John Barleycorn Kitap Bilgileri
Yazar: Jack London
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 5 dk.
Sayfa Sayısı: 144
Basım Tarihi: Eylül 2004
İlk Yayın Tarihi: 1913
Yayınevi: Oda Yayınları
ISBN: 9789754068849
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
John Barleycorn Kitap Tanıtımı
"Viski" klasiklerinden biri olan John Barleycorn, otobiyografik yanıyla da Jack London okurlarının ilgisin istiyor.
Alkol karşıtı tutumuyla, yazıldığı yıllarda epey sansasyon yaratan yapıt, 1919'lu yılların Amerikası'nda uygulanmaya çalışılan içki yasağına da damgasını vurmuş; okul yıllarından beri eline kitap almamış yüz binlerce okur, yapıta hayli ilgi göstermiş; içki tekelleri, el altından harcadıkları büyük paralarla, yapıtın sinemaya uyarlanmasına bile engel olmaya çalışmıştır. Yapıt konusunda, yazarının, "gerçeği tam olarak yazacak cesareti olmadığını", bu durumun da Jack London'a karşı nesnel bir tavır almayı zorlaştırdığını belirtelim.
John Barleycorn Kitaptan Alıntılar
1. "Dünyayı döndüren tüm iyi hayallerin hepsine inanıyordum."
2. "Ben olmadan bu kadar zamandır süregelen ve ben gittikten sonra da sürecek olan bu dünyada, kapladığım zavallı yeri düşünüyorum."
3. "Bırak sevsinler. Başkalarının zevkleri beni ilgilendirmez."
4. "Uğruna dövüştüğüm şeyler sonunda dövüşmeye değmez çıkmışlardı..."
5. ""İntihar eden herkesin aklı başında insanlar olduğunu söylemiyorum; nasıl ki intihar etmeyen herkesin aklı başında insanlar olduğunu söylemiyorsam...""
6. "Hayatta adalet diye bir şey yoktur. Hepsi de bir piyangodur."
7. ""Kadınlar ırkın gerçek koruyucularıdır. Erkekler savurgan, maceracı ve kumarbazdır. Sonunda kadınlar kurtarır onları.""
8. "Koştuğumuz her sinir maratonunun bedelini öderiz bizler."
9. "Benim tanışmak istediklerim iyi insanlar, rahat konuşulabilir, iyi yürekli, cesur ve sırası gelince çılgın olabilen insanlardı, yoksa tavşan yürekliler değil."
10. "Onlar benim bu hareketleri kendilerini eğlendirmek için yaptığımı sanıyorlardı, oysa ben seyirciler önünde boğulan bir insan gibiydim."
11. "Dünyayı ışığa boğmalı artık."
12. "Parayı elde eden beyindi, adale değil."
13. ""Her şey ölümlüdür; Doğan herkes ölmelidir, ölünce artık dinlenebileceği için mutludur.""
14. "Bakma sen birbirimizle dost göründüğümüze, gerçekte dost falan değiliz onunla."
15. "Ateşin yaktığı insan ateş üzerine vaaz vermelidir."
John Barleycorn Kitap İncelemeleri
Jack London'ın eserlerini seven ve hayatını daha iyi öğrenmek isteyen herkesin bu eseri okuması gerektiğini düşünüyorum.
Ölmeden önce yazdığı, kendi anılarını ve hayatını anlattığı, son eserlerinden biridir Jack London'ın John Barleycorn'u.
John Barleycorn aslında viski ve alkol manasına geliyor yaşadığı dönemde. Her şey bir seçim günü kadınların oy kullanmasına karşı lehte oy vermesiyle başlar London'ın, aslen demokrasi yanlısı olsada kadınların oy kullanmasını istemez fakat içki yasağının gelmesi için oy verir. Alkolik değildir çünkü bu zevki adeta zorla kazanır ve sırf içerken ki yaşadığı heyecan hissi için içer. O dönem California'da çiftlik hayatı yaşıyordur ve ikinci eşi Chermian ile beraber geçiriyordur günlerini, eşinin verdiği fikir sayesinde başlar yazmaya. Alkolün kolay elde edilmesi ve yaşam şartlarının onu alkole itmesi kendince sebepleridir fakat bu sebeplerin altında yatanlar nelerdir?
Yaşamın asıl gerçeklerinin yaşamsal yalanlar olduğunu ve yaşamın bu yaşamsal yalanlarını John Barleycorn sayesinde gördüğünü söyler. Alkolizmin kuşak tarafından etkilerinin yaşattığı sorunların yasak sayesinde gelecek kucaklarda olmayacağını düşünür. İki tip içkici olduğunu söyler birinin kendini uyuşturmak ve yerlere serilmek için içtiğini, diğerinin ise bedenini değil beynini sarhoş etmek isteyenler olduğunu, bu durumda bu kişilerin "yaşamın en sağlam yalanlarını örten kabukları sıyırıp atar ve ruhunun boynuna vurulmuş zorunluğun demir tasmasını üzerinde derin derin düşünür." olduğunu düşünür fakat gerçek nedir kim bilebilir?
Ne söylediğinizi, biraz da nasıl söylediğiniz belirler.j
Sözüyle başlayım sözümüze,
John Griffith London, Amerikalı gazeteci ve roman yazarı. Vahşetin Çağrısı, Martin Eden, Demir Ökçe, Beyaz Diş ve Deniz Kurdu başta olmak üzere elliden fazla kitabın yazarı olan Jack London, Dünya ticari dergi romanının öncüsü ve yazarlıktan yüksek gelir elde edebilen Amerikalıların ilklerindendir.
Jack London tarafından 1913 yılında yazılmış, otobiyografi niteliği de taşıyan bir romandır. Kitabın başlığı aynı adlı İngiliz halk şarkısından alınmıştır. Barleycorn, bira ve viski yapımında kullanılan arpa üzerinden alkol çağrışımı yapan uydurma bir isimdir.
neyi savunur? Yazılarında,
Jack London, Sosyalist İşçi Partisi'ne katılmıştır ve Jack London'un çıkardığı kitaplar arasında yer alan Demir Ökçe'de sosyalist görüşleri rahatça görülmektedir. Eserlerinde yaşam kavgasını romantik bir bakışla anlatır, çoğu eserinde sert bir kapitalizm eleştirisi göze çarpar..
Dünya edebiyatının en güçlü kalemi en üretken yazarı
bana göre Küllüyatını tamamlamak istiyorum ara ara okusam da okurken ayrı bir keyif alıyorum klasıklerı okurken biliyorum ki sızlerde çoğu kıtabını okudunuz, okumaya devam ediyor olucaz dıye düşünüyorum ohalde buyurun
Merhaba canlar...
@okuyan_kadınlar_kulubu nün #birharfbirkitap etkinliği için diğer seçimim #jacklondon ın #johnbarleycorn eserinden yana oldu...
London'ın ölümünden dört yıl önce yazmaya başladığı John Berleycorn yayımlandıktan sonra büyük tartışmalara sebebiyet vermiş. Çünkü konusu bütün yaşamına etki eden alkol kullanımıyla ilgili. Eşi Charmian'ın önerisi üzerine, duygularında, kaleminde, yaratıcılığında ve hatta yıkımlarında etkin rol oynayan alkol bağımlılığını kaleme almakla kalmadığı, kendisiyle bir hesaplaşma içine girdiği satırlarından aleni bir şekilde belli oluyor.
'Zehir' ismini verdiği alkol, yaşamının bütün iniş çıkışlarında, karekterinde çelişkilere yol açıtığından ve bu durumu ayrıntılarıyla kaleme aldığından otobiyografik bir eser olduğunu söyleyebiliriz.
Peki kim bu John Barleycorn kim? O, arpa bitkisini ve bu bitkilerden yapılan içkileri simgeleyen bir kişilik. Belirgin doğa olaylarına bir ruh atfeden pagan dinlerinin yaygın olduğu dönemlerde, Kelt coğrafyasında arpanın ekim-filizlenme-olgunlaşma-hasat döngüsünün bir ruhunun olduğuna inanılırmış. Ekim zamanı toprağa gömülen, hasat zamanı insanlar tarafından oraklarla acımasızca biçilen bu ruhun tekrar canlanıp hayatını sert içkilerde sürdürdüğü düşünülürmüş. Ortaçağ İngiltere'sinde bu ruh John Barleycorn olarak kişilik kazanmış. London'ın, Barleycorn'u arkadaşı misali evrensel bir mercek altında ortaya koyduğu ise bir gerçek...
Eleştiri ve deneme tadında otobiyografik bir baş yapıt arıyorsanız buyurun diyor ve müsaade istiyorum...
Keyifli okumalarınız daim olsun...
Kitapla kalın...
Alkol ve bağımlılıklar. Kolaylıkla bağlanır zor bir şekilde bağımlılıklardan kurtuluruz. Her ne kadar ben efendisiyim desek de aslında efendi olan bağımlılığın ta kendisidir. Sadece alkol için değil tütün için değil her türlü bağımlılığın gerçeğidir bu. Elbette bağımlılıklar kötü değildir benim için. Bir insan kötü de olsa iyi de olsa bağımlılığı ile hayata bağlanır belki, belki de bağlanmaz bilmiyorum. Bu eserde ise tam olarak bunu görüyoruz kibirle bağımlı değilim triplerine girse de yazar aslında tam olarak alkol bağımlısı olmuş alkolsuz günü geçmez, alkolün bile yeter artık sarhoş olsana bre adam dediği noktaya kadar gelmiş hala daha ben John'un efendisiyim diye takılmakta. Şişe şişe kokteyl içip üstünde yetmez gibi viski çakıp hiçbir şey olmamış gibi şarap içtim ama bağımlı değilim çok iyi. Sözün özü güzel eser ben severek okudum ama bir pişmanlığım nüksetti onu da paylaşmak isterim. Zamanında çok değerli bir arkadaşım ısrarla Martin Eden'i okumamı istemişti ben de sıkıla sıkıla o kitabı yarılamıştım ama en son beni sarmadığı için bitirememiştim. Kitapta ise Martin edene bir gönderme var evet gönderme kısmını okumuştum fakat keşke tamamını bitirseydim. Peki ileride okur muyum? Çıtırından azcık çatlak olduğumu da düşünürsek cevabı ben de bilmiyorum. Esenlikler iyi okumalar.(Hayır başlığı değiştirmeyeceğim)
Kitaba ismini veren John Barleycorn, Amerikan argosunda sert içkilere verilen bir isimdir. Yazarın öz hayatından kısa bir parça ile içkinin insan hayatına nasıl tesir ettiği ince vurgularla anlatılır. 1919 yılında Amerika'da uygulanmaya başlayan Volstead Yasası'na (alkol yasağı) destek olur nitelikte yazılar yazar. Bu yasanın amacı alkolün üretiminin, dağıtımının ve satışının ortadan kaldırılmasıdır. Fakat bu yasanın sonucunda, kaçakçılar, stokçular, gangsterler ortaya çıkar ve 1933'te yasak ortadan kaldırılır. Burada asıl önemli soru: "Baskı bir çözüm müdür ya da baskı tetikleyici bir özellik mi taşır?" Jack London kitabında bu yasağı destekler ve bu sorununa yasayla çözüm bulmak ister. Bu durum onun proleter yapısının bir göstergesidir. Jack London bazılarına göre Marksist proleter, bazılarına göre üstün ırkın savunusudur. Kendi hayatında olduğu gibi John Barleycorn'da da çelişkilerle dolu bir karakter oraya çıkar karşımıza. Çünkü karakterin bedeni içkiden nefret ederken ruhu içmek ister. Aslında kitap boyunca sürekli içmesine rağmen alkolik olmadığını fakat toplumsal şartların kendisini alkole ittiğini anlatır. Çünkü o dönemki işçi sınıfının hayatının her alanında alkol vardır ve kitap karakterimiz de işçi sınıfındandır. London, içkiyi sevmemesine rağmen sırf çevreye uyum sağlayabilmek ve dost bulabilmek, onaylanmak için içmiştir. Kitabın sonlarına doğru, John Barleycorn'un Martin Eden ile benzerlik gösterdiğini söyleyebilirim. Fakat Martin Eden, otobiyografik özellik taşırken, John Barleycorn'da yazarın hayatından kısa kesitler mevcuttur.