İlahi Komedya - Cennet Kitap Bilgileri
Yazar: Dante Alighieri
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 7 dk.
Sayfa Sayısı: 216
Basım Tarihi: Mayıs 2024
İlk Yayın Tarihi: 1320
Yayınevi: Altın Kitaplar
ISBN: 9789752118966
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
İlahi Komedya - Cennet Kitap Tanıtımı
Dünya edebiyatının en büyük başyapıtlarından biri olan İlahi Komedya üç bölümden oluşur: Cehennem, Araf ve Cennet. Dante Alighieri, hiçbir zaman sevgili Floransa'sına dönemediği o meşum sürgün yıllarında yazdığı ve öteki dünyaya yaptığı düşsel geziyi anlattığı bu eserinde genç yaşında kaybettiği biricik aşkı Beatrice'sini ararken, bir yandan tanrısal düzenin gizlerini, bir yandan da antik çağların ezoterik sırlarını çözmeye çalışır. Elinizdeki kitap, Dante'nin Cennet'e yaptığı yolculuğun öyküsüdür.
Cennet, ilk yedi katı iç içe geçmiş yedi gökten oluşan, on katlı, kâinatın tümünü saran, ötesi olmayan en yüce yapıdır. Maddeden tamamen arıdır. Yalnızca duyularla algılanır, çünkü saf ışığın sarıp sarmaladığı, zaman mefhumunun olmadığı bir dünyadır. Dante'ye Cennet yolculuğunda Araf'ın tepesinde Vergilius'un yerini alan Beatrice eşlik eder. Şair ilk yedi katı geçip de sekizinci ve dokuzuncu katlara geldiğinde bu yolculuk boyunca neden sürekli olarak tarihi şahsiyetleri gördüğünü öğrenir. Bu tanrısal bir sırdır ve ancak ahlak ve erdem sahibi inanlı kimselere bahşedilmiş ruhsal bir taçlandırmadır. Ve son kata ulaştığında ise çiçekli iki sahil arasında süzülen bir ışık nehriyle karşılaşır. Burası ezeliyetin ve ebediyetin sahibi Tanrı'nın katı, sonsuz ışığın kaynağı arşıâlâdır.
On dört yılda tamamlanan, iki asır boyunca sayısız defa elyazmaları halinde çoğaltılıp matbaanın icadından beri de aralıksız olarak basılıp bilinen bütün yazılı dillere çevrilen Cennet, Dante'nin de söylediği gibi, "Hem yerin hem göğün elinden çıkmış kutsal bir manzumedir."
İlahi Komedya - Cennet Kitaptan Alıntılar
1. ""... hiç sanmayın ki, her su insanı yıkayıp temizler.""
2. "Ey sabır, bütün bu şeylere göz yuman için, sen ne kadar tahammüllüsün."
3. ""Hayalden yana olduğu kadar, sözden yana da çok zengin olsam, yine de güzelliğinin binde birini bile anlatmaya cesaret edemem.""
4. "Ne bir lisan yeter anlatmaya seni, ne de kalem yazmaya kalksan."
5. "sevmek görmekten sonra gelir."
6. ""Kendi ışığının içine nasıl yerleştiğini, güldükçe daha da ışıdıklarına göre ışığın gözlerinden yayıldığını görüyorum;
Ama saygın ruh, ne kimliğini biliyorum, ne de başka ışınların ölümlülere perdelediği bu yuvara niçin verildiğini.""
7. "'Ben neysem yine oyum!'"
8. "Gerçek iyilik sevgidir..."
9. "Yemini tutmamayı hangi diyet ödesin?"
10. ""Başkasının ekmeğinin ne denli tuzlu, başkasının merdiveninden çıkmanın ne denli zor olduğunu göreceksin.”"
11. "Akıl hüzün doldukça, gölgeler kararmakta."
12. "Ey sözleri içimi kaplayıp ısıtan,
canıma canlar katan."
13. "Dünyada budalaların sayısı o kadar kabarmıştır ki, hiçbir ispata, delile lüzum kalmadan, ne vaat etseler halk hemen inanıveriyor."
14. "Kutluluğun temeli sevmek değil, görmek eylemidir, sevmek görmekten sonra gelir."
15. "Dünyada yoldan çıkanlar için siz de dua edin."
İlahi Komedya - Cennet Kitap İncelemeleri
Dante’nin 1300’lü yıllarda yazdığı İlahi Komedya’nın son kitabı Cennet, onun genç yaşta kaybettiği sevgilisi Beatrice’yi ilahlaştırmak için 1300 yılının Paskalya haftasında başlayan bu ilahi yolculuğun zirvesinde, Dante’nin aşkı ve inancı iç içe geçiyor. Cennet’in her satırında Beatrice’ye duyduğu hayranlık hissediliyor; öyle ki, Dante yolculuğunda ilerledikçe Beatrice’yi her katmanda daha da güzelleşmiş, neredeyse kutsal bir varlık hâline gelmiş olarak tasvir ediyor. Sonunda onu, Meryem ve Havva’nın bulunduğu katmana çok yakın bir noktada oturtması, Beatrice’nin Dante için ne kadar yüce bir aşk nesnesi olduğunu gösteriyor.
Dante, Cennet’i iç içe geçmiş on katlı ve ötesi olmayan bir yapı olarak kurgulamış. Ancak burada zaman ve mekân kavramı yok, bu yüzden de serinin diğer kitaplarına kıyasla anlaması ve takip etmesi en zor bölümüydü benim için. Cehennem ve Araf’ta çok net bir yolculuk hissi varken, Cennet’te daha soyut, metafiziksel bir anlatım var. Ayrıca, yazıldığı dönem itibariyle Floransa’nın önemli şahsiyetlerinden sıkça bahsedilmesi de benim okumamı biraz zorlaştırdı. Tarihi bağlamı anlamadan bazı bölümleri tam kavrayabilmek güçtü.
Buna rağmen, özellikle madde ve dünya kavramlarına dair Dante’nin soruları ve açıklamaları çok etkileyiciydi. Kitabın en sonunda Tanrı ile karşılaşma sahnesi, Dante’nin hayal gücünü ve betimleme gücünü en yoğun şekilde hissettirdiği kısımdı. Ancak dediğim gibi, Cennet bölümü, Cehennem ve Araf’a göre okurken en çok zorlandığım ama belki de en çok üzerine düşündüğüm kitap oldu.
Dante'nin Cennet'i yazarken çok fazla zorladığını düşünüyorum. Keza bundan 7 asır önce yazmasına karşın tamamen İtalyan rahipler ve papazlarla doldurulmuş bir kitaptı. En sonda Tanrı'yı görse de -ufak bir şaşırdığım tek yerdi- zerre zevk almadım. Cehennem ve Araf'ı okurken daha keyifliydi. Bir kere Dante cennete sadece Hristiyanları doldurmuştu. Ne Budist var ne Müslüman ya da diğer din veya inançsızlar vardı. İnançsızın Cennet'te ne işi var diyebilirsiniz ama sonuçta bu fikirde olanların hepsine göre hepimizi yaratan Tanrı'dır.
Dipnotları o kadar çok ki her sayfa da 8-10 tane bulabiliyorsunuz. Kusacaktım. Başladığımı bitirme gibi bir huyum var. Hem de her kitapta büyük bir kalite gütmüyorum ve beklentimi karşılamasa bile sonuna ulaşmak istiyorum. Sonuçta eleştireceğim metnin sonunu ve ilerleyişini bilmem lazım. Dante beyin tek derdi biricik aşkı Beatrice'i yüceltmek ve her Cennet katını çıktıkça onun güzelleştirmek olmuştu. Bu üçleme neden bu kadar popüler ve 7 asır sonra bile bilenen bir eser bilmiyorum. O kadar çok ezoterik ve okült kitaplar okumama rağmen ve hakim olduğumu düşündüğüm alan olmasına karşın bu seride özellikle iyilerin Dünyası Cennet'te bir şey bulamadım. Bazı ağır terimleri çevirmenin sık sık kullanması da iyice tadımı kaçırmadı değil. İsteyen defalarca kez okusun ama benim için son kez okundu. Al Cennet'in senin olsun yobaz Dante, Hristiyanlarla mutluluklar sana...
Epey uzun bir zaman diliminde okuduğum İlahi Komedya nihayet Cennet ile birlikte son buldu .
Çok hevesle ,isteyerek ve çokça merakla okumaya başladığım İlahi Komedya beni epey yordu .
Alegorik bir anlatıma sahip olması, soyut tasvirleri , İtalyan tarihi, Hristiyanlık, mitoloji vs. diye uzayan bir listeyle geldiği için belki de anlaşılmayı zorlaştırıyor.
Cennet, Dante'nin Beatrice'in rehberliğinde Arşıâlâya yükselişini, nihayetinde de Tanri'yı temaşa ederek uhrevî mutluluğa erişmesiyle son buluyor.
Cehennem'de, Araf'ta nasıl ki katlar vardı, Cennet'te de kat kat gökler vardır. Her Gök katında (Birinci Gök: Ay Gök'ü; İkinci Gök: Merkür Gök'ü, Üçüncü Gök: Venüs Gök'ü...) cennetlikler oturur.
Cennet'teki ruhlar, duydukları uhrevî mutluluğun derecesine göre bu göklere yerleştirilmiştir.
Dante, yine burdaki ruhlardan bilgiler alır,aklındaki soru işaretlerini giderir.
Cennet, adeta Hristiyanlığı anlatmaya ayrılmış gibi geldi bana. Çok fazla dini bilgiler vardı.
Bir diğer dikkat çekici nokta, Beatrice'in güzelliği son kata doğru çıktıkça her katta daha da artmasıdır.
Bazen Danten tasvir gücünün zayıf kalacağı için tasvirden kaçındığını ifade eder.
"...Hafızam böylesine aşırılık karşısında aciz kaldığı gibi, böyle bir görünüş karşısında yenilen lisanımız da o andan sonra gördüğüm şeyleri artık tasvir edemez oldu."(s.209)
Cennet öyle bir yerdir ki gözle algılamak zordur.
Cennete doğru olsun hayat yolculuğumuz...(◠‿◕)
Kitaplara sarılarak evde kalın...
Cennet, İlahi Komedya'nın son kitabı ve bu kitabı bitiriyor olmaktan çok memnunum, özellikle de bitirmesi en kolay kitap olmadığı için. Benim okuduğum versiyon kesinlikle işi kolaylaştırıyor çünkü orijinal şiir formuna yakın, çok aydınlatıcı notlar ve inanılmaz çizimler içeriyor.
Cennet benzersiz sorunlarla karşı karşıya. İlk iki bölüme kıyasla daha az aksiyonun yerini, çoğunlukla teolojik ve neredeyse aynı derecede politik olan daha fazla söylem alır. Dante küreler arasında geçiş yapmak için elinden geleni yapar, ancak Cennet'in mantığı bu süreci neredeyse pürüzsüz hale getirir. Çatışma cennette yeryüzünde olduğu denli yaygın değildir ve cennetin çevresi ve insanları uhrevidir. Erich Auerbach, hikaye anlatma teknikleri (Mimesis) çalışması için Dante örneğini Cennet'ten değil, Cehennem'den (Canto X) seçmiştir. Araf'ı Cehennem'den daha az kişi okumuştur, hatta Cennet'in okuyanların sayısı daha da azdır.
Dante İlahi Komedya'da sürekli olarak papanın davranışlarını sorgular ve Latince (elitler tarafından kullanılır) yerine İtalyanca yazarak bu eseri kitlelere ulaştırır ki bunu çok takdir ediyorum. Yaşadığı dönemin toplumuyla yaşadığı mücadeleleri dile getirerek bize o dönemin toplumu hakkında fikir veriyor.
Okuduklarımdan çoğu insan gibi ben de en az Cennet'ten keyif aldım. Bunun nedeni, diğer iki kitapta söylenenleri şimdiki hayatımızla daha çok ilişkilendirebilmemdi. Bu kitapta da ağırlıklı olarak söylemler vardı, birçok karakter kendi geçmişlerinden bahsediyordu vs.
Kıbrıs referanslarıda beni ayrıca mutlu etmiştir :))
1265-1321 arasında yaşamış Floransalı İtalyan şair ve siyasetçi Dante Alighieri’nin
en bilinen eseri, ahirete yapılan bir yolculuğu anlattığı İlahi Komedya'dır.
Bu eser Cehennem, Araf ve Cennet isimlerinde üç ciltten oluşmuştur.
Dünya edebiyat tarihinin en büyük eserlerinden biri kabul edildiği gibi, modern İtalyancanın da temelini oluşturur.
Cennet kısmında Dante şöyle bir betimleme yapar önce:
“Çünkü isteğine yaklaştıkça akıl yetimiz, öyle derinliklere dalar ki, izleyemez olur onu belleğimiz”
Araf’ın sonunda Vergilius, yerini Beatrice’ye bırakır.
Bundan sonra yoluna Beatrice ile devam eder.
Eski sevgilisi, Dante’yi gördüğüne mutlu olmuştur. Dante, gecikmişliğin telafisini günahlarına bir daha geri dönmeyerek yapar.
Dante cenneti, huzurlu ruhların yer aldığı, dünyanın etrafını saran dokuz gök küresinden oluşan bir yer olarak betimler. Küreler saf ışıktandır ve Tanrı'ya yaklaştıkça ışığın şiddeti artar. Göğün en üst katında Tanrı bulunduğunu anlatır.
Dante, yüzyıllar önce bugün, eşsiz anlatımıyla kaleme aldığı son bölüm olan “Cennet”i bitirdikten birkaç saat sonra, 56 yaşında, sıtmadan ölür.
Dante İlahi Komedya’da aslında gittikçe devrinin Din anlayışını, din adamlarını eleştirir ve hümanizmayı öne çıkarır.
Rönesansa giden yolda ilk görülecek simalardan biridir Dante. Yazdığı eser ile ve uygulamalarıyla aslında Din ve Devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını ilk gündeme getiren kişidir belki de.
Mutlaka okunması gereken bir eser bence.