Henüz Vakit Varken Gülüm Kitap Bilgileri
Yazar: Nazım Hikmet Ran
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 10 dk.
Sayfa Sayısı: 112
Basım Tarihi: 25 Temmuz 2022
İlk Yayın Tarihi: Eylül 1976
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789750814068
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Henüz Vakit Varken Gülüm Kitap Tanıtımı
Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri
Volter Rıhtımında dayayıp seni duvara
öpmeliyim ağzından
sonra dönüp yüzümüzü Notrdama
çiçeğini seyretmeliyiz onun,
birden bana sarılmalısın, gülüm,
korkudan, hayretten, sevinçten
ve de sessiz sessiz ağlamalısın,
yıldızlar da çiselemeli
incecikten bir yağmurla karışarak.
...
Bu kitap, hem Türk şiirinde büyük bir çığır açmış, hem de modern dünya şiirinde Türkçeye yer açmış bu büyük şairle tanışmak için güzel bir buluşma yeri olması umuduyla hazırlandı.
Henüz Vakit Varken Gülüm Kitaptan Alıntılar
1. "Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak
nasıl
çıkar
karan-
-lıklar
aydın-
-lığa.."
2. "Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler."
3. "Ne güzel şey hatırlamak seni,
Yaşamak sana dair..."
4. ""Sende, ben imkânsızlığı seviyorum, fakat aslâ ümitsizliği değil...""
5. "Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak
nasıl
çıkar
karan-
-lıklar
aydın-
-lığa.."
6. "İlerdeki güzel günler
Beni görmeyecek onlar
Bari selam yollasınlar
Geberiyorum kederden."
7. "Sen de çıkar
göğsünün kafesinden yüreğini;
şu güneşten
düşen
ateşe fırlat;
yüreğini yüreklerimizin yanına at!"
8. "Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler."
9. "Ben yanmasam
Sen yanmasan
Biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karan-
- lıklar
aydın-
- lığa.."
10. "O şimdi ne yapıyor,
şu anda, şimdi, şimdi?
Belki dizinde bir kedi yavrusu var,
okşuyor.
Belki de yürüyordur, adımını atmak üzredir ,
– her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren
sevgili, canımın içi ayaklar!.. –
Ve ne düşünüyor
beni mi?
Yoksa ne bileyim
fasulyanın neden bir türlü pişmediğini mi?
Yahut, insanların çoğunun
neden böyle bedbaht olduğunu mu?
O şimdi ne düşünüyor,
şu anda, şimdi, şimdi?"
11. "“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum,
fakat asla ümitsizliği değil.“"
12. "SARILDILAR…
Bir kitap düştü yere…
Kapandı bir pencere…
AYRILDILAR…"
13. "Yedi tepeli şehrimde bıraktım gonca gülümü.Ne ölümden korkmak ayıp, ne de düşünmek ölümü.."
14. "..en fazla bir yıl sürer
Yirminci asırlılarda
ölüm acısı."
15. "Koşuyor altı yaşında bir oğlan,
Uçurtması geçiyor ağaçlardan,
Siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.
Çocuklara kıymayın efendiler."
Henüz Vakit Varken Gülüm Kitap İncelemeleri
Sürgün, Hapishane, hüzün, aşk , vatan sevgisi .. Her duygudan izleri içinde barındığı bir Nazım Hikmet klasiği . Genel anlamda akıcı bir dil olmakla beraber sıradan kelimelerin doğru diziliminin yaratmış olduğu duygu yoğunluğunu iliklerinize kadar hissettiriyor. Eserde farklı zaman dilimlerinde yazılmış olan şiirleri toplanılmıştır. Her şiirde kendinizden bir parça bulacağınızı düşünüyorum. Nazımı ilk kez okuyacaklar için özellikle önerilir.
“VATAN HAİNİ” adlı şiiri favori şiirim oldu. Ki bu şiirini “Genco Erkal” orkestra eşliğinde müthiş bir şekilde okumuştur . Bakmak isteyenler için linki bırakıyorum..
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ
Evet, vatan hainiyim
Siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz
Ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim
Vatan çiftliklerinizse
Kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan
Vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan
Vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın
Fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan
Vatan tırnaklarıysa ağalarınızın
Vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa
Maaşlarınızsa, ödeneklerinizse vatan
Vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası
Amerikan donanması topuysa
Vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığınızdan
Ben vatan hainiyim
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ!!!
Nazım Hikmet şiire birçok değişik biçimsel özellikler getirmiş bir şair. Mesela bunlardan biri şiirlerinde dizeleri merdiven basamakları şeklinde yazmasıdır. Okuyanlarda bu farklılığı hemen görecektir ki bence şiire estetik katan hoş bir görüntü. Ben okurken çok keyif aldım. Sizi okurken hiç sıkmayacak ve zorlamayacaktır. Bir çırpıda okuyarak bitirebileceğiniz bir kitap. Şiirlerin bir kısmında duygulanacak, bir kısmında hafif bir tebessüm edeceksiniz. Kısacası çoğu şiirinde eminim kendi hissiyatınıza uygun kısımlar bulacaksınız. Ben de bir çok dizesinde kendimi buldum. Ayrıca size Nazım Hikmet'in bu güzel şiirlerinden bir kaçının şarkı yorumunu da önermek isterim. Sizi bilmem ama sevdiğim şiirlerin notalarla buluşması benim çok hoşuma gider. Zaten Edebiyat da hepsini kapsamaz mı... Öncelikle Nazım Hikmet'in "Ceviz Ağacı" şiirinin Cem Karaca tarafından şarkı yorumunu öneriyorum. Ne zaman dinlesem, içimi kıpır kıpır eder. Muhteşem bir yorumdur bence. Yine Cem Karaca'dan "Mavi Liman" yorumunu da dinlemelisiniz. Daha sonra "Karlı Kayın Ormanı" Zülfü Livaneli'yi öneriyorum. Keyifle çok severek dinlediğim müziklerdir. Çoğu insan elbette biliyordur. Ama bilmeyenlerin de keşfetmesi için bu önerilerileri de not düştüm diyelim. Bunları da söyledikten sonra herkese keyifli okumalar ve dinlemeler diliyorum.
“ Düşmesin bizimle yola, evinde ağlayanların gözyaşlarını boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar! Bıraksın peşimizi kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!” Ah .. Bazen aşk, bazen özlem, kâh bir kadına kâh bir memlekete .. Anadolu’nun içinden, Anadolu insanının dilinden bir kalem. Nazım, çok güzelsin evet, hakkını da vermişsin belki yaşadığın her anın ama, yazdıkların ile yaptıkların neden bu kadar çelişkili? .. Celile, Nüzhet, Galina, Münevver, Piraye, Vera .. Hayatın bir film olsa tür aksiyon olurdu şüphesiz ..
farklı dönemlerde yazılmış şiirlerin bir derlemesi. Her bir şiir kendi başına özgün. Bir şiir kitabını tahlil etmek çok bana göre değil, hele de böylesine büyük bir memleket şairi hakkında yazmak oldukça güç. Özgürlüğe hasret, düzene başkaldırı, insan sevgisi, karmakarışık bir ruh hali ama hep yaşama sevinci, hep umut dolu satırlar.. “ Birden bana sarılmalısın gülüm. Korkudan, hayretten, sevinçten, ve de sessiz sessiz ağlamalısın, yıldızlarda da çiselemeli, incecik bir yağmurla karışarak.. Pek de sonrasını hesap etmeden seven sevdiğine “ seviyorum “ desin ve eklesin; “ Henüz vakit varken gülüm, yüreğim dalındayken henüz, en güzel, en yalansız, sonra da ıslıkla bir şeyler çalarak gebermeliyim bahtiyarlıktan.. Çok değişik bir adamsın evet, ama çok güzel sevmişsin Nazım..
Şiir, dışavuramadığımız duygularımızın başkaları tarafından en vurucu şekilde yazıya dökülmüş halini bulduğumuz edebi türdür benim için. Sevdiğin bir kitabı okurken her cümlede kendini bulamazsın genel olarak bir olayı takip edersin; bir bölümde aktarılan bir düşünce ve sözde birden kendini bulursun. Ama şiir bence öyle değil. Sevdiğin bir şiirin her cümlesinde kendini bulursun. Ve dolaylı olarak şiirin şairinde de kendini bulursun.
Nazım Hikmet'in şiirleri benim için o türden şiirlerdir.. Ki Nazım Hikmet'in yeri bende her zaman başkadır bunu bilen bilir. Acısını, sevincini, kızgınlığını, kırgınlığını, aşkını, özlemini, memleket sevdasını ifade ediyor Nazım Hikmet şiirlerinde. Kalbinde dile getirmek istediği duygularını şiirle dile getirmiş ifade etmiş.
Şiir kitabı yorumlanmaz genelde ama şiirin ve Nazım'ın benim için ne ifade ettiğini dile getirmek istedim. Lafı daha fazla uzatmadan sözü Nazım Hikmet'e bırakalım;
"Yani öyle ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için.."
Nazım Hikmet şiirlerinde insanın kendini bulduğu ve yalnız hissetmediği mısralar vardır. Benimki "Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımlleri"
Öyledir ya bizim ülkede kim solcusa o haindir, o teröristtir. Ama Nazım Hikmet öyle değil. Nazım Hikmet hem sağcıların hemde solcuların sevmediği bir isimdi. Sağcılar komünist olup tehlikeli gördükleri için solcular ise onun seviyesine ulaşamayacakları için mesela bir konuşma yapacağı sırada binlerce genç onu dinlemeye gittiği için ya da kitapları kapışıldığı için onu tehlike olarak görmüş sol kesim. Zaten Türkiye komünist partisi bile onu düşman ilan etmiş. Rusya'da Stalin Nazımı tehlike olarak görüp bazı eserlerini yasaklıyor neden mi çünkü rasyonel sosyalizm için onu eleştiriyordu.
Nazım'a hain diyorlar ama kurtuluş savaşının en güzel destanını yazmış Kuvayı Milliye destanı, Nazım'a hain diyorlar ama "Ben ölünce Anadolu'da Mehmed'in yanına gömün" diyor. Böyle olan bir Kral vatan haini olabilir mi? Tam tersine vatan hayranı
Sosyalist Nazım bu kadar çile çekmeyebilir, çok güzel, rahat bir hayat yaşayanilirdi çünkü aristokrat bir aileden geliyordu. Yakışıklı ve kültürlüydü, iki yabancı dil bilgisi vardı. Genç yaşında Rahmetli Atatürkle tanışmıştı. Cumhuriyeti kuran kadrolar arasında çok akrabası eşi, dostu vardı. Atatürk'ün Selanikli hemşehrisi olarak devrin önde gelen devlet yöneticisi olabilirdi, bakan olabilir, yalılarda yatıp on numara sofralarda takılabilirdi.Ama onun bir davası, bir kavgası vardı. Boyun eğmiyordu.
Onun bu davası, bu kavgası sayesinde başı dert'en kurtulamıyordu. Çünkü bu ülke için çok önemli bir eksikliği vardı; Sinsi ve kurnaz olmak.
Kurnazlıkla zeki olmak arasında büyük bir zıtlık vardı. Nazım zekiydi, zeki olan bir insanda