İpek Çalışlar En Beğenilen Sözleri
1. "Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz."
- Latife Hanım
2. ""Kadınların kırık kalpten öldüğü günler artık çoktan geçmişte kaldı.""
- Latife Hanım
3. "Kim demiş bir kadın küçük şeydir. Bir kadın belki en büyük şeydir."
- Latife Hanım
4. "Ancak Latife'nin aşkı kayıtsız şartsız bir aşk değildi. Onurunun çiğnendiğini düşündüğü anlarda kontrolünü yitiriyor ve bütün köprüleri yakarak meydan okuyordu."
- Latife Hanım
5. "Her şeyin farkındayım, savaşabilirim ama silahım yok."
- Latife Hanım
6. "“... ve insan en sefil bir ölüden bile kıskanmadığı sevgiyi, en üstün bir diriden esirger, çünkü ölü kıskanılmayan yegâne insandır.”"
- Latife Hanım
7. ""Ben iki kere öldüm, 1925'te ve 1938'de"."
- Latife Hanım
8. "Türkiye'nin kurtarıcısı, dünyaya gelmiş geçmiş büyük kumandan ve dâhilerden Gazi M. Kemal Paşa"
- Latife Hanım
9. "“Elbette asırların önyargılarını kırmak seneler alacak, ama geçmişin eli çok geçmeden bizi yönetemez olacak.”"
- Latife Hanım
10. ""Kitap alışverişiyle başlayan yakınlık, ortak noktaları olan derin bir arkadaşlığa dönüştü.""
- Latife Hanım
11. "Rumelilerin meraklı olduğu "A be!" nidasını da sık kullanırdı.
..........
Kızgınlığı ve kırgınlığı beş dakikada geçerdi. Küfürbaz olmadığı söylenirdi.
...........
Elinden kehribar tespihi eksik etmezdi.
............
Gün içinde ve gece boyunca defalarca kahve içerdi. Çok sigara içer, genelde peşpeşe yakardı.
...............
Güreş, at binme ve bilardoyu severdi.
.............
İçkisine çok müdahale ettiği için Hikmet Bayur'u Afganistan'a büyükelçi olarak göndermişti.
......
Kumandan olarak Muhammed Peygambere, Fatih'e ve Timur'a hayrandı.
......
Enteresan bulduğu kitabı bitirene kadar elinden bırakmak istemezdi."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
12. ""Kocaman bir kütüphanesi vardı. Özellikle Alman yazarlarını çok seviyor, pek çoğunu ezbere okuyordu. Arapça, Farsça, Latince, İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca ve Rumca'ya hâkimdi. Bildiği yabancı diller onun dünyaya daha çabuk açılmasını sağladı.""
- Latife Hanım
13. "“İnsanları susturmak kolay, birkaç kişi sürüldü mü her şey yatışır gibi olur. Fakat gel de bir insanın kafasından düşüncelerini söküp atıver. Fikir kül altında barınan bir kıvılcım gibidir. Bütün ümit bu kıvılcımlarda. Onlara hiçbir el dokunamıyor.”"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
14. "M.Kemal; “Ben zaten evlenmek için evlenmek istemiyorum. Vatanımızda yeni bir aile hayatı yaratmak için önce kendim örnek olmalıyım.”"
- Latife Hanım
15. "“Latife Hanım’ın pek çok yakınına;”Ben iki kere öldüm: 1925’te ve 1938’de” dediği biliniyor.”"
- Latife Hanım
16. ""İki güzel mavi gözle karşılaştım.""
- Latife Hanım
17. "M.Uşakizade; “Ablam fevkalade bir kadındır. Fakat Gazi’ye karşı herhangi bir erkeğe yapacağı muameleyi yaptı. Tarihte ender yetişen bir dahi ile evli olduğunun farkında değildi.”"
- Latife Hanım
18. "Bilirsiniz ki ben sizin yanınızda dinlenirim."
- Latife Hanım
19. "Anladık ki insan sürülebilir, hatta imha edilebilir, fakat fikir öyle değil. Fikir kafadan kafaya, devirden devire atlar geçer ve kendini gösterir."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
20. ""Ben iki kere öldüm, 1925'te ve 1938'de.”"
- Latife Hanım
21. "Yedi deve yükü ile girdiği köşkten tek bavulla çıkmıştı"
- Latife Hanım
22. "“Bizim birlikteliğimiz en çok kafalarımızın birlikteliğinden doğdu.”"
- Latife Hanım
23. ""Beraber yaşamaya başladığımızda, köle pazarından en ucuz fiyata alınmış bir köle bile bendeki itaatkar ruh haline sahip olamazdı""
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
24. "Dünyada en kısa süren şey saadettir."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
25. "Fransa'da direnişin haberlerini takip eden Latife bir gazetede Mustafa Kemal Paşa'nın fotoğrafını kesmiş, uğur getirsin diye boynundaki madalyona yerleştirmişti. Tüm kalbi ile inanıyordu Mustafa Kemal Paşa İzmir'i de işgalden kurtaracaktı."
- Latife Hanım
26. "ama memlketi kurtarmadan evlenmeyi gereksiz buluyordu."
- Latife Hanım
27. "Yüzyıllardır kadınlar köleleştiren gelenekler yıkmak, erkeklerin kölesi olmaktan kurtarmak için çalışmaya kararlıydı."
- Latife Hanım
28. "14 Mart 1923 tarihli New York Times; “Yeni rejimin en önemli amaçlarından biri Türk kadınını özgürleştirmektir.”"
- Latife Hanım
29. "“Latife’nin aşkı kayıtsız şartsız bir aşk değildi. Onurunun çiğnendiğini düşündüğü anlarda kontrolünü yitiriyor ve bütün köprüleri yakarak meydan okuyordu. Bu kadar kuvvetli iki karakter bir arada nasıl yaşayacaktı?”"
- Latife Hanım
30. "-bırakın da benim gibi yaşayan ölülere türbedarlık edenler ağlasın.-"
- Latife Hanım
31. "Mustafa Kemal o gece kurulan ziyafet masasında "Evleniyorum!" dedi.
"İzmir Fatihi'nin kalbini fetheden bu bahtiyar kim?" sorusunu da şöyle yanıtladı.
"Pek öyle ahım şahım değil. Fakat öyle zeki ve samimi konuşuyor ki... İnsanın kafasından geçeni biliyor!"
Sonra da ekledi :"Ben zaten evlenmek için evlenmek istemiyorum. Vatanımızda yeni bir aile hayatı yaratmak için önce kendim örnek olmalıyım. Kadın öyle umacı gibi kalır mı?"
- Latife Hanım
32. "“Mustafa Kemal Paşa mutfağa geldi ve bir el işaretiyle beni çağırdı. Dudaklarında bir gülümsemeyle, ‘Bu daveti düğüne dönüştürmemize bir itirazın var mı?’ diye sordu. Babamla konuşup konuşmadığını sordum. O da ‘Konuşacağız’ dedi. Sonra da babama haber gönderdi. Babam, ‘Size uygunsa bizim için de uygundur’ demiş. Benim heyecanımı ve mahcubiyetimi tahmin edebilirsiniz. Ben belki de kocasıyla birlikte nikâh masasına oturan ilk Türk kızıydım.” "
- Latife Hanım
33. ""Türk kadınının kapalı yaşamasının bir kaide olduğunu zannediyorsanız yanılıyorsunuz.”"
- Latife Hanım
34. "“Fakat bizde her şey yasak. Düşünmek, öğrenmek, fikir sahibi olmak yasak.
Burada yasak olmayan şey dalkavukluk. İki yüzlülük."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
35. "İlim ve fen yalnız erkeklere değil kadınlara da lazımdı."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
36. "Dünyada en kısa süren şey saadettir."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
37. ""Latife Hanım güzel mi Paşa Hazretleri?" sorusuna şu cevabı verdi : "Hanımefendi, çok güzel olsa ben zaten almazdim . Ben kıskanç bir erkeğim ! Zekâsını, bilgisini, terbiyesini beğendim. ""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
38. "Yakup Kadri, Ankara havasındaki savaş korkusunu bir cümle ile özetlemiş ve Halide'ye, "Ben bir ~Ateşten Gömlek~ yazacağım," demişti. Bunun üzerine Halide, "Ben de bir ~Ateşten Gömlek~ yazacağım," diye cevap verdi."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
39. "Bazan bir erkek dâhi, kadın ruhunu, kadınların ifade edemeyeceği bir derinlikle ifade ettiği gibi, kadın dâhi de bir erkek ruhunu bazen erkekten fazla anlıyor..."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
40. ""21 Ağustos 1922, Akşehir – İki gündür paşa, Çalıkuşu'nu okuyor. Öyle beğendi ve sevdi ki... Büyük hareketlerin arifesinde böyle bir şey okumak da çok dinlendirici.""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
41. "“İzmir’de kaldığı 15 gün içinde Mustafa Kemal Paşa Latife’ye üç kez evlenme teklif etmişti.”"
- Latife Hanım
42. "“O sıralarda Ankara, Anadolu yaylasında bir çift tepeden başka bir şey değildi.”"
- Latife Hanım
43. "tek kalmışlığın ıstırabı gözlerinde okunurdu-"
- Latife Hanım
44. "Türk evlerinde yağmaya girişmişlerdi; erkekleri öldürüyor, kadınlara tecavüz ediyorlardı."
- Latife Hanım
45. ""Dünya değişiyor iyice..." demişti Mustafa Kemal. "Eskiden erkekler, kadınlara aşklarını söylemekten sıkılırlardı, şimdi maşallah kızlar erkeklere rahatça sevdalarını söyleyebiliyorlar!""
- Latife Hanım
46. "Muhammed bana din temelinde ne verdiyse, Shakespeare de sanatta vermiştir."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
47. "Sanmayınız ki ben bu yola (Yeni Turan'a) yalnız Turan'ın çocuklarını çağırıyorum. Hayır, hepsini, Türkiye'nin bütün çocuklarını, bu toprakta, ülkede geçmişini, hayatını, atalarını çağırıyorum. ... Tükleri, Arapları, Ermenileri, Rumları hepsini çağırıyorum ve hepsi için bu yolun bugün en doğru yol olduğunu iddia ediyorum. ... Ve eğer bütün bu lakırdılarımda daha çok mensup olduğum ırktan yana görünüyorsam, biliniz ki sevgili ırkımı kurtarmak, yaşatmak isteğine öteki ırkların çıkar ve kurtulmalarını kaynaştırmış olmak inancını da gönlümde ve vicdanımda taşıyorum."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
48. "Güneş batıyordu. Mustafa Kemal gazeteciye: "Bugün Türkiye'de her şey inşa halinde. Yollar, demiryolları, evler ve kafalar..." demişti."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
49. "Sonu gelmeyecek bir kâbus yaşıyordum."
- Latife Hanım
50. "Lirik evlenme teklifi
Bir sabah Mustafa Kemal evden çıkarken kendisini geçiren Latife'ye beklenmedik bir ricada bulundu."
- Latife Hanım
51. "Büyük reisim,paşam... mutluluksa beraber. Ölümse yine beraber. Hatta atılacak kurşuna ben göğsümü gererek sana canımı siper ederim."
- Latife Hanım
52. "“elem büyük mürebbiyedir. bilseniz bana neler öğretiyor…”"
- Latife Hanım
53. "“Latife’nin M.Kemal’e kalabalık ortamlarda “Paşam” derken, sinirlendiği zamanlarda ve samimi ortamlarda “Kemal” diye seslendiği anlaşılıyor.”"
- Latife Hanım
54. "24 Mayıs'ta Sultanahmet meydanı'nda Halide Edib, çok sayıda kadının yer aldığı mitingde ünlü konuşmasını yaptı ve yüz bin İstanbullu işgale karşı direnmeye yemin etti."
- Latife Hanım
55. ""Dünya değişiyor iyice.." demişti Mustafa Kemal. Eskiden erkekler, kadınlara aşıklarını söylemekten sıkılırlardı; şimdi maşallah kızlar erkeklere rahatça sevdalarını söyleyebiliyorlar!"
- Latife Hanım
56. "..... Küçükler emir aldıklarını söylerler, büyükler disiplin kalmadığını söylerler."
- Latife Hanım
57. ""Verin bana o kalemi" deyip, kalemi Latife'nin elinden aldı ve dudaklarına götürdü.Latife, Kemal Paşa'nın öptüğü altın işlemeli dolmakalemi ömrünün sonuna kadar saklayacaktı.""
- Latife Hanım
58. "Bir süre sonra Mustafa Kemal, "Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz" dedi."
- Latife Hanım
59. ""...harp sahasında kalın paltolarla kaba çizmelerin içinde uykusuz üç dört gece geçiren bu zat, salonlarda pek mahirane vals edermiş; tanıyanlar Mustafa Kemal Paşa'yı yalnız gözü yılmaz bir kumandan diye değil aynı zamanda salonlarda pek lezzetle aranan nazik, terbiyeli ve zeki bir kavalye diye anıyorlar.""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
60. "Mustafa Kemal’in kendi ağzından Conkbayırı’ndaki 261 no’lu tepenin hikayesi;
Kendim erlerin önüne çıkarak, “Niçin kaçıyorsunuz?” dedim.
“Efendim düşman” dediler.
“Nerede?”
“İşte” diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.
“Cephanemiz kalmadı” dediler.
“Cephaneniz yoksa,süngünüz var” dedim ve bağırarak süngü taktırdım. Yere yatırdım. Bu erler süngü takıp yere yatınca düşman erleri de yere yattı. Kazandığımız an bu andır.
Ruşen Eşref’in soruları üzerine, “Bu öyle alelade bir taaruz değildi” diye devam etti.
“Emirlere şunu ilave etmişimdir: Size ben taaruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!”
Okumak bilenler ellerinde Kuran’ı Kerim Cennet’e gitmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şehadet getirerek yürüyorlar. Çanakkale muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur.”"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
61. "Yakub Kadri “İkdam” gazetesinde Mustafa Kemal Paşa’ya şöyle anlatır :
“Burada söyleyeyim ki Mustafa Kemal Paşa pek tatlı dilli ve hoş sohbetlidir … Benden İstanbul’a dair hiçbir haber sormadı … yemeğimizi mermer döşemeli bir sofrada , bir havuz kenarında , küçük bir masanın etrafında yedik … O kadar yan yanayız ki , ikide bir dirseğim dirseğine , dizim dizine dokunuyor ve sevinçten ürperiyorum … Mustafa Kemal Paşa sivil giyinmiş , orta boylu , zayıf ve sarışın bir zattır. Gazetelerde gördüğünüz resimlerden hiçbirine benzemiyor. Kendisi bu resimlerin hepsinden daha daha sevimli , daha canlı , daha müstesna bir simadır. Yüzü … bir tunç parçası üzerine oyulmuş bir eski madalyonu andırır . Elmacık kemikleri çıkık , ağız kemikleri kuvvetli , alnı serttir . Ve bu yüzün heyet-i umumiyesinde çok zahmet görmüş , çok uğraşmış , çok düşünmüş kimselerin çevresindeki ifade var ; fakat hiçbir yorgunluk emaresi gözükmemek şartıyla … kısık ve sıcak bir sesle konuşuyor , mavi gözleri muammalı nazarlarla bakıyor , vücudunun kımıldanışları genç bir parsın kımıldanışları gibi sevimli ve munis bir tarzda haşin ve asabidir. Elleri mütemadiyen iri taneli bir kehribar tesbihle oynuyor . Bu tesbihi kah bileğine geçiriyor , kah bir ucundan tutup çeviriyor . Soldan sağa , sağdan sola sallıyor.”"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
62. "Prenses Kadriye , gri pelerinin Mustafa Kemal’e pek yakıştığını yazmış ve şöyle demişti : “ Konuştuğu zaman sözleri kısa ve kılıç gibi keskindi , her şeyi arayan nafiz nazarlı ( etkili bakışlı ) bir çift keskin mavi gözü , zeka dolu bir alnı vardı . “"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
63. ""O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliiii hanımeli
açan bir ev.""
- Latife Hanım
64. "Ahmak odur ki dünya malı için gam yiye, kim bilir kim kazana kim yiye..."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
65. "Buraları düşman işgal etti ama, Mustafa Kemal memleketi kurtaracak, kurtulacağız."
- Latife Hanım
66. "Latife bir ülke liderinin eski eşi olarak lider eşlerinin töresine uymayı kendisine uygun görmüş ve konuşmama politikasını hep sürdürmüştü.
Yeğeni Muammer Erboy, "50 sene boyunca ketum kaldı. Hiçbir yere konuşmadı. Bunu pespayelik olarak görürdü" diye yorumluyor onun ruh halini."
- Latife Hanım
67. "Ankara ağacı, suyu, barınacak evi olmayan bir köydü. Samanpazarı içinde ne barakası ne de satılık eşyası bulunan bir pazardı. Meydanlıkta köylüler kağnı arabalarını kenara çekmiş, mandalarıyla birlikte yerlere serilip yatıyorlardı. İç sokaklar tek bir arabanın bile geçemeyeceği kadar dardı. Eski Ankara Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sindeki Ortaçağ şehirlerini andırıyordu. Tepeler üzerine kurulmuş teneke veya ahşap evlere insanlar keçiler gibi tırmanarak çıkıyorlardı.
Herkes çok yoksuldu. Ankara denilen yer, insana boşluk ve çöl hissi veren büyücek bir kasabaydı."
- Latife Hanım
68. "O mavi gözlü bir devdi
Minnacık bir kadın sevdi."
- Latife Hanım
69. ""İzmir'in işgali Türklerin sabrını taşırmış, yabancı kuvvetlere karşı ayaklanma başlamıştı. 16 mayıs günü Mustafa Kemal Şişli'de oturan annesine veda ettikten sonra 18 subayla birlikte Bandırma vapuruyla Samsun'a doğru yola çıktı. Bu bir direnişin habercisiydi.""
- Latife Hanım
70. "-Ne düşündün Kemal?" diye sormuştu.
-Ne mi düşündüm? Düşündüğümü nereden biliyorsun..."
-Sigara dumanından halkalar çıkarmaya başladın mı, düşünüyorsun demektir bu..."
- Latife Hanım
71. ""Boşanacağı zaman, yakın çevresinden birisi Latife Hanım’ın aleyhinde konuşurken “o karı” diye söz etmiş. Mustafa Kemal bunun üzerine hiddetle, “O bir hanımefendidir, her zaman da bir hanımefendi olarak kalacaktır.""
- Latife Hanım
72. "“Latife’nin çay ikramı; beş yüzyıllık geleneği çatlatan, yeni Türk hükûmetinin varlığına modern bir atmosfer ekleyen olay olarak değerlendirilmişti.”"
- Latife Hanım
73. ""Bizim birlikteliğimiz en çok kafalarımızın birlikteliğinden doğdu.""
- Latife Hanım
74. ""Konuştuğu zaman sözleri kısa ve kılıç gibi keskindi, her şeyi arayan etkili bakışlı bir çift keskin mavi gözü, zekâ dolu bir alnı vardı.""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
75. "Aslında nazlı diye tanımlanan İstanbul hanımları savaşta ayakta kalmayı başarmış, baskıya göğüs germiş, Milli Mücadele’ye destek olmak için çabalamış kadınlardı."
- Latife Hanım
76. "Suikast girişimi 18 Haziran günü Reisicumhur tarafından Anadolu Ajansı’na açıklandı. “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözü de bu açıklamanın içinde yer aldı."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
77. "Seçimlerin ardından Serbest Fırka, irtica suçlamalarıyla yüz yüze kaldı. Serbest Fırka'yı irticayla suçlayanlardan biri de Ya kup Kadri Karaosmanoğlu'ydu.
Başta valiler, her düzeyde devlet görevlileri seçimlere Cumhuriyet Halk Fırkası lehinde müdahale etmiş, İçişleri Bakanlığı, polis ve jandarma, Serbest Fırka'nın kaybetmesi için gayret göstermişti. Fethi Bey içişleri bakanı aleyhine gensoru görüşmesi açılmasını istedi. Gensoru görüşmesi 15 kasımda yapıldı. Ancak Fethi Bey mecliste yalnız kalmıştı. Bunun üzerine Fethi Bey 17 kasımda Serbest Fırka'yı feshetti"
- Latife Hanım
78. ""İzmirli genç kızlar tavan aralarında gizli gizli, kırmızı kumaşlara inciyle ay yıldız işliyor, kurtuluş günü İzmir'i bayraklarla donatmaya hazırlanıyordu.""
- Latife Hanım
79. "“bir insanın mutluluk rüyasının bu şekilde tuzla buz olması ve aşkının bir anda hayatından çıkıp gitmesi korkunç bir şey”"
- Latife Hanım
80. "M. Kemal :Ben zaten evlenmek için evlenmek istemiyorum. Vatanımızda yeni bir aile hayatı yaratmak için önce kendim örnek olmalıyım."
- Latife Hanım
81. "Efendiler! ... bir millet kendi gücüne dayanarak varlığını ve bağımsızlığını sağlamazsa şunun bunun oyuncağı olmaktan kurtulamaz."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
82. "Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir. Bir toplum cinsinden yalnız birinin asrî icablarını yerine getirmekle iktifa ederse, o toplumun yarıdan fazlası zaaf içinde kalır.
Mustafa Kemal Paşa"
- Latife Hanım
83. ""Mustafa Kemal Latife'ye, "İsmet Paşa bu akşam bizde kalacak, odasını hazırlamalarını emreder misin?" demişti.
Cumhuriyet'in ilanı için o gece iki arkadaş baş başa kalıp konuştular.""
- Latife Hanım
84. "Mustafa Kemal, devrimi gerçekleştirmek, gerekirse ölmekten söz edilince şöyle demişti:
“Mesele ölmek değil, ölmeden idealizmi yaratmak, yaymak ve yerleştirmektir.”"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
85. "Bilgili ve çok cesur bir subay. Çanakkale kahramanlarından biri. ... Fevkalade nüfuzlu. Açıklamaları ılımlı, yurtsever ve bütün partilerin entelektüelleri üzerinde iyi etki yapıyor."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
86. "Biz zavallı insanlar, kalplerimizin elinde birer oyuncaktan başka bir şey değiliz"
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
87. "Hep aklımdan büyük Bâbl kadını Kurret'l - Ayn'ın (feminist kadın düşünür ve şair) idam edilmeden önce Farsça olarak söylediği cümle geçiyordu: "Ayaklarımı yerden kaldırın ki, yüksekten dünyayı daha iyi göreyim.""
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
88. ""Mustafa bağrımda,onu ninilerle uyutur, salıncağına yatırırdım. Bu evde ana oğul ıssız bir hayat geçirirdik" diye anlatırdı o günleri Zübeyde Hanım."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
89. "“Milleti yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracak.”"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
90. "Times gazetesi, Latife Hanım'ın ardından yayımladığı yazıda, "Türkiye'de Atatürk'ün idolleştirilmesi sürecini bulandırabilecek anılarını kimseyle paylaşmadı" yorumunu yapıyordu."
- Latife Hanım
91. ""Ne hakla benim hayatımı yazıyorsunuz? Kim veriyor bu hakkı size?"
Banoğlu irkilmiş ve verecek cevap bulamamıştı.
Atatürk hakkında bildiklerinizi öbür dünyaya götürmeye hakkınız yok diye ısrar edince Latife ikna olmuştu:
"Seni sevdim oğlum, samimisin... Yalnız sana bilmediğin bir şey söyleyeyim. Biz ayrılırken Mustafa Kemal bana, 'Latif, bana asker sözü ver. Müşterek hayatımıza dair, hiçbir gazeteciyle konuşmayacaksın' dedi ve ben de asker sözü verdim. Kesinlikle neden boşandığımıza dair tek kelime cevap veremem. Bunu babam da sormadı. Sorsaydı da cevap alamayacaktı zaten" demişti"
- Latife Hanım
92. "“Kadınlar, sokakta giydikleri ayakkabıların renkleriyle ayrılıyorlardı. Sarı renk Türklere, kırmızı ermenilere, siyah rumlara, mavi de musevilere özeldi.”"
- Latife Hanım
93. ""Her şey toz pembe değildi, ama hep saygı ve sevgi vardı. Ve o sevgi ölene kadar hep onunla beraberdi.""
- Latife Hanım
94. "Kadın ruhunun biricik güneşi aşk..."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
95. ""Kısmet değil bu anne. Haksızlık bu. Çoluklu çocuklu bir kadın. Kim bakacak çocuklara? Tek bir adamın sözüyle her şey birden yıkılıveriyor. Yalnız biz erkekler mi haklıyız?""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
96. "Onda çekingenlikten hiç eser yoktu. İnsanın doğrudan gözlerinin içine bakan bir çocuktu."
- Latife Hanım
97. "Kemal Paşa'ya çok güveniyor herkes. Bizimkiler de fevkalade etkilenmiş ondan. Askeri deha diyorlar onun için sözleriyle yatıştırmaya çalıştı Latifeyi."
- Latife Hanım
98. ""Bugün hemen hemen aynı güce sahip ve tabii ki aynı entelektüel ve dini eğitimden gelen iki Doğulu insanın evliliğini anlamakta Batı'da güçlük çekiyoruz. Çünkü bu birlik ancak aynı kökenden gelen iki kişi arasında var olabilir. Dini fikirler ne kadar geniş olursa olsun, İslamiyet'in silinmez izlerini taşır.""
- Latife Hanım
99. "Edmondo de Amicis'e göre, Tanzimatçı Türk çenesine kadar düğmeli uzun siyah İstanbulin, koyu renkli sübyeli pantolon ve fes giyer, fotoğraf çektirir, Fransızca konuşur, akşamı da tiyatroda geçirirdi. Sarıklı Türk ise hala Sırat Köprüsünden geçeceğine inanırdı. Kararsızlar ise fes, kaftan ve sarık arasında gider gelirdi."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
100. "Toplumda yaşanan değişim kadın erkek ilişkisini de değiştiriyordu. 1874 yılında İstanbul'a gelen İtalyan gazeteci ve yazar Edmondo de Amicis yaşanan değişimi algılamıştı: "Her gün eski bir Türk ölmekte ve Tanzimatçı bir Türk doğmaktadır. Gazete tesbihin, sigara çubuğun, şarap iyi suyun, yaylı araba arabanın, piyano davulun, Fransız grameri Arap sarf ve nahvinin, kagir ev ahşap evin yerini almaktadır... Her sene binlerce kaftan kaybolmakta, binlerce İstanbulin ortaya çıkmaktadır.""
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
101. "Hayatımın en iyi yıllarında kalbimin mutluluğa, iyiliğe, en duygulu, insanlara en emin olduğu bir zamanda karşıma çıktı. En temiz fikirlerimi kirletti. Dostlarıma güvenemez oldum ve bütün insanları nefislerinin esiri, birtakım adi yaratıklar saymaya başladım. Sevmek, hayattan lezzet almak, haz duymak kabiliyetimi öldürdü. En verimli yerden geçen ve ansızın gelen bir bela kasırgası gibi, bütün iyi duygularımı yıllarca kavurdu mahvetti."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
102. "....... Kadınların kırık kalpten öldüğü günler artık çoktan geçmişte kaldı. Yaralı, örselenmiş bir kalp için çok çalışmaktan daha iyi bir merhem yoktur. .......
Latife Hanım"
- Latife Hanım
103. "Meğer dünyada her şeye alışılır imiş."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
104. "“Millet uyanırsa, gene hürriyete kavuşuruz.”"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
105. "“İmkanları zorlamak Mustafa Kemal’in karakteriydi.”"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
106. "Kadının en büyük süsü faziletidir."
- Latife Hanım
107. ""Napolyon, yıldırımlardan oluşan bir rahimden dünya sahasına düşmüş bir savaş dâhisidir.(...) Lakin heyhat, dünyada en kısa süren şey saadettir. Bu parlak cihanın parlak güneşi olan o koca kumandanın, çevresindeki denizin kara dalgalarının müthiş darbeleri altında inleyen bir kara parçasında, nefesini tükettiğini görmek ne matemi bir durumdur.""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
108. "31 Ağustos sabahı Mustafa Kemal Paşa, yaveri Muzaffer Kılıç ile harp sahasını dolaştı. Muzaffer Kılıç o günü şöyle anlatmıştı:
Etraf binlerce insan ve hayvan ölüleriyle adeta bir mahşer yerini hatırlatıyordu. Büyük asker bu feci manzara karşısında çok rahatsız oldular ve "Buna bizi zorladılar" dedi ve ölüler kaldırılıp gömülünceye kadar bölgeye hiçbir gazeteci ve fotoğrafçı sokulmamasını kesin olarak emretti. "Bu feci manzarayı gören ecnebiler, yarın bizim için neler söylemezler?"demişti. Onun emri tutuldu ve ölüler gömülünceye kadar bölgeye hiçbir gazeteci ve fotoğrafçı sokulmadı."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
109. ""Meclis'e kadın milletvekili bulunur ama ben kendime, Latif gibi bir eş bulamam.""
- Latife Hanım
110. ""İnsanın hedefi çok uzakta olmalı ki, hiç olmazsa yarı yola varabilsin! Bu yalnızlık fertler için değil, milletler için de böyledir. Bir millet emeklerinin yüksekliği nispetinde yükselir...""
- Latife Hanım
111. "“Kadın ailede ikincil bir rolde ama yine de kendi kişiliğiyle kocası üzerinde bir kraliyet kurabilir.” diyordu."
- Latife Hanım
112. "Emil Ludwig'in Latife'ye gösterdiği yakınlık, arkadaşlık sınırlarını aşmaya başlayınca Latife allak bullak oldu. Karşısına beyin olarak tam da anlaşabileceği bir erkek çıkmıştı yeniden. Ancak Latife, kendisini çok yorgun hissediyordu, bir başka ilişkiye mecali yoktu. Fatma Sadık kimliğiyle çıktığı sanatoryum yolculuğu onu beklemediği bir anda gafil avlamıştı. Emil Ludwig'e gerçek kimliğini açıklamaya karar verdi. Mustafa Kemal Paşa'nın eski eşi olduğunu, yaşamını bir başka erkekle paylaşmasının mümkün olmadığını anlattı. O gecenin duygusal ortamında Latife, yaşamına dair pek çok ayrıntıyı Ludwig'le paylaştı.
Emil Ludwig aslında evliydi. Anılarında övgüyle söz ettiği eşi Elga'yla o sıralar yolları ayrılmış olabilir miydi? Zira, Emil Ludwig Latife'yle ömür boyu sürecek bir ilişkinin arayışları içine girmişti. Bir erkeğin kendisine ilgi göstermesi Latife'ye geçmişi hatırlatmıştı. Onarmaya çabaladığı yaraları hâlâ acıyordu."
- Latife Hanım
113. "Ordinaryüs Profesör Reşat Kaynar, belgeleri okuyup inceledik ten sonra 10 nisan 1979'da kanaatini şöyle yazmıştı:
Bu belgeler gerek devrim tarihinizin gerek Cumhuriyet tarihinin gerçek belgelere dayanması yolunda başlıca vazife görecek niteliktedir. Bu belgeleri incelemeksizin devrim tarihinin daha doğrusu Cumhuriyet tarihinin yazılması mümkün olmaz. Belgeler her ne kadar Latife Hanımefendi'nin kimi zaman hissi ifadelerini belirtmekte ise de bütün bunların tarihimize çok kuvvetli kaynak olma rolünü asla değiştiremez
Reşat Kaynar, 25 yıl sonra, aynı belgeler için şunları söyleyecekti.
Latife Hanım'ın bütün evrakı metrukesi bana teslim edildi. Ben de günlerce okudum ve tasnif ettim. İçlerinde Atatürk'le ve yakın tarihimizle ilgili çarpıcı bilgiler vardı.
Bir tarihçi olarak bunların o günün şartlarında kamuoyunun bilgisine sunulmasını uygun bulmadım. (...)
Hatırlayabildiğim kadarıyla günlükleri tam beş cilt defterden müteşekkildi. Asıl önemli bilgiler de burada zaten. Evlilik hayatına ilişkin itiraf ve sıkıntıları bu günlüklerde yer alıyor. Ayrıca derin bir pişmanlık mevcut. Latife Hanım'ın sağlığında hiçbir gazeteciyle konuşmadığını hatırlarsanız, Atatürk'le olan evliliği, hem de yakın tarih açısından ne kadar önemi olduğunu kavrayabilirsiniz. Bunun için bu önemli belgelerin bir bilim kurulu tarafından incelenmesi çok daha sağlıklı olacaktır."
- Latife Hanım
114. "Latife Hanım gerçeği bilinmeden Cumhuriyet tarihi yazılamaz."
- Latife Hanım
115. ""Latife Hanım'ın belgeleri incelenmeksizin devrim tarihinin daha doğrusu Cumhuriyet tarihinin yazılması mümkün olmaz."
Ord. Prof. Reşat Kaynar, 10 nisan 1979"
- Latife Hanım
116. "Latife Hanım, Mustafa Kemal'in yaver kılığındaki eşi olarak siyasi yaşamda önemli bir yer edinmiş, pek çok konuda söz sahibi olmuştu. Zirvedeki günleri sona erince saldırıya açık bir kadına dönüştü. Onu star konumundan mutlaka indirmek gerekiyordu. Mustafa Kemal'in yakın çevresinde Latife'yi sevmeyenler, onu kralamak için seferber olmuşlardı.
Kocası tarafından baba evine gönderilen kadın toplumun gözünde kusurludur. Karısını gönderen erkek, Mustafa Kemal Paşa olduğu için, Latife kusurlu bulunmakla kalmadı, "kötü kişi" olma ya mahkûm edildi. Önce, Latife, Mustafa Kemal'e düşman bir kadın olarak yeniden yaratıldı. Sonra da bu sahte imaja durmadan saldırıldı. Muhaliflere uygulanan yıpratma taktikleri aynen Latife'ye de uygulanıyordu.
Latife bir eski lider eşi olarak potansiyel bir tehditti. Eski eş lidere zarar verebilirdi, toplum tarafından dışlanması sağlanmalıydı. Sağlandı da, genel hava kısa süre içinde Latife açısından boğucu bir hal almıştı."
- Latife Hanım
117. "16 Mayıs sabah 9. Ordu müfettişi sıfatı ile Bandırma Vapuruyla Karadeniz'e doğru yola çıkan Mustafa Kemal, işgali Samsun'a vardığında öğrenecekti."
- Latife Hanım
118. "Tanışmalarından kısa bir süre sonra Mustafa Kemal Latife'ye "Latif" diye hitap etmeye alışkanlık haline getirdi. Onu "yaver" diye çağırdığı da oluyordu"
- Latife Hanım
119. "Muammer Bey, İngiltere’yle yaptığı ticaretle yetinmedi, bir süre sonra da Amerika’ya ulaştı. 1900 yılında Türk tüccarı sıfatıyla Tütün Borsası’nda ilk kez kendi adına bir sandalye elde etti. Türkiye’nin New York ve New Orleans pamuk borsalarındaki ilk üyesiydi."
- Latife Hanım
120. "İki vasiyeti vardı, ilki kolaydı. Kitaplarının Türkiyat Enstitüsü'ne verilmesini istiyordu. İkincisi ise zordu: "Dargınlıklar bir dursa, hınçlar sona erse... Herkes dost olsa," temennisiydi son vasiyet."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
121. "Sanki içimdeki bir başka ben bu tuhaf yabancıyı izler gibiydi. Ansızın yabancısı olduğum, bana en tanıdık ve en yakın gelenleriyle bile hiçbir şey paylaşmadığım insanlarla dolu bir dünyanın içine düşmüş gibiydim. Aynada gördüğüm bu kız mutlaka bu insanlarla alakalıydı, bu anlamsız yerin sakinlerinden biriydi ama içimdeki ben hiç kimseyle ve hiçbir şeyle ilgili değildi. Zaten asıl ben içimdeki bendi. Hayatın değerlerini daha önce hiç olmadığı kadar ışıltılı bir berraklıkla görebiliyordum."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
122. ""Canlıyken mezara gömülmek gibiydi onun hayatı."
- Latife Hanım
123. "“Niye ağlıyorsunuz? Başınızı çevirdiğiniz zaman otuz güzel sene hatırlayacaksınız. Bırakın da benim gibi yaşayan ölülere türbedarlık edenler ağlasın.”"
- Latife Hanım
124. "O günden sonra, beni bekleyen güçlükler ne olursa olsun, hiçbir şeyin ruhumun dengesini bozamayacağına inandım."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
125. "Ali Rıza, zenginliğinden dolayı Yunan eşkıyası tarafından dağa kaldırılmış ve fidye karşılığı kurtulmuştur"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
126. "Birinci Dünya Savaşı'nda Edirne ve Çanakkale düşme noktasına geldiğinde hazırlanan Anadolu merkezli direniş planı hayata geçirilmiş, İttihatçı üst yönetimin ülkeyi terk etmeden önce kurduğu Karakol isimli yeraltı direniş örgütü faaliyete geçmişti. Gizli silah, para ve ehil kişilerden oluşan Anadolu ya adam kaçırma ağı hazırdı."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
127. "“...dünyada en kısa süren şey saadettir.”"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
128. ""Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir" @mustafakemalatatürk"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
129. ""İlk medeni nikâhı Mustafa Kemal kıymış, dostu Midhat [Alam] ile Kılıç Ali'nin kız kardeşi Naime Hanım'ı evlendirmişti.""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
130. "Aileye geleneksel olarak Batı'ya dönük ama Doğulu değerlere saygılı bir yaşam tarzı hâkimdi. Abdülhamid'in saltanat dönemine rastlayan o yıllarda ihracatçılar arasında Türklere pek rastlanmıyordu. Muammer Bey, İngiltere'yle yaptığı ticaretle yetinmedi, bir süre sonra da Amerika'ya ulaştı. 1900 yılında Türk tüccarı sıfatıyla Tütün Borsası'nda ilk kez kendi adına bir sandalye elde etti. Türkiye'nin New York ve New Orleans pamuk borsalarındaki ilk üyesiydi."
- Latife Hanım
131. "Kız kardeşi Vecihe İlmen'in anlatımlarına göre, İzmir'de kaldığı 15 gün içinde Mustafa Kemal Paşa Latife'ye üç kez evlenme teklif etmişti."
- Latife Hanım
132. "4 yaşında İngilizce derslerine başlayan Latife hemen ardından da Fransızcayla, Almancayla, Latinceyle tanıştı. Latife kardeşleriyle birlikte her biri başka dil konuşan mürebbiyeler gözetiminde gelişip serpildi."
- Latife Hanım
133. "Latife'nin temmuz ayında Ankara'ya gelip Mustafa Kemal'le uzun bir söyleyiş yapan Saturday Evening Post muhabirine söyledikleri de ilginçti. "O sadece büyük bir vatansever ve büyük bir asker değil aynı zamanda kendini düşünmeyen bir lider."
- Latife Hanım
134. "Bana ileri sürdüğü evlenmede eksik bir şey vardı. Beni amacıyla evlendiriyordu, kendiyle değil."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
135. "Mücadele durduğu an, hürriyet kaybolmuştur!"
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
136. "Ben kocamı sevdim. Onun kendisi ve ülkesi için arzularını gerçekleştirmesi uğruna elimden gelen her şeyi yaptım. Ama artık birlikteliğimiz onun daha fazla ilerlemesine engel oluşturuyor. Josephine'in durumunda olduğu gibi yine feda edilmesi gereken, kadın."
- Latife Hanım
137. "Mustafa "İçim isyan ediyor" dediğinde, Ragıb Bey, "Çok fena bir yolda yürüdüğümüz muhakkak. Fakat bu yolu sabırla aşmak lazım, sabırla ve büyük dikkatle. Uluorta atılmak çok yanlış bir şey" diye cevap verdi. Mustafa'ya Fransız arkadaşlarının tavsiyelerini anlatmaya başladı. Abdülhamid'in gizli teşkilatı vardı, hürriyet için çalışanları yakalıyordu. Sürgüne gönderiyordu. Gizli ve sistemli çalışmak gerekiyordu. Ayrıca bir sultanı devirip yerine diğer sultanı tahta çıkartmakla hürriyete kavuşulmuyordu.
Mustafa, üvey babasının Fransız arkadaşı ile tanışmak istedi.
"Vatan davalarına bağlılığını anlıyorum. Gönüllerimiz birdir bu noktada. Başarılacak çok işler var. İlk önce yetişmen lazım. Düşüneceğin şey bu olmalı senin. Memleketin istediği şey düşüncesiz adımlar değil. Onun için annen de ben de senden çok dikkatli ve tedbirli olmanı istiyoruz. Yarınki hürriyet yapısını hep birlikte kuracağız, fakat sabırla.""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
138. "Hayatı hayallerine dar geliyordu."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
139. "Ben kıskanç bir erkeğim! Zekâsını, bilgisini terbiyesini beğendim."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
140. "“Politikacılar insanların yaşamları ve evleriyle kumar oynamaktan ne zaman vazgeçeceklerdi?”
Halide Edib"
- Latife Hanım
141. ""Dünya yüzünde gördüğümüz herşey kadının eseridir.Bir toplum cinsinden yalnız birinin asrî icablarini yerine getirmekle iktifa ederse o toplumun yarıdan fazlası zaaf içinde kalır.""
- Latife Hanım
142. "Bütün büyük insanlar yalnızdır."
- Latife Hanım
143. "yağmur yerine dürrü güher yağsa semadan
bibaht olanın bağına katresi düşmez-"
- Latife Hanım
144. "" Ayaklarımı yerden kaldırın ki , yüksekten dünyayı daha iyi göreyim "
Kurretü'l Ayn"
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
145. "“Elem büyük mürebbiyedir. Bilseniz bana neler öğretiyor...”"
- Latife Hanım
146. "Değişiklik önerileri okundu. Bir numaralı madde “... Türkiye Devleti’nin şekl-i hükümeti cumhuriyettir.”"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
147. "Yunanlıların İzmir’i işgalinden İngilizlerin kendisine cephe aldıkları anlamını çıkaran padişah, “İnşallah millet sesini yükseltir de memleket emniyet bulur” diyordu."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
148. "Latife’nin ailesinde, kadınlara hep değer verilmişti."
- Latife Hanım
149. "Bir toplumun uygarlığı kadınların konumuyla ölçülür."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
150. "Hiçbir millet kendi kadınlarını köleleştirirken özgürlük iddiasında bulunamaz"
- Latife Hanım
151. "Latife Hanımefendi'nin terekesinde ayrı ayrı incelediğim ve yazıları okuduğum belgeler üzerinde kesin mütalaam şu mahiyettedir.
Bu belgeler gerek devrim tarihimizin gerek Cumhuriyet tarihinin gerçek belgelere dayanması yolunda başlıca vazife görecek niteliktedir. Bu belgeleri incelemeksizin devrim tarihinin daha doğrusu Cumhuriyet tarihinin yazılması mümkün olmaz. Belgeler her ne kadar Latife Hanımefendi'nin kimi zaman hissi ifadelerini belirtmekte ise de bütün bunların tarihimize çok kuvvetli kaynak olma rolünü asla değiştiremez. Bu itibarla şimdiye kadar okuduğum ve zapta geçirdiğim belgelerin tamamiyle harici belgelere ait olduğu kanaatimi teyin (teyit) ediyorum."
- Latife Hanım
152. "Serbest Fırka, Halk Fırkası'ndan bir adım öne geçerek kadınlara da siyasî hak tanınmasını programına almış, kadın meselesi programa bizzat Mustafa Kemal tarafından eklenmişti. Mustafa Kemal, kadınlarla ilgili maddeyi SCF programına eklerken, kız kardeşi Makbule Hanım'ın da bu partiye girmesini istemişti. Sonra da Fethi Okyar'a sormuştu.
"Nasıl! Hemşiremi fırkana verirsem memnun olur musun?" Yeni fırkaya katılmayı düşünenler Mustafa Kemal Paşa'nın tutumunu merak ediyorlardı. Makbule Hanım'ın bu fırkaya girmesi bir anlamda, Kemal Paşa'nın desteğinin de ifadesi olacak, Fethi Okyar'ı rahatlatacaktı.
Latife o günlerde Mustafa Kemal'in kuruluşuna önayak olduğu Serbest Fırka'nın oluşumunu adım adım izliyordu.
Fethi Okyar ve eşi Galibe onun en yakın dostlarıydı. Galibe ile Latife, uzun bir ayrılıktan sonra siyasetin ısındığı günlerde bir aradaydı."
- Latife Hanım
153. "İnsan, güzele baktıkça güzelleşir."
- Latife Hanım
154. ""Mustafa Kemal'in geline armağanı, savaşlarda boynunda taşıdığı, kibrit kutusu büyüklüğünde altın muhafaza içindeki bir elyazması Kuran'dı. Karısına bu armağanı verirken "Bu seni korusun" demişti.""
- Latife Hanım
155. "“Hitler Almanya’sı Avrupa’yı felakete sürüklerken Türkiye’de ırkçı politikalara kapı acıyordu. 1942 Şubatı’nda bir felaket yaşandı. Filistin’e gitmek üzere adam başı 1000 dolar alarak Romanya’dan yola çıkan kırık dökük Struma gemisi, Nazilerden “kutsal topraklar”a kaçan yolcularıyla Sarayburnu’na gelmişti.”"
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
156. "Ankara Halide Edip'i heyecanla bekliyordu. Onun direniş saflarına katılması Ankara'yı güçlendirecekti. Mustafa Kemal 19 Mart 1920 günü Heyeti Temsiliye adına, Kazım Karabekir Paşa'ya çektiği telgrafla müjdeli bir haber iletiyordu" Yirmi dört mebusla Halide Edip Hanım yoldadır.""
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
157. "Madem bana soruyorsun bir ihtiyacın var mı diye o halde söyleyeyim. Ankara ya gittiğin zaman çiçekçiye git ve 1 tane kırmızı gül al ama unutma yanlızca 1 tane. Ve onu kemal in baş ucuna bırak ve ona de ki "Bunu Latife Gönderdi.""
- Latife Hanım
158. "Yarım hazırlıkla, yarım tedbirle yapılacaksa taarruz hiç taarruz etmemekten çok daha fenadır."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
159. "Fakat en kudretli bir istibdat bile, uyanan millet iradesinin önüne geçememiştir."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
160. "“Fakat en kudretli bir istibdat bile, uyanan millet iradesinin önüne geçememiştir.”"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
161. "“Hitler Almanya’sı Avrupa’yı felakete sürüklerken Türkiye’de ırkçı politikalara kapı acıyordu. 1942 Şubatı’nda bir felaket yaşandı. Filistin’e gitmek üzere adam başı 1000 dolar alarak Romanya’dan yola çıkan kırık dökük Struma gemisi, Nazilerden “kutsal topraklar”a kaçan yolcularıyla Sarayburnu’na gelmişti.”"
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
162. "Latife, bir gazeteden Mustafa Kemal Paşa'nın fotoğrafını kesmiş uğur getirsin diye boynundaki madalyona yerleştirmişti. Tüm kalbiyle inanıyordu, Kemal Paşa İzmir'i de işgalden kurtaracaktı."
- Latife Hanım
163. "Gelmeyeceğim. Şimdiye kadar lüzumundan fazla sevdim, artık sevilmek isterim."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
164. "Mustafa Kemal'in Harbiye yıllarında Namık Kemal okumak, düzene isyanın bir ifadesiydi."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
165. "Gençlerin ölçüsü yoktur. Sevdiklerini çok severler."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
166. "Ama bence bütün büyük insanlar yalnızdır."
- Latife Hanım
167. "Bir gün dünyanın her acısını küçük görecek kadar kuvvetli olmayı hayal ediyor."
- Latife Hanım
168. ""Latife Hanım güzel mi Paşa Hazretleri?" sorusuna şu cevabı verdi:
"Hanımefendi, çok güzel olsa ben zaten almazdım. Ben kıskanç bir erkeğim! Zekâsını, bilgisini, terbiyesini beğendim.""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
169. "1934 yılında Soyadı Kanunu çıkınca Halit Ziya, Uşaklıgil soyadını alıyorum diye Muammer Bey'e haber yolladı...Ne var ki Muammer Bey "gil"li soyadı istemiyordu. Uşaklıgil soyadını Halit Ziya ile paylaşmayı uygun görmemişti, o da Uşşaklı soyadını istedi. Kanun gereği Latife'nin de babasının aldığı soyadını alması gerekiyordu. Ancak işler bir yerde takılmıştı. Nüfus cüzdanları, üst makamlar derken Çankaya'ya kadar çıktı Muammer Bey ve aile sonunda Uşşaklı soyadını aldılar. Ancak Latife Hanım'a başka bir soyadı uygun görüldü.
Anlatıldığına göre Atatürk, getirin bakayım kâğıtları demiş, ardından Muammer Bey'in soyadını onaylamıştı. Ancak sıra Latife Hanım'ınkine gelince Uşşaklı'yı çizip Uşşaki yapmıştı. Ardından yanındakilere bakıp "Ne demektir bilir misiniz?" diye sormuştu. Sonra da "Âşıklardandır" manasına gelir diye eklemişti."
- Latife Hanım
170. "Olmayacak şey bir insanın bir insanı anlaması.."
- Latife Hanım
171. ""Annesi Adeviye, İzmir'in önde gelen varlıklı ailelerinden Sadullah Efendizadelerden Daniş Bey ile Havva Refika Hanım'ın kızıydı. Sonraki yıllarda Postacıoğulları diye anılan bu aile Mektupçuzadeler diye bilinirdi. Adeviye Hanım'ın ailesinin bir kolu da İzmir'e Girit'ten gelmişti.""
- Latife Hanım
172. "“Orduları idare ettim ama bir kadını idare edemedim”"
- Latife Hanım
173. "Hiçbir davranışına sosyete genç kızlarındaki sinema yıldızı tavırları sinmemişti."
- Latife Hanım
174. "Kadınların hangi millete bağlı olduğu, yüzlerini saklama konusunda gösterdikleri çabadan anlaşılırdı. Rum ve Frenk kadınların yüzleri tamamen açıkken, Musevi ve Ermeni kadınlar yüzlerinin ancak yarısını gösterirlerdi."
- Latife Hanım
175. "Kadınların kırık kalpten öldüğü günler artık çoktan geçmişte kaldı. Yaralı, örselenmiş bir kalp için çok çalışmaktan daha iyi bir merhem yoktur. Ben şu andan itibaren ülkem ve kendi cinsim için böyle bir çalışmaya atılacağım. Onlara benim tabiatımdaki bir kadının hevesini kırmanın kolay olmadığını göstereceğim. ("Latife Hanım İhtirasa Yenik Düştü" 28 Ağustos 1925, Toronto Daily Star)"
- Latife Hanım
176. "Ziya Gökalp'in 1913 Ocak'ında Türk Yurdu'nda yayımlanan "Kızıl Elma" şiiri, Yeni Turan romanı na gönderilmiş bir selamdı.Kızıl Elma'nın "Ay Hanım"ı fiziki özellikleriyle değilse de yaptıklarıyla ve yazdıklarıyla Halide'nin bir kopyasıydı."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
177. "Neden tedaviyi redediyorsunuz ?
Ben zaten 2 kere öldüm. Biri 1925 de, biri 1938 de."
- Latife Hanım
178. "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!!"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
179. "Mustafa , sınıfını geçtiği gün Hüseyin dayısını asker selamıyla karşıladı .
“ Sen yaman bir asker olacaksın Mustafa !”
“ Asker değil , dayı , komutan ! “
“ Tanrı seni bahtiyar günlerin komutanı yapsın . “
“ Kuzum dayı , bu olmadı işte . Bahtiyar günlerin komutanı olmak çok kolay . Böyle günlerde komutana lüzum olmaz zaten . Komutan vatanın en güç günlerinde Hızır gibi yetişmelidir. Anladın mı dayı ? “"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
180. "Zübeyde’ye rüyasından sevdalanan Ali Rıza
Ali Rıza Efendi’nin Zübeyde Hanım’a rüyasında sevdalandığı dillerden düşmeyen bir aile hikayesiydi.
Anlatı şöyleydi :
Ali Rıza, rüyasında büyük bir konağın bahçesinde dolaşıyor. Yüksek bir ceviz ağacının altında durmaksızın akan bir suyun yanında duran altın saçlı yeşil gözlü uzun boylu bir genç kız ona bakıyor. Ali Rıza birkaç adım ilerliyor , kız yine olduğu yerde.
Tam bu sırada ak sakallı bir adam beliriyor , “senin kısmetin bu , Ali” diyor."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
181. "Yazdıklarım, yazamama azabına dayanabildiklerimden az değildir."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
182. "Mustafa Kemal beklemesini bilir, hiçbir şeyi tesadüfe bırakmaz. Ağır ağır inşa eder, arada bir, bilinçli olarak bir darbe vurur. Her olay, kendi saatinde oluşur, hatta en yakınlarına, sırlarını tevdi ettiği kimselere bile tam fikrini açmaz.
Anlattıklarındaki açıklık, çarpıcı niteliktedir, hafızalarda asıl kalan şey kanıtlamadaki berraklık, tâbirlerindeki isabettir. Titreşimli sesinde hiçbir şiddet belirtisi yok. Bu titreşimde çelik var, bir tuhaf ahenk var...
Bu şaşırtıcı sohbet adamının büyük güçlerinden biri, her zaman nasıl bir cevapla karşılaşacağını tahmin etmesi. Zihnî hassaslığı muazzam, gözünden, aklından hiçbir şey kaçamaz. Başarısının belirgin üç nedeni var: Seziş, ihtiyatlı olma, inceleme.
O hakikatperestir."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
183. "Mustafa Kemal'in Harbiye yıllarında Namık Kemal okumak, düzene isyanın bir ifadesiydi."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
184. "Gençlerin ölçüsü yoktur. Sevdiklerini çok severler."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
185. "Olmayacak şey bir insanın bir insanı anlaması.."
- Latife Hanım
186. "Kadınların kırık kalpten öldüğü günler artık çoktan geçmişte kaldı. Yaralı, örselenmiş bir kalp için çok çalışmaktan daha iyi bir merhem yoktur. Ben şu andan itibaren ülkem ve kendi cinsim için böyle bir çalışmaya atılacağım. Onlara benim tabiatımdaki bir kadının hevesini kırmanın kolay olmadığını göstereceğim. ("Latife Hanım İhtirasa Yenik Düştü" 28 Ağustos 1925, Toronto Daily Star)"
- Latife Hanım
187. ""Halimize şükrederiz. Adnan çalışıyor, ben konferanslar veriyorum. Yemeklerimizi tencerede pişiriyor, kapağında yiyoruz. Yalnız, çektiğimiz memleket hasretini tarif edemem. Hele Sultanahmed'in, Ayasofya'nın o lahuti güzelliğine olan hasretimiz, hepsinin üstünde. Onları her an tahayyül ederiz.""
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
188. "Diplomasi günleri başlamıştı, bu yüzden ciddi bir çevirmene ihtiyaç doğmuştu. Latife görüşmeye gelen yabancı gazeteciler ile Mustafa Kemal arasında çevirmenlik yapıyor, onun notlarını alıyor, birikimi ve aklıyla ona yardımcı oluyordu."
- Latife Hanım
189. "Ben kimseye kalbimi bağlamamıştım. Ta ki seni görene kadar!"
- Latife Hanım
190. "Kalbimde büyük bir sevinç ve gurur hissi ortaya çıktı. Ve arkadaşlarıma dedim. Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mesut olacaktır. Çünkü kendi selametini, memleketin ve milletin selamet ve saadeti için feda edebilen vatan evladı çoktur."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
191. "“Ordu, muhakkak ve derhal siyasetten çekilmelidir. Aksi takdirde bir kudret olmak vasfını keybedecektir. Bu ise memleket için bir felaket olacaktır.""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
192. "Mustafa Kemal: “İzdivaçta kadının her arzusunu yapmak çok güç. Mesela siz kitap okumak istersiniz; o esnada kitap okumanızı istemez.”"
- Latife Hanım
193. "Mustafa "Manastır'ın ortasinda var bi havuz/ Canım havuz" diye başlayan bir türkü mırıldanıyordu. Onun çok sevdiği türküde ki havuz bugünde yerinde duruyordu."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
194. "" Kısmet değil bu anne. Haksızlık bu. Çoluklu çocuklu bir kadın. Kim bakacak çocuklara? Tek bir adamın sizuykr herşey birden yıkılıveriyor. Yalnız bir erkekler mi haklıyız?""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
195. "Mustafayı salıncakta sallarken söylediği ninni sanki onlar için yazılmıştı
Ninni desem gözüm süzer
Deste kirpiğin inci dizer
Senin baban gurbet gezer
Ninni yavrum... Hu... Hu..."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
196. "“Canım arkadaşlar niçin bu kadar uzatıyorlar, geç kaldık, halk işitmiş, sokaklarda, meclisin önünde bekleyip duruyorlar. Cumhuriyet ilan edilecek, toplar atılacak. Çabuk bitiriniz.""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
197. "Ev kiraları on beş kat, yiyecek fiyatları on iki kat artmıştı. Sokak karaborsacı ve yankesici kaynıyor, çok fazla patronu olan Türk polisi hiçbir şeye karışamıyordu. Sıkıyönetim korkusu kalkınca cinayetler çoğaldı. Geceleri kumarhaneler dolup taşıyor, işgal askerleri sürekli ateş açıyordu."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
198. "“Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir fütur bile göstermiyor; sarsılmak yok. Okumak bilenler ellerinde Kuran-ı Kerim Cennet'e gitmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şehadet getirerek yürüyorlar. Çanakkale muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur.""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
199. ""Ben de o eşsiz insan hakkında bir eser yazmak istedim. Önce, dünya büyüklerinin hayatlarını okudum. Fakat her eseri okudukça, Atatürk daha çok büyüdü ve bir gün şuna kanaat getirdim ki Atatürk yazılamaz.""
- Latife Hanım
200. "Kurmaca, belki de en otobiyografik itirafların yapıldığı, otobiyografi ise çoğu zaman kurmacaya en yakın türdür."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
201. "1932 ekiminde Armstrong'un Bozkurt kitabı yayımlandı. Mustafa Kemal Paşa'yı kurda benzeten bu tartışmalı kitap Türkiye'nin liderinden pervasız bir dille söz ediyor, özel hayatına saldırıyordu. Kitabın Türkiye'ye sokulması yasaklandı. Latife, Mustafa Kemal'in bu kitabı okuması gerektiği inancıyla oturup tercüme etmiş ve ona bir ortak dostları aracılığıyla göndermişti.
Bir gün Çankaya'da sofrada, Mustafa Kemal, "Getirin şu eseri okuyalım" dedi. O gece Bozkurt sofrada okundu ve herkes dinledi. "Ne yaptınız bu kitabı?" diye sordu Mustafa Kemal. "Yurda girmesini yasak ettik."
"Niçin?"
-Hakkınızdaki iftiralar dolayısıyla..."
"İçki filan mı?"
"Evet efendim."
"Az bile yazmış. Bırakın kitabı yurda girsin, millet de okusun."
Kılıç Ali de o gün sofradaydı. Onun anlatımına göre Mustafa Kemal, kitabı okuduktan sonra "Bunun ithalini men etmekle hükümet hataya düşmüş. Adamcağız, yaptığımız sefahati eksik yazmış, bu eksiklikleri ben ikmal edeyim de kitaba müsaade edilsin ve memlekette okunsun" diye şakasını bile yapmıştı. Ne var ki kitap yine de Türkiye'ye sokulmamıştı.
Mustafa Kemal'in kitapla ilgili düzeltmeleri Necmettin Sadak'ın kaleminden dönemin Akşam gazetesinde 7 aralık 1932'de yayımlanmıştı.
Akşam'da yayımlanan cevapların dörtte üçünün Mustafa Kemal Paşa tarafından dikte ettirildiği söyleniyor."
- Latife Hanım
202. "Makbule Hanım, Atatürk'ün kardeşi olarak saygın bir kaynak kabul edilecek yerde, resmi çerçevenin dışına çıktığı için hep sansüre uğradı. Atatürk'ün çocukluğuna ait değerli anlatımları da yine aynı endişe ile Atatürk biyografilerine dahil edilmedi."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
203. ""Ertesi gün bu küçük kentin kitapçı dükkanında felsefeye giriş olacak bir kitap buldum. Aldım ve başladım... Ve bu, böyle sürdü gitti. Önüme açılan ufuk, çok geniş ve temizdi. Artık okumak ve okuduğumu düşünmek, nice acı günleri bana tatlı kıldı.""
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
204. ""Her an attan düşebilirdim. Hayır, insan vücudu dediğimiz et ve kemik külçesine yenilmeyecektim. Attan düşsem bile, karar vermiştim, sessiz sedasız düşecektim. Düştüğümü kimsecikler duymamalıydı.""
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
205. "Mustafa Kemal Latife nın babasına "Çok asi bir kızınız var Muhammer Bey."dedi."
- Latife Hanım
206. "Mustafa Kemal "Görüyorum ki bilgi, soy ve güzellik üzerine hepiniz birleşmişsiniz" dedi. "Ben Latife'yi fazla güzel bulmadığım için kendisiyle evlenmeyi düşünüyorum. Bir ressamın portresinde bile bir anlam, bir derinlik varsa onu tutuyoruz. Latife'de bir anlam, bir derinlik sezmekteyim. Eğer sonradan değişmezse -bugünkü çerçeve içinde- evlenme için ideal bir portre.""
- Latife Hanım
207. "Sulhü bekleyenler sabırsızdırlar, fakat istikbali bekleyenler değildirler.."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
208. "Yoksa bir kitabın derinliklerine dalarak, seni sevenleri unutuyor musun?"
- Latife Hanım
209. ""Gerçi ben kadınların Meclis'e girmelerinden yanayım ama karımın Meclis'te olmasından yana değilim... Evimde rahat etmek isterim. Bana rahatı ancak sevgili karım verebilir.""
- Latife Hanım
210. "“Ben kocamın yaveriyim.”"
- Latife Hanım
211. "Bir gün barışmayacağı hasmı, bir gün bağışlamayacağı suç yoktu. "Ben onları affederim, çünkü kalbim vardır. Onlar beni affetmezler, çünkü kalpsizdirler" derdi."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
212. "“Sen Halide Edip hanım değil misin? En çok seni arıyorlar.”
“Sana verecekleri ceza en nihayet altı yıllık hapistir. Ölüm cezasının şerefi bana aittir.”"
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
213. "Bu yıllarda kadınlar hızla uyanıyor ve içinde bulundukları duruma başkaldırıyorlardı."
- Latife Hanım
214. "Gelecek 20 yıl içinde yetişecek yeni kuşak, ülkeye ve ülkenin geçmişine yabancı olacaktır. Türk kültürünün sürekliliği birdenbire kırılmış bulunuyor. Daha genç insanlar okuyacak ve yazacak, ancak yarım yüzyıllık bir kültüre bile aşina olamayacaklardır. Bir geçmiş olmaksızın, belirli bir kalabalık, estetik standartlarda bir düşüş olacaktır."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
215. "Ve artık inanabiliriz ki, layık olduğumuz alakayı, kıymeti, itibarı, şerefi, saygıyı ve sevgiyi kazanarak yaşayabilmemiz için, başvurabileceğimiz tek çare vardır:
"Ölmek!""
- Latife Hanım
216. "Görülüyor ki, insanları haklarına kavuşturan en adil hâkim ölümdür. Ve artık inanabiliriz ki, layık olduğumuz alakayı, kıymeti, itibarı, şerefi, saygıyı ve sevgiyi kazanarak yaşayabilmemiz için, başvurabileceğimiz tek çare vardır: “Ölmek!”"
- Latife Hanım
217. ""Halimize şükrederiz. Adnan çalışıyor, ben konferanslar veriyorum. Yemeklerimizi tencerede pişiriyor, kapağında yiyoruz. Yalnız, çektiğimiz memleket hasretini tarif edemem. Hele Sultanahmed'in, Ayasofya'nın o lahuti güzelliğine olan hasretimiz, hepsinin üstünde. Onları her an tahayyül ederiz.""
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
218. "Makbule Hanım, Atatürk'ün kardeşi olarak saygın bir kaynak kabul edilecek yerde, resmi çerçevenin dışına çıktığı için hep sansüre uğradı. Atatürk'ün çocukluğuna ait değerli anlatımları da yine aynı endişe ile Atatürk biyografilerine dahil edilmedi."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
219. ""Ertesi gün bu küçük kentin kitapçı dükkanında felsefeye giriş olacak bir kitap buldum. Aldım ve başladım... Ve bu, böyle sürdü gitti. Önüme açılan ufuk, çok geniş ve temizdi. Artık okumak ve okuduğumu düşünmek, nice acı günleri bana tatlı kıldı.""
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
220. "Evliliğin bir ilginç yanı daha vardı. Nikah yüzüğü alınmamıştı. Lozan'da evlilik haberini duyan delegeler, başta İsmet İnönü hep birlikte yeni çifte armağan olarak bir nikah yüzüğü almaya karar vermişlerdi."
- Latife Hanım
221. "Ben iki kere öldüm. 1925 ve 1938 de."
- Latife Hanım
222. "Acı her şeyi öğretir."
- Latife Hanım
223. ""Hanımefendi bu yazıyı hangi kalemle yazdınız?"
Latife elindeki üzeri işlemeli altın kalemi gösterince,"Verin bana o kalemi" deyip,kalemi Latife'nin elinden aldı ve dudaklarına götürüp öptü.
Latife,Mustafa Kemal Paşa'nın öptüğü bu kalemi ömrünün sonuna kadar saklayacaktı."
- Latife Hanım
224. ""Fikir cereyanları, cebir ve şiddet ve kuvvetle reddedilemez.""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
225. "Harbord yazısında şu görüşe yer vermişti. Sonuç olarak anlaşılıyor ki Türkiye meselesini bir çözüme bağlamak için, millî mücadelecileri hesaba katmak lazım geliyor. Mustafa Kemal paşa ucuz bir siyasetçi maceracı değil, yetenekleri ispat etmiş bir askeri lider."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
226. "İki taraf da ölülerini gömmeye vakit bulamiyordu. Gediz ve Alaşehir yolu boyunca, yangınla ve akıllarını yitirmiş pek çok kadınla yüz yüze gelmişlerdi."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
227. "Baş başa kaldıklarında Mustafa Kemal, "Yönetimi iyice eline aldın Latife bravo! Bu kadar becerikli olduğunu bilmiyordum " demişti."
- Latife Hanım
228. ""Kemal Paşa'ya çok güveniyor herkes. Bizimkiler de fevkalade etkilenmişler ondan. Askerî deha diyorlar onun için""
- Latife Hanım
229. "Onun cehpede bulunması pek de kolay hazmedilemedi.Muhafazakar erkekler onun hakkında eni konu dedikodu yapıyorlar, kocasının yanında oturmuyor diye hakkında namussuzluk söylentileri yayıyorlardı.Rıza Nur'un anılarına aldığı dedidokular da çok inciticiydi"
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
230. "“Ankara Halide Edib’i heyecanla bekliyordu. Onun direniş saflarına katılması Ankara’yı güçlendirecekti. Mustafa Kemal 19 Mart 1920 günü Heyet-i Temsiliye adına, Kazım Karabekir Paşa’ya çektiği telgrafta müjdeli bir haber iletiyordu.”"
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
231. ""Mustafa'dan memnun musunuz Şemsi Efendi?"
"Hem pek çok. Çalışkan bir çocuk. Yalnız çalışkan değil anlayışlı ve kavrayışlı. Öğrenmek istediği şeyi iyi öğrenmek, anlayarak öğrenmek istiyor."
"Mustafa'nın hevesi var mı? Affedersiniz soruyorum. Sebepsiz değil. Bildiğiniz gibi Hafız Mehmet Efendi'nin okuluna devam ediyordu. Birkaç gün sonra sıkılmaya başladı. Gene böyle bir hevessizliği varsa demek istiyorum. Belki bir tedbir düşünebiliriz. Sizin büyük tecrübeniz var Şemsi Efendi."
"Oğlunun hevesi yerinde. Uyanık çocukların kafaları durmadan işler. Onlar ezbercilikten hoşlanmazlar. Çocuk kavrayamadığı şeye ısınmaz zaten. Sıkılır elbette. Biliyorsunuz ki çocuklar sora sora öğrenirler. Okula geldiler mi, onlarda araştırmak ve bulmak merakı uyanmalıdır. Uyanmazsa okul cehennem gibi gelir onlara... Mustafa'nın hevesli olup olmadığını size evde sorduklarından anlayabilirsiniz."
"Teşekkür ederim, Şemsi Efendi. Mustafa öyle soruyor ki..."
"Mesele yok demek, uyanık bir çocuk. Hatta yaşıtlarının en anlayışlısı, en iyi düşüneni. Üzülmeyiniz Mustafa umduğunuzdan çok daha mükemmel yetişecek. Yalnız kendisini serbest bırakınız.""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
232. "Bizim devrimimiz yalnız siyasal değil, aynı zamanda toplumsal niteliktedir."
- Latife Hanım
233. "Kanserini tedavi ettirmedi, çünkü, ‘Hayatım boyunca canlı ölüydüm, iki gün fazla yaşamak azap’ demişti.” Latife Hanım’ın pek çok yakınına “Ben iki kere öldüm, 1925’te ve 1938’de” dediği biliniyor."
- Latife Hanım
234. "”Öyle tabii fakat bizde her şey yasak. Düşünmek, öğrenmek, fikir sahibi olmak yasak. Burada yasak olmayan şey dalkavukluk. İki yüzlülük. Onun için sen getirtemezsin bu kitapları.""
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
235. "Ağabeyleri hediyeleri küme küme ayırdıktan sonra Bu senin makbuş, bu senin Naciye" diyor du. Naciye'nin hediyesi ince gümüş tellerle işlenmiş dantela gibi Manastır işi iki bilezikti."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
236. ""Ben iki kere öldüm 1925'te ve 1938'de.""
- Latife Hanım
237. "Salgın patlak verdiğinde dükkanlar kapanır, çiftçiler şehre yaklaşmaz, çocuklar okula gönderilmezlerdi. Salgınların arkasından açlık baş gösterirdi. Neredeyse beş bebekten dördü büyümeden ölürdü"
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
238. "Latife, okumaya, yazmaya, şiire, edebiyata meraklıydı. Kocaman bir kütüphanesi vardı."
- Latife Hanım
239. "Latife günün önemli bir kısmını okuyarak geçiriyordu. Kâzım Karabekir üst katta, Latife hanım’ın birçok zarif ciltli, kıymetli kitapları bulunan kütüphanenin bütün duvarları kapladığını anımsıyor."
- Latife Hanım
240. ""Özgürlük davasını benimsedik, hiçbir millet kendi kadınlarını köleleştirirken özgürlük iddiasında bulunamaz.""
- Latife Hanım
241. "Sonu gelmeyecek bir kâbus yaşıyordum."
- Latife Hanım
242. ""Lətifə xanım gözəldirmi,Paşa həzrətləri?" sualına Mustafa Kamal söhbətə son qoyan bir cavab verir:"Xanım əfəndi,çox gözəl olsaydı,mən evlənməzdim.Qısqancam.Zəkasını,biliyini,tərbiyəsini bəyəndim"."
- Latife Hanım
243. "Haldun Taner'e göre,toplantı başladıktan sonra gelen Halide Edip,"Vaktim yok,20 dakika sonra gideceğim.Birinciliği falan esere verin"demişti. Öteki eserler hakkında fikri sorulunca da "Birinci falan eserdir,siz artık aranızda ikinciyi seçersiniz" diye bitirmişti konuşmayı."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
244. "Fikriye, Latife’nin evliliği sırasında Çankaya’ya iki kez geldi. İkinci gelişi bir felaketle son buldu, genç yaverler tarafından geri çevrildikten sonra duyulan silah sesleri onun ölümünün habercisiydi."
- Latife Hanım
245. "Kadınların katılımı sağlanmadan bir ulusun ilerleyip refaha ulaşması mümkün değildir."
- Latife Hanım
246. "Ankara elektiriğe Cumhuriyet'ten sonra bir Alman şirketi aracılığıyla kavuşmuştu."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı
247. "Kızların üniversiteye kabulüne karşı ağır hücuma geçen muhafazakâr kalemler, üniversitenin sevişme parkına dönüştüğünü yazıyor, "Kadınla erkeğin birlikteliğinden ilim değil evlad doğar," diyorlardı. Şeyhülislam, tartışmaya müdahele ederek, kadın özgürlüklerini savunmuştu. Üniversiteli gençler de dinsiz ve ahlaksız olmadıklarını, muallimlerin önünde terbiye ile oturduklarını ve ders dilediklerini bir yazıyla duyurmuşlardı."
- Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
248. "Misafirlerin bu davetlere eşleriyle gelmesini sağlamak için uğraşıyordu.Kadınların yer almadığı sofra,onun için ardından gerginliklerin yaşandığı gecelerin habercisi idi."
- Latife Hanım
249. ""Bir insanın mutluluk rüyasının bir şekilde tuzla buz olması ve aşkının bir anda hayatından çıkıp gitmesi korkunç bir şey" diyen Latife Hanım'ın evliliğine son veren kararnameye ilişkin ıstırap dolu yorumu şöyle: "Eşim çevresindekilerin kendisini, kariyeri önündeki engelin eşi olduğuna ikna etmelerine izin verdi ve Napolyon gibi aşkını emeklerine feda etti.""
- Latife Hanım
250. "Yaptıklarımı kanıtlayabilirim ama yapmadıklarım için sizi ikna etmenin yolu yok ki.."
- Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Özel Hayatı