İslam ve Batı Kitap Bilgileri
Yazar: İbrahim Kalın
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 45 dk.
Sayfa Sayısı: 238
Basım Tarihi: Mart 2019
İlk Yayın Tarihi: Mart 2019
Yayınevi: İsam Yayınları
ISBN: 9789753898799
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
İslam ve Batı Kitap Tanıtımı
Tarihte İslâm ve Batı medeniyetleri kadar yakın ilişki içinde olan başka iki uygarlık görülmemiştir. Çatışma, rekabet, uzlaşma ve birlikte yaşama biçimlerine bürünen bu ilişkinin tarihi, aynı zamanda farklı "ben" tasavvurlarının ve "öteki" algılarının tarihidir. Bu çalışma, iki medeniyet arasındaki ilişkileri tarihî seyri içerisinde incelemekte ve günümüz sorunlarını bu tarihî arka plana dayanarak tahlil etmektedir. İslâm'ın tarih sahnesine çıktığı VII. yüzyıldan Orta Çağ'a, Haçlı seferlerinden Endülüs'e, Avrupalı gezginlerden oryantalistlere kadar İslâm ve Batı kavramlarının nasıl algılandığı, farklı algılama biçimlerinin gerçekliğin yerine nasıl konulduğu ve bunların hangi gerginlik alanlarını ürettiği çarpıcı örneklerle anlatılmaktadır.
İslam ve Batı Kitaptan Alıntılar
1. "Evlâdım, ben geçmişe ağlamıyorum; zira artık geriye dönüş yok. Ben asıl bundan sonrası için ağlıyorum;"
2. "Bir arada yaşamanın asgari şartı, herkesin kendi kalarak ortak iyide uzlaşmasıdır."
3. ""Dünya müminin zindanı, kâfirin cennetidir.""
4. "...Beni en çok endişelendiren şey, bir gün müslümanlar, hıristiyanlardan ayırt edilmez hale gelelecekler; onlar gibi giyinecekler ve onların yediklerinden içtinap etmeyecekler."
5. ""Almanya pembe ve büyük bir elmadır. Fakat içi kurtludur.""
6. "Eğer babalar dinlerini ihmal ederlerse, torunlar o dini tekrar nasıl yükseltebilirler? Eğer fetihler sultanı imanını muhafaza etmezse, onun haleflerinden ne beklenir?"
7. "İnsanlar sadece kullanma ihtiyacı duydukları şeylere isim verirler."
8. ""Almanya pembe ve büyük bir elmadır. Fakat içi kurtludur."
••Ahmet Hâşim"
9. "Ahlâkî temellere dayanmayan bir çoğulculuk, bizi ancak kültürel anarşizme götürür."
10. "Avrupa'nın maddi üstünlüğü, onun iyi ve doğru olduğu anlamına gelmez."
11. "Kur'an bütün ilahi dinler gibi, insan oluşun asgari şartını ahlâkîlik olarak tanımlar."
12. "Beni en çok endişelendiren şey, bir gün müslümanlar, hıristiyanlardan ayırt edilemez hale gelecekler."
13. "Kelimelerin soyut ve indirgemeci rahatlığına sığınmak, gerçeklikten uzaklaşma riski taşımıyor mu?"
14. "Batı'yı İstanbul sokaklarında,Tahran caddelerinde,Delhi meydanlarında,Tokyo metrosunda görmek mümkün."
15. "İslâm, İslâm dininin kendisi için kullandığı ve Kur'an'da geçen bir kelime. “Allah'a teslim olmak yoluyla barış ve huzura kavuşmak” anlamına geliyor."
İslam ve Batı Kitap İncelemeleri
İslam ve Batı medeniyetlerinin tanışmasından günümüze kadar olan etkileşimini, çatışmasını, birlikte yaşama durumunu, Endülüs Medeniyeti de dahil olmak üzere belli bir sıraya göre anlatan özet bir kitap.
Aslında özellikle Türk ve İslam tarihine ilgi duyanlar bu kitabı okumaya başlayarak daha detaylı olarak incelemelere geçebilir. Bu açıdan bakıldığında merkez kitap olabilir.
Aslında kitabın arka kapak yazısı daha net bir anlatım sunabilir ve bu nedenle aşağıda paylaşıyorum:
“Tarihte Islâm ve Batı medeniyetleri kadar yakın ilişki içinde olan başka iyi uygarlık görülmemiştir. Çatışma, rekabet, uzlaşma ve birlikte yaşama biçimlerine bürünen bu ilişkinin tarihi, aynı zamanda farklı "ben" tasavvurlarının ve "öteki" algılarının tarihidir. Bu çalışma, iki medeniyet arasındaki ilişkileri tarihi seyri içerisinde incelemekte ve günümüz sorunlarını bu tarihi arka plana dayanarak tahlil etmektedir. İslâm'in tarih sahnesine çıktığı VII. yüzyıldan Ortaçağ'a, Haçlı seferlerinden Endülüse, Avrupalı gezginlerden oryantalistlere ve günümüzün popüler kültür eserlerine kadar İslâm ve Batı kavramlarının nasıl algılandığı, farklı algılama biçimlerinin gerçekliğin yerine nasıl konulduğu ve bunların hangi gerginlik alanlarını ürettiği çarpıcı örneklerle anlatılmaktadır.”
İyi okumalar dilerim.
İbrahim Kalın, ülkemizde Cumhurbaşkanı sözcülüğünü ve danışmanlığını yapan, Türkü söyleyen, Tarih alanında Malezya'da yüksek lisans yapmış bir isim.
Esere geldiğimizde ise adından belli olacağı üzere kitap; İslam ve batı medeniyetlerinin tarihsel süreçte birbirleriyle ilişkilerini, çatıştığı ve uzlaştığı noktaları anlatıyor.
eserindekine bezer şekilde doğu ve batı toplumlarının ilişkisini daha eski tarihlerden bugüne gelerek aktaran yazar, yaşanan olayların çözümünde "ortak iyi" kavramına vurgu yaparak kendimiz kalarak evrensel değerlere sahip çıkmanın uzlaşmada olmazsa olmaz olduğunu vurguluyor.
Yazarın diline geldiğimizde ise kendisi bir muhafazakar olmasına rağmen 'öteki olanı dışlamadan' bahsettiği her konu hakkında birçok atıflar yaparak açıklıyor. Çok kavramsal kelime kullanmasa da dediklerini tam manasıyla anlamak için biraz bilgi birikiminin olması gerektiğini düşünüyorum.
Kitapta, İslam'ın ortaya çıkışından itibaren batı toplumlarının İslam'a yaklaşımlarını, bakış açılarındaki değişimleri ve dönem dönem yaşanan olaylarla birlikte birçok yazarın İslam ve batı üzerine düşüncelerini bulabilmek mümkün. İslam medeniyeti ve Batı medeniyeti arasındaki ilişkileri anlayabilmek için okunması gereken bir eser. Keyifli okumalar...
Es-Selam,
Yine müthiş bir eser.
Öncellikle İbrahim Kalın siyasi kariyerinin ötesinde tarihçi kimliğiyle öne çıkan bir şahsiyettir. Özellikle İslam Tarihi,Batı Tarihi ve dinler tarihi alanında yetkin ve sıra dışı fikirleri var. Bu eseri de küçük ansiklopedi özeti gibiydi benim için. İslâm ve Batı kavramlarını yan yana getiren İbrahim Kalın olduğundan farklı bir yorum da katmış. Tarih boyunca İslam medeniyeti ve Batı dediğimiz Avrupa medeniyetinin birbirininden uzak oldukları kadar bir o kadar da yakınlıklarını dile getirmiş. Birbirlerinden kopuk alakasız olan iki medeniyetin aslında birbirleriyle iç içe olduğunu anlatmış desem umarım mübalağa etmiş olmam. Çünkü toplumsal olarak kesiştikleri noktaları ele almış. Kâh siyasi kâh sanat kâh edebiyat veyahut bilimsel alanda hep bir ortak noktada buluşmuş ve birbiriyle alışveriş halinde olmuştur bu iki medeniyet. Ama bu kopuklugun aslında manevi kopukluk olduğunu anlamaktayım. Ya da insanoğlunun veya daha çok Batılıların fıtratı inkar ile asla ((kökene) dönmelerine direnmelerinin sonucu olarak görmekteyim. Çünkü insanlık tarihî boyunca hâk olanı hep inkar edip kendi uydurdukları ve hakikat sandıklarına inanmaları yüzünden şuan ideolojik anlamda çatışmalar yaşanmakta. Batı kavramı ilk olarak sadece coğrafya iken bugün karşılık olarak bir sürü kelime eklenebilir. Kitap bu süreci de ele almış. Fikir açısından müthiş geliştirici ve ufuk acıcı. Tavsiyemdir. Kalem ve not defteri ile okunacak bir kitap ..
İbrahim Kalın'ı ilk defa okudum. Öncesinde internette denk geldiğim videolarındaki konuşmaları hoşuma gitmişti. İspirli bir hemşehrim olduğunu arkadaşlarımdan öğrendiğim profesörün kitabını kütüphanede denk gelince almadan geçemedim.
Kitap bir din olan İslam ile bir medeniyet olan Batı arasındaki ilişkileri, medeniyetlerin "ben" tasavvurlarının "öteki" tanımı üzerindeki etkisini birkaç bölüm altında inceliyor.
Öncelikle "Batı" kavramının 16. yüzyıla kadar var olmadığını, o zamana dek Avrupa'nın Asya'nın batısı olarak tanımlandığını aktarıyor.
İslam'ın 7. yüzyılda doğuşu sonrası 16. yüzyıla değin Avrupa'yı nasıl etkisi altına aldığını, Antik Yunan'ı Arapça eserlerden tercüme eden Avrupa'nın, daha genelde Batı'nın, İslam dinine olan olumsuz bakış açısının İslam medeniyetine olan hayranlık ile bir arada nasıl geliştiğini anlatıyor yazar.
Burada son sözü tekrar etmekte yarar var. Batı İslamiyeti bir din olarak kabul etmeyip onu hor görürken, bir medeniyet olarak İslam'a hayranlık dolu bir bakış açısıyla yaklaşıyor.
İlerleyen bölümlerde Endülüs; İslamiyet, Hıristiyanlık ve Yahudilik'in nasıl bir arada huzur ve mutlulukla yaşadığına, bir hoşgörü ortamının medeniyet ile kültür gelişimine nasıl zemin hazırladığına bir örnek olarak gösteriliyor.
Kitabın son kısmında Amerikalı elçi Wallece ile Abdülhamid arasındaki ilginç ve kaydadeğer ilişkinin de Batı ve İslam arasında var olabilecek huzurlu ve sürdürülebilir bir ilişkinin örneği olarak gösterilmesi görülmeye, okunmaya değer.
Velhasıl, güzel kitap, güzel yazar...
Ön yargılarınızı yıkıp öyle okuyun ve ön yargınız okumamanıza mâni olmasın. İbrahim Kalın'ı siyaset, parti kimliğini bir kenara bırakalım değerli bilimsel edebiyatçılarımızdan.
"Ben ve Öteki" algıyı güzel ve bilimsel (kaynakça) bir şekilde belirtmiş. İbrahim Kalın dan okuduğum ilk kitap, ilk kitaptan bu kadar etkileneceğim ve kolay anlayabileceğimi aklıma gelmezdi. Halk kitlesindeki herhangi biri rahatlıkla okuyabiliyor ve genel kültür olarak kendine güzel şeyler katıyor. İmkânım olsa da dünyadaki herkese okutabilsem.
Kendi düşüncelerinden ziyade kaynakçalardan istifade ediyor. Bilimsel bir yazı diyebilirim. Batı tarafından bize gösterilen İslâmîyet gerçeğini ve neden böyle yaptığını kitaptan öğreniyoruz. Kitabı birkaç bölüme bölmüş ve her bölümde sizi yormayacak ayrıntılar, paragraflar var. "Ben tasavvuru" algısında uzun duruyor her bölümde rastlayabilirsiniz. Ne yazık ki çoğumuz siyaset kimliği nedeniyle ön yargılı yaklaşıyoruz, bu yanlış ön yargınızı yıkın. Ön yargı sizi bir kutuya hapseder yeni fikirler, yeni insanlar tanımanıza mâni olur. Bol bol altını çizeceğiniz ve dolu dolu notlar alacağınız harika bir bilimsel yazı.
İslâm ve Batı'yı birbirinden ayrı iki farklı kutup olarak değil de birbirini tamamlayan, ayrılması, ayrı görmek yanlış olduğunu söyleyen ve bu konu hakkında güzel çıkarımlar yapar. Edebiyat kimliğine hayran kaldım. Diğer kitaplarını severek okuyacağımdan eminim ve siz de bu kitaptan çok istifade edeceksiniz.