Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Hüzünlü Bir Ponçik - Çağrı Taner | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Hüzünlü Bir Ponçik Kitap Bilgileri


Yazar: Çağrı Taner
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 18 dk.
Sayfa Sayısı: 152
Basım Tarihi: Kasım 2017
İlk Yayın Tarihi: Kasım 2017
Yayınevi: Hayykitap
ISBN: 9789752477599
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Hüzünlü Bir Ponçik Kitap Tanıtımı


üreğim sensiz çok üşüyor, o kadar çok özledim ki ellerini...



Sen aşık bir kadındın. Aşka aşık, aşktan vazgeçmeyen bir kadın. Çok geç oldu bunu fark edişim. Bir seçenek olmak, aşık olunan değil, sadece o hissin denek olarak kullanıldığı bir yürek olmak acıtıyor içimi.

Bundandır belki de benim sana deli gibi tutuluşum.

Ve bundandır senin bana hiç tutunmayışın, ardında kırık dallar bırakıp yok oluşun.

Özgür kanatların, naif ruhun, buram buram aşk kokan tenin.

Hepsi birer suçlu şimdi içimde. Tutuklanması gereken, müebbetlik birer suçlu.

Sana varamamış, senin olamamış olmanın acısı birikmiş tamamen içimde.

Çoğalmış, kanamış, kanatmış...

Ah! Kadınım...

Ben, özledim bizi...





(Tanıtım bülteninden)




Hüzünlü Bir Ponçik Kitaptan Alıntılar


1. "İçimdeki Çocuğun Mutluluğunu Bile Kaybettim..."




2. ""Bir gün her şey değişir, anlamak zor gelir bazen.""




3. "Sevmek sanatsa, sen kalbimin en güzel eserisin.."




4. "Kaybettim.
İçimdeki çocuğun mutluluğunu bile kaybettim."




5. "Olmayacağını biliyorum.
Ama başka yola gitmeye de gönlüm razı değil."




6. ""Böylesine güzel bir gökyüzünün altında,bu kadar kötü insan nasıl yaşayabilir.""




7. "Gülüşündü hoşuma giden, bir kez daha güler misin.. ღ"




8. "“En çok hangi müzik tarzını seviyorsun”"




9. "Bir insana güvenmek,
Bu dünya üzerindeki en net intihar şeklidir."




10. "Sezen Aksu'nun "her şey bir anda anlamsız gelecek" dediği dönemdeyim."




11. "Belki de güvenmek sevmekten daha önemli. Bilemiyorum."




12. ""Ben hiç bu kadar susmak istememiştim..""




13. "Sanki tüm hayatım boyunca, yanlış melodiyle dans etmiş gibiyim.."




14. "Ben gerçekten çok kırgınım..."




15. "“Gülüşündü hoşuma giden, bir kez daha güler misin.”"





Hüzünlü Bir Ponçik Kitap İncelemeleri


Keşke asla okumayacağım gibi bir "lanet butonu" bulunsa da büyük bir içtenlikle ve tabi büyük oranda nefretle tıklayıversek! Okumadım ve okumayacağım; en azından kendi öz kardeşlerime ve yakın çevreme kesinkes "o-kut-tur-ma-ya-ca-ğım". Çünkü "okumak" eylemi hakiki anlamda yalnızca kitaplar için geçerli olmalı bir okur için. Fakat sözkonusu "şey"ancak, baştan başa popülarite vasıtasıyla kazanç sağlama arzusundan ötürü ortaya çıkmış bir tür "kanserojen madde" olarak tanımlanabilir. Böylelerini kitap diye adlandırabilen her kimse şundan eminim ki kendilerine okur demekten utanmalıdırlat. Ayrıca milli edebiyat geleneğimizde mevcut olan veya küresel anlamda edebiyat camiasına nitelikli eserlerle katkı sağlamış bulunan nice üstatların yapıtlarını ellerine dahî almayıp kirletmemeleri gerektiğini bilmelidirler. Bilmek mi? Özür dilerim. Bilen aklın, bilmeyi gerçekleştirebilen aklın böylesi bir "vahşete", dahası "katliama" ortak olmaya karar kılabileceği pek de olası gelmiyor bana. Evet vahşet ve de katliam bu! Sözcüklerin israfı, para tuzağı, yükseliş hırsı, gündemden düşme korkusu vesaire... ne ararsanız mevcut. Tek bir eksik var: edebî söyleyiş güzelliği, içerik ve biçim kalitesi, sözü yerli yerinde ustaca kullanabilmek... Fakat ne yazık ki tüm bu var olan ve eksik kalan yönler, sözünü ettiğimiz bu "rezaletin" edebiyat sahasına ne denli yabancı düştüğünü gözler önüne sermektedir.




Herkese iyi geceler:)

Kitabı duymayan çok yoktur ama her zaman yaptığım gibi önce konusundan bahsedip sonra şahsi yorumuma geçeceğim.

Kitabın konusu : Sevgilisine aşık bir adamın sevgilisiyle tanışması ile başlıyor,sevgilisi aniden terk ediyor ve kitabın sonu adamın sevdiği kadının gitme sebebini öğrenmesiyle bitiyor. Kolayca okunabilir bir kitap. İnce ve akıcı.

Şahsi yorumum: Bir kesim var ya, kitapları değerlendirirken sadece ders almaya bakıyor. Kelime kazanma, bilgi öğrenme vs. Ve klasikleri değerli görürken yeni yazılan gençlik kitaplarına baya hakaret ediyorlar. Yanlış anlaşılmak istemem klasikleri çok severim, okurum, değerli buluyorum. Ancak bilgi öğrenmek ve kelime daracağını zenginleştirmek, sadece bu iki nedenle okuyorsanız kitapları,sizlere önermiyorum. Okumayın.

Bakın tabii ki kelime hazinemizi zenginleştirmek,tarihi kitaplar okumak ya da bir şeyler öğrenmek güzel ama bir kitabı sadece bu kalıplarda değerlendirmek bana göre yanlış.

Kitap birinin acısını anlatan bir kitap. Ama ben etkilendim. Gerçekten üzüldüm.

Benim için kitap okumanın zevki burda başlıyor. Bir kitabın içine girebiliyor, bir şeyler hissedebiliyorsam, dünyadan bazen kendimden uzaklaşıp oranın içinde buluyorsam kendimi, bu işte bu kitap okumayı aşk ediyor.

Yani o kitabın içine giriyor, üzülüyor, mutlu oluyorsunuz. Empatiniz gelişiyor. Dünyadan uzaklaşıyorsunuz kısa bir süreliğine bile olsa.

Benim için en önemlisi bu, sizin içinde öyleyse öneririm. Samimi ve içten geldi bana.

Ne desem bilemiyorum. Dünya bazen fazla anlamsızlaşıyor gözümde. Katlanması güc oluyor. Kitaplarda dinleniyorum.

Yazanın ellerine, yüreğine sağlık.




Hayatımda okuduğum en vasat kitaplardan. Çaprı Taner kendisi bir twitter fenomeni. Nasıl oldu da kitap yazmaya kalkıştı Allah bilir. Kitabın içeriği aşk ama ne aşk. Ergen aşkı böyle olmasa gerek. Miraç Çağrı Aktaş ın “Sen 17 Yaşımsın” kitabında da aynı durum görülüyor. Bir kere kitabın kahramanı Çağrı yani yazarımızla ayni ismi taşıyor. Elif diye bir kıza “aşık” oluyor ama bu nasıl ne ara oluyor bilen yok. Ayrıca kitapta sürekli dış görünüşe övgü var. O ne gizel dudaklar, sımsıcak teni... Kitapta bir olay örgüsü yok. Yani süreki arayaümleleri sıkıştırılmış araya ve acı dolu sürecini anlatıyor, kahroluyor, aşk acısıyla bitip tükeniyor ve biz bunu anlamıyoruz. Aşk dediğimiz o güzel o kutsi kavram. Ne ara bu kadar ayaklar altına alındı, ne ara içi boşaltıldı bu kadar. İçimizde hissettiğimiz her cinsel duyguya, hevese aşk der olduk. Oysaki edebiyatımızda ne güzel örnekleri var. Çok klişe olacak ama Kerem işe Aslı, Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin... Ne ara bu dokunaklı yürekten hikayelerden bu saçma, absürt aşk dedikleri hevesten başka bir şey anlatmayan hikayelere geçiş yaptık. Aşkı okumak isteyen gidip Yusuf ile Züleyha yı okusun sonumda Allah aşkıyla sonlan. Zaten en güzel aşk O`na duyulan aşk değil mi? İlk defa bir kitaba bu kadar yergi dolu inceleme yazıyorum. Verdiğim bir yıldız da üzerindeki tatlı panda resminin hatrına. Kimse kusura bakmasım ama tipik türk dizilerindeki sekreter kızların patronla aşk yaşaması kadar kabak tadı verdi. Bir vaz geçin artık ya. Madem saçmalayacaksınız bari bunu o kutsal kelime olan Aşk üzerinden yapmayın. Saygılar...



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: