Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Hüsn ü Aşk - Şeyh Galip | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Hüsn ü Aşk Kitap Bilgileri


Yazar: Şeyh Galip
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 9 dk.
Sayfa Sayısı: 464
Basım Tarihi: 3 Ocak 2019
İlk Yayın Tarihi: 1825
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
ISBN: 9789754587500
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Hüsn ü Aşk Kitap Tanıtımı


Klâsik edebiyatımızın ikinci büyük mesnevisi ve bütün bir dünya edebiyatının en görkemli eserlerinden biri olan Hüsnü Aşk ne yazık ki şimdiye kadar yanlış ve eksik çevirilerin kurbanı olmuş ve bu çok renkli ve çok yönlü eser, hep tek yanlı ve dar bir çerçeveden değerlendirilmiştir. Sebk-i Hindî (Hint üslûbu) dediğimiz girift hayallerin, çok zengin tarihî, estetik, kültürel çağrışımların hakim olduğu bir üslûpla kaleme alınan Hüsn ü Aşk'a bütüncü bir açıdan bakıldığında görülecektir ki; onda sadece tasavvuftaki vahdet-i vücut düşüncesinin sembolik ve alegorik anlatımı yoktur. O, klâsik edebiyatın bütün meselelerine vakıf büyük bir sanatkârın, Hint üslûbunun insan düşüncesini muhayyilenin engin denizinde sonsuz derinliklere daldıran etkisi altında altı aylık müthiş bir beyin fırtınası ile kaleme aldığı, fantastik ve poetik yanının tasavvufî yanından hiç de geri kalmadığı bir şiir anıtıdır... Kitapta, sol sayfalarda Hüsn ü Aşk'ın bugünkü harflerle okunuşu verilmiş; sağ sayfalarda da o beyitler nesir diline aktarılmıştır. Beyitlerin anlaşılabilmesi için yapılması gereken açıklamalar da (454 madde hâlinde) ilgili sayfaların altlarına konulmuştur. Bu notlar ve açıklamalar ve ayrıca beyitlerin nesre çevrilişi sırasında parantez içerisinde yapılan ilâvelerle kitap bir nesre çevirinin boyutlarını aşmış ve artık bir "Hüsn ü Aşk şerhi" niteliğini kazanmıştır.

Yorumlar: İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı öğretim üyesi Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan, 16. yüzyılın büyük şairi Fuzulî’nin ölümsüz eseri Leylâ ve Mecnun’unun yayımından sonra şimdi de Türk edebiyatının ikinci büyük mesnevisi ve bütün dünya edebiyatının şaheserlerinden biri olan Hüsn ü Aşk’ı neşretti.

18.yüzyılın güçlü şairi Şeyh Galib’in şimdiye kadar yanlış çevirilerin kurbanı olmuş ve hakkında hep tek yanlı ve eksik hükümler verilmiş bulunan Hüsn ü Aşk adlı eseri, aslında sebk-i Hindî (Hint üslûbu) dediğimiz, girift hayallerin, engin tarihî, estetik ve kültürel çağrışımların hâkim olduğu bir üslûpla kaleme alınmıştır ve çok yönlülük özelliği gösterir. Bunu sadece vahdet-i vücut düşüncesinin alegorik ve sembolik açılımından ibaretmiş gibi göstermek, gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Hüsn ü Aşk, klâsik edebiyatın bütün meselelerine vâkıf dâhi bir sanatkârın, Hint üslûbunun insan düşüncesini muhayyilenin engin denizinde sonsuz derinliklere daldırtan etkisi altında altı aylık müthiş bir ruh ve beyin fırtınası ile kaleme aldığı, fantastik ve poetik yanının tasavvufî yanından hiç de geri kalmadığı bir şiir anıtıdır.



Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan’ın üç yıldan fazla süren ve bir arkeolojik kazı titizliği ile önemli bulgulara ulaşan çabasının eseri olan bu kitapta sol sayfalarda Hüsn ü Aşk’ın bugünkü harflerle metni verilmekte; sağ sayfalarda da o sayfadaki beyitlerin nesre çevirileri ve beyit içerisinde değinilmesi gereken hususlar ve açıklamalar bulunmaktadır. Birçoğu haftalar ve aylar süren titiz araştırmaların neticesi olan notlar ve açıklamalar ile, ayrıca beyitlerin nesre çevirisi sırasında ilâve edilen parantez içi bilgi ve ilâvelerle bu kitap bir nesre çevirinin boyutlarını aşmış ve artık bir "Hüsn ü Aşk şerhi" mahiyetini kazanmıştır. Divan edebiyatı sahasının güçlü ismi Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan’ın, Şeyh Galip, Hüsn ü Aşk, klâsik Türk edebiyatı, Hint üslûbu ile ilgili önemli bilgilere yer verdiği ve şimdiye kadar yayımlanmış Hüsn ü Aşk çevirilerinin eksikliklerine değindiği kapsamlı bir Önsöz’ün de yer aldığı "Şeyh Galib Hüsn ü Aşk- Metin, Nesre Çeviri, Notlar ve Açıklamalar" adlı büyük boy 420 sayfalık kitap Ötüken Yayınları arasında çıktı.




Hüsn ü Aşk Kitaptan Alıntılar


1. ""İnsan, birkaç damla kan ve bin bir endişedir."
Şeyh Sadi-i Şirazi"




2. ""Bilmem ki o masal ne biçim bir büyüydü?
Cana cehennem haberini getirdi.""




3. ""...Her renge boyan da renk verme."
...~..."




4. "︎

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen

(İyi bak kendine ki evrenin özüsün sen,
Varoluşun göz bebeği olan insansın sen.)

︎"




5. "︎









︎"




6. "Ey gül-i rana..!
Ömrün beş mevsimi var:
Aşk, hasret, yalnızlık, vuslat ve hüzün.
Sahi, sen hangi mevsimdesin?"




7. "




















"




8. "











"




9. "Her şey koşar, aslına ulaşır..."




10. "Yokmuş bir âha ey gül-i ranâ tahammülün
Bâğrın ne yakdın âteş-i hasretle bülbülün

{Ey güzel gül, bir aha bile tahammülün yokmuş madem ne diye bülbülün bağrını hasret ateşiyle yaktın?}"




11. "“Gelsin mi o âhlar beyâna
Bir nebzesi sığmaz âsmâna.”"




12. "Ey gül-i rana!
Ömrün beş mevsimi vardır: Aşk, hasret, yalnızlık, vuslat ve hüzün.
Sahi sen hangi mevsimdesin?"




13. "Ömrün beş mevsimi var
Aşk, hasret, yalnızlık, vuslat ve hüzün
Sahi, sen hangi mevsimdesin..."




14. "Her renge boyan da renk verme..."




15. "Her renge boyan da renk verme"





Hüsn ü Aşk Kitap İncelemeleri


Araplarda bir kabile vardı; bütün temiz huylara sahipti bu kabile halkı. Fütüvvet defterinin başlığı olan, Arap boylarının başı bulunan bu kabîle, “Benî mahabbet -Sevgioğulları” kabilesiydi. Ama ne kabileydi? Dert kıblesi; bütün halkı kara bahtlı, sarı yüzlüydü. Giydikleri temmuz güneşiydi; içtikleri, cihânı yakıp yandıran yalım. Vadileri kumluktu, gam şişelerinin kırıklarıydı; kumlar sayısınca da hüzün ve mâtem vardı o vadide. Çadırları, mahrumiyet ahının dumanıydı; sohbetleri, hep ney gibi feryâd ü figandı. Her biri, bir güzele vurgundu; hepsinin de ağzı kılıç gibi kanlıydı. Rızıkları ansızın gelen belâyı; üstlerine her an ateş yağardı.
Bu kabilede aynı gün içinde iki çocuk doğar. Bunlardan kıza “Hüsn” oğlana da “Aşk” adını koyarlar. Hüsn ve Aşk büyüyünce Mekteb-i Edeb‘e giderler ve Molla-yı Cünun‘dan ders alırlar. Küçük yaştan beri Hüsn’ü seven Aşk onunla evlenmek ister. Kabilenin ileri gelenleri Aşk’tan sevgisini kanıtlamasını isterler. O da zorluklarla dolu, çileli bir yolculuğa girişir. Pek çok olaylar ve aşamalardan sonra Aşk, Hüsn’e kavuşur.

Şeyh Galib’ in bu güzel mesnevisini anlamakta zorlanacağımı sanmıştım fakat hiç ummadığım kadar çok kapsamlı. Yüklüce bir önsözden sonra orijinal diliyle yazılan eser kitabın ortasından itibaren nesir haliyle günümüz Türkçesine çevrilmiş. Bu haliyle okuma kolaylığı sağlıyor. Geniş sözlük ve açıklama bölümleriyle de eser sona eriyor.

Klasik Doğu edebiyatına, divan şiirlerine ilgi duyanların, sevenlerin mutlaka okuması ve kütüphanesinde bulunması gereken harika bir eser...







'in kaleme aldığı divan edebiyatının son büyük tasavvufî mesnevisidir.

Şeyh Galib eserin “sebeb-i te’lîf” bölümünde, kendisinin de bulunduğu bir mecliste Nâbî’nin Hayrâbâd adlı eserinin methedildiğini, bir benzerinin yazılamayacağı ileri sürülünce Hayrâbâd’ın bazı kusurları olduğunu söyleyerek bu görüşe karşı çıktığını, meclistekilerin daha iyisini yazmak mümkünse bunu kendisinin yapmasını istediklerini anlatır. İki yıl önce divanını tertip eden ve o sırada yirmi altı yaşında bulunan Şeyh Galib Hüsn ü Aşk’ı bu olay üzerine yazmaya başlamış ve altı ay gibi kısa bir sürede tamamlamıştır.

Eserin kahramanları doğrudan doğruya Hüsn(Kadın) yani güzellikle bu güzelliğe ezelî yönelişin ifadesi olan Aşk’ın(Erkek) kendisidir.

Seyrüsülûkü anlatan Hüsn ü Aşk’ta bütün kişi ve yer adları tasavvufî birer semboldür. Hüsn hüsn-i mutlak (Allah), Aşk sâlik, derviş, Benî Mahabbet tarikat, Mekteb-i Edeb dergâh, Molla-yı Cünûn mürşid, Sühan kâmil mürşid, Gayret mücâhede, İsmet ihlâs, Kalp Kalesi gönül, Hûşrübâ nefistir. Ayrıca eserde yer alan kuyu, cadı, gulyabani, harâbe-i gam, deryâ-yı âteş ile diğer kişi ve yerler sâlikin aşmak zorunda olduğu engelleri temsil etmektedir. Eser ilâhî aşka erişebilmenin, Aşk’ın Hüsn’e kavuşmasının güçlüğünü belirtmek amacıyla kaleme alınmıştır.




Eser 25 yaşında iken şeyh Galip tarafından kaleme alınmış, Hüsn( Güzellik) ve Hüsn' e kavuşma arzusuyla yanıp tutuşan, manevi yolculuk dediğimiz İnsan- ı Kamil olma yolunda çekmediği çile kalmayan Aşk' ın hikayesini anlatmaktadır. Yazar olay örgüsünü tasavvufi bir temele dayandırarak yazmış ve okuyucuya sunmuştur. Bu eserde, öncesinde yazılmış olan mesnevilerin esintilerine rastlamak mümkün. Özellikle Mevlanadan feyiz aldığını Mesneviden ders aldığını söyler yazar. Her ne kadar geçmişteki mesnevilere benzer olduğunu düşünsek de yazar başka bir lisanla konuştuğunu okuyucuya söyler.

" Kim Aşk Hüsün' dür ayn- ı Hüsn Aşk"
"Çünkü aşk Hüsn' dür Hüsn de Aşk..."

Der ve eserin sonunda kendine hayran bırakan bir mesajla eseri sonlandırır.

Aşk Hüsn' dür, Hüsn de Aşk ikisinin ayrı olduğunu kim söyleyebilir. Aşk Hüsn' ne kavuşmak için yollara düşer yolun sonunda aslında Hüsn' ün kendinde olduğunun farkına varır. Aslında Hüsn Allah' tır. İlahi aşka evrilen bu süreç tasavvuf edebiyatının nadide eserleri arasında yerini almaktadır.

Öncesinde divan edebiyatına karşı muhabbetimin olması eseri okurken daha fazla keyif almamı sağladı. Güzel duyguların, güçlü bir kalemin yönlendirdiği bu güzel sözcüklerin, ruhuma iyi geldiğini söyleyebilirim. Eserde bulunan şiirler orjinali ve yanında sadeleştirilmiş Türkçesiyle okura sunulmuştur. Tavsiyem her ikisinin de okunması, orijinal halinin verdiği keyiften yararlanılması olucaktır.




Türk Edebiyatında 18. Yüzyıl şairlerinden Şeyh Galib'in kaleme aldığı bu mesnevi oldukça değerli bir eserdir. Eser Nabi'nin Hayrabad'ının mecliste çok konuşulup onun üzerine yazılmış eser yok ve olamaz da denilmesi üzerine Galip de bu kadar abartının aslında fazla olduğu ve Hayrabad'a karşı itirazlarını dile getirmesi sonucunda meclistekilerin o zaman sen yaz da görelim tarzında bir cevap vermesiyle Şeyh Galip de bu eseri kaleme almış ve 6 ay içinde tamamlamıştır. Eserde şairin şiir poetikası, şiir hakkındaki görüşleri dikkat çekici. Her bir kahraman alegorik bir şekilde ele alınmış ve isimleriyle özdeşlestirilmiştir. Eserde Allah'ın yaratıcılığı sonsuz olduğundan ve yaratmanın da her an devam edeceği sebebiyle yeni şeylerin söz konusu olacağı vurgulanmış ve böylelikle insanlar da her zaman yeni ve güzel eserler ortaya koyabilir düşüncesi hâkimdir. Eserin hikâyesinde ise Hüsn adlı kız ve Aşk adlı erkeğin arasındaki aşk anlatılırken aslında burada da tasavvufla alakalı bir durumla karşılaşmaktayız. Bu kadar anlatımın yeterli olduğunu düşünüp okuyucu olarak sizden kesinlikle edebiyatımızdaki bu değerli eserleri, mesnevileri değerli kişilerin açıklamalı eserleri aracılığıyla okumamız gerektiğidir. Eserle ilgili çok güzel makaleler de söz konusudur. Eserde aynı zamanda sebk-i hindi akımı da söz konusu olduğundan esere başlamadan önce sebk-i hindi ekolü ile ilgili makaleler okunmasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Şimdiden iyi okumalar dilerim.





18. Yüzyıl Divan Edebiyatı sanatçılarından Şeyh Galip'in eseridir. Tercümesini Vasfi Mahir Kocatürk yapmıştır.Doğu Edebiyatının klasik Hüsn ü Aşk konusu üzerine yazılmıştır. Hayal elemleriyle dolu bir üst kurmacası vardır. Kahraman hedefine ulaşmak için bir yolculuğa çıkar, yolculukta doğa üstü olaylar, kişiler ve durumlarla karşılaşır. Bir çok zorlukların üstesinden yine doğa üstü yardım ve yardımcıları sayesinde kurtulur ve hedefine ulaşır. Burada Hüsün ve Aşk iki cephelidir. Hüsün burada tasavvufi fikri ve sun'i cepheyi teşkil eder. Aşk ise dervişliği temsil etmektedir. Vahdet-i vücuda ulaşmak için çekilen çileyi ve masivaya yüz çevirmeyi anlatır. Eserde dünyanın insanın gözünü kamaştırdığı, içine çektiği, binbir güzelliğinin ve çekiciliğinin sayesinde insanı nasıl içine çekip Vahdet-i vücudtan uzaklaştırdığı tasvir ve betimlemelerle dile getirilmiştir. Şeyh Galip eserinin esrarını Mesnevi'den aldığını açıkça ifade eder. Zaten kendisi küçük yaştan itibaren Mevlana'ya hayranlık duyup, eserlerini hatmetmiştir. Kendisi Yenikapı mevlevihanesine derviş olup sonrasında Galata mevlevihanesine şeyh olmuştur. İlgi duyanların içinde klasik betimlemeleri, mazmunları bulabileceği ve hayatımızı yaşayışımız hakkında kendimize sorular sormamızı sağlayacak bir eser.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: