Hz. MUHAMMED (sav) için Bülbülün Kırk Şarkısı Kitap Bilgileri
Yazar: İskender Pala
Tahmini Okuma Süresi: 16 sa. 43 dk.
Sayfa Sayısı: 590
Basım Tarihi: Aralık 2024
İlk Yayın Tarihi: 2015
Yayınevi: Kapı Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786055147945
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Hz. MUHAMMED (sav) için Bülbülün Kırk Şarkısı Kitap Tanıtımı
Gönüllere şifa bir hayat hikayesi: Hazret-i Muhammed…
Selamlar ki, şeker dudaklıların vuslatı gibi içtendir, elbette onadır. Hasretler ki, âşıkların avazı kadar yanıktır, elbette onadır. Övgüler ki, özlem sözlerince füzûn ve arzular ki sevgililerin saçları misali uzun, ona, hep ona, hep onadır. O ki güldür, o ki sevgilidir, bütün mecburiyetler onadır. Çölde alevlerle küfürler kavururken insanlığı ve bir gün ortasında kızıl kayalara çarparken vahşetlerin tutuşturduğu dalga dalga nefesler, bir melek adını andı onun. Sözcükler henüz yetim, sevgiler hançer sokumlarına mahkûmdu. Goncalardan kan damlıyordu gülistanlara ve çırçır böceklerinin rüya aralığında cinayetler işleniyor; babalar kızlarını toprağa diri diri gömüyordu. Cinnet karargâhına dönen yüreklerde hep aynı boşluk vardı ve masum kelebekler çarmıha geriliyordu, yalnızca masum oldukları için... Zaman öyle bir zaman, mekân öyle bir mekândı… Ebabiller kara yere kararken Ebrehe'nin fillerini, gonca ana rahminde yetim kalıverdi. Kâbe'nin duvarını bir kırlangıç kucaklamıştı oysa, çığlık çığlığa… Ardından bir şair kollarını açıp haykırmıştı: "Yaklaşıyor yaklaşmakta olan!.. Yaklaşıyor yaklaşmakta olan!.. Yaklaşıyor yaklaş…"
Avizesi cevzâ, ışığı dolunay idi gecenin... Yaklaşmakta olan, bir gül olup açtı ve yeminler edildi ömrüne. Gül açınca taşırdı insanlığın sevinç ırmaklarını ve dünya ilk kez dünya olduğunu hissetti. Bir bülbül gülün aşkına yanmış, yanmaktan kana boyanmıştı. Anlatıyordu:
Zamân o gül gibi gül görmedi zamân olalı
Gülün güzelliği dillerde dâsitân olalı Peygamber Efendimizin hayat hikâyesi…
İskender Pala'nın güçlü kaleminden…
(Tanıtım Bülteninden)
Hz. MUHAMMED (sav) için Bülbülün Kırk Şarkısı Kitaptan Alıntılar
1. ""Gülümsemek varken insan neden kaş çatsındı ki?""
2. "Her şey fanidir; bâkî olan ancak Allah’tır."
3. "bilmelisin ki her yaşayan ölmekte, her yeni eskimekte…"
4. "Her kimsesizin bir kimsesi olduğunu anlamıştı."
5. "gözlerine baktı. Kalbine uzanan bir bakışla baktı."
6. "Bir gülün açıldığını dillendirmek, bir bülbül için az şey midir?"
7. "nadide bir filizin ucundaki bir çiçek gibiydi."
8. "Anlamıştım, vakit bu vakit, an bu an, dem bu demdi..."
9. "Gözler kör değildi, ama göğüslerdeki kalpler kör idi."
10. "Hakiki dostlar, namazla mutlu olurlar…"
11. "Sana hangi derdimle ağlayayım bilmem ki!"
12. "Ölüm hak,hayat boş ve geçicidir...İnsanlar er veya geç Allah'a döner..."
13. "…
“Korkma, Allah bizimledir!”
…"
14. ""Kabe'dekiler gibi herkesin içinde taşıdığı putlar vardı. İhtiras, mevki ve makam aşkı, yönetme arzusu, para ve zenginlik, zevk u safa, içki ve kadın ...""
15. "Gelen kalmaz, giden gelmez."
Hz. MUHAMMED (sav) için Bülbülün Kırk Şarkısı Kitap İncelemeleri
eşsiz kaleminden Hz Muhammed’in (SAV) hayatını okuyoruz. Okumak için neden bu kadar geç kaldım dediğim kitaplardan biri oldu. Yavaş yavaş… Sindire sindire okudum.
Hz İbrahimin ateşe atılmasıyla bülbülün yolculuğu başladı. Cahiliye döneminde kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmelerine şahit oldu bülbül. Annelerin çaresizliğine… Gülünü bekledi hep… Sonra gülü geldi dünyaya… çocukluğunu, gençliğini izledi.. Nihayet peygamber oluşunu… Çektiği sıkıntıları… Sahabeye yapılan işkencelere şahit oldu. Aynı zamanda sarsılmaz imânlarını gördü..
Peygamber efendimizin hayatını; gül ile bülbül üzerinden şiirsel aynı zamanda samimi bir dille anlatmış bize yazar.
Zaten yazarın kalemini bir çoğumuz bilir, muazzamdır. Peygamber efendimizin hayatını birde onun kaleminden okumak ayrı bir keyif oldu. Kitabı okurken çok duygulandığım satırlar oldu. Ancak son sayfalar çok çok fazla duygu yüklüydü. Tabi ki bülbülün güle vedası. Ashabın Peygamber efendimize vedası.. Veda Hutbesi… Ben kitabı ağlayarak hüzünle kapattım.
Pek tabi tavsiyemdir. Muazzam bir kitap ve herkes okumalı.
Bülbülün son şarkısı ile bitirmek isterim;
…
“Bütün şarkılarım sana senâdır yâ Rasûlallah
Ne ki vardır ya senden ya sanadır yâ Rasûlallah”
Çünkü “Seni her kim severse ben rakibim yâ Rasûlallah!”
…
Keyifli okumalar…
3 günde bitirdiğim okudukça içine alan , zaman zaman gözümün buğulandıran ve soluğumun tutulduğu keşke hiç bitmeseydi dediğim bir kitap... eser..
İskender pala’dan okuduğum ilk kitap onun ise yazdığı son kitapmış hüzünlendirdi... genzimde hep gül kokusu..
Diğer siyerler daha çok didaktik yönü ağır basan eserler.. fakat bülbülün kırk şarkısı diğerlerinden apayrı roman tadında.. kronolojik sıraya göre ilerlemesi oldukça etkileyici.. bülbül olsaydım diyorsunuz ya ben 571 de bir bülbül olsaydım diyorsunuzzz.... öyle derin ve öyle eşsiz ki Resulullah’ı böyle bir kalemden dinlemek..ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi..
Eleştirisel olarak; Peygamber Efendimizin hayatını anlatmak çok zor..çünkü en ufak bir hatada sizi töhmet altında bırakabilir.. sadece Kitabın başındaki o geniş anlatım orta kısımlardan itibaren bir kelime sayısı paradigmasına kapılarak istem dışı bir şekilde basitleşiyor.. o da sanırım kitabı 99.999 kelime ile bitirebilme çabasından ötürü..
yazar ile alakalı.. iyi bir eski edebiyat uzmanı olarak entelektüel kimliğinin türkiye için çok çok fazla olduğunu düşünüyorum... Senin adın yazar olmamalı... seni övmek için diğerlerini yermeye gerek yok ki.. Sen çok kallavi bir insansın Pala. Abartmıyorum!!
Ben bu kitabı tekrar tekrar okurum.. okuturum.. peyderpey.. ışığı bol olan nice eserlere sonsuz saygılarımla....
Merhaba
Benim için uzun bir dönemin sonucunda kitabı bitirdim.Muazzam bir dille yazılmış bir roman içtenlikle belirtmek isterim. Fakat bu eleştirdiğim noktalar olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Eleştirdiğim 2-3 noktayı belirtip incelemeyi sonlandırıcağım. Çünkü diğer herşeyi ile kitap mükemmeldi şöyleydi iyidi demenin yararı yok okuyan zaten kitabın çok çok iyi yazılmış ve güzel olduğunu anlayacaktır.
1-Belli noktalara hiç değinilmemiş olması biraz can sıkıcıydı.Mesela Mute Savaşı olsun Tebük Seferi olsun bunlar hiç işlenmemiş olması kitabı özgünlüğünü bozmadan bir miktar eksik bırakmış.
2-Bazı önemli durumların üzerinden 1-2 cümle ile geçmiş yazar.İlk vahiy nin gelmesi 2-3 cümleyle geçiştirilmiş üzerinde durulmamış. Hemen arka sayfaya geçince de;üzerinden 3-5 yıl sonra şöyle şöyle diye devam edilmesi dediğim gibi kitabı bıraz eksik bıraktı benım ıcın.
3-Kitabın içinde ve donemde cok fazla insan oldugu için isimler bir sure sonra karısıyor.Bu karısıklıgı engellemek adına kitabın arkasına kişiler üzerinden 1-2 cumlelık notlar olan bir sayfa eklenebilrdi.
4- gene aynı şekilde bulunulan cografyanın bir haritası fena olmazdı sık sık telefondan haritaya baktım.
Bunun haricinde kitap gayet güzel ve akıcıydı.Herkese tavsiye ediyorum.İslam Tarihi hakkında gerçekten bilmediğim cok fazla sey öğrendim.
Şimdilik ESEN KALIN... :)
Rabbinin adıyla Oku! Oku ki gör çünkü bilirsin bakmakla görmek arasında dağlar kadar fark vardır.
"Selamlar ki, şeker dudakların vuslatı gibi içtendir, elbette onadır.
Hasretler ki, âşıkların avazı kadar yanıktır, elbette onadır.
Övgüler ki, özlem sözlerince füzûn ve arzular ki sevgililerin saçları misali uzun, ona, hep ona, hep onadır.
O ki güldür, o ki sevgilidir, bütün mecburiyetler onadır."
'Her kemalin bir zevali, her güzelliğin bir sonu, her doğanın bir ölümü oluyordu' Bu kitabında bir sonu varmış demek.
İskender Pala'nın fesahati, belagâti ve safiyetinde şiirsel dili ile mücehhez bir şekilde ördüğü harikulade bir siyer.
Kainatın efendisinin mihnetle geçen meşakkatli ömrünü yansıtan bir eser.
O ki dürüstlüğü ve güzel ahlakı ile insanlığa bir örnek, güvenirliği ile El-Emin olan bir insan,
O ki bütün akvam-ı beşere rahmet kılınan bir insan,
O ki karakteri, huyu, hal ve hareketleri ile insanlık için bir örnek insan...
Bütün akvam-ı beşer ancak onun çağrısına icabet ederek kurtuluşa erebileceğini, insanca yaşayabileceğini, örnek insana vasıl olmanın ancak bu yoldan geçtiğini bize bir kez daha gösteren, İskender Pala'nın dilinden dökülen harikulade bir eser.
Hülasa, Allah bize de O'nun yolunda , ona meftun bir insan gibi, Âsım gibi, Muaz gibi, Fahreddin Paşa gibi olmayı nasip etsin.
Hz. Peygambere olan muhabbetin, şecaatin, fedakarlığın, sabrın ve tevekkülün imanla harmanlandığı bir imana erişmek duasıyla...
Ya Rasûlallah yolun yolumuzdur, inşallah Cennet'te buluşmak duasıyla...
Roman tadında bir siyer. Ne güzel bir kitaptın sen! Güzelden çok daha fazlasıydın. Çünkü anlattığın güzeldi, anlatılan güzeldi...
İskender Pala edebiyatını gerçekten sevdiğim bir yazar, çok kitabını okudum. Ama en güzelini şu zamana bırakmışım ben de hissettirdiği duyguyu, hissi tarif edemem. Bunu yalnızca Peygamber efendimizi anlatıyor diye demiyorum anlatım tarzı, cümleleri sıralayışı, kalbe dokunan kısımları kitabı bütün olarak mükemmelleştiriyor. Okurken gözümün dolduğu yer çok oldu ama o son sayfaları... Yani tahmin edersiniz ki Veda hutbesi ve efendimizin son dakikaları... Ağlayarak okuduğum bu kitabı İskender Pala'nın da ağlayarak yazdığına eminim. Eğer müslümansanız eğer Muhammed Mustafa denildiğinde kalbinizde bir kıpırdanma oluşuyorsa benim hissettiğim gibi hissedeceksiniz okurken. Doğumundan ölümüne kadar örnek bir hayat var bu kitapta. Peygamber efendimizi tanımak ne kadar önemliyse onun gibi olmak ve yaşamak çok daha önemli. Allah onun sünnetine sarılan, ona benzemeye çalışan insanlardan eylesin bizi. Biz onu tanımadan nasıl sevdiysek onun da bizi öyle sevmesini nasip etsin. Ümmetinden övündüğü insanlardan olabilmeyi nasip etsin...
İskender Pala... Kalemine hayran olduğum insan. Ne güzel de yazmış. Ne güzel de hissetmiş. Bir bülbülün gözünden Peygamberimizi ne güzel de anlatmış.Tavsiye ediyorum okuyun demiyorum, lütfen okuyun. Hayatınıza yüzlerce kitap sıkıştırırken önceliğiniz bu kitaptan yana olsun. Çünkü kitap bunu hak ediyor. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum umarım sizi de kendisine hayran bırakır. Sevgiyle kalın.