başkaları için farklı geçmişler uydururuz."
- Bir Son Duygusu
128. "Gençken, kendimiz için farklı gelecekler yaratırız; yaşlandığımızdaysa, başkaları için farklı geçmişler uydururuz."
- Bir Son Duygusu
129. "Yaşamdan vazgeçtim, onu incelemekten vazgeçtim, onu geldiği gibi aldım."
- Bir Son Duygusu
130. ""Tarih, zafer kazananların yalanlarıdır.""
- Bir Son Duygusu
131. "Oysa çoğumuz .. : içgüdüsel bir karar veriyoruz, sonra da onu doğrulamak için bir usyürütme altyapısı oluşturuyoruz. Ve sonuca da sağduyu diyoruz.
."
- Bir Son Duygusu
132. "" Margaret iki tür kadın olduğunu söylerdi: karakteri hemen anlaşılanlar ve gizem içerenler. Bir erkeğin sezdiği, bir erkeği çeken ya da çekmeyen ilk şey buydu. Bazı erkekler bir tipin, bazılarıysa ötekinin çekimine kapılıyorlar. Margaret -size söylememe gerek yok- karakteri hemen anlaşılanlar takımındandı ancak zaman zaman bir gizem havası taşıyanlara ya da bunu yaratanlara gıptayla bakabiliyordu. ""
- Bir Son Duygusu
133. "Ne kadar çok öğrenirseniz, o kadar az korkuyorsunuz."
- Bir Son Duygusu
134. "İlk kez bütün yaşamım hakkında daha genel bir pişmanlık duymaya başladım: kendime acımakla kendimden nefret etmek arasında bir duygu. Yaşamımın tümü hakkında. Gençliğimin dostlarını kaybetmiştim. Karımın sevgisini kaybetmiştim. Sahip olduğum hırsları terk etmiştim. Yaşamın bana çok fazla rahatsızlık vermemesini istemiş ve başarmıştım. Her şey nasıl da acınası olmuştu."
- Bir Son Duygusu
135. "Biz gençken, otuz yaşının üstündeki herkes orta yaşlı, ellinin üstündeki herkes ihtiyar gözüküyordu. Ve geçip giden zaman, o kadar da yanılmadığımızı doğruluyor."
- Bir Son Duygusu
136. "Mutlu olsun mutsuz olsun her aşk, kendinizi ona tümüyle verdiğinizde gerçek bir felakettir."
- Limon Masası
137. "Yaşam her zamankinden daha çok bir tahmin oyununa benziyordu."
- Bir Son Duygusu
138. "Bazı gerçekler geç fark edilir ama bu, onları daha az gerçek yapmaz."
- Bir Son Duygusu
139. "Aşıkların el ele tutuşmalarına benzemiyordu bu, daha çok dünyaya karşı bir savunma duruşunu akla getiriyordu."
- Bir Son Duygusu
140. "Artık dört gözle beklenebilecek hiçbir şey yokmuş gibi görünüyordu."
- Bir Son Duygusu
141. "Zaman bizi nasıl da önce bir yere bağlıyor ve sonra kafa karışıklığına sürüklüyor. Kendimizi sadece güvende hissediyorken olgun olduğumuzu düşünüyorduk. Sorumlu olduğumuzu hayal ediyorduk, oysaki sadece korkakça davraniyorduk. Gerçeklik diye adlandırdığımız şey olan bitenlerle yüzleşmek yerine sonunda olan bitenlerden kaçınmanın bir yolu çıkıyordu."
- Bir Son Duygusu
142. "Daha önce bir araya getirilmemiş iki şeyi bir araya getirirsiniz. Ve dünya değişir. İnsanlar bunu o zamanlar fark etmeyebilirler. Ama bu önemli değildir. Dünya yine de değişmiştir."
- Hayat Düzeyleri
143. "Aşka kafamızı takmak zorunda kalmasak cinsel arzu çok daha kolay olurdu. Evlilik çok daha dürüst olurdu, belki de aşkın kaşıntılarını çekmesek,gelişini heyecanla beklemesek,gidişinden korkmasak,aşk daha kalıcı olurdu."
- 10,5 Bölümde Dünya Tarihi
144. "Eğer insanların söylediklerinize dikkat etmesini istiyorsanız, sesinizi yükseltmeniz değil de alçaltmanız gerektiğine ilişkin bir şeyler okumuştum bir yerde: gerçekte, asıl dikkati çeken şey buydu."
- Bir Son Duygusu
145. "" Hayatımdan memnun ama kendimden hoşnut değilmişim gibi görünmeye çalıştım. ""
- Bir Son Duygusu
146. "Hayatın sonuna doğru varıyorsunuz. Hayat şu soruyu sorabilmeniz için size yeterince zaman tanıyor: Başka neyi yanlış yaptım?"
- Bir Son Duygusu
147. "Kurallardan hiçbir zaman emin olamıyordunuz. Herkese mi aynı şekilde işkence ediyorlar yoksa yalnızca size mi böyle davranıyorlar, hiçbir zaman emin olamıyordunuz."
- Limon Masası
148. "Bir yanım her zaman duygulanır ve neşelenmek ister ama bir başka yanım sakınımlı ve şaşkındır."
- Bir Son Duygusu
149. ""Seni bu kadar çok üzdüğüm için özür dilerim. Sen bana bir şeyleri göstermek istiyorsun ve ben bunu anlamayacak kadar aptalım.""
- Bir Son Duygusu
150. "..ama aşk bir kez kapıyı çaldı mı onun gibi hiçbir şey yoktur, öyle değil mi?
.
Çoğumuz için, ilk aşk deneyimi, bu deneyim başarısızlıkla sonuçlansa bile -belki de özellikle başarısızlıkla sonuçlandığında- yaşama geçerlilik kazandıran, onun yaşanmaya değer olduğunu doğrulayan bir vaadi içerir. Gerçi daha sonraki yıllar bu görüşü değiştirebilir, aramızdan bazıları ondan hepten vazgeçebilir ama aşk bir kez kapıyı çaldı mı onun gibi hiçbir şey yoktur, öyle değil mi?
."
- Bir Son Duygusu
151. ""Hayal gücüm fazla değildir benim. Ben sadece gerçekte olup bitenle ilgilenirim.""
- Limon Masası
152. ""Beni sevseydin bunu anlardın.""
- Limon Masası
153. "Keşke Anders, ben kalbimi okumadan kalbimi okuyabilseydi."
- Limon Masası
154. ".. hiç de gizemli olmayan ama sadece kocalarının onları anlamamasıyla böyle bir özellik kazanan kadınlar olduğunu.
."
- Bir Son Duygusu
155. ""Hayatın ne olduğunu anlayamadan en iyi yıllar arkada bırakılır.""
- Bir Son Duygusu
156. "Barbro kendi kendine, bizler ahır bölmelerimizdeki atlardan başka bir şey değiliz, diyordu. Bölmelerin numarası yok, ama öyle olsa bile yerlerimizi biliyoruz. Başka bir yaşam yok."
- Limon Masası
157. "" Yaşam her zamankinden daha çok bir tahmin oyununa benziyordu. ""
- Bir Son Duygusu
158. "Ne kadar çok öğrenirseniz, o kadar az korkuyorsunuz. Akademik çalışma anlamında "öğrenmek" değil de pratik yaşam anlayışı içinde öğrenmek.
."
- Bir Son Duygusu
159. "" Rüzgâr ne yandan esiyorsa o yana git. ""
- Bir Son Duygusu
160. "Çoğu kez en kuşkulu olan şey geleceği göz önünde tutarak yapılan bir beyandır."
- Bir Son Duygusu
161. "Daha önce bir araya gelmemiş iki insanı bir araya getirirsiniz ve dünya bazen değişir, bazen de değişmez. Düşüp yanabilirler ya da yanıp düşebilirler. Ama bazen, yeni bir şey yaratılır ve sonra da dünya değişir. Birlikte, o ilk büyük heyecan içinde, yükseklere çıkma duygusunun o ilk coşkusu içinde, iki ayrı benliklerinden daha büyüktürler. Birlikte, daha öteyi görürler ve daha açık bir şekilde görürler.."
- Hayat Düzeyleri
162. "Erkekler yapmak istemedikleri bir şey söz konusu olduğunda hep ‘başımın etini yeme’ sözcüğünü kullanırlar."
- Limon Masası
163. "Elbette lanetlere inanmıyorum, inanmıyordum. Yani, sözcüklerin olaylar yaratabileceğine. Ne var ki daha sonra meydana gelen bir şeyin adını anmak -özel bir kötülük dilemek ve o kötülüğün meydana gelmesi- bu, insanın üzerinde hâlâ öte-dünyasal bir ürperti bırakıyor.
...."
- Bir Son Duygusu
164. "Gençken, eleştiriler beni incitirdi. Şimdi, melankolik bir ruh hali çökmüşse, yapıtlarım hakkında yazılan hoş olmayan yazıları yeniden okuyor ve son derece neşeleniyorum. "Şunu hiç unutmayın, dünyada bir eleştirmen adına dikilmiş bir heykelin bulunduğu hiç bir şehir yok," diyorum meslektaşlarıma."
- Limon Masası
165. "" Hayatta daha sonraları, biraz huzur beklersiniz, değil mi? ""
- Bir Son Duygusu
166. ""Yanılgılar içindesin.""
- Limon Masası
167. "Ara sıra kaybolmuş gibi gözükür zaman ta ki bir daha asla dönmemek üzere gerçekten de kaybolduğu son noktaya dek."
- Bir Son Duygusu
168. "Hayatta öğrendiği ve bel bağlayabileceğini umduğu şeylerden biri daha büyük bir acının, daha önemsiz bir acıyı dışa atacağıydı."
- Limon Masası
169. "Aşk kibarlık yaratabiliyor ya da yaratamıyor, kendini beğenmişlik duygusunu tatmin ediyor ya da etmiyor, cildi temizliyor ya da temizleyemiyordu ama şu kesindi; Mutluluğa götürmüyordu aşk. Hep bir duygu ya da niyet eşitsizliği söz konusuydu."
- Limon Masası
170. "Elbette değişmişlerdi. Herkes değişmişti zaten."
- Limon Masası
171. "Bu dönemi atlatacaksınız, yaşam size gerçekliği ve gerçekçiliği öğretecek."
- Bir Son Duygusu
172. "... incinmekten her zaman nasıl kaçınabileceğini bildiğini düşünen birisinin uğradığı bir incinme ve tam da bu sebeple uğranan bir incinme..
."
- Bir Son Duygusu
173. "Anlamıyorsun işte. Hiçbir zaman anlamadın ve asla da anlamayacaksın!
."
- Bir Son Duygusu
174. "..değiştiğini düşünüyor -biliyor- ve değişti de ama benim için olmaktan çok başkaları için değişti.
.. o sadece gitmiş olanı görüyor, ben sadece aynı kalanı görüyorum.
.. Ama baktığımız yine aynı gözler, öyle değil mi? Öteki kişiyi onlarda bulduk ve hâlâ da buluyoruz.
Ama sadece gözler de değil, içgüdüsel jestler, insanı kendi kılan çok sayıda davranış tarzı aynı kaldığı gibi, kemik yapısı da aynı kalıyor. Ve araya giren bunca zaman ve mesafeden sonra bile, onun bana karşı davranış tarzı da.
."
- Bir Son Duygusu
175. "Bir yelkovandan gerçeğe daha yakın bir başka şey var mıdır?"
- Bir Son Duygusu
176. "Belki de cesaret güzellik gibiydi.
Güzel bir kadın yaşlandığında yalnızca gitmiş olanı görür, ötekiler ise yalnızca kalanı.
`"
- Zamanın Gürültüsü
177. "Sırf içimi dökmeye yatkın bir mizacım yok diye,
her şeyi unuttuğumu falan sanmayın sakın."
- Seni Sevmiyorum
178. "Ona doğal bir şekilde, kendiliğinden âşık oldum."
- Aşk Vesaire
179. "" Bu kadar inatçı olman çok dokunaklı. Bulunduğumuz yaşa vardığımızda, altımızdaki zemini kaybetmemenin yollarından biri bu sanırım. ""
- Bir Son Duygusu
180. "" Eğer insanların söylediklerinize dikkat etmesini istiyorsanız, sesinizi yükseltmeniz değil de alçaltmanız gerektiğine ilişkin bir şeyler okumuştum bir yerde; gerçekte, asıl dikkati çeken şey buydu. ""
- Bir Son Duygusu
181. "" O zamana dek kendimi hiçbir zaman kavga etmekten hoşlanmayan ya da onun karşıtı biri olarak düşünmemiştim. Bisküvi kutusunun gerçekliği üzerine de yemin edebilirdim; üzerinde kraliçe' nin gülümseyen bir profiliyle, burgonya kırmızısı rengindeydi. ""
- Bir Son Duygusu
182. "Bir yanım her zaman duygulanır ve neşelenmek ister ama bir başka yanım sakınımlı ve şaşkındır. Bütün bu şeyleri yeni baştan ne diye yaşamalı? Kuralı bilmiyor musunuz: sütten ağzı bir kere yananın ağzı bir daha yanar?
."
- Bir Son Duygusu
183. "Eğer insanların söylediklerinize dikkat etmesini istiyorsanız, sesinizi yükseltmeniz değil de alçaltmanız gerektiğine ilişkin bir şeyler okumuştum bir yerde: gerçekte, asıl dikkati çeken şey buydu."
- Bir Son Duygusu
184. "Çehov, “Her şeyi yazmalısınız” diyordu, “başkalarını itham etmek dışında her şeyi.”"
- Zamanın Gürültüsü
185. "Hayat sadece toplama ve çıkarma değil. Aynı zamanda kaybın, başarısızlığın birikimi, çarpımı."
- Bir Son Duygusu
186. "Sevgiye layık bir adımı sevmemekle ona layık olmayan adamı sevmek arasındaki bölünmüşlük, yaşamının yıkılmasıydı."
- Limon Masası
187. "Şairin bir zamanlar yeni doğmuş bebekler için dilediği gibi, sıradan olasınız.
."
- Bir Son Duygusu
188. ".
"Şimdi biz geriye kalanların yaşlandığı gibi yaşlanmayacaklar"
."
- Bir Son Duygusu
189. "Zaman sizi ele verir derler, öyle değil mi?
."
- Bir Son Duygusu
190. "Bizler de inanıyorduk, aradaki tek fark şuydu ki, bizler, bizim için kararlaştırılmış şeylerden çok, kendi seçtiğimiz şeylere inanmak istiyorduk."
- Bir Son Duygusu
191. "her şeyi annesi yapıp ettiğine göre, besbelli ki her şey babasının kabahatiydi."
- Bir Son Duygusu
192. ""Hiçbir şey beklemiyorum. Sadece seni gördüğüme memnun oldum.""
- Limon Masası
193. "Sahip olduğum hırsları terketmiştim. Yaşamın bana çok fazla rahatsızlık vermemesini istemiş ve başarmıştım ve her şey nasıl da acınası olmuştu."
- Bir Son Duygusu
194. ""Doğmuş olmanın bir anlamı olduğunu hissetmeye ihtiyaçları var,""
- Benimle Tanışmadan Önce
195. "Şey, değiştim ben. Bu kesin."
- Aşk Vesaire
196. "" Kendi hayat hikâyemizi ne kadar sık anlatırız? Ne kadar sık düzeltmeler yaparız, güzelleştiririz, kurnazca kesintilere gideriz? Hayat uzadıkça, çevremizde hikâyemize meydan okuyacak, bize hayatın bizim hayatımız olmadığını, sadece hayatımız hakkında anlattığımız hikâye olduğunu anımsatacak kişiler de azalıyor. Başkalarına ama -esas olarak- kendimize anlatılan bir hikâye. ""
- Bir Son Duygusu
197. "" Hiç kuşkusuz geçmişte kalın kafalı ve safdil biri olmuştum, hepimiz oluyoruz; ama bu özellikleri abartmamayı biliyordum çünkü bu, olduğunuz şey için kendinizi övmenin bir yoludur sadece. ""
- Bir Son Duygusu
198. "Yaşayacak ne kadar az zamanınız kalırsa, onu o kadar az boşa harcamak istiyorsunuz. Mantıklı, öyle değil mi?."
- Bir Son Duygusu
199. "Gerçekte, duyguları bastırılmıştı diyebilirim. Entellektüeller damarlarında hiç ateş yok onların, sadece fikirler var."
- Manş Ötesi
200. "“Kendi hayat hikâyemizi ne kadar sık anlatırız? Ne kadar sık düzeltmeler yaparız, güzelleştiririz, kurnazca kesintilere gideriz? Hayat uzadıkça, çevremizde hikâyemize meydan okuyacak, bize hayatın bizim hayatımız olmadığını, sadece hayatımız hakkında anlattığımız hikâye olduğunu anımsatacak kişiler de azalıyor. Başkalarına ama -esas olarak- kendimize anlatılan bir hikâye.”"
- Bir Son Duygusu
201. "Gerçi yaşın bizi yumuşatmasını niçin bekliyoruz ki? Erdemleri ödüllendirmek yaşamın işi değilse, onun sonuna doğru bize uyarılarda bulunmak, rahatlık duyguları vermek niye yaşamın işi olsun?
."
- Bir Son Duygusu
202. "Yaşayacak ne kadar az zamanınız kalırsa, onu o kadar az boşa harcamak istiyorsunuz. Mantıklı, öyle değil mi?."
- Bir Son Duygusu
203. "Gerçekte, duyguları bastırılmıştı diyebilirim. Entellektüeller damarlarında hiç ateş yok onların, sadece fikirler var."
- Manş Ötesi
204. "Gerçek şu ki, insanlarla ilişki kurmak konusunda hiçbir zaman çok başarılı olamadım. Bazı kişiler bu konuda doğuştan iyiler, bazıları ise değil."
- Seni Sevmiyorum
205. "Düşe kalka yaşayıp dururuz, yaşamın başımıza gelmesine izin veririz, azar azar bir anılar deposu oluştururuz."
- Bir Son Duygusu
206. "Yalnızlığın iki temel çeşidi var: Sevecek birini bulamamanın yalnızlığı ve gerçekten sevdiğinizden yoksun kalmanın yalnızlığı. Birincisi daha kötü.."
- Hayat Düzeyleri
207. ""Ağaçlar tıpkı insanlar gibidir," demişti. "Olgunluğa erişmek yetmiş yıl alır ve yüzden sonra yararsızdır.""
- Limon Masası
208. "Düşe kalka yaşayıp dururuz, yaşamın başımıza gelmesine izin veririz, azar azar bir anılar deposu oluştururuz."
- Bir Son Duygusu
209. "" Senin gizemli bir kadın olmanı istemiyorum. Sanırım bundan nefret ederdim. Erkekleri tuzağa düşürmek için ya sadece bir yüz, bir oyun, bir teknik oluyor ya da gizemli bir kadın kendine karşı bile gizemli oluyor ki en kötüsü de bu. ""
- Bir Son Duygusu
210. "" Herhangi bir nesnel bir gözlemci için şu son derece açık ki denge marjinal olarak daha genç kişiye kaymış bulunduğu için, öteki üstünlük varsayımını daha da güçlü bir şekilde koruyor. Daha da nevrotik olarak. ""
- Bir Son Duygusu
211. "" Şey muhtemelen benden kaçmayan her kızı iyi biri olarak görüyordum. ""
- Bir Son Duygusu
212. "Zaman içinde yaşıyoruz - zaman bizi tutuyor ve kalıba döküyor."
- Bir Son Duygusu
213. "“Bilmiş bir edayla tarihin zafer kazananların yalanları olduğunu söylediğimde, İhtiyar Joe Hunt ne yanıt vermişti? ‘Onun aynı zamanda yenilenlerin öz aldatmacaları olduğunu hatırladığınız müddetçe.’ Kendi özel yaşamlarımız söz konusu olduğunda bunu yeterince anımsıyor muyuz?”"
- Bir Son Duygusu
214. ""Camus, intiharın gerçek tek felsefi mesele olduğunu söyledi.""
- Bir Son Duygusu
215. "Zaten, insan gerçekte her sorunun yanıtını da aramıyor."
- Manş Ötesi
216. "Birisi bir zamanlar tarihte en sevdiği zamanların her şeyin çöktüğü zamanlar olduğunu söylemişti çünkü bu, bir şeylerin doğmakta olduğu anlamına geliyordu. Bunu bireysel yaşamlarımıza uygularsak bir anlam ifade ediyor mu? Yeni bir şey doğarken ölmek, bu yeni bir şey kendi benliğimiz olsa bile mi?
."
- Bir Son Duygusu
217. "Zaten, insan gerçekte her sorunun yanıtını da aramıyor."
- Manş Ötesi
218. "Ben, yeşil panjurlu evinde oturan Bayan Mutlu değilim. Zor zamanlar... yaşadık. Normal bir anneyim ben, yani geceleyin müthiş korkular duyuyorum. Gündüzün de."
- Aşk Vesaire
219. "" Gerçi geriye bakınca, çözülüp dağılan günün kendisi değil, dördümüzdü. ""
- Bir Son Duygusu
220. "Her aşk hikayesi potansiyel bir keder hikayesidir. Eğer önce değilse, daha sonra. Biri için değilse, öteki için. Bazen her ikisi için. Peki, o zaman niçin sürekli aşka özlem duyuyoruz? Çünkü aşk, hakikatle büyünün buluşma noktası.."
- Hayat Düzeyleri
221. "Tasvir edilemeyen şey katlanılmazdır. Ve tasvir edilemez olarak daha da katlanılmaz olur."
- Aşk Vesaire
222. "Ben, yeşil panjurlu evinde oturan Bayan Mutlu değilim."
- Aşk Vesaire
223. "Gençken, kendimiz için farklı gelecekler yaratırız; yaşlandığımızdaysa, başkaları için farklı geçmişler uydururuz.
`"
- Bir Son Duygusu
224. "Zaman içinde yaşıyoruz zaman bizi yutuyor ve kalıba döküyor ama ben bunu çok iyi anladığımı asla hissedememişimdir.
`"
- Bir Son Duygusu
225. "Tarih zafer kazananların yalanları değildir; şimdi bunu biliyorum.Tarih daha çok, çoğu ne zafer kazanmış ne de yenilgiye uğramış olan hayatta kalanların anılarıdır."
- Bir Son Duygusu
226. "..yavaş yavaş çöküşün rahatlık veren sürecine bel bağlayabileceğinizi hayal etmeyin, hayat ondan çok daha karmaşıktır.
."
- Bir Son Duygusu
227. "Bir bitin hikâyesi Büyük İskender’in hikâyesi kadar güzel olabilir -her şey nasıl yazıldığına bağlı.”"
- Aşk Vesaire
228. "" Yaşamım artmış mıydı yoksa sadece kendine mi eklenmişti? ""
- Bir Son Duygusu
229. "" Aslında bütün demek istediğiniz: zaman benim için bugünlerde daha hızlı geçiyor. ""
- Bir Son Duygusu
230. "Bir anının, unuttuğumuzu düşündüğümüz şey olduğunu söyleyen kimdi? Ve zamanın saptayıcı değil de daha çok bir çözücü gibi etkidiği, hepimiz için besbelli bir şey olmalı."
- Bir Son Duygusu
231. "İnsan kuş olacak ve hem de ne kuş! Düşünen bir kuş. Ruhu olan bir kartal!"
- Hayat Düzeyleri
232. "Ölüler çoğaldıkça, acı orantısal olarak azalıyor du. 73367: Keder konusundaki bütün uzmanlığına karşın, o bile bunu düşünemiyordu."
- Manş Ötesi
233. "Yaşam boyu kaleme aldığı yazıların çoğu gibi, aşkla ilgiliydi piyes. Ve yaşamında ne olmuşsa, yazılarında da o olmuştu: Aşk yürümemişti. Aşk kibarlık yaratabiliyor ya da yaratamıyor, kendini beğenmişlik duygusunu tatmin ediyor ya da etmiyor, cildi temizliyor ya da temizleyemiyordu; ama şu kesindi: Mutluluğa götürmüyordu aşk; hep bir duygu ya da niyet eşitsizliği söz konusuydu. Aşkın doğası buydu. Hiç kuşku yok ki, en derin heyecanlara yol açması, onu baharın ıhlamur çiçekleri kadar taze kılması ve işkence çarkına gerilmiş bir hain gibi acı çektirmesi anlamında "yürümüştü" aşk. Ona, beklentilerin insanı yutan çılgınlığını, başarısızlığın perişanlığını, pişmanlıkların sızlanmalarını ve anıların budalaca hoşnutluğunu öğretmişti. Aşkı iyi tanıyordu. Kendini de iyi tanıyordu. Otuz yıl önce, kahramanı Rakitin'in ağzından aşk konusunda vardığı sonuçları okur kitlesine şöyle aktarmıştı: "Bence Aleksey Nikolayeviç, mutlu olsun mutsuz olsun her aşk, kendinizi ona tümüyle verdiğinizde, gerçek bir felakettir.""
- Limon Masası
234. "" Sonunda, gerçekten de doğru düşündüğümü fark ettim. Bir başka deyişle, Adrian'ın gerekçelerini anladığımı, onlara saygı duyduğumu ve ona hayran olduğumu. Benden daha iyi bir kafası ve daha güçlü bir mizacı vardı; mantıklı düşünüyor ve sonra da mantıksal düşüncenin sonuçlarına dayanarak hareket ediyordu. Oysa çoğumuz sanırım tam karşıtını yapıyoruz: içgüdüsel bir karar veriyoruz, sonra da onu doğrulamak için bir usyürütme altyapısı oluşturuyoruz. Ve sonuca da sağduyu diyoruz. ""
- Bir Son Duygusu
235. "" Şey, meseleyi şöyle düşün: sen akıllı bir çocuksun ama böyle bir şey yapacak kadar da akıllı değilsin. ""
- Bir Son Duygusu
236. "Hayat sadece toplama ve çıkarma değil. Aynı zamanda kaybın, başarısızlığın birikimi, çarpımı."
- Bir Son Duygusu
237. "Eğer ikiyüzlülük kötülüğün erdeme
ödediği bir bedelse, eskiden üslup da zenginlerin yoksullara ödediği bedeldi. Artık öyle değil."
- Aşk Vesaire
238. "Kederi, bacaklara takılan metal aletler gibi olmuştu, gerekli ve destekleyici; o olmaksızın yürüyebileceğini tasavvur edemiyordu."
- Manş Ötesi
239. "İntiharın her özgür kişinin hakkı olduğu bize felsefi anlamda aşikâr bir şey olarak görünmüştü"
- Bir Son Duygusu
240. ""Ama bu hayatta çok sayıda insanı sevmiyoruz. Bir, iki, üç? Ve bazen de bu gerçeği ancak çok geç anlıyoruz. Tabii zorunlu olarak çok geç olmadıkça.
."
- Bir Son Duygusu
241. "Şimdi sana bir şey yapamam ama zaman yapabilir. Zaman her şeyi açığa çıkarır. Her zaman çıkarır.
."
- Bir Son Duygusu
242. "Zaman içinde yaşıyoruz, zaman bizi bağlıyor ve tanımlıyor ve zamanın tarihin de ölçüsü olması gerekir, öyle değil mi? Ama zamanı anlayamazsak, onun yürüyüşü ve ilerleyişindeki gizemleri kavrayamazsak, tarihten yana, hatta ondan payımıza düşen kendi küçük, kişisel, büyük ölçüde belgelenmemiş parçamız açısından, ne şansımız kalır?
."
- Bir Son Duygusu
243. "“Tarih, olan biten değildir. Tarih sadece, tarihçilerin bize anlattıklarıdır. Bir model, bir plan, bir hareket, genişleme, demokrasinin ilerlemesi; bir kilim örme, olaylar akımı, karmaşık, ilişkili, açıklanan fikir, bir anlatım.”"
- 10,5 Bölümde Dünya Tarihi
244. "“… yaşamdan vazgeçtim, onu incelemekten vazgeçtim, onu geldiği gibi aldım. Ve böylelikle, ilk kez, bütün yaşamım hakkında daha genel bir pişmanlık duymaya başladım: kendine acımakla kendinden nefret etmek arasında bir duygu. Yaşamımın tümü hakkında. Gençliğimin dostlarını kaybetmiştim… Sahip olduğum hırsları terk etmiştim. Yaşamın bana çok fazla rahatsızlık vermemesini istemiş ve başarmıştım ve her şey nasıl da acınası olmuştu.”"
- Bir Son Duygusu
245. ".. gizemli bir kadın kendine karşı bile gizemli oluyor ki en kötüsü de bu.
.
.. iki tür kadın olduğunu söylerdi: karakteri hemen anlaşılanlar ve gizem içerenler.
Bir erkeğin sezdiği, bir erkeği çeken ya da çekmeyen ilk şey buydu. Bazı erkekler bir tipin, bazılarıysa ötekinin çekimine kapılıyorlar.
...
"Senden olduğun gibi hoşlanıyorum" dedim ona bir keresinde.
"Ama beni şimdi çok iyi tanıyorsun" diye yanıt verdi.
Altı 'yedi yıldır evliydik. "Biraz daha... bilinmez olmamı tercih etmez miydin?"
"Senin gizemli bir kadın olmanı istemiyorum. Sanırım bundan nefret ederdim. Erkekleri tuzağa düşürmek için ya sadece bir yüz, bir oyun, bir teknik oluyor ya da gizemli bir kadın kendine karşı bile gizemli oluyor ki en kötüsü de bu."
."
- Bir Son Duygusu
246. "Kendimi biraz hüzünlü hissediyorum."
- Bir Son Duygusu
247. "" Ne kadar çok öğrenirseniz, o kadar az korkuyorsunuz. ""
- Bir Son Duygusu
248. "Tanrı biliyor ya Papacı değildi, ama devrimci ordunun topçularıyla tüfek taşıyan askerleri de Protestan beyefendiler değillerdi. Tarlalardaki haçları söküp onlara bir auto-da-fe (ateşte yakma cezası) uygulamışlardı. Piskopos elbiseleri giydirerek eşeklere ve katırlara gösteri yürüyüşü yaptırmışlardı. Dua kitaplarını ve din eğitimi elkitaplarım yakmışlardı. Papazları evlenmeye zorlamışlar ve Fransız erkekleriyle kadınlarına İsa'nın tasviri üzerine tükürmeyi emretmişlerdi. Bıçaklarıyla mihrap süslemelerine, çekiçleriyle aziz başlarına hasar vermişlerdi. Çanları sökmüşler, dökümhanelere götürüp orada yeni kiliseleri topa tutacak silahlara dönüştürmüşlerdi. Hıristiyanlığı ülkeden kazıyıp atmışlardı ve ödülleri ne olmuştu? Buonaparte..."
- Manş Ötesi
249. "“İnsanlar ruhlarına kadar kırılıyorlar.”"
- Seni Sevmiyorum
250. "Dul kaldığınızda, birdenbire bütün kadın ve erkek dulların size doğru geldiklerini fark ediyorsunuz."
- Hayat Düzeyleri