Hiçbir Karşılaşma Tesadüf Değildir Kitap Bilgileri
Yazar: Hakan Mengüç
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 31 dk.
Sayfa Sayısı: 230
Basım Tarihi: Aralık 2021
İlk Yayın Tarihi: Ocak 2020
Yayınevi: Destek Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786053117384
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Hiçbir Karşılaşma Tesadüf Değildir Kitap Tanıtımı
Kader, insandan vazgeçmiyor. Anbean yeniden ve yeniden yazılıyor. Öyle anlar geliyor ki yapmam dediğin şeyi yapıyorsun, katlanamam dediğin şeye katlanıyorsun, sevemem dediğini seviyorsun, gidemem sanırken bir anda çekip gidebiliyorsun, öldüm diyorsun ama yine de yaşıyorsun...
Başlarına ne geleceğini bilmeden uzun bir yola çıkan arayış içindeki genç bir sufi ile aklı karışık genç bir kızın bu yolculuklarında yazgılarından başka güvenecekleri hiç ama hiçbir şeyleri yoktur.
Yedi gün boyunca yanlarında para, yiyecek, kıyafet ve en önemlisi de hiçbir planları olmadan şehir şehir dolaştıktan sonra başladıkları yere geri döndüklerinde onlar için artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
Sadece yedi günde bile değişebilir miydi insan?
Yeniden yazılabilir miydi kader?
Elbette sadece yedi günde değişebilirdi her şey...
Tıpkı sazlıktaki bir kamışın, yedi evreden sonra içli sesler verebilen bir “ney”e dönüşmesi gibi...
(Tanıtım Bülteninden)
Hiçbir Karşılaşma Tesadüf Değildir Kitaptan Alıntılar
1. "anlaşılmak , ne büyük bir nimet .."
2. "" Şu hayatta bir şeyin bitişi her zaman daha hayırlı bir şeyin başlangıcına vesile olur. ""
3. ""Baktığına herkes bakar. Ama senin onda gördüğünü herkes görmez.
Herkes aşık olabilir ama hiç kimse senin gibi sevemez.
Tek fark sensin, seni özel kılan da sevdiğin değil, sevgin.""
4. "Gittin ya, kalsan ne güzel olurdu, gitmişsin neye yarar!"
5. "İnsan konuştuğunda değil, biri onu anladığında mutlu olur aslında"
6. "İnsan hiç beklemediği anda beklemediğine yenilir."
7. "Karşılaşmalarla ve sınavlarla dolu bu yol , anlıyorsun ki sana hizmet ediyor. Yaprak bile nedensiz kımıldamıyor şu evrende. Rüzgarın bile söyleyeceği sözü var sana. Yeter ki uyanık olsun , öğrenci olmaya razı kalsın gönlün. Şu hayat yolculuğunun hiçbir anında sakın " Ben Oldum !" deme. "Çünkü ben oldum demek, ben öldüm demektir.""
8. "Bazı yollar yalnız yürünür."
9. "Baktığına herkes bakar, ama senin onda gördüğünü herkes görmez.
Herkes âşık olabilir ama hiç kimse
senin gibi sevmez.
Tek fark sensin, seni özel kılan da
sevdiğin değil, Sevgin.
Şems-i Tebrizi"
10. "Gitmek, sevdiğini özgürleştirmektir bazen."
11. "Olgun insan hayatı, tüm iniş çıkışlarıyla ve zıtlıklarıyla kabul edendir."
12. "Birgün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer benimle yeniden tanış. Bıraktığın gibi olmayabilir bir çok şey. Yaşım, aklım, başım, yufka yüreğim. Belki de biraz daha zalim, belki medeni halim..."
13. "Güzel yolların kestirmesi yoktur."
14. "Cehennemden betermiş, seni kazanmak için senden uzaklaşmak."
15. "Hiç bir karşılaşma tesadüf değildir, bunu sakın unutma olur mu?"
Hiçbir Karşılaşma Tesadüf Değildir Kitap İncelemeleri
Kader insandan vazgeçmiyor, anbean yeniden ve yeniden yazılıyor. Bu nedenle vazgeçmemek, pes etmemek ve yaşadığımız hiçbir olayın kaderimizle ilgili bir ipucu niteliğini taşımadığını bilmek oldukça elzem bir detay. Her an hayatımıza çok farklı yön verecek virajlarla karşılaşabiliriz, tabii bunun için ilk yapmamız gereken yola çıkabilecek cesarete sahip olmak..
Yazarın diğer kitaplarından farkı tamamen bir olay örgüsü içerisinde anlatıma sahip olması ki bu yüzden sürükleyiciliği muazzam. Azra Bursa’da yaşayan çok zengin bir ailenin kızı. Hal böyle olunca pek zorluk görmemiş tabi.. Ta ki yol onu aşk diyarına sürükleyene kadar <3 Yazarımızın yanına hiçbir şey almadan çıkacağı hac yolculuğuna dahil olmak için büyük çaba sarfederek sonunda ikna etmeyi başarıyor. Ancak zaman ve yoldaki zorluklar ikisini birbirine bağlayan önemli bir köprü görevi görüyor. Yolculuğumuzun sonunda ondan hiç ayrılmak istemeyen Azra’ya Mevlana ve Şems’in aşk yolculuğundan örnekler vererek ayrılığa ikna çabaları yürek dağlıyor. Mevlana’nın “Hamdım, Piştim, Yandım” demesine vesile olan ve Mesnevi’yi yazdıran detay Şems’in yokluğu olmuş. Üstelik Şems bütün bu eserlerin ortaya çıkabilmesi için aşkını ve acısını kalbine gömüp gitmeye karar vermiş. Belki de aşk sevdiğini yüreğinden feda edebildiğin kadardır..
Acı ve gözyaşlarıyla sonlanan yolculuğun ardından Azra’dan 3 ay sonra gelen mektupta yazan notsa Şems’in Mevlana’ya geri döndüğü ve bu detayı ona nedense anlatmamasıdır :) Ben gerçekten çok ama çok beğendim kitabı ve okumak isteyen herkese tavsiye ediyorum.
Hemen hemen sekiz aydır zor bir sürecin içindeydim ve o süre zarfında okuduğum beni en derinden sarsan kitap diyebilirim . Yazar Hakan Mengüçe de duygularımı ifade ettim ve kitabını çok beğendiğimi dile getirdim .
Kitap o kadar akıcı ki hani bazen olur hiç tanımadığın bir insanla (kim olduğunun önemi yok) alıp başını gitmek istersin bir yerlere... Hesapsız sorgusuz yaşamak istersin ve en önemlisi hiç bir kaygın olmadan . İşte bu kitap öyle... Belki de bir çoğumuzun hayali olan o deliliği yapıp yola çıktılar . Yazar yolda karşılarına çıkan tesadüfleri yaşadıklarını bize anlatıyor. Kitabın içinde geçen Azrayla olan sınavı ...İçinde belkide gizliden bir aşk , dokunma hissi ,çokça kaygı ama muhteşem bir teslimiyet göreceksiniz. Kitapta bulunan en sevdiğim alıntılarla sonlandırıyorum incelememi kesinlikle okuyun derim.
Dilsiz dudaksız sözler söyleyeceğim sana, bir şeyler anlatacağım bütün kulaklardan gizli, herkesin ortasında konuşacağım;
ama senden başka duyan olmayacak söylediklerimi...
Kader, insandan vazgeçmiyor. Anbean yeniden ve yeniden yazılıyor. Öyle anlar geliyor ki yapmam dediğin şeyi yapıyorsun, katlanamam dediğin şeye katlanıyorsun, sevemem dediğini seviyorsun, gidemem sanırken bir anda çekip gidebiliyorsun, öldüm diyorsun ama yine de yaşıyorsun...
Sufizm məktəb vaxtı Nəsimidən danışılarkən diqqətimi çəkmişdi.Öz düşüncəsindən imtina etməkdənsə , ölümü seçəcək qədər bağlı olduğu bu ideologiyaya hər zaman bir yaxınlıq və maraq hissi duymuşdum. Universitet həyatımda bu maraq artıq araşdırmaya çevrildi. “Aşk” romanında Mövlanə və Şəms dostluğunu oxuyarkən bir daha sufizmə maqnit kimi çəkildim.Ardı ardına bu yöndə kitablar oxudum. Və sufizmdən mənəvi rahatlıq və zövq aldığımın fərqində oldum.Bugün bu kitab vasitəsilə bir daha araşdırmamı davam etdirməli olduğumu hiss etdim.Nə qədər sufizmdən uzaqlaşdığımı düşünsəm də kainat bir şəkildə məni ona tərəf aparır.Kitab orta dərəcəli bir kitab olsa da oxucuya mənəvi zövq aşılamağı bacarır.Ümidin var olduğunu,kədərin ,üzüntünün də insan həyatının əvəzsiz parçası olduğunu unutmamağı göstərir.
Həyat uzun səyatdir, o səyahətdə saysız insanlarla qarşılaşırsan .Bəziləri yolun başında qalır, bəziləri yolun ortasında,bəziləri isə sona kimi sənlə addımlayır.Bu insanların hər biri sənin səyahətində formalaşmağına ,özünü tapmağına kömək edən “bir vasitəsidir”. Hər zaman birilərinə yaxınlaşdığını düşünsən də ,özündən başqa heçkimə yaxınlaşmırsan.Kitabın adında qeyd olunduğu kimi “Heç bir qarşılaşma təsadüf deyildir” .Bugün bunu bir daha “hiss etdim” . Zəncirvari hər yaşanan hadisə bir-birinə bağlıdır.İşarətlərə diqqət edə bilsək həyatın nə demək istediyini anlayarıq.İşarətləri görmək ümidilə
Kitap müthişti resmen içinde mükemmel hazineler bilgiler barındırıyor.
Okuyucuyu farklı dünyalara boş götürüp dolu getiren bir kitap.
Konusu
Hakan bir seminerde ve bir dinleyicinin eline bir kagıt tutuşturup salonu terk etmeyesiyle başlıyor..
Hiç bir karşılaşma tesadüf değildir diyip zengin bir iş adamının kızı ile tanışıp bir yolculuğa çıkılıyor kızımız Azra
Azra zengin olmasına rağmen hiç mutlu olmayan biri ve gerçek mutluluğu yaşamak için hakandan yardım ister hakan zorlu bir yolculuğa çıkacağını belirterek Red eder azrayı fakat Azra şımarık nazlı ve sevecen halleriyle hakanı ikna etmeyi başarır fakat bu yolculuk hiç kolay olmayacaktır.
Hakan yolculuk için şartlarını sunar Azra ya kabul ederse onunla eşlik etmesine izin verecekti
Hakan bu yolculukta para olmayacak plan olmayacak telefon olmayacak der rüzgar nereye savurursa oraya gideceğiz der Azra çaresiz kabul eder
HER YAPTIĞIN YOLCULUK KENDİ GÖNLÜNE KENDİ RUHUNA YÜRÜDÜĞÜN YOLLARDIR.
Yolculuk İstanbul dan otostop ile başlar ve harika insanlar deneyimler yeni dersler anlamlar kazanılır mevlana şems ile sonlanır sanırım mevlana ile şems olduğunda sonucunu tahmin edebiliyorsunuz ama hiçte öyle olmuyor :)
Ama keyifli huzurlu ve ciddi anlamda tatmin edici bir yolculuk olur okurlarına çok şey vaad eden bir kitap tavsiye ediyorum....
Sosyal medyadan takip ettiğim fakat kitaplarını okumaya fırsat bulamadığım, Hakan Mengüç' ün eserinin incelemesini yapmak istiyorum.
Bu kitabı bana siteden bir arkadaşım hediye etti. Kendisine çok teşekkür ediyorum. İyi ki yollamış.Gerçekten bitmesini istemediğim kitaplardan biriydi.
Tasavvuf ile ilgilenen,bunun yanısıra sanatla uğraşan, ayrıca akademisyen olan genç yazarımız kendi yaşanmışlıklarından da yola çıkarak anlamlı bir eser ortaya çıkarmış.
Bursa' da Hakan ve Azra' nın bir şekilde yolları kesişmiş ve Hakan' ın düzenli olarak içsel yolculuğa çıktığını öğrenen Azra'nın, ısrarla Hakan'ın peşine takılması ve yaşadıkları maceralar konu edinilmiş. Bu yolculuğun amacı insanın kendi içsel yolculuğuna çıkması. Sadece Allah' a teslimiyet anlayışı.Dünyevi heveslerin geçici olduğunu anlatıyor. Yazarımız bu yolculuğu bir hac yolculuğuna benzetiyor. Sadece maneviyata yönelik, kutsal bir yolculuk olarak görüyor.
Bu yolculukta iki tarafın da birbirinden öğrendiği çok şey var.İnsanın asla alışamam dediği şeylere sabırla nasıl alıştığı, maddiyat olmadan neler yapabileceği, her şeyin temelinde yatan sevgi ile aşılamayan yolların nasıl da aşılabileceğini bize Mevlana ile Şems ' in hikayeleri ile anlatmış.
Dil çok akıcı ve bir o kadar da sade.Hikayenin sıcaklığını hissediyor İnsan.O kadar ki, kitap bitmesin istiyorsun. Gerçekten yazarın samimiyetini hissederek okudum.Yeni kitaplarını da okumak istiyorum.
Okumak isteyen siz sevgili okurlara tavsiye ederim.Şimdiden keyifli okumalar dilerim.