Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

İnsan Bir Eksik Sözdür - Şükrü Erbaş | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

İnsan Bir Eksik Sözdür Kitap Bilgileri


Yazar: Şükrü Erbaş
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 16 dk.
Sayfa Sayısı: 80
Basım Tarihi: 9 Eylül 2021
İlk Yayın Tarihi: 9 Eylül 2021
Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınevi
ISBN: 9786052988763
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe


İnsan Bir Eksik Sözdür Kitap Tanıtımı


İçimizdeki boşluğa tutunarak umut etmeye çalışıyoruz:
Bizim rüyalarımız olmadan dünya güzel olamaz
Bizim şarkılarımız olmadan insan sevmeyi bilemez
Bizim merhametimiz olmadan tanrı kimseyi bağışlayamaz
Bizim dudaklarımız gülmeden çocuklarımız çiçek açamaz.




İnsan Bir Eksik Sözdür Kitaptan Alıntılar


1. "Keşke, diyorum
İnsan insanı hiç tanımasaydı"




2. "Annem benim
Neden yorgunluktan ve merhametten başka
Fotoğrafın yok evimizde."




3. ""Keşke, diyorum
İnsan insanı hiç tanımasaydı..""




4. "Biz mi
Yaşıyoruz işte..."




5. "Çok gecikmiş bir sevgiyim ben
Sadece sevgisizlik değil
Sevmek de canımı acıtıyor."




6. "Anlamak ve katlanmak arasında tükendim."




7. "*

Aşk iyileştirmiyor.

Sevmek büyük yalnızlık.

*"




8. "Benim acım geçecek mi?"




9. "Sen hiç kimseyi
Özlemez misin?"




10. "Keşke, diyorum
İnsan insanı hiç tanımasaydı!"




11. "Ölüm de bırakacak bir gün bizi Bir gün yalnız bile olmayacağız."




12. "İnsan Bir Eksik Sözdür."




13. "sen hiç kimseyi
özlemez misin?"




14. "Dağlara dedim ki
Benim acım geçecek mi?"




15. "O kadar çok insan sevdim ki acısından büyük"





İnsan Bir Eksik Sözdür Kitap İncelemeleri


“ Bir şiir asla terk edilmez, yalnızca terk edilir “
Alıntısıyla karşılıyor bizleri Şükrü Erbaş .
Şükrü Erbaş deyince aklımıza ruhumuza ne hitap ediyor ? Her dizesi her bir cümlesi ile kalbimizi titreten, ruhunuzun derinliklerine işleyen bir dostla hasbihâl edip dertleşir gibi tıpkı.
En derin yaralarımızı, acılarımızı , özlemlerimizi, kaybımızı kendimizden dahi gizlediğimiz insanda eksik kalan o sözlerin hepsini açığa vurup gün yüzüne çıkaran okuyucusuyla hem hâl olan, dert daş olan bir kitap.
Kısacası hayata dair herşey var “ İnsan Eksik Bir Sözdür’de “ Adı bile nasıl anlamlı ve manidar kitabın.

Kitapta yer alan “ İYİ ŞEYLER DÜŞÜNMEK “ şiiri için bırakılan dipnotta şöyle diyor ; Bu şiiri ilk Mazlum Çimen okudu. Dünyanın en güzel kalbiyle döndü :
“ Ben sana ne deyim. Ben boşuna söylemiyorum insanlara, Şükrü yüreğimin kalemi . Kanımı mürekkep olarak kullanıyor. “
“ Bir çürümenin ortasında
Utancımıza tutunmuş
İyi şeyler düşünerek
Yaşamaya çalışıyoruz.”
Bu dizeleri okuyup da bu sözlere katılmamak mümkün mü ? Bir çırpıda okunacak bir kitap fakat insan içine sindire,sindire , durup düşünerek okumak istiyor ve hiç bitmesin istiyor.
İmzalı kitabının incelemesini yapma sevincini yaşıyorum . Üstadın yüreği , kalemi baki olsun.

“ İnsanın yüzüne indirilmiş bu ayeti kim, nasıl okur bilemem ama kirpikler güzelliğin en eski yazısıdır.
İnsan ruhunun mihrabıdır.
Ve en eski şarkısıdır dünyanın .”




Bu kitabı okumaya başlamadan önce gerçekten boşlukta gibiydim. Hani canınız sıkılır film izlersiniz, dışarı çıkarsınız ya da oyun oynarsınız fakat içinizde ki o sıkıntı o boşluk hiç geçmez ya. Bende öyleydim. Kendimi boğucu bir kuyuda hissetmekten alıkoyamıyordum. Sonra kitapların başına geçtim. Hepsine teker teker göz gezdirdim. Ve elime bu kitabı aldım.Gerçekten bu gibi durumlarda kitaplar size o kadar çok yardımcı oluyor ki. Kitap okurken o içindeki boşluk hissi bir anda ortadan kayboluyor. Yani en azından benim için öyle. Bu şiir kitabı gerçekten vermek istediği derin mesajlarla insanı cezbediyor. Şiirleri gerçekten insanı dumura uğratıyor. Size şiir kitabında ki en sevdiğim şiirlerden bir tanesini buraya yazmak istiyorum.

Bunaldım. İnsanların yoksulluğu sevmesinden bunaldım. İnsanların kendi hayatlarını hapishaneye çevirmesinden bunaldım. Kedilerle serçeler arasına bir sarkaç kurdum. Kapı koluyla puhu kuşları arasına. Ekmekle onur arasına. Uykuyla yıldızlar arasına. Kimse iyileşmedi. Ben bunaldım. Kötülük biraz daha girdi evimize. Güneşler gitti, tarlalar gitti, yosunlu taşlar bile gitti. Kimse dönmedi. Ben bunaldım.
Uzaklara bakmak çok acı.
Sen bunalmadın mı...
Ölüm ne ki
Yaşıyoruz.




“Dünya ağır, insanlar korkunç. İnanacak gücüm kalmadı. Her şeye bulantıyla bakıyorum. Güzellik yıkıcı. Hiçbir inceliğe inanmıyorum.”
Şükrü Erbaş’ın okuduğum 7. Kitabı. Bu kitabın yeri bende çok özeldir. Çünkü bu kitabı bizzat kendisinden imzalatarak aldım. O kadar naif tatlı bir insan ki.
Gelelim kitaba; hem Şükrü Erbaş’ın kitabını ilk kez okuyacaklar hem de -benim gibi- sıkı takipçileri için paha biçilmez bir kitap. Şair kitapta acılarını, kayıplarını, hüznünü öyle güzel kelimelere döküyor ki, en derininizde -yaşamamış olsanız dahi- hissediyorsunuz. Sanki şair karşımızda bizim söyleyemediğimiz, dile getiremediğimiz bütün acılarımızı, hüzünlerimizi haykırıyor bize! Kitabın her sayfası saatlerce düşündürüyor insanı, sayfaları çevirmeye eliniz gitmiyor bazen. Öyle ki kitap bir çırpıda bitse de etkisi uzun süre devam ediyor.
Beni en çok etkileyen bu umutsuzluğun, yorgunluğun
bu denli kelimelere dökülebilmiş olması aslında. Biz duygularımızı tarif edemezken, anlamlandıramazken şair onları kelimelere öyle güzel yansıtmış ki, örneğin:
“Öyle bir kusursuz yalnızlığa vardı ki dünya
İnsan bir can sıkıntısı atlasında kayboldu.
Geleceğin ruhu öyle mi,
Bulantıdan başka ruhu yok geleceğin.”

“Bir çürümenin ortasında
Utancımıza tutunmuş
İyi şeyler düşünerek
Yaşamaya çalışıyoruz.”

Bana şiir okumayı sevdiren, yüreğime dokunan şairdir kendisi.
Umarım siz de en az benim kadar beğenirsiniz, keyifli okumalar.




“Çok gecikmiş bir sevgiyim ben
Sadece sevgisizlik değil
Sevmek de canımı acıtıyor.”

İnsan bir eksik sözdür, insan bir eksik kalptir, insan bir eksik akıldır, insan hep eksiktir? Sahi insan ne zaman tamamlanır?
Şuncacık bir şiir kitabı bana nasıl tarifsiz şeyler hissettiriyor, düşündürüyor neler düşünmedim ki, şiir okurken kendimi buluyorum, samimiyeti, sıcaklığı, duygularımı, o kısacık satırlarda resmen şarj oluyorum…

Eh be Nihal çok abarttın demeyin. Şiir insanıyım ben, duygusal bir insanım.

Bu alıntıyı bırakıp kitabın okumaya değer olup olmadığını takdirinize sunuyorum

“Gidelim. Yaşamanın cevherine. İnsanın olmadığı zamanlara. Dünyanın ötesine. Tanrının varoluşuna. Sadece sese. Kokuya. Renge. Dilin bizden söz almadığı yere. Anlamın yıkıcı olmadığı. Anlamın olmadığı yere. İyi yok. Kötü yok. Güzellik değil. Çirkinlik değil. Bulut günah olur mu? Taş sevap olur mu? Çiçek ayıp olur mu?”

Umarım, anlamın yük olmadığı, kelimelerin sınır çizmediği, hislerin özgürce kanat çırptığı bir yere varabiliriz. Belki de orada eksikler tamamlanmaz ama eksik hissetmek de son bulur. Sessizlik bile şifa olur, rüzgârın sesi içimizi okşar, renkler dile gelir, kokular anılardan bağımsız yaşar… Ve biz, tüm ağırlıklarımızdan sıyrılıp sadece var oluruz.

Şiirle, sevgiyle ve kalbin en derin hisleriyle kalın.




Şiirlerini yazdıktan sonra kalemin bir köşede sustu da yüreğin sustu mu diye sormak geliyor içimden Şükrü Erbaş’a. Öyle cümleler var ki insanı uykusundan eder. Saatlerce boş boş duvar izletir.
Ölümü öyle anlatıyorsun ki dizelerinde , nasıl bir kalbin var senin diyorum içimden.

“Bunaldım. İnsanların kendi hayatlarını hapishaneye çevirmesinden bunaldım. “ Bunu ne de çok yapıyoruz kendimize. Başkalarına bazen. Dünyayı güzellik kurtarsın istiyorum.

“Gidelim. Ölümün ölüm olmadığı yere…”
Senin de ölülerin var biliyorum . O yüzden zaten ölümün olmadığı yere gitmek isteyişin.
“Durmadan içine bakmak çok acı. Sen bunalmadın mı…” diyorsun . İnsan içinde olan şeylerin güzelliğini bildiği zaman bakmaktan bunalır mı diyorum sana ?

“Ayrılık nasıl bir yalnızlık Hatice
İnsan sevdiğinin ağlamasını özler mi…”
İnsan eve girdiği zaman çıkardığı çorabın yerini bilmeyi bile özlüyor . Merdivenden ayak sesini duymayı , kapı kilidinin sesini , anahtarın dönerken verdiği mutluluğu , içeri girişini , eve attığı adımın verdiği güveni , elindeki poşet sesini , kapıdan girerken söylediği ilk kelimeyi, montunu asışını , çıktığı merdivenlerin verdiği yorgunluktan olacak oturup derin bir nefes alışını… Her şeyi tüm detayı ile özlüyor…

Eminim sizin de kendinizi bulduğunuz cümleler olacak. Şiir anlamıyorum diyenler Şükrü Erbaş’a kesinlikle şans vermeli. Keyifli okumalar dilerim…



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: