Jane Eyre Kitap Bilgileri
Yazar: Charlotte Brontë
Tahmini Okuma Süresi: 17 sa. 44 dk.
Sayfa Sayısı: 626
Basım Tarihi: 17 Nisan 2020
İlk Yayın Tarihi: Ekim 1847
Yayınevi: Can Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789750708268
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Jane Eyre Kitap Tanıtımı
On yaşında öksüz kalan Jane Eyre, kendisini hiçbir zaman sevmeyen, ancak kocasının vasiyeti üzerine bakımını üstlenen yengesiyle zor bir yaşam sürmektedir. Gönderildiği katı kuralları olan yatılı okulda (aslında Charlotte Brontë'nin bir yılını geçirdiği Lancashire'daki okuldur) kötü günler geçirir. Ancak Jane Eyre, Charlotte Brontë kadar şanslı değildir; okulda on yıl kalır ve öğretmen olarak mezun olur. Edward Rochester'ın malikânesinde mürebbiye olarak iş bulur. Evin gizemli efendisi Rochester'e âşık olur; ancak onu hayal bile edemeyeceği zorluklar ve acılar beklemektedir.
XIX. yüzyıl İngilteresi'nde, her türlü tutuculuğun kol gezdiği Victoria döneminde geçen Jane Eyre, birçoklarınca kadın hak ve özgürlüklerine sahip çıkan ilk romanlardan biri olarak kabul edilir. Yazarı Charlotte Brontë'nin yaşamından izler de taşıyan roman, hayatın sillesini yiyen yapayalnız bir genç kızın güçlü bir kadına dönüşmesinin öyküsüdür.
Jane Eyre, yalnızca kadının erkek egemen toplumdaki konumuna gözüpek yaklaşımıyla değil, güçlü ve tutkulu anlatımıyla da edebiyata yenilikler getirmiş bir öncü kitaptır.
Jane Eyre Kitaptan Alıntılar
1. "~
❝
—
.
❞
~"
2. "Eski bir söz vardır, 'Her ışıldayan, altın değildir,' derler."
3. ""Gönül kimi severse güzel odur.""
4. "Koyu cahil olduğunuz konularda fikir yürütmeye kalkışmayın."
5. "Gönül kimi severse güzel odur."
6. "Her ışıldayan, altın değildir, derler."
7. "Cahil kişilerin ruhu gübrelenmemiş, sürülmemiş topraklar gibi katıdır. Ön yargılar bu ruhlara, kaya diplerinde biten otlar gibi sımsıkı yapışır, inatla büyürler..."
8. "En parlak yıldızların bile üzerinde lekeler vardır.
Bazı insanlar yıldızların parlaklığını göremezler
de ancak ufak tefek lekeleri görürler."
9. "“ hepimiz, her birimiz hatalarımızın yükünü taşıyoruz.”"
10. "Gençlik kadar kalın kafalı olan başka bir şey daha var mıdır?
Tecrübesizlik kadar gözü kör olan?"
11. ""Hiç kendini aldatma. Rahat yoktur bu dünyada, onun için, sakın tembelleşme.""
12. "“Güzellik bakanın gözündedir.”"
13. "Sevgi dolu bir ortamdaki sebze yemeği
Nefret dolu bir ortamdaki besili danadan yeğdir."
14. "Gönlünün toprağında kendiliğinden bitmiş hiçbir çiçek açmıyor, hiçbir dal zorlamadan meyve vermiyordu."
15. "Gönül kimi severse güzel odur."
Jane Eyre Kitap İncelemeleri
Öncelikle yazardan bahsetmek istiyorum. Kitabın yazarı Charlotte Bronte. Yazar kendi hayatından bazı parçaları bu kurgu yoluyla bizlere aktarmakta. Yazarın kız kardeşi Emily Bronte'nin Uğultulu Tepeler klasiğini hepiniz duymuşsunuzdur. Bahsettiğim yazarlar üç kız kardeş, hepsi yazar ve o dönemde -yine- erkek egemenliği baskın görüldüğü için kendi kitaplarının okunmayacağı düşüncesiyle, takma erkek isimleriyle eserlerini yayınlamışlar. Kitabın konusuna gelirsek; aşk klasiklerinin baş yapıtlarından biri. Romantizm ve Viktorya Dönemi kendini baskın olarak gösteriyor. Adından da anlaşıldığı üzere baş karakterin ismi Jane Eyre ve bu karakterimiz zorluklarla, öksüz bir çocuk olarak büyüyor. Olayların ayrıntılarına girerek kitabın tadını kaçırmak istemiyorum ama Jane, Bay Rochester'in evine mürebbiyelik yapmak için gittiğinde; zorluklardan sonra gelen mutluluğu, aşkı burada bulur. Kitabın ana fikrine gelecek olursak; erkeklerin kadınlardan üstün olmadığını, kadınların ise gerekli durumlarda seslerinin çıkması gerektiğini, zorlukların üstesinden bazı güzel ve önemli tesadüflerin gelebileceğini, dış görünüşün hiçbir zaman önemli olmadığını, üzgün olduğumuz zamanlarda illa ki mutlu rolü yapmamız gerekmediğinin ve duygularımızı gizlemeyip açıklığa kavuşturduğumuzda bir şey kaybetmeyeceğimizi okuyucuya iyi aktarıyor. Benim gibi klasikleri seven biriyseniz, kesinlikle bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
*İnceleme spoiler içerebilir. O yüzden sadece linklere bakabilirsiniz.
Öncelikle kitapla ilgili okuduğum ilgimi çeken bi kaç yazıyı şöyle aşağıya bırakıyorum;
Negatif yorumlarım; Prizmatik Jane Eyre linkinden yola çıkarak, hisleri çok alamamış olabilme ihtimalime yönelmek istiyorum. Kitabın ortalarında bu kitap bittiğinde çok üzüleceğim diye düşünürken, kitap bittiğinde tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Belki sonunu daha farklı düşündüğüm için de böyle bi hisse kapılmış olabilirim. Kitap ile ilgili okuduğum bilgilerde evet feministlik, kadınların baş kaldırısı niteliğinde bi çok söylem vardı, belki bunların daha şiddetli ifade edildiği cümleler bekledim, o yüzden böyle düşünüyor da olabilirim. Dünyanın en iyi aşk romanı kategorisinde kesinlikle okunması gerekir yorumlarını o kadar çok okudum ki, inanılmaz ya. Farklı kültürlerde yorumlama durumunu ve dönemi referans alacağım bunun için. Yoksa bu aşk hikayesine gerçekten dayanamayacağım.
Pozitif yorumlarım; O nasıl bi betimlemedir, nasıl güzel bir tasvirdir. Çoğu kitapta bu betimlemeler tat kaçırıyor, uzadıkça uzuyor ve sonu gelmiyor. Ama bu kitapta gerçekten çok lezzetli bir anlatımla çıkıyor okuyucunun karşısına. 630 sayfalık kitap elimde nasıl aktı gitti bilemiyorum. Belki vaktim olsa çok kısa bi sürede bitecekti, ancak 19 günde bitirebildim. Klasiklere giriş için mükemmel bir kitap, kesinlikle şiddetle tavsiye edilir.
Yazıldığı Victoria Dönemi İngiltere’sinde oldukça zor koşullar altında kaleme alınmış bir roman, Jane Eyre.
Kadınların haklarının olmadığı, baskılandığı, toplum tarafından sindirildiği yıllar. O dönem İngiltere’de kadının yeri evidir, mutfağıdır, çocuklarının yanıdır zihniyeti hakim.
Öyle ki yazarımız kardeşleri ile birlikte (biri Emily Bronte’dir) bir şiir kitabı çıkarmış fakat kadın olduklarını gizlemek zorunda kalarak, kitabın yazarını erkek ismi ile yayınlatmışlardır. İşte Jane Eyre böyle bir dönemde yazılmıştır.
Yazar öyle bir karakter yaratmış ki doğduğu günden beri, elinde olmayan sebeplerle sıkıntılar içinde kalmış, her türlü zorluğa sabırla katlanmış yine de kendi dik başlılığından ödün vermemiştir. Aslında yazarın ruhu Jane Eyre karakteri ile nasıl da bütünleşmiş, yazarın hayatından izler yansıtmış, okurken satır aralarında anlaşılıyor.
Kitabımız çok erken yaşta okunabilecek klasiklerden bir tanesi, anlatımı sade, dili akıcı, kurgusu da oldukça basit.
Konusuna gelecek olursak erken yaşta anne ve babasını kaybetmiş, bakımını dayısının üstlendiği fakat dayısının vefatıyla yengesinin insafına kalmış küçük bir kız çocuğunun hayatı anlatılıyor. Haliyle oldukça trajik bölümleri olan bir kitap. Okurken bir hayli duygulandığım yerler oldu.
Kitabın kalınlığı aldatmasın, oldukça rahat okunan bir klasik.
Başlarken seveceğimden emindim. Beni yanıltmadı. Hatta bayıldığımı ve favori kitaplarım arasına girdiğini bile söyleyebilirim. Bir klasiğe göre gayet sürükleyici, yalın dilli ve –dönem eseri olmasına rağmen– tahayyüllendirmesi kolaydı.
Temin ederim ki
'nu okuduysanız bunu da en az onun kadar seversiniz. Her ne kadar birbirinden farklı ambiyanslar oluştursalar da Jane ile Feride benzer hikâyelere sahip. Aynı sıcaklık, içtenlikte. Araya da
'ni sıkıştırmazsam olmaz, malumunuz birbiriyle bağlantılı bulduğum kitaplar.
Konusuna vesaire değinmek istemiyorum, o denli beğendim. Sadece yazar hakkında küçük bir bilgi vereyim: Charlotte, Bronte kardeşlerin en büyüğüymüş. (Diğerleriyse Emily ve Anne) Üç kız kardeş de yazarmış, daha doğrusu o dönemde egemen olan toplumun ataerkil yapısı sebebiyle romanlarını erkek takma adlarıyla yazarlarmış. Daha sonra eserleri ilgi görünce gerçek kimlikleriyle tanınmaya başlamışlar. Üçünün de romanlarındaki baş karakterlere kendi özelliklerini verdiği gözlemlenmiş. Örneğin bu kitabın yazarı olan Charlotte, Jane gibi herkes tarafından sevilmiş. Emily
'deki baş karakter gibi şımartılmış ve Anne de
gibi içe dönük ve dinine bağlıymış.
İncelememde bağlantısını koyduğum (başta bu dahil olmak üzere) kitaplar birer öneri olarak aklınızda bulunsun. Bu arada ben kitabı Martı Yayınları'ndan okudum, çeviride veya baskıda kusur göremedim.
Jane seni okumak anlamak çok güzeldi .Yaşadıklarını derinden hissederek okudum .
Çok sevdim seni Jane duruşunu karekterini her şeyinle Jane idin.
Annem okuma yazma bilmediği için okuduğum kitapları ona da anlatırım sabırla merakla dinledi beni okuduğum her gün sordu gel bana da anlat diye .Annem de çok sevdi seni Jane .Yeri geldi üzüldü yeri geldi ağladı .Ama iyi ki bana da anlattın dedi kızım .
Jane’ in bağımsız bir kadın oluşuna şahit oluyoruz. Erkek egemen bir toplumda kendine yer edinmeyi başaran bir karakter Jane.
1) Jane’i kitabın ilk sayfalarında 10 yaşında olarak görmekteyiz.. Kendisine yengesi bakmakta ancak kendisini daha çok hor görüp dışlamakta, sevmemekte.
2) Jane küçücük yaşında güçlü olmayı öğrenirken yengesi tarafından yatılı bir okula gönderilir. Bu sayede Jane’nin hayatında yepyeni bir dönem başlamış olur.
3) Jane, bu okulda edindiği yakın arkadaşını salgın yüzünden kaybeder ki romandaki bu etkileyici ölüm sahnesi.
4) Jane’nin okuduğu bu okul öğrencilerine çok zor şartlar sağlamakta; açlık, soğuk vb. bunlara dayanmanın büyük erdem olduğuna inanan(en azından öğrencilerine bunu öğütleyen ama kendisinin tam tersi bir yaşam sürdürür.
5) Jane, Mr. Rochester’ in evine mürebbiyelik yapmak için gittiğinde; zorluklardan sonra gelen rahatlığı, mutluluğu, aşkı bulur.
6) Yer yer bana Çalıkuşu’ nu anımsatan bir eser oldu. Onu beğenenlerin bu kitabı da mutlaka beğeneceklerini düşünüyorum.
7) Jane Eyre, kadınların gücünü, bağımsızlığını ve özgürlüğünü arayan bir karakterin evrensel ve zamanı aşan bir hikayesidir.