İmân ve Aksiyon Kitap Bilgileri
Yazar: Necip Fazıl Kısakürek
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 18 dk.
Sayfa Sayısı: 152
Basım Tarihi: Aralık 2016
İlk Yayın Tarihi: 4 Mart 2016
Yayınevi: Büyük Doğu Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789758180851
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
İmân ve Aksiyon Kitap Tanıtımı
Necip Fazıl Kısakürek’in iki ayrı konferansı... İman ve Aksiyon - Özlediğimiz Neslin Vasıfları...
Her konferans, farklı tarih ve şehirlerde çeşitli defalar binlerce dinleyiciye hitaben verilmiş olup büyük ilgi doğurmuştur. 1949’da Büyük Doğu Cemiyetinin kuruluşundan itibaren Anadolu’yu bir uçtan öbür uca sarsan Necip Fazıl için, mevzuu ne olursa olsun verdiği her konferans, «Tanzimattan beri gelen sahte inkılapların çürüttüğü ruh kökümüzü kurtarma, kainat çapında hesaba vurma, Türkün ruh ve madde dünyasını Batının da hayran olacağı ve içinde her derde deva bulacağı bir ideolocya planında kurma ideali»ne bağlıdır.
İmân ve Aksiyon Kitaptan Alıntılar
1. "'
Aşk... Başımıza ne geldiyse aşkımızı kaybetmekten geldi.
."
2. "Bir hadis var, ürpertir beni:
"-Hesaba çekilmeden nefslerinizi hesaba cekiniz!""
3. ""Çilesi çekilmeyen şeyin aşkı olmaz...""
4. "“Allah yüzlerinize ve mallarınıza değil, kalplerinize ve amellerinize bakar.”"
5. "Bir hadis var, ürpertir beni:
"-Hesaba çekilmeden nefslerinizi hesaba cekiniz!""
6. "Müslümanlığımızı, hâşâ, uyuz hastalığı gibi utanç sebebi sayıyoruz! Kravatlı maymunların yanında uyuzumuz görülecek gibi bir his geliyor bize... Bu değil Müslümanlık!.. Dâva yolunda büyük gözükaralık lâzım..."
7. ""Allah'ın evi, asıl senin kalbindir...""
8. "Allah için muhabbet, Allah için buğz...
Yani sevgi ve nefretimiz yalnız Allah için olacak..."
9. "'Biz geçmişi hafızayla, geleceği de hayâlle yaşıyoruz...""
10. ""-Hesaba çekilmeden nefslerinizi hesaba çekiniz!""
11. ""İman kardeşliğinin ne zamanı vardır, ne de mekanı...""
12. ""Hesaba çekilmeden nefslerinizi hesaba cekiniz...""
13. "“Gerçek hayat burada olmayandır;var olupta burada olmayan...”"
14. "Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi."
15. "İman kardeşliğinin ne zamanı vardır, ne de mekânı..."
İmân ve Aksiyon Kitap İncelemeleri
Kitap 2 Konferans'tan oluşmaktadır
1. Konfernas : İman ve Aksiyon
Üstad ilk önce "ulû'l-azm" peygamberlerin aksiyonunu anlatıyor ardından dört Halife'nin aksiyonu ardından Fatih Sultan , Kanuni..
Sonrasında Garb'tan ; Eski Yunan (Homer , Büyük İskender..) , Roma (Sezar) ve dahası..
Üstad , batıl bile olsa aksiyoncu olduklarını dile getirmiş eserinde ...
"İnan da istersen bir odun parçasına inan!"
- Sonuç olarak aksiyon müslümanın olmazsa olmazıdır. Aksiyonun olmadığı yerde ölü canlılar meydana gelir buda işimizi zorlaştırır. Biz , bizden öncekilerin neler yaptığına bakıp onları örnek alıp kaliteli bir aksiyoncu olmak istiyorsak idealist olmamız gerekmektedir...
2. Konferans : Özlediğimiz Nesil
Üstad burda ise islamla şuurlanmıs bir nesil meydana getirmek istediği için ilk işin gençlikte olacağını dile getiriyor ve bu gençlikte hangi vasıfların olması gerektiğini sıralıyor bunlar :
1.Vecd ve aşkla yanmanın vasfı
2.Üstün akıl ve sır idraki
3.Nefs muhasebesi
4.Eşya ve hadiselerle tahakküm ve onları tasarruf mizacı
5.Aksiyon ruhu
6.Gözü Karalık
7.Fedakarlık ve disiplin
8.En derin merhamet içinde en keskin şiddet
9.Başta samimiyet, her şubesiyle onun ahlakı
10.Zafer ve estetik
11. Tek ümmet modeli olarak sahabeyi almak
Üstad bu maddeleri detaylıca açıklamış eserinde
Sende de aksiyon ruhunun bir nebzede olsa artmasını istiyorsan bu eseri okumanı kesinlikle tavsiye ediyorum (:
Selamunaleyküm, uzun zamandır böyle harekete geçiren kitap okumamıştım.
Iman’ın tanımı ve bu iman ile nasıl bir aksiyon gerekir çok güzel anlatmış üstad.
Bir elma elimizde onu başkası elimizden alabilir, ağzımıza attığımızda zorla ağzımı açtırır alır. Midemizde olsa bıçakla deşer yine alır.
Ama elma kanımıza karışırsa işte onu alamaz.
İmanımızın elimizden alınmaması içinde yapmamız gereken tam olarak bu, onu sindirmeliyiz.
Batı bizler için “camilerini yıkmayın, camilerini boşaltın” davranışını yaptı. Camilerin önemini azalttı. Batı biliyor ki senin genlerimde devlet kurma var. Bunu tekrardan yapabilirsin, biz farkında değilken Batı bun bilip bizim üzerimize oyun kuruyor.
Aksiyon, harekete geçmek değil, aksiyon Hz. İbrahim’in Nemrut’un karşısında durması gibi ateşe atılmayı göze alıp hareket etmek. Hz. Yusuf olup zindana atılsan da korumaya hakkı savunmaya devam etmek, zindanı medreseye çevirmeye gayret etmek demek. Aksiyon Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem gibi tüm dünya karşında olsa da yürümeye devam etmek demek.
Aksiyon adamı olmak kör bir koşma hızlı bir yürüyüş değil. Harekette hız önemli olsa formula yarışlarında kazalar olmaz. Aksiyon demek, hızlı giderken nerde frene basıp nerde direksiyonu kıracağını bilmek demektir.
Üstad’ın fikir dünyasını en iyi anladığımız kitaplardan. İdeolocya örgüsü ağır geldi diye bırakanlar varsa bu kitabı okuyabilirler.
#bookstagram #books #bookworm #bookaddict #bookphotography #bookrecommendations #bookcommunity #studygram #studymotivation #studynotes #studyblr #photooftheday #naturephotography #photooftheday #photograph #imanveaksiyon
-İMAN VE AKSİYON- Sanırım üstadın bu kitabını sık sık açıp okuyacağım. Okunduğu zaman insanın içini hoş eden, heyecanlandıran -aksiyon- kelimesinin altını dolduran gerçekten kısa ve öz aynı zamanda etkileyici bir kitap(konferans derlemesi). O zamanlarda olup o konferansları dinlemeyi ve Türkiye'de gerçek çileyi çeken 'Müslümanların' o zaman çektiği sıkıntıları hep hayal etmiş ve orada olmak istemişimdir. (Bir diğeri de Bosna Müslümanları)Orada bir mücadele vermek şimdinin 'kof' ve dayanıksız insanlarından kurtulup gerçek 'diriliş erleri' (karakoç. s.34 belki) ile tanışmak isterdim.
Kitabın ana fikrini özetleyen şu cümleler çok kıymetli;
Çatısının altında "Hakiki Mürşit İlimdir" yazılı, sadece ilim korkusuna ve samimiyetsizliğe yataklık eden bütün binaları, -o bina, bu bina şu bina- kendilerine bırakıyor ve Allah'ın bize şanlı kubbelerle bir arada, caddeleri, sokakları, meydanları, büyük agorayı nasip edeceği günü kolluyoruz.
Nasıl cemaat namazının topluluk yeri mutlaka cami değil, bütün yeryüzü ise, bize gösterilen tedirginliğin manasını da ilahı bir ihtar olarak, "artık meydan sizindir!" manasına çekiyor ve ona göre hazırlanma mevsimine girmiş bulunduğumuzu alenen haykırıyoruz! Dokuz köyden kovmak istedikleri, dokuz köyün sahibi olan ruhumuzun intikamını, sana havale ediyoruz, ya Müntakim Allah!....
>Taklit bir şeyi üstünden, dış yüzünden kopya etmektir; çilesini çekmemek!... Çilesi çekilmeyen şeyin aşkı olmaz. Aşk olmayınca, çile olmaz. Çile olmayınca ibda, meydana getirme cehdi olmaz, şevk olmaz, hiçbir şey olmaz, (aksiyon) olmaz.
>Kitap Kısakürek'in vermiş olduğu iki konferansın derlemesi. Okurken içimden, "Keşke canlı dinleme fırsatım olsaydı." diye geçirmeden edemedim. Üstad konuşmasını; felsefe, tarih, tasavvuf,dil, din pek çok konudan örnekler ile zenginleştirmiş. Bu örneklerin birçoğu ikinci konferansta da bulunsa da anlatmak istediği şeyler bende daha da yerleşti, sıkılmadım. Sadece ilk konferansını daha akıcı bir şekilde okudum, diyebilirim.
>Konferansın verildiği tarihten bugüne, değinilen problemler konusunda yol almamış olmamız hatta daha gerilere gittiğimizi görmek üzücü. N.F.K. bu problemlerin çözülmesinde gençlerin kilit rol oynadığını aksiyonu bilmeleri gerektiğini söylüyor. Fakat genç denilince aklınıza direk yaş üzerinden tanımlanmış ‘genç’ gelmesin, üstadın genç tanımı başka. Eser kısa olduğu için bunu kendi dilinden okumanız daha güzel olur. Evet, aksiyonun tanımını yaparak tarihten aksiyon örnekleri veriyor. Bu açıdan Sezai Karakoç’un “Diriliş Neslinin Amentüsü” #21159 gibi önemli bir eser olduğunu düşünüyorum. Sırf giriş kısmındaki besmele açıklaması için bile okunmaya değer.
Hayırlı Günler
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Anlaşılması zor bazı bölümler ve kelimeler olsa da genel anlamda kitap bana ağır gelmedi. Anlaşılmaz değildi. Aslında bu kitap genel olarak zaten ağır bir kitap değil ama bizim okurken zorlanmamızın sebebi çok fazla sade bir dille yazılmış kitap okumaya alışmış olmamız diye düşünüyorum. Günümüzde artık okur sayısının azalması ve okurların da kelime dağarcığının az olması sebebiyle yazarlar metinlerinde daha basit bir dil kullanmak zorunda kalıyor olabilir. Bu da bize yarım asır önce yazılan kitapların ağır olmasa bile ağır gelmesine sebep oluyordur diye düşünüyorum.
Kitap özellikle gençliği harekete geçirmek, canlandırmak, yeniden aksiyoner muhalefet ruhu kazandırmak üzerine yapılmış konferansların yazıya dökülmüş hali. Birçok kişi kitabı okuduktan sonra harekete geçme isteğini yaşadığını söylemiş ancak ben bu zamana kadar kitapta bahsi geçen konularda daha önce okumalar ve dinlemeler yaptığım, sohbetlere katıldığım için onların özetini okuyor gibi hissettim. Evet illa ki yeniden bir canlanma oldu ancak daha önceki davetçi ruhumun üzerine çok büyük etkisi olmadı. Konferansların yapıldığı dönemde sahabelere ve fikir adamlarına o şekilde bir bakış farklı gelmiş olabilir. Yine de genel anlamda özet niteliğinde bile olsa okurken sıkılmadım.
Keyifli Okumalar :)