Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

İnsanlığımı Yitirirken - Osamu Dazai | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

İnsanlığımı Yitirirken Kitap Bilgileri


Yazar: Osamu Dazai
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 38 dk.
Sayfa Sayısı: 128
Basım Tarihi: Ocak 2025
İlk Yayın Tarihi: 1948
Yayınevi: İthaki Yayınları
Orijinal Dil: Japonca
ISBN: 9786258401479
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe


İnsanlığımı Yitirirken Kitap Tanıtımı


'… Ben hâlâ, ölmeyi bile becerememiş utanmaz, aptal bir hayaletten, ‘yaşayan bir cesetten’ başka bir şey değildim.”

Yirminci yüzyıl Japon edebiyatının önde gelen yazarlarından, sıradışı hayatıyla da meşhur Osamu Dazai, intiharından hemen önce tamamladığı, Japonya’nın en çok okunan romanlarından İnsanlığımı Yitirirken’de topluma dahil olmayı beceremeyen, her şeyi eline yüzüne bulaştıran, çevresindeki herkesi hayal kırıklığına uğratmaya mahkûm bir ötekinin acıklı hikâyesini anlatıyor.

Dazai’nin yaşamıyla çokça paralellik taşıyan romanda, kendini çocukluğundan beri bir başarısızlık abidesi olarak gören, aristokrat bir ailenin oğlu Oba Yozo hem evde hem de okulda büründüğü “soytarı” rolüyle var olmaya çalışır. Bir itiraf niteliğindeki üç bölümden oluşan hatıratında alkolizmle, geyşalarla, sonuçsuz kalan intiharlarla dolu, “utanç” yüklü yaşamının günahını çıkarır.
İnsanlığımı Yitirirken, Osamu Dazai’nin uzun yıllara yayılan edebi intihar mektubunun son bölümü.




İnsanlığımı Yitirirken Kitaptan Alıntılar


1. "Buna nasıl tahammül ediyorlar? Her günü pes etmeden, umutsuzluğa kapılmadan, intihar etmeden, hatta siyaset tartışmaya devam ederek nasıl atlatıyorlar?"




2. "Acı çekenler başkalarının acı çektiğini hissederler."




3. "Görünürde her zaman gülümsüyor olsam da içeride çaresiz bir mücadeleyle debeleniyordum."




4. "Gerçek korkak mutluluktan bile korkar..."




5. "Artık ne mutlu ne de mutsuzum.
Her şey geçip gidiyor."




6. "Yavaş yavaş dünyayı olduğu gibi görmeyi öğreniyordum."




7. "Acı çekenler başkalarının acı çektiğini hissederler."




8. "''Görünürde her zaman gülümsüyor olsam da içeride çaresiz bir mücadeleyle debeleniyordum.''"




9. "Şu an ne mutluyum ne de mutsuz.
Sadece her şey geçip gidiyor."




10. "''Acı çekenler başkalarının acı çektiğini hissederler.''"




11. "Mutlu muyum? Aslında küçüklüğümden beri insanlar sürekli şanslı biri olduğumu söylüyor ama bana sorarsanız cehennemde gibi hissediyorum, bana şanslı olduğumu söyleyenlerse benimkiyle kıyaslanamayacak ve ölçülemeyecek kadar mutlu görünüyorlar."




12. "İnsanlardan yardım istemek mi? Gülünç bir fikirdi bu."




13. "Bir ben miyim aykırı, bu dünyadaki?"




14. "İnsanlardan yardım istemek mi? Gülünç bir fikirdi bu."




15. "Artık ne mutlu ne de mutsuzum.
Her şey geçip gidiyor."





İnsanlığımı Yitirirken Kitap İncelemeleri


Spoi içerir
Yozo'nun yaşadıkları yazarın hayatı ile paralellik taşıyor. Hatta otobiyografik bir eser olabilecek kadar paralellik taşıyor. Bu da eserin duygu yoğunluğunu yansıtma da daha fazla başarı elde etmesine sebep oldu diye düşünüyorum.
İnsanların yanımızda takındığı tutumlar gerçek tutumları mı yoksa sahte bir yüz ardına gizlenmiş tutumlar mı diye düşündüm. Yozo gibi insanlara olan çekingenliklerimin hayatımı yönlendirdiğini fark ettim bu biraz sinirimi bozdu :)
Cümleler düşündürtücü şekilde yazılmıştı ama bu düşündürme amaç gütmeden spontane gelişen bir şekildeydi. Böylelikle o samimilik eserin en akıcı yanı oldu benim için. Bu akıcılık ve dilin süslemeleri barındırmaması eseri hemen bitirebileceğimi düşündürdü ama eser ağır bir dram barındırdığı için takribi 2-3 saat içinde bitti.
Beni eser de en çok etkileyen kısım Yozo'nun, eşinin şiddete uğramasına seyirci kalması oldu ve bu şiddetin eşinin insanlara güvenmesinden kaynaklı olduğunu bilmesine rağmen açıkça ona bir teselli de bulunamaması beni hayal kırıklığına uğrattı.
Yozo'nun kendi felaketinin farkında olmasına rağmen yanına insanları çekmesi ve o felaketleri başkalarının da yaşaması ben de bencillik hissi de uyandırdı. Gerçi bu bencil davranış kendi isteği ile değil de biraz savrulmayla olduğu için günah keçisi olarak onu hedef almam da doğru olmaz. O yüzden Yozo'ya bencil diyemeyeceğim.

Kitabı tavsiye ederim.




Otobiyografi, günlük şeklinde yazılan, ruhsal betimlemelerle dolu psikolojik bir Japon eseri.
Küçücük yaşta büyümek zorunda kalan bir çocuk. Yaşadığı travma sonrası bunu paylaşıp aşmak yerine yüzüne kondurduğu gülücük maskesiyle hayatının geri kalanını bu şekilde devam ettiren bir çocuk. Bazı çocuklar korktuğu için susar, bazıları küçük olduğu için söylediklerine nasıl olsa inananılmayacak endişesi ile susar, bazıları da yaşadığı o ağır durumu ifade edemedikleri daha doğrusu bu kötülüğü neden yaşadıklarını idrak edemediklerinden susar. Zorla susturulur ya da (Narin gibi) narin çocuklar...

Tebessümle kamufle edilen bir hayat elbette ki çok şeye mâl olacaktır. Gizlediklerimiz gün gelir ruhumuzun, bedenimizin en büyük düşmanı olup çıkıverir. Ruhu da bedeni de hasta eder. Tıpkı kitabın baş karakterinin defalarca intihar etme çabaları gibi... Gencecik (27) yaşında kendini ihtiyarlamış, saçına aklar düşmüş, yaşamak için hiçbir sebebinin olmadığını hissedip bunu okuyucu ile paylaşması ruhunun hastalığını, nasıl ızdırap çektiğini gözler önüne seriyor. Yaşadıklarından ötürü susmakla kalmayıp suçu bir şekilde hep kendinde arayıp ve sürekli etrafındaki insanları memnun etme çabası içinde olması. İnsan kendine daha ne kadar eziyet edebilir ki başka türlü?

Eksiklik hissi, huzursuzluk, güvenden bile suçluluk duygusu hisseden bir kahramanın iç karartıcı, dramatik öyküsü...
İnsanlığını yitirmemiş insanların okurken huzursuz olup belki de içinde kendilerini, kendi ruh hallerini bulacakları bir kitap.
Keyifli okumalar...




Kitabı okurken Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar romanı geldi aklıma, o yüzden böyle bir başlık koydum.
128 sayfalık, üstelik yarı otobiyografik ince bir kitap... İki günde okurum diye düşündüm ama on günde okudum. On beşten fazla alıntı yapmışım. Durup düşündüren bir kitap kesinlikle...
Aalında akıcı bir dil kullanılmış, konu da bir insan hayatı ancak zor bir insanın hayatı tabii..
Çok kalabalık bir aile, on çocuklu, kırsald a yaşayan...Daha ilkokuldan itibaren toplumdan korkan, o yüzden de okulu sevmeyen bir çocuk. Aile varlıklı ama hizmerlilere havale edilmiş çocuklar. Hizmetlilerin istismarına da uğradığını yazmış ama ayrıntı vermemiş. İşi gücüyle uğraşan, arada bir hediyeler getirerek çocuklarına babalık yaptığını düşünen bir baba...
Kısacası arıza çocukluktan geliyor... Evden ayrıldıktan sonra kendi çabalarıyla, çoğu zaman da birlikte yaşadığı kadınların himayeleriyle yaşamaya çalışan bir genç. Alkolizm, sonrasında uyuşturucu bağımlılığı... Ardından intihar girişimleri...
Kitabın sonunda kırklı yaşlara geldiğini sanıyordum ama yirmi yedi yaşında olduğu yazıldı.
Sözün özü topluma ayak uyduramayan bir bireyin çalkantılı kısa yaşamı...
Yazarın gerçek hayatına baktım, çoğunlukla örtüşüyor... Bu kitap Japonya"da en çok okunan kitapların başında geliyormuş, şaşırdım doğrusu...
Yazardan okuduğum ilk kitaptı, bir tane daha okumam gerektiğini düşündüm gerçek yaşam öyküsünü okuyunca.
Tavsiye edilir mi pek emin değilim doğrusu... Yine de okuyacaklara kolaylıklar diliyorum...




Tükenmişlik, mutsuzluk, yılgınlık, amaçsızlık, çaresizlik örneği Yozo ile tanıştım İnsanlığımı Yitirirken kitabı ile. İnsan en yakınları dahil kimseye güvenemezken, kendisi gibi çevresindeki insanların da bir maske ardından hayat içerisinde rollerini oynadıklarını düşünürken, en önemlisi hiçbir yere kendini ait hissedemezken mutlu olabilir mi? Yozo içinde bulunduğu mutsuzluk girdabından " Tanrım benim gibi birinin duasını kabul edecek olursan şayet ömrüm boyunca bir kez olsun bana da bu mutluluğu bahşet!! şeklinde feryat ediyor.
Toplum içerisinde yalnız Yozo, insanlardan korkuyor, onlara hayır demekten, onlar ile herhangi şekilde iletişim kurmaktan kaçınıyor çünkü karşısındakinin de kendi yüreğinin de sonsuza dek onarılamayacak biçimde yara alacağı korkusunu yaşıyor. Tamamen kendisini bu akışa kaptırmış gibi görünse de farklı hissedebilmek için az da olsa çaba gösteriyor fakat her seferinde alkol en sonunda da morfin sığınağı oluyor. Kan kusacak kadar alkol, bağımlısı olacak kadar morfin kullanıyor. Sadece bir kez sevgi ve güven kırıntıları hissettiği belki de kurtuluşu olacak sevdiceğine sığınıyor. Buradan da yaşanılan trajedi ile " Saçlarım o gece ağarmaya başladı, her şeye karşı güvenimi kaybettim, insanlardan sonsuza dek kuşkulanmaya başladım. Dünyevi ümitlerimi , sevinçlerimi ve beklentilerimi sonsuza dek yitirdim." diyerek savruluyor ve itirafını ediyor; "insanlığmı yitirdim."...
Yaşadığı topluma yabancı olmanın, toplum ile kaynaşamamanın, yalnızlığın, sıkışmışlığın hikayesinin kısa ama oldukça derin anlatıldığı eser naif ruhlarda tahribata sebep olabilir...




Osamu Dazai'nin otobiyografik bir romanı İnsanlığımı Yitirirken.
Öncelikle oldukça depresif bir roman olduğunu bilmeniz gerekiyor. Zaten genel olarak yazarın çoğu kitabına depresif bir hava hakim.

Yozo'nun küçüklüğünden itibaren neden yalnız hissettiğini, neden aidiyet duygusunun olmadığını, neden insanlardan korktuğunu okuyoruz. İnsanlardan çok korkan ve kendisini sevdirebilmek için türlü şaklabanlıklar, komiklikler yapan bir çocuk Yozo. Aslında "Komik çocuk" maskesinin arkasına saklanarak insanlara karşı bir savunma mekanizması oluşturmuş.

Küçük yaşta uğradığı üstü kapalı anlatılan cinsel istismar, gençlik döneminde edindiği yanlış arkadaşlıklar, ailesi tarafından defalarca evlatlıktan reddedilmesi ve yaşadığı birçok şey, onu hayata karşı umutsuz, bazen inanmadığı tanrıya karşı isyankar ve intihara meyilli bir insan haline getiriyor. Ki zaten yazarın kendisi defalarca intihar girişiminde bulunmuş ve dördüncü denemesinde bir kanala atlayarak intihar etmiştir.

Başta hemen bitirebileceğimi düşündüğüm ama tek seferde okuyamadığım bir kitaptı. Beni fazlasıyla etkiledi. Bence sağlam bir psikoloji ile okunması gereken bir kitap. Zaten psikolojik olarak sıkıntılı bir süreçten geçiyorsanız bu kitabı okumayı ertelemenizi öneririm.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: