İbn-i Sina En Beğenilen Sözleri
1. "İnsan, akıl nuruyla aydınlanmadıkça, kendi nefsini göremez."
- Hay bin Yakzan
2. "Bir'in bütün sayıların nedeni olması gibi, ilk ilke, ilk neden de varlığın nedenidir."
- Hay bin Yakzan
3. "“Evren, "akıl"dan başlamış ve "akıl" ile yetkinliğine kavuşmuştur.”"
- Hay bin Yakzan
4. "Kuşku duymayan kişi bakmaz, bakmayan görmez, görmeyen kör ve şaşkın kalır…"
- Hay bin Yakzan
5. "“Bilgiyi ve krallığı, yetkin ve tam olan yücelerden iste... Eksiklikler, yalnız eksiklikleri verebilirler!"
- Hay bin Yakzan
6. "Gördüklerini kabul et, söylentileri bırak
Güneşi görenin Zühal'e ihtiyacı kalmaz…"
- Hay bin Yakzan
7. "İnsanın akıl ve ruhundan başka güçleri maddeden soyutlanarak varlığını devam ettiremedikleri için, bunlar hakkında Arapçada uzaklık anlamı belirten "şeytan" sözcüğü kullanılmış, bunlara "şeytan" denilmiştir."
- Hay bin Yakzan
8. "Evrenin kendi kendine var olması mümkün değildir. Onu var edecek bir Özne, Yaratıcı bulunmalıdır. Bu Özne'yi beş duyu ile algılamak olanak dışıdır. Çünkü, duyularla algılanabilecek bir şey, cisimlerden bir cisim, bu nedenle de evrenin parçalarından bir parça olacaktır kaçınılmaz olarak. Dolayısıyla, bir yaratıcıya muhtaç olacaktır. O yaratıcı da üçüncü bir yaratıcının varlığını zorunlu kılacaktır. Bu zorunluluk zinciri, sonsuza kadar sürüp gidecektir. Oysa bir şeyin sonsuzca sürüp gitmesi mümkün değildir. Buna göre evren için, cisim ve cisimsel olmayan bir Yaratıcı gereklidir. O Yaratıcı, cisim olmadığı için, duyular yoluyla algılanması söz konusu olamaz. Çünkü duyular, ancak cisimleri ve cisimsel olan nitelikleri duyumsayabilir…"
- Hay bin Yakzan
9. ""Bir bilimi öğrenmekte olan kimse, o bilim üzerine yazılmış bir kitabın anlamını olduğu gibi kavradığı zaman, kendisinin o güne değin bulunduğu diğer bir düzeyde kalması mümkün değildir.""
- Hay bin Yakzan
10. "İnsanın, aldığı iyi eğitim yardımıyla erdem kazanmaya yetenekli duruma gelmesine, kötü eğitim nedeniyle de aşağı düşme tehlikesine işarettir.Yaradılıştan gelen huylar, bilgi ve bilimlere karşı doğal ve yaratılıştan yetenektir. Sonradan ortaya çıkan huylar da mantık yardımıyla kazanılan, edinebilen güçlerdir."
- Hay bin Yakzan
11. "İnsanlar, kendileri için bir felaket demek olan dünya mallarını toplamakta bitimsiz bir yarış içine girmişlerdi. Ölünceye kadar süren bu mal biriktirme yarış ve hırsı, onları ölümsüz mutluluğa eriştirecek eylem ve çabalardan habersiz bırakmıştı. Öğüt vermenin hiçbir yararı yoktu onlara. Hiçbir güzel söz onları etkileyemezdi. Onlara karşı çıkmak, onlarla savaşmak da işe yaramazdı. Çünkü bu onların inatlarını arttırır, durumlarında daha da direnmelerine neden olurdu…"
- Hay bin Yakzan
12. "Sakın hiç kimsenin kalbinden geçmeyen bu durumu tanımlama,niteleme sevdasına kapılma. Düşün ki, insanın kalbine gelen şeylerin bile birçoğunu tanımlamak, nitelemek mümkün olmuyor. Böyleyken, kalpten geçmesi mümkün olmayan, kalbin bulunduğu dünyanın dışında ve bu dünyada bulunanların eşi ve benzeri olmadığı şeyleri tanımlamak nasıl mümkün olabilir?"
- Hay bin Yakzan
13. "Onun kendi güzelliği, güzelliğinin perdesi; dışta görünmesi, onun içte kalmasının nedeni olmuştur. Açığa çıkması,
gizlenmesini gerektirmiştir.
"Tıpkı güneş gibi... İnce bir bulut perdesi arkasına girdiği zaman görülebilir. Ama kendisini perdesiz olarak gösterecek olursa, görülemez. Işığı, kendi ışığına perde olur."
- Hay bin Yakzan
14. "Anlatamayacağım hâller yaşadım
Hayra yor ve nasıl olduğunu sorma."
- Hay bin Yakzan
15. "Anlatamayacağım haller yaşadım
Hayra yor ve nasıl olduğunu sorma."
- Hay bin Yakzan
16. "
"
- Hay bin Yakzan
17. "Bu dünya ile öte dünya, iki kuma gibidir. Hangisinin gönlünü yapsan diğerini gücendirmiş olursun."
- Hay bin Yakzan
18. "İnsan akıl nuruyla aydınlanmadıkça, kendi nefsini göremez."
- Hay bin Yakzan
19. "Bütün çabası, yalnızca O'nu düşünebilmek, O'na hiçbir şeyi ortak etmemek içindi."
- Hay bin Yakzan
20. "Kuşku duymayan kişi bakmaz, bakmayan görmez, görmeyen kör ve şaşkın kalır."
- Hay bin Yakzan
21. "Sakın, hiç kimsenin kalbinden geçmeyen bir durumu tanımlama ve betimleme sevdasına kapılma."
- Hay bin Yakzan
22. "...kalp kulağıyla dinle, akıl gözüyle görmeye çalış. Belki bunlarda seni doğru yola götürecek bir kılavuzluk bulursun."
- Hay bin Yakzan
23. ""Mutlak ve külli aşk dışında hiçbir aşk yoktur.""
- Aşkın Mahiyeti Hakkında
24. "Bilgiyi ve krallığı, yetkin ve tam olan yücelerden iste...
Eksikliler, yalnız eksiklikleri verebilirler!..."
- Hay bin Yakzan
25. "Kuşku duymayan kişi bakmaz, bakmayan görmez, görmeyen kör ve şaşkın kalır."
- Hay bin Yakzan
26. "
,
"
- Hay bin Yakzan
27. ""Sana ruhtan sorarlar. De ki: Ruh Rabbimin emrindedir."
Kur'an-ı Kerim:17/85."
- Hay bin Yakzan
28. "Bilgisizlik çepeçevre kuşatmıştı toplumu. Yaptıkları kötülükler kalplerini karartmıştı. Tanrı da onların kalplerini, kulaklarını mühürlemişti. Artık gerçekleri kavrayamazlar, duyamazlardı."
- Hay bin Yakzan
29. "Yol ikidir. Biri, aşağıdan yukarı çıkmak, diğeri de yukarıdan aşağı düşmektir."
- Hay bin Yakzan
30. ""Kulum bana fazladan ibadetlerle yaklaşır. Öyle ki, onu severim. Sevince de onun duyan kulağı, gören gözü, yürüyen ayağı, yapan eli olurum""
- Hay bin Yakzan
31. "Burası harap ve çorak bir iklimdir. Fitneler, kargaşalıklar, düşmanlıklar ve çatışmalarla doludur. Sevinç ve mutluluk, buraya uzaklardan eğreti olarak gelir."
- Hay bin Yakzan
32. "Burası harap ve çorak bir iklimdir. Fitneler, kargaşalıklar, düşmanlıklar ve çatışmalarla doludur. Sevinç ve mutluluk, buraya uzaklardan eğreti olarak gelir."
- Hay bin Yakzan
33. "Soylu, temiz ve içtenlikli kardeşim! Tanrı sana sonsuzluk bağışlasın. Sana bitimsiz mutluluklar dilerim O'ndan."
- Hay bin Yakzan
34. "Doğa evreninde insandan daha yüksek ve daha yetkin bir basamak yoktur."
- Hay bin Yakzan
35. "... insan, akıl nuruyla aydınlanmadıkça, kendi nefsini göremez."
- Hay bin Yakzan
36. "Ayrı yüreklere dağılmış ruhları bir kapta toplamak mümkün olabilse, tümünün aynı ruhun parçaları oldukları görülürdü."
- Hay bin Yakzan
37. "Bu dünya ile öte dünya iki kuma gibidir. Hangisinin gönlünü yapsan diğerini gücendirmiş olursun."
- Hay bin Yakzan
38. "Aşk, engel tanımaz ve korkudan baskın çıkar."
- Hay bin Yakzan
39. "~
…
~"
- Hay bin Yakzan
40. ""Çünkü, kuşku duymayan kişi bakmaz, bakmayan görmez, görmeyen kör ve şaşkın kalır.""
- Hay bin Yakzan
41. "“Bilgiyi ve krallığı, yetkin ve tam olan yücelerden iste… Eksiklikler, yalnız eksiklikleri verebilirler!..”"
- Hay bin Yakzan
42. "...Sait Halim Paşa bunların “Bilgisizliğin en kötüsüne, kendini bilmeme”ye düştüklerini söylüyor."
- Hay bin Yakzan
43. "“O'ndan başka her şey helak olacaktır.""
- Hay bin Yakzan
44. "“İnsanın, yapamayacağı bir şeyi yıkmaya kalkışması, yakışıksız bir davranıştır.”"
- Hay bin Yakzan
45. "İnsan, akıl nuruyla aydınlanmadıkça, kendi nefsini göremez."
- Hay bin Yakzan
46. ""İçimizdeki özlem büyüdükçe büyüyordu...""
- Hay bin Yakzan
47. ""..bütün amacı mal toplamak, yemek içmek, cinsel isteklerini doyurmak, içindeki kin ve nefreti başkalarını ezerek yatıştırmak, mevki ve makam isteğinde bulunmak, öğretinin buyurduğu yükümlülükleri insanları aldatmak için yerine getirmek gibi aşağılık ve değersiz şeylerden öte gitmeyen insandan daha çok ziyanda olan kimse düşünülebilir mi? ""
- Hay bin Yakzan
48. "Bu dünya ile öte dünya, iki kuma gibidir. Hangisinin gönlünü yapsan diğerini gücendirmiş olursun."
- Hay bin Yakzan
49. ""O cömerttir, vergilidir, bereketlendiricidir. Onun bağışları geniş, cömertliği sınırsızdır. Onun cömertlik ve eli açıklığı, herkesi içine alır. Onun kapısı herkese açıktır, hiç kimseyi geri çevirmez. Onun güzelliğinden bir pırıltı gören, gözünü ondan ayıramaz.""
- Hay bin Yakzan
50. "Onun güzelliği, bütün güzellikleri yok eder."
- Hay bin Yakzan
51. "İnsanın, yapamayacağı bir şeyi yıkmaya kalkışması, yakışıksız bir davranıştır."
- Hay bin Yakzan
52. "Bu dünya ile öte dünya, iki kuma gibidir. Hangisinin gönlünü yapsan diğerini gücendirmiş olursun."
- Hay bin Yakzan
53. "Onun güzelliğinden bir pırıltı gören, gözünü ondan ayıramaz."
- Hay bin Yakzan
54. ""Kuşku duymayan kişi bakmaz, bakmayan görmez, görmeyen kör ve şaşkın kalır.”"
- Hay bin Yakzan
55. "Sonsuz bir cismin varlığı akılla bağdaşacak gibi değildi."
- Hay bin Yakzan
56. ""Kuşku duymayan kişi bakmaz, bakmayan görmez, görmeyen kör ve şaşkın kalır. ""
- Hay bin Yakzan
57. "Bilgiyi ve krallığı, yetkin ve tam olan yücelerden iste... Eksikliler, yalnız eksiklikleri verebilirler!.."
- Hay bin Yakzan
58. "Bilen de o, bilinen de o, bilgi de odur. Bilgin de, bilim de, bilinen de odur."
- Hay bin Yakzan
59. "“Mazlumun hakkı zalimden, mahkûmun hakkı hâkimden alınır.”"
- Hay bin Yakzan
60. ""Bu zaman kendisinden yararlanılacak zamandır""
- Hay bin Yakzan
61. "Anlatamayacağım haller yaşadım
Hayra yor ve nasıl olduğunu sorma"
- Hay bin Yakzan
62. "Onu övebileceğini, niteliklerini sayabileceğini sanan saçmalar. O, kendini niteleyenlerin nitelemelerinden üstündür. Onu anlatmada benzetme ve örnekleme yoluna başvuranlar da bu benzetme ve örneklemeleriyle ondan uzaklaşırlar."
- Hay bin Yakzan
63. "Dile getirilemeyecek gerçeklere, sözcüklerle tahakküm etmeye kalkışmak tehlikelidir."
- Hay bin Yakzan
64. "Bu dünya ile öte dünya, iki kuma gibidir. Hangisinin gönlünü yapsan diğerini gücendirmiş olursun."
- Hay bin Yakzan
65. "Gördüklerini kabul et, söylentileri bırak
Güneşi görenin Zülal'e ihtiyacı yoktur."
- Hay bin Yakzan
66. "Hay artık yalnızca düşünüyordu,. Bunu bir yaşama biçimi haline getirmiş ve bu yaşam içinde kendini, benliğini eğitiyor, arındırıyordu."
- Hay bin Yakzan
67. "" Kuşku duymayan kişi bakmaz, bakmayan görmez, görmeyen kör ve şaşkın kalır. ""
- Hay bin Yakzan
68. ""Kurtuluşu az sayıda insanla sınırlayan ve bilgisiz ve günahkârları kurtuluştan daima nasipsiz gören kimseleri dinleyip itibara alma. Allah'ın rahmetini daima geniş tut." s.467"
- El-İşârât v'et-Tenbihât
69. ""Bilgisizliğin en kötüsü, kendini bilmemektir."
Sait Halim paşa"
- Hay bin Yakzan
70. "Aşk engel tanımaz ve korkudan baskın çıkar."
- Hay bin Yakzan
71. "...dile getirilemeyecek gerçeklere sözcüklerle tahakküm etmeye kalkışmak tehlikelidir."
- Hay bin Yakzan
72. ",
Anlatamayacağım haller yaşadım
Hayra yor ve nasıl olduğunu sorma..
... ~...."
- Hay bin Yakzan
73. "Eğer sonsuz bir iş yapan bir güç varsa, bu, cisimde var olmayacak bir güçtür."
- Hay bin Yakzan
74. "Oysa tek varlık O'dur. O mutlak varlıktır. Yetkinlik de, tamlık da, güzellik de yalnızca O'dur. Saltık değer, güç, bilim O'dur. O, ancak O'dur ve "O'ndan başka her şey yok olacaktır.""
- Hay bin Yakzan
75. "“Bütün amacı mal toplamak, yemek içmek, cinsel isteklerini doyurmak, içindeki kin ve nefreti başkalarını ezerek yatıştırmak, mevki ve makam isteğinde bulunmak, öğretinin buyurduğu
yükümlülükleri insanları aldatmak için yerine getirmek gibi aşağılık ve değersiz şeylerden öte gitmeyen insandan daha çok ziyanda olan kimse düşünülebilir mi?”"
- Hay bin Yakzan
76. "Yol ikidir. Biri, aşağıdan yukarı çıkmak; diğeri de, yukarıdan aşağı düşmektir."
- Hay bin Yakzan
77. ""Kuşku duymayan kişi bakmaz, bakmayan görmez, görmeyen kör ve şaşkın kalır...""
- Hay bin Yakzan
78. "“Bilgiyi ve krallığı, yetkin ve tam olan yücelerden iste… Eksikliler, yalnız eksiklikleri verebilirler!..”"
- Hay bin Yakzan
79. "İnsanlar, kendileri için bir felaket demek olan dünya mallarını toplamakta bitimsiz bir yarış içine girmişlerdi. Ölünceye kadar süren bu mal biriktirme yarış ve hırsı, onları ölümsüz mutluluğa eriştirecek eylem ve çabalardan gafil bırakmıştı."
- Hay bin Yakzan
80. "Kuşku duymayan kişi bakmaz, bakmayan görmez, görmeyen kör ve şaşkın kalır."
- Hay bin Yakzan
81. "Eğer paçalarını sıvayıp bütün gücünle bu amacın peşinde koşacak olursan, amacına ulaştığında çektiğin zorluk ve sıkıntıların boşa gitmediğini anlarsın. İzlediğin yolun bereketini, büyük yararlarını görürsün."
- Hay bin Yakzan
82. "Hay bin Yakzan ekledi:
"Eğer seni aydınlatmak amacıyla söylediğim bu sözler, beni ona yakınlaştırmamış olsaydı, onunla ilgim, seninle bir çift söz etmemi bile engellerdi.
"İstersen arkamdan gel... Seni ona götüreyim...""
- Hay bin Yakzan
83. ""İnsan aklı, künhünü kavramaya güç yetiremez.""
- Hay bin Yakzan
84. "Bu dünya ile öte dünya, iki kuma gibidir. Hangisinin gönlünü yapsan diğerini gücendirmiş olursun."
- Hay bin Yakzan
85. ""Uzam (hayyiz, tahayyüz, imtidad, mekân). Cisimlerin uzayda kapladıkları yer. Uzayın sınırları belli ve ölçülebilen parçasını dile getirir."
- Hay bin Yakzan
86. "Çile (riyazet) insanı eğite eğite, ahlakını arıta arıta öyle bir noktaya getirir ki o, uzaktan görünen ve kimi zaman parlayan, kimi zaman sönen bir ışığa döner. Gözüne arada bir gerçeklik nurlarından çok az bir aydınlık ilişmeye başlar. Bu aydınlık ona büyük bir tat, zevk verir"
- Hay bin Yakzan
87. "İnsan, akıl nuruyla aydınlanmadıkça, kendi nefsini göremez. Karanlıkta kalan kimsenin ne kendisini, ne çevresindekileri görmesi gibi, nefs de, kendi özünü, aklı ve aşkın biçimleri(suret, form) , aklın ışığıyla görür."
- Hay bin Yakzan
88. "... Onun doğrusunda bile eğrilik kiri ve bulaşığı vardır. Onun gerçeği yalana çalar."
- Hay bin Yakzan
89. "ALLAH Bizi Ve Sizi, Kendisinden
Taşan Şerefli Ruhuyla Doğrulasın .
... ~..."
- Hay bin Yakzan
90. "İnsan akıl nuruyla aydınlanmadıkça, kendi nefsini göremez."
- Hay bin Yakzan
91. "ALLAH Bizi Ve Sizi, Kendisinden
Taşan Şerefli Ruhuyla Doğrulasın .
... ~..."
- Hay bin Yakzan
92. "Mazlumun hakkı zalimden, mahkûmun hakkı hâkimden alınır..."
- Hay bin Yakzan
93. "“Zira şüphe duymayan sorgulamaz, sorgulamayan görmez, görmeyen kişi ise kör ve sağır kalmaya mahkumdur.”"
- Hayy bin Yakzan
94. "Anlatamayacağım Hâller yaşadım
hayra yor ve nasıl olduğunu sorma.."
- Hay bin Yakzan
95. "Eksikliler, yalnız eksiklikleri verebilirier!"
- Hay bin Yakzan
96. "Gördüklerini kabul et, söylentileri bırak;
Güneşi görenin Zühal'e ihtiyacı kalmaz."
- Hay bin Yakzan
97. "Sinirler ruhtan yardımı beyin aracılığı ile alırlar. Beyin de ruhtan alacağını yürek yoluyla alır."
- Hay bin Yakzan
98. ""İnsan, akıl nuruyla aydınlanmadıkça, kendi nefsini göremez. Karanlıkta kalan kimsenin ne kendisini, ne çevresindekileri görmesi gibi, nefs de, kendi özünü, aklı ve aşkın biçimleri, aklın ışığıyla görür...""
- Hay bin Yakzan
99. "Bu dünya ile öte dünya, iki kuma gibidir. Hangisinin gönlünü yapsan diğerini gücendirmiş olursun."
- Hay bin Yakzan
100. "Evrenin hareketi başlangıçsız, ezele doğru sonsuz olmalıdır. Var olduğu zaman durağanlık hareketini öncelememelidir. Oysa hareket için mutlaka bir hareket ettirici gereklidir. Bu hareket ettirici, ya bir cisme - cisim ister hareket ettiricinin kendisi, ister başkası, olsun- bulaşan bir güçtür, ya da hiçbir cisme bulaşmayan bir güçtür."
- Hay bin Yakzan
101. "“Bu dünya ile öte dünya, iki kuma gibidir. Hangisinin gönlünü yapsan diğerini gücendirmiş olursun.”"
- Hay bin Yakzan
102. "...aynalardaki suretler, ancak aynaların varlığına, kalıcılığına bağlıdır. Aynalar bozulur , yok olursa , suretler de yok olurlar."
- Hay bin Yakzan
103. "Bilgi iki esasa dayanmalıdır: Akıl ve Sezgi. Bilgi, deneyin akıl ile ve aklın da sezgi ile uygunluğudur."
- Hay bin Yakzan
104. "Evrenin hareketi başlangıçsız, ezele doğru sonsuz olmalıdır. Var olduğu zaman durağanlık hareketini öncelememelidir. Oysa hareket için mutlaka bir hareket ettirici gereklidir. Bu hareket ettirici, ya bir cisme - cisim ister hareket ettiricinin kendisi, ister başkası, olsun- bulaşan bir güçtür, ya da hiçbir cisme bulaşmayan bir güçtür."
- Hay bin Yakzan
105. "Mutlak bilgilere ulaşmak, bütün insanların üstesinden gelebileceği bir şey değildir."
- Hay bin Yakzan
106. "Yüce gerçekliklere ulaşmak, bireysel bir olaydır."
- Hay bin Yakzan
107. "Düşün ki, insanın kalbine gelen şeylerin bile birçoğunu tanımlamak, betimlemek mümkün olmuyor. Böyleyken, kalpten geçmesi mümkün olmayan, kalbin bulunduğu dünyanın dışında ve bu dünyada bulunanla rın eşi ve benzeri olmadığı şeyleri tanımlamak, nasıl mümkün olabilir?"
- Hay bin Yakzan
108. "“İnsan, akıl nuruyla aydınlanmadıkça, kendi nefsini göremez.”"
- Hay bin Yakzan
109. "Bayezid-i Bistami'nin deyimiyle söylersek "aramakla" sonuca, mutlak gerçekliğe ulaşılamayacağı gerçeğini dile getirir. Yoksa, gerçeğe ulaşanların yine de "arayanlar" olduğu açıktır."
- Hay bin Yakzan
110. "Bu dünya ile öte dünya iki kuma gibidir. Hangisinin gönlünü yapsan diğerini gücendirmiş olursun."
- Hay bin Yakzan
111. "Çok iyi bilirsiniz ki, gökten inen oklara hiçbir şey siper olamaz. Mazlumun hakkı zalimden, mahkûmun hakkı hâkimden alınır."
- Hay bin Yakzan
112. "Hay, bir açıdan baktığında, bütün nesneleri, bütün varoluşu, tek bir nesne gibi algılıyordu. Bir başka açıdan baktığında ise, varoluşta, sınırsız ve sonsuz bir çokluk gözleniyordu."
- Hay bin Yakzan
113. "“Anlatamayacağım hâller yaşadım
Hayra yor ve nasıl olduğunu sorma.”"
- Hay bin Yakzan
114. "İnsanın yapamayacağı bir şeyi yıkmaya kalkışması yakışıksız bir davranıştır....."
- Hay bin Yakzan
115. "Nesnelerin yüksek tabakalarında değil, en aşağı ve değersiz olanlarında bile O'nun sanatının güzelliğinden, olağanüstülüğünden öyle şeyler görüyordu ki, hayret ve şaşkınlığı en yüksek dereceleri buluyordu."
- Hay bin Yakzan
116. "...kalp kulağıyla dinle, akıl gözüyle görmeye çalış. Belki bunlarda seni doğru yola götürecek bir kılavuzluk bulursun."
- Hay bin Yakzan
117. "Gerçi yalnızca akılla, yani felsefecilerin yöntemleriyle Tanrı bilgisine ulaşmak da mümkündür, fakat bu bilgi, doğru olmasına karşın "anadan doğma bir körün çevresi hakkında edindiği bilgiye" benzer."
- Hay bin Yakzan
118. "Gönül merdiveni ile gök katına çıkması olanaksızdı..."
- Hay bin Yakzan
119. "Gördüklerini kabul et, söylentileri bırak
Güneşi görenin Zühal’e ihtiyacı kalmaz"
- Hay bin Yakzan
120. "Feraset bilimi, yararları peşin olan bilimlerden biridir. Bu bilim, insanların iç yüzlerini, gizlediklerini hemen ortaya çıkarır. Bu bilime bakarak insanlara karşı nasıl hareket edeceğini, nasıl bir tavır takınacağını belirler; ona göre, gerekirse o adama yaklaşır, gerekirse ondan uzaklaşırsın."
- Hay bin Yakzan
121. ""Sende birtakım huylar vardır. Bunların kimi senin yaradılışındandır. Kimi de yaradılışından gelmeyip sende sonradan ortaya çıkmıştır. Eğer sana iyileştirici bir el değerse, seni temizler; sen de temizlenebilirsin. Ama senin önüne bir aldatıcı düşecek olursa, onun ardından yanlış yollara gidersin...”"
- Hay bin Yakzan
122. "“Eski ruhbilimciler, insandaki dış duyulardan başka, beş de iç duyu kabul ederlerdi. Bunlar bellek (hafıza), sezgi (vahime), imgelem (muhayyile), anımsama (müzekkire) ve düşünme (müfekkire) idi. Bu beş duyu, bir ortak duyuda (hiss-i müşterek) birleşirdi.”"
- Hay bin Yakzan
123. "Ruhun özü ve gerçekliği, cisme eklenerek ona duygu, hareket ve algı gibi, kendine özgü, türlü türlü eylem ve etki yeteneği kazandıran cisimlikten başka bir nitelikti."
- Hay bin Yakzan
124. ""Anlatamayacağım hâller yaşadım
Hayra yor ve nasıl olduğunu sorma. ""
- Hay bin Yakzan
125. "Doğa evreninde, insandan daha yüksek ve daha yetkin bir basamak yoktur."
- Hay bin Yakzan
126. "Tanrı, metafiziğin konusu değil; meselesidir."
- Mantığa Giriş / Kitabu'ş-Şifa
127. "Güneşin ışıklarının evrene
yayılması gibi, bu onuncu aklın gücü de Ay altı gök olan Dünya'daki varlıklara yayılır. Kendilerinde düşünme ve kavrama yeteneği bulunanlardaki kavrayış bundan geldiği gibi, doğal cisimlerin oluşumları da bunun gücüyle olur."
- Hay bin Yakzan
128. "Bu dünya ile öte dünya iki kuma gibidir. Birisinin gönlü alındığında, diğeri gücenir."
- Hayy bin Yakzan
129. ""Oğulcağızım! Yol ikidir. Biri aşağıdan yukarıya çıkmak, diğeri de yukarıdan aşağıya düşmektir."
- Hay bin Yakzan
130. ""Tanrı bilgisine ulaşmanın en sağlıklı yolu, tecellileri alabilmeye, o da, insanın maddi ve manevi pisliklerden arınmasına, kalbini bir ayna gibi parlatmasına bağlıdır. Kalp bir ayna durumunu alınca, tecelliler orada yansımaya, eş deyişle işrak (aydınlanma) olayı başlar.""
- Hay bin Yakzan
131. ""Bilgiyi ve krallığı, yetkin ve tam olan yücelerden iste... Eksikliler, yalnız eksiklikleri verebilirler!.."
~Salaman~"
- Hay bin Yakzan
132. "Bütün amacı mal toplamak, yemek içmek, cinsel isteklerini doyurmak, içindeki kin ve nefreti başkalarını ezerek yatıştırmak, mevki ve makam isteğinde bulunmak, öğretinin buyurduğu yükümlülükleri insanları aldatmak için yerine getirmek gibi aşağılık ve değersiz şeylerden öte gitmeyen insandan daha çok ziyanda olan kimse düşünülebilir mi?"
- Hay bin Yakzan
133. "“Hakkın zıddı batıl, meşhurun zıddı çirkindir.”"
- Danişname-i Alai
134. "Felsefe, çeşitli konuları kavramsallaştırarak (taşavvur), teorik ve pratik gerçeklere beşer gücünün yettiği nispette ulaşmakla (tasdik) insan ruhunun (nefs) olgunlaşmasıdır.."
- Risaleler
135. "Eğer sana iyileştirici bir el değerse, seni temizler; sen de temizlenebilirsin. Ama senin önüne bir aldatıcı düşecek olursa, onun ardından yanlış yollara gidersin."
- Hay bin Yakzan
136. "Bu dünya ile öte dünya, iki kuma gibidir. Hangisinin gönlünü yapsan diğerini gücendirmiş olursun."
- Hay bin Yakzan
137. "Bilgiyi yetkin ve tam olan yücelerden iste. Eksikliler, yalnız eksiklikleri verebilirler."
- Hay bin Yakzan
138. ""Oğulcağızım! Yol ikidir. Biri aşağıdan yukarıya çıkmak, diğeri de yukarıdan aşağıya düşmektir."
- Hay bin Yakzan
139. "Kazadan ya da hastalıktan dolayı olan ölümler, aslında, özde farklıdır, ancak fizyolojik (doğal) ya da patolojik sebeplerle olsun, sonuçta Allah' ın tayiniyle olur."
- El-Kanun Fi't-Tıbb (6 Cilt Takım)
140. "Eski ruhbilimciler, insandaki dış duyulardan başka, beş de iç duyu kabul ederlerdi. Bunlar: bellek (hafıza), sezgi (vahime), imgelem (muhayyile), anımsama (müzekkire), düşünme (müfekkire), idi.
Bu beş duyu, bir ortak duyuda (hiss-i müşterek) birleşirdi..."
- Hay bin Yakzan
141. "Hakikat dairesi öyle geniştir ki her şeyi kuşatır. Fakat onu kuşatmak imkânı yoktur."
- Hay bin Yakzan
142. "Gerçekliğin alanı, alabildiğine geniştir. Her şeyi kuşatır. Onu kuşatmanın, sınırlandırmanın yolu yoktur. Bu öylesine karmaşık ve içinden çıkılmaz bir yoldur ki, onu herkes, ancak alabildiği kadar anlatabilir."
- Hay bin Yakzan
143. "Kuşku duymayan kişi bakmaz,bakmayan görmez, görmeyen kör ve şaşkın kalır.
Gazalî"
- Hay bin Yakzan
144. "Hayvanları canlı kılan şey, gördüğü sıcak buhardır. Diğer bütün hayvanların yüreğinde de aynı sıcak buhar bulunmaktadır. Sıcak buhar, yürekten ayrılır ayrılmaz hayvanlar ölür."
- Hay bin Yakzan
145. "Zihin, nefsin ilim elde etme yönüne özgü kılınmış bir kuvvedir. Zeka ise hads [sezgi] için istidat olan bir kuvvedir. Hads, matlup vazedilirse orta terime ulaşmak için ya da orta terim vazedilirse büyük terime ulaşmak için bir harekettir. Kısaca, bilinenden bilinmeyene intikal süratidir. Nitekim ayın güneşe yakın ve uzaklığı durumlarında aydınlanmanın oluştuğunu gören ve güneşten aydınlandığını sezen kişi böyledir.."
- En - Necat: Felsefenin Temel Konuları
146. "Evrenin yoktan var olduğunun kabulü şu sonuçları gerektiriyordu: Evrenin kendi kendine var olması mümkün değildir.
Onu var edecek bir Özne, Yaratıcı bulunmalıdır. Bu Özne'yi beş duyu ile algılamak olanak dışıdır. Çünkü, duyularla algılanabilecek bir şey, cisimlerden bir cisim, bu nedenle de evrenin parçalarından bir parça olacaktır kaçınılmaz olarak. Dolayısıyla, bir yaratıcıya muhtaç olacaktır. O yaratıcı da üçüncü bir yaratıcının varlığını zorunlu kılacaktır. Bu zorunluluk zinciri, sonsuza kadar sürüp gidecektir. Oysa bir şeyin sonsuzca sürüp gitmesi mümkün değildir. Buna göre evren için, cisim ve cisimsel olmayan bir Yaratıcı gereklidir. O Yaratıcı, cisim olmadığı için, duyular yoluyla algılanması söz konusu olamaz. Çünkü duyular, ancak cisimleri ve cisimsel olan nitelikleri duyumsayabilir."
- Hay bin Yakzan
147. "Gördüklerini kabul et ,söylentileri bırak
Güneşi görenin Zühal'e ihtiyacı kalmaz."
- Hay bin Yakzan
148. "../nasıl yağ, lambanın maddesi ve öznesi (faili) ise, düşünme yetisi de akli fiillerin maddesi ve öznesidir.."
- Risaleler
149. ""Bütün iyilikler kötülük sebebiyle bırakılır.""
- Danişname-i Alai
150. "Mazlumun hakkı zalimden, mahkümun hakkı hakimden alınır."
- Hay bin Yakzan
151. "Aristoteles'in görüşüne göre kalp, tüm güçlerin (yeteneklerin) kaynağıdır (pınarıdır)"
- Ruh Üzerine Bir Özet
152. "Biber tanesi de siyah, ayyüzlü sevgilinin beni de siyahtır.
Her ikisi de can yakıcıdır ama bu nerede, o nerede..."
- Hay bin Yakzan
153. "Gördüklerini kabul et, söylentileri bırak
Güneşi görenin Zühal'e ihtiyacı kalmaz."
- Hay bin Yakzan
154. "İnsan akıl nuruyla aydınlanmadıkça, kendi nefsini göremez."
- Hay bin Yakzan
155. "Eski ruhbilimciler, insandaki dış duyulardan başka, beş de iç duyu kabul ederlerdi. Bunlar bellek (hafıza), sezgi (vahime), imgelem (nuhayyile), anımsama (müzekkire) ve düşünme (müfekkire) idi. Bu beş duyu, bir ortak duyuda (hiss-i müşterek) birleşirdi..."
- Hay bin Yakzan
156. ""Bilgiyi ve krallığı, yetkin ve tam olan yücelerden iste... Eksikliler, yalnız eksiklikleri verebilirler!...""
- Hay bin Yakzan
157. "Zamanla öyle bir aşamaya vardı ki, baktığı her nesneyi, bir sanat yapıtı gibi görüyor ve hemen yapıtı bırakıp yaratıcısına yöneliyor, bu nedenle de Yaratıcı'ya olan özlemi artıyordu. Buna bağlı olarak gönlü de, bütün bütün, aşağılık duyulur dünyadan soğuyarak yüce anlaşılır dünyaya bağlanıyordu."
- Hay bin Yakzan
158. "varoluş, her an yenilenmektedir."
- Hay bin Yakzan
159. "Zamanla öyle bir aşamaya geldi ki, baktığı her nesneyi bir sanat yapıtı gibi görüyor ve hemen yapıtı bırakıp yaratıcısına yöneliyor bu nedenle de yaratıcısına olan özlemi artıyordu..
~√~"
- Hay bin Yakzan
160. "Lütfuyla, kendisine giden yolu bize kolaylaştıran Allah’tır.."
- Risaleler
161. ""Şatahat, kendinden geçme (istiğrak) durumunda bilinçdışı olarak söylenilen sözlerdir.""
- Hay bin Yakzan
162. "varoluş, her an yenilenmektedir."
- Hay bin Yakzan
163. "Zamanla öyle bir aşamaya geldi ki, baktığı her nesneyi bir sanat yapıtı gibi görüyor ve hemen yapıtı bırakıp yaratıcısına yöneliyor bu nedenle de yaratıcısına olan özlemi artıyordu..
~√~"
- Hay bin Yakzan
164. ""İngiliz yazarlardan Daniel Defoe, Robinson Crusoe adındaki yapıtında Hay bin Yakzan'ı örnek almıştır.""
- Hay bin Yakzan
165. "Beni o kadar yaklaştırdın ki sana seni ben sandım"
- Hay bin Yakzan
166. "“Her bilinen bilinmeyene götürmez.”"
- Danişname-i Alai
167. ""Yokluk, sebebin yokluğundadır.""
- Danişname-i Alai
168. "Mazlumun hakkı zalimden , mahkumun hakkı hakimden alınır."
- Hay bin Yakzan
169. "Bilgiyi ve krallığı, yetkin ve tam olan yücelerden iste... Eksikliler yalnız eksiklikleri verebilirler!"
- Hay bin Yakzan
170. "Çünkü kuşku duymayan kişi bakmaz, bakmayan görmez, görmeyen kör ve şaşkın kalır.""
- Hay bin Yakzan
171. "Dünyanın ısısı güneşin ısısından gelmemektedir çünkü güneşin kendisindede ısı yoktur.
~√~"
- Hay bin Yakzan
172. "Bütün amacı mal toplamak, yemek içmek, cinsel isteklerini doyurmak, içindeki kin ve nefreti başkalarını ezerek yatıştırmak, mevki ve makam isteğinde bulunmak, öğretinin buyurduğu yükümlülükleri insanları aldatmak için yerine getirmek gibi aşağılık ve değersiz şeylerden öte gitmeyen insandan daha çok ziyanda olan kimse düşünülebilir mi?.."
- Hay bin Yakzan
173. "Herkes ne için yaratılmışsa ona kolaylıkla ulaşabilir."
- Arifler ve Olağanüstü Hadiselerin Sırrı
174. ""Bunun üzerinde bir ülke vardır. Halkı namus, adalet ve kötülüklerden sakınmada, her yana hayırlar ulaştırmaka, uzak-yakın herkese sevgi göstermekte, bildiklerine bilmediklerine iyilik yapmakta eşsizdirler. Bunların güzellik ve parlaklıktan çok büyük bir hazları ve nasipleri vardır. Burada da yedi kent vardır.*"
* Müşteri'ye işarettir.
(Latinlerin Jüpiter dedikleri yıldız bilim, yumuşaklık, utanma, cömertlik, alçak gönüllülük, soyluluk, akıl, güzel konuşma ve benzeri niteliklerle nitelendirilirdi. Bu yıldız, iyilik tanrısı sayılırdı. M. Ş. Y.)"
- Hay bin Yakzan
175. "Onun güzelliği, bütün güzellikleri yok eder."
- Hay bin Yakzan
176. "Mazlumun hakkı zalimden, mahkûmun hakkı hâkimden alınır."
- Hay bin Yakzan
177. "Öyleyse onlarla nasılsalar öyle konuşulmalıdır."
- Sofistik Deliller
178. "İnsan, akıl nuruyla aydınlanmadıkça, kendi nefsini göremez."
- Hay bin Yakzan
179. "Güneşi görenin Zühal’e ihtiyacı kalmaz."
- Hay bin Yakzan
180. ""İmkan, gerçekleşince kaybolan bir şeydir.""
- Danişname-i Alai
181. "Çile(riyazet) insani eğite eğite, ahlakını arıta arıta öyle bir noktaya getirir ki, o, uzaktan görünen ve kimi zaman parlayan, kimi zaman sönen bir ışığa döner."
- Hay bin Yakzan
182. "Onun doğrusunda bile eğrilik kiri ve bulaşığı vardır."
- Hay bin Yakzan
183. "İnsan , akıl nuruyla aydınlanmadıkça , kendi nefsini göremez ."
- Hay bin Yakzan
184. "İnsan akıl nuruyla aydınlanmadıkça, kendi nefsini göremez. Karanlıkta kalan kimsenin ne kendisini, ne çevresini görmesi gibi, nefs de kendi özünü, aklı ve aşkın biçimleri (suret) aklın ışığıyla görür."
- Hay bin Yakzan
185. ""Neyrincat, Farsça nireng sözcüğünün Araplarca Arapçalaştırılmış çoğuludur. Nireng hile, efsun, tılsım ve simya anlamlarındadır. İbni Sina'nın neyrincata ilişkin bir kitapçığı vardır.""
- Hay bin Yakzan
186. ""Hay bin Yakzan ekledi:
'Eğer seni aydınlatmak amacıyla söylediğim bu sözler, beni ona yakınlaştırmamış olsaydı, onunla ilgim, seninle bir çift söz etmemi bile engellerdi.' ""
- Hay bin Yakzan
187. "İnsanın kalbine gelen şeylerin bile birçoğunu tanımlamak, betimlemek mümkün olmuyor."
- Hay bin Yakzan
188. ""Hepsi olduğunda bazısı da olur.""
- Danişname-i Alai
189. "Zorunlu Varlık, her şeyi ancak tümel bir tarzda akleder. Bununla birlikte, hiçbir tikel şey O'na gizli kalmaz. 'Göklerde ve yerde zerre ölçüsünde hiçbir şey O'na gizli değildir.' Bu, tasavvuru büyük bir lütfa gerek duyan sırlardandır."
- Metafizik
190. "Allah, hafızada neyin silinip yok edilmesine veya neyi tutmak istediğine karar verebilsin diye hayal kurma gücü verilmesini uygun görmüştür."
- Ruh Üzerine Bir Özet
191. "“Ölen bir canlının kıyameti kopmuş demektir”."
- Felsefe Risalesi
192. "Salaman, Absal'ı unuttu. Çok büyük ve şiddetli bir sevgiyle Zühre'yi sevdi."
- Hay bin Yakzan
193. "Kolaylıklarına rağmen bütün güzel fiiller, eylemler arkaya atılıyor ya da az bir dünyalık karşılığı satılıyordu."
- Hay bin Yakzan
194. "Sizin taklit aşamasında kalmanıza gönlümüz razı değildir. Burada kalmak, insanı aşamaların en yükseğine çıkarmak şöyle dursun, helak olmaktan kurtulmasına bile yetmez."
- Hay bin Yakzan
195. "İnsanlar bilgiye, düşünceye gidecek bütün yolları kapatmışlardı kendi elleriyle. Bilgisizlik çepeçevre kuşatmıştı toplumu. Yaptıkları kötülükler kalplerini karartmıştı."
- Hay bin Yakzan
196. ""Mümkün şeyin olması da olmaması da mümkündür. Olduğu ya da olmadığı bilinemez. Mümkün olduğunu bilmek mümkündür.""
- Danişname-i Alai
197. "Türlerin ruh bakımından farklı görünmeleri aldatıcıydı. Bu ayrım ılık ve soğuk kaplara bölünmüş suyun taşıdığı ayrım gibiydi."
- Hay bin Yakzan
198. ""Kulağına hiçbir güzel söz girmez, onu hiçbir öğüt geri döndüremez.""
- Hay bin Yakzan
199. "Bu dünya ile öte dünya, iki kuma gibidir. Hangisinin gönlünü yapsan diğerini gücendirmiş olursun."
- Hay bin Yakzan
200. "Kolaylıklarına rağmen bütün güzel fiiller, eylemler arkaya atılıyor ya da az bir dünyalık karşılığı satılıyordu."
- Hay bin Yakzan
201. "“İnsanlar, kendileri için bir felaket demek olan dünya mallarını toplamakta bitimsiz bir yarış içine girmişlerdi. Ölünceye kadar süren bu mal biriktirme yarış ve hırsı, onları ölümsüz mutluluğa eriştirecek eylem ve çabalardan habersiz bırakmıştı. Öğüt vermenin hiçbir yararı yoktu onlara. Hiçbir güzel söz onları etkileyemezdi. Onlara karşı çıkmak, onlarla savaşmak da işe yaramazdı. Çünkü bu, onların inatlarını artırır, durumlarında daha da direnmelerine neden olurdu.”"
- Hay bin Yakzan
202. ""Bu zaman kendisinden yararlanılacak zamandır""
- Hay bin Yakzan
203. "Oysa doğa, ilahi takdirin kendisine kattığı kadarıyla ne boşa harcanan ne de zararlı olan hiçbir şey vermez. Ne gerekli olanı ne de yararlı olan esirger."
- Ruhun Özellikleri
204. "Sürdürdüğü bütün gözlem ve araştırmalarının sonunda Hay, her cismin madde ve biçimin birleşmesinden oluştuğunu anladı. Madde hiç değişmiyordu. Biçim ise sürekli değişiyor ve her biçim, kendine özgü eylem ve etkilerle kendini gösteriyordu. Biçim değiştikçe, doğal olarak, cisimde gözlenen eylem ve etkiler de değişiyordu. Bu nedenle, eylem ve etkilerin değişmesi, cismin biçiminin de değiştiğini gösteriyordu."
- Hay bin Yakzan
205. "Güneş havayı ısıtmış olsaydı kendisine yakın dünyadan uzak havanın sıcak ve kendisinden uzak dünyaya yakın olan havanın soğuk olması gerekirdi anlaşıyor ki ısı ışığa bağlıdır ve dünyanın sıcaklığı güneş ışınlarının etkisinden ileri gelmektedir...
~√~"
- Hay bin Yakzan
206. ""Varlığı zorunlu olanın, başkasına bağlı olan bir şeye bağlı olması imkansızdır.""
- Danişname-i Alai
207. ""Bir şey, kabul ettiği şeye sahip değildir.""
- Danişname-i Alai
208. "... Bu kuyunun dibi, insanın uzattığı elini göremeyeceği denli birbiri üzerine yığılmış karanlıklarla doluydu. Akşamları bu kuyudan köşke çıkıyor ve pencereden uzayı seyrediyorduk. Yemen korularının güvercinleri, kimi zaman bize o yeşil korulardan haber getiriyordu. Kimi zaman doğunun sağ yanından çakan Yemen şimşeklerini görüyorduk. Kimi zaman da Necid çiçeklerinin kokularını getiren rüzgardan mest oluyorduk. İçimizdeki özlem büyüdükçe büyüyordu."
- Hay bin Yakzan
209. ""Bilgiyi ve krallığı, yetkin ve tam olan yücelerden iste... Eksikliler, yalnız eksiklikleri verebilirler!..""
- Hay bin Yakzan
210. "Sürdürdüğü bütün gözlem ve araştırmalarının sonunda Hay, her cismin madde ve biçimin birleşmesinden oluştuğunu anladı. Madde hiç değişmiyordu. Biçim ise sürekli değişiyor ve her biçim, kendine özgü eylem ve etkilerle kendini gösteriyordu. Biçim değiştikçe, doğal olarak, cisimde gözlenen eylem ve etkiler de değişiyordu. Bu nedenle, eylem ve etkilerin değişmesi, cismin biçiminin de değiştiğini gösteriyordu."
- Hay bin Yakzan
211. "Güneş havayı ısıtmış olsaydı kendisine yakın dünyadan uzak havanın sıcak ve kendisinden uzak dünyaya yakın olan havanın soğuk olması gerekirdi anlaşıyor ki ısı ışığa bağlıdır ve dünyanın sıcaklığı güneş ışınlarının etkisinden ileri gelmektedir...
~√~"
- Hay bin Yakzan
212. ""Tatmadığın yemişin tadından bahsetme, gerçeğe erenlerin yanında başıboş dolaşma!""
- Hayy bin Yakzan
213. "Bu dünya ile öte dünya, iki kuma gibidir. Hangisinin gönlünü yapsan diğerini gücendirmiş olursun."
- Hay bin Yakzan
214. "Bütün kalplerin ve gözlerin başka türlü olacağı günün korkusu görülmüyordu hiçbir yürekte."
- Hay bin Yakzan
215. "Biber tanesi de siyah, ay yüzlü sevgilinin beni de siyahtır.
Her ikisi de can yakıcıdır, ama bu nerede, o nerede..."
- Hay bin Yakzan
216. "Anlatamayacağım hâller yaşadım
Hayra yor ve nasıl olduğunu sorma."
- Hay bin Yakzan
217. "Çile insanı eğite eğite ahlakını arttıra arttıra öyle bir noktaya getirir ki, o uzaktan görünen ve kimi zaman parlayan kimi zaman sönen bir ışığa döner.
~√~"
- Hayy bin Yakzan
218. "Hayat kalıcı olmayıp uçup gitmektedir."
- Hayy bin Yakzan
219. "Akılcı din, zihin kısırlığı değil, temizliğidir."
- Hayy bin Yakzan
220. "Bütün kalplerin ve gözlerin başka türlü olacağı günün korkusu görülmüyordu hiçbir yürekte."
- Hay bin Yakzan
221. "Biber tanesi de siyah, ay yüzlü sevgilinin beni de siyahtır.
Her ikisi de can yakıcıdır, ama bu nerede, o nerede..."
- Hay bin Yakzan
222. "Anlatamayacağım hâller yaşadım
Hayra yor ve nasıl olduğunu sorma."
- Hay bin Yakzan
223. "Çile insanı eğite eğite ahlakını arttıra arttıra öyle bir noktaya getirir ki, o uzaktan görünen ve kimi zaman parlayan kimi zaman sönen bir ışığa döner.
~√~"
- Hayy bin Yakzan
224. "Hayat kalıcı olmayıp uçup gitmektedir."
- Hayy bin Yakzan
225. "İnsan, aklın ışığıyla (nûr) aydınlanmadıkça kendi nefsini göremez."
- Hay bin Yakzan
226. "Gördüklerini kabul et, söylentileri bırak
Güneşi görenin Zühal’e ihtiyacı kalmaz.
Gazali"
- Hay bin Yakzan
227. "... Kuşku duymayan kişi bakamaz, bakamayan göremez, göremeyen kör ve şaşkın kalır."
- Hay bin Yakzan
228. ".... Örneğin bir insanın bedenindeki ağır elementin doğası gereği aşağıya doğru hareket etmesi gibi cisimlerin bu tür hareketlerinin tek bir yönde ve sabit eğilim dışında gerçekleştiği görülmez.."
- Ruhun Özellikleri
229. ""İmkansız olan şeyin varlığı asla mümkün değildir.""
- Danişname-i Alai
230. ""Zorunlu Varlık, her şeyi tam nedenleriyle bilir. Şeyleri şeyler aracılığıyla değil, bizzat hepsinin ve sebeplerinin ondan olmaları itibariyle bilir.""
- Danişname-i Alai
231. "Gerçek bilgi iki esasa dayanmalidir: Akil ve sezgi."
- Hay bin Yakzan
232. "İnsan, aklın ışığıyla (nûr) aydınlanmadıkça kendi nefsini göremez."
- Hay bin Yakzan
233. "Gördüklerini kabul et, söylentileri bırak
Güneşi görenin Zühal’e ihtiyacı kalmaz.
Gazali"
- Hay bin Yakzan
234. "... Kuşku duymayan kişi bakamaz, bakamayan göremez, göremeyen kör ve şaşkın kalır."
- Hay bin Yakzan
235. ""Oğulcağızım! Yol ikidir. Biri aşağıdan yukarıya çıkmak, diğeri de yukarıdan aşağıya düşmektir.''"
- Hay bin Yakzan
236. "Riya ihlasın köprüsüdür."
- Arifler ve Olağanüstü Hadiselerin Sırrı
237. "Hay bin Yakzan, Batıda birçok sanatçı ve düşünürü etkilemiş, onların sanat ve düşüncelerinin oluşmasına katkıda bulunmuştur.
“Batıda tesiri çok büyük oldu. Onun birçok taklitleri yazıldı,” diyen Hilmi Ziya Ülken, bunların en tanınmışlarından birisi olarak çağdaş Batı felsefesinin kurucularından olan Francis Bacon’u ve eseri ‘Yeni Atlantis’i anmaktadır..
Rousseau’nun Emile’sine,
Thomas More’un Ütopya’sına,
Daniel Defoe’nun Robinson Crusoe’suna
Hay bin Yakzan’ın çocuğu gözüyle bakanların sayısı hiç de az değildir..."
- Hay bin Yakzan
238. ""Her hareketlinin hareket ettiricisi olması gerekir. Hiçbir şey kendi başına hareket etmez.""
- Danişname-i Alai
239. "Öte dünya mutluluğunu ancak iman ederek öte dünyaya yaraşır biçimde çalışanlar tadabilir."
- Hay bin Yakzan
240. ""Oğulcağızım! Yol ikidir. Biri aşağıdan yukarıya çıkmak, diğeri de yukarıdan aşağıya düşmektir.''"
- Hay bin Yakzan
241. ""Anladım ki öte bilimleri ikidir
Bu ikiden fazla değildir.
Birisi öğrenilemeyen gerçeklik,
Diğeri öğrenilmesi yararsız yanlış...""
- Hay bin Yakzan
242. "Mazlumun hakkı zalimden,
Mahkûmun hakkı hâkimden alınır..."
- Hay bin Yakzan
243. "“Birçok araştırmacı ve yazar gibi, Carra de Vaux da Daniel Defoe’nun İbn-i Tufeyl’den etkilendiğini söylemektedir.
Vaux, ‘Les penseurs de l’İslame’ adlı eserinde, bu husustaki düşüncelerini söyle dile getirir:
‘Robinson’daki fikirler, ahlak anlayışı, sistemler, her şey apaçık kanıtlıyor ki, Daniel Defoe, İbn Tufeyl tarafından yazılan romanın Latince tercümesinden esaslı biçimde etkilenmiş ve esinlenmiştir...”"
- Hay bin Yakzan
244. "Anlatamayacağım hâller yaşadım
Hayra yor ve nasıl olduğunu sorma."
- Hay bin Yakzan
245. ""Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir.""
- Şifasız Hastalık Yoktur İrade Eksikliğinden Başka. Değersiz Bitki Yoktur Tanınmamasından Başka
246. "Cehalet onları istilâ etmiş ,eyledikleri kötü işler kalblerini lekelemişti ."
- Hayy bin Yakzan
247. ""Bir kimsenin günü, güneşten başka bir şeyle tanıtması mümkün değildir. Çünkü gerçekte gün, içine Güneş doğan zamandır.""
- Danişname-i Alai
248. ""Hiçbir ev insanda değildir.""
- Danişname-i Alai
249. "Büyük çoğunluğun öğretilerden kazancı yalnızca dünyevi hayatlarının düzenlenmesidir. Güvenlik içinde yaşamaları, doğru bir geçim yolu tutabilmeleri ve haklarının tecavüzden korunması gibi yararlar görebilirler ancak."
- Hay bin Yakzan
250. "Çünkü, gerçekliğin alanı, alabildiğine geniştir. Her şeyi kuşatır. Onu kuşatmanın, sınırlandırmanın yolu yoktur. Bu öylesine karmaşık ve içinden çıkılmaz bir yoldur ki, onu herkes, ancak alabildiği kadar anlatabilir."
- Hay bin Yakzan