Huşu Ağacı Kitap Bilgileri
Yazar: Funda Uçuk Er
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 54 dk.
Sayfa Sayısı: 208
Basım Tarihi: Mayıs 2020
İlk Yayın Tarihi: Mayıs 2020
Yayınevi: Cezve Kitap Yayınları
ISBN: 9786052297698
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Huşu Ağacı Kitap Tanıtımı
Ben gönüllere satırlarımla bir huşu ağacı tohumu ektim. Yürekler Yaradan'ın sevgisiyle gölgesinde dinlensin, kuşlar meyvelerinden şifalansın ve dallarında dinlensin, çocuklarsa kabuklarından kayık yapıp yüzdürsün.
Dilerim bu tohum kocaman bir ağaca verilir ve huzura aç gönülleri gölgesinde birleştirir. Zaten Yaradan kendi kelamı ile de müjdelemiştir: "Kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulacaktır."
Bu kitap huzuru aramak için kendi içine yolculuğa çıkan gönüllerin hikâyesidir. Ne demiş Tabduk Emre? Uyanma vakti geldiyse bir uyandıran olur elbet. Kimine Hızır kimine uçan kuş kimine biten ot kimine açan çiçek kimine akan su kimine dilsiz taş... Kim bilir belki de sizi uyandıran Huşu Ağacı olur.
Huşu Ağacı Kitaptan Alıntılar
1. "Mevlana ne güzel demiş;
Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde sakın vazgeçme,
- Çünkü orası gidişatın değişeceği yerdir..."
2. "İyi ki geçiyorsun zaman...
Ya acının derinime işlediği bir anda donsaydın?"
3. ""Birinin beni ayağa kaldırması gerekiyordu ve etrafımda kendimden başkasını göremiyordum.""
4. "Acı, Yaradan'dan gelen bir ceza değildir..."
5. "Acı, Yaradan'dan gelen bir ceza değildir. Acı, kişinin kendisini aşmasıdır.
Acı, gelişmektir. Spor sonrası duyduğun kas ağrıları, kaslarının geliştiğinin mujdecisidir."
6. "“Bazen kendimi ayrıkotu gibi hissediyorum. Ben de gerektiği gibi gerektiği yerinden tutunamadım belki de bilmiyorum.”"
7. "" Bir kadın söyleyeceği çok şeyi olduğu hâlde susuyorsa , erkek artık tüm şansını kaybetmiştir . ""
8. "—Bir kadın ne ister?
—Kadınları Anlama Klavuzu ile mi gezelim bilmiyorum ki.."
9. "Anneler her şeyi bilir..."
10. "Sanki ciğerime dikenli teller batıyor, yakıyor, yandırıyor beni .
..."
11. "Sen hayatım altüst oldu,dersin ama
Bir bakarsın hazine harabenin altında imiş."
12. "Ondan beklemezdim, diye bir şey yok insan olan herkes bir gün aldatabilir..."
13. "Kadınlar bazen sevdiği, "Kal," desin diye de giderler,
Ya da işler böyle giderse gidebileceğinin sinyalini vermek isterler..."
14. "Bir kadın söyleyeceği çok şeyi olduğu hâlde susuyorsa erkek artık tüm şansını kaybetmiştir..."
15. "Bazıları gitmeyi bile beceremiyor,
Ya anısı kalıyor, ya acısı..."
Huşu Ağacı Kitap İncelemeleri
Ne demiş Tabduk Emre?
Uyanma vakti geldiyse bir uyandıran olur elbet. Kimine Hızır kimine uçan kuş kimine biten ot kimine açan çiçek kimine akan su kimine dilsiz taş...
Kim bilir belki de sizi uyandıran Huşu agaci olur...
.
.
Ben nasıl güzel bir kitap okudum böyle, her sayfası ayrı etkileyici her sözcüğü ayrı düşündürücü.
Omer ve Zeynep öyle güzeldiniz ki, yaralariniza aradığınız çareler yaralarımıza çare oldu, birbirinize olan bağlılığınız bizleride güçlü olmaya, çözüm arayışı içine girmemize neden oldu.
Sorunlara karşı dik duruşunuz o teslimiyetiniz öyle güzel dokunur ki yüreklere..
Güzel başlayan ve beraberinde evlilikle taclanan bir birliktelik.. ama bu güzel çifti sorunlar rahat bırakmadı, belki başkaları için incir çekirdeğini doldurmayacak sorunlar, yasayanlar için dipsiz bir kuyu misali çıkmaza soktu bu ilişkiyi ama pes etmediler vazgeçmediler, sevgilerinin peşinden sorunlarının üstüne üstüne gittiler ...
Zeynep'in sorunlarına çözüm arayışı içindeyken aslinda manen ne kadar zayıf ve eksik olduğunu gözlemlemesi sorunlarına karşı geliştirdiği bambaşka bakış açısı, beraberinde bizlerede güzel bir bakma yetisi kazandıracak türden...
Derviş dede nin olaylar hakkındaki söylemleri benzetmeleri kanayan yarayi temizleyen, aciyan yaraya sifa olacak türden.
Funda Uçuk Er ucretsizkitap.com.trda tesadüfen karşıma çıkmış biri, yazdıklarıyla insanlara ilham olan ve içimize bir parça su serpmeyi başaran bir hanımefendi. Yazılarından sonra kitaplarını da okumak istedim. İlk okuduğum bu kitap bir üçlemenin ilk kitabıymış ve doğru kitaptan okumaya başlamışım.
Kitap çok tatlı ve iç ferahlatan bir hikayeyi konu ediniyor. Belki kendinden bir parça belki hepimizden birer parça...
Kim bilir.
Funda hanım neyi nasıl düşünerek yazdı ama tasavvufun kapısını çalan, doğru bakış açılarıyla farkındalık uyandıran bir konuyu yer edinmiş.
Kıssadan hisse tadında hikayeleriyle ana hikayeyi sıkmadan anlatan, iç sıkıntısı olan her insana bence bir nebze de olsa farkındalık penceresi açan bu kitabı okumak sıcak bir yaz günü buz gibi bir limonata içmek gibi geldi bana. Ama şöyle bir bilgiyi de vermek istiyorum, anlamayacak olana sıradan bir hayat hikayesinin anlatıldığı bir kitap gibi gelebilir.Bence bu tarz kitaplar doğru zamanda doğru kişiyi kendisi buluyor.
"Tanrı size istediğiniz insanları değil, ihtiyacınız olan insanları verir. Öyle ki bu insanlar size yardım edecek, sizi incitecek, size acı verecek ve olmanız gereken insan olabilmenizi sağlayacaktır." Lao Tzu
Belki bu kitap da kendisini okuyacak kişiyi kendisi buluyordur.
Tavsiyedir. Kıymetini bileceklere..
“Bir insan kaç kez aynı damdan düşer ve kaç kez her defasında o damın korkuluksuz kenarlarında yürümeye cüret eder?”
Ana karakterlerden biri olan Zeynep’in içerisinde bir Meltem’i bulan teyze hediyesi…
Beşeri aşk ile mücadele ederken tasavvufi aşkı keşfeden Zeynep’in hikayesi. Zeynep ile Ömer’in evliliğindeki çatırdamalar ile başlıyor. Tanışma anlarını ayrı evliliklerini ayrı, hem Zeynep’in hem de Ömer’in ağzından dinliyorsunuz. Zeynep’in isyan bayrağını çektiği noktada Derviş dedenin ilaç gibi cümlelerini Zeynep’e ve size eşlik ederken buluyorsunuz.
Bir nefeste okuyacağınız, sade, akıcı bir dil ile yazılmış. Tasavvuf işlenirken sıkmadan aralara serpiştirilmiş, serpiştirilen satırlar durup uzun uzun düşünmenize sebep oluyor. Hayata dair sorduğunuz bazı soruların cevaplarını kitabın içersinde saklı buluyorsunuz. Başka kitaplar, yazarlardan alıntılar ile kitap zenginleştirilmiş.
Okuduğunuzda öyle bir akışa kapılıyorsunuz ki, Zeynep olabiliyorsunuz. Zeynep olup Ömer’e aşık olabiliyorsunuz. Zeynep olup kızabiliyorsunuz. Zeynep olup sevinebiliyorsunuz. Zeynep olup Derviş dedenin sohbetine ihtiyaç duyuyorsunuz.
Benim için tatlı bir yolculuktu. Kitap ismi ile ancak bu kadar bütünleşebilirdi.
Derviş dedenin yaralara merhem olan cümlelerine sığınırken bulacaksınız kendinizi.
Hayatımda bir Derviş dedem yoktu, bu hüznü kapıldığım an da benim Derviş dedemin “Huşu Ağacı” olduğunu fark ettim.
Hayatın en güzel enerjisi nedir bilir misiniz? Arzu ettiğimiz her hangi bir şeyin bir anda göze görünüp ve o anda ışık hızından daha hızlı bir enerjinin, görünen o şeyin insanın yüreğine, gönlüne oturtmasıdır. Evet bu beni mutlu edecek, yolculuğuma ışık olacak, dedirtir. Ruh bedeni nahif, yumuşak, hoş ve narin tutar. Ele ulaşır, gönüle ulaşır, yürekle birleşir zaman akıp gitse de o enerji eksilmez, daha da huşu eder kalpleri.
Huşu Ağacı ile yollarim kesiştiğinde tam da bu enerji patlaması oluştu ve gerçekten onunla öyleyiz. Köprünün altından çok sular aktı ama ahengimiz hiç bitmedi. Her fiziğine baktığımda kimyası beni mest ediyor. Öyle ki yolculuğumuz keyifli oluyor. Deryası canlandırıyor.
Bazen öyle zor ve çıkmaz bir yola giriyoruz ki yanımızda bizi anlayan, bize kollarını açan, dergahında ısıtan bir yoldaş, bir dertdaş; nasihatıyla, öğütleriyle, güzel güzel muhabetiyle dinleyiciyi ferahlatan, refaha ulaştıran birini, bir dervişi niyetleniyoruz. Çoğu insan bu dileğin gerçekleşmesini gönülden istiyordur.
Ömer ile Zeynep'in yollarının aynı durakta kesişmesiyle mutlu bir hayat kurmaları gerçekleşir. Lâkin zamanın insana hep bir imtihan süreci verildiği daima aşikârdır. Zeynep ile Ömer'in de imtihanı başlar. Yolları ayrılacakken arzu ettiğimiz dilek Zeynep'e kabul olunur. Ne kadar da şanslı değil mi? Bakalım neler konuşulacak, neler yaşanılacak? Ne dersiniz Huşu Ağacı ile siz de tanışmak istemez misiniz? Bence size iyi gelecek. Randevulaşabilirsiniz.
"Kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulacaktır."
Bu kitaba dair benim çıkardığım anlam yukarıdaki ayetteki gibidir. Bazı zamanlar dua etmeyi unutup kendimizi dünya hayatına tümden kaptırdığımız oluyor. Başımıza bir sıkıntı gelmeden Allah 'ı düşünmüyoruz belki. Bu kitabımızda eşiyle problemleri olan Zeynep' in aradaki sorunları çözmek için verdiği uğraşı okuyoruz. Hem beşeri bir aşk hem de ilahi aşk harmanlanmaya çalışılmış. İtiraf etmeliyim ki beşeri aşk kısmından pek etkilenemedim. Klasik yaz dizilerinde görebileceğimiz patron - çalışan kız aşkı. Fakat Derviş Dede 'nin kitaba dahil olmasıyla kitap benim için anlam kazanmaya başladı. Onun tavsiyeleri, alimlerden yaptığı alıntılar hoşuma gitti. İnsanın Allah' a duyduğu sevgi, saygı, teslimiyet ve güveni hatırlatması açısından beğendim. Yani işin daha çok tasavvuf boyutu ilgimi çekti diyebilirim. Çok büyük bir beklenti içinde olmadan okursanız ve almanız gerekenleri alırsanız güzel bir kitap. Tavsiye ederim
#alıntı
"Şeytan en çok bir yuva yıkılınca memnun olur. Çünkü bir toplumun direği ailedir, aile sarsılırsa toplum sarsılır."
"Allah da bazen kulunu bilmediği daha büyük üzüntü ve yıkımlardan korumak için bir parça üzülmesine izin verir. "
"Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağım bir noktaya getirdiğinde sakın vazgeçme çünkü orası gidişatın değişeceği yerdir. "