İmam-ı Azam Ebu Hanife En Beğenilen Sözleri
1. "De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?""
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
2. "☆
"Denemedikçe hiçbir kimsenin sohbetine güvenme.
Hafif ve düşük kimselerle münakaşaya girme."
☆☆☆"
- Vasiyyetler
3. "☆
"Cahil kimselere güleryüz göstermekten sakın. Onların davetlerine gitme."
☆☆☆"
- Vasiyyetler
4. "☆
"Birisi sana arkandan seslendiğinde cevap verme. Arkadan hayvanlara bağırılır."
☆☆☆"
- Vasiyyetler
5. "Yâ Rabbi!
İşlediğim günahların şerrinden sana sığınıyorum."
- Vasiyyetler
6. "Yaratılmadan önce mekan yoktu, halbuki Allah vardı. Yaratılmışlardan hiçbiri yok iken, "nerede" kavramı mevcut değilken, Allah vardı. O her şeyin yaratıcısıdır."
- el-Fıkhu'l Ekber
7. "Dürüst bir Allah bilgisi insanı (…) kurtarır."
- Fıkh-ı Ekber
8. "“İlim öğrenmek her müslümana farzdır.”"
- Müsned
9. "Resulullah (s.a.s) buyurdu ki:
“En faziletli cihad, zâlim bir idarecinin katında hakkı söyleyebilmektir.”"
- Müsned
10. "Allah'ın emrettiği şey terkolunmaz."
- el-Fıkhu'l Ekber
11. "Kim İslam'da kötü bir şey ihdas ederse helak olur, bid'at çıkaran sapıklığa düşer, sapıklığa düşen de Cehennem'dedir. Buhari, 'İ'tisam' 5,6"
- el-Fıkhu'l Ekber
12. "Şüphe ile amel fayda vermediği gibi, iman ile beraber herhangi bir şey de zarar vermez."
- el-Fıkhu'l Ekber
13. "İman, dil ile ikrar, kalb ile tasdiktir."
- el-Fıkhu'l Ekber
14. "Kendisine, sen mü'min misin? diye sorulan kimse, Allah daha iyi bilir diye cevap verirse, bu kimse hakkında ne dersin? diye sordum. Onun imanında şüphe vardır, dedi."
- el-Fıkhu'l Ekber
15. "Cehenem'e girenler tamamen iman etmişlerdir."
- el-Fıkhu'l Ekber
16. "Resulullah (s.a.s) buyurdu ki:
“Bir şeye karşı tutkunluğun seni kör ve sağır yapar.”"
- Müsned
17. "“Dünyaya gelen her çocuk fıtrat üzere doğar.”"
- Fıkh-ı Ekber
18. "Sen Allah yolunda doğruluğu ve istikameti iste, keramet arama. Zira seni nefsin keramet aramaya zorlar, Rabbin ise senden istikamet ister."
- Fıkh-ı Ekber - Aliyyül-Kari Şerhi
19. "İnsan tevhid (Allah'ı birleme) ilminin inceliklerinden herhangi birinde problemle karşılaşırsa, sorup öğreneceği bir âlim buluncaya kadar, Allah katında doğru olan ne ise, ona inanması gerekir. Böyle bir kimseyi arayıp bulmakta gecikmesi caiz değildir. Bu hususta tereddüt edilerek beklemek mazur görülmez. Eğer tereddüt ederek beklerse, inkarcı olur."
- el-Fıkhu'l Ekber
20. "Kendisinden yardım istenen ve güvenilen ancak Allah'tır."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
21. "-İbn Abbâs (r.anhüma)'ın şöyle dediği rivayet edildi:
Resûlullah (s.a.s) buyurdu ki:
“Sizden birinizin, kendilerini besleyip geçindirdiği kimselerin geçimlerini düşünerek geçirdiği bir gece Allah yolunda bin kılıç vurmaktan Allan Tealânın katında daha kıymetlidir.”"
- Müsned
22. "“Allah’ın kaderinden kaçıp, yine O’nun kaderine sığınıyoruz.”
(Hz.Ömer (r.a))"
- Fıkh-ı Ekber
23. "Size zalim olanın zulmü, adil olanın adaleti zarar vermez. Sizin ecriniz size, onun günahı da ona aittir. İbn Mace 'Fiten' 9"
- el-Fıkhu'l Ekber
24. "Enes (r.a)'in şöyle dediği rivayet edildi:
“Nebi (s.a.s) Mut’a (nikâhını) yasak etti.”"
- Müsned
25. "Resulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
“Kardeşinin uğradığı felâketten ötürü sevinçli görünme! (Bakarsın) Onu Allah, o belâdan kurtarır, seni ona duçar ediverir.”"
- Müsned
26. "Kalbin birbirinden farklı iki hususu da sevmesi mümkün değildir."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
27. "Çünkü Allah, kalplerde olanı bilir."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
28. "Allah Teala’nın cezası da, sevabı da ebedîdir/süreklidir."
- Fıkh-ı Ekber
29. "Resulullah (s.a.s) buyurdu ki:
“Başkalarına teşekkür etmeyen, Allah'a şükretmiş olamaz!”"
- Müsned
30. "Kur’an-ı Kerim Nil Nehri gibidir. Nil Nehri kendisinden istifade edenler için sudur, ondan mahrum olanlar için ise kandır."
- Fıkh-ı Ekber - Aliyyül-Kari Şerhi
31. "“Peygamber Efendimiz sav:
“Allah’ın ilk yarattığı şey kalemdir. Ona, “yaz” dedi. O da, “ne yazayım?” dedi.
Allah Teâlâ, “kıyamete kadar olacak şeyleri yaz” dedi.”
Alîyyu’l-Kârî"
- Fıkhu'l-Ekber
32. "“De ki: Ey nefislerine uyup hadden aşırı hareket eden kullarım, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin; şüphe yok ki Allah bütün suçları örter.”"
- Müsned
33. ""Hiç bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu?"
Zümer 39/9."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
34. ""... Bağışlasınlar ve suçtan geçsinler. Allah'ın sizi yarlığamasını* sevmez misiniz?”"
- Müsned
35. "Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurdu :
“Bu ümmetin, en şiddetli belaya uğrayanı, onun peygamberi; Ondan sonra da, ümmetin derece ile en hayırlı olanlarıdır. Sizden önceki peygamberler ile ümmetleri de böyle oldular.”"
- Müsned
36. "Bir kimse kâfiri, kâfir olarak bilmem, derse? diye sordum. O kâfir gibidir, dedi. Eğer kâfirin son gideceği yer neresi olduğunu bilmem derse? diye sordum. O, Allah'ın kitabını inkar etmiş ve kâfir olmuş olur, dedi."
- el-Fıkhu'l Ekber
37. "Ehl-i kıbleden olan hiçbir kimseyi, bir günahından dolayı tekfir etme. Hiçbir kimseyi, imansızlıkla suçlama. İyiliği emret; kötülükten sakındır. Senin için takdir edilenin, mutlaka sana isabet edeceğini, senin için takdir edilmeyenin de, sana isabet etmeyeceğini bil."
- el-Fıkhu'l Ekber
38. ""Üç mescitten başka bir yere (ibadet etmek için) özel olarak yolculuk yapılmaz: Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa ve Benim mescidim*.""
- Müsned
39. "Kabrin sıkması ve azabı haktır. (Bu) bütün kâfirler ile bazı asi mü’minler için olan (şey) dir."
- Fıkh-ı Ekber
40. "(Yüce Allah) ilmiyle her şeyi (ezelden ebede) bilendir. İlim O’nun ezeli sıfatıdır."
- Fıkh-ı Ekber
41. "(Yüce Allah) kendi kudretiyle gücü her şeye yetendir. Kudret (Allah Teala’nın) ezeli sıfatıdır."
- Fıkh-ı Ekber
42. "Komşuya iyilik etmelisin ve komşunun ezâsına sabır etmelisin."
- Vasiyyetler
43. "İman kalbe girdiği zaman, yok olmaktan emin olur."
- Fıkh-ı Ekber - Aliyyül-Kari Şerhi
44. "Bize Ali b. Ahmed, Nusayr b. Yahya'dan haber verdi. O da Ebû Muti'in şöyle söylediğini duyduğunu nakletti:
Ebû Hanife (Allah ondan razı olsun) şöyle dedi: Bize Hammad'ın, İbrahim'den, İbrahim'in de Abdullah b. Mes'ud'dan nakletti ğine göre, Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"Şüphesiz ki sizin herhangi birinizin yaratılması, ana karnında kırk gün nutfe, sonra bunun gibi bir kan pıhtısı, sonra bunun gibi bir parça et olarak devam eder. Daha sonra Allah ona bir melek gönderir, üzerine rızkını ve ecelini, said veya şakî olacağını yazar. Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki, kişi, Cehennemle kendi arasında bir zira mesafe kalıncaya kadar cehennemliklerin amelini işler, daha sonra ilähi yazı onu geçer. Hiç şüphesiz bir kimse cennet ehlinin amelini işler, öyle ki cen- netle kendi arasında bir zira mesafe kalmışken cehennem ehlinin amelini işler, sonra ölür ve cehenneme girer."
Buhari, "Bed'ül-halk", 6; Ebû Dâvud, "Sunne", 16; İbn Hanbel, Müsned, IV, 7.
EL-FIKHU'L-EBSAT"
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
45. "Biz, Resulullah (sav)’in ashabından hangisi olursa olsun ancak hayırla anarız."
- Fıkh-ı Ekber
46. "O, ilmiyle daima bilir, ilim O'nun ezelde olan sıfatıdır. O, kudretiyle güç yetirendir ve kudret O'nun ezeli sıfatıdır. O, kelamı ile konuşur, kelam O'nun ezeli sıfatıdır. O, yaratma sıfatı ile yaratıcıdır, yaratma onun ezeli sıfatıdır. O, fiili ile yapandır, fiil O'nun ezelde sıfatıdır. Meful (yapılan şey) yaratılmıştır. Allah Teâlâ'nın fiili ise yaratılmış değildir. Kim ki Allah'ın sıfatları yaratılmıştır veya sonradan meydana gelmiştir derse yahut bunlarda tereddüt veya şüphe ederse Allah'ı inkar etmiş olur.
"
- el-Fıkhu'l Ekber
47. "Allah aşkına söyle. Hz. Peygamber hayatta iken insanlar, gizli ve açık durumlarında mü'min, gizli ve açık durumlarında kâfir, gizlilik durumunda münafık ve açıktan mü'min olmak üzere üç gruptan ibaret değiller miydi? Sen bu üç fırkanın hangisindensin?"
- el-Fıkhu'l Ekber
48. "Allah, İblis'i yaratmıştır, İblis'i yaratmaya rızası var, fakat İblis'in kendisine rızası yoktur. Keza Allah, içkiyi ve domuzu yaratmıştır. Onları yaratmaya rızası olduğu halde kendilerine rızası yoktur. Niçin? Dedim. Allah içkinin kendisine rıza gösterseydi, onu içen Allah'ın razı olduğu şeyi içmiş olurdu. Fakat O'nun içkiye ve küfre, İblis'e ve fiillerine rızası yoktur."
- el-Fıkhu'l Ekber
49. "Allah, küfrü yaratmaya rızası olduğu halde onlara küfürlerinden dolayı azab eder. Fakat Allah'ın bizatihi küfre rızası yoktur, dedi."
- el-Fıkhu'l Ekber
50. "Güler yüzlü, tatlı sözlü, gayet merhametli ve cömert bir zât-ı muhteremdi."
- Vasiyyetler
51. "
•••
“Bir kimse, kendini imana sokan (mümin kılan) inancı inkar etmedikçe hiçbir şey onu dinden çıkarmaz.”"
- Fıkh-ı Ekber
52. "İmam-ı Şâfiî hazretleri onun hakkında:
"Bütün insanlar, fıkıhta Ebû Hanîfe'nin iyâli, onun talebesidir." buyurmuştur."
- Vasiyyetler
53. ""Ey insanlar! Rabbinizden korkunuz!"
( Hacc Sûresi, Âyet 1 )"
- Vasiyyetler
54. "Şüphesiz ki benim Rabbim doğru yol üzeredir. ( Ve beni de doğru yola sevkeder.)"
- Vasiyyetler
55. "Rasûlullah (s.a.s):
‘Altın ve gümüş kaplarda yiyen veya içen şüphesiz ki karnında cehennem ateşini fokurdatır’ buyurdu.”"
- Müsned
56. "İmam zalim de olsa, sen adil taraf ile beraber olursun."
- el-Fıkhu'l Ekber
57. "
(bütün varlıklar kendisine muhtaçtır ama O, hiçbir şeye muhtaç değildir).
"
- Fıkh-ı Ekber
58. "
(Rum, 30)"
- Fıkh-ı Ekber
59. "Az amelle beraber olan ilim, çok amelle birlikte olan cehaletten daha hayırlıdır."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
60. "Dünyalıklarına ve bulunduğun hâline güvenme! Çünkü Allah tüm bunlardan seni hesaba çekecektir."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
61. "
(Ömer Nasuhi Bilmen)"
- Fıkh-ı Ekber
62. "Allah Teâlâ birdir. Ancak (bu birliği) sayı yoluyla değil, kendisinin hiçbir şerikinin (ortağının) olmaması yolundandır. (Nitekim İhlas suresinde şöyle buyuruyor:) “De ki O, Allah’dır, birdir. Allah sameddir (bütün varlıklar kendisine muhtaçtır ama O, hiçbir şeye muhtaç değildir). Doğurmamıştır, doğrulmamıştır.
O’nun hiçbir dengi (eşi ve benzeri) yoktur.""
- Fıkh-ı Ekber
63. "Az amelle beraber olan ilim, çok amelle birlikte olan cehaletten daha hayırlıdır."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
64. "Kul, Allah'ın kendisiyle meydana getirdiği, kötülükte değil, iyilikte kullanılmasını emrettiği gücü sarf ve yöneltmesinden dolayı ceza görecektir."
- el-Fıkhu'l Ekber
65. ""Allah zengindir. Hâlbuki siz fakir ve muhtaçsınız."
( Muhammed Sûresi, Âyet 38 )"
- Vasiyyetler
66. "
Ancak (bu birliği) sayı yoluyla değil, kendisinin hiçbir şerikinin (ortağının) olmaması yolundandır."
- Fıkh-ı Ekber
67. "Kalp zulme meylettiği zaman, zâlimleri sever, zâlimleri sevdiğinde de onlardan olur. Hakk'a ve hak ehline meylettiği zaman, onlarla dost olur."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
68. "O’nun (varlığının) bir haddi (sınırı ve nihayeti), bir zıddı, bir benzeri ve dengi yoktur."
- Fıkh-ı Ekber
69. "Deccal’in, Ye’cüc ve Me’cüc’ün çıkması, güneşin batıdan doğması, Hz. İsa (as)’ın gökten inmesi ve diğer kıyamet alametleri; sahih haberlerde geldiği şekilde haktır, olacaktır."
- Fıkh-ı Ekber
70. "Zira büyükler:
"İyi kimseler dillerde anıldığı zaman rahmet-i ilâhî iner" buyurmuşlardır."
- Vasiyyetler
71. "Etti İbrahim Halilullah dua
İsminle nasıl söndü ateşi Nemrud
Oldu gülistan O'na!"
- Saklı İnci
72. "Bir Müslüman'ı, helal saymaması şartıyla, büyük günah işlemiş dahi olsa kâfir saymayız."
- el-Fıkhu'l Ekber
73. "Allah Teâlâ, yaratmadan önce yaratıcı, rızık vermezden önce rızık verici idi."
- Fıkh-ı Ekber
74. "Tek hâlık Cenâb-ı Hak'dır."
- Vasiyyetler
75. "Her şeyin bir cilâsı olduğu gibi, kalbin cilâsı da zikrullahtır."
- Vasiyyetler
76. ""Hikmet ve saâdetin başı, Allâhü Teâlâ'dan korkmakdır."
[ Hazret-i Muhammed (s.a.v.) ]"
- Vasiyyetler
77. "Faydalı ilim insanı saâdete götürür. İlim, Allah'ın sıfatlarından bir sıfattır. İlmin ve ilim sâhibinim üstünlüğü bundandır."
- Vasiyyetler
78. "
1.Hayat (daima diri olması),
2.Kudret (her şeye gücünün yetmesi),
3.İlim (geçmiş ve gelecek; gizli ve açık her şeyi bilmesi),
4.Kelam (konuşması),
5.Semi' (her şeyi işitmesi),
6.Basar (her şeyi görmesi),
7.İrade (dilemesi, istemesi)."
- Fıkh-ı Ekber
79. ""Kıyamet günü için adâlet terazileri koyacağız."
( Enbiyâ Sûresi, Âyet 47 )"
- Vasiyyetler
80. "İmam Ebu Hanife (rh.a) şöyle demektedir:
“Ben kafiri kafir olarak bilmem diyen kişi aynı onun gibidir (yani kafirdir)”"
- el-Fıkhu'l Ekber
81. "Hz. Aişe (r.anha)'nin şöyle dediği rivayet edildi: Resulullah (s.a.s) buyurdu ki:
“Allah insan için cennette yüksek dereceler yazar. O insan, kendisini o dereceye ulaştırabilecek bir amel yapamaz. Bu yüzden, Allah ona, o dereceyi kazanabilmesi için, çeşitli belâ ve musibetler vermekte devam eder.”"
- Müsned
82. "Az amelle beraber olan ilim, çok amelle birlikte olan cehaletten daha faydalıdır.."
- İmam-ı Azam Ebû Hanîfe ve Onun Fıkhu’l-Ekber, Fıkhu’l-Ebsat el-Âlim ve’l-Müteallim el-Vasiyye ve Risaletü Ebî Hanîfe Adlı Eserlerinin Tercümesi
83. "Allah'ın şirk haricinde mutlaka cezalandıracağı günahlar hakkında bir şey bilmiyorum."
- El-Alim Vel-Müteallim
84. "
•••
Bu tür (olağanüstü hallerin meydana gelmesinin) hepsi de caiz ve mümkündür."
- Fıkh-ı Ekber
85. "
(Şura, 11)"
- Fıkh-ı Ekber
86. "İnsanları siyasetten uzak tutma düşüncesi siyonistlerin işidir"
- Fıkh-ı Ekber
87. "Bir müslümanı, helal saymaması şartıyla, büyük günah işlemiş dahi olsa kâfir saymayız."
- el-Fıkhu'l Ekber
88. "Günümüzde bir takım, şarkıcı, türkücü veya futbolculara adeta tapılırcasına sevgi gösterilmekte ve taklit edilmektedirler. Yine bazı devlet adamlarına veya din adamlarına kulluk vasfının üzerinde payaler verilmektedir.
Nitekim bu konuyu onlarca yıl önce büyük tefsir alimi Elmalılı Hamdi Yazır şöyle dile getiriyor: “İnsanlar tarafından böylesine bir sevgi ile mabud/tanni payesi verilen "endad"/putlar o kadar çok çeşitlidir ki bir taş, bir maden parçasından, bir ot, bir ağaçtan tutunuz da semavi/gök cisimlere, ruhlara, meleklere kadar çıkar.
"
- Fıkh-ı Ekber
89. "Her namaz kılmayan kafir olmaz, ama kafirler namaz kılmaz."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
90. "Kul, Allah'ın kendisinde meydana getirdiği ve kötülükte değil iyilikte kullanılmasını emrettiği gücü sarf ve yöneltmesinden dolayı ceza görecektir."
- el-Fıkhu'l Ekber
91. "Allah'a itaat edilen şeylerin hepsi O'nun emri, muhabbeti ve rızası, ilmi, dilemesi, hükmü ve takdiri ile zorunlu (vacip) kılınmışlardır. Günahların hepsi de Allah'ın ilmi, hükmü, takdiri ve dilemesiyledir, ancak O'nun rızası ve emri ile değildir."
- el-Fıkhu'l Ekber
92. "İmam Şafiî hazretleri:
"Eğer âlimler Allah'ın dostu, evliyası olmazsa, Allah'ın velîsi ve dostu yoktur. Zira Allâhü Teâlâ câhil kimselerden velî ve dost edinmez." buyurmuştur."
- Vasiyyetler
93. "Peygamberimize salâvat-ı şerîfe ise, duâ ve niyazlarımızda Allah ile kul arasındaki mânevî perdelerin kalkmasına, duâlarımızın kabûl olunmasına, peygamberimizin şefaatine nâil olmamıza vesiledir."
- Vasiyyetler
94. "''Yaptıklarınızdan başkasıyla karşılık görmezsiniz."(Yasin,54)"
- El-Alim Vel-Müteallim
95. "Kalp zulme meylettiği zaman, zalimleri sever, zalimleri sevdiğinde de onlardan olur."
- El-Alim Vel-Müteallim
96. "Ehl-i kıbleden olan hiçbir kimseyi, bir günahından dolayı tekfir etme."
- el-Fıkhu'l Ekber
97. "Lisanı ile iman eden ve fakat kalbi ile iman etmeyen kimse Allah katında mü'min olamaz."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
98. "Sakın bir sözü duyup beğenmeyen, sonra da sahibini lekelemek için o sözü insanlar arasında söyleyip ifşa eden kimselerden olma."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
99. "Harfler mahluktur, fakat Allah Teala‘nın kelamı mahluk değildir."
- Fıkh-ı Ekber
100. "Mü'minler, iman ve tevhid hususunda birbirlerine eşittirler. Fakat amel yönünden birbirlerinden üstündürler."
- el-Fıkhu'l Ekber
101. "Sakın bir sözü duyup beğenmeyen, sonra da sahibini lekelemek için o sözü insanlar arasında söyleyip ifşa eden kimselerden olma."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
102. "Kişinin nasıl ibadet edeceğini öğrenmeye çalışması,kendisi için birçok bilgiyi toplamasından daha hayırlıdır."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
103. "Öyle ki kişi, insanların ihtilaf ettikleri konuda dilini tutsa bile, işittiği hususlarda kalbindeki hisleri men edemeyecektir. Zira kalp iki şeyden birini, yahut her ikisini de kötü görecektir. Kalbin birbirinden farklı iki hususu da sevmesi mümkün değildir."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
104. "“Ebu Hanife, alim, zahid ve takva ehlidir. Hiç kimsenin sahip olamayacağı maddi imkanlara karşılık yine de ahiret yurdunu tercih edenlerdendir.”
(İmam Ahmed b. Hanbel)"
- Fıkh-ı Ekber
105. "Allah Teala varlıkları yaratmadan önce de ezelde yaratıcı idi. (Bu konuda Allah Teala şöyle buyurmuştur:) “Onun benzeri bir şey yoktur . O (her şeyi) işiten ve (her şeyi) görendir.” (Şura,11)"
- Fıkh-ı Ekber
106. "Müslümanlar, yüce Alah’ı kendisini kitabında vasıflandırdığı bütün sıfatlarıyla gerçek olarak bilir. Hiç bir kimse Allah’a, onun şanına lâyık şekilde hakkıyla ibadet etmeye kâdir değildir. Fakat insan, ancak Allah’ın kitabında, Resulünün bildirdiği kadar Allah’a ibadet eder.
Yüce Allah, kullarına karşı lûtufkârdır, âdildir, kulun hakettiği sevabı lûtfuyla kat kat fazlasıyla verir. Kulunu, âdaletinin icabı olarak işlediği günahtan dolayı cezalandırır. Aynı şekilde kendisinden bir lûtuf olarak da bağışlar."
- el-Fıkhu'l Ekber
107. "Ne bir müslümana ve ne de bir zimmîye ( gayr-ı müslime ) düşmanlık yapmaman lazımdır."
- Vasiyyetler
108. ""Benim şefâatim ümmetimden büyük günah sahipleri içindir."
[ Hazret-i Muhammed (s.a.v.) ]"
- Vasiyyetler
109. "Allah Teala, eşyayı (kainatı) herhangi bir şey (den meydana gelmiş) olmaksızın yarattı."
- Fıkh-ı Ekber
110. ""
- Fıkh-ı Ekber
111. "Kıyamet gününde (birbirinden) davacı olanlar arasında (haklıya öbürünün dünyada kazanmış olduğu) sevaplar (verilmek suretiy) le kısas (misilleme) yapmak haktır. Eğer onların (haksız çıkanların) sevapları olmazsa (haklının) günahlarından kendilerine yüklenmesi caizdir, haktır."
- Fıkh-ı Ekber
112. "Müslümanlar, yüce Alah’ı kendisini kitabında vasıflandırdığı bütün sıfatlarıyla gerçek olarak bilir. Hiç bir kimse Allah’a, onun şanına lâyık şekilde hakkıyla ibadet etmeye kâdir değildir. Fakat insan, ancak Allah’ın kitabında, Resulünün bildirdiği kadar Allah’a ibadet eder.
Yüce Allah, kullarına karşı lûtufkârdır, âdildir, kulun hakettiği sevabı lûtfuyla kat kat fazlasıyla verir. Kulunu, âdaletinin icabı olarak işlediği günahtan dolayı cezalandırır. Aynı şekilde kendisinden bir lûtuf olarak da bağışlar."
- el-Fıkhu'l Ekber
113. "Ne bir müslümana ve ne de bir zimmîye ( gayr-ı müslime ) düşmanlık yapmaman lazımdır."
- Vasiyyetler
114. "Dünya'da ve ahirette, Allah'ın dilemesi, ilmi hükmü, takdiri ve Levh-i Mahfuz'daki yazısı olmadan hiçbir şey meydana gelmez. Ancak Allah'ın Levh-i Mahfuz'daki yazısı, hüküm olarak değil, vasıf olarak yazılıdır."
- el-Fıkhu'l Ekber
115. "Ey Efendim! Sana karşı kalbim çok tutkun."
- Dürr-u Meknun Kasidesi
116. "Kadrin kıymetin hakkı için vallahi senin tutkunum
Hak bilir ki çaresiz aşıkınım
meylim sana!"
- Saklı İnci
117. "Kalbin, birbirinden farklı iki hususu da sevmesi mümkün değildir."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
118. "Rasûlullahﷺ şöyle buyurmuştur: "Her ümmetin Mecusileri vardır. Bu ümmetin Mecusileri "Kader yoktur" diyenlerdir. Bunlardan kim ölürse cenazelerinde hazır bulunmayın. Onlardan kim hastalanırsa onu ziyarette bulunmayın. Onlar Deccal bölüğüdür. Onları Deccal'e ilhak etmek Allah üzerine bir haktır. " Râsûlullahﷺ doğru söyledi."
- Fıkhu'l Ekber
119. "Allah'ın kula yakınlığı ve uzaklığı mesafenin uzunluğu ve kısalığı ile değil, kulun değeri ve değersizliği manasındadır."
- el-Fıkhu'l Ekber
120. "O'nun gazabı ve rızası da keyfiyeti bizce meçhul olan iki sıfattır."
- el-Fıkhu'l Ekber
121. "lisanı (dili) ile iman eden ve fakat kalbi ile iman etmeyen kimse Allah katında mü'min olamaz. Buna mukabil kalbi ile iman eden, fakat dili ile söylemeyen kimse ise, Allah katında mü'mindir."
- El-Alim Vel-Müteallim
122. "" Ey Ömer! Acele etmeyen kimsenin, neredeyse peygamber olacak kadar üstün olduğunu bilmez misin? ""
- Dürr-u Meknun Kasidesi
123. "İlk peygamberden, son peygamber Hz. Muhammed (sav)'e kadar gelen bütün peygamberlerin ortak görevi insanları bir olan Yüce Yaratıcıya kulluğa çağırmaktı."
- Fıkh-ı Ekber
124. "Allah’ın haber vermesi ezelde mâzi, hâl yahut istikbâl ile vasıflanmaz. Çünkü Allah hakkında zaman yoktur. Allah’ın verdiği haberler şimdiki zaman, istikbâl ve geçmiş ile ancak lâ yezalde (gelecekte ezelî olarak) tâallûk ettiği eşyaya göre vasıflanır."
- Fıkh-ı Ekber - Aliyyül-Kari Şerhi
125. "İman da, küfür de kulların kendi fiilleridir."
- Fıkh-ı Ekber
126. "Allah Teala‘yı tanımak, bir insan için mümkün olabilen en yüksek bir şeref, iradesine itaat etmek en yüce bir kazançtır."
- Fıkh-ı Ekber
127. "İmam Azam fıkhın babasıdır."
- Fıkh-ı Ekber
128. "Mü’minler, îmanda ve tevhidde birbirlerine müsavidirler (eşittirler). Amellerde (ise) birbirlerinden farklıdırlar."
- Fıkh-ı Ekber
129. ""Şüphesiz şirk, büyük bir zulümdür.""
- El-Alim Vel-Müteallim
130. "Az amelle beraber olan ilim, çok amelle birlikte olan cehaletten daha hayırlıdır."
- El-Alim Vel-Müteallim
131. "Düşmanlık zâlim, kâfir ve yabanî mahlûkların sıfatıdır."
- Vasiyyetler
132. "İsrâiloğulları yetmiş iki fırkaya ayrıldı. Benim ümmetim de, yetmiş üç fırkaya ayrılacak en büyük cemaatin dışında hepsi ateştedir..
Tirmîzi/ Sünen"
- el-Fıkhu'l Ekber
133. "Allah Teâlâ, eşyayı (kainatı) herhangi bir şey (den meydana gelmiş) olmaksızın yarattı. Allah Teâlâ, eşyayı (varlıkları) oluşundan önce, ezelde zaten bilendi.
Eşyayı takdir ve kaza eden O’dur. Dünya da ve ahirette de hiçbir şey, Allah Teala’nın dilemesi, ilmi, kazası, kaderi ve Levh-i Mahfûz’da yazışı olmaksızın meydana gelmez."
- Fıkh-ı Ekber
134. "(14)
Cümleten Peygamberlerin hepsi
Âdemoğlu ve melek
cem olur altında Hamd sancağının bağışınla zengin ve fakir!
(15)
Mucizatın âciz etti her fesahat ehlini fazlına yoktur nihayet
farz edilemez biteceği!"
- Saklı İnci
135. "Allâhü Teâlâ'nın sana mal ve mansıbdan merzuk ettiği (verdiği) şeye kanâat etmen lâzımdır."
- Vasiyyetler
136. ""Kim ifsad eden (bozan dış) ayıplarda, iptal eden (geçersiz kılan gizli ve iç) manalardan uzak olarak bütün şartlarına uygun bir şekilde iyilik (ibadet, hayır) yapar ve onu küfür ile, irtidat (dinden dönme) ile iptal etmez (boşa çıkarmaz) ve mü’min olarak da dünyadan çıkarsa şüphesiz ki Allah Teala onun amelini (yaptığını) zayi etmez. Bilakis kabul eder ve ondan dolayı ona sevap verir.”"
- Fıkh-ı Ekber
137. "Taatların (ve ibadetlerin) hepsi, Allah Teâlâ’nın emriyle, muhabbetiyle, rızasıyla, ilmiyle, iradesiyle, kazasıyla ve takdiriyle vacip/farz kılınmıştır. Masiyetlerin (günahların) hepsi de yine O’nun ilmiyle, kazasıyla, takdiriyle, iradesiyle ve fakat muhabbeti, rızası ve emri olmaksızın meydana gelirler."
- Fıkh-ı Ekber
138. "Zîrâ Allah Samed'dir, yani O'nun hiç kimseye ihtiyacı yoktur. Her şey O'na muhtâcdır ."
- Fıkhu'l-Ekber
139. "Allah dilediğini kendisinin bir lütfü olarak hidâyete ulaştırır. Dilediğini de adaletinin gereği olarak sapıklığa düşürür."
- el-Fıkhu'l Ekber
140. "Allah Teala(nın cemali) ahirette görülecektir."
- Fıkh-ı Ekber
141. ""Biz Kur’an ve hadislere girip, kendi reyimizle ve heva-hevesimize uydurmakla bakıp hüküm çıkarmayız. Çünkü Allah’ın Selametine nail olan, Peygamber aleyhisselamın feyzine ulaşan hariç, kimse dininde selamette kalmamıştır.""
- Fıkhı Ekber Şerhi
142. "Allah Âdem'in neslini, sulbünden insan şeklinde çıkarmış, onlara akıl vermiş, hitap etmiş, imanı emredip küfrü yasaklamıştır. Onlar da onun Rab olduğunu ikrar etmişlerdir. Bu, onların imanıdır. İşte onlar bu fıtrat üzere doğarlar. Bundan sonra küfre sapan, bu fıtratı değiştirip bozmuş olur. İman ve tasdik eden de fıtratında sebat ve devamlılık göstermiş olur.
Allah, kullarının hiçbirini iman veya küfre zorlamamış, onları mümin veya kafir olarak yaratmamıştır. Fakat onları şahıslar olarak yaratmıştır. İMAN VE KÜFÜR KULLARIN FİİLLERİYLE İLGİLİDİR. Allah küfre sapani küfrü(şirk) esnasında kafir olarak bilir. O kimse daha sonra iman ederse, imanı halinde mümin olarak bilir, ilmi ve sıfatı değişmeksizin onu sever."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
143. "Ey ilim elde etmek için yola çıkan kişi
Bütün ilimler Hz. Peygamber'in ilminin kölesidir.
Esası düzeltmek için bir ilim istiyorsan,
Asılların aslından nasıl gafil oluyorsun."
- Fıkh-ı Ekber - Aliyyül-Kari Şerhi
144. "Allah, sıfatları ve isimleri ile var olmuş ve var olacaktır. O’nun isim ve sıfatlarından hiçbiri sonradan olma değildir, O ilmiyle daima bilir, ilim O’nun ezelde sıfatıdır. O kudretiyle daima kadirdir, kudret O’nun ezelde sıfatıdır. Kelam ile konuşur, kelam O’nun ezelde sıfatıdır. Yaratması ile daima yaratıcıdır, yaratmak O’nun ezelde sıfatıdır. Fiil ile daima faildir, fiil O’nun ezelde sıfatıdır. Mef’ul (yapılan şey), mahluktur. Yüce Allah’ın fiili ise mahluk değildir. Allah’ın sıfatlarının yaratılmış ve sonradan olduğunu söyleyen, yahut tereddüt veya şüphe eden kimse Yüce Allah’ı inkar etmiş olur."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
145. "
ve eseri günümüze kadar ulaşan İmam Azam Ebu Hanife rahmetullahi aleyh’dir."
- Fıkh-ı Ekber
146. "Alim de câhilin sıkıntısına katlanmalıdır."
- El-Alim Vel-Müteallim
147. "Fakat İslâm olmadan îmân olmaz ;
Îmân olmadan da İslâm olmaz ."
- Fıkhu'l-Ekber
148. "Allâhü Teâlâ'yı çok zikretmelisin ve Peygamber sallâllahu aleyhi ve selleme salâvat-ı şerîfeyi çok getirmelisin."
- Vasiyyetler
149. ""Kişinin mâlâyâniyi - fuzulî ve lüzumsuz şeyi terk etmesi, İslâmının - Müslümanlığının güzelliğindendir."
[ Hazret-i Muhammed (s.a.v.) ]"
- Vasiyyetler
150. "Allâhü Teâlâ'dan korkarak günahlardan bütün âzalarını hıfzetmen ve emr-i ilâhîleri Hak Teâlâ'ya kulluk vazifesini yerine getirerek takvâya riâyet etmen lazımdır."
- Vasiyyetler
151. "Başınıza gelen her musîbet (belâ) kendi ellerinizle işlediğiniz günahlar yüzündendir!"
- el-Fıkhu'l Ekber
152. "Allah dilediğini kendisinin bir lütfü olarak hidâyete ulaştırır. Dilediğini de adaletinin gereği olarak sapıklığa düşürür."
- el-Fıkhu'l Ekber
153. "Zikrullah mü'minin kalbini yumuşatır. Rûhunu yükseltir, dünyâ ve âhiret saâdetine eriştirir."
- Vasiyyetler
154. "İşitsem sözü ben
o senin kelâmındır
baksan gözüme cemâlin görünür
her bir yanda!"
- Saklı İnci
155. "Peygamberlerin (as) hepsi küçük ve büyük günahlardan, inkâr ve çirkinliklerden uzaktır, ancak onlardan sürçmeler ve küçük hatalar meydana gelmiştir. Muhammed (sav), Allah'ın en sevdiği kulu, resulü, nebisi, seçilmiş pak ve nezih kişidir. O hiçbir zaman putlara tapmamış, göz açıp kapayacak bir an bile Allah'a ortak koşmamıştır. O küçük-büyük hiçbir günah işlememiştir."
- el-Fıkhu'l Ekber
156. "Köleler, efendilerinin kölesi olduklarını bildiklerinden dolayı onların namına hizmet ederler, yoksa onlara hizmet ettiklerinden dolayı onların kölesi olduklarını kabul etmezler."
- El-Alim Vel-Müteallim
157. "Gerçekten ateş senin parlak nurunla kül gibi söndü."
- Dürr-u Meknun Kasidesi
158. "Allahü teâlâ, dilediğini kendisinin bir lûtfu olarak hidayete ulaştırır. Dilediğini de adaletinin gereği olarak sapıklığa düşürür. Allah’ın sapıklığa düşürmesi hızlanıdır. Hızlanın manası ise, Allah’ın razı olacağı şeylerde onu başarılı kılmayıp yardımını kesmesidir. Bu Allah’ın adaleti gereğidir. Aynı şekilde Allah’ın, isyanları sebebiyle günahkârları cezalandırması da adaleti icabıdır."
- el-Fıkhu'l Ekber
159. "İnsan İslâm akîdesi ile ilgili her hangi bir konuda güçlük/şüphe ile karşılaşırsa, sorup öğreneceği bir alim buluncaya kadar, “Allah katında doğru olan ne ise, ona inandım.” demesi gerekir.
Böyle bir kimseyi arayıp bulmakta gecikmesi caiz değildir. Bu hususta tereddüt ederek beklemek mazur görülmez. Eğer tereddüt ederek beklerse, kâfir olur."
- Fıkh-ı Ekber - Aliyyül-Kari Şerhi
160. "-"Bir kimse, kâfiri kâfir olarak bilmem." derse?
-"O, kâfir gibidir."
-"Eğer, kâfirin son gideceği yer neresi olduğunu bilmem" derse?
- "O, Allah'ın kitabını inkar etmiş ve kâfir olmus olur" dedi.."
- el-Fıkhu'l Ekber
161. "Bil ki, uzuvların göze tabi olması
gibi, amel de ilme tabidir. Az amelle ilim, çok
amelle birlikte olan cehaletten daha hayırlıdır.
Bunun gibi hayat için zaruri olan azık ile
hidayet, cehaletle beraber olan çok azıktan
daha faydalıdır. Bundan dolayıdır ki, Allah : Hiç
bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu?
buyurmaktadır."
- El-Alim Vel-Müteallim
162. "Amellerden (ibadetlerden) herhangi bir amelin içine riya (gösteriş) girerse bu, o amelin ecrini (aslını değil) ecrini iptal eder (yok eder). Ucub (kendini beğenme) de böyledir."
- Fıkh-ı Ekber
163. "Şerlinin bir sefer şerrine tahammül ediniz ki, on sefer iyiliğe kavuşasınız."
- Vasiyyetler
164. "Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım başım göğe ererdi."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
165. "“Siz Allah dilemedikçe bir şey dileyemezsiniz.”
| İnsan, 76/30."
- el-Fıkhu'l Ekber
166. "Zikrullah mü'minin kalbini yumuşatır. Rûhunu yükseltir, dünyâ ve âhiret saâdetine eriştirir."
- Vasiyyetler
167. "-"Bir kimse, kâfiri kâfir olarak bilmem." derse?
-"O, kâfir gibidir."
-"Eğer, kâfirin son gideceği yer neresi olduğunu bilmem" derse?
- "O, Allah'ın kitabını inkar etmiş ve kâfir olmus olur" dedi.."
- el-Fıkhu'l Ekber
168. "Etti İbrahim Halilullah dua
isminle nasıl söndü ateşî
Nemrud oldu gülistan O'na!"
- Saklı İnci
169. "Kadrin kıymetin hakkı için vallahi senin tutkunum Hak bilir ki çaresiz aşıkınım meylim sana!"
- Saklı İnci
170. "(37)
Gelmedi vallahi yâ Yasin hiç mislin senin âleminde bütün
Cennetler içre yemin yemin Hakk-ı Huda!
(38)
Vasf-ı zâtında senin lâl-dilsiz- oldu bütün şairler âciz oldu
halk-ı âlem medh-ü sena etmede!"
- Saklı İnci
171. "Günah İşleyen Kimsenin Kâfir Olduğu İddiasının Reddi Bölümü
Eğer bir kimse, "günah işleyen kimse kâfirdir" derse, onun sözünü boşa çıkaracak cevap nedir? diye sordum. Şöyle dedi: Ona şöyle cevap verilir: "Yunus'u da an. Hani o öfkelenerek çıkıp gitmiş, kendisini sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Karanlıklar içinde dua ederek, senden başka ilah yoktur, seni tenzih ederim, ben zalimlerden oldum, dedi." Buna göre o, zalim mü'mindir, kâfir ve münafık değildir. Hz. Yusuf'un kardeşleri: "Ey babamız, bizim için günahlarımızın bağışlanmasını dile. Biz muhakkak suçluyuz" dediler. Bu durumlarıyla onlar günahkardırlar, fakat kâfir değildiler. Allah Teala, Peygamberi Hz. Muhammed (sav)'e "Senin geçmiş ve gelecek günahını Allah'ın affetmesi için..." buyurmuş, "günahını" yerine "küfrünü" dememiştir. Hz. Musa, kıptiyi öldürmesi dolayısıyla günah işlemişti, fakat kâfir değildi."
- el-Fıkhu'l Ekber
172. "Kalbin, birbirinden farklı iki hususu da sevmesi mümkün değildir. Kalp zulme meylettiği zaman, zalimleri sever, zalimleri sevdiğinde de onlardan olur."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
173. "Hudâ hâlık, kul kâsibdir."
- Fıkhu'l-Ekber
174. "Nasih ve mensuh ancak emir ve nehiyde cereyan eder."
- El-Alim Vel-Müteallim
175. "İbn Abbâs (r.anhüma)'ın şöyle dediği rivayet edildi:
Resûlullah (s.a.s) buyurdu ki:
“Sizden birinizin, kendilerini besleyip geçindirdiği kimselerin geçimlerini düşünerek geçirdiği bir gece Allah yolunda bin kılıç vurmaktan Allan Tealânın katında daha kıymetlidir.”"
- Müsned
176. "Muslumana günah zarar vermez demeyiz ve o cehenneme girmez de demeyiz. Dünyada imanlı çıktıktan sonra 'fasık olsa bile' ebedi cehennemde kalır demeyiz 'İyiliklerimiz kabul, kötülüklerimiz affedilmiştir' demeyiz."
- Fıkh-ı Ekber ve İzahı
177. "İyilikleri boşa çıkaran üç şey:
Allah'a şirk koşmak
Minnet altında bırakmak
Riyakârlık"
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
178. "Yüce Allah, sayı yönüyle değil, ortağı olmaması yönüyle birdir."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
179. "Bir müslüman, helâl saymaması şartıyla, büyük günahlardan birini işlemekle kâfir sayılmaz. Bu durumdaki bir kimseden iman ismi kaldırılmaz, ona gerçek anlamda mü’min denir. Bir mü’minin kâfir olmamakla beraber günahkâr olması caizdir ."
- el-Fıkhu'l Ekber
180. "Mü'minler, îman ve tevhid hususunda birbirlerine müsavidirler. Fakat amel itibarıyla birbirlerinden farklıdırlar."
- el-Fıkhu'l Ekber
181. "İman, dil ile ikrar, kalp ile tasdiktir.
Gökte ve yerde bulunanların îmanı, îman edilmesi gereken şeyler yönünden artmaz ve eksilmez, fakat yakın ve tasdik yönünden artar ve eksilir."
- el-Fıkhu'l Ekber
182. "Muslumana günah zarar vermez demeyiz ve o cehenneme girmez de demeyiz. Dünyada imanlı çıktıktan sonra 'fasık olsa bile' ebedi cehennemde kalır demeyiz 'İyiliklerimiz kabul, kötülüklerimiz affedilmiştir' demeyiz."
- Fıkh-ı Ekber ve İzahı
183. "Hazret-i Eyyüb dedi
çok inleyen acıdan ismini yâd eyleyip
buldu marazdan şifa!"
- Saklı İnci
184. "Cennet'lik ve Cehennem'likler girdikten sonra Cennet ve Cehennem yok olacaktır diyen kimse de orada ebedi kalışı inkâr ettiği için kâfir olur."
- el-Fıkhu'l Ekber
185. "Muaz (ra) şöyle dedi: "Kişinin Allah hakkında şüphesi, onun bütün iyiliklerini geçersiz kılar. Allah'a iman ettiği halde günah işleyen kimsenin affedilmesi korkulur.""
- el-Fıkhu'l Ekber
186. "Ebu Hanife şöyle dedi: Bize Hammad'ın İbrahim'den, onun da İbn Mes'ud'dan rivayet
ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Bir yerde kötülükler ortaya çıkıp onu değiştirmeye gücün yetmezse, oradan başka yere git, orada Rabbine kulluk et." Ebu Hanife şöyle devam etti: Bana ilim ehlinden birinin Hz. Peygamber'in ashabından birisinden verdiği habere göre, Hz. Peygamber, "Fitneden korktuğu yeri bırakıp, fitneden korkmadığı bir yere giden kimse için Allah yetmiş sıddîk ecri yazar" buyurdu."
- el-Fıkhu'l Ekber
187. "Ebu Muti': Bana katilden ve onun arkasında namaz kılmaktan bahsedin, dedim, Ebu Hanife: Her takva sahibi ve günahkâr kimsenin peşinde namaz kılmak caizdir. Senin ecrin sana, onun günahı kendisine aittir, dedi."
- el-Fıkhu'l Ekber
188. ""Her kim Allah'a şirk koşarsa yüksekten düşüp de parçalanmış kuşlar tarafından kapışılmış yahut rüzgar tarafından uzak bir yere sürüklenmiş gibi olur." Hac 22/31"
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
189. "Allah'a kulluk olmasa, yaşamın ne anlamı kalır? En güzel yemekler yense, en güzel elbiseler giyilse, bütün zevkler tatmin edilse, Allah'a imân ve kulluk olmasa, ne mânâsı olur?"
- İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin Eserleri
190. ""Bil ki, uzuvların göze tabi olması gibi, amel de ilme tabidir. Az amelle ilim, çok amelle birlikte olan cehaletten daha hayırlıdır.""
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
191. "İbn Mes'ud; şüphesiz en kötü şeyler, sonradan ortaya konulanlardır. Her ihdas edilen şey, bid'at; her bid'at, dalalet, her dalalet de Cehennem'dedir, derdi."
- el-Fıkhu'l Ekber
192. "Din;
İman, islâm ve şeriatlerin hepsine birden verilen isimdir."
- el-Fıkhu'l Ekber
193. "İslâmsız îman, îmansız da islâm olmaz.
Onların ikisi de bir şeyin içi ve dışı gibidirler."
- el-Fıkhu'l Ekber
194. "Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım başım göğe ererdi."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
195. ""Bil ki, uzuvların göze tabi olması gibi, amel de ilme tabidir. Az amelle ilim, çok amelle birlikte olan cehaletten daha hayırlıdır.""
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
196. ""Allah kelâmının diğer kelâmlar üzerine üstünlüğü Allah'ın mahlûkatına olan üstünlüğü gibidir."
Tirmizi,Sünen,2926"
- Fıkhu'l Ekber
197. "Hz. Aişe, Hz. Hatice’den sonra kadınların en faziletlisi, müminlerin annesi, zinadan uzak, Rafizilerin iftira ve iddialarından beridir. Kim ona zina isnadında bulunursa, kendisi zina mahsülüdür."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
198. "Allah Teâlâ şeydir, ancak diğer şeyler gibi değildir. Allah için söz konusu olan şeyin manası; cisimsiz, cevhersiz, arazsız, sınırsız, rakipsiz, eşsiz ve benzersiz olmasıdır. Kur'an'da bildirildiği üzere Allah'ın eli (yed), yüzü (vech) ve nefsi vardır. O'nun eli, yüzü ve nefsi keyfiyeti bizce meçhul olan sıfatlardır. O'nun eli, gücü veya nimetidir denilemez. Çünkü bu durumda Allah'ın sıfatı ortadan kaldırılmış olur."
- el-Fıkhu'l Ekber
199. "Mü'minin, Allah'tan daha çok korktuğu hiç bir varlık yoktur."
- El-Alim Vel-Müteallim
200. "Sakın bir sözü duyup beğenmeyen, sonra da sahibini lekelemek için o sözü insanlar arasında söyleyip ifşa eden kimselerden olma."
- El-Alim Vel-Müteallim
201. "Sen o zatsın ki; ay, senin nûrundan kisveye büründü,
Güneş de, senin güzelliğinin nuruyla parlak göründü!"
- Dürr-u Meknun Kasidesi
202. ""Bilmediğin şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp bunların hepsinden mesuldür."
İsra-36
Yani gerçek olarak bilmediğini söyleme."
- İmam-ı Azam Ebû Hanîfe ve Onun Fıkhu’l-Ekber, Fıkhu’l-Ebsat el-Âlim ve’l-Müteallim el-Vasiyye ve Risaletü Ebî Hanîfe Adlı Eserlerinin Tercümesi
203. "Kişinin Rabbine nasıl ibadet edeceğini öğrenmeye çalışması, kendisi için birçok bilgiyi toplamasından daha hayırlıdır.."
- el-Fıkhu'l Ekber
204. "Kendisine, sen mü'min misin? diye sorulan kimse, Allah daha iyi bilir diye cevap verirse, bu kimse hakkında ne dersin? Diye sordum,
Onun imanında şüphe vardır, dedi...!
Mü'minin gerçekten mü'minim demesi gerekir. Çünkü o, imanında şüphe etmemektedir.."
- el-Fıkhu'l Ekber
205. "Eğer sadece tasdik iman olsaydı, bütün kitap ehlinin mü'min olması gerekirdi.."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
206. "İster hayır ister şer olsun bir işi yapmak isteyen kuldur.Dilemesiyle,o anda ona gücünü veren ve onu yaratan allah'tır.o işi yapan ise kuldur.sevap veya cezası da kendi yaptığı şeye göredir.Gerçek bilgi Allah'a aittir."
- Fıkhı Ekber
207. "Haram, helâl veya bizden önceki ümmetler hakkında bilmediğin konularda, sana sorulanlar için "En güzelini Allah bilir" demendir."
- El-Alim Vel-Müteallim
208. "Bil ki, uzuvların göze tabi olması gibi, amel de ilme tabidir. Az amelle beraber olan ilim, çok amelle birlikte olan cehaletten daha hayırlıdır."
- El-Alim Vel-Müteallim
209. "Senin parlak nurunla gerçekten ateş, kül gibi söndü!"
- Dürr-u Meknun Kasidesi
210. ""Allahu Teâlâ isimleri ve sıfatlarıyla ezeli ve ebedidir. Onun isimleri ve sıfatları sonradan olma ve yaratılmış değildir ki, kim Allah'ın sıfatları yaratılmıştır veya sonradan meydana gelmiştir derse yahut bunlarda tereddüt veya şüphe ederse Allah'ı inkar etmiş olur.""
- el-Fıkhu'l Ekber
211. "Kendisine, sen mü'min misin? diye sorulan kimse, Allah daha iyi bilir diye cevap verirse, bu kimse hakkında ne dersin? Diye sordum,
Onun imanında şüphe vardır, dedi...!
Mü'minin gerçekten mü'minim demesi gerekir. Çünkü o, imanında şüphe etmemektedir.."
- el-Fıkhu'l Ekber
212. "Eğer sadece tasdik iman olsaydı, bütün kitap ehlinin mü'min olması gerekirdi.."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
213. "Senin için takdir edilenin, mutlaka sana isabet edeceğini, senin için takdir edilmeyenin de, sana isabet etmeyeceğini bil."
- el-Fıkhu'l Ekber
214. "Ebu Hanife Nu'man b. Sabit'e -Allah ondan ve diğerlerinden razı olsun- el-Fıkhu'l-Ekber'i sordum o da bu konuda şunları söyledi: Ehl-i kıbleden olan hiçbir kimseyi, bir günahından dolayı tekfir etme. Hiçbir kimseyi, imansızlıkla suçlama. İyiliği emret; kötülükten sakındır. Senin için takdir edilenin, mutlaka sana isabet edeceğini, senin için takdir edilmeyenin de, sana isabet etmeyeceğini bil. Rasulüllah'ın sahabesinin, hiç birinden yüz çevirme. birini sevip, diğerini sevmezlik etme. Hz. Osman ile Hz. Ali'nin durumunu, Allah'a bırak."
- el-Fıkhu'l Ekber
215. "Ebu Hanife şöyle dedi: "Bilmiyorum Rabbim semada mı yoksa arzda mıdır?" diyen kimse kâfir olur. Keza "Allah arş üzerindedir" diyen de; “Bilmiyorum, arş semada mı yoksa arzda mıdır?" diyen de böyledir."
- el-Fıkhu'l Ekber
216. "İman; tasdik, marifet, yakîn, ikrar ve islamdır."
- El-Alim Vel-Müteallim
217. ""Dilediğinizi yapın"¹ ayeti Allah'ın tehdidini ifade eder."
- el-Fıkhu'l Ekber
218. "Mümin irtikap ettiği günahı, azaba çekileceğini bilerek işlemez. Fakat işlediği günahı ya Allah'ın affedeceğini ümit ettiği için veya hastalık ve ölümden önce tevbe edeceğini umduğundan dolayı işler."
- El-Alim Vel-Müteallim
219. "Ebu'l Atâhiyye ne güzel demiştir;
" Hayret, nasıl olur da Allah'a isyan edilir yahut kâfir O'nu nasıl inkâr eder. Zira her hareket ve sükûnda Allah'a daima şahitlik eden bir mânâ vardır. Yine her şeyde Allah'ın birliğine delâlet eden bir alâmet vardır.""
- Fıkhı Ekber Şerhi
220. ""İnşaAllâh demeden, ben bir şey yapacağım, deme."
(Feth, 48/7)"
- Fıkhı Ekber Şerhi
221. "Mümin irtikap ettiği günahı, azaba çekileceğini bilerek işlemez. Fakat işlediği günahı ya Allah'ın affedeceğini ümit ettiği için veya hastalık ve ölümden önce tevbe edeceğini umduğundan dolayı işler."
- El-Alim Vel-Müteallim
222. ""Şüphe ile amel fayda vermediği gibi,
iman ile beraber herhangi bir şey de zarar vermez.""
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
223. "Hazret-i Musa Kelimullah
O şanı yüce
Mahşer gününde
o da iltica eder huzura!"
- Saklı İnci
224. "Kasti -kusurlu- geldim sana ey
Seyyid-i sadat senden isterim himaye
dilerim senden rıza!"
- Saklı İnci
225. "Allah, Adem (as)'in soyunu onun zürriyetinden
çıkarmış, onları akıllı yapmış, onlara hitap etmiş, onlara imanı emretmiş ve inkârcılığı yasaklamıştır. Adem'in nesli de Allah'ı Rab olarak kabul ettiklerini ifade etmişlerdir. Bu, Adem'in neslinin imanıdır. İnsanlar bu fıtrat (tabiat) üzere doğarlar, kim ki bundan sonra inkârcılığa saparsa üzerinde doğduğu fıtratı değiştirmiş ve bozmuş olur. Kim ki Allah'a iman eder ve tasdik ederse fıtratında sebat ve devamlılık göstermiş olur."
- el-Fıkhu'l Ekber
226. "Ebu Muti': Bana katilden ve onun arkasında namaz kılmaktan bahsedin, dedim, Ebu Hanife: Her takva sahibi ve günahkâr kimsenin peşinde namaz kılmak caizdir. Senin ecrin sana, onun günahı kendisine aittir, dedi.
İnsanlara kılıç ile karşı çıkan, çarpışan ve onlardan bir takım şeyler alanlardan bahsedin, dedim. Onlar çeşitli zümrelerdir, hepsi de Cehennem'dedir, dedi. Ve şöyle devam etti: Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den şöyle rivayet etti: "İsrailoğulları yetmiş iki fırkaya ayrıldı, benim ümmetim de yetmiş üç fırkaya ayrılacak. En büyük cemaatın dışında hepsi ateştedir. ""
- el-Fıkhu'l Ekber
227. "Kabir Azabının İsbâtı
Ebu Hanife şöyle dedi: "Kabir azabını bilmem" diyen kimse, helake uğrayan Cehmiyye'dendir. Çünkü o, Allah'ın "Biz onları iki defa azaplandıracağız" -ki burada kabir azabı kastolunmaktadır- ve "Zalimler, bundan başka azaba uğrayacaklar" -yani kabir azabına çarptırılacaklardır- ayetlerini inkâr etmiş olur. Eğer "Ben ayete inanıyorum, fakat tefsir ve te'viline inanmıyorum" derse kâfir olur. Çünkü Kur'an'da, te'vili, tenzilinin aynı olan ayetler vardır. Eğer bunu inkâr ederse kâfir olur. Ebu Hanife şöyle dedi: Bana bir zat, el-Minhal b. Amr'dan, o da İbn Abbas'tan rivayet etti: Hz. Peygamber: "Benim ümmetimin en şerlileri ben ateşte değil, Cennet'te olacağım, diyenlerdir" buyurdu."
- el-Fıkhu'l Ekber
228. "Allah Teâlâ kullarına lutfeder, adaletlidir, kulun hak ettiği sevabı lütfuyla kat kat fazlasıyla verir. Kulunu adaletinin icabı olarak işlediği günahtan dolayı cezalandırır. Aynı şekilde kendisinden bir lütuf olarak bağışlar da."
- el-Fıkhu'l Ekber
229. "Peygamberlerin mucizeleri ve velilerin kerametleri gerçektir. Ancak haberlerde bildirildiği üzere İblis, Firavun ve Deccal gibi Allah düşmanlarına ait olan, onların şimdiye kadar meydana gelmiş ve gelecek hallerini, mucize ya da keramet olarak isimlendirmeyiz. Sadece onların "hüccet"lerinin yerine getirilmesidir diye isimlendiririz. Zira Allah, düşmanlarının hüccetlerini de cezalarının artması için istidraç olarak takdir eder. Onlar da buna aldanarak azgınlık ve küfürde haddi aşarlar."
- el-Fıkhu'l Ekber
230. "Peygamberlerden (as) sonra insanların en faziletlisi, Ebu Bekir es-Sıddîk, sonra Ömer b. Hattab el-Farûk, sonra Osman b. Affân Zinnûreyn, sonra Ali b. Ebi Talib el-Murtaza'dır. Allah hepsinden razı olsun. Onlar doğruluk üzere olan, haktan ayrılmadan kulluk eden kimselerdir. Hepsine sevgi ve saygı duyarız. Allah Resulü (sav)'nün arkadaşlarının hepsini ancak hayırla anarız."
- el-Fıkhu'l Ekber
231. "Alim de câhilin sıkıntısına katlanmalıdır."
- El-Alim Vel-Müteallim
232. "Mü'min irtikâp ettiği günahı, azaba çekileceğini bilerek işlemez. Fakat işlediği günahı ya Allah'ın affedeceğini ümit ettiği için veya hastalık ve ölümden önce tevbe edeceğini umduğundan dolayı işler."
- El-Alim Vel-Müteallim
233. "Az amelle ilim, çok amelle birlikte olan cehaletten daha hayırlıdır."
- El-Alim Vel-Müteallim
234. "Az amelle beraber olan ilim, çok amelle birlikte olan cehaletten daha hayırlıdır.."
- El-Alim Vel-Müteallim
235. "İmam Ebû Yusuf'tan şöyle bir söz nakledilmiştir: “İlmi, kelâm yolu ile arayan zındıklaşır; malı, kimya yolu ile arayan iflas eder, hadislerin garibini arayan yalan konuşur.”"
- Fıkhı Ekber Şerhi
236. "İsa Aleyhisselâm otuz üç yaşında iken göğe kaldırılmıştır."
- Fıkhı Ekber Şerhi
237. "İslâm, Allah’ın emirlerine teslim olmak ve itaat etmek demektir. Lügat itibariyle iman ve islâm arasında fark vardır. Fakat islâmsız iman, imansız islâm da olmaz. Onların ikisi de bir şeyin içi ve dışı gibidirler.
Din ise, iman, islâm ve şeriatların hepsine birden verilen isimdir."
- el-Fıkhu'l Ekber
238. "-"Bir kimse, kâfiri kâfir olarak bilmem."derse?
- "O, kâfir gibidir."
-"Eğer, kâfirin son gideceği yer neresi olduğunu bilmem"derse?
-"O, Allah'ın kitabını inkar etmiş ve kâfir olmuş olur"dedi."
- el-Fıkhu'l Ekber
239. "Ebû Hanife (Allah rahmet etsin) şöyle dedi:
-
'den bana ulaştığına göre,
"
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
240. "Eğer: "İmanın yeri neresidir?" diye sorulursa onun kaynağının ve yerinin kalb olduğunu, fer'inin de cesette bulunduğu söylenir.
Eğer: "O parmağında mıdır?" diye sorulursa, "Evet" de.
Eğer: "Parmak kesilince iman nereye gider?" diye sorulursa:
"Kalbe," de."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
241. "“Müslüman olarak öldürülünce hiç aldırmam, Allah yolunda, hangi yanıma düşsem aldırmam. Bu, Allah yolundadır, eğer dilerse, parçalanmış azaların mafsallarına bereket verir.”"
- Fıkh-ı Ekber - Aliyyül-Kari Şerhi
242. "Bütün dünyayı bir kişide toplamak Allah için muhal değildir."
- Fıkh-ı Ekber - Aliyyül-Kari Şerhi
243. ""Şüphe ile amel fayda vermediği gibi,
iman ile beraber herhangi bir şey de zarar vermez.""
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
244. "Mü'min irtikâp ettiği günahı, azaba çekileceğini bilerek işlemez. Fakat işlediği günahı ya Allah'ın affedeceğini ümit ettiği için veya hastalık ve ölümden önce tevbe edeceğini umduğundan dolayı işler."
- El-Alim Vel-Müteallim
245. "Alim de câhilin sıkıntısına katlanmalıdır."
- El-Alim Vel-Müteallim
246. "Az amelle ilim, çok amelle birlikte olan cehaletten daha hayırlıdır."
- El-Alim Vel-Müteallim
247. "- Ben cennetliğim diyen kimsenin durumu nedir? diye sordum.
Ebu Hanife:
- Yalan söylemiştir, o bunu bilmiyor. Mü'min imanı sebebiyle cennete giren, işledikleri sebebiyle ateşte azap gören kimsedir, dedi."
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
248. "Allah Teâlâ insanlardan hiç kimseyi inkâr veya iman etmeye zorlamamıştır, onları mü'min ya da kâfir olarak yaratmamış, ancak birey olarak yaratmıştır."
- el-Fıkhu'l Ekber
249. "İslam, Allah'ın emirlerine teslim olmak ve itaat etmek demektir. Sözlük açısından iman ve İslam arasında fark vardır. Fakat İslamsız iman, imansız İslam olmaz. Onların her ikisi de bir şeyin içi ve dışı gibidirler. Din ise, iman, İslam ve şer'i olan herşeyin hepsine birden verilen isimdir."
- el-Fıkhu'l Ekber
250. "Birtakım kimseler gördüm. Onlar "Bu meselelere asla girme, zira Hz. Peygamber'in ashabı bu konulara girmedler, onlar için kâfi olan şey senin için de kâfidir." diyorlardı. Böyle söyleyenler benim üzüntümü arttırdılar. Onların hâlini, büyük ve suyu bol bir nehirde çıkış yerini bilmediği için boğulacak olan kimseye, bir başkasının "Yerinde dur, sakın çıkış yeri arama!" demesine benzettim.
Âlim: (Allah kendisine rahmet etsin) şöyle dedi: Senin onların bazı kusurlarını tespit ettiğini ve onlara karşı bazı delillerin olduğunu görüyorum. Fakat onlar sana "Hz. Peygamber'in ashabı için kâfi olan senin için de kâfi değil midir? dediklerinde, 'evet, ben onların durumunda olsaydım, onlar için mümkün olan benim için de mümkün olurdu.' şeklinde cevap ver." Oysaki onların şartları ile bizim şartlarımız birbirinin aynı değildir."
- El-Alim Vel-Müteallim