Huckleberry Finn'in Maceraları Kitap Bilgileri
Yazar: Mark Twain
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 24 dk.
Sayfa Sayısı: 367
Basım Tarihi: Temmuz 2023
İlk Yayın Tarihi: Şubat 1884
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
ISBN: 9786053321194
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Huckleberry Finn'in Maceraları Kitap Tanıtımı
Büyük Amerikan romanları arasında yerini alan Huckleberry Finn'in Maceraları, Mark Twain'in de en iyi yapıtı olarak kabul edilir. Eğitimsiz, batıl inançlara sahip, ama iyi kalpli bir çocuk olan Huck, işsiz güçsüz ve ayyaş babasından kaçar. Kendisi gibi kaçak olan siyahi köle Jim'le birlikte Mississippi Nehri boyunca macera dolu bir yolculuk yaparlar. Twain, nehrin iki yakasında yaşayan her sınıftan insanı sergileyen eşsiz portreler sunarken, yer yer komik ve ironik bir üslup tutturur.
Romanın başlıca teması kölelikle özgürlük arasındaki çatışmadır. Jim özgürlüğüne kavuşmayı hedefler. Gaddar babasından ve kendisini evine kabul ederek, düşünce ve davranışlarını zapturapt altına almaya çalışan Bayan Douglas'tan kurtulmaya çalışan Huck da aslında bir nevi tutsaklıkla mücadele etmektedir. Jim'le ilişkisinde, 19. yüzyılın düşünce iklimiyle ve toplumun kabul görmüş değerleriyle ahlaki bir çatışma içinde bulunan Huck, sonunda önyargılardan kurtulup, onunla sevgi dolu bir dostluk ilişkisi kuracaktır.
(Tanıtım Bülteninden)
Huckleberry Finn'in Maceraları Kitaptan Alıntılar
1. "Bazen rüyalar da insanı yorar."
2. "Aslında bakarsan şimdi de zenginim ben.
Kendime sahibim…"
3. "İnsanlar birbirine karşı nasıl da zalim olabiliyor."
4. "Günün birinde o mezarın içine girecek ve her şeyi unutacağım, işte o vakit kırgın yüreğim huzura erecek."
5. "O kadar güzel özür diledi ki işittiğim en tatlı şeydi; ona bin yalan daha söyleyeyim istedim ki benden yine özür dileyebilsin."
6. "- Aman ya Rabbim! Kimseye bir şey oldu mu?
- Hayır, bayan. Sadece bir zenci öldü.
- Neyse, şansınız varmış; çünkü bazen insanlar da zarar görüyor."
7. "Kendimi korkunç derecede yalnız hissediyordum."
8. "Böyle hükümet olmaz olsun! Şöyle bir durup bakmak yeter ne olduğunu görmeye."
9. "Aslına bakarsan şimdi de zenginim ben.
Kendime sahibim..."
10. "Ama hep böyle oluyor işte, inanmak istemeyen inanmaz; kendileri araştırıp işin aslını öğrenmezler, sen onlara anlatınca da hayatta inanmazlar."
11. "Hepimizin derdi var ve hepsi bir şekilde geçecek."
12. ""...Günün birinde o mezarın içine girecek ve her şeyi unutacağım, işte o vakit kırgın yüreğim huzura erecek.""
13. "..dileyen herkesin sırtına çıkmasına izin verir; sonra da evine gidip buna katlanacak mütevazı bir ruh için dua eder.."
14. "..nereye gittiğim konusunda en ufak bir fikrim bile yoktu."
15. ""Vicdanım kadar akılsız bir köpeğim olsa hemen zehirlerdim. Bu meret insanın içindeki geri kalan her şeyden daha fazla yer kaplıyor...""
Huckleberry Finn'in Maceraları Kitap İncelemeleri
Henüz hiçbir kitabını okumamışken de Mark Twain denilince hep aklıma ironi gelirdi, bir inceden laf sokuş, zekice cümleler :) Bu kitap da yazarı nasıl biliyorsam onu doğrular nitelikteydi aralarda sizlere tebebessüm de ettirecek çok ince cümleler vardı. Kitabın konusu isminde aslında, Huck Finn’in maceralarından oluşuyor. Ayyaş, sevimsiz babasından kaçıyor Huck Finn kitabın başında, yine kendisi gibi kaçak olan siyahi köle Jim’le beraber yolculuğa başlıyorlar Mississippi Nehri boyunca gerek su üstünde gerek karada inanılmaz olaylar yaşıyorlar sürekli bir aksiyon hakim kitaba. Sonlara doğru daha da hareketlenmeye başlıyor çünkü tanıdık birisi müdahil oluyor söylemeyelim onu da sürprizi kaçmasın. Akıcı, sürükleyici bir kitap olmasından ziyade o ince dokunuşlar, toplumsal eleştiriler oldu benim asıl hoşuma giden. Özgürlük mücadelesinin yanısıra bazı kavramlar üzerine de düşünmenizi sağlıyor. Ahlak, önyargı, iyilik, kötülük. Bunların aslında ne kadar esnek olduğunu her duruma göre değişebileceğini görüyorsunuz bir şey tamamen iyi değildir ya da tamamen kötü, sana olan etkisidir önemli olan. Tavsiye ediyorum velhasıl. Ağır kitaplar arasında nefes almalık kısa sürede (benim bir hafta sürmesinin sebebi yoğun bir haftaya denk gelmesinden) okuyabileceğiniz bir kitap hatta kardeşleriniz varsa ortaokul yaş grubu için de güzel bir macera kitabı olarak okunacağını düşünüyorum.
Mark Twain'in en iyi yapıtı olarak kabul edilen bu eser gerçekten de hakkını veriyor. Şu zamana kadar okuduğum klasikler içerisinde belki de en iyisiydi. Eğitimsiz, batıl inançlara sahip ama aynı zamanda çok iyi kalpli olan Huck, işsiz güçsüz ayyaş babasından kaçar. Macera tam da burada başlar. Öyle bir plan yapıyor ki herkes onu ölü sanıyor. Onu öldürenin de kaçak siyahi zenci Jim olduğunu düşünüyorlar. Ormanda karşılaşan Jim ve Huck, Mississippi Nehri boyunca uzun bir maceraya çıkıyorlar. Salda, kanoda geçirdikleri günler, geceleri yıldızları izledikleri o anlar öyle eşsiz betimlenmişti ki hayran kaldım. Bu yolculukta o kadar çok insanla karşılaşıyor ve o kadar çok macera yaşıyorlar ki anlatamam. Çeviriyi çok başarılı buldum. Zencinin dilinin hem farklı bir lehçe olduğunu bize hissettiriyor hem de kendi dilinizde anlayabiliyorsunuz. Jim'in konuşma sahneleri efsane idi. Kaçak siyahi bir köle olan Jim yine esir düşüyor. Huck da Jim de o kadar iyi yürekliler ki hiç ayrılmıyorlar. Harika bir dostluk örneği işlenmiş. Baştan sona komik ve ironik ifadeler kullanılması bambaşka bir üslup katmış. Huck bir köle değil ama aslında o da kendi dünyasında bir tutsak. Özgürlük kavramı çok güzel işlenmiş. Toplumun değer görmüş değerleri, o çağın düşünce şekli öyle güzel ele alınmış ki...Kitaba puanım 10/10.
Ne diyordu Borges: “Bence kitap okumak seyahat etmekten aşağı kalır bir deneyim değildir.” Kitabımızın kapağını açtığımızda hayal ettiğimiz her yerde olabiliriz. Ben son birkaç gündür Huck’un peşinde Mississippi Nehri’nin kıyılarında maceradan maceraya koşuyorum, biraz yoruldum ama baya da eğlendim.
Huckleberry Finn ve kendisi gibi kaçak olan siyahi köle Jim’in nehir boyunca bir sal üzerinde, kimi zaman nehrin üstündeki küçük kasabalara da uğrayarak binlerce mil yol aldıkları eğlenceli, bol aksiyonlu bir macera kitabı. Okurken bolca güldüğüm, nehrin üzerinde onlarla beraber seyahat edip büyün kıyıları dolaşmış gibi hissettiğim bir kitap oldu.
Çevirmenin bölgeler arasındaki ve siyahi insanların kullandığı dil arasındaki şive farklılıklarını ve kültürü doğru aktarabilmek için muazzam emek verdiği bir kitaptı. Buradan kendisine teşekkürlerimi sunuyorum.
Okurken beni üzen nokta ise o dönemde siyahi insanlara karşı düşünceler, beyaz insanların ticari eşyaları gibi görülmeleri, ailelerinden ayrı kalmalarına aldırmadan alınıp satılabilmeleri oldu. Hatta bir bölümde kahramanımız Huck, gemide yaşanan kaza sonucu bir siyahinin öldüğünü anlatırken bunu dinleyen kişi “Neyse, şansımız varmış; çünkü bazen insanlar da zarar görüyor.” diyerek anlama sınırlarımın zorlanmasına neden oldu.
Siz neler okuyorsunuz? Hangi kahramanımızla nerelerdesiniz bu sıralar?
Huckleberry Finn'le tanışıp da sevmeyen var mıdır? Bana çok imkânsız geliyor. Bir yan karakteri baş karakterden daha çok sevmek genelde zor olsa da,
'nı ilk okuduğum andan itibaren yalnızlığı, dışlanmışlığı, kötü yetiştirilmiş olmasına karşın dürüstlüğü, saf kalpliliği ve çocuksu gerçekçiliğiyle Huckleberry Finn benim favori karakterim oldu.
Eserin konusuna gelirsek; "Tom Sawyer'ın Maceraları"nda Huck bir şans elde ediyordu (Tom Sawyer'ı okumamış olanlar adına Huck'ın durumu için en uygun tanım şans bence). Ancak ne yazık ki bu şansa ayak uydurmakta zorlanıyor. Bunda hem yanında yaşadığı insanlar ve katı disiplin, hem de sarhoş ve şiddet sever babasının kasabaya geri dönüşü etken oluyor. Özgürlüğüne çok düşkün olan Huck'ın mevcut imkanlarına göz diken babasından kaçmaktan başka çaresi kalmıyor ve Mississippi Nehri'nde yolculuğu başlıyor. Üstelik kendine bir yol arkadaşı da buluyor: Kölelikten kaçmış olan siyahi Jim. Bu kez ana karakter olan Huck, Tom'un hayal-gerçek maceralarından farklı olarak yalan-gerçek üzerine kurulu bir maceraya atılıyor.
'nın çarpıcı noktası özgürlük vurgusunun ağırlığı ve kölelik karşıtı duruşu. Ayrıca bireyin iç çatışmalarının ve yıkılan önyargıların değerli bir örneği. Bu nedenle ayrı bir ilgiyle okunmalı, okutulmalı. Önyargıları yıkmak adına da mükemmel bir eser.
'in en iyi eseri olmasına şaşmamalı. Mutlaka okuyun ve okutun derim. Keyifli okumalar.
Kitap incelemesi yaptığımız ucretsizkitap.com.tr hesabımız: cavdartarlasinda
Ah, anlatıcısının çocuk olduğu kitapları ne kadar seviyorum bir anlatabilsem...Çocuklar olayları olduğu gibi görmede, dünyayı en basit haliyle gözlemlemede yetişkinlerden çok daha iyidir. Dolayısıyla, çocuk anlatıcılar bir hikayeyi bize en çıplak haliyle sunabiliyorlar. Mark Twain de toplumu eleştirirken bu basit gözlemlerden yararlanıp aslında işleri ne kadar karmaşık hale getirdiğimizi bizlere gösteriyor.
Huckleberry Finn, bir çocuğun maceralarının anlatıldığı bir çocuk kitabı, ilkokul/ortaokul dönemi eseri değil. Huckleberry Finn içerisinde topluma, ahlaka, doğrulara yönelik ciddi eleştirilerin ve yer yer alayların konu edinildiği bir eser. Kitap baştan sona kölelik kurumunu bir mantık çerçevesinde reddetmeye yönelik diyebiliriz örneğin. Mantık çerçevesinde diyorum çünkü o dönemlerde siyahileri köleleştirmenin beyazların bir hakkı olduğunu savunan "bilimsel ve mantıklı" gerekçeler vardı. Tabii ki birer uydurma, yalandı bunlar. Twain de kendini kölelik karşıtı kutupta konumlandırıyor ve Huck Finn'i kitabın doruk noktalarından biri sayılabilecek bir yerde bir ahlak sorusuyla karşı karşıya bırakıyor: Jim gibi bir köleye yardım etmek beni alçak bir beyaz yapar mı?
Huck'ın maceralarını okurken ahlaki sorgulamalarını da gözden kaçırmamak lazım. Unutulmamalı ki Mark Twain çok başarılı bir hiciv yazarı. Kitapta yüzünüzü güldüren, "Bu da ne böyle, çok saçma." dedirten her noktada bir hiciv arayabilirsiniz. Huckleberry Finn'i bir de yetişkin gözüyle okumanızı tavsiye ediyorum. İyi okumalar.