İnsanlığın Dirilişi Kitap Bilgileri
Yazar: Sezai Karakoç
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 30 dk.
Sayfa Sayısı: 159
Basım Tarihi: Eylül 2023
İlk Yayın Tarihi: 1975
Yayınevi: Diriliş Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789123504992
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
İnsanlığın Dirilişi Kitap Tanıtımı
Bu kitabı oluşturan yazılar, Edebiyat başlıklı yazıya kadar 1974-1975 yıllarında Aylık Diriliş Dergisi`nde başyazı olarak, ondan sonrakiler ise 1976`da Diriliş Pazartesi-Perşembe Günlüğü`nde yayınlanmıştır.
İnsanlığın Dirilişi Kitaptan Alıntılar
1. "Tak tak tak. Tekrar kapısını vurmalı kalbin ve ruhun."
2. "Tekrar kapısını vurmalı kalbin ve ruhun.."
3. "Ey insan!
Şah damar nerede kaldı?
Şahdamardan daha yakın olma nerede kaldı?"
4. "İnsan doğar doğmaz ölmeye başlar..."
5. ""Seni yok sayacaklar, sen daha çok var olacaksın.""
6. "Tekrar kapısını vurmalı kalbin ve ruhun."
7. "Cami bir ruhtu, bir bilinçti. O canlı olduğu sürece toplumda canlıydı."
8. "Gurur, öldürücüdür; alçakgönüllülük ise dirilticidir.."
9. ""Düşünceler, sistemler, doktrinler eskir. Eskimeyen hakikattir!""
10. "…
“Kaybolarak varolmak” .."
11. "İnsanoğlu durmadan hakikatı arıyor. Buluyor, adeta bulduğuna inanamıyor ve yine arıyor. Kaybediyor, yine arıyor"
12. ""Seni yok sayacaklar, sen daha çok var olacaksın...""
13. "Değer, kendiliğinden anlaşılır."
14. "İnsan çağımızda gönül tarlasına durmadan put dikiyor."
15. ""Kaybolarak varolmak…""
İnsanlığın Dirilişi Kitap İncelemeleri
Hz.Adem'den bu yana her peygamber insanlığa İslam'ı anlattı. İşittik itaat ettik diyenler oldu, İşittik isyan ettik diyen kavimler oldu. İsyan edenler Avrupa topraklarına kaçtı. İsyan ettiler lakin hakikati reddetmenin verdiği rahatsızlıkta içlerinde bir yerdeydi. Öteki hissettiler kendilerini, dışlanılmış hissettiler. Bu hırsla sağlarına sollarına saldırdılar. Önce İslam'a kin duydular sonra tüm insanlığa. Hakimiyet ellerinde olsun istediler ürettikleri her fikir insanı tanrılaştırmaya çalışmak içindi. Batı kendini Tanrı bildi tüm gücünü insanlık üstünde kullandı ve hakimiyetini kurdu. Kurdu kurmasına ama bu sefer ideolojisi kendi tekelinden çıkmış oldu Batı tek tanrı olmak istiyordu ama karşısında tanrıcıklar buldu. İnsanlık tatmin olmadı artık batının ürettiklerinden hep daha fazla daha fazla daha fazla talep etti. Batı üretti üretti ama artık tüm insanlık tarafından emilmiş ve posası kalmış sası bir çöpe dönüştü. Ama insanlık medeti hala ondan arıyor, ona soruyor. Bunaldık ey batı! Nasıl ferahlayacağız? Batı kıskıvrak sıkışmış durumda bu soruya verecek cevabı yok. İşte artık tam bu nokta da insanlığın dirilişi başlamalıdır. İnsanlık kaybettiği hakikati bulmalıdır. Aradığını doğru yerde aramalıdır. İslam'ı konuşanlar artık insanlığa haykırmak zorundadır hakikatı. Dirilmiş bir insan olmak zorundadır. Uyananlara yol göstermek için!
İnsanlığın Dirilişi kitabını okuyup, kitaptan tam mânâsı ile istifâde edebilmek için okuyucunun belli bir entelektüel birikime sahip olması gerekir diye düşünüyorum.
Sezai Karakoç bu kitapta şairliğinin ötesindeki yüzünü yani asrımızın mütefekkirlerinden biri olduğunu çok net bir biçimde ortaya koyuyor.
Durum tespiti yapmak kolaydır ve insanlar genelde bunu yaparlar. Karakoç bunu yapmıyor, durum tespiti yapıp, bırakmıyor. Bilakis çözüm önerilerini de sunuyor.
Birinci bölümde bunalımın kaynağını bize gösterirken, ikinci bölümde hâli hazırdaki mevcut durumu serdediyor. Üçüncü bölümde ise çözümü sunuyor...
Ne diyor üstat? "Bunalımla değil ruhların delinmesi, yarılması, çatlaması ile karşı karşıyayız." durumun vehametini gayet beliğ bir biçimde ifade ediyor burada ve bence bu tespitinin üzerine inşa ediyor düşüncesini.
Aslında kitapta, "nasıl Diriliş İnsanı oluruz?" sorusunun cevabını bulacağız en sonunda.
Karakoç, tüm görüşlerine rasyonel bir temellendirme yapıyor. Ve görüyoruz ki kendisi muhteşem bir bilgi-birikime sahip. Temellendirmelerini yaparken, kullandığı argümanlar bu durumu zaten hissettiriyor.
Diriliş kavramı çok güzel, insanın ruhuna işliyor. Sezai Karakoç da böyle hissetmiş olmalı ki, bu kavramı kullanmış.
Dikkat buyurun;
Müslümanların ya da Türklerin dirilişi dememiş; insanlığın dirilişi demiş... Bahsettiği sancıyı tüm insanlık çekiyor çünkü. Karakoç cihan-ı şumül düşünüyor.
Ne diyelim? Tüm insanlığın derdi ile dertlenmek ne güzel meşreptir. Ne mutlu Karakoç gibi insanlara... Hepsinin mekânı cennet olsun.
Vâ esefâ ki Sezai KARAKOÇ'un derli toplu okuduğum ilk kitabıydı. 143 sayfalık bir eserin içerisinde, böylesine derin ve de can alıcı mevzuların enfes bir üslupla bize sunulmuş olması, ne büyük bir bahtiyarlık. Her bir başlıkta, korkunç bir birikimin olduğunu fark ettikçe hayretler içerisinde kaldığımı itiraf etmeliyim.
Böylesi bir yapıttan tüm ihtişamıyla; tarihe, edebiyata, felsefeye, müziğe, hatta sanatın tüm dallarına dair, özgün hakikatleri okumuş olmanın keyfi tarifsizdi. Ayrıca bütün bu hakikatlerin, haritanın sınırlarını aşarak Doğu-Batı gibi geniş bir perspektiften sunulmuş olması ise, bende; yok ihtisas alanım, şey...branşım, benim uzmanlık saham... gibi keskin hatların, muhakemelerimizi esir aldığı kanaatine daha da sevk etmiş oldu.
Velhasıl; biraz sarp, biraz çakıllı ama pes ettirmeyen kıymetli bir yolculuk.
Özellikle "Ölüm dikkati", "Propaganda", "Put", "Edebiyat" ve son derece istifade edilebilecek özet bir felsefe tarihi mahiyetinde "Felsefe" başlıkları beni en çok etkileyenler arasındaydı.
"Tak tak tak. Tekrar kapısını vurmalı kalbin ve ruhun. Yoksa yapma besinlerle beslene beslene vücudun aldığı hale benzer bir durumu almaya doğru hızla gitmekte ruh. Dıştan bakıldığında her şey yerli yerinde, ama bir üfürmeye görün! Püf diye uçacaktır. Ve darmadağınık tüylerin havada oraya buraya koşuşması."(Kitaptan)
İnsanlığın Dirilişi, bir serüvenin ardından kitaplaşarak bize sunuluyor. Hayal ediyorum da Diriliş dergisinde aylık olarak yayınlanırken okumak hem Diriliş ruhunun nasıl olduğunu keşfetmek için sabırsızlanmak hem de zamanın akışında o yazılara şahit olmak ayrı bir keyif arz ediyordur muhakkak.
İnsanlığın Dirilişi, Batı'ya olan gâfil bir tavırla sergilenen hayranlığın getirdiği buhranı ilk bölümünde 'Bunalımın Kaynağı' başlığında gözlere inmiş en mat perdeleri satırları ile kaldırıyor. Rönesans'ın probleminin ilâhi ve insâni öz yoksunluğu tespiti ile Batı'ya olan kuşkusuz özenim ve bizden götürdüklerine olan tepkisizliğimiz yüzümüze çarpılıyor.
Bir olayın resmedilmiş hali, bize sanatçısının olaya nerden baktığını, o olayda kimin dostu kimin hasmı olduğunu görmemizi sınırlı manada sağlar. Eğer çürümeye mahkum edilmek istenmiş bir Medeniyeti yeniden diriltmeye çalışıyorsanız o medeniyeti resmeden sanatçının o medeniyeti çürüklerinden ayırarak görme sorumluluğu biner omuzlarına. Sezai Karakoç 2. Bölüm olan 'Tablo' başlığında sanatını, bir sorumluluk ahengiyle sunuyor bizlere. İslâm Medeniyeti'nin temel taşlarından başlayarak kültürün medeniyete nasıl evrileceğini öğretiyor bize.
Kitabın nihai başlığı 'Diriliş İnsanı'. Hakikatin ışığında, kendinden taviz vermeden, hedefini her hücresiyle arzulayan bir insanın yetişme kılavuzu desek hakkını vermiş oluruz diye düşünüyorum.
Lutfedip okumaya değer gördüğünüz için teşekkür ederim. Henüz kitabı okumamışsanız okuma listenize eklemenizi tavsiye ederim.
Herkese Merhaba Geçtiğimiz günlerde paylaştığım Karakoç'un Diriliş Dergisinde 1966'dan Mart 1967'ye kadar Diriliş imzasıyla yazılarından oluşan İslamın Dirilişi idi. İnsanlığın Dirilişi'nde ise yine yazarin kitap içerisindeki Edebiyat başlıklı yazıya kadar 1974-1975 yıllarında Diriliş Dergisi'nde baş yazı olarak, ondan sonrakiler ise 1976'da Diriliş Pazartesi-Perşembe günluğün de yayınlanmış yazılardan oluşturulmuş.
Karakoç yazılarında Rönesans öncesi ve sonrası dönemi değerlendirerek özellikle batının, akabinde gözünü ona dikmiş milletlerin yaşadığı buhranlara bir çözüm arayışına girmiş., Bunu yaparken edebiyat, müzik, resim alanında ortaya konulan eserlerden insanlığın ruh halini tahlil etmiş, son bölümle de çözüm planını sunmuş.
Devrimleri, Eski Yunan ve Hint mitolojilerini, Nietzsche'yi , Karl Marks'ı, Dostoyevski'yi, Tolstoy'u vb. inceleyip ,zamanla dinin felsefeye, felsefenin de politikaya dönüşerek -izm lerin kucağındaki insanlığa, İslam'in ışığında bir "Diriliş İnsani" olmanın tarifi yapılmis Karakoç tarafindan.
Kitapta yenilikten ve daha çok batıdaki yeniliklerin üzerinde durulmuş bunu kendinizce sorgulamaya başlarken ilerleyen sayfalarda cevabını;" İnsanlığın genel durumunu, ana çizgiler halinde tespbit etmeğe çalıştık buraya kadar. Bu tahlilde ağırlığı bilhassa Batı Uygarlığına vermişsek, bunun sebebi, bilhassa üç dirt yüzyıl içinde, dünyadaki oluşta, en büyük değişim etkenliğini bu uygarlığın yapmış olmasıdır." diye veriyor.
Herkese keyifli, huzur dolu, sağlıklı bir gün diliyorum