Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Her Yerde Kan Var - Ayşe Kulin | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Her Yerde Kan Var Kitap Bilgileri


Yazar: Ayşe Kulin
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 37 dk.
Sayfa Sayısı: 304
Basım Tarihi: Kasım 2019
İlk Yayın Tarihi: Kasım 2019
Yayınevi: Everest Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786051854441
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Her Yerde Kan Var Kitap Tanıtımı


Ayşe Kulin’den Osmanlı’nın son dönemine çok çarpıcı bir bakış: Her Yerde Kan Var!



Sultan Abdülaziz’in sır dolu ölümüyle sonuçlanan bir dönemi, saraydaki birçok önemli kahramanın gözünden okuyoruz bu romanda. Kulin’in bütün karakterlere kimi zaman müthiş insani hassasiyetle, kimi zaman da edebiyatın bütün sınırlarıyla yaklaştığını görüyoruz.



Her Yerde Kan Var yakın tarihin aslında bugüne ne denli benzediğinin, tarihin sadece tekerrürden değil, tefekkürden de ibaret olduğunun romanı. Dönüp o dönemi bütün canlılığı ve dürüstlüğüyle okumaya dair hakiki bir çağrı, bir vaat!



“Aksaray’dan kan geliyor



Ben sandım ki yar geliyor



Çıktım baktım pencereye



Çerkez Hasan can veriyor” türküsünün hep bizimle olduğu, nefes nefese okuyacağımız bir bakış romanı Her Yerde Kan Var…



Ayşe Kulin’in incelikli kaleminden.




Her Yerde Kan Var Kitaptan Alıntılar


1.
"Ben, öte dünyada olması lazımken, yerini şaşırdığı için bu dünyada kalakalmış bir ölüydüm artık!"
§"




2.
"Velhasıl, padişah kadınları için haremde hayat, kalabalıklar içerisinde çok endişeli bir yalnızlıktır."
§"




3.
"Ben hayatıma ilk kadının girdiği günden itibaren, kadın çekişmelerinin dışında kalmayı düstur edinmişimdir."
§"




4. "Her zaman sinsice... sessizce... en beklenmedik anda... Kendini, maksadını belli etmeden ve mutlaka arkadan!"




5. "Hayatım elemden ibaret değil ki, güzel hatıralarım da var benim…"




6. "Yarının neler getireceği ise meçhuldür."




7.
"Gözlerimi yumayım ve kendimi yatağımda bulayım istiyordum, sabah yeniden başlasın, herhangi bir sabahtan farklı olmaksızın!"
§"




8. "Ne zor işmiş tahtta huzurla oturmak!"




9. "Ben ise ölesiye yorgunum, ölesiye üzgünüm. Sanki bu salonda değil, bulutların ötesinde bir yerdeyim."




10. "Seni tahttan indirdiler
Üç çiftete bindirdiler
Topkapı’ya gönderdiler
Uyan Sultan Aziz uyan
Kan ağlıyor şimdi cihan"




11. "“Dünyada mümkün olmayan, sadece ölüme çaredir,”"




12. "“Unutturulmaya çalışılan gerçek, en umulmadık bir zamanda ortaya çıkar, çekilen çilelerin, katlanılan hareketlerin tortuları gelir, yüreğimizin bir köşesine yerleşir, sızlar da sızlar...”"




13.
"Onlar beni kendimde değilim sanıyorlar. Kendimdeyim ben, hem de nasıl kendimdeyim!"
§"




14. "Bir de sabrın kerametini bilirim... Sabrın sonu selamettir!"




15. "Hayalim hakikate dönüşmeye bir kol mesafesinden dahi yakındı şimdi."





Her Yerde Kan Var Kitap İncelemeleri


Ayşe Kulin 26 Ağustos 1941 yılında İstanbul’da doğmuştur. Arnavutköy’deki Amerikan Kız Kolejinden mezun olmuştur. London School of Economics’de sosyoloji eğitimi almıştır. Cumhuriyet, Dünya ve Güneş gazetelerinde muhabirlik yapmıştır.
Çeşitli dergilerde yazarlık ve yazı işleri müdürlüğü yapmıştır. Ayrıca halkla ilişkiler uzmanlığı yapmıştır. Televizyon, reklam ve sinema filmlerinde sahne yapımcılığı, sanat yönetmeni ve senarist olarak çalışmıştır.

İnşaat mühendisi olarak ülkenin birçok bölgesinde çalıştı. Kulin'in anne tarafı Çerkez'dir. Annesi Sitare, Osmanlı nazırlarından Ahmet Reşat (Yediç) Paşa'nın torunudur.
Bu eser Sultan Abdülaziz'in çok boyutlu olarak vefatını anlatıyor. Kullandığı tarz gerçekten farklı, olaylar 1876 yani meşrutiyetin ilan edildiği sene yaşanıyor.
Murat Bardakçı kontrolünde yazıldığı bilgisi elbette kurgunun, tarihi olaylara uygun olarak yapıldığını ifade etmektedir.
Dili akıcı, konunun işleyiş şekli etkileyici.

Benzer nitelikte tarihimize farklı açıdan bakma imkanı sunan Meyyale- Hıfzı Topuz da yine kıymetli bir eserdir.

Eserden bir alıntı ile bitiriyorum.
§
"Geçmişten adam hisse kaparmış...
Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi?
'Tarih'i 'tekerrür' diye ta'rif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
Mehmet Akif Ersoy"
§






Ayşe Kulin kendisinden beklediğimiz bir tarihi roman koymuş ortaya. 6 gün içinde - tabiki uzun zaman gerektiren planlarla - Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesi ve yerine kukla gibi oynatabilecekleri 5.Murat’ın çıkarılmasını,zaten ruhsal sorunları olan Murat’ın amcasının haksız davranışlara maruz kalmasıyla iyice kötüye gitmesini,Abdülaziz’in haledilmesinin 4.günü bilekleri kesilerek öldürülmesini ve intihar süsü verilmesini,ondan bir hafta sonra da eşi Neşerek’in hal esnasında üşütüp zatürre olmasından dolayı vefatını, Abdülaziz’in eşi Neşerek’in abisi Çerkez Hasan’ın intikamını nasıl aldığını ve Hasan’ın asılarak öldürülmesini anlatıyor bu güzel roman.
Akıcı bir şekilde romandaki karakterlerin ağızıyla bölüm bölüm ilerliyor.Birinci şahıs ağzıyla okurken o an o karaktere bürünüyorsunuz çünkü düşünceler çok samimi dile getirilmiş. Ayşe Kulin’in diğer romanlarındaki duygusallığı yine çıkıyor karşımıza. Böylelikle etkileyiciliği kat kat artıyor hikayenin.
Kitabın son bölümündeyse karakterlere gerçek hayatta ne olduğu kısa kısa açıklanıyor.Bir solukta okuyup oldukça keyif aldığım sayfalarda gezindim durdum.Okuyanların keyif alacağına inanıyorum . 77 yıldır hiç yaşanmamış padişah katli bir anda yeniden çıkıyor ortaya. Tarih mutlaka tekerrür eder.




Öncelikle bir Ayşe Kulin hayranı olduğumu belirtmek isterim. Kitap yazarın son zamanlarda yazdığı eserlerden (Son, Kördüğüm, Tutsak Güneş) daha farklı bir konuyu ele aldığını görüyoruz. Kulin’in pek çok kitabın okumuş biri olarak söylüyorum, genelde kendine veyahut etrafında tanıdığı-tanıklık ettiklerini kaleme aldığını bariz şekilde görüyoruz. Oysa bu kitabın konusu bambaşka. 1876lı yıllar Osmanlısını ele alıyor ama öyle tarih derslerinde anlatıldığı şekliyle değil. O dönem yaşananları kitabında incelediği ; burada ele aldığı yerine incelediği demek istedim; kahramanın iç sesleri, hesaplaşmaları, hırsları, muhasebeleri, emelleri ile aktarmış. Okurken her bir kahramanın kimliğine o kadar çok bürünüyorsunuz ki “onun yerinde ben olsam ne yapardım?” Sorusunu pek çok kez kendime sorarken buldum. Kitabı okurken hissettiğim bir diğer duygu ise intikamdı :) Dil her zamanki gibi çok akıcı ama aynı zamanda eski kelimelere de yer verilmiş. Bunun için kitabın arka bölümünde mini bir sözlük var. Ayrıca roman sonlandıktan sonra tarihi gerçekliğe dayandığı için kahramanlar ile ilgili sonrasında ne yaşadılar sorusuna cevap vermesi için mini tarih notları yer alıyor. Siz de benim gibi anlatılan döneme ait daha önce okuma yapmadıysanız pek çok şey katacak bir roman olarak hafızanıza kazınacaktır.




Ayşe Kulin'in bir önceki romanının aksine bu kitabını severek okudum.Hala günümüzde de tartışmaları sürmeye devam eden 32.Osmanlı padişahı Abdülaziz'in sır dolu ölümünü kaleme almış bu kez.Abdülaziz'in tahtan indirilişi,intihar mı cinayet mi bir türlü açığa kavuşamayan ölümü ve sonunda da Çerkez Hasan tarafından alınan intikamının öyküsünü okuyoruz.Kitabı yazarken karakterlerin iç sesleriyle yazmayı tercih etmiş.Bir çoğunun yaşamış karakter olmasının yanısıra kurgu karakterler de vardı.Tarihi bilgileri başarılı bir kurgu ile harmanlamış.

Ayşe Kulin Alan Palmer'ın 'Osmanlı İmparatorluğu'nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi' kitabını okurken Abdülaziz'i anlatan bölümden çok etkilenerek bu kitabı yazmaya karar verdiğini söylüyor.Kitabı yazım aşamasında birçok kitap okumuş.Kitabın son sayfasında faydalandığı kitapların isimlerini yazmış,saydığımda on altı kitap okuduğunu gördüm.Aynı zamanda Murat Bardakçı'da kendisine danışmanlık yapmış.

Osmanlı saray kadınları içinde önemli bir yere sahip ve benim de sevdiğim kadınlardan biri olan Adile Sultan'da kitapta yer alıyordu.Onun olduğu bölümleri okumak benim için ayrıca güzeldi.

Kitabı tavsiye ederim. Özellikle Osmanlı dönemini anlatan kitaplara ilgi duyuyorsanız güzel ve sizi araştırmaya iten bir kitap olduğunu söyleyebilirim.




Sıradışı bir roman gibi, bilenen gerçeklerin yüze vurulması, bunların da yüzyıllar öncesinde yaşanmış olması, unutulmuşlukları hatırlatır gibi....

Tıpkı bunun gibi...Cumhuriyet ve demokrasinin nekadar önem arz ettiğini adaletin eşitliğin bir ülke için ne kadar önemli olduğunu, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasının zorunlu olması gerektiğini yazar bize tarihimizi anlatırken gözümüze gözümüze sokmuş...

Tarihini bilmeyenler unutanlar okumalı mutlaka, o yıllarda yaşamadık hiçbirimiz, saray, padişah, valide sultan bire bir hayatımızın dışında olan kavram herbiri...

Bir padişahımız olmadı bir saray halkından olmadık o yüzden saray içerisinde ki entrikaları, zulümleri, serveti, ihtişamı hepsini ya kitaplardan ya da filmlerden öğrendik.

Saray hayatı olması cumhuriyet ve demokrasinin olmadığı bir ülke ne hale gelir insanların canları nasıl yanar, halk nasıl sefalete sürüklenir ve saraylıların, padişah ve yakınlarının haketmedikleri tavırlara davranışlara maruz kalınmasını okuyoruz.

Ne acıdır ki nefret hırs ile gözleri boyanmış bu insanlar ellerinden kuranlarını ve beş vakit namazlarını ve ibadetlerini eksik etmiyorlar.

Önemli olan kalp temizliği ve insan olmaktır.Mal, mülk, para hepsi bu dünyada kalacak, herkesin gideceği yer aynı ve bu dünyada yaptığı insanlığı ile gidecek.

Benim düşüncem nedir? Ben nasıl bir insanım, kendinle yüzleşmek hatta kendine ders çıkarmak için okunmalı, okutturulmalı...

Sevgiyle dolu nefret ve intikamın olmadığı hayat bizlerle olsun.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: