İlhami Algör En Beğenilen Sözleri
1. "“Gidene güle güle denir,canımın içi,”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
2. ""Ben zaten orada değildim. Ne yerde ne gökteydim.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
3. "“Bir şeyin kalbini kırması için illa yanlış olması gerekmez ki…”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
4. "“Gidene güle güle denir, canımın içi…”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
5. "içimden, “çok şıksın ama yanlış istsyonda takılıyorsun.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
6. ""Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
7. "Gidene güle güle denir, canımın içi.
..."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
8. "“Nereye gidiyorsun çocuk,”
dedim içimden, “Büyümeye mi?”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
9. "“Nereye gidiyorsun çocuk,” dedim içimden, “Büyümeye mi?”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
10. "Zaten bu hayatta, her zaman bir şeyler eksikti. Ya da bana öyle gelirdi."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
11. "“-Bitse ne olur,
Bitmese ne?”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
12. "Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim. Yol, bana uygun bir ruh önerebilirdi."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
13. "“Dünya bir dert hanesiyse, ben çilemi doldurmuşum, bir mektepse eğer hayat, ıstırapla okumuşum.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
14. "Nereye gidiyorsun çocuk," dedim içimden, "büyümeye mi?""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
15. ""Heyhat" dedi
"Meğer ki mutluluk varılan yerde değil yolda imiş. ""
- Kalfa ile Kıralıça
16. ""Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
17. "“Kula kulluk edene, yazıklar olsun.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
18. "Ne olmuştu da, "Seninle dünyanın her yerine gelirim," diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
19. "Nereye gidiyorsun çocuk," dedim içimden, "büyümeye mi?""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
20. "~
❝
—Allah ruh güzelliği versin...
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
21. "Gidene güle güle denir, canımın içi."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
22. "Ne olmuştu da, “Seninle dünyanın her yerine gelirim,” diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
23. "Kula kulluk edene, yazıklar olsun."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
24. "Bu kadın beni ikiye katlar, suya götürür, suya batırır, kuru çıkarır, susuz getirirdi."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
25. "“Bana her şey seni hatırlatıyor.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
26. "Dağıtmazsam, toparlayamazdım."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
27. "Kula kulluk edene yazıklar olsun."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
28. ""Ben ne kadar ev haliysem o, o kadar sokak. Ben sokulgan isem, o başını alıp giden. Ben gündüzüm, o gece... Çapkın, güçlü, özgür.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
29. ""Daha daha' takıntısı. Sürekli başka yerde olma isteği. O 'başka' yere varınca, orayı da aldığı için, bu kez yeni bir ‘başka' aramak zorundalığı. Kendisinin olmayan şeyleri kendisinin kılma hastalığı... ‘sizi kardeş kılıcam, her şey çok güzel olacak' bahanesi... bu bahane ile birilerinin evini barkını basma manyası... her gittiği yerde, 'sizi sevmeye geldim' yalanı...”"
- Kalfa ile Kıralıça
30. "Ne olmuştu da, "Seninle dünyanın her yerine gelirim," diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı? Nerelere gidiyordu? Gelirken getirdiği bakışlar ne dalgaydı?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
31. "Zaten bu hayatta, her zaman bir şeyler eksikti. Ya da bana öyle gelirdi."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
32. "Hanımefendi, ben size değil, resminize âşığım"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
33. "Ne olmuştu da, 'Seninle dünyanın her yerine gelirim.' diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
34. "Dağıtmazsam, toparlayamazdım."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
35. "“Nereye gidiyorsun çocuk,” dedim içinden, “büyümeye mi?”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
36. "Bu milletin tarih kitabına ihtiyacı yok. Şarkıları peş peşe diz, koy kasete, ver radyodan..."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
37. "Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
38. "~
❝
—Gidene güle güle denir, canımın içi..
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
39. "Bana her şey seni hatırlatıyor."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
40. "İlk tanıdığım kimdi, şimdiki kim?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
41. "Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
42. "Bu devirde herkes en azından iki tane idi. Daha kalabalık olanları da görmüştüm."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
43. ""Seninle dünyanın her yerine gelirim.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
44. "“Gözler ruhun aynasıdır.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
45. "Umurumda değildi."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
46. "~
❝
—Bana her şey seni hatırlatıyor..
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
47. "“Kalktım. Yatak odasına girdim. Aynı anda iki zıt duygu birden geldi: Odadan çıkmak ve odada kalmak.
Aynayı görmesem çıkacaktım. Giysi dolabının bir kapısı yarım açıktı. Kapı açıyla duruyor, üzerindeki aynada kendimi görüyordum. Ben kendimi, en sivil hallerimin tanığı olan mekâna giren adam olarak hissederken, ayna beni, arkasında boş bir koridor olan adam olarak gösteriyordu.
"Ayna," dedim fısıltıyla.
"Buyurun benim," dedi.
"Ayıp olmuyor mu ayna?" dedim, "Bizi burada yanlış pozisyonda, dış kapının mandalı gibi gösteriyorsun. İlgisiz, alakasız, yabancı ve arkasında koridor boşluğu duran ve hani geri dönüp o boşluğu kat ederek, daire kapısına yönelebilecek ve hatta yönelmesi gerek biri gibi."
“Nasıl görünmek isterdin?" dedi.
Bu tavır, bu kendinden çok fazla emin, ukala tavır beni öldürürdü.
"Ayna," dedim, "seni bölük bölük bölerim." "Denememeni tavsiye ederim." dedi. "bölünerek çoğalırım ve çoğaldıkça fazla suret veririm, hoşuna gitmez."
Bana psikolojik çözümleme yapıyordu. Kendimi görmekten ya da kendimi "yalnız biri" görmekten huzursuz olduğmu ima ediyor, şantaj yapıyordu. Fakat teknik olarak haklıydı…”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
48. "Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
49. "“Aslında, tam diye bir şey yoktur,” dedim, “her tam, bir üst yarımın alt basamağıdır. Yani yarım da bir bütündür.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
50. ""Hukuk, kazanan tarafın vardığı sonuçtur,"
dedi Bey.
“Bunu yolda mı öğrendiniz?" diye sordu Albay.
“Hayır," dedi Bey, "babamdan öğrendim.
Yol doğruladı sadece…”"
- Kalfa ile Kıralıça
51. "Film bitmiş de, herkes salondan çıkarken, aklı son sahneye takılı kalmış, koltuğuna çakılı adam ruhuyla baktım."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
52. "...evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
53. "~
❝
—Ufak ufak kendimle konuşmaya başlamıştım, topladım kendimi.
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
54. "Zaten bu hayatta, her zaman bir şeyler eksiktir. Ya da bana öyle gelirdi."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
55. "-"Hikaye!" dedim... "Gel seninle anlaşalım. Sen yarım kal, adını da yarım kalan hikaye koyalım."
-"Sen zaten neyi tamam ettin ki? "dedi bana..."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
56. "~
❝
—Daha çok gülerdim ama bu aralar havamda değilim...
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
57. "Gidene 'güle güle' denir canımın içi."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
58. "Neticede yine kapıyı göstermişlerdi. Bu kapıları tanıyordum. Kapanırken enteresan sesler çıkarıyorlardı."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
59. "“Makedon elinden kalkıp ‘orayı da alalım, burayı da alalım’ diyerek Hindeli'ne varan Bey, aradığı ne ise bulamadı.
Derin bir yeise* gömülüp ‘Heyhat’ dedi, görmek isteyip de göremediği okyanusa bakarak, ‘meğer ki mutluluk varılan yerde değil yolda imiş.’
Mahmuzladı** atını, "Deh," dedi, " haydi Öküzkafa! Kozmopoliz aşkına…”
*Yeis: Umutsuzluktan doğan karamsarlık
**Mahmuzlamak: Ata binen kişilerin çizmelerinin arkasında yer alan cisim olan ‘mahmuz’ ile atları hızlandırmak"
- Kalfa ile Kıralıça
60. "~
❝
—Gözler ruhun aynasıdır...
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
61. "~Müzeyyen...
- Efendim?
~Hiç, adını söylemek hoşuma gidiyor.."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
62. "Ulan bir milimden daha yakın olup da nasıl tarifsiz uzaklıkta olabiliyor iki insan?.."
- Albayım Beni Nezahat ile Evlendir
63. "Canım sıkkınken dudaklarım her zamankinden farklı bitişiyordu."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
64. "Bazı şeylerin bir saatten sonra davası olmazdı."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
65. ""Bana her şey seni hatırlatıyor.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
66. "“Ben ve sen aynı duygulardayız.
Ama sen ve ben ayrı dünyalardayız.
Aynı kelimeleri seviyoruz,
aynı kahveyi içiyoruz,
aynı hayalleri kuruyoruz.
Aynı kitabı okuyup,
farklı yerlerin altını çiziyoruz, Müzeyyen.
Ama ayrı dünyalarda yaşıyoruz.
Bunun ızdırabı ikimize de yeter…”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
67. "Kapıyı arkamdan kendim çekecektim. Kapı “Çıt” edecek, “Abi güle güle” diyecekti, “Kusura bakma, biz emir kuluyuz.” Kapıdan belki de ilk kez nefret etmeyecek, “Lafı olmaz güzelim” deyip ikileyecektim."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
68. "Ne olmuştu da, "Seninle dünyanın her yerine gelirim," diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı. Nerelere gidiyordu?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
69. "“Aynı kitabı okuyup farklı yerlerin altını çizmişiz.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
70. "Belki de ayrılıklarla az acılı bir ölüm provası yapıyoruz. Ne kadar çok ayrılık, o kadar hazırsın ölüm acısına."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
71. ""Sen parçalarını bir araya getirip kafanı toplarken, şehir alır başını başka bir yere gider, ayvayı yersin.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
72. "“Gidene güle güle denir, canımın içi.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
73. ""Kula kulluk edene yazıklar olsun""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
74. "“Hikayeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, ruh eve sığmıyor.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
75. "Bir şeyin gerçekten öyle mi olduğu yoksa bana mı öyle geldiği konusu her zaman kafamı karıştırırdı."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
76. "~
❝
...bakma bir zamanlar celaliydim. Ters geldi bana kızılayvari tavırların, hanımefendi siz zahmet etmeyin, ben sizi severim hallerin. Ama artık geçti.
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
77. "Ne olmuştu da, “Seninle dünyanın her yerine gelirim.” diyen Müzeyyen, durduğu yerde çekip gitmelere başlamıştı."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
78. ""Memleketi görünürde birileri ama gerçekte ruhlar idare ediyordu.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
79. "“Aslında, tam diye bir şey yoktur,” dedim, “her tam, bir üst yarımın alt basamağıdır. Yani yarım da bir bütündür...”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
80. "“Aslında, tam diye bir şey yoktur,” dedim, “her tam, bir üst yarımın alt basamağıdır. Yani yarım da bir bütündür...”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
81. "~
❝
Bir şey içime oturmuş kalmıştı. Yok olmak. Toz olmak istiyordum. Varlığım orada olmamalıydı.
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
82. "-İpi kopmuş uçurtma gibiyim."
- Albayım Beni Nezahat ile Evlendir
83. "“Bir ‘belki’ye güvenerek ‘hiç’ önünde ömür boyu beklemenin kaderden ağır olduğunu, bir kaderin içinde başka kaderlerin de olabileceğini, belki de ‘kader’ denilen şeyin zaten bu kıvraklık hali olduğunu düşündü.
Gururluydular. İstenmedikleri yerde durmaz, dağıtır giderlerdi. Kabul edemeyecekleri tek şey “hiç” sayılmaktı…”"
- Kalfa ile Kıralıça
84. ""Ayna," dedim fısıltıyla.
"Buyurun benim," dedi.
"Ayıp olmuyor mu ayna?" dedim, "Bizi burada yanlış pozisyonda, dış kapının mandalı gibi gösteriyorsun. İlgisiz, alakasız, yabancı ve arkasında koridor boşluğu duran ve hani geri dönüp o boşluğu kat ederek, daire kapısına yönelebilecek ve hatta yönelmesi gerek biri gibi.
"Nasıl görünmek isterdin?" dedi.
Bu tavır, bu kendinden çok fazla emin, ukala tavır beni öldürürdü.
"Ayna," dedim, "seni bölük bölük bölerim."
"Denememeni tavsiye ederim," dedi, "bölünerek çoğalırım ve çoğaldıkça fazla suret veririm, hoşuna gitmez"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
85. "~
❝
—Bugün yine gönlümün bahçesinde gezindim..
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
86. "- O zaman, bir çay daha içelim mi?
+ Daha fazla çay içmek istemiyorum ben."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
87. "Müzeyyen ile aynı pencereden gelen sabah güneşlerine birlikte uzanmaya karar verdiğimizde…"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
88. "" Allah ruh güzelliği versin," dedi bir tarafım.
" Gözler ruhun aynasıdır," dedi bir şarkı."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
89. "Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku.."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
90. "“Müzeyyen,” dedim,
“sende hicran yarasından derin yara mı var?”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
91. ""Sende bu ad oldukça istersen sıfır numara kel, istersen at kuyruklu olurum. İnce bıyıklı, tek dişi altın olurum. Meftun olurum, meczup olurum çıtımı çıkarmam.. Susmak üzerine konuşmak gerekse beni çağırırlar, oturur susarım.""
- Albayım Beni Nezahat ile Evlendir
92. "~
❝
Bana ait tek kişilik bir iskemle, oda yok muydu bu dünyada?
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
93. "~
❝
...buralarda kadınlarımız, icabında, ayıp, yasak, günah üçgeninde sıkıştırılmış vaziyetteydiler.
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
94. "O “ağladıkça ben de ağlardım.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
95. ""Dudak kıvrımına kıvrılıp yatardım. 'Serap görüyorum' derdim. Sonra hayal mi gerçek mi salınımlarını bırakıp, kendimi salıncaktan atardım.""
- Albayım Beni Nezahat ile Evlendir
96. "“Her şeyin iyi gittiğini nerden çıkarıyorsun?' dedi. 'Herif rüzgarı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı.'
‘Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku,' dedim. Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi. 'Evet, braz sapık ve tek taraflı bir tutku,' dedi.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
97. ""Gidene güle güle denir, canımın içi.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
98. "~
❝
Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim.
Önemsemedim. Yol, bana uygun bir ruh önerebilirdi.
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
99. "Ne olmuştu da “Seninle dünyanın her yerine gelirim.” diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı.
Nerelere gidiyordu? Gelirken getirdiği bakışlar ne dalgaydı? Hangisi Müzeyyen’di? Ya da Müzeyyen kimdi? İlk tanıdığım kimdi, şimdiki kim?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
100. ""Gözler ruhun aynasıdır""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
101. "•
❝
....sende hicran yarasından derin yara mı var?
❞
•"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
102. "“- Kandahar ne yana düşer kalfa?
- Güney Afganistan'da bir çöl şehri kıralıçam.
- Meşhur mudur?
- Gökden protez kol bacak yağan stratecik bir belde kıralıçam.
- Ne mana yani?
…
- Kara mayınları olayı kıralıçam. Birileri yolunuza serpiyor. Ayıp olmasın diye basıyorsunuz. Onlar da iadei ziyaret olarak geçerken paraşütle protez atıyorlar. Bir nevi beşeri münasebet kıralıçam. Beyaz adam medeniyeti de derler...”"
- Kalfa ile Kıralıça
103. ""Her şeyin iyi gittiğini nerden çıkarıyorsun?" dedi. "Herif rüzgarı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı."
"Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku," dedim. Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi. "Evet, biraz sapık ve tek taraflı bir tutku," dedi, arkasını dönüp gitti."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
104. "“Her şey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik bir iskemle, o da yok muydu bu dünyada?”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
105. "~
❝
Kapışmanın ve karşılaşmanın, yüz yüze gelmenin, tersyüz etmenin, her neyse, her konunun kendine göre bir kum saati, vadesi vardı.
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
106. ""Nereye gidiyorsun çocuk" dedim içimden,
"büyümeye mi?""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
107. "Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
108. "“Dünya, dünya olmazdan evvel uzayda bir su damlasıydı. O arada ne olduysa, sonradan dünya oldu. Üzerinde bir takım canlılar belirdi. Orada burada gezindiler. Öyle hallere girip çıktılar ki dünya buza kesti, “Ne yapıyorum ben?“ diye düşündü. Sorusuna cevap bulamayınca eridi. Ortalığı sular bastı, seller götürdü. Buz devri ademleri manzaraya bakıp ‘Bu işin … çıktı’ dediler. Bir gemi yaptılar. Binip gemiye çekip gittiler. Gemi çift olanları aldı, fakat tek olanları geride bıraktı. Geride kalanlar, ‘yarım da bir bütündür’ dediler. Yarım ay şeklinde kayıklar yaptılar, binip kayıklara sağa sola kürek çektiler. Çeke çeke bir yere geldiler. Bir de baktılar ki yer gök saz deryası. ‘Biz buraya konalım’ dediler. Girip deryaya sazlardan ev bark, kap kaçak, iç çamaşırı yaptılar.
Bir gün içlerinden biri sazlıktan kamış keserken eli kaydı, nasıl olduysa kamışı farklı kesti. Kendisini sevk eden güç her ne ise, kamışın gövdesine delikler geldi. Kamış, ağzı burnu olan bir yaratığa benzeyince, merak etti, dudaklarına götürüp ‘üff’ledi. Nasıl bir ses çıktı ise kamıştan*, sesi duyanın fikriyatı değişti. Dünyaya başka gözlerle bakar oldular. O sırada çiftleri alıp giden gemi geri döndü. Zaten onlar da, ‘Bir iç sesim var, fakat benim değil, sadece bende tecelli ediyor’ diyen bir adamın peşinden gitmişlerdi. Neticede ses yoluna gitmişlerdi. Rivayete göre ne olduysa bundan sonra oldu…”
*bahsedilen kamıştan üfleme çalgı aleti: ney"
- Kalfa ile Kıralıça
109. "Ben sözlerden değil, bakışlardan tırsardım. Bakışların arkalarını sezer, sezgilerim doğrulanana kadar mecburen bekler, beklerken kafayı yerdim. Konuşunca mesele yoktu."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
110. "Her şey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik bir iskemle, oda yok muydu bu dünyada?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
111. "“Bir şey içime oturmuş kalmıştı. Yok olmak. Toz olmak istiyordum. Varlığım orada olmamalıydı. Gelip beni alsalardı. Uzaydan ya da bir yerlerden gelselerdi. Sessiz sedasız kaybolsaydım.
Yerime Kız Kulesi'ni bıraksalardı. Ne alakaysa?…”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
112. "•••
"Tarih, bunu on yedi bin dilde yazmıştı ki, bazı şeylerin bir saatten sonra davası olmazdı. Fakat konu Müzeyyen ben tarihi falan takmazdım...""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
113. "“Hikâye” dedim “gel seninle anlaşalım. Sen yarım kal, adını da ‘Yarım Kalan Hikâye’ koyalım.”
“Sen zaten neyi tamam ettin ki?” dedi bana.
“Aslında tam diye bir şey yoktur.” dedim, “her tam, bir üst yarımın alt basamağıdır. Yani yarım da bir bütündür.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
114. "~
❝
—Sen zaten neyi tamam ettin ki? dedi bana.
“Aslında, tam diye bir şey yoktur,” dedim, “her tam, bir üst yarımın alt basamağıdır. Yani yarım da bir bütündür.“
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
115. "“Müzeyyen,” dedim fısıldayarak, “Müzeyyen, ben ölüyorum.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
116. "~
❝
Uzaklaşan şeylerin gözden yitişini görmemek için, gözlerimizi başka yöne çevirsek bile, yine de ne bok yemeye bir taraflarımızla geyik gibi bakardık?
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
117. "“Müzeyyen.” dedim, “Sende hicran yarasından derin yara mı var?”
Verdiği cevabı alıp, suda eritip, yemeklerden sonra bir kaşık: “Ben böyleyim.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
118. "sokağa bir ad verir, tabelayı uygun bir evin dış duvarına asardınız. tabelada, “ayak sesleriniz de olmasa, var olmadığınıza sizi neredeyse inandıracak bakışlar sokağı” yazardı. ayak seslerinize rağmen, harcandığınız mekânlar da vardı. o mekânlara uğramazdınız."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
119. "~
❝
...sonsuz cömertliklerin, dipsiz kıyakların vakti değildi artık. Şimdi devrik ve devirsizdik.
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
120. ""Belki bir gün ben de yaparım. Her şeyi bırakıp giderim..""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
121. "~
❝
Gözleri, sadece gözleri, sıkılmalarının, ne istediğini bir türlü bilememenin ve belki de bu yüzden, karşısına çıkan yeni ve yabancı yaşamlara dokunmak isteyişinin, sürüklenişlerden kurtaracak ve sıfırdan başlama şansı verebilecek, bir çeşit tutunma çabası olduğunun farkındaydı. Belki de bu yüzden gözler, kendisi tarafından ve çocukluğa giden bir tarihte oluşmuş, artık “kendine rağmen”e dönüşmüş bir kabuklanmanın içine hapsolmuş, çıkış yollarını yitirmiş bir kimliğin yardım çağrısı gibi bakıyordu.
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
122. "Ne olmuştu da, “Seninle dünyanın her yerine gelirim,” diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
123. "Zaten bu hayatta, her zaman bir şeyler eksikti. Ya da bana öyle gelirdi."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
124. "“Samsunlu Orhan (Gencebay) abim,
ağır çekim, kayarak, süzülerek geçti:
“Dünya bir dert hanesiyse,
ben çilemi doldurmuşum,
bir mektepse eğer hayat,
ıstırapla okumuşum…”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
125. "Ne olmuştu da, "Seninle dünyanın her yerine gelirim" diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
126. ".. , “Gidene güle güle denir, canımın içi,” ..."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
127. "Bir şeyin gerçekte öyle mi olduğu yoksa bana mı öyle geldiği konusu her zaman kafamı karıştırırdı.."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
128. "Bir şeyin gerçekte öyle mi olduğu yoksa bana mı öyle geldiği konusu her zaman kafamı karıştırırdı."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
129. "~
❝
...bazıları anlar ki, asıl olan birdir ve bir esastır. Fakat nedense bir’i yarım sayar ve iki yaparak tamamlamaya çalışırlar.
İki lanet bir sayıdır, kendine yetmez, hep üçe koşar ve sonra sil baştan.
❞
~"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
130. ""Nereye gidiyorsun çocuk," dedim içimden, "büyümeye mi?""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
131. "Ne olmuştu da, "Seninle dünyanın her yerine gelirim, " diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı. Nerelere gidiyordu? Gelirken getirdiği bakışlar ne dalgaydı? Hangisi Müzeyyen'di? Ya da Müzeyyen kimdi? İlk tanıdığım kimdi, şimdiki kim?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
132. "Her şey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik bir iskemle, oda yok muydu bu dünyada?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
133. "“çok güzelsin, çok.”
“Allah ruh güzelliği versin,”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
134. "“Ama bunu büyükler oynar, canımın içi,” diyecektim.
‘Ve üç kişiyle oynanır. Dördüncü katılırsa oyun değişir ve ikili takımlar halinde oynanır.
Sonra, ‘İkililerden birine, üçüncü biri katılır ve böylece bazıları anlar ki, asıl olan birdir ve bir esastır. Fakat nedense bir’i yarım sayar ve iki yaparak tamamlamaya çalışırlar. İki lanet bir sayıdır, kendine yetmez, hep üçe koşar ve sonra sil baştan.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
135. "Mesele neredeyse çözüm oradadır."
- Albayım Beni Nezahat ile Evlendir
136. ""Bana ait olanı ve benim ait olduğumu unutma""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
137. ""Kula kulluk edene, yazıklar olsun.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
138. "Ne olmuştu da, “Seninle dünyanın her yerine gelirim,” diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
139. "-“Mesela...” dedi, “başka bir kadına âşık olsun, ona kapılsın gitsin.”
-“Ne bu?” dedim, “Boğaz motoru mu, bir o kıyıya bir öbür kıyıya, kır dümeni dolaş dur. Geç bunları.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
140. "Arsızdım. Dağıtmazsam, toparlayamazdım."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
141. "Gülmüştü. O gülünce ben rahatlıyordum."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
142. "Şimdi devrik ve devirsizdik.."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
143. "Kadın bana çok şık bir "Hass..." çekerdi. Ağzını açmadan bakışı ile çekerdi. Ayağımın altından zeminleri çekerdi. Kendimi maydanoz, dereotu hissederdim."
- Albayım Beni Nezahat ile Evlendir
144. "Gönül “ak” a da konardı, başka renge de."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
145. "“Bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
146. "Ne olmuştu da, “Seninle dünyanın her yerine gelirim,” diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı. Nerelere gidiyordu? Gelirken getirdiği bakışlar ne dalgaydı? Hangisi Müzeyyen’di? Ya da Müzeyyen kimdi? İlk tanıdığım kimdi, şimdiki kim?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
147. "Ayrıca bu devirde herkes en azından iki tane idi. Daha kalabalık olanları da görmüştüm."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
148. "Bir şeyin gerçekte öyle mi olduğu yoksa bana mı öyle geldiği konusu her zaman kafamı karıştırırdı. Gerçi sezilerim, bir süre sonra hayat tarafından doğrulanırdı."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
149. "Bizim de buralarda kadınlarımız, icabında, ayıp, yasak, günah üçgeninde sıkıştırılmış vaziyetteydiler."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
150. "İç taraf sistemleri,
'' Abi farkında mısın , iç hattan Müzeyyen ile konuşuyorsun , '' dediler.
Doğruydu.."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
151. "Ayrıca bu devirde herkes en az iki tane idi. Daha kalabalık olanları da görmüştüm."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
152. "“Müzeyyen,” dedim, “sende hicran yarasından derin yara mı var?”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
153. "Hayat dolu, fazla enerjik, bazen düşüncesiz. Eleştirilere kulak asmaz."
- Kalfa ile Kıralıça
154. "-bitse ne olur,
bitmese ne?-"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
155. "Ne olmuştu da, “Seninle dünyanın her yerine gelirim,” diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
156. "— “Mesela...” dedi, “başka bir kadına âşık olsun, ona kapılsın gitsin.”
— “Ne bu?” dedim, “Boğaz motoru mu, bir o kıyıya bir öbür kıyıya, kır dümeni dolaş dur.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
157. "Ya sevmenin kendisini ya da seven hali ile kendini seviyor..."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
158. "“Bu kadın beni ikiye katlar, suya götürür, suya batırır, kuru çıkarır, susuz getirirdi.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
159. "Hanım efendi ben size değil resminize aşığım"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
160. "— “Mesela...” dedi, “başka bir kadına âşık olsun, ona kapılsın gitsin.”
— “Ne bu?” dedim, “Boğaz motoru mu, bir o kıyıya bir öbür kıyıya, kır dümeni dolaş dur.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
161. "“Nereye gidiyorsun çocuk,” dedim içimden, “büyümeye mi?”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
162. "Vazgeçtim ben Müzeyyen. İnsana olan inancımdan vazgeçtim. Çünkü ben yerle bir olmaktan çok yoruldum.."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
163. "Kula kulluk edene yazıklar olsun..."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
164. "Bir şey içime oturmuş kalmıştı. Yok olmak. Toz olmak istiyordum. Varlığım orada olmamalıydı. Gelip beni alsalardı. Uzaydan ya da bir yerlerden gelselerdi. Sessiz sedasız kaybolsaydım. Yerime Kız Kulesi’ni bıraksalardı. Ne alakaysa?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
165. "Zaten bu hayatta, her zaman bir şeyler eksikti. Ya da bana öyle gelirdi."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
166. "“Sizden farklıyım, ama yabancı değilim. Sırlarınızı satmam, size kelek atmam, fakat bana ait olanı ve benim ait olduğumu unutmam.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
167. ""Ah Müzeyyen! Sana da yazıklar olsun. Tek kötü ben miydim? ""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
168. ""Fakat Müzeyyen bu derin bir tutku""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
169. "Eskiden sesin titrese nefesim kesilirdi.
Şimdi ölsen, en fazla eşitleniriz.
Ben artık yapamam müzeyyen.."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
170. "Belki bir gün ben de yaparım.
Her şeyi bırakıp giderim."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
171. "Dağıtmazsam, toparlayamazdım."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
172. "Kendimi, kendimle sarıyor, sarmalıyordum."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
173. "[...] kıvırmalardan haz etmez, bodoslama gidenlere sempati duyardım."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
174. "Arsızdım. Dağıtmazsam, toparlayamazdım."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
175. "ne olmuştu da, "seninle dünyanın her yerine gelirim," diyen müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
176. "Allah ruh güzelliği versin."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
177. ""Bir şeyler hissediyor, ama reddediyordum.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
178. "“Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
179. "Allah ruh güzelliği versin."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
180. "“Zaten bu hayatta, her zaman bir şeyler eksikti. Ya da bana öyle gelirdi.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
181. "Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyordum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu farkettim."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
182. "Fakat Müzeyyen,
seninle bir olurumuz yoktu.
Ben olmazlara rağmen sevdim."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
183. "Sorularda iyi, cevaplarda tutuktum."
- Albayım Beni Nezahat ile Evlendir
184. "Gidene güle güle denir, canımın içi."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
185. "Her şey benden önce olmuşsa bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik bir iskemle, oda yok muydu bu dünyada?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
186. "“Nereye gidiyorsun çocuk,” dedim içimden, “büyümeye mi?”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
187. "Zaten bu hayatta, her zaman bir şeyler eksikti.
Ya da bana öyle gelirdi."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
188. "“Nereye gidiyorsun çocuk,” dedim içimden, “büyümeye mi?”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
189. "-Bitse ne olur,
bitmese ne?-"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
190. "“Güle güle Müzeyyen,” dedim, “güle güle, te ben senin sülaleni...”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
191. "“Kendimi bir kenara itilmiş, kendi yanığı ile tütsülenir zannederken başka bir yangına, yersiz yurtsuzlar atlasına mı düştüm?”"
- Hisli Kirpi
192. "Artık sevdiği kadını özlemek ve akşamları ona hikâyeler vermek için, sabahın kör vakitlerinde, şehrin bir yerlerine giden adamın hikâyesine devam edebilir miydim? Edemezmişim gibi geliyordu. Bilmiyordum."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
193. "Canım sıkkınken dudaklarım her zamankinden farklı bitişiyordu."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
194. "Arsızdım. Dağıtmazsam, toparlayamazdım."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
195. "Film bitmiş de, herkes salondan çıkarken, aklı son sahneye takılı kalmış, koltuğuna çakılı adam ruhuyla baktım."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
196. "“Laf içimden cam kırıkları gibi çıktı.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
197. "Herkes bir hikayenin kahramanıdır."
- Albayım Beni Nezahat ile Evlendir
198. "Ne olmuştu da “Seninle dünyanın her yerine gelirim” diyen Müzeyyen durduğu yerde gitmelere başlamıştı."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
199. "Ne olmuştu da, “Seninle dünyanın her yerine gelirim.” diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
200. "“Gidene güle güle denir, canımın içi.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
201. ".
Eskiden sesin titrese nefesim kesilirdi. Şimdi ölsen en fazla eşitleniriz.
."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
202. "Bir tarafım haklı olduğumu söylüyor,
diğer tarafım "Sana öyle geliyor," diyordu."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
203. "Demek ki farklı cümleler ile aynı anlam hasıl olabiliyor. Bu durumda aynı anlama gidebilen farklı yolları kimler yapmıştır, yolcular kimlerdir?"
- Albayım Beni Nezahat ile Evlendir
204. "Parçaları bir türlü bir araya getiremiyordum.
Parçalar benden kaçıyor ve ben de kaçmalarına göz yumuyordum."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
205. "Müstesna fikirlerimi kendime sakladım"
- Albayım Beni Nezahat ile Evlendir
206. "“Ben gündüzüm, o gece…”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
207. "Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyordum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
208. "Sadri Alışık denilen hergele, her filminde ağlardı. O ağladıkça ben de ağlardım. Nedenimi bilmez ağlardım. Ağladıkça Sadri’ye kıl kapar gıcık olurdum. Üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, Sadri’nin bu mecburiyetlere, giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp, ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine..."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
209. ""meğer ki mutluluk varılan yerde değil yolda imiş.""
- Kalfa ile Kıralıça
210. ".
Eskiden sesin titrese nefesim kesilirdi. Şimdi ölsen en fazla eşitleniriz.
."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
211. "“Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
212. ""Nereye gidiyorsun çocuk," dedim içimden, "büyümeye mi?”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
213. "Nereye gidiyorsun çocuk," dedim içimden, "büyümeye mi?""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
214. "“Kula kulluk edene, yazıklar olsun.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
215. "Hayat hakkında fikrim yok."
- Albayım Beni Nezahat ile Evlendir
216. "Her şey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik bir iskemle, oda yok muydu bu dünyada?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
217. ""Zaten bu hayatta, her zaman bir şeyler eksikti. Ya da bana öyle gelirdi."
."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
218. "Zaten bu hayatta,
"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
219. "“Evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
220. "“..Bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim... ”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
221. "Her şey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik bir iskemle, oda yok muydu bu dünyada?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
222. ""Zaten bu hayatta, her zaman bir şeyler eksikti. Ya da bana öyle gelirdi."
."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
223. "Zaten bu hayatta, her zaman bir şeyler eksikti. Ya da bana öyle gelirdi."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
224. "Film bitmiş de herkes salondan çıkarken, aklı son sahneye takılı kalmış, koltuğuna çakılı adam ruhuyla baktım."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
225. "“Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
226. "Şarkıları, acil çıkış kapılarını bulamayanların ve aramaktan vazgeçmiş olanların, koşulları yırtamadığı için kendini yırtınışların ruhlarında yeraltı nehirleri gibi akan Samsunlu Orhan abim işi biliyordu: “Kula kulluk edene, yazıklar olsun.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
227. ""Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
228. "“Eee”si, gidip Müzeyyen’i uyandıracak, “Müzeyyen midem yanıyor,” diyecektim. O da “Gastritin vardır,” diyecekti. Madara bir durum olacaktı. Mideyi karıştırmamalıydım."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
229. "Şarkıları, acil çıkış kapılarını bulamayanların ve aramaktan vazgeçmiş olanların, koşulları yırtamadığı için kendini yırtınışların ruhlarında yeraltı nehirleri gibi akan Samsunlu Orhan abim işi biliyordu: “Kula kulluk edene, yazıklar olsun.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
230. "Zaten bu hayatta, her zaman bir şeyler eksiktir. Ya da bana öyle gelirdi."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
231. "Mesafeli bir yerden konuşuyordu. Oraya nasıl ve ne zaman gitmişti? Ben mi göndermiştim?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
232. ""Bana her şey seni hatırlatıyor.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
233. "Her şey benden önce olmuşsa bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik bir iskemle, oda yok muydu bu dünyada?"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
234. "'' Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku,'' dedim. Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi.
'' Evet, biraz sapık ve tek taraflı bir tutku,'' dedi, arkasını dönüp gitti."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
235. "Acaba gerçek nedir, hakikat ne? Biri nerede başlar, öbürü nerede biter?"
- Kalfa ile Kıralıça
236. "Zaten bu hayatta, her zaman bir şeyler eksikti."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
237. "akşamları birlikte iki duble içerken, Yıldızlı Semalardaki Haşmet'i söylesem..."
- Albayım Beni Nezahat ile Evlendir
238. "Zaten bu hayatta, her zaman bir şeyler eksikti."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
239. ""Aynadaki kadın benim zıttım," demişti, "ben ne kadar ev haliysem o, o kadar sokak. Ben sokulgan isem, o başını alıp giden. Ben gündüzüm, o gece... Çapkın, güçlü, özgür.""
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
240. "“Müzeyyen,” dedim, “sende hicran yarasından derin yara var mı?”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
241. "“Yok olmak. Toz olmak istiyordum.Varlığım orada olmamalıydı. Gelip beni alsalardı. Uzaydan ya da bir yerlerden gelselerdi. Sessiz sedasız kaybolsaydım. Yerime Kız Kulesi’ni bıraksalardı. Ne alakaysa?”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
242. "Hikaye elimde öylece kalakalmıştım. Şu, bir fotoğrafta gördüğü kadını sevip resmin orijinali ile karşılaşınca, “Hanımefendi, ben size değil resminize aşığım” diyen müşfik şahıs belirdi"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
243. "Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
244. "Gidene güle güle denir, canımın içi."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
245. "Tevazu gerzekler içindir derler."
- Albayım Beni Nezahat ile Evlendir
246. "Evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
247. "“Müzeyyen,” dedim fısıldayarak, “Müzeyyen, ben ölüyorum.”
“Ölen sen değilsin,” dedi biri."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
248. ""Nereye gidiyorsun çocuk,” dedim içimden, “büyümeye mi?”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
249. "“Kes,” dedim kendi kendime. İşe uyanmıştım ve hâla çamura yatıyordum. Müzeyyen, oralarda bir yerlerde yamuluyor, ben burada hikâye yazıyordum."
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
250. ""Bir şey içime oturmuş kalmıştı. Yok olmak, toz olmak istiyordum.”"
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku