İkiz Bedenler Kitap Bilgileri
Yazar: Tess Gerritsen
Tahmini Okuma Süresi: 12 sa. 42 dk.
Sayfa Sayısı: 448
Basım Tarihi: 2014
İlk Yayın Tarihi: Ağustos 2004
Yayınevi: Martı Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9786053482833
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
İkiz Bedenler Kitap Tanıtımı
Dr. Maura Isles, deyim yerindeyse hayatının en tehlikeli olayına tanık olmak üzeredir. Yüzleşeceği seri katil beraberinde çok gizli sırları açığa çıkartacak. Cerrah ve Günahkar adlı romanların devamı olan bu muhteşem gerilim romanında Jane Rizzoli serisinin yeni hikayesine tanık olacağız. Dr Maura Isles, geçimini kadavraları incelemekle sağlamaktadır. Metropolitan City’de patoloji uzmanı olarak çalışan Isles, normal bir insanın hayatında göremeyeceğinden çok daha fazla ceset görmüştür-bunların çoğu hunharca katledilmiş insanların cesetleridir. Fakat daha önce hiç kanının çekildiği, dona kaldığı, tansiyonunun düştüğü bir vakayla karşılaşmamış olan Maura’nın karşısındaki cesedin duruşu bile onu korkutmaya yetmiştir. Çünkü daha önce önünde uzanan cesetlerden hiç biri onun cesedi olmamıştır. Her şey ortadadır. Gözleri önünde yatan cesetten daha gerçek bir delil yoktur. Jane Rizzoli’de cesedin Maura’nın evinin önünde ölü bulunduğunu söyler. Cesetteki tüm uzuvlar Maura’nın vucudundakilerle neredeyse örtüşmektedir. Daha da korkunç olanı, Maura’nın ve cesedin doğum tarihi ve kan grubu tıpatıp aynıdır. Şoktaki Maura için son seçenek, DNA testi olacaktır fakat testin sonucu daha da şoke edicidir: Ceset Maura’nın ikiz kardeşidir. Şimdiden karanlık, tehlikeli ve rahatsız edici bir cinayet davasına dönen olay arkasında bir çok karanlık sırrı da barındırmaktadır. Cevapların peşine düşen Maura, bir sahil ilçesi olan Maine’e gider. Burada da onu korkunç süprizler beklemektedir. Herşeyden daha ürkütücü olanı ise, etrafta kol gezinen seri katilin, cinayetlerine de durmak bilmeden devam etmesidir. Katliamı durdumak ve geçmişi hakkındaki bu karanlık sayfaları aydınlatmaya çalışan Maura’nın ilk işi hiç kimsenin bilmediği, bu güne kadar görmediği gizli annesini bulmak olacaktır.
“Sizi her zaman soluksuz bırakmayı başaran Gerritsen’den muhteşem bir roman”
–The Philadelphia Inquirerrn
“Tess Gerritsen’in ne kadar iyi korkutabileceğini göreceksiniz. Elinizden bırakamayacak, sinirlerinizi kontrol edemeyeceksiniz.”
–HARLAN COBEN
“Hikaye ağlarını örüyor, akıl almaz bir kurgu.”
–Entertainment Weekly
İkiz Bedenler Kitaptan Alıntılar
1. "Konuşmayalım o zaman. Yani acıtıyorsa.
- Belki konuşmamak acıtıyordur…"
2. "“Birini sevdiğiniz zaman ona tutunmanız öyle doğal ki.”"
3. "~
...
~"
4. "~
Hayattaki en büyük kararlarımız genellikle en mantıksızlarıdır.
…
~"
5. "Hayattaki en büyük kararlarımız genellikle, en mantıksızlarıdır."
6. "~
Her sabah o günün sonuna kadar yaşayamayabileceğinin ve her akşam sabaha çıkamayabileceğinin farkında ol..
~"
7. "~
Birinin ona ilk kez
değişini ve bu ismi duyduğu an hissettiği neşeyi hatırladı,
…
~"
8. "Ama aslında kim olduğumu biliyorum zaten. Ve kim olmadığımı da."
9. "Hala zamanın varken doyasıya tadını çıkar hayatın."
10. "Her kadın evlenmek için yaratılmamıştır.."
11. "Her sabah o günün sonuna kadar yaşayamayabileceğinin ve her akşam, sabaha çıkamayabileceğinin farkında ol."
12. "Belki konuşmamak acıtıyordur."
13. ""Konuşmayalım o zaman. Yani acıtıyorsa."
"Belki konuşmamak acıtıyordur.""
14. "Dünyada, "keşke"den daha işe yaramaz bir ifade var mıdır?"
15. "Hayattaki en büyük kararlarımız genellikle en mantıksızlarıdır.
Örneğin evlendiğimizi seçtiğimiz kişi…"
İkiz Bedenler Kitap İncelemeleri
Paris’teki Uluslararası Adli Patoloji Konferansı’ndan yeni dönen Maura Isles, evinin önünde biriken polisleri görür. Olay yerindeki polislerden biri de Jane Rizzoli'dir. Maura bu kalabalığa başta anlam veremez. Ama Rizzoli ona konferansla ilgili birkaç soru sorduktan sonra evinin önünde duran arabanın yanına götürür. Arabanın sürücü koltuğunda başından vurulmuş bir kadın cesedi vardır. Maura cesede iyice yaklaştığında her şeyiyle ona benzeyen bir kadın görmüştür. Cesede yapılan otopsinin ardından ölen kadının DNA’sı ve kan grubu Maura’nınkine uymaktadır. Arabadaki ceset Maura'nın ikiz kardeşidir.
Evlatlık olarak büyüyen Dr. Isles, hayatında ilk defa bir cesetten ürkecektir. Kardeşi Anna'yı araştırdıkça şimdiye kadar hakkında hiçbir şey bilmediği annesini de bulmaya çalışacaktır.
Çok farklı bir şey beklerken yine ters köşe olduğum bir kitaptır. Polisiye, adrenalin sevenlerin kesinlikle okuması gereken kitaplar arasında.
Ben yoğun bir Gerritsen hayranıyımdır. Tüm kitaplarını toplamak gibi bir hayalim var hatta. Yazar efsane. Böyle olunca mükemmel bir kitap kaçınılmaz oluyor tabiki..
Film izliyormuş gibi kitaptan başınızı kaldıramaz ve sonunu asla tahmin edemezsiniz. Tess Gerritsen ile daha önce tanışmadıysanız çok şey kaçırdığınızı bilin isterim..
Elijah Lank'ın 14 yaşındaki Alice Rose'i diri diri gömmesiyle başlıyor her şey.
Paris'ten dönen Dr. Maura Isles'in evinin önünde ona tıpatıp benzeyen bir başka cesetle olaylar ilerler. Herkes şüpheli ve kimse nereye yöneleceğini bilemez vaziyette. Isles'e bu kadar benzeyen kadın kim ve neden evinin önünde çok nadir bulunan(black talon)bir kurşunla ölü olarak duruyor?
Bir başka bölümde 9 aylık hamile ve Dwayne ile evli Mattie Purvis' in kaçırılıp yer altında birkaç metrekarelik alanda tutuluyor.
Olaylar birbirleriyle oldukça ilişkili ve yıllar öncesine dayanan cinayetlere ışık tutuyor.
Maura kimlik arayışı içindeyken önce kapısındaki cesedin ikiz kardeşi Anna Joseph'e ait olduğunu öğreniyor. Ve kardeşi gibi o da annesini bulmaya yöneliyor. Sonuçlar Maura'yı asla memnun etmeyecek! Amalthea Lank gebe kadınları kaçırıp onların sadece bebeklerini istiyor ama yalnız başına ilerlemiyor. Suç ortağı hep en yakınında.
Anna'yı korumayı görev edinen ve bir yıl önce boşanmış polis memuru Ballard var tabiki.Anna öldükten sonra ikizi mauraya aşık oluyor ancak olaylarla olan bağlantısı ortaya çıktıkça maura ondan uzaklaşıyor.Ta ki Ballard'ın ona duygularını anlattığı güne kadar...
Kitabın sonlarına doğru ise Rizzoli'nin keskin zekasını kullandığını Black Talon kurşunuyla Anna'nın katilini yakaladığını öğreniyoruz. Asıl şaşırtan ise Mattie 'yi kaçıranın Maura'nın varlığını bilmediği erkek kardeşi Samuel...
Selamlar!!!
Öncelikle kitabın kurgusu aşırı sağlam okuduğum en sağlam kurgulardan biri olabilir. Polisiye roman okumaya bayılırım. Ama buna ayrı bir aşık oldum yazar her şeyi fazlasıyla güzel yorumlamış, biraz kördüğüm gibi ancak sonunda tabii ki her şeyi çözülüyor kitabın sonu Beni aşırı şok etti.
Kitabın konusundan kısaca bahsetmek istiyorum bir kadın bir gün evine geliyor ve evin önünde bir cinayet olduğunu görür, ve öldürülen kişi kadının ikizi yani tıpatıp her şeyi ikizi ve şok oluyor biraz garipti yani başlarını pek anlamamıştım Ama tabii ki zaman ilerledikçe çözülüyor.
Yani asla beklemediğim şeyler oldu, dediğim gibi kurgu çok sağlam okurken "Vay bunu nasıl düşünmüş yazar" diyorsunuz.
Beni rahatsız eden şey her şey fazla gerçekçi yani otopsi falan yapılmış sanki hissediyorsunuz otopsi sahnesini okumak benim için çok zordu yani sanki bizzat ben otopsi masasında uzanıyordum ve beni kesiyorlardı, bayağı rahatsız oldum.
Favorim Rizzoli oldu bence çok ama çok güçlü ve farklı bir karakter.
Olaylar kördüğüm Fakat bu kitabın mükemmel olduğu gerçeğini değiştirmez. Eğer hafızam silinseydi bu kitabı tekrar okurdum.
Yazarın kalemine hayran olmamak elde değil. Kalemi "Ben harikayım" diye bağırıyor resmen.
Kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum o kadar eşsiz ve mükemmel bir eser ki!!! 1 puan kırdım çünkü fazla gerçekçi kalbinizi delicesine hızlandıracak kadar gerçekçi hassas birisiniz okumayın.
İkiz Bedenler (Rizzoli & Isles 4)
Serinin dördüncü kitabı olan İkiz Bedenler'in ilgi çekici bir konusunun olmasından ziyade karakterleri artık hayatımızın içine yerleştiren Gerritsen yine harika bir devam kitabı ile karşımızda..
Aslında çokta devam kitabı sayılmaz, arada bir eski karakterlere atıfta bulunulmasının dışında her kitap kendi içinde bağımsız olarak düşünülebilir. Tabi Cerrah - Çırak kitaplarını bunun dışında bırakıyorum..
Dr. Isles, yurt dışında katıldığı bir konferanstan dönüşünde evine vardığında kapısının önünde kalabalığı görünce şaşırır. Aslında bu tür olaylara alışkın olması gereken doktorun şaşırma derecesini arttıran şey ise herkesin dik dik ona bakıyor olmasıdır. Nihayet Rizzoli'yi bulur, fakat karşısındaki kadının da tepkisi aynı olunca Isles çileden çıkmaya hazırdır.
Kurbanı gördüğünde neden ona bu şekilde baktıkları anlam kazanacaktır. Kurban tıpatıp Maura'ya benzemektedir. Bir an için aynaya baktığından şüphesi olmayan Maura'ya hayatında hiç görmediği ve tanışamadığı ikiz kız kardeşinin hikayesini araştırmak kalacaktır. Kesin DNA testi sonuçları pozitif çıkınca ölen kadının Maura'nın ikizi olduğu kesinleşir.
Evlatlık olarak büyüyen Dr. Isles, hayatında ilk defa bir cesetten ürkecektir. Kardeşi Anna'yı araştırdıkça şimdiye kadar hakkında hiçbir şey bilmediği annesini de bulmaya çalışacaktır.
Yazara ve kitaba yapılan övgü kısımını geçebilirim sanırım. Reklama ihtiyacı yok kesinlikle. Bu seri kaçmaz..
Keyifli okumalar..
Doktor Maura Isleas, konferans için gittiği Paris'ten döndüğünde hayatının en tehlikeli olayına tanık olmak üzeredir; kendisine tıpatıp benzeyen bir ceset. Bu ceset Maura'nın geçmişini bir bir ortaya çıkarırken, gerçekler Maura için ağır olacaktır.
Jane Rizzoli ise karnı burnunda kendisi gibi hamile kadınları öldüren bir seri cinayetlerle uğraşacaktır.
...
Rizzoli&Isleas serisinin dördüncü kitabı İkiz Bedenler. Benim de okuduğum ikinci Tess Gerritsen kitabı. Günahkârdan daha fazla sevdiğimi itiraf ediyorum. Daha hızlı ve daha akıcı geldi bana.
Bir ceset ve arkasından gelen seri cinayetler mükemmel bir şekilde birbirine bağlanırken ufak tefek tahminlerim olsa da daha çok kurgunun akışına bıraktım kendimi. Jane Rizzoli karakterine olan hayranlığım artarken Maura'dan nefret ettiğimi itiraf etmeliyim. Günahkâr'da hoş görmeme rağmen ısrarla aynı durumu İkiz Bedenlerde de tekrarlaması bir soğuttu karakterden. Geçmişi ve aile durumu haklı bir sebep gibi gösterilmeye çalışılsa da Maura karakterini sevmemi sağlayamadı.
Seri cinayetler ve Maura'nın geçmişi özellikle son kısımlarında büyük bir merakla okuttu kitabı. Ki ben başta da dediğim gibi bu kitabı daha çok sevdim. Maura'ya rağmen
Tess Gerritsen kitaplarını geç keşfettim ancak polisiye türünü en iyilerinden olduğu bir gerçek. Polisiye sevenlerin mutlaka okuması gereken bir yazar.