Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

José Ortega y Gasset Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

José Ortega y Gasset En Beğenilen Sözleri



1. "Yaşam başlı başına, her zaman için bir deniz kazasıdır. Ancak, geminin batması ille de boğulmak demek değildir. Biçare İnsancık, dibe doğru gömüldüğünü duydukça, batmamak için kollarını oynatır. Ölüme sürüklenmemek için bir tepki olarak yaptığı kol hareketidir — yüzme hareketidir— kültür. Ve ancak bundan başka bir şey olmadığı zamandır ki, gerçek anlamını bulur. İnsanı kendi burgacından yukarıya doğru yükseltir."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



2. "''Farklı olan, sürüden ayrılan, bireysel, nitelikli ve seçkin olan her şeyi ezip geçmekte kitle. Herkes gibi olmayan kişi, herkes gibi düşünmeyen kişi,
safdışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya. Ve elbette ki “herkes” aslında “herkes” değil. Normalde “herkes” denilen, kitle ile aykırı fikirli, özel azınlıkların karmaşık bütünüydü. Şimdiyse herkes kitleden ibaret.''"


- Kitlelerin Ayaklanması



3. "Yaşam kökten yalnızlıktır."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



4. "“Konuşuluyor, tüm o sorunlar koyulup kaldırılıyor ama söylenende en ufak bir berraklık yok.”"


- İnsan ve ''Herkes''



5. "Gerçekten de boş inanışlara kapılmış ruh, kendisine efendi arayan bir köpektir. En çok istediği şey hizmet etmektir: bir başka insana, bir imparatora, bir büyücüye, bir puta. Varolmanın çatışmalarını tek başına göğüsleme dehşetine katlanmak olmasın da ne olursa olsun."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



6. "''İnsanın gerçek hazinesi yanılgılarının hazinesidir, binlerce yıl süresince
damla damla damıtılmış hayat deneyimidir. O nedenle Nietzsche üst insanı “belleği en uzun olan” varlık diye tanımlar.''"


- Kitlelerin Ayaklanması



7. "İnsana özgü olan şey insanın yaşamıdır, bedeni değildir, ruhu bile değildir. Beden bir şeydir; ruh da bir şeydir, gelgelelim insan bir şey değildir, bir dramdır - yaşam denilen dram. İnsan bedeniyle ve payına düşmüş olan ruhuyla yaşar. Her ikisi de -bedeni ve ruhu- ona en yakın olan, yaşamasını sağlayan aygıtlardır, yani insan kendi anlatımında onlarla varolmak durumundadır."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



8. ""Doğayla baş başayken kendimizi öylesine rahat ve keyifli duymamızın nedeni, doğanın bizim hakkımızda bir görüşü olmayışıdır."

- Nietzsche"


- İnsan ve ''Herkes''



9. "Düşünmek ortamla söyleşmektir."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



10. "“İki şey var ki, ruhumu hep yeni bir şaşkınlık ve hayranlıkla dolduruyorlar; durup üzerlerinde ne denli sık, ne denli uzun, ne denli derin düşünürsem o şaşkınlığım ve hayranlığım o denli artıyor: başımın üstündeki yıldızlı gökyüzü ile içimdeki ahlak yasası.”"


- İnsan ve ''Herkes''



11. "...herkes aklını yitirmiş durumda olduğundan, sonuçta herkes akıllıymış gibi görünüyor."


- İnsan ve ''Herkes''



12. "“Günümüz dünyasında can çekişmekte olan bir büyük şey var ki, o da hakikat.”"


- İnsan ve ''Herkes''



13. "“Her kimsen o olmayı başar.”"


- İnsan ve ''Herkes''



14. "-İşler nasıl gidiyor, ahbap? dermiş kör topala.
Topal da şöyle yanıtlarmış:
-Nasıl olsun, gördüğün gibi işte..."


- İnsan ve ''Herkes''



15. "Nietzsche’nin keskin bir gözlemi vardır, der ki bizi başımıza gelen şeylerden çok gelmeyen şeyler etkilermiş…"


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



16. "Yaşam bu muymuş? İyi, sonra bakarız!"


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



17. "Gerçek aşk iki yalnızlığı değiş tokuş etme çabasından başka bir şey değildir."


- İnsan ve ''Herkes''



18. "''Politikanın huyu, bütün bu kavramlar karanlıkta birbirine karışsın diye alelacele ışıkları söndürmektir.''"


- Kitlelerin Ayaklanması



19. "İnsanların bir konuda söyleyecek açık seçik hiçbir şeyleri olmayınca, susacak yerde tam tersini yapma huyları vardır. Sözü ayyuka çıkarırlar, yani bağırırlar"


- İnsan ve ''Herkes''



20. "Düşünmek için yaşamayız, tersine; hayatta kalabilmek için düşünürüz."


- İnsan ve ''Herkes''



21. "Âşık Birey kendisi için âşık olur, demek istiyorum ki, benliğinin derin gerçekliğinde; sevdiği kadın da genel anlamda kadın değildir, herhangi bir kadın da değildir, bir tek odur, işte tutulduğu o biricik kadın."


- İnsan ve ''Herkes''



22. "Eğer yaşam denen şey, aslında insanoğlunun kendisini yollarını tanımadığı, içine nasıl düştüğünü, dışına nasıl çıkabileceğini bilmediği bir ortamda kaybolmuş bulması demek olmasaydı, düşünce varolmazdı ve insanın anlama aygıtı ya gelişemezdi ya da organizmanın dehlizlerinde körelip kalırdı."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



23. "Gerçek aşk iki yalnızlığı değiş tokuş etme çabasından başka bir şey değildir."


- İnsan ve ''Herkes''



24. "Gerçek aşk iki yalnızlığı değiş tokuş etme çabasından başka bir şey değildir."


- İnsan ve ''Herkes''



25. "Ufuk dünyanın gözler önünde bulunan kısmıyla örtülü kısmı arasındaki sınır çizgisidir."


- İnsan ve ''Herkes''



26. "“…ancak yalnızlığımızda kendi gerçeğimize ulaşırız.”"


- İnsan ve ''Herkes''



27. "- hep bir şeyler yapmak, bir şeyler yapar olmak durumundayız, çünkü bize verilen bu yaşam yapılıp tamamlanmış olarak verilmedi…"


- İnsan ve ''Herkes''



28. "giyinmek gibi pek insani bir eylemi bile kendi içimizden geldiği gibi yapamayız, salt görenek öyle diye şu biçimde değil de bu biçimde giyiniriz. Demek ki alışılmışı, gelenek olanı öyle yapılır diye yapıyoruz. İyi de, o yapılanı yapan kim? Aa, herkes işte. Tamam da, herkes kim? Aa, tüm diğerleri, hiçbir belli kimse değil. Böylece yaşamlarımızın muazzam bir diliminin zevk için, içimizden geldiğinden ya da kendi kararımızla
değil de, herkes yapıyor diye yaptığımız şeylerden oluştuğu sonucuna ulaşıyoruz"


- İnsan ve ''Herkes''



29. "“Kader yönetir ama sürüklemez.”"


- İnsan ve ''Herkes''



30. "Bilim yapar, sabreder, çiftliğini yönetir, şiir yazar, siyaset yapar, iş çevirir, yolculuk eder, sevişir, hasılı bir alay şey yapar, umut eder, kendine zaman tanır ve hepsinden fazla, hayal kurar."


- İnsan ve ''Herkes''



31. "Ben, benliğimle ortamımın toplamıyım."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



32. "“Ben insanım ve insana ilişkin hiçbir şeyin yabancısı değilim”"


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



33. ""Yaşamak, bir ortamın çaresiz tutsağı olmaktır.""


- İnsan ve ''Herkes''



34. "''Kitle kendi başına harekete geçtiğinde, bunu ancak tek biçimde yapar, çünkü başka biçim bilmez: Linç eder.''"


- Kitlelerin Ayaklanması



35. "devlet kimdir?"


- İnsan ve ''Herkes''



36. "Eğer insan konuşurken söylemeyi niyetlendiği her şeyi gerçekten hiçbir yanlış anlamaya yer bırakmayacak biçimde dile getirebilseydi, dil olanaksızlaşırdı."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



37. "Kadın bedeni bize "kadın ruhu"nun ipuçlarını veriyor değildir, tersine, kadının "ruhu" bize onun bedenini kadınsı gösteriyordur"


- İnsan ve ''Herkes''



38. "“Yaşamak, bir ortamın çaresiz tutsağı olmaktır.”"


- İnsan ve ''Herkes''



39. "“Herkes ruhunun tüm gücüyle sever; aşık, ruhun gereksindiği tüm güzellikleri ve nicelikleri de sevgilisine yansıtmaya yetecek güçte sever; tıpkı sihirli lambanın ya da sinemanın kendi çizgilerini ve renklerini perdeye yansıtması gibi. “"


- Sevgi Üstüne



40. "Kuşkusuz arzular sevgiden doğar ama sevginin kendisi arzu değildir."


- Sevgi Üstüne



41. "“Yaşamak, bir ortamın çaresiz tutsağı olmaktır.”"


- İnsan ve ''Herkes''



42. "Kaplan kaplanlığını elden bırakamaz, kaplanlığından çıkamazken, insan sürekli olarak insanlığından çıkma rizikosunda yaşar. Öbür hayvanlar gibi başına şu ya da bu gelmesi sorunu ve durumuyla karşılaşmakla kalmaz, kimi zaman insan olmaktan çıkmak gibi bir tehlikeyle yüz yüze kalır."


- İnsan ve ''Herkes''



43. "Ölüm diye adlandırdığımız şey yalnızca kuramdır; ardındaki gerçek ancak bir başkası öldüğünde bize kalan yalnızlıktır.
Kendi ölümüme gelince, o bana kimsenin anlatamayacağı bir öykü."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



44. "Önümüzde hazır bulunan şeyler bize yalnız ön yüzlerini göstermektedirler; arka yüzleri görünmez, ancak ön yüzle birlikte bulunur; yüzü görürüz, ama tersi görmeyiz; çevre de etrafında açıkça ya da yarı gizli olarak görülen dünyadır."


- İnsan ve ''Herkes''



45. "Bireyin evrende kendi soyundan kopuk olarak yönünü bulması olası değildir, tıpkı gezgin bir bulutta bir su damlası gibi, ancak halkının içinde özümsemiş olarak dolaşır."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



46. "“Günümüz dünyasında can çekişmekte olan bir büyük şey var ki, o da hakikat.”"


- İnsan ve ''Herkes''



47. "… insan, bireyselliğini kendini topluluğa düşman, geleneğe karşıt duyduğu oranda keşfeder. Bireycilik ile geleneğe karşıtlık tek ve aynı ruhsal güçtür."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



48. "Biricik olmanın yalnızlıkla hiçbir ilgisi yoktur."


- İnsan ve ''Herkes''



49. "Tarih, yaşamımız olan temel gerçeğin sistematik bilimidir. Dolayısıyla, içinde yaşadığımız en kesin güncelliğin bilimidir."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



50. "“Düşünmek için yaşamıyoruz, yaşamayı sürdürmek, hayatta kalabilmek için düşünüyoruz.”"


- İnsan ve ''Herkes''



51. "''Dolayısıyla, eğer kendi çağınızı iyice görmeyi istiyorsanız, uzaklardan bakın ona.''"


- Kitlelerin Ayaklanması



52. ".Ortam önümüze hep çeşitli şeyler yapma, dolayısıyla olma olasılıkları çıkarır. Bu bizi ister istemez özgürlüğümüzü kullanmaya zorlar. Çaresizlikten ötürü özgürüz. O sayede yaşam bir sürekli kavşak noktası ve bitmek bilmez bir duraksamadır. Her an, bir sonraki anda ya da yakın gelecekte şunu yapan kişi mi yoksa bunu yapan kişi mi olacağımızı seçmek durumundayız"


- İnsan ve ''Herkes''



53. ""İnsan nasılsa, sevgisi de öyledir. Bu nedenle, bir insanın nasıl birisi olduğu konusunda en kesin belirtiyi sevgide bulabiliriz.""


- Sevgi Üstüne



54. "Esas olan hiçbir şey insana armağan olarak verilmiş değildir zaten. İnsan hepsini kendisi yapıp yakıştırmak zorundadır."


- İnsan ve ''Herkes''



55. "Ne tuhaftır ki, tüm bunalımlar bir inançsızlık evresi ile başlar… Umutsuzluk verici bir tekdüzelikte, hep yinelenen bir olgudur. Ama insanlar görünürdeki o Kurtuluş’tan ne kadar çok memnun olurlarsa , kendilerini bir o kadar öbür aklın, kaçınılmaz olanın tutsağı duyacaklardır; isteselerde istemeseler de vazgeçemeyecekleri aklın, yaşamakla bir ve Özdeş olan yaşamsal aklın tutsağı."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



56. ""İnsan ayağını nereye basarsa bassın, hep yüz tane yol üstündedir." Bu yüzden yaşam sürekli bir yol kavşağı, sürekli kararsızlıktır.""


- İnsan ve ''Herkes''



57. "Hemen tüm dünya kendi kendisi olmaktan çıkmış durumda ve bu ötekileşmede insan en temel niteliğini yitirmekte: durup düşünceye dalma, kendi içine sığınıp kendi kendisiyle uzlaşma, neye inandığını, gerçekten değer verdiği ve gerçekten nefret ettiği şeylerin neler olduğunu belirleme olanağını. Ötekileşme onu sersemletmekte, körleştirmekte, bir uyurgezer telaşıyla, makine gibi harekete zorlamakta."


- İnsan ve ''Herkes''



58. ""Yaşam bize verilirken aslında verilen şey uğraştır. Hepimizin çok iyi bildiği gibi yaşam demek uğraş demektir.""


- İnsan ve ''Herkes''



59. "Gözler ve kulaklar yanılabileceği gibi, sevgi de bazen yanlışa saplanabilir."


- Sevgi Üstüne



60. "Yaşam kökten yalnızlıktır."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



61. "Ölüm bir birliktelikten geriye kalan yalnızlıktır."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



62. "Peki, şu insanın bir şeyi "yapıyormuş gibi yaptığı" yaşam tavrı da bir o kadar ilginç değil midir? Nedir o tuhaf, sahte yapış biçimi?"


- İnsan ve ''Herkes''



63. "''Toplum, topluluk, koskoca bir ruhsuzluktur, çünkü doğalaşmış, mekanikleşmiş, neredeyse mineralleşmiş insanlıktır.''"


- İnsan ve ''Herkes''



64. "Öyleyse züppelik sayılacak bir utanca kapılmaksızın, rahatça kadından "zayıf cins" diye söz etmeyi sürdürelim. Hatta daha kökten bir anlamla herkese bildirelim bunu

Yaşam basamağında daha alt düzeyde bulunuşu kadının işte o açık seçik zayıflık özelliğine dayanır. Ama o aşağı olma durumu,
kadının erkekle bağlantılı olarak sahip olduğu özel değerin kaynağı ve kökenidir, başka türlü de olamazdı zaten. Çünkü o zayıflık sayesinde, kadın bizi mutlu eder ve kendi de mutludur, kendini zayıf duydukça mutlu olur."


- İnsan ve ''Herkes''



65. "Dil, varlığını üstü kapalı anlatım olanağına borçludur ve aslında dile getirdiğimiz şey “bilindiğini varsayarak sustuğumuz” şeyle yaşar."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



66. "İnsan zihinsel olarak, genellikle içinde yaşadığı topluma olan inancıyla yaşar ve o inancı asla sorgulamamıştır. Dolayısıyla toplumunda bir robot gibi yaşar."


- İnsan ve ''Herkes''



67. "''İnsanların bir konuda söyleyecek açık seçik hiçbir şeyleri olmayınca, susacakları yerde tam tersini yapma huyları vardır: sözü ayyuka çıkarırlar, yani bağırırlar.''"


- İnsan ve ''Herkes''



68. "Yaşamak, bir ortamın çaresiz tutsağı olmaktır."


- İnsan ve ''Herkes''



69. "''İnsanların bir konuda söyleyecek açık seçik hiçbir şeyleri olmayınca, susacakları yerde tam tersini yapma huyları vardır: sözü ayyuka çıkarırlar, yani bağırırlar.''"


- İnsan ve ''Herkes''



70. "Ben istesem de istemesem de karşımdakine kendi kişiliğimi aşılamaktayımdır, “Sen” ise onun hakkında benim edinmiş olduğum fikirdir."


- İnsan ve ''Herkes''



71. "Evrenin tüm öbür kendiliklerinden farklı olarak, insan, kaplanın kaplanlığından, balığın balıklığından emin olduğu gibi, gerçekten insan olduğundan emin olamaz."


- İnsan ve ''Herkes''



72. "''Aptallık ömür boyudur ve deliksizdir. Bu yüzden Anatole France bir aptalın bir kötüden çok daha büyük bir bela olduğunu söylerdi. Öyle ya, kötü kişi ara sıra da olsa dinlenir; aptallık ise hiç ara vermez.''"


- Kitlelerin Ayaklanması



73. "İçinde kaçınılmaz biçimde yer aldığımız ve tutsağı bulunduğumuz ortam, bu yer ve bu zaman -Tekrar ediyorum- , bizi her an bir tek eyleme ya da uğraşa zorlamaz, birkaç olasılık sunar ve bizi acımadan kendi girişimimize, kendi esinimize teslim eder; yani kendi sorumluluğumuza."


- İnsan ve ''Herkes''



74. "Politika denen şey, kişilerin kendilerine bir makam edinmek için ülke çıkarlarını öne sürdükleri çeşitli entrikalardan ibaretti. Politika demek kariyer demekti… Siyasal partiler birtakım ideallere ya da fikir birliğine değil, liderlere bağlılığa dayanan bir hiyerarşi oluşturuyorlardı… Sonuç siyasal yaşamın yozlaşması, demokrasinin gereği olan siyasal partilerin de krallık rejimi gibi, güvenilirliklerini yitirmeleri oldu."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



75. "Ne düşünüp duruyorsunuz! İnsan hiç düşünmemeli, düşündüğümü ihtiyarlar! İnsan asla bir tek şey üzerinde durup kalmamalı, yoksa deli çıkar: insanın kafasında 1000 tane şey bir arada olmalı, kargaşa olmalı kafada."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



76. "Sevgi ile arzu arasında bir ayrım vardır.Bir şeyi arzu etmek o şeye sahip olmaya doğru ilerlemektir, arzu doyumla sonlanır. Oysa sevgi sonsuza dek doyumsuz kalır."


- Sevgi Üstüne



77. "***

İnsanların bir konuda söyleyecek açık seçik hiçbir şeyleri olmayınca, susacak yerde tam tersini yapma huyları vardır.

***"


- İnsan ve ''Herkes''



78. "Çünkü insanın yazgısı herşeyden önce eylem dir. Düşünmek için yaşıyor değiliz, tersine, düşünmemiz yaşamayı başarabilmek içindir."


- İnsan ve ''Herkes''



79. "Gerçek aşk iki yalnızlığı değiş tokuş etme çabasından başka bir şey değildir."


- İnsan ve ''Herkes''



80. "Ağladığımı görürsen ilkin kendine acımalısın."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



81. "Yaşamı bizimkiyle bir potada eriyecek, girift olacak kişiyi ararız. Bunun için en değişik girişimlerde bulunuruz. Bir tanesi dostluktur. Ama en yücesi aşk dediğimiz şeydir. Gerçek aşk iki yalnızlığı değiş tokuş etme çabasından başka bir şey değildir."


- İnsan ve ''Herkes''



82. "...kadın için yaşamak, teslim olmak demektir; erkek içinse yaşamak, sahip olmak demektir..."


- Sevgi Üstüne



83. ""Doğayla baş başayken kendimizi öylesine rahat ve keyifli duymamızın nedeni, doğanın bizim hakkımızda bir görüşü olmayışıdır.""


- İnsan ve ''Herkes''



84. "Yaşamı bizimkiyle bir potada eriyecek, girift olacak kişiyi ararız. Bunun için en değişik girişimlerde bulunuruz. Bir tanesi dostluktur. Ama en yücesi aşk dediğimiz şeydir. Gerçek aşk iki yalnızlığı değiş tokuş etme çabasından başka bir şey değildir."


- İnsan ve ''Herkes''



85. "...kadın için yaşamak, teslim olmak demektir; erkek içinse yaşamak, sahip olmak demektir..."


- Sevgi Üstüne



86. "Hemen tüm dünya kendi kendisi olmaktan çıkmış durumda ve bu ötekileşmede insan en temel niteliğini yitirmekte: durup düşünceye dalma, kendi içine sığınıp kendi kendisiyle uzlaşma, neye inandığını, gerçekten değer verdiği ve gerçekten nefret ettiği şeylerin neler olduğunu belirleme olanağını. Ötekileşme onu sersemletmekte, körleştirmekte, bir uyurgezer telaşıyla, makine gibi harekete zorlamakta."


- İnsan ve ''Herkes''



87. "En ileri aristokrasi durumumda bile, bir insan hiçbir zaman devlet olmamıştır. Olsa olsa devletin belli bir işlevini yürüten adam olur."


- İnsan ve ''Herkes''



88. "İki şey var ki, ruhumu hep yeni bir şaşkınlık ve hayranlıkla dolduruyorlar; durup üzerlerinde ne denli sık, ne denli uzun, ne denli derin düşünürsem şaşkınlığım ve hayranlığım o denli artıyor: başımın üstündeki yıldızlı gökyüzü ile içimdeki ahlak yasası.

" Immanuel Kant""


- İnsan ve ''Herkes''



89. ""Yaşamak, bir ortamın çaresiz tutsağı olmaktır.""


- İnsan ve ''Herkes''



90. "Kamusal yaşam salt siyaset değildir, aynı oranda, hatta daha öncelikle zihinsel, ahlaksal, ekonomik, dinseldir; topluluğun tüm davranışlarını içerir, giyim kuşam ve keyif alma biçimleri de ona dahildir."


- Kitlelerin Ayaklanması



91. "İki kere ikinin sahiden dört etmesi için benim bir an yalnız kalıp üzerinde kafa yormam gereklidir."


- İnsan ve ''Herkes''



92. "Kimi zaman yokuş yukarı olduğu için zahmetle tırmandığım, kimi zaman yokuş aşağı olduğu için kolayca iniverdiğim, ne yazık ki beni sevdiğim kadından uzaklaştırıp ayıran ya da nefret ettiğim birinin yakınında yaşamaya zorlayan şeydir."


- İnsan ve ''Herkes''



93. "Selam astın üste boyun eğdiğini bildiren bir harekettir. İlkel insan, düşmanını alt ettiğinde öldürürdü. Yenilenin bedeni yenenin önünde yamyamlık saatini bekleyen bir birçare kurban olarak, serilmiş yatardı. Gel zaman git zaman, ilkel insan inceldi, düşmanını öldürmek yerine kendine köle yapmaya başladı. Köle, astlık durumunu, bağışlanmış yenik durumunu ölü taklidi yaparak, yani yenenin önünde yerlere uzanarak tanırdı. Buna göre, İLKEL SELAM CESET TAKLİDİ YAPMAKTI. Daha sonraki gelişme kölenin selam verme işlemi ile topluluğa katılması oldu: ilkin dört ayak üstünde durdu, ardından dizüstü çöküp avuçlarını birleştirilmiş olarak ellerini teslimiyet anlamında efendisinin ellerinin arasına bırakmaya başladı."


- İnsan ve ''Herkes''



94. "İki kere ikinin sahiden dört etmesi için benim bir an yalnız kalıp üzerinde kafa yormam gereklidir."


- İnsan ve ''Herkes''



95. "Kimi zaman yokuş yukarı olduğu için zahmetle tırmandığım, kimi zaman yokuş aşağı olduğu için kolayca iniverdiğim, ne yazık ki beni sevdiğim kadından uzaklaştırıp ayıran ya da nefret ettiğim birinin yakınında yaşamaya zorlayan şeydir."


- İnsan ve ''Herkes''



96. "Dünyaya geldiğimizden itibaren, bir görenekler deryasına gömülmüş yaşarız, görenekler karşılaştığımız ilk ve en güçlü gerçekliktir; dar anlamda çevremiz ya da toplumsal ortamdırlar, içinde yaşadığımız toplumdurlar. O toplumsal ortam ya da görenekler ortamının aracılığıyla insanların ve şeylerin dünyasını görürüz, evreni görürüz."


- İnsan ve ''Herkes''



97. "Başkalarına hak tanımak istemeyen, aslında haklı olmayı da istemeyen, salt kendi görüşlerini zorbalıkla benimsetmeye kararlı görünen bir insan tipi doğuyor. Yenilik işin şurasında: haksız olma hakkında, haksızlığın hakkı bu."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



98. "Her ikisi de kılla uğraşır ama berberin yaptığı saç kesmektir, filozofunki kılı kırk yarmak."


- İnsan ve ''Herkes''



99. "...yaşamımıza eşlik eden, yaşamımıza temel olan fikirlerin çoğunluğunu biz hiçbir zaman kendi başımıza düşünmüş değiliz, hatta durup üstünde düşünmüş bile değiliz. Onları içinde yaşadığımız topluluk hesabına, o topluluktan çıkıp tepemize düştükleri, otomobil motorundaki yağ gibi, baskı yoluyla içimize sindikleri biçimiyle kullanırız."


- İnsan ve ''Herkes''



100. "''Aptallık ömür boyudur ve deliksizdir. Bu yüzden Anatole France bir aptalın bir kötüden çok daha büyük bir bela olduğunu söylerdi. Öyle ya, kötü kişi ara sıra da olsa dinlenir; aptallık ise hiç ara vermez.''"


- Kitlelerin Ayaklanması



101. "...yaşam sürekli bir yol kavşağı, sürekli kararsızlıktır."


- İnsan ve ''Herkes''



102. "Eğer Romalılar otomobili icat etmemişlerse, bu bir rastlantı değildir. Roma tarihinin gidişini etkileyen etmenlerden biri de latin insanının teknik beceriden yoksunluğu olmuştur. O beceriksizlik, İlkçağ dünyasının çökmesinde en büyük rolü oynayan nedenlerden biriydi."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



103. "Ortaçağda tek tek bilimler, demek istiyorum ki bilim denilen şeyler, ikincil bir bilgi aracı sayılırlardı; ikinci sınıf bir ruhsal etkinliktiler diyebiliriz. Herhangi bir şeyin bilimlerden birinin özel bakış açısı çerçevesinde gerçekmiş gibi görünmesi, kesin, etkili, dosdoğru gerçek olması için yeterli sayılmazdı. Sonuçta güvenilebilir sayılan bilimler ancak dinbilim ile felsefeydi.

Dolayısıyla, Kopernik’in Fikri gibi, özel bir bilim alanındaki bir bulgunun dünyayı değiştirecek kadar etkili olabilmesi için, daha önce insanların, genel düzlemde, bilimsel gerçeğin güvene layık, birinci sınıf bir gerçek olduğu düşüncesini benimsemeye yanaşmaları gerekliydi."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



104. "...seven kişi, kendisinden beslenerek değil, öbüründen beslenerek yaşar..."


- Sevgi Üstüne



105. ""Neresi olursa, neresi olursa ... yeter ki dünyanın dışında olsun!""


- Sevgi Üstüne



106. "Her ortam koşulundan kaçış vardır, en berbatında bile."


- İnsan ve ''Herkes''



107. "Yaşamımızı sahiplenip üstlendikçe bir şeyi fark ederiz: Biz yaşama geldiğimizde diğerleri gitmişlerdir, kökten yaşamımızı...
yalnız başımıza yaşamak zorundayızdır ve ancak yalnızlığımızda kendi gerçeğimize ulaşırız."


- İnsan ve ''Herkes''



108. "Görüldüğü gibi, burada ve ben, ben ve burada, hayat boyu birbirimizden ayrılamayız. Dünya da, içindeki herşeyle birlikte, benim için buradan varolmak zorunda olduğundan, otomatik olarak bir perspektive dönüşür - yani nesneleri buraya göre yakın ya da uzak, buranın sağında ya da solunda, buranın yukarısında ya da aşağısında bulunurlar. Bu, insanın dünyasının üçüncü yapısal yasasıdır."


- İnsan ve ''Herkes''



109. "Aşık birey kendisi için aşık olur..."


- İnsan ve ''Herkes''



110. "Gerçeği belirsiz bir yarına erteleyen ilericilik insanlığı uyuşturan afyon oldu. Gerçek bugün gerçek olan şeydir, belirsiz bir yarında keşfedilecek olan değil."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



111. "...Kuşkusuz arzular sevgiden doğar ama sevginin kendisi arzu değildir."


- Sevgi Üstüne



112. "İnsan nasılsa, sevgisi de öyledir. Bu nedenle bir insanın nasıl birisi olduğu konusunda en kesin belirtiyi sevgide bulabiliriz."


- Sevgi Üstüne



113. "Kadının kendi bedenine yönelttiği bu sürekli dikkatin sonucunda o beden ruhla dolu, her yanına ruh sinmiş gibi görünür. Varlığının bizde uyandırdığı zayıflık izlenimi buradan kaynaklanır. Öyle ya, bedenin sağlam ve kararlı görünümüne karşılık, ruh titrek bir şeydir, zayıf bir şeydir o. Sonuç olarak, kadının erkekte uyandırdığı erotik çekicilik, bu konularda kör olan keşişlerin bize durmadan söyledikleri gibi, kadının bedeninden beden olduğu İçin gelmez; tersine, kadını arzularız, çünkü Kadın’ın Bedeni RUHUN TA KENDİSİDİR."


- İnsan ve ''Herkes''



114. "Doğayla başbaşayken kendimizi öylesine rahat ve keyifli duymamızın nedeni, doğanın bizim hakkımızda bir görüşü olmayışıdır."


- İnsan ve ''Herkes''



115. "Yaşamda öyle durumlar, öyle anlar vardır ki insan hiç farkında olmadan kişiliğinin özünü, gerçek yaradılışını büyük ölçüde ortaya koyar. Bu durumlardan biri de sevgidir. Sevgililerini seçişleriyle erkekler de, kadınlar da temel yaradılışlarını ortaya koyarlar. Yeğlediğimiz insan tipi, kendi yüreğimizin çizgilerini taşıyan kişidir."


- Sevgi Üstüne



116. "...Kuşkusuz arzular sevgiden doğar ama sevginin kendisi arzu değildir."


- Sevgi Üstüne



117. "Şimdiye değin içinde yalnız taşlar, bitkiler, hayvanlar bulunan bir yaşam dünyasından geliyoruz: bir cennetti o..

Cennetsi dünyanın yumuşacık ufkunda bir tehlike belirmekte: öteki insan. Ve, hiç kuşku yok, ortalık karışacak. Hepimize bir tedirginlik
payı düşecek"


- İnsan ve ''Herkes''



118. "Doğduğumuzdan başlayarak, herkesin söylediğini duymamızla, yani onu, dil denen şeyi algılamamızla bi­ze dili zorla benimsetirler, öğretirler. Ama sözcükler ve sözdizim­sel kalıplar her zaman anlamlar, fikirler, kanılar taşıdıklarından, in­sanların söyledikleri aynı zamanda insanların sahip olduğu bir ka­nılar, bir "kamuoyları" dizgesidir; böylelikle kamuoyu denen o mu­azzam bütün bizim içimize sızar, siner, neredeyse içimizi doldurur, aynı zamanda hiç durmadan dışarıdan baskı da yapmaktadır"


- İnsan ve ''Herkes''



119. "Kendi gücüyle ayakta duramayan ruh, boğulmaktan kurtulmak için sarılacak bir tahta parçası arar ve ezilmiş köpeksi bakışlarını çevrede gezdirerek, kendisini koruyacak birini araştırır. Gerçekten de boş inanışlara kapılmış ruh, kendilerini efendi arayan bir köpektir."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



120. "''İnsan, kaplanın kaplanlığından, balığın balıklığından emin olduğu gibi, gerçekten insan olduğundan emin olamaz.''"


- İnsan ve ''Herkes''



121. "Düşünmek için yaşıyor değiliz, tersine, düşünmemiz yaşamayı başarabilmek içindir."


- İnsan ve ''Herkes''



122. "İnsanın yazgısı her şeyden önce eylemdir. Düşünmek için yaşıyor değiliz, tersine, düşünmemiz yaşamayı başarabilmek içindir."


- İnsan ve ''Herkes''



123. "Hiçbir biçimde, benim varolan tek şey olduğumu ileri sürmüş olmayı istemem."


- İnsan ve ''Herkes''



124. "İçinde erimiş, hapsedilmiş yaşadığım beden beni kaçınılmaz biçimde uzamsal bir yaratık yapar. Beni belli bir yere yerleştirir ve başka yerlerde bulunmamı olanaksızlaştır."


- İnsan ve ''Herkes''



125. ""Yaşar gibi yapıyoruz ama sahici yaşamımızı yaşıyor değiliz.""


- İnsan ve ''Herkes''



126. "Düşünmek için yaşıyor değiliz, tersine, düşünmemiz yaşamayı başarabilmek içindir."


- İnsan ve ''Herkes''



127. "İnsanın yazgısı her şeyden önce eylemdir. Düşünmek için yaşıyor değiliz, tersine, düşünmemiz yaşamayı başarabilmek içindir."


- İnsan ve ''Herkes''



128. "Hayatta hangi yolu tutacağım acaba? Ama yaşam insanın varlığının ta kendisidir; dolayısıyla, bu dize insanın konumunun en olağanüstü, acayip, dramatik, çelişkili yanını dile getirmektedir, yani: Tek gerçeklik insanın kendisidir, o da yalnızca olmak değil, aynı zamanda kendi varlığını seçmek anlamına gelir."


- İnsan ve ''Herkes''



129. "Düşünmek insanın kendi kendisiyle konuşmasıdır, dolayısıyla da kendi kendisini yanlış anlaması ve içinden çıkılmaz bir kördüğüme saplanma tehlikesiyle yüz yüze gelmesidir."


- İnsan ve ''Herkes''



130. "Sevdiğimiz şeyi de arzularız, çünkü onu severiz."


- Sevgi Üstüne



131. "Geçmişi inkâr etmek saçma ve aldatıcıdır, çünkü geçmiş “insanın doğal halidir, dörtnala geri döner”."


- Kitlelerin Ayaklanması



132. "Toplumun, topluluğun tam anlamıyla fikir sayılacak, yani açık seçik, derinine düşünülmüş fikirleri yoktur. Ancak basmakalıp fikirleri vardır ve o, varoluşunu basmakalıp fikirler üstüne temellendirir."


- İnsan ve ''Herkes''



133. ""İnsan ayağını nereye basarsa bassın, hep yüz tane yolüstündedir." Bu yüzden yaşam sürekli bir yol kavşağı, sürekli kararsızlıktır."


- İnsan ve ''Herkes''



134. "Sevgi, sevilen şeye doğru bir çekilmedir."


- Sevgi Üstüne



135. "...1insanın özünden kaynayıp taşan sevgi hiç1durumda ölemez..."


- Sevgi Üstüne



136. "gerçek aşk, iki yalnızlığı değiş tokuş etme çabasından başka bir şey değildir."


- İnsan ve ''Herkes''



137. "Sevginin Özellikleri .."


- Sevgi Üstüne



138. "Doğduğumuz zaman, doğduğumuz yerden ya da doğduktan sonra kendimizi bulduğumuz yerden, istesek de istemesek de yüzerek çıkmak zorundayız."


- İnsan ve ''Herkes''



139. ""Yaşamak, bir ortamın çaresiz tutsağı olmaktır.""


- İnsan ve ''Herkes''



140. "Pata ducunt, no trahunt yani Kader yönetir ama sürüklemez."


- İnsan ve ''Herkes''



141. "...Stendhal'e göre sevgi körlükten de beter 1durum içinde doğar; düş ürünüdür.
Gerçek olanı görmemekle kalmaz; onun yerine konacak 1gerçeklik yaratır..."


- Sevgi Üstüne



142. "..."Sevgim benim ağırlık merkezimdir; o nereye giderse, ben de oraya giderim,"der.
Sevgi, sevilen şeye doğru 1çekilmedir..."


- Sevgi Üstüne



143. "… Toplumsal olan her şey mekanik olarak kişisel insan yaşamını koruyan ve fosilleştiren bir makinedir; insan yaşamı, kişisel olduğundan, doğduğundan itibaren ölmeye başlar; yaşamın özelliği olan o dahice zenginlik ve cömertlik hep yaşama uğraşında tüketilir. Yaşamı kurtarmak için makineleştirmek gerekir, insancıllığından, kişiselliğinden çıkarmak gerekir."


- İnsan ve ''Herkes''



144. "Düşünceye dalma olanağının gerçekten insan oğlunun temel niteliği olduğunu en iyi fark ettiğimiz yer, hayvanat bahçesinde akrabamız maymunların bulunduğu kafesin önüdür."


- İnsan ve ''Herkes''



145. ""Yaşamı kendi kendimize biz vermeyiz, tam
kendimizi bulduğumuz anda onu da birlikte buluruz.""


- İnsan ve ''Herkes''



146. ""Yaşamak, bir ortamın çaresiz tutsağı olmaktır.""


- İnsan ve ''Herkes''



147. ".
“Düşünmek için yaşamıyoruz,
yaşamayı sürdürmek, hayatta
kalabilmek için düşünüyoruz.”
.
."


- İnsan ve ''Herkes''



148. "Devrimci için yasanın değeri yaşama uyum sağlamasından önce gelir. Yasa başlı başına geçerlidir, yani salt idea olarak. Bu yüzden, 150 yıldır Avrupa’nın politikası neredeyse yalnızca idealar politikası oldu."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



149. "İnsanın yaşamı ancak kendisinin ise, kendisinin olduğu oranda vardır, böylece tamlama iyelik durumuna dönüşür."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



150. ""Düşünmek için yaşamayız, tersine: hayatta kalabilmek için düşünürüz.""


- İnsan ve ''Herkes''



151. ""Yaşam kökten yalnızlıktır.""


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



152. "...arzu, doyurulur doyurulmaz söner, doyumla birlikte sona erer. Oysa sevgi sonsuza dek doyumsuz kalır."


- Sevgi Üstüne



153. "...Sevginin, birlikteyken değerli olan çeşitli yanları, tek tek ele alındıklarında oldukça kabadır; daha önce de söylediğim gibi mekaniktir..."


- Sevgi Üstüne



154. "Sevgi bir akıştır; ruhsal maddeden oluşan bir ırmaktır; kaynak suyu gibi hiç durmadan akan bir sıvıdır. Şimdi anlatmaya çalıştığım özelliği sezgisel olarak billurlaştırmak için bir eğretileme kullanacak olsak, sevginin bir patlama değil, kesintisiz bir akış, sevenden sevgiliye doğru ilerleyen ruhsal bir ışınım olduğunu söyleyebiliriz. Yalnızca bir kez oluşan bir boşalma değil, bir akıştır sevgi."


- Sevgi Üstüne



155. "...1kez başlamaya görsün, âşık olma süreci umutsuz 1tekdüzelikle ilerler. Daha açık söyleyecek olursak, âşık olanların hepsi -akıllısı da aptalı da, genci de yaşlısı da, burjuvası da sanatçısı da hep aynı biçimde âşık olurlar..."


- Sevgi Üstüne



156. "...Stendhal gerçekten sevmemiş, bundan da öte, gerçekten sevilmemiş 1insandır.
Yaşamı yalancı aşk ilişkileriyle doludur. .
Bütün bu sahte aşk ilişkilerinin insanın ruhunda bırakacağı iz, yalancı olduklarını bilmekten gelen melankoli duygusu ve bütün bunların çözülüp, dağılıp gitmesi deneyimidir..."


- Sevgi Üstüne



157. "Yaşamak, bir ortamın çaresiz tutsağı olmaktır."


- İnsan ve ''Herkes''



158. "...zeki olduğunu anlamayan bir zeki varlık, aslında zeki değildir, zekası bir iddiadan ileri geçmez."


- İnsan ve ''Herkes''



159. "O zaman sorarız kendi kendimize: “Yasaklamak”, Yasal olarak buyurmak diye adlandırdığımız o eylemin öznesi kimdir peki? Kimdir bize yasak getiren? Kimdir buyruk veren? Polis memuru konumundaki adam değildir, belediye başkanı konumundaki adam değildir, hatta devlet başkanı konumundaki adam da değildir o yasaklama, o uyma eğiliminin öznesi. Yasaklayan ve buyuran kişi devlettir, deriz… Peki, devlet bir insan mıdır?"


- İnsan ve ''Herkes''



160. "Dünya'nın başlı başına bir gerçekliği yoktur, yalnızca düşüncede olan bir dünyadır."


- İnsan ve ''Herkes''



161. ""İnsan yalnız anlayabildiği şeyi
yapmak ister.""


- İnsan ve ''Herkes''



162. "“Düşünmek için yaşamıyoruz, yaşamayı sürdürmek, hayatta kalabilmek için düşünüyoruz.”"


- İnsan ve ''Herkes''



163. "Kalemi kâğıdın üstünde kaydırmak gibi aşırı kolay bir şey olan yazma edimine, bir tür boğa güreşi heyecanı katılamıyor ve ikircikli konulara el arılamıyorsa, neden yazmalı?"


- Sevgi Üstüne



164. "Normalde biz o gerçek yaşamın içinde yaşamıyoruz, insanların dünyasıyla birlikte yaşadıkça, yani “toplum” içinde yaşadıkça, ancak bir sözde yaşam sürdürmekteyiz."


- İnsan ve ''Herkes''



165. "Gündelik yaşantımızın dokusu, her isteğin bir sonrakine yaradığı o istek zincirlerinden örülmüştür: ruhumuzun bir parçacıyla bir başka parçacığına hizmet sunarız, bu böyle sürüp gider. Bu tür bir isteyiş — bir şeyi başka bir şey için istemek, faydacı bir isteyiş— gönlümüzü ticarethaneye çevirir."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



166. "İnsan kazanımlarının hiçbiri kalıcı değildir. Bize en başarıl) ve yerleşik görünen şey bile birkaç kuşak içinde yok olup gidebilir. "Uygarlık" adını verdiğimiz şey bütün o maddi ve manevi rahatlıklar, bütün o dinlenmeler, bütün o barınaklar, artık alışkanlığa dönüşmüş bütün o erdemler ve disiplinler, artık güvendiğimiz, insanoğlunun yaşam denen o ilk kaçınılmaz deniz kazasında kendisine bir cankurtaran simidi diye yarattığı güvenceler dizisi ya da sistemi-, bütün o güvenceler, en ufak bir dikkatsizlik sonucunda, göz açıp kapayıncaya dek, insanların elinden uçup hayalet gibi kayboluveren güvensiz güvencelerdir. Tarihin bize anlattığı sonu gelmez gerilemeler, çöküşler ve yozlaşmalardır."


- İnsan ve ''Herkes''



167. "Doğduğumuz zaman, doğduğumuz yerden ya da doğduktan sonra kendimizi bulduğumuz yerden, istesek de istemesek de yüzerek çıkmak zorundayız."


- İnsan ve ''Herkes''



168. "... aydınlık karanlığı en zevkli formülle anlatır:
"O," der
"ses veren sessizliktir."..."


- Sevgi Üstüne



169. "...arzu, doyurulur doyurulmaz söner, doyumla birlikte sona erer.
Oysa sevgi sonsuza dek doyumsuz kalır..."


- Sevgi Üstüne



170. "...Elbette sevdiğimiz şeyi şu ya da bu biçimde isteriz de; öte yandan sevmediğimiz pek çok şeyi, bizi duygusal bakımdan hiç ilgilendirmeyen şeyleri de isteriz."


- Sevgi Üstüne



171. "...sevgiyi kör olarak göstermeye hiç hakları yoktur: Sevginin gözündeki bağ çıkarılmalı ve görme gücü, bundan böyle ona geri verilebilmelidir..."


- Sevgi Üstüne



172. "...Sevinç ve üzüntü insana renk katan boya maddeleri gibidir. İnsan tüm edilgenliği içinde üzgün ya da mutlu olabilir."


- Sevgi Üstüne



173. ""(...) Yalnızlığı içinde insan kendi gerçeğidir, toplum içinde varlığını salt saymacılığa ya da sahteliğe yöneltir. ""


- İnsan ve ''Herkes''



174. "Cennetsi dünyanın yumuşacık ufkunda bir tehlike belirmekte: öteki insan."


- İnsan ve ''Herkes''



175. "Doğduğumuz zaman, doğduğumuz yerden ya da doğduktan sonra kendimizi bulduğumuz yerden, istesek de istemesek de yüzerek çıkmak zorundayız."


- İnsan ve ''Herkes''



176. "... aydınlık karanlığı en zevkli formülle anlatır:
"O," der
"ses veren sessizliktir."..."


- Sevgi Üstüne



177. "...arzu, doyurulur doyurulmaz söner, doyumla birlikte sona erer.
Oysa sevgi sonsuza dek doyumsuz kalır..."


- Sevgi Üstüne



178. "...Elbette sevdiğimiz şeyi şu ya da bu biçimde isteriz de; öte yandan sevmediğimiz pek çok şeyi, bizi duygusal bakımdan hiç ilgilendirmeyen şeyleri de isteriz."


- Sevgi Üstüne



179. "***

Toplumbilim kitapları toplumsal diye neye dendiği, toplumun ne olduğu konusunda insana hiçbir şey söylemiyorlar.

***"


- İnsan ve ''Herkes''



180. ".
.
.
“Günümüz dünyasında can çekişmekte olan bir büyük şey var ki, o da hakikat.”
.
.
."


- İnsan ve ''Herkes''



181. "Geometrideki üçgen ütopyadır; hiçbir gözle görülür, elle tutulur nesne yoktur ki üçgen tanımını somutlaştırsın. Ütopyacılık da aslında belli bir politikanın illeti değildir: mutlak aklın kotardığı bütün şeylerde gözlemlenen özelliktir. Akılcılık, radikalizm, geometriden örneklenmiş düşünce, hepsi ütopyacılıktır… Ama politika demek gerçekleştirme demektir. Ütopyacılık ruhu onunla çelişmesinde ne yapsın?"


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



182. "Devletle ulus aynı bütün içinde kaynaşmalı; bu kaynaşmanın adı demokrasidir… Cumhuriyet demek kamusal gücü ulusallaştırmak, ulusla kaynaştırmak demektir."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



183. "Düşünmek için yaşamayız, tersine: hayatta kalabilmek için düşünürüz."


- İnsan ve ''Herkes''



184. "Hükmedicidir kamuoyu; tıpkı selam gibi hükmeder, tıpkı dil gibi hükmeder. Gerçekten toplumsal olan herşey, bireylerin üstünde baskıdır, zorlamadır, buyurudur, dolayısıyla hükmetmektir."


- İnsan ve ''Herkes''



185. ""Zihin, genelde kişiliğin bir köşesine atılmış. kullanılmadığından ötürü küflenmiş, durur. Dışarıdan hazır alıp üstünde hiç kafa yormadığı, kendi akıl makinesinin üretmediği formüllerle yaşar.""


- İnsan ve ''Herkes''



186. "Biz ilişkisi ilişkinin ya da toplumsallığın ilk biçimidir. Ne içerdiği önemli değildir: öpücük de olabilir, kaldırıp kafasına bir şey indirmek de. Öptüğümüz de, dövdüğümüz de birbirimiziz. Önemli olan bu biz'dir. Onda yaşadığım artık kendi yaşarnım değildir, birlikte yaşarız. Biz gerçeği ya da bizlik çok kullanılan bir sözcükle alışveriş olarak adlandırılır. Biz denen alışveriş sık sık ve sürekli gerçekleştirilirse, Öteki karşımda belirginleşir. Herhangi bir insan, soyut bir benzerim, belirsiz bir birey olmaktan çıkar, belirginleşmenin çeşitli aşamalarından geçerek tanıdıklaşır, insanca bir yakınlık doğar aramızda. Yakınlığın en ileri aşaması benim mahremiyet olarak adlandırdığımdır. Öteki ile mahremiyetim bir kez oluştu mu, o artık benim için başka hiç kimseyle karıştırılamayacak, yer değiştiremeyecek bir birey olur. Eşsiz bir birey. Çünkü artık Biz denen yaşamsal gerçeklik ya da birlikte yaşam çerçevesinde, Öteki artık Sen'e dönüşmüştür. Bu yalnız bir kişiyle değil, başka birçok insanla olup bittiğinden, insani dünya benim gözümde insanların oluşturduğu bir ufuk olarak belirlenir, o ufkun en yakın çemberi benim için Sen'lerle, yani benim için eşsiz olan bireylerle doludur. Onların ötesinde, haklarında daha az şey bildiğim insanların yer aldığı çemberler bulunur, ta insan çevremde artık benim için rasgele kişiler olan, birbirinin yerini alabilecek kimselerden oluşan ufuk çizgisine kadar. Dolayısıyla insani dünya önümde az ya da çok mahremiyet, az ya da çok bireysellik ya da birlik perspektifi, özetle, yakın ya da uzak bir insanlık perspektifi olarak açılır."


- İnsan ve ''Herkes''



187. "Insanların bir konuda söyleyecek açık seçik hiçbir şeyleri olmayınca, susacak yerde tam tersini yapma huyları vardır: sözü ayyuka çıkarırlar, yani bağırırlar."


- İnsan ve ''Herkes''



188. "Doğayla baş başayken kendimizi öylesine rahat ve keyifli duymamızın nedeni, doğanın bizim hakkımızda bir görüşü olmayışıdır."


- İnsan ve ''Herkes''



189. "Gerçek aşk iki yalnızlığı değiş tokuş etme çabasından başka bir şey değildir."


- İnsan ve ''Herkes''



190. "...bir aşığı en çok mutlu eden şey ilk bakıştır."


- İnsan ve ''Herkes''



191. "Her kimsen o olmayı başar"


- İnsan ve ''Herkes''



192. "Dünya, insanın ister istemez takılmış bulunduğu uğraşlar, ilişkiler yumağıdır; İnsan da ister istemez o uğraşlar denizinde yüzmeye bırakılmış ve tüm onlarla ilişkide olmak zorunda bulunan varlıktır."


- İnsan ve ''Herkes''



193. ""İnsan kendisini yaşar bulduğu anda, kendisini o
çevre, ortam ya da dünya dediğimiz şeyle hesaplaşmak zorunda bulur.""


- İnsan ve ''Herkes''



194. "Insanların bir konuda söyleyecek açık seçik hiçbir şeyleri olmayınca, susacak yerde tam tersini yapma huyları vardır: sözü ayyuka çıkarırlar, yani bağırırlar."


- İnsan ve ''Herkes''



195. "Felsefe, içine çekiliştir. İnsanın kendi kendisi karşısında ürkütücü bir çıplaklıkla kalarak kendi kendisiyle hesaplaşmasıdır."


- İnsan ve ''Herkes''



196. "Benim benimsediğim soy karanlıktan aydınlığa yönelendir."


- İnsan ve ''Herkes''



197. "Alışkanlık edinen, alışkanlıklar yaratan toplumdur."


- İnsan ve ''Herkes''



198. ""Aşık olmak" bir dikkat olgusudur."


- Sevgi Üstüne



199. ""Düşünce, insanoğlunun kendi kendisinin efendisi olması için tek yoldur (...) Günümüz insanı giderek o efendiliği yitirmekte ve bizde sanki insanlık düzeyinin altına düşüyormuş gibi bir izlenim uyandırmakta.""


- İnsan ve ''Herkes''



200. "İnsan bilmeyi gereksindiği şeyi hiçbir zaman bilmemiştir.
."


- İnsan ve ''Herkes''



201. "Solcu olmak da sağcı olmak gibi, insanın ahmağın biri olmak için seçebileceği sayısız olanaktan biridir: Aslında her ikisi de ahlaksal felç durumunun çeşitli biçimlerindendir."


- Kitlelerin Ayaklanması



202. "Yaşamımın dünyası bana benden ayrı gibi görünür"


- İnsan ve ''Herkes''



203. "...İnsanların çoğu başkalarını algılamakta oldukça duyarsızdırlar; çünkü insanlar evrenin en karmaşık, en zor yakalanır yaratıklarıdır..."


- Sevgi Üstüne



204. "Bedenim beni belli bir yere yerleştirir ve başka yerlerde bulunmamı olanaksızlaştırır. Aynı anda birden fazla yerde bulunmama izin vermez. Her an beni belli bir noktaya çivi gibi çakar, kalan her yerden sürgün eder. Kalanı, yani dünyadaki başka şeyler başka yerlerde dururlar, ben onları ancak bulunduğum yerden görebilirim, işitebilirim ve belki dokunabilirim."


- İnsan ve ''Herkes''



205. "''İnsanların bir konuda söyleyecek açık seçik hiçbir şeyleri olmayınca, susacakları yerde tam tersini yapma huyları vardır: sözü ayyuka çıkarırlar, yani bağırırlar.''"


- İnsan ve ''Herkes''



206. "Âşık olan kadın, çoğu zaman mutsuzluk içindedir çünkü sevdiği adamı, sanki hiçbir zaman bütünlüğü içinde göremez; onun gözünde erkek her zaman biraz dikkati dağınık durumdadır; sanki kendisiyle buluşmaya gelirken, zihninin parçalarını dünyanın dört bir yanına saçarak gelmiştir."


- Sevgi Üstüne



207. "Felsefe, içine çekiliştir. İnsanın kendi kendisi karşısında ürkütücü bir çıplaklıkla kalarak kendi kendisiyle hesaplaşmasıdır."


- İnsan ve ''Herkes''



208. "Benim benimsediğim soy karanlıktan aydınlığa yönelendir."


- İnsan ve ''Herkes''



209. "Alışkanlık edinen, alışkanlıklar yaratan toplumdur."


- İnsan ve ''Herkes''



210. "...İnsanların çoğu başkalarını algılamakta oldukça duyarsızdırlar; çünkü insanlar evrenin en karmaşık, en zor yakalanır yaratıklarıdır..."


- Sevgi Üstüne



211. "İnsan bilim yapar, sabreder, çiftliğini yönetir, şiir yazar, siyaset yapar, iş çevirir, yolculuk eder, sevişir, hasılı bir alay şey yapar, umut eder, kendine zaman tanır ve hepsinden fazla, hayal kurar."


- İnsan ve ''Herkes''



212. "Dünyanın içeriğinde, çözümlenmedik kala kala bir tek "insanlar" dediğimiz şey kaldı."


- İnsan ve ''Herkes''



213. "...hep bir şeyler yapmak, bir şeyler yapar olmak durumdayız, çünkü bize verilen bu yaşam yapılıp tamamlanmış olarak verilmedi, içimizden her biri, kendi yaşamını yapılandırmak zorunda."


- İnsan ve ''Herkes''



214. "Kargaşa her bunalım çağıyla atbaşı gider. Çünkü, sonuçta “bunalım” dediğimiz, insanoğlunun belli bazı şeyleri tutunmuş, onların desteğinde yaşıyorken, başka şeylere tutunup onların desteğinde yaşamaya geçmesinden başka şey değildir. Dolayısıyla, geçiş iki hırpalayıcı işlemden oluşur: Biri yaşamımızı sütüyle besleyen memeden kopmak — hiç unutmayalım ki yaşamamız hep Evrenin bir yorumuyla beslenerek sürer— , öbürü, zihnini yeni memeye hazırlamak, yani giderek yaşama başka bir bakış açısına, başka şeyler görmeye, onlara tutunmaya kendini alıştırmak."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



215. "… bir kuşak tarihsel süreci tüm somut ve canlı gerçekliği ile izleyebilen görme organıdır. Varlığının her anında kuşak insan yaşamının yapısıyla eştir, hatta özdeyiştir. Falanca ya da filanca tarihte gerçekten neler olup bittiğini bilmek istiyorsak ilkin olayların hangi kuşun başına gelmiş olduğunu, yani insanın varoluş sürecinin hangi aşaması çerçevesinde gerçekleştiğini araştırmamız gerekir. Aynı olay ayrı ayrı kuşakların başına geldiğinde tümüyle ayrı bir yaşamsal, dolayısıyla tarihsel gerçek olur. Örneğin, bir savaş olayı gerçekleşti tarihe göre apayrı anlamlar alabilir, çünkü insan ondan en çelişkili sonuçları çıkarır."


- Tarihsel Bunalım Ve İnsan



216. "Eğer, sanat insanın kurtarıcısıdır, diyebilirsek, bu yalnızca onu yaşamın ciddiliğinden kurtarmasından, yüreğinde beklenmedik bir çocukluk uyandırmasından ötürüdür."


- Sanatın İnsansızlaştırılması ve Roman Üstüne Düşünceler



217. "...sevgiyle arzu arasında bir ayrım gözetmek için daha sağlam ve daha ince bir neden vardır. Bir şeyi arzu etmek, kuşkusuz o şeye sahip olmaya doğru ilerlemek demektir ("sahip olmak" burada bizim bir parçamız olmasını istemek anlamındadır). Bu nedenle arzu, doyurulur doyurulmaz söner, doyumla birlikte sona erer. Oysa sevgi sonsuza dek doyumsuz kalır."


- Sevgi Üstüne



218. "Yaşamak bir ortamın çaresiz tutsağı olmaktır.
İnsan ancak burada ve şimdi yaşar. Yaşam bir anlamda mutlak güncelliktir."


- İnsan ve ''Herkes''



219. "...Arzunun edilgen 1özelliği vardır;
1şeyi arzu ettiğimde,
aslında arzu ettiğim şey o nesnenin bana gelmesidir..."


- Sevgi Üstüne



220. "yaşamımızın özü olan kökten yalnızlığın dibinden, zaman zaman öteki insan varlığına yaklaşarak onunla kaynaşmayı, yalnızlığımızdan sıyrılmayı deneriz, isteğimiz ona kendi yaşamımızı vermek, onunkini özümsemektir."


- İnsan ve ''Herkes''



221. "Düşünmek için yaşamayız, tersine: hayatta kalabilmek için düşünürüz."


- İnsan ve ''Herkes''



222. "...Seven kişi için de sevgilisi sürekli 1varoluş içindedir. Sanki tüm dünya onda yoğunlaşmıştır. Aslında olansa şudur:
Sevenin gözünde dünya yok olmuştur. Sevgilisi dünyayı yerinden oynatmış, onun yerine kendisi geçmiştir, İşte bu yüzden 1İrlanda türküsünde sevenin ağzından şöyle denir: "Sevgilim, şu dünyadan benim payıma düşen sensin!"..."


- Sevgi Üstüne



223. "İşler nasıl gidiyor, ahbap? dermiş kör topala.
Topal da şöyle yanıtlarmış:
Nasıl olsun, gördüğün gibi işte..."


- İnsan ve ''Herkes''



224. "İnsan hep uçurumların arasında yürür; istese de istemese de, en sahici zorunluluğu dengesini korumaktır."


- İnsan ve ''Herkes''



225. "Bir bakıma filozofla berber aynı loncanın esnafıdırlar: her ikisi de kılla uğraşır — ama berberin yaptığı saç kesmektir, filozofunki kılı kırk yarmak."


- İnsan ve ''Herkes''



226. ""Yaşamımızı sahiplenip üstlendikçe bir şeyi fark ederiz: Biz yaşama geldiğimizde diğerleri gitmişlerdir, kökten yaşamımızı...
yalnız başımıza yaşamak zorundayızdır ve ancak yalnızlığımızda kendi gerçeğimize ulaşırız.""


- İnsan ve ''Herkes''



227. "“…ancak yalnızlığımızda kendi gerçeğimize ulaşırız.”"


- İnsan ve ''Herkes''



228. "İnsan bilim yapar, sabreder, çiftliğini yönetir, şiir yazar, siyaset yapar, iş çevirir, yolculuk eder, sevişir, hasılı bir alay şey yapar, umut eder, kendine zaman tanır ve hepsinden fazla, hayal kurar."


- İnsan ve ''Herkes''



229. "Yaşamak, bir ortamın çaresiz tutsağı olmaktır."


- İnsan ve ''Herkes''



230. "Konuşuluyor, tüm o sorunlar koyulup kaldırılıyor ama söylenende en ufak bir berraklık yok."


- İnsan ve ''Herkes''



231. "İnsanoğlu da tıpkı hayvan gibi dünyanın tutsağı değil mi?"


- İnsan ve ''Herkes''



232. "İnsan olmak demek, insan olmamak tehlikesine açık bulunmak demektir."


- İnsan ve ''Herkes''



233. "Geçmişi, yani tarihi durup seyrettiğimizde, ilk gördüğümüz... yalnızca yıkıntılardır."


- İnsan ve ''Herkes''



234. "Evren denen bu ele avuca sığmaz dünya benim için açık seçik değildir, varsayımsaldır, dolayısıyla yoruma bağlıdır. Evet, dünyada yaşıyoruz gerçi, ama yaşadığımız bu yer, hiç kuşkunuz olmasın, yabancı bir ülkedir. Bu yüzden bizim için öylesine derin bir bilmecedir, bu nedenle ona sımnı söyletmeye çalışan bilimler, felsefeler vardır, eski, bilinmez dibini araştırıp, ne olduğunu bulalım diye uğraşır, dururlar."


- İnsan ve ''Herkes''



235. "Yaşam değişimdir; her yeni anda daha önce olduğumuzdan farklıyızdır, dolayısıyla asla değişmez bir kesinlikle kendi kendimiz olamayız. Ancak ölüm, yeni bir değişikliğin önünü alınca, insanı bir daha değişmeyecek bir kesinlikle kendi kendisine dönüştürür, onu sonsuza değin hareketsiz bir figür yapar; demek oluyor ki onu değişimden kurtarır ve sonsuzlaştırır."


- İnsan ve ''Herkes''



236. "hiç bir şey, kitle kültüründeki yozlaşma kadar çabuk bulaşmaz""


- Kitlelerin Ayaklanması



237. ""Kendinde hayale sığmayacak kadar geniş bir gerçekleştirme gücünün varlığını duyan, ama neyi gerçekleştireceğini bilemeyen bir çağda yaşıyoruz. Çağımız herşeye egemen, ama kendine egemen değil. Kendini kendi bolluğunun içinde yitip gitmiş duyuyor (...) Her zamankinden fazla olanağın, bilginin, tekniğin bulunmasına karşıtı, çağdaş dünya, gelmiş geçmiş dünyaların en talihsizi görünüyor.""


- İnsan ve ''Herkes''



238. "Yüreğime saplamaya hazırlandığı bir hançeri tutan eli yakalamam anlamlıdır, ama selamlamak için el vermede, el sıkmada ne bir amaç, ne de bir anlam bulabiliyorum."


- İnsan ve ''Herkes''



239. "Arzunun edilgen bir özelliği vardır; bir şeyi arzu ettiğimde, aslında arzu ettiğim şey o nesnenin bana gelmesidir. Yerçekiminin merkezi olarak ben, her şeyin benim önüme düşmesini beklerim. İleride göreceğimiz gibi sevgi, arzunun tam tersidir, çünkü baştan sona etkinliktir. Sevgide, nesnenin bana gelmesi yerine, ben nesneye giderim ve onun bir parçası olurum."


- Sevgi Üstüne



240. "...sevgi, mantıksız ya da usa karşı değildir. Kuşkusuz, mantık dışı ve usdışıdır. ...Kanımca normal sevgilerin hepsi anlamlıdır, sağlam 1nedene dayanır..."


- Sevgi Üstüne



241. "Gerçek aşk, iki yalnızlığı değiş tokuş etme çabasından başka bir şey değildir."


- İnsan ve ''Herkes''



242. "Mesele şu: İnsanlar bugün yasalardan ve hukuktan, devletten, ulustan ve uluslararasından, kamuoyundan ve kamu gücünden, iyi ve kötü politikadan, barış ya da savaş yanlısı olmaktan, yurttan ve insanlıktan, toplumsal adaletten ve adaletsizlikten, kolektivizmden ve kapitalizmden, sosyalleşmeden ve liberalizmden, otoriter yönetimden, bireyden ve topluluktan, vb. şeylerden dem vuruyorlar. Hem gazetede, sohbette, kahvede, meyhanede konuşmakla kalmıyorlar, konuşmadan da öte, tartışıyorlar. Tartışmakla da kalmıyor­lar, o sözcüklerin belirttiği şeyler uğruna savaşıyorlar da. Üstelik savaşta insanlar birbirlerini öldürüyorlar, hem yüzlercesi, binlerce­si, milyonlarcası."


- İnsan ve ''Herkes''



243. "Tek gerçeklik insanın kendisidir, o da yalnızca olmak değil, aynı zaman da kendi varlığını seçmek anlamına gelir."


- İnsan ve ''Herkes''



244. "Ötekinin yaşamı benim için kendi yaşamım gibi açık seçik bir gerçeklik değil: ötekinin yaşamı, bile bile kabalıkla söyleyeyim, yalnızca bir iddiadır ya da varsayılan ve öne sürülen bir gerçekliktir, kökten, tartışılmaz, ilkel anlamıyla “gerçeklik” değildir."


- İnsan ve ''Herkes''



245. "İyi bir halının görmediğimiz yanı iplikleridir, çünkü halı ipliklerden yapılmıştır, iplikler onun temel öğeleri ya da bileşenleridir. Bizim alışkanlığımız nesneleri görmektir, onları oluşturan bileşenlerini değil. Nesnenin bileşenlerini görebilmek için birleşimlerden oluşan nesneyi gözardı etmek gerekir, tıpkı bir katedralin yapı taşlarındaki delikleri görmek için katedrali gözardı etmemiz gerektiği gibi."


- İnsan ve ''Herkes''



246. "İnsanoğlu da tıpkı hayvan gibi dünyanın tutsağı değil mi?"


- İnsan ve ''Herkes''



247. "Geçmişi, yani tarihi durup seyrettiğimizde, ilk gördüğümüz... yalnızca yıkıntılardır."


- İnsan ve ''Herkes''



248. "Tanrı denen,sessiz çöl"


- İnsan ve ''Herkes''



249. "İnsan bilim yapar, sabreder, çiftliğini yönetir, şiir yazar, siyaset yapar, iş çevirir, yolculuk eder, sevişir, hasılı bir alay şey yapar, umut eder, kendine zaman tanır ve hepsinden fazla, hayal kurar."


- İnsan ve ''Herkes''



250. "''Doğayla baş başayken kendimizi öylesine rahat ve keyifli duymamızın nedeni, doğanın bizim hakkımızda bir görüşü olmayışıdır.''"


- İnsan ve ''Herkes''

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: