İnilti Kitap Bilgileri
Yazar: Kolektif
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 44 dk.
Sayfa Sayısı: 132
Basım Tarihi: 1964
İlk Yayın Tarihi: 1964
Yayınevi: Matbaa Teknisyenleri Basımevi
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
İnilti Kitap Tanıtımı
“Bedia Tuncer’in Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde çalışırken derlediği “Akıl Hastalarının Yazdığı Şiirler : İNİLTİ” kitabı aslına olabildiğince uygun olarak yeniden daktilo edilip, yeniden dizilip; kapak eklenerek 2013/Eylül ayında dolaşıma sokulmuştur.”
İnilti Kitaptan Alıntılar
1. "O kadar çok mu seviyorsun, unut artık onu
Zaten hep hüsranla biter sevenlerin sonu"
2. "Kefenim olsun eski bir bayrak
Her tarafı kırmızı ortası ak."
3. "Unutmamak istiyordum seni
Fakat bir türlü gelmiyordu
Elimden
Fakat şimdi unuttum
İşte seni
Niye dün gece
Rüyama girip de
Hatırlattın kendini."
4. "Fazla konuşsam manyak diyorlar
Az konuşursam şizo diyorlar
Etrafa koşsam psiko diyorlar
Sen de şaşırdın ah tımarhane."
5. "Dertliyim, derdimi anlamaz herkes,
Sırrını söylemez her ruha ruhum."
6. "Niye dün gece
Rüyama girip de
Hatırlattın kendini"
7. "Tanrım bana sabır ver
Tahammülüm yok artık.."
8. "•İsterdi her şey iyi olsun .•"
9. "Çünkü sen benim vücudum ben de senin ruhunum."
10. "..günlerim dertli ve hazin."
11. "~ Gönül defterinde unutma sakın
Satır satır, ince ince yaz beni..."
12. "Bütün hâtıraların yarım
Bütün düşüncelerin yarım.."
13. "Bir bakış için neler fedaya hazır.."
14. "Günün en geç saatlerinde
Seni yaşıyorum
Seni düşünüyorum yoksunluğunla."
15. "Öteyi ne sen sor ne ben söyleyim!.."
İnilti Kitap İncelemeleri
Akıl hastaları.. Halk dilinde ise “Deliler” olarak bildiğimiz herkes gibi olmayan insanlar...
Herkes gibi değil diye onları bu şekilde ötekileştiriyoruz. Ama onların bizden bir eksiği yok, hatta fazlaları var. Beyinleri bizimkiler gibi çalışmıyor. Bizden farklı şeyleri düşünüyor, olaylara farklı pencereden bakıyor, bizim onları garipsediğimiz gibi onlar da bizi garipsiyorlar.
Bir akıl hastasının şu sözü bence olayı özetliyor; “İlaçları beni tedavi etmesi için almıyorum, çünkü bende tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık yok. Benim çevremdeki herkes deli olduğu için, ilaç onlara uyum sağlamama yardımcı oluyor.”
Bu kitap ise, 1961-1964 seneleri arasında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinde çalışan Bedia Tuncer’in, hastaların tuttuğu günlüklerde veyahut bir kağıt parçasında bulunan şiirleri toplarlamasıyla oluşmuş. Akıl hastası yazınca olağanüstü şeyler bekliyor olabilirsiniz, ama üzgünüm; yok. Farklı farklı konularda şiirler var içinde. Hatta birisi üç büyüklere (GS, FB, BJK) şiir bile yazmış.
Akıllarından neler geçiyor? Bizler gibi sıradan şeyler mi düşünüyorlar? Duyguları bizlerden daha yoğun mu hissediyorlar? Bunu anlamak için ya oturup karşılıklı sohbet etmemiz gerekir ya da yazdıklarından onları tanımaya çalışmamız. İlk seçenek sanırım biraz zor, huzurevi değil sonuçta hastaneler. İkinci seçenek daha ulaşılabilir olduğundan kitabı okumanız bu yönde etkili olacaktır.
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde çalışırken akıl hastalarının yazdığı şiirleri derlemiş . Ve ortaya çok anlamlı ve manidar bir eser çıkmış bana kalırsa.
Kitapta toplumdan dışlanan ve çeşitli lakaplarla,ithamlarla anılan bu hastaların iç dünyalarındaki sezgisel düşünceleri,tahrip olan duyguları kaleme aldığı birçok şiir var. İtiraf etmeliyim ki okuduğum birçok bilinen şairden çok daha güzel şiirler vardı kitapta. Bilhassa bazılarını birkaç defa okudum. Yazarımız şiirlerde muhtemel hasta mahremiyeti açısından isimleri baş harfleri noktalı bir şekilde vermiş. Bunu takdir ettim doğrusu. Bu gizlilik onlar için belkide önemli değildir lakin onları tanıyan,seven,bilen kişiler için oldukça hassas bir konu olabilir. Yazar bazı şiirlerin altında hastanın günde 16 paket sigara içtiği yahut meslekleri ile alakalı vali,avukat …vb gibi farklı dipnot bilgilerde vermiş.
Kitabı okuyunca daha evvel bir psikiyatrist’in söylediği şu söz aklıma geldi sıkça;
“Hiçbir zaman bize gerçek hastalar gelmez. Gerçek hastaların hasta ettikleri gelir” Bu anlamda şiirlerin birçoğunda yaşanmışlıkların olması okudukça ziyadesiyle duygulandırdı, düşündürdü beni.
Nöropsikoloji ve psikiyatrik tanıları şiirlerdeki duygu yoğunluğu ile bütünleştirince bu anlamda oldukça beğendim bu kitabı diyebilirim.
Keyifli okumalar.
İnilti , 1964 yılında basılmış çok eski bir kitap. Mezat sayfalarında karşıma çıkan 400-500 liraya satılan beni meraklandıran kitaptı. Araştırdığımda nadir kitap olduğunu 1000-2000 lira fiyat koyduklarını görmüştüm. Daha sonra e-kitap olarak karşıma çıktı ve ekran üzerinden okumayı pek sevmesemde merak edip okumaya karar verdim.
Kitabı Bakırköy Akıl ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde bir süre görev yapmış öğretmen Bedia Tuncer hastaların şiirlerini derlemesiyle oluşturup yayınlamıştır.
Bu kitapta onlara sevgilerini, nefretlerini, üzüntülerini, acılarını, özlemlerini, haksızlığa karşı direnmelerini şiir halinde yazıya dökme fırsatı verilmiş ve onlarda bunu yapabilmişler. Tamamen duygularını, hasta olan akıllarından, gönüllerinden geçenleri kağıda dökmüşler yani çok üst düzey edebi eser beklentisi olanlar yanlış adrestesiniz..
Kitapta okuduğum şiirlerin kimisinde hüzünlendim kimisinde gülümsedim. Ben sevdim kitabı.
Son olarak Bedia Tuncer'in ön sözünün bir kısmını paylaşmak istiyorum;
"Bu çevreye yardım etmek ve bambaşka dünyaları olan hastaları yakından tanımak benim için kaçınılmaz bir istek olmuştu.
Ödevimin dışında hastalara daha çok yaklaşma fırsatını bulup aralarında hislerini yazı ile dile getiren kabiliyetlerin bulunduğunu sezdim. Bu arada yayınlamaya değer şiirleri derledim. Onların dünyasını tanımak, bana onların hiç de sanıldığı gibi tamamen unutulmaya mahkum insanlar olmadığı gerçeğini kabul ettirdi."
Keyifli okumalar...
" Akıl hastalarının yazdıkları şiirler" e kitap olarak karşıma çıktığında çok şaşırmış ve merak ederek okumak istediğim bir kitaptır.
Akıllı diye tabir ettiğimiz insanların bile duygularını şiirselleştirmesinin çok zor olduğunu düşündüğüm için akıl hastalarının yazdığı şiirlerin kitap olması beni şaşırtmıştı.
Kitap gerçekten çok güzel,
1961-964 yılları arasında Bakırköy Akıl ve Sinir Hastanesinde personel yetiştirme amacıyla görev yapan öğretmen Bedia Tuncer'in hastanede bulunan hastaların sevgilerini, nefretlerini, üzüntülerini, acılarını, özlemlerini, haksızlığa karşı direnmelerini, iyiliği kabul edip kötülüğü reddetmelerini anlatan şiirlerini topladığı bir kitap olmuştur.
Burada Bedia öğretmenime teşekkür etmek istiyorum görevlerinin ötesine giderek, orada bulunan hastalarla sohbet ederek, onlara yakınlaşma fırsatı bulup onların duygularının nasıl kaleme aldığını görüp bu güzel duyguların şairlerini bizimle tanıştıran, duygunun dilinin aklının olmadığını bize en güzel sunduğu için çok teşekkür ediyorum.
Bu çalışma bizim kafamızda oluşan sisli düşüncelerimizin yıkılmasına, ve bu şairlerimizin nurlu ve ışıklı küçük pencerelerinin bizlere açılmasına sebep olmuştur.
Bu çalışmayı hem bir şiir sevgisi, hem de yazılan ve yazanın durumunu göz önünde bulundurarak okumanızı tavsiye eder, iyi okumalar dilerim.
Bedia Tuncer 1961-1964 yılları arasında Bakırköy Akıl ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde personel yetiştirme amacıyla MEB tarafından görevlendirilmiştir. Bu işinin yanında hastalarla tanışmakla da ilgilenen Bedia Tuncer bir süre sonra bazı hastaların duygu ve düşüncelerini yazıyla ifade edebildiğini fark eder. Bu durumu onun cümleleriyle anlatmam gerekirse;
"Onların dünyasını tanımak, bana onların hiç sanıldığı gibi tamamen unutulmaya mahkûm insanlar olmadığı gerçeğini kabul ettirdi." (Önsöz)
Kitap tamamen akıl hastalarının yazdığı şiirleri kapsıyor. Bazı şiirlerin yanına Bedia Tuncer tek cümlelik notlar koymayı uygun bulmuş. En ilginci "günde 16 paket sigara içen bir adamın şiiridir" tarzındaki nottu. Okuyunca çok şaşırmıştım. Şiirler genel olarak hüzünlü şiirlerdi. İki şiirde şöyle cümleler vardı. "En sevdiğim kelimedir taburcu" ve "en sevmediğim kelimedir hasta" Bunlar tam olarak neler hissettiklerini özetliyor. Beni etkileyen diğer kısımsa pek çok aşk şiirinin bulunmasıydı. Aşkın her yerde, her şeyde ortaya çıkacağını bu şiirlerle de iyice anlamış oldum. En etkileyici satırlardan birisini daha yazmak istiyorum. "Ey gönül sanki niçin sevdin onu / Bak ne oldu akıbet aşkının sonu"
Okunmaya değer bir eser, kesinlikle tavsiye ediyorum. Herkese sevgilerimle!