Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

İsyan Günlerinde Aşk - Ahmet Altan | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

İsyan Günlerinde Aşk Kitap Bilgileri


Yazar: Ahmet Altan
Tahmini Okuma Süresi: 14 sa. 17 dk.
Sayfa Sayısı: 504
Basım Tarihi: Ekim 2017
İlk Yayın Tarihi: 16 Mayıs 2001
Yayınevi: Everest Yayınları
ISBN: 9786051416199
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


İsyan Günlerinde Aşk Kitap Tanıtımı


Aldatanlar aldatmakla yetinmezler; onlar, ihanete uğrayandan bunun için üzülmemesini, kahırlanmamasını, dertlenmemesini, sevdiğinin bir başkasıyla yaşadığı hazzın üstüne kendi acılarının gölgesinin vurmasına izin vermemesini de isteyecek kadar bencilleşirler. İhanetin yarattığı ve hem aldatanın hem aldatılanın hayatına yayılan kederli gölgeyi, isterler ki aldatılan temizlesin, aldatanı vicdan azabından, suçluluktan, bir başkasını haksız yere üzmüş olmanın utancından kurtarsın; bunu elde edebilmek için aldattıklarının önünde alçalmayı, kendilerine acındırmayı, gülünç şaklabanlıklarla bir gülücük koparmaya uğraşmayı mubah sayarlar ama ne yaparlarsa yapsınlar bu armağanı aldattıklarından alamazlar; aldatılan, elinde kalan son silahı asla kendini aldatana gönül rızasıyla teslim etmez. Ragıp Bey de, şehrin bir isyanla sarsıldığı o akşam, akıbeti meçhul bir yolculuğa çıkarken, istediği armağanı alabilmek için farkına varmadan kendisini acındırmaya uğraştı; eğer yaptığı şeyin farkına varabilseydi bunu asla yapmazdı ama o anda, kendi kederiyle soğumuş kadının bir tebessümüne, yarı karanlık odada tek başına Kuran okuyan yalnız kadının kendisine bağışlayacağı bir vicdan rahatlığına öylesine muhtaçtı ki kendisine hâkim olamadı. "Bir çatışma kaçınılmaz gözüküyor, gidip de dönmemek var, hakkınızı helal edin." Hatice Hanım'ın verdiği cevabı hiçbir zaman unutmadı: "Benim sizde bir hakkım yok."




İsyan Günlerinde Aşk Kitaptan Alıntılar


1. ""Ölüm herkese adım adım yaklaşıyordu
ve kimi alıp götüreceği belirsizdi.""




2. "Herkes kendinde olmayanı arardı, bazen o aradığı, başkalarının bulmaktan korktuğu bir şey olsa da."




3. ""Okumaya erkenden başlıyorsunuz galiba."
"Ben kitapsız dolaşamam, hep elimin altında bir kitap bulunsun isterim.""




4. "Alttan alta kaynıyor memleket, bu böyle çok gitmez, elden de bir şey gelmiyor."




5. "Hangi kadın, bir savaşın bir aşktan daha önemli olduğuna inanırdı ki, buna inanmak erkeklere mahsus bir budalalıktı."




6. "....bir boşluğa bağlandığını bilmenin sancılı tedirginliğiyle yaşıyordu."




7. "Tanrı, hayatı şeytanla paylaşmaya razı olsa da ölümü hiç kimseyle paylaşmıyordu."




8. "Ne zamandan beri Rabbimize giden yola silahla çıkılıyor?"




9. ""

O genç yüz,henüz duygularını
saklamaya muktedir değildi..

""




10. "Yaşananlara karşı tepkisiz duruyordu ama Anna Karenina için ağlayabiliyordu."




11. "''Herkes kendinde olmayanı arardı, bazen o aradığı, başkalarının bulmaktan korktuğu bir şey olsa da.''"




12. "Geçmiş onu bırakmıyor, o geleceğe erişemiyordu."




13. ""Hangi kadın, bir savaşın bir aşktan daha önemli olduğuna inanırdı ki, buna inanmak erkeklere mahsus bir budalalıktı.""




14. ""Güven öyle tuhaf bir şey ki,".... "o duyguya sahip olduğunda duyduğun rahatlık, güvenin kendisini bile küçümsemene neden oluyor.""




15. ""Hiçbir hakikat yeterince hakiki değildi.""





İsyan Günlerinde Aşk Kitap İncelemeleri


Isyan Günlerinde Aşk, Ahmet Altan'dan okuduğum dördüncü kitap oldu.Tarihin dönem akışını anlatırken birbirinden güzel insan ve ruh tahlilleri de yapan harika bir dönem kitabıydı. Bu kitap aslında Altan'ın "Kılıç Yarası" kitabının devamıymış ama ben bunu bilmeden okudum. Yine de tek başına da anlam bütünlüğünü sağlayarak çok akıcı bir şekilde anlatılmış.

Roman 31 Mart Vakasında çıkan isyanı konu alıyor.Istanbulda bulunan Avcı Taburları Subaylara karşı ayaklanıyor ve isyan başlıyor.Seriat yanlısı halk da askere destek veriyor ve şehirde dağınık bir isyan başlıyor.2. Meşrutiyetin ilanından sonra Harekat Ordusuyla bu isyan bastırılıyor ve padişah 2. Abdülhamit tahttan indirilerek sürgün ediliyor....

Tarihin tanık olduğu kanlı sokaklar, sürgünler, arkada kalan çaresiz insanlar, dağılan aileler,ortada kalan kadın ve çocuklar... Ve tüm bunların yanında yaşanan aşklar...

Romandaki kurguyu çok beğendim. Üç farklı koldan farklı karakterlerle çok akıcı bir şekilde ilerliyor. Ragıp Bey ve Dilara Hanım, Hikmet Bey, Mehpare Hanım, Hediye, Dilevser, Rukiye, Reşit Paşa, Mihrişah Sultan... Tüm karakterler çok ince bir şekilde düşünülmüş. Uzun süredir bu kadar dolu ve akici bir kitap okumamıştım, bitmesin istedim nerdeyse :)

Kesinlikle tavsiye edilir. Keyifli okumalar...




Alışkanlıklarım ve kendi hayatım için yaktığım sigaraları uzun zaman sonra kitap kahramanları için yaktım. İçinde bir eksiklik bırakacağına sevdiğinden çok uzaklara gitmeyi göze alan Ragıp Bey, her şeyini kaybeden bir dostun yanından gitmeyi vefasızlık sayan Reşit paşa ve nazarımda en önemli kahraman olan; sevgisi için yaşayıp sevgisi için hiçbir şey dile getirmeden intihar eden sevgili Hediye: sizler için yaktığım şu sigaranın hazzı ve çilesi ayrı güzel. Her satırını her olayını keyifle okumama vesile olan Kıymetli arkadaşım ve kitabın güzel yazarı hepinize ayrı minnettarım. İsyan Günlerinde Aşk... Belki de en güzel aşk insanların canını kurtarma derdine düştüğü zamanda, canından önce düşündüğü ve canı kadar önem verebileceği zamanda yaşanan aşktır. Bir subay da olsanız, bir hizmetçide olsanız, bir şeyh dahi olsanız duygularınızdan kendinizi soyutlamanız bazen mümkün olmuyor. Kitap hakkında yazılacak o kadar şey var ki ne yazsam yine eksik kalacak diye düşünüyorum. Ülke en alt kesiminden en üst kesimine kadar her şey değişime doğru yol alırken, vatan elden gidiyor naraları atılırken, saltanat yanlıları ve yenilikçiler kendince yeni yollar düşünürken, insanlar hem canı derdindeyken hem geleceğin korkusuyla yaşarken, doğru nerede yanlış nerede diye sabahlara kadar düşünmek zorunda olup buldukları yoldan emin olamazken, bunlar kadar önemli olan aşk serüvenlerinin kaleme alındığı nadide bir eserdir. Her cümlesi ve her noktası için yazarın kalemine ve eline sağlık diyeceğimiz güzel eserlerden biridir. Elinizden bırakamayacağınız bir kitap olacağı fikrindeyim. Yeni okuyuculara güzel bir yolculuk olacaktır.




Bu kitaba seveceğimi çok düşünmeyerek başlamıştım fakat beni şaşırttı. Genelde Türk yazarların kadın karakter yazımını sevmesem de bu kitap kesinlikle hoşuma gitti. Öncelikle bundan başlayayım. Kitapta hem eski tarz düşünceler hem de yeni yargılara yer verilmiş. Özellikle çağdaş düşünceleri kadın karakterin ağzından okumak çok hoşuma gitti.
Kitap neredeyse 100 yıl öncesinde geçmesine rağmen o kadar tanıdık ki. Yaşanan olaylar, karakterler, yargılar, düşünceler...
Dönemimiz her ne kadar daha gelişmiş gibi görünse de en derine inip bakarsak hala aynı sorunlarla uğraştığımızı görebiliriz.
Diğer bir sevdiğim yön kitap size tam karakterler sanki gerçekten yaşıyormuş gibi hissettirdiğinde onların ölü olduğunu hatırlatıyor. Bu okurken bir kaç kez duraksamama neden oldu çünkü o dönemde gerçekten böyle insanların yaşadığı fakat şuan ölü oldukları gerçekliğini çarptı. Bizler tarihi okurken, öğrenirken hep belli başlı ölümsüz insanları biliyoruz. Sanki onlar dışında o dönemde birisi yaşamamış gibi geliyor. Fakat o dönemde de bir sürü insan yaşadı ve şimdi hepsi ölü. Aynı şuan gibi. Kitapta ölüme olan atıflar da güzeldi. Bazenleri karakterler geleceklerinde olan ama o an bilmedikleri olaylara atıf yapıyordu ve bu çok garip hissettirdi.
Uzun zamandır tek bir karakter ve onun başına gelenler hakkında olan kitaplar okuduktan sonra bu kadar çok karakteri olan ve onların duygularını derinlemesine anlatan bir kitap okumamıştım. Kesinlikle kitabı bir adım daha öne çıkarıyor.
Ben severek okudum ve merak eden herkese öneririmm.




Sigara kullanıyor olsaydım eğer

gibi ben de bu kitaptaki karakterler için yakardım, en çok da Hediye ve Ragıp için. Bazı kitapları bitirmek için okuruz, ama ben bu kitabı okurken bitsin istemedim, sindirerek okudum ve sigara dumanını çeker gibi çektim içime her karakteri. Ahmet Altan'ın kaleminin bu kadar sağlam olduğunu düşünmezdim hiç. Aldatan, aldatılan, dost, hain, karşılıksız seven, karşılık bulan her karakter öyle güzel anlatılmış ki hiç biri için "belki"ye "acaba"ya yer bırakılmamış.
Nedir kahramanlık? Eline silah alıp vatanı için savaşmak mı, hayatının son dönemlerini yenilmiş bir padişahın yanında geçirmeyi tercih etmek mi?
Peki aşk? Hikmet Bey, kendisine aşık olan Hediye için bakın ne güzel söylemiş: "Eğer hayatım, kırılacak bir eşya, bir bardak ya da bir vazo, ne bileyim öyle bir şey olsaydı eğer, bunu tutması için Hediye'ye verirdim,' demişti, 'ondan başka herkes, bir dalgınlık anında onu bir yerde bırakabilir, düşürebilir, bir acı duyduğunda elinden atabilirdi ama o, hiçbir zaman, hiçbir şartta onu elinden bırakmazdı." Ve ben bütün duygularımı bu alıntıya bırakabilirim, bu kadar sevildiğini bildiği halde canını en çok da kendisi yaktığı için.

Baştan sona kadar her satırıyla harika bir kitaptı... Dahası yok. Dahasını ancak siz okursanız hissedebilirsiniz...




Eveeeeet nerden nasıl başlayayım bilmiyorum. Ahmet Altan genelde siyasi yazılarından tanıdığım bir yazardı. O yüzden biraz mesafeliydim. Kılıç yarası gibi kitabı Ters köşe yaptı. Ve sonra bir yıl geçmesi gerekti galiba bu kitap İçin. Veyl olsun ki devam kitabı olduğunu bilmiyordum. Yoksa nefes almadan hemen buna başlardım. Kitap o kadar mükemmel ki. Kimle kıyaslayacağımı kime benzeteceğimi bilemedim. Kılıç yarasının devamı bir kere ardı ardına okunmalı. Dili o kadar şahane ki betimlemeleri tasvirleri. Sanki o şehirlerde geziyor konaklarda yaşıyorsunuz. Ogün ki zamana götürseler kaybolmadan gezebilirim diyorsunuz. Dönem kitabı olduğu İçin çok olaylara hakim olmamakla birlikte kimseyi incitmeyecek tarzda verilmiş olaylar. Ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Sadece şeyhin aldatma olayına ses çıkarmayışı herkesin yanlışı yanlış gördüğüyle ilgilidir tarzı cümlesi mantıksız geldi. Ama o Bile çok naif bir şekilde anlatılmış. Dedim ya. Yazarın dili muhteşem ötesi müstesna. Ben bayıldım. Kitap mutlaka ama mutlaka okunması gereken bir kitap. Şahıslardan kime mi en çok üzüldüm. Hatice’ye... minicik yavrusuyla aldatılıp baba evine dönmek zorunda kalan Hatice’ye... kitabın en silik karakterine üzüldüm. Ama sen ne güzel bir kalemsin Ahmet Altan demeden bitiremeyeceğim. İyi okumalar



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: