Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Jacques Ranciere Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Jacques Ranciere En Beğenilen Sözleri



1. "Bir zekanın bir başka zekaya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır."


- Cahil Hoca



2. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır."


- Cahil Hoca



3. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır."


- Cahil Hoca



4. "Çünkü cehalette hiyerarşi yoktur."


- Cahil Hoca



5. "İnsan, bir zekanın hizmet ettiği bir iradedir."


- Cahil Hoca



6. "Arayan her zaman bulur."


- Cahil Hoca



7. "Halkın efendisi olmak isteyen onun kölesi olmaya mecburdur."


- Cahil Hoca



8. "İnsan konuşmak için düşünmez, insan var olduğu için düşünür."


- Cahil Hoca



9. "Güce adalet kazandırmanın bir yolu her zaman bulunmuştur ama adalete güç kazandırmanın bir yolunu bulmaya yaklaşan olmamıştır."


- Cahil Hoca



10. "Kendi yörüngesinde olmayan kimsenin hakikatle ilişkisi yoktur."


- Cahil Hoca



11. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır."


- Cahil Hoca



12. "Bir kere olmuş olan her zaman için mümkündür."


- Cahil Hoca



13. "Cahil birinin bir kez yaptığını bütün cahiller her zaman yapabilir. Çünkü cehalette hiyerarşi yoktur."


- Cahil Hoca



14. "Eşitlik verilmez, alınmaz, uygulanır, doğrulanır."


- Cahil Hoca



15. "Halkı aptallaştıran öğrenimsizlik değil, zekasının aşağı olduğuna duyduğu inançtır."


- Cahil Hoca



16. "Tahsil özgürlük gibidir: Verilmez, alınır!"


- Cahil Hoca



17. "Bizi ilgilendiren her insanın kendisini herkesle eşit, herkesi de kendisiyle eşit saydığı zamanki gücünün keşifdir."


- Cahil Hoca



18. "Bir zekanın bir başka zekaya tabii kılındığı yerde aptallaşma vardır."


- Cahil Hoca



19. "Düşünceler sözün kanadında bir zihinden öbürüne uçar."


- Cahil Hoca



20. "Asıl mesele özgürleştirilmiş ve özgürleştirici insanlar yetiştirmektir."


- Cahil Hoca



21. "Eşitsiz bir toplumda eşit insanlar olmayı öğrenmek yeter."


- Cahil Hoca



22. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır."


- Cahil Hoca



23. "İki bilinç arasında çatışma başladığı anda hakikat geri çekilir. Karşılaşmak isteyenler, hakikatin tek başına, kafilesiz gittiğini bilmelidir. Siyasal kanılar ise hep en heybetli kafilelerle çevrilidir: Ya kardeşlik ya ölüm, der onlar; sırası geldi mi, Ya meşruiyet ya ölüm, Ya oligarşi ya ölüm vb. “İlk hep değişir, ama ikinci kelime bütün kanıların bayrak veya flamaları üzerinde ya ifade edilir ya da ima. Sağda Ya A’nın egemenliği ya ölüm yazar, solda Ya B’nin egemenliği ya ölüm. Ölüm hiç eksik olmaz."


- Cahil Hoca



24. "Halkı aptallaştıran öğrenimsizlik değil, zekâsının aşağı olduğuna duyduğu inançtır."


- Cahil Hoca



25. "Mesele bilgin ye­tiştirmek değil, kendilerini zeka bakımından aşağı sananları ellerinden tutup çürüdükleri bataklıktan çıkarmaktır. Bahsedilen de ceha­letin değil, kendini küçümsemenin, akıl sahibi yaratığı bizatihi kü­çümsemenin bataklığıdır. Mesele özgürleştirilmiş ve özgürleştirici insanlar yetiştirmektir."


- Cahil Hoca



26. "Bir kere olmuş olan her zaman için mümkündür."


- Cahil Hoca



27. "Toplumsal kötülüğün kaynağı “Bu benim!” diyen kişi değil, “Sen benim eşitim değilsin” demeyi ilk akıl eden kişidir."


- Cahil Hoca



28. ""

Zihnin ilk günahı,
acelecilik değil;
dalgınlık, dikkatsizliktir.

""


- Cahil Hoca



29. "Doğru sözlülük deneyimi bizi hakikatin namevcut merkezine bağlar."


- Cahil Hoca



30. "...eğitimin temeli Kendini tanı! olmalıydı."


- Cahil Hoca



31. "Kötülüğün kaynağı, eylemin amacı olan iyiliğin yanlış bilinmesi değildir. İnsanın kendine sadakatsizliğidir."


- Cahil Hoca



32. "Anlamak tercüme etmekten başka bir şey değildir."


- Cahil Hoca



33. ""

İnsan;

bir zekanın hizmet ettiği iradedir

""


- Cahil Hoca



34. "Her şeyde olduğu gibi delilikte de bir düzen vardır."


- Cahil Hoca



35. "Güce adalet kazandırmanın bir yolu her zaman bulunmuştur ama, adalete güç kazandırmanın bir yolunu bulmaya yaklaşan olmamıştır."


- Cahil Hoca



36. "Özgürlük hiçbir ezeli uyumla garantilenemez. Her bireyin kendi çabası ile alınır, kazanılır veya kaybedilir."


- Cahil Hoca



37. "Cahilin birinin bir kez yaptığını bütün cahiller her zaman yapabilir. Çünkü cehalete hiyerarşi yoktur."


- Cahil Hoca



38. "Bir insanın kendisine cevap veremeyen bir başka insanla konuştuğu yerde akıl kaybolur."


- Cahil Hoca



39. "Öyleyse akıl sahibi insana düşen, aklını korumak için yurttaş deliliğine tabii olmaktır."


- Cahil Hoca



40. "Bir kere olan her zaman için mümkündür."


- Cahil Hoca



41. "Sadece anlamak kelimesi bile her şeyin üstüne bir örtü atar."


- Cahil Hoca



42. "Bil­gin'in ilmini açıklamaktan feragat etmesi hadi neyse de, bir cahilin bir başka cahil için ilim kaynağı olması nasıl kabul edilirdi ki?"


- Cahil Hoca



43. "İlk kötülük tembelliktir. Kaytarmak, yarım gözle görmek, görmediğimizi, gördüğümüzü sandığımız şeyi söylemek daha kolaydır.
Dikkatsizlik belirten cümleler, zihnin hiçbir serüvenine tercüman olmayan öyleyse’ler, işte böyle şekillenir."


- Cahil Hoca



44. "Eşitlik verilmez,
alınmaz,
uygulanır,
doğrulanır.."


- Cahil Hoca



45. "Şu ağaçtan düşen yapraklara bir bakın. Ne kadar benziyorlar birbirlerine... Ama biraz daha yakından bakınca görürsünüz ki binlercesi içinde birbirinin tıpatıp aynı iki yaprak yoktur. Dünyanın yasası bireyselliktir."


- Cahil Hoca



46. "...aşırı bir coşkuyla hayran ol­mak küçük zihinlere özgüdür..."


- Cahil Hoca



47. "Her şeyde olduğu gibi delilikte de bir düzen vardır."


- Cahil Hoca



48. "Kusursuz hiçbir şey yoktur. Abartıdan kaçınmak lazım."


- Cahil Hoca



49. "Hakikat kendi başına varolur; hakikat olandır, söylenen değil. Söylemek insana bağımlıdır; hakikatse değildir."


- Cahil Hoca



50. "Zihnin ilk günahı acele değil dalgınlık, dikkatsizliktir."


- Cahil Hoca



51. "Jacotot'un takipçilerinin ödevi basittir. Herkese her yerde ve her koşulda haberi, şu hayırlı haberi duyurmak gerekir: Bilmediğimizi öğretebiliriz. Dolayısıyla cahil ve yoksul bir baba çocuklarının öğretimini üstlenebilir. Bu öğretimin ilkesini vermek lazım: Önce bir şey öğrenip her şey şu ilkeye göre onunla ilişkilendirmek gerekir: Bütün zekâlar eşittir."


- Cahil Hoca



52. "Güce adalet kazandırmanın bir yolu her zaman bulunmuştur ama adalete güç kazandırmanın bir yolunu bulmaya yaklaşan olmamıştır."


- Cahil Hoca



53. ""Bir zekanın bir başka zekaya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır.""


- Cahil Hoca



54. ".

“Aşırı bir coşkuyla hayran olmak küçük zihinlere özgüdür.”
."


- Cahil Hoca



55. "İki temel yalan vardır : Doğruyu söylüyorum diyen yalan ve söyleyemem, diyen yalan."


- Cahil Hoca



56. ""Öğretmen demek, bilgileri aktarırken zihnileri şekillendirmek, o zihinleri planlı bir ilerleyişle basitten karmaşığa doğru götürmekti, biliyordu bunu.""


- Cahil Hoca



57. "... ince bir alçakgönüllülük örtüsü altındaki kibirdir bu."


- Cahil Hoca



58. "Güce adalet kazandırmanın bir yolu her zaman bulunmuştur ama, adalete güç kazandırmanın bir yolunu bulmaya yaklaşan olmamıştır."


- Cahil Hoca



59. "Reddettiğimiz şey, ilan ettiğimiz şeyin sağlamlığını kurar."


- Cahil Hoca



60. "İnsan evlatlarının en iyi öğrendiği şey, hiçbir hocanın onlara öğretemeyeceği ana dilleridir.
Çocuklarla konuşuruz, onlar etraftayken konuşuruz. Onlar da duyup kaparlar, taklit edip tekrarlarlar, yanılıp kendi kendilerini düzeltirler, şans eseri başarıp yöntemli olarak baştan alırlar: Açıklayanların onlara bir şey öğretemeyeceği kadar küçük yaşta, hepsi cinsiyetleri, toplumsal durumları ve derilerinin rengi ne olursa olsun anne ve babanın dilini anlayıp konuşmaya kadirdir."


- Cahil Hoca



61. "Akla uygun bir retorik, akla uygun bir siyasal söylem yoktur."


- Cahil Hoca



62. "İlericilerin döngüsü işte budur. Kafaları eski rutinden, din adamlarının pençesinden ve her türlü karartmacı'dan kurtarmak isterler."


- Cahil Hoca



63. ""Yüksek sesle 'Ben de ressamım!' demekte kibir yoktur. Kibir başkalarına 'Yoksa siz ressam değil misiniz?' diye fısıldamaktadır.""


- Cahil Hoca



64. "Kadının darağacına çıkma hakkı vardır, aynı şekilde kürsüye çıkma hakkı da olmalıdır."


- Demokrasi Nefreti



65. ""Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır.""


- Cahil Hoca



66. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır."


- Cahil Hoca



67. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır."


- Cahil Hoca



68. "Kötülüğün kaynağı, eylemin amacı olan iyiliğin yanlış bilinmesi değildir. İnsanın kendine sadakatsizliğidir."


- Cahil Hoca



69. ""Demek ki başarmak için tek gereken istemekti. Demek ki her insan başkalarının yaptığı ve anladığı her şeyi anlamaya potan­siyel olarak kadirdi.""


- Cahil Hoca



70. "Kötülüğün kaynağı, eylemin amacı olan iyiliğin yanlış bilinmesi değildir. İnsanın kendine sadakatsizliğidir."


- Cahil Hoca



71. "Postmodern kopuş diye bir şey yoktur. Ama “apolitik biçimde politik” eserin diyalektiği vardır. Ve bu eserin projesinin de kendini iptal ettiği bir sınır vardır."


- Estetiğin Huzursuzluğu



72. ""Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır.""


- Cahil Hoca



73. ""Velhasıl, her birimiz hakikatin etrafında kendi meselemizi anlatırız. Hiçbir yörünge bir diğerine benzemez.""


- Cahil Hoca



74. "Toplumsal kötülüğün kaynağı" Bu benim!" diyen kişi değil," Sen benim eşitim değilsin," demeyi ilk akıl eden kişidir"


- Cahil Hoca



75. ""Kendi yörüngesinde olmayan kimsenin hakikatle ilişkisi yoktur. ""


- Cahil Hoca



76. "Kölenin içindekini bulabilmesi için Sokrates'in onun elinden tutması gerekir. Bilgisini göstermesi aynı zamanda onun kudretsizliğini göstermesi demektir. Köle hiçbir zaman yalnız yürümeyecektir; da­hası, hocanın dersini aydınlatma amacı dışında, kimse ondan yürü­mesini de istemeyecektir. Sokrates, Menon'un kölesinin şahsında, aslında hep köle kalacak bir köleyi sorguya çekmektedir.
Bu nedenle Sokratesçilik aptallaştırmanın kusursuzlaştırılmış bir biçimidir. Her bilgin hoca gibi Sokrates de öğretmek için soru sorar .
Oysa bir insanı özgürleştirmek isteyen kişinin ona bilginler gibi de­ğil herhangi bir insan gibi soru sorması gerekir, yani öğretmek değil öğrenmek için. Böyle bir şeyi de ancak öğrenciden fazla bilmeyen, ondan önce o yolculuğa çıkmamış olan, cahil hoca yapabilir. Kalipso kelimesini öğrenmek için gerekli zamanı cahil hoca çocuktan esir­germeyi göze alamaz."


- Cahil Hoca



77. "Cahili özgürleştirmek için insanın kendisinin özgürleşmiş olması, yani insan zihninin gerçek gücünün bilincinde olması gerekli ve yeterlidir."


- Cahil Hoca



78. "Hakikat kendi başına var olur; hakikat olandır, söylenen değil. Söylemek insana bağımlıdır; hakikat değildir."


- Cahil Hoca



79. "
*"


- Cahil Hoca



80. "Hakikat kendi başına var olur; hakikat olandır, söylenen değil. Söylemek insana bağımlıdır; hakikat değildir."


- Cahil Hoca



81. "Sosyal bilimlerin olumlu mirası aynı zamanda kayıp bir siyasi ütopyadan bize geriye kalan şeydir."


- Tarihin Adları



82. "Birine bir şeyi açıklamak, her şeyden önce, ona kendi başına anlayamadığını göstermek demektir."


- Cahil Hoca



83. "Arayan her zaman bulur. İlle de aradığını, hele ki bulması gerekeni bulmaz.
Ama bildiği şey ile ilişkilendireceği yeni bir şey bulur mutlaka. Püf noktası bu sürekli teyakkuz, insan aklını kaçırmadıkça dağılmayan bu dikkattir."


- Cahil Hoca



84. "İyi hocaların sırrı budur : Sorularıyla öğrencinin zekâsına gizlice yol gösterirler;zekâyı çalıştırmaya yetecek ama tembelleştirmeyecek kadar gizlice."


- Cahil Hoca



85. "Yüksek sanatın kendi­ni kurduğu -ve Hegel’in ağzından kendi sonunu ilan ettiği- an, aynı zamanda mecmualardaki röprodüksiyonlarla banal­leşmeye, kitapçılardaki ticaret ve gazetelerdeki “endüstri­yel” edebiyat içerisinde yozlaşmaya başladığı andır. Ama bu an, aynı zamanda malların tam karşıt yönde hareket etme­ye başladığı, onları sanatın dünyasından ayıran sınırı aşarak, Hegel’in tüm formlarını tükettiğini düşündüğü şu sanatı ye­niden doldurduğu, yeniden gerçekleştirdiği andır."


- Estetiğin Huzursuzluğu



86. "“Sen düşünen bir varlık değil misin? Yoksa kendini hepten beden mi sanıyorsun ?”"


- Cahil Hoca



87. "Bilgi konusunda akla dayalı ilerleyiş sürekli tekrarlanan bir sakatlamadır. Eğitim görmekte olan her insan yarım insandır."


- Cahil Hoca



88. "Öğretmek demek, bilgileri aktarırken zihinleri şekillendirmek, o zihinleri planlı bir ilerleyişle basitten karmaşığa doğru götürmekti."


- Cahil Hoca



89. "
*"


- Cahil Hoca



90. ""Kendi yörüngesinde olmayan kimsenin hakikatle ilişkisi yoktur.""


- Cahil Hoca



91. "Kimse anlamadığı şeyi hakikaten bilemez."


- Cahil Hoca



92. ""Açıklamasız bir sürü şey öğrendim...""


- Cahil Hoca



93. "Kitlelerin öğretimi mutlak yönetimleri tehlikeye atar. Kitlelerin cehaleti ise cumhuriyet rejimlerini tehlikeye sokar."


- Cahil Hoca



94. "Dikkatsizlik öncelikle tembelliktir, çabadan geri durma arzusudur. Ama tembellik de bedenin uyuşukluğu değil, ken­di kudretini küçük gören bir zihnin giriştiği edinimdir. Akla uygun ile­tişim, kendine saygı ile başkalarına saygının eşitliği üzerine temel­lenir. Bu eşitliğin sürekli doğrulanması için çalışır. Zekaları madde­nin ağırlığına düşüren tembelliğin ilkesi küçümsemedir. Bu küçüm­seme kendini alçakgönüllülük gibi sunmak için uğraşır: Yok, yapa­mam, der öğrenme işinden kaytarmak isteyen cahil. Bu alçakgönül­lülüğün ne anlama geldiğini deneyimle biliriz. Kendini küçümseme her zaman için aynı zamanda başkalarını küçümsemedir."


- Cahil Hoca



95. "Mutluluk yarının işidir."


- Cahil Hoca



96. "Herkese ... hayırlı haberi duyurmak gerekir."


- Cahil Hoca



97. "
*"


- Cahil Hoca



98. ""Kabul edilmiş zihinsel değerler düzenini tersine çevirmek gerekmez mi?""


- Cahil Hoca



99. ""Başkalarına en iyi boyun eğdiren kişi aynı zamanda en iyi boyun eğendir.""


- Cahil Hoca



100. ""Tahsil özgürlük gibidir: Verilmez, alınır!""


- Cahil Hoca



101. "İnsan türü dediğimiz hayal gücümüzün ürünü şu varlık, bireysel bilgeliğimizden nasibini almaksızın, her birimizin deliliğin­den oluşur."


- Cahil Hoca



102. "Her şeyde olduğu gibi delilikte de bir düzen vardır."


- Cahil Hoca



103. "Eşitlik ve zeka eş anlamlı kelimelerdir. Tıpkı akıl ve irade gibi."


- Cahil Hoca



104. "Bir zekânın başka bir bir zekâya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır.
...
Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır."


- Cahil Hoca



105. "Özgürleştirmeksizin eğitilen aptallaştırır."


- Cahil Hoca



106. "Cahil birinin bir kez yaptığını bütün cahiller;
her zaman yapabilir.
Çünkü cehalette hiyerarşi yoktur."


- Cahil Hoca



107. "Toplumsal akıldışılık savaştır ve iki kılıkta karşımıza çıkar: mey­dan savaşı ve mahkeme. Meydan savaşı toplumun hakiki portresidir, toplumu kuran kanının tam ve birebir ortaya çıkmış sonucudur. İki insan karşılaştığında zekaca eşit olduklarına inanırcasına birbirleri­ne kibarlık gösterirler; ama içlerinden biri öbürünün ülkesinin mer­kezine girse pek hüsnükabul görmez: Aklını olduğu gibi gücünü de kötüye kullanır, davetsiz misafirdeki her şey barbarca bir kökene işa­ret eder; hiç kıvırmadan ona budala muamelesi yapılır. Telaffuzu gülmekten öldürür,jestlerindeki beceriksizlik falan hep o ait olduğu piç türe işaret eder: onlar ağır bir halk, bizse hafif ve neşeli, onlar ka­basaba, bizse mert ve gururlu. Genelde halklar kendilerinin başka halklardan üstün olduklarına inanırlar saflıkla; tutkular birazcık bir­ birine karıştı mı hemen savaşın ateşi tutuşur: İki taraf da böcek ezer­cesine olabildiğince çok insan öldürür. Ne kadar çok öldürürlerse o kadar çok şan ve şöhret kazanırlar. Kelle başına ödül isterler; tarifeye göre, bir köyü yakmışlarsa haç nişanı, yaktıkları büyük bir şehirse omuzdan bele inen bir kuşak isterler."


- Cahil Hoca



108. ".
.
Sonuçta her isteyen cahil olamazdı.
.
."


- Cahil Hoca



109. "Eleştirel sanat, siyasal estetiklerin birliği ve gerilimi üzerinde oynayan sanat, sanata özgü dünya ile metanın sı­radan dünyası arasındaki sınırı çoktan her iki yönde aşmış olan aktarım [translation] hareketi sayesinde mümkündür."


- Estetiğin Huzursuzluğu



110. ""


- Cahil Hoca



111. "Zekâmızın marifeti bilmekten ziyade yapmaktır. "Bilmek hiçbir şey değildir, yapmak her şeydir. Ama bu yapmak edimi esasen iletişim edimidir. Bunun için de "ne olursa olsun bir şey yapma kapasitesinin en iyi kanıtı konuşmaktır. Konuşma ediminde insan bilgisini aktarmaz, şairlik oynar, tercüme yapar ve başkalarına da aynı şeyi yapma mesajını iletir. Zanaatkar misali iletişim kurar: Alet olarak kelimeleri kullanır. İnsan insanla kelimeler aracılığıyla olduğu gibi elleriyle yaptığı eserler aracılığıyla da iletişim kurar."


- Cahil Hoca



112. ""Descartes diyordu ki düşünüyorum, öyleyse varım; bu büyük filozofun bu güzel düşüncesi evrensel eğitimin ilkelerinden biridir. Söz konu­su düşünceyi ters çevirip diyoruz ki insanım, öyleyse düşünüyo­rum.""


- Cahil Hoca



113. "İyi hocaların sırrı budur: Sorularıyla öğrencinin zekasına gizlice yol gösterirler -zekayı çalıştırmaya yetecek ama tembelleştirmeyecek kadar gizlice-"


- Cahil Hoca



114. "Bir zekânın bir başka zekâya tabii kılındığı yerde aptallaşma vardır."


- Cahil Hoca



115. "Bir kere olmuş olan her zaman için mümkündür."


- Cahil Hoca



116. "Seyreden insanın hastalığı şu kısa ifadeyle özetlenebilir: "Seyre daldıkça, daha az var olur.""


- Özgürleşen Seyirci



117. "Bil­gin'in ilmini açıklamaktan feragat etmesi hadi neyse de, bir cahilin bir başka cahil için ilim kaynağı olması nasıl kabul edilirdi ki?"


- Cahil Hoca



118. "Başkasını özgürleştirebilmek için önce insanın kendisinin özgürleşmesi gerekiyor."


- Cahil Hoca



119. "Kimse anlamadığı şeyi hakikaten bilemez."


- Cahil Hoca



120. "Her şeyde olduğu gibi delilikte de bir düzen vardır."


- Cahil Hoca



121. "Kitap, kaçış yolunun kesilmesidir. Öğrencinin hangi yoldan gideceğini bilmeyiz. Ama nereden çıkamayacağını biliriz."


- Cahil Hoca



122. "
* : Sorularıyla öğrencinin zekasına gizlice yol gösterirler --zekayı çalıştırmaya yetecek ama tembelleştirmeyecek kadar gizlice."


- Cahil Hoca



123. "Bilmek hiçbir şey değildir,

her şeydir."


- Cahil Hoca



124. ""Yüksek sesle 'Ben de ressamım!' demekte bir kibir yoktur. Kibir başkalarına 'Yoksa siz ressam değil misiniz?' diye fısıldamaktır.""


- Cahil Hoca



125. "Siyasal kanılar ise hep en heybetli kafilelerle çevrilidir: Ya kardeşlik ya ölüm, der onlar; sırası geldi mi, Ya meşruiyet ya ölüm, Ya Oligarşi ya ölüm vb. "İlk kelime hep değişir, ama ikinci kelime bütün kanıların bayrak veya flamaları üzerinde ya ifade edilir ya da ima. Sağda Ya A'nın egemenliği ya ölüm yazar, solda Ya B'nin egemenliği ya ölüm. Ölüm hiç eksik olmaz...''"


- Cahil Hoca



126. "Kendi yörüngesinde olmayan kimsenin hakikatle ilişkisi yoktur."


- Cahil Hoca



127. ""Des­cartes diyordu ki Düşünüyorum, öyleyse varım; bu büyük filozofun bu güzel düşüncesi evrensel eğitimin ilkelerinden biridir. Söz konu­su düşünceyi ters çevirip diyoruz ki insanım, öyleyse düşünüyo­rum.""


- Cahil Hoca



128. "Siyasal kanılar ise hep en heybetli kafilelerle çevrilidir: Ya kardeşlik ya ölüm, der onlar; sırası geldi mi, Ya meşruiyet ya ölüm, Ya Oligarşi ya ölüm vb. "İlk kelime hep değişir, ama ikinci kelime bütün kanıların bayrak veya flamaları üzerinde ya ifade edilir ya da ima. Sağda Ya A'nın egemenliği ya ölüm yazar, solda Ya B'nin egemenliği ya ölüm. Ölüm hiç eksik olmaz...''"


- Cahil Hoca



129. "Toplumsal kötülüğün kaynağı "Bu benim!" diyen kişi değil, "Sen benim eşitim değilsin," demeyi ilk akıl eden kişidir."


- Cahil Hoca



130. "Ve mitoloji, bir panteonun tanrılarına anıştırma sanılmamalı; arketiplere ilişkin hayallerin her çeşidinin dışında anlaşılmalıdır. Burada mitoloji çok kesin olarak söylem-anlatı, anlatı ile söylemin eşdeğerliliği demektir: Bir logos olan muthos, sebepleri açıklayan anlatı, kendini bir anlatı olarak sunan bilim. Danae ve Perseus'a eşlik edilen yolculuk tam da logos'un anlatısıdır. Yunanca legein'in romantik etimolojisine göre logos'un özelliği toplamaktır: Her çocuğa annesini, her kedere sesini, her sese vücudunu vermek; her sözcüğü, her anneyi olduğu gibi sağ salim bir limana, anlamı içinde yerleşik anlatının, anlam-dışılığa yer bırakmayan anlatının güvenliğine taşımak."


- Tarihin Adları



131. ""Bir zekanın başka bir zekaya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır.""


- Cahil Hoca



132. "Eşiti ancak eşit anlar. Eşitlik ve zeka eş anlamlı kelimelerdir, tıpkı akıl ve irade gibi. Her bir insanın zihinsel kapasitesini temellendiren bu eş anlamlılık, genelde toplumu da mümkün kılan şeydir."


- Cahil Hoca



133. ".
.
"Özgürleştirmeksizin.eğiten aptallaştırır,"
.
."


- Cahil Hoca



134. "Aile yuvası, bir yandan, beyhude düşlenen ken­dine ait bir evdir, öte yandan engereklerin boğucu yuvasıdır."


- Bela Tarr, Ertesi Zaman



135. ""Hocanın iki temel edimi bunlardır:

* öğrencilerden bir söz söylemesini ister, yani kendini bilmeyen veya ihmal eden zekadan bir tezahür bekler. bu zeka çalışmasının

* yapıldığını, zorlamadan başka bir zekanın

* bir şey söylemediğini doğrular. Bunun için çok becerikli ve çok bilgili bir hocanın gerektiği mi söyleyecek? Aksine, bilginin hocanın ilmi, yöntemi

* zorlaştırır. Cevabı bilir ve soruları öğrenciyi doğal olarak oraya götürür.

* : Sorularıyla öğrencinin zekasına gizlice yol gösterirler --zekayı çalıştırmaya yetecek ama tembelleştirmeyecek kadar gizlice. Açıklayan her hocanın içinde uyuyan bir

* vardır.
Jacotot'nun -yani öğrencinin- yönteminin hangi bakımdan Sokrates'inkinden köklü bir farklılık gösterdiğine bakmak lazım.
Sokrates sorularıyla Menon'un kölesini içindeki matematik hakikatleri fark etmeye sevk edilmiştir. Ama bu bilgiye giden bir yol olsa bile, kesinlikle özgürlüğün yolu değildir."


- Cahil Hoca



136. "Hakikat kendi başına var olur; hakikat olandır, söylenen değil. Söylemek insana bağımlıdır; hakikatse de­ğildir. Yine de hakikat bize yabancı değildir, biz de onun ülke­sinden sürgün edilmiş değilizdir."


- Cahil Hoca



137. ".
.
Bir arayın hakikati hele,bulamayacaksınız; kapısını çalın, size açmayacaktır, ama bu arayış yapmayı öğrenmenize yararlı olacaktır; o çeşmeden içmekten vazgeçebilirsiniz, ama içmeye çalışmaktan hiç vazgeçmeyin...
.
."


- Cahil Hoca



138. ".
.
"Hepimiz doğaca eşit olduğumuz içindir ki koşullar bakımından eşitsiz olmamız gerekir."
.
."


- Cahil Hoca



139. "Bir şey öğren ve geriye kalan her şeyi şu ilke uyarınca onunla ilişkilendir: Bütün insanların zekâsı eşittir."


- Cahil Hoca



140. "Hakikat kendi başına var olur; hakikat olandır, söylenen değil. Söylemek insana bağımlıdır; hakikatse de­ğildir. Yine de hakikat bize yabancı değildir, biz de onun ülke­sinden sürgün edilmiş değilizdir."


- Cahil Hoca



141. "Kimse anlamadığı bir şeyi hakikaten bilemez."


- Cahil Hoca



142. ""İnsan, bir zekanın hizmet ettiği iradedir. İrade, 'fikirciler' ile 'şeycilerin' kavgasından kurtarılması gereken rasyonel güçtür.""


- Cahil Hoca



143. "Zekaların eşitliği insan türünün ortak bağıdır, insan toplumunun var olabilmesi için gerekli ve yeter şarttır."İnsanların birbirlerine eşit görseydiler eğer, anayasa kısa sürede yapılırdı."insanların eşit olduklarını bilmiyoruz, doğru. Belki eşit olduklarını söylüyoruz. Bu bizim kanımız ve, bizim gibi inananlarla birlikte, bunu doğrulamayı görev biliyoruz. Ama bu belki'nin insan toplumunu mümkün kılan şey olduğunu biliyoruz."


- Cahil Hoca



144. ""Eğitim görmekte olan her insan yarım insandır.""


- Cahil Hoca



145. "Kitap, kaçış yolunun kesilmesidir."


- Cahil Hoca



146. "Bir kere olmuş olan her zaman için mümkündür."


- Cahil Hoca



147. "Halkı aptallaştıran öğrenimsizlik değil, zekâsının aşağı olduğuna duyduğu inançtır."


- Cahil Hoca



148. "Zihnin ilk günahı acele değil dalgınlık, dikkatsizliktir."


- Cahil Hoca



149. ""Eğitim görmekte olan her insan yarım insandır.""


- Cahil Hoca



150. "Kitap, kaçış yolunun kesilmesidir."


- Cahil Hoca



151. "Bir kere olmuş olan her zaman için mümkündür."


- Cahil Hoca



152. "Demek ki başarmak için tek gereken istemekti. Demek ki her insan başkalarının yaptığı ve anladığı her şeyi anlamaya potansiyel olarak kâdirdi."


- Cahil Hoca



153. ""Mesele özgürleştirilmiş ve özgürleştirici insanlar yetiştirmektir.""


- Cahil Hoca



154. "Zeka sadece bireylerde olur, birleşmelerinde değil."


- Cahil Hoca



155. ".
.
Ne kadar ilerlersek o kadar kötüye gidiyoruz.
.
."


- Cahil Hoca



156. "Birine bir şeyi açıklamak, her şeyden önce ona kendi başına anlayamadığını göstermek demektir."


- Cahil Hoca



157. "İnsan evlatlarının en iyi öğrendiği şey, hiçbir hocanın onlara öğretemeyeceği ana dilleridir."


- Cahil Hoca



158. "Kimse anlamadığı şeyi hakikaten bilemez."


- Cahil Hoca



159. ""Öğrenciyi özgürleştirirsek, yani onu kendi zekâsını kullanmaya zorlarsak, hoca bilmediğini öğretebilir. Bir zekâyı, ancak içinden çıkmayı kendi kendine zorunlu gördüğü takdirde çıkabileceği, keyfi bir çembere kapatandır hoca dediğimiz. Cahili özgürleştirmek için insanın kendisinin özgürleşmiş olması, yani insan zihninin gerçek gücünün bilincinde olması gerekli ve yeterlidir.""


- Cahil Hoca



160. "Demek ki başarmak için tek gereken istemekti. Demek ki her insan başkalarının yaptığı ve anladığı her şeyi anlamaya potansiyel olarak kâdirdi."


- Cahil Hoca



161. "Kendimizi adadığımız üzücü duruma bizi zincirlemekten daha iyi ne yapabilir toplum?"


- Cahil Hoca



162. "Yurttaş olmadan önce insan olmak gerekir."


- Cahil Hoca



163. ""Öğrenci bilgiyi aklıyla sahiplenecek, yargı gücü ve beğenisi de şekillenince sosyal olarak kendisinden beklenen seviyeye çıkarak öğrendiklerini seviyesine uygun biçimde kullanmaya hazır olacaktı: Kültürlü seçkinler için öğretmenlik, avukatlık veya yöneticilik yapacaktı; halkın seçkinleri arasında artık çıkarmaya çalıştığımız yeni öncü güçler için aletler ve makineler dönüşecek, tasarlayacak veya üretecekti; BİLİM YOLUNA girecek, bu güzel dehayla donanmış zihinler için yeni keşifler yapacaktı...""


- Cahil Hoca



164. ""Yüksek sesle 'Ben de ressamım!' demekte kibir yoktur. Kibir başkalarına 'Yoksa siz ressam değil misiniz?' diye fısıldamaktadır.""


- Cahil Hoca



165. "Ne de olsa yuların olduğu hiçbir yerden umut kesilmez."


- Cahil Hoca



166. "Oysa zekâyı hataya sürükleyenin iradesizlik olduğunu söylemek gerekir. Zihnin ilk günahı acele değil dalgınlık, dikkatsizliktir."


- Cahil Hoca



167. "Bir zekanın bir başka zekaya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır"


- Cahil Hoca



168. "Bir zekanın bir başka zekaya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır."


- Cahil Hoca



169. "İradesini kendi yoluna sokacak ve o yolda tutacak kadar güçlü değilse insan - özellikle de çocuk- bir hocaya ihtiyaç duyabilir. Ama bu tabi oluş sadece iradeler arasındadır. Ne zaman ki bir zekayı bir başkasına bağlar, o zaman aptallaştırıcı olur."


- Cahil Hoca



170. "Hakikat, olguların ve rakamların doğruluğundan, kaynakların güvenilirliğinden, çıkarsamaların titizliğinden çok daha fazlasını ifade ettiğine göre, bir söylemin bağlandığı ontolojik tarzla ilgili olduğuna göre, söz konusu olan sahiden hakikattir. Dernek sözcülerinin veya taşra yazarlarının yerine konuşan şehirlerin o çamuru veya kırların o çiçekleri bizi bu konuda yeterince uyarır. Çamur ve çiçekler, PLaton'un birkaç önermesi ile birkaç sorusunun - canlı söz karşısında cansız yazının mahkum edilmesi; şairlerin yalanlarının eleştirisi, bir çamur ideasının olup olmadığını bilmek gibi şeylerin - Batı düşüncesi için tanımlanmış olduğu hakikatin alanına yerleştirir bizi."


- Tarihin Adları



171. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır."


- Cahil Hoca



172. "Kusursuz hiçbir şey yoktur... Abartıdan kaçınmak lazım..."


- Cahil Hoca



173. "Hakikati bilmeyen araştırır ve bu yolda çok şey çıkar karşısına. Tek hata şu olur: kanılarımızı hakikat sanmak"


- Cahil Hoca



174. ""Kötülüğün kaynağı, eylemin amacı olan iyiliğin yanlış bilinmesi değildir. İnsanın kendine sadakatsizliğidir.""


- Cahil Hoca



175. "Meşru şiddetin tekele alınması hala şiddeti sınırlamak ve akla özgürce çalışabileceği güvenli limanlar bırakmak için bulabildiğimiz en iyi çaredir."


- Cahil Hoca



176. ""İnsan denen hayvanlar, göstergeler ormanı üzerinde iletişim kuran birbirine uzak, mesafeli hayvanlardır.""


- Özgürleşen Seyirci



177. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır. Özgürleştirenin de "Özgürleştirilenin neyi öğrenmesi lazım acaba?" gibi bir derdi olamaz. Canı ne isterse onu öğrenecek­tir, belki de hiçbir şey."


- Cahil Hoca



178. "İnsan hayatı belki de, ses ve öfkenin bir budala tarafından anlatı­lan hikayesinden ibarettir."


- Bela Tarr, Ertesi Zaman



179. "Yapmayı öğren, taklit et, kendini tanı ; doğanın seyri budur."


- Cahil Hoca



180. "Hakikati bilmeyen araştırır ve bu yolda çok şey çıkar karşısına. Tek hata şu olur: kanılarımızı hakikat sanmak"


- Cahil Hoca



181. "Herhangi bir mal, herhangi bir kullanım nesnesi demodeleşip tüketim için uygunsuz ha­le geldiğinde, sanat için elverişli olur: Çeşitli ve birbirinden ayrı ya da birleşik biçimlerde, çıkarsız tatmin nesnesi olarak, bir tarihi şifreleyen varlık ya da asimile edilemez bir yaban­cılığın tanığı olarak."


- Estetiğin Huzursuzluğu



182. "Yüce-estetiğinde, heterojen olanla edilgin karşılaşma­nın zaman-mekânı, iki duyarlılık rejimini çatışmaya sokar, “ilişkisel” sanattaysa, kararsız ve geçici bir durumun inşası, algının yer değiştirmesine, izleyici statüsünden oyuncu sta­tüsüne doğru bir geçişe, yerlerin yeniden belirlenmesine yol açar. Her iki durumda da, sanata özgü olan, maddî ve sim­gesel mekânın yeniden şekillendirilmesidir. Ve sanat bu yol­la siyasete temas eder."


- Estetiğin Huzursuzluğu



183. ""Akıl, bilim ve ortak çıkar ilkelerinden yola çıkılarak oluşturulmuş minimum bir bilginin, kafalara sağlıklı birtakım mefhumları yerleştirmesi gerekir.""


- Cahil Hoca



184. ""El ve zekâ kendine özgü vasıfları olan birer köledir. İnsan bir zekânın hizmet ettiği iradedir.""


- Cahil Hoca



185. "Toplumlar, halklar, devletler her zaman için akıldışı ola­caktır. Ama birey olarak akıllarını kullanacak ve yurttaş olarak akıl­ dışına çıkma sanatını akla mümkün olan en uygun biçimde bulmayı başaracak insanların sayısını artırabiliriz."


- Cahil Hoca



186. "Her şeyde olduğu gibi delilikte de bir düzen vardır."


- Cahil Hoca



187. "Novalis'in "her şey konuşur" sözünün özetlediği de bu anlatım (signification) gücüdür. Her şey izdir, kalıntı ya da fosildir. Her duyarlı biçim, taştan ya da kabuktan itibaren konuşur. Her biri çizik ve kıvrım olarak kayıtlıdır, tarihinin çizgilerini ve yazgısın işaretlerini taşır."


- Estetik Bilinçdışı



188. ".
.


. Hakikat konuşanın davranışı için bir kural sunar, ama asla kendini onun cümlelerinde göstermez.
.
."


- Cahil Hoca



189. ".
.
Anlayamayanın açıklayana değil, açıklayanın anlayamayana ihtiyacı vardır; anlayamayanı bu vasfıyla kuran, var eden o açıklayandır. Birine bir şeyi açıklamak, her şeyden önce, ona kendi başına anlayamadığını göstermek demektir.
.
."


- Cahil Hoca



190. "Çünkü cehalette hiyerarşi yoktur."


- Cahil Hoca



191. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır."


- Cahil Hoca



192. "Toplumlar, halklar, devletler her zaman için akıldışı ola­caktır. Ama birey olarak akıllarını kullanacak ve yurttaş olarak akıl­ dışına çıkma sanatını akla mümkün olan en uygun biçimde bulmayı başaracak insanların sayısını artırabiliriz."


- Cahil Hoca



193. "Her şeyde olduğu gibi delilikte de bir düzen vardır."


- Cahil Hoca



194. "
*"


- Cahil Hoca



195. "Dikkatsizlik öncelikle tembelliktir, çabadan geri durma arzusudur."


- Cahil Hoca



196. ""


- Cahil Hoca



197. "Eşitsiz bir toplumda eşit insanlar olmayı öğrenmek yeter."


- Cahil Hoca



198. ""Eğer insanlarda birbirini duygulandırma, birbirinin içini sızlatma yolunda eşit bir yeti olmasaydı,çok geçmeden birbirlerine yabancılaşırlar; yeryüzüne rastgele dağılırlar, toplumlar da çözülürdü...Bu kudretin uygulanması hem zevklerimizin en tatlısı hem de ihtiyaçlarımızın en buyurganıdır.""


- Cahil Hoca



199. "“Bir üslup, sözün süslenmesi değil, şeyleri görme biçimidir.”"


- Bela Tarr, Ertesi Zaman



200. ""Çirkin kafasını kaldıran aptallaştırma bana bağırır: Geri dur, akılsız yenilikçi! Benden koparmaya çalıştığın tür bana sağlam bağlarla bağlı. Ruhlar balçıktan bedende durdukça yeryüzünde ol­muş olan, olmakta olan, olacak olan benim. Bugün, başarı beklentin her zamankinden az olsun. İnsanlar ilerlemeye inanıyorlar, kanıları bu eksene sağlam şekilde oturmuş durumda; çabalarına gülüyorum;
kimse buradan kımıldamaz.""


- Cahil Hoca



201. ""İman ettim, Tanrı ruhunu kendi kendini, hocasız olarak eğitmeye kadir olarak yaratmıştır.""


- Cahil Hoca



202. "Tarih inşaatının malzemeleri, bir görüşün güdümündeki menkıbelerden, edebiyatçıların eğip bükmesinden böyle korunmalıydı. Gelin görün ki mimari olmadan malzeme hiçbir işe yaramaz."


- Tarihin Adları



203. ""Genelde halklar kendilerinin başka halklardan üstün olduklarına inanırlar saflıkla; tutkular birazcık birbirine karıştı mı hemen savaşın ateşi tutuşur: İki taraf da böcek ezercesine olabildiğince çok insan öldürür.
Ne kadar çok öldürürlerse o kadar çok şan ve şöhret kazanırlar. Kelle başına ödül isterler, tarifeye göre, bir köyü yakmışlarsa haç nişanı, yaktıkları büyük bir şehirse omuzdan bele inen bir kuşak isterler; bu kan tacirliğine de vatan aşkı denir..., komşu halkın üstüne yırtıcı hayvan gibi atıldıysanız vatan adına atılmışsınızdır; vatanınızın ne elduğunu sorsalar, bu konuda daha anlaşmaya varamadan birbirinizin gırtlağını kesersiniz.""


- Cahil Hoca



204. "Müzik dilsizdir. Fakat tam da bu yüzden, her şeyi ifade etme iddiasındadır."


- Suskun Söz



205. "Kusursuz hiçbir şey yoktur..."


- Cahil Hoca



206. "İnsan, bir zekanın hizmet ettiği iradedir"


- Cahil Hoca



207. "Bir zekânın bir başka zekâya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır."


- Cahil Hoca



208. "Her şeyde olduğu gibi delilikte de bir düzen vardır."


- Cahil Hoca



209. ""Bir haksız savaşlar vardır, tahakküm deliliğinin yol açtığı fetih savaşları; bir de haklı savaşlar vardır, saldırıya uğrayan vatan toprağını savunduğumuz savaşlar...""


- Cahil Hoca



210. "Öğrencileri bilgiye boğmamak, papağan gibi tekrarlatmamak gerek­tiğini o da biliyordu; öğrencilerin rasgele yollara sapmaması gerek­tiğini, çünkü asli olanı tali olandan, nedeni sonuçtan ayırınayı henüz öğrenememiş dimağların o yollarda kaybalacağını da bitirdi."


- Cahil Hoca



211. "Anlamak tercüme etmekten başka bir şey değildir, yani bir metnin -asla mantığını değil- eşdeğerlisini sunmaktan."


- Cahil Hoca



212. "Birine bir şeyi açıklamak, her şeyden önce, ona kendi başına anlayamadığını göstermek demektir."


- Cahil Hoca



213. "Bir zekânın bir başka zekâya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır."


- Cahil Hoca



214. "Her şeyde olduğu gibi delilikte de bir düzen vardır."


- Cahil Hoca



215. "
*"


- Cahil Hoca



216. "
*"


- Cahil Hoca



217. "Sanatı belli bir siyaset biçimine bağlayan bir duyulur-paylaşımı olmadan sanat ol­maz."


- Estetiğin Huzursuzluğu



218. "Pedagojinin miti dünyayı ikiye böler, dedik. Doğrusu şöyle olmalı: Zekayı ikiye böler. Mite göre, bir aşağı zeka vardır, bir de üstün zeka.
-Birincisi rasgele birtakım algıları kaydeder, hatırında tutar, alışkanlıklar ve ihtiyaçların dar çemberi içinde ampirik olarak yorumlayıp tekrarlar. Bu, küçük çocuğun ve halktan insanın zekasıdır.
-İkincisiyse şeyleri nedenleriyle bilir, yöntemli olarak basitten karmaşığa, parçadan bütüne ilerler."


- Cahil Hoca



219. "Bilmek hiçbir şey değildir, yapmak her şeydir."


- Cahil Hoca



220. "Özgürleşme... düşmanın dünyasında... yaşamanın bir yoludur."


- Nasıl Bir Zamanda Yaşıyoruz?



221. "Ev­rensel eğitime çok yakın görünen Sokratik yöntem işte bu yüzden en korkunç aptallaştırma biçimini temsil eder. Öğrenciye kendi bil­gisini fark ettirme iddiasındaki Sokratik sorgulama yöntemi aslında at terbiyecisinin yöntemidir: "Geçişleri, ilerleyişleri, dönüşleri yö­netir. Ona gelince, bir yandan zihin terbiyesini yönetirken emir ver­me onuruna erişip arkasına yaslanır. Zihin bir dolambaçtan öbürüne, yola çıkarken aklından bile geçirmemiş olduğu bir hedefe varır so­nunda. Ona ulaşmış olmasına şaşar, geri döner, kılavuzunu görür, şaşkınlık hayranlığa dönüşür ve bu hayranlık onu aptallaştırır. Öğ­renci, yalnız ve kendi başına bırakılmış olsaydı, o yolu takip etme­miş olacağını hisseder.""


- Cahil Hoca



222. ""Bir zekânın bir başka zekâya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır.""


- Cahil Hoca



223. "Halkı aptallaştıran öğrenimsizlik değil, zekasının aşağı olduğuna duyduğu inançtır."


- Cahil Hoca



224. "Kitap zekâların eşitliğidir."


- Cahil Hoca



225. ""Zekaların eşitliği gibi bir şey nasıl düşünülebilir?"diyorlardı onlar."Böyle bir kanı toplum düzeni bozulmadan nasıl yerleşebilir ki?'. Oysa tam tersini sormak gerekir: "eşitlik olmadan zeka nasıl mümkün olur ki? " Zeka, bilgiyle bilgi nesnesini karşılaştırmaya dayanan bir anlama kudreti değildir. Başkasının doğrulamasından geçebilecek şekilde, kendini anlaşılabilir kılmak kudretidir."


- Cahil Hoca



226. "Anlamak tercüme etmekten başka bir şey değildir, yani bir metnin -asla mantığını değil- eşdeğerlisini sunmaktan."


- Cahil Hoca



227. "Ertesi zaman, artık hiçbir şeye inanmayanların tekdüze ve hırçın zamanı değildir. Bu, inancın -hayat onu diri tuttuğu sürece- boy ölçüştüğü saf, maddi olayların zamanıdır."


- Bela Tarr, Ertesi Zaman



228. "''Dünyanın düzeni zıtların uyumundan oluşur. Vaktiyle Empedokles'in dediği gibi, bizzat sevgi ile nefret arasındaki gerilimden.''"


- Kurmacanın Kıyıları



229. "Çocuğun zekâsına çok yüklenmemek lazım, sağlığını ve yetilerinin doğru gelişimini tehlikeye atabilirsiniz maazallah..."


- Cahil Hoca



230. "Estetik devrim senaryosu, tahakküm ilişkilerinin estetik olarak askıya alınmasını, tahakkümsüz bir dünyanın ana il­kesine dönüştürmeyi önerir. Bu öneri bir devrimin karşısına bir başka devrim koyar: Aslında insanlığın ikiye ayrılmasını geri getiren, devlet düzeyinde devrim olarak kavra­nan siyasal devrimin karşısına, bir duyumsama cemaatinin oluşturulması anlamında devrimi çıkarır."


- Estetiğin Huzursuzluğu



231. ""Konuşan bir insandan daha güzel, daha öğretici bir gösteri yoktur..Ama dinleyicinin duyduğu üstüne düşünme hakkının baki olması, konuşmacının bu konuda taahhütte bulunması lazım. ... Dolayısıyla dinleyicinin konuşmacının aklıyla konuşup konuşmadığını doğrulaması lazım...""


- Cahil Hoca



232. ""Arayan her zaman bulur. İlle de aradığını, hele ki bulması gerekeni bulmaz. Ama bildiği şey ile ilişkilendireceği yeni bir şey bulur mutlaka...""


- Cahil Hoca



233. "Evrensel eğitimin birincil ilkesi şuydu: Bir şeyi öğrenip her şeyi onunla ilişkilendirmek."


- Cahil Hoca



234. "Arayan her zaman bulur. İlle de aradığını, hele ki bulması gerekeni bulmaz.
Ama bildiği şey ile ilişkilendireceği yeni bir şey bulur mutlaka."


- Cahil Hoca



235. ""Ne zaman ki bir halk haklarını bilir, artık onu yönetmenin tek yolu vardır: öğretim vermek.""


- Cahil Hoca



236. "İki temel yalan vardır; Doğruyu söylüyorum , diyen yalan ve Söyleyemem , diyen yalan."


- Cahil Hoca



237. "Aile yuvası, bir yandan, beyhude düşlenen kendine ait bir evdir, öte yandan engereklerin boğucu yuvasıdır."


- Bela Tarr, Ertesi Zaman



238. "Öğrenciye kendi bilgisini fark ettirme iddiasındaki Sokratik sorgulama yöntemi aslında at terbiyecisinin yöntemidir: “Geçişleri, ilerleyişleri, dönüşleri yönetir. Ona gelince, bir yandan zihin terbiyesini yönetirken emir verme onuruna erişip arkasına yaslanır. Zihin bir dolambaçtan öbürüne, yola çıkarken aklından bile geçirmemiş olduğu bir hedefe varır somunda. Ona ulaşmış olmasına şaşar, geri döner, kılavuzunu görür, şaşkınlık hayranlığa dönüşür ve bu hayranlık onu aptallaştırır. Öğrenci, yalnız ve kendi başına bırakılmış olsaydı, o yolu takip etmemiş olacağını hisseder."


- Cahil Hoca



239. "Köle hiçbir zaman yalnız yürümeyecektir; da­hası, hocanın dersini aydınlatma amacı dışında, kimse ondan yürü­mesini de istemeyecektir. Sokrates, Menon'un kölesinin şahsında, aslında hep köle kalacak bir köleyi sorguya çekmektedir."


- Cahil Hoca



240. "Çocuğun en iyi öğrendiği sözler, anlamına en iyi nüfuz ettikleri, kullanmak üzere en iyi benimsedikleri, açıklayan bir hoca olmaksızın, açıklayan bir hoca devreye girmeden önce öğrendikleridir."


- Cahil Hoca



241. ""Ne zaman ki bir halk haklarını bilir, artık onu yönetmenin tek yolu vardır: öğretim vermek.""


- Cahil Hoca



242. "Jacokot :"Bütün cümlelerin, dolayısıyla da onları üreten zekaların, doğası aynıdır. Anlamak tercüme etmekten başka bir şey değildir, yani bir metnin --asla mantığı değil-- eşdeğerlisini sunmaktan. Yazılı sayfanın ardında hiçbir şey yoktur: başka bir zekanın, açıklayanın zekasının çalışmasını gerektiren iki katlı bir fon yoktur; hocanın dili yoktur, yani kelime ve cümleleriyle bir metnin kelime ve cümlelerin mantığını ifade edebilecek bir dili...""


- Cahil Hoca



243. "❝Bir kere olan her zaman için mümkündür.❞"


- Cahil Hoca



244. "... gece gündüz çalışan biri."


- Cahil Hoca



245. "İnsanlar birbirlerini eşit görseydiler eğer, anayasa kısa sürede yapılırdı."


- Cahil Hoca



246. "Halkı aptallaştıran öğrenimsizlik değil, zekâsının aşağı olduğuna duyduğu inançtır."


- Cahil Hoca



247. "Harika düşünceli insanlar değil , harika ifadeli insanlar vardır."


- Cahil Hoca



248. ""Yapılara olduğu gibi anayasalara da sağlam ve engebesiz bir zemin gerekir.""


- Cahil Hoca



249. "Bir zekânın bir başka zekâya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır."


- Cahil Hoca



250. "Halkı aptallaştıran öğrenimsizlik değil, zekâsının aşağı olduğuna duyduğu inançtır."


- Cahil Hoca

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: