Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

İyi Köpekler Kötü Köpekler Ve Kuzey Toprakları - Jack London | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

İyi Köpekler Kötü Köpekler Ve Kuzey Toprakları Kitap Bilgileri


Yazar: Jack London
Tahmini Okuma Süresi: 1 sa. 52 dk.
Sayfa Sayısı: 66
Basım Tarihi: Eylül 2023
İlk Yayın Tarihi: 1907
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
ISBN: 9786254291081
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe


İyi Köpekler Kötü Köpekler Ve Kuzey Toprakları Kitap Tanıtımı


Jack London’ın köpeklere ilgisi, dünya klasikleri içinde yer etmiş Vahşetin Çağrısı, Beyaz Diş gibi romanlarından ibaret kalmadı. Çocukluğu çiftliklerde geçen Jack London neredeyse köpeklerle büyümüş, çiftlikten ayrıldıktan sonra bağı zayıflasa da onlara olan ilgisini asla yitirmemişti. Yazarlık yaşamı boyunca çeşitli vesilelerle onlara ilişkin gözlemlerini zenginleştirdi ve öykülerine yansıttı.

Elinizdeki kitapta yazarın farklı yıllarda yazdığı üç köpek öyküsü bir araya getiriliyor. “Kahverengi Kurt” (1906), “Ah O Benekli” (1907) ve “Batard” (1902) öyküleri insana yalnızca sadakatiyle değil, cesareti, dirayeti, zorbalığı, kibri, hıncıyla eşlik eden üç ayrı köpeği işleyerek insanın hayvanlarla kader ve duygu ortaklığını çarpıcı biçimde sergiliyor.

*Kahverengi Kurt
*Ah O Benekli
*Batard




İyi Köpekler Kötü Köpekler Ve Kuzey Toprakları Kitaptan Alıntılar


1. "Hiçbir şeye inandığı veya güvendiği yoktu."




2. "İyi şeyler gibi kötü şeyler de nihayetinde son bulur."




3. "İki şeytan bir araya gelirse kıyamet kopar derler."




4. "Çalışmanın, açlığın, soğuğun ve diğer sefaletlerin sonu gelmez."




5. "İyi şeyler gibi kötü şeyler de nihayetinde son bulur..."




6. "İyi şeyler gibi kötü şeyler de nihayetinde son bulur."




7. "Bir daha insanlar hakkındaki yargılarıma asla güvenmeyeceğim."




8. "Bir daha insanlar hakkındaki yargılarıma asla güvenmeyeceğim."




9. "Özgürlüğünü kazanır kazanmaz her zaman kaçıyordu.."




10. "İki şeytan bir araya gelirse kıyamet kopar derler.."




11. "Sevginin asla başaramayacağı şekilde, nefret bağlamıştı onları birbirine."




12. "Sevginin asla başaramayacağı şekilde, nefret bağlamıştı onları birbirine."




13. "Daima hezimete uğramasına karşın savaşmaya devam etti; doğası gereği mücadeleciydi çünkü. Asla boyun eğmedi."




14. "Gerçek olamayacak kadar güzeldi..."




15. ""Onu gerçekten seviyorsanız, onun mutlu olması, sizin de mutlu olmanız anlamına gelir.""





İyi Köpekler Kötü Köpekler Ve Kuzey Toprakları Kitap İncelemeleri


Jack London' dan güzel bir kitap bırakıyorum. Öncelikle kitabı çok sevdim.
Kitabımız 3 tane hikayeden oluşmaktadır. İlk hikaye beni çok etkiledi. Ayrıca ilk hikaye yazarımızın yaşamından da izler taşımaktadır.

Kitaptan çıkardığım sonuç ise;

Hayvanlara karşı bir sevgi ,merhamet, tatlı söz, ufak bir okşama gösterdiğimiz zaman nasıl sevecen bir hayvan olduklarını gösteriyorlar.

Ama sahibi tarafından, acımasızca dövülen, kızılan, nefret edilen hayvanı düşünemiyorum düşünmekte istemiyorum.

İlk hikaye de; sevginin kurt köpeği üzerinde ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Hikayenin son kısmı beni biraz buruk bıraktı.
Hayvanlara sevgi ve şefkat eli beslerseniz onun da size gelişi ve yaşamı,bir hayli sevgiyle beslenmiş olumlu yönde etkisini gösterecektir. Bu hikayede kurt köpeğin sahibine olan bağımlılığını da dikkat çekmek istiyorum.

İkinci hikayemiz benekli ise; sahibine karşı sadakatini gösteren bir kurt köpeği. Sahibi bırakıp gitmek istese de Benekli o zor yolları aşıp tekrar sahibini buluyor. Bu hikayede benekliden kurtuluş yok. Sahibine ne kadar da bağlı bir kurt köpeği.

Üçüncü hikayemiz Batard ise; hayvana yapılan acımasızca eziyetlerin ve sevgisizliğin baş gösterdiği hikayedir.
Bu hikaye yazarın Vahşetin Çağrısı adlı eserini yazmasına da nail olmuştur.
Hikayeye üzülmemeniz elde değil. Batard ne kadar sahibine bağlı ise sahibinden sevgi ve şefkat görmemiştir. Buna rağmen sahibine bağlıdır.

Sonuna çok üzüldüm. Eziyet gören masum hayvan değil de sahibi olan acımasız insan acı çekmiş olsa daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

İyi okumalar diliyorum.




Bu yıl okuduğum ilk kitaptı çünkü kitaplara çok odaklanamamıştım.
Hafif bi ve tadımlık bi kitap seçmek istedim ve Jack londonun üslubu kolay anlaşılır olduğu için yorulmadan hemencik bitirdim kitabı. Jack londonun köpek sevgisi gerçekten çok hoş çoğu kitapları köpekler hakkında olması çok hoşuma gidiyor

İyi köpeklerin sadık ve sahibi nerde olursa olsun bulmasıyla, kötü köpekleri hem ailesi hem de sahibi kötü olduğu için kötü köpek olmasıyla tasvir etmiştir. Belki de sahibi kötü olmasaydı iyi bi köpek olabilirdi Batard.

Beni bu kitapta en cok üzen şey öykü öykü olarak ayrılmasıydı ben bütün bi kitap olmasını isterdim.
Kötü köpeklerle iyi köpeklerin çatışmasını görmek isterdim ama insan-köpek çatışması üzerinde durulmuştu böylesi de gayet iyiydi ama ben iki tarafı da birlikte bi çatışma halinde görmek isterdim.

3 öyküden oluşuyordu kitap.
Kahverengi kurt: 7/10 güzel bi öyküyü ama Jack londondan beklediğim kadar iyi bi öykü değildi
Ah o benekli: 9/10 kendimi baya kaptırmışım içine baya çekti kitap beni
Batard: 8.5/10 yine beni içine çeken bi kitap oldu kötü bi köpeğin bile sahibine sadık olması ve sahibi kötü ve işkence çektiren biri olmasına rağmen kaçmak yerine onunla yüzleşmeyi tercih eden güçlü bi köpek olması aslında onu çokta kötü yapmaz çünkü ona kötü olmasından başka bi tercih bırakmadılar.




Beyaz Diş ve Vahşetin Çağrısı adlı muhteşem romanların ayak seslerini duyabileceğiniz harika üç öyküden oluşan güzel bir kitaptı. Üç sıradışı köpek ve onları anlatan üç öykü.
İlk öykü, eski ve yeni sahibi arasında zorlu bir seçim yapmaya mecbur kalan kurt kırması "Kahve"nin yaşamını anlatır. Tabiatında bulunan sertlikle kuzeyi ve eski sahibini özleyen Kahve, şefkat ve sevgilerine alıştığı Walt ile Madge'in yanından da ayrılmak istemez. Ancak, Kahve bir tercih yapmak zorundadır.
İkinci öykü ise favorimdi. Bu öykünün kahramanı son derece zeki bir köpek olan Benekli'yi anlatır. Benekli, konforundan taviz vermek istemeyen, tembel bir kızak köpeğidir. Ancak rahatına düşkünlüğü sebebiyle hiçbir şekilde iş yapmaz. Sahipleri ondan kurtulmak için türlü yollar denerler ama ondan asla kurtulamazlar.
Üçüncü öykü ise çok dokunaklıydı. Altına hücum döneminde, kuzeyde küçük bir maden ocağının işletme hakkını satın alan Fransız Leclere ve son derece muhteşem bir köpek olan Batard'ın düşmanlığı üzerine kurgulanmış. Sahibine asla boyun eğmeyen Batard, Leclere'in daha fazla kinlenmesine yol açar. İki tarafta birbirini boyun eğmeye ve pes etmeye zorlar. Aradaki bu korkunç nefret, ancak ikisinden birinin ölmesiyle sona erecektir.
Keyif alarak okudum, tavsiye ederim.




Jack London’un öyküleri, insanla doğa arasındaki çatışmanın ötesine geçip, hayvanlarla kurulan ilkel bağa da odaklanır. Özellikle kuzey topraklarında geçen metinlerinde — Vahşetin Çağrısı, Beyaz Diş, Bir Kuzey Macerası gibi — köpekler sadece taşıyıcı ya da yardımcı değil, aynı zamanda karakter sahibi, ahlaki tercihler yapan varlıklar olarak karşımıza çıkar.

London’ın “iyi köpekleri” sadakatle mücadele eder, “kötü köpekleri” genellikle insan eliyle yozlaşmıştır. Ama asıl dikkate değer olan, kuzey köpekleridir: ne evcil ne vahşi, hayatta kalmak için zeki, acımasız ama onurludurlar. Onlar, tıpkı kuzeyin insanları gibi doğayla uyum içinde yaşayan, sınırda varlıklardır.

Jack London’un kuzeye olan tutkusunun ardında ise kişisel bir arayış yatar. 1897’de Klondike Altına Hücumu’na katılmış, donmuş ırmaklar ve vahşi ormanlarla yüzleşmişti. Soğuk, açlık ve yalnızlık içinde gördüğü o haşin doğa, onun için hem bir sınav hem de bir esin kaynağı oldu. Köpeklerse bu sınavda insanın en kadim yol arkadaşlarıydı.

Sonuç olarak, London’un köpeklere ve kuzeye olan düşkünlüğü, sadece tematik değil, varoluşsal bir meselenin yansımasıdır: doğanın sessizliği karşısında hayatta kalma iradesi. Ve o iradeyi en yalın, en güçlü haliyle taşıyanlar çoğu zaman köpeklerdir.




Jack London’ın köpeklere ilgisi, dünya klasikleri içinde yer etmiş Vahşetin Çağrısı, Beyaz Diş gibi romanlarından ibaret kalmadı. Çocukluğu çiftliklerde geçen Jack London neredeyse köpeklerle büyümüş, çiftlikten ayrıldıktan sonra bağı zayıflasa da onlara olan ilgisini asla yitirmemişti. Yazarlık yaşamı boyunca çeşitli vesilelerle onlara ilişkin gözlemlerini zenginleştirdi ve öykülerine yansıttı. Elinizdeki kitapta yazarın farklı yıllarda yazdığı üç köpek öyküsü bir araya getiriliyor. “Kahverengi Kurt” (1906), “Ah O Benekli” (1907) ve “Batard” (1902) öyküleri insana yalnızca sadakatiyle değil, cesareti, dirayeti, zorbalığı, kibri, hıncıyla eşlik eden üç ayrı köpeği işleyerek insanın hayvanlarla kader ve duygu ortaklığını çarpıcı biçimde sergiliyor.

*Kahverengi Kurt *Ah O Benekli *Batard adlı üç adet kısa hikayeden oluşan Bi Eser. London'un akici dilini hepimiz biliyoruz. Özellikle hikaye türünde yazmasi ise kendince Bi oluşum oluşturuyor. Akıcı, surukleyici ve sıkmadan okunabilecek Bi Modern Klasikdir.
Küçük Bi mola verdiğinizde Bi kahve süresince okuyabilirsiniz.
Jack London’ın köpeklerle olan bağını hepimiz biliyoruz. Hatta bu kitapta son eser olan Batard adlı köpek karakterinden ulrta etkileniyor. Başlarda kısa bi hikaye yazmak isterken bu kurgu aşırı ilerliyor kendince. Sonrasında yine Barnard tarzında Bi hikaye yazma girişimine başlıyor fakat öylesine akıyor ki yazdıkları ortaya Vahşetin Çağrısı adlı kült Bi eser çıkıyor. Yazarın kendi yazdıklarından da etkilenmesi bu olsa gerek.
Okumak isteyenlere tavsiye ediyoruz elbette.
Sevgi sağlık ve kitapla kalın...



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: