Hazan Bülbülü Kitap Bilgileri
Yazar: Hüseyin Rahmi Gürpınar
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 1 dk.
Sayfa Sayısı: 177
Basım Tarihi: Ağustos 2023
İlk Yayın Tarihi: 1916
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
ISBN: 9786257999175
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Hazan Bülbülü Kitap Tanıtımı
Hüseyin Rahmi Gürpınar Hazan Bülbülü’ne yazdığı önsözde kendisini romancı olarak üne kavuşturan ilk önemli eseri Mürebbiye’nin sahneye uyarlanışında karşılaştığı sonuçlardan şikâyet eder ve dönemin tiyatro anlayışını eleştirirken, Hazan Bülbülü’nü sahneye konmak yerine roman gibi okunacak bir oyun olarak yazdığını belirtir. İç içe geçmiş ilişkilerin eski İstanbul’un konak hayatı dekorunda sergilendiği oyun, yetmişlik hasta bir adamla genç karısı üzerine kurulmuştur. Gençliğinde kavuşamadığı sevgilisine tıpatıp benzeyen kızı yaşındaki Şahende Hanım’la evlenen Refi Efendi hayatının sonbaharında mutlu olmayı umarken halkaya kızı, damadı ve genç gelinin eski sevgilisinin katılmasıyla olaylar beklenmedik bir şekilde gelişir.
Hazan Bülbülü Kitaptan Alıntılar
1. "“Bu zavallı kalbim muhabbetine ne kadar muhtaç bilsen.”"
2. ""İki gönül birbirini çekince hakimiyet insanlara değil tabiata aittir.""
3. "Gönül kimi severse güzel odur efendim."
4. "İstemediğiniz bir adama sizi zorla veremezler."
5. "Ne büyük yalan dünyası bu!"
6. "Halka verir talkını, kendi yutar salkımı."
7. "Aramızdaki yaş farkını dikkate almayarak bir sevda bencilliğiyle muhabbetini dileniyorum."
8. "“Bu zavallı kalbim muhabbetine ne kadar muhtaç bilsen.”"
9. "Böyle ölesiye yaralanan bir kalp artık iyileşir mi?"
10. ""Bir insanın dünyadaki en büyük dostu, dert ortağı olandır derler. İnsan, içindeki elemleri yansıtacak diğer bir kalp bulursa üzüntülerinin fazlasını oraya taşırarak biraz sakinleşir.""
11. "Kalbim işliyor , fakat talihim yürümüyor."
12. "Gençlik...Bu da bir rüya. Rüyaların en süslüsü, en şaşaalısı, en emel süsleyicisi. Hayat boyunca ancak bir kere görülebildiği için en aldatıcı olanı."
13. "Nedendir acaba? Her emele karşı seksen engel çıkar."
14. "Vakitsiz öten horoza uğursuz derler. Hazanda bülbül olmaz."
15. "
"
Hazan Bülbülü Kitap İncelemeleri
Güldürdün beni Hüseyin Rahmi Gürpınar :-) Yazarın üslubu o kadar halk dili, o kadar bizden ki hem akıp gidiyor hem okurken eğlendiriyor :) En çok Ayşe-Selime-Anika sohbetleri güldürdü, sizin de seveceğinize eminim. Eser tiyatro tarzında yazılmış ve bu tarz yazılmasının da sebebi var, Yazar,daha önce kendisini romancı olarak üne kavuşturan ilk önemli eseri Mürebbiye'nin sahneye uyarlanışında karşılaştığı sonuçlardan hoşlanmaması üzerine bu romanı da sahneye uyarlanmasın diye direkt kendisi tiyatro tarzında yazar, bu sayede hem sahnelenmesinin önüne geçmek hem de hatalara, kendince yanlışlara izin vermemiş olur. Olay ise genel olarak Refi beyin konağında geçiyor, ihtiyarlayınca kendini halsiz, yorgun hisseden Refi bey genç biriyle evlenmenin kendisine iyi geleceğini düşünmesi üzerine, ilk aşkı Nezihe'ye çok benzeyen Şahendeyle evlenir, Şahende'nin ise gönlünde sevdiği Nuri bey vardır fakat kendisine yengesi ve dayısının bakması üzerine onlara olan vefadan ötürü biraz da zorla bu evliliği kabul eder. Konağın içine gelince işler karışır çünkü Refi efendinin kızı Naime hanım, kocası İhsan beyin Şahende'den hoşlandığını fark eder. Zaten fazlasıyla kıskanç olan Naime hanım birgün yine İhsan bey Şahende hanıma aşkını itiraf ederken babasını çağırır, durumu gören Refi bey olduğu yerde ölür, hepsi başında ağlaşır ve sahne biter. Kitabın sonu ise kendisinden genç biriyle evlenmenin en baştan beri iki taraf içinde cinayet olduğunu söyleyen Ayşe hanımın: " Vakitsiz öten horoza uğursuz derler. Hazanda bülbül olmaz." sözleri ile biter. Ben çok sevdim mutlaka okuma listenizde olmalı <3
Merhaba.
Çeşitli hastalıklardan muzdarip olan ve neredeyse ölmek üzere olan Refi Efendi yaşlılığından nefret ediyor ve gençliğine dönmek istiyor. Bir gün bir filozof dostunun ona, ''Yaşlıları gençleştirmek için bir iki vasıta, daha doğrusu hayat mucizesi vardır. Bunların en etkilisi genç kadındır.'' dediğini hatırlıyor ve aniden genç kadın özlemi tutuşuyor. Bir kılavuz kadın aracılığıyla Şahende Hanım ile rahatsız edici ilişkileri başlıyor. Bir de babasını ziyarete gelen Naime Hanım'ın kocası İhsan Bey de Şahende Hanım'dan hoşlanmasın mı? Ahan da ortalık karışıyor. Böyle tuhaf bir hikâyeyle karşı karşıyayız.
bu kitabına yazdığı ön sözde tiyatro oyunu kültürü gelişmemiş ülkemizde
adlı kitabının bir tiyatro oyununa dönüştürüldüğünde saçma bir hâl aldığını söylüyor ve aynı durumun
adlı kitabının başına gelmesini istemediği için bu kitabı görünüşte bir tiyatro oyunu gibi ama aslında bir roman olarak yazdığını belirtiyor.
Bu kitabı okurken rahatsız oldum. Çünkü hem Refi Efendi'nin ve İhsan Bey'in Şahende Hanım'a yönelik sözleri ve davranışları hem de Şahende Hanım'ın cehaleti ve gafleti beni mahvetti ve bir sinir küpüne çevirdi. Sabırlar olsun!
Yazarımızın Mürebbiye adlı kitabı ucretsizkitap.com.tr'a kaydolduğumdan bu yana okuduğum üçüncü kitaptı ve sanırım pek kaliteli bir inceleme yazamamıştım. Okumak istersen diye bağlantısını aşağıya koyacağım.
Sinirli okumalar!
HAZAN BÜLBÜLÜ - HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR
-
Son zamanlarda hiç bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın kalemini çok seviyorum. Bu kitap da Hüseyin Rahmi’den okuduğum beşinci kitap oldu ve içlerinde en en sevdiğim oldu. Zaten Hüseyin Rahmi bir önsöz yazmış, daha önsözden beni kendine bağladı.
Tiyatro metni şeklinde yazılan ‘Hazan Bülbülü’nde zengin ve yaşlı bir adam olan Refi Bey’in evinde çalışan üç hizmetçi kadın Ayşe, Anika ve Selime, Refi Bey öldüğünde karısına bağlanacak maaşı düşünerek Refi Bey’in aklına girip onunla evlenmeye çalışıyorlar ama Refi Bey’in aklı başka kadında.
Beni en çok güldüren olay ise bu Ayşe, Anika ve Selime’nin diyaloglarıydı. O kadar komiklerdi ki ve hem birbirlerine hem de çevrelerindekilere söyledikleri hakaretler o kadar komikti ki! O kadar güldüm ki!
Gerçekten kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar kahkaham eksik olmadı.
Benim en çok şaşırdığım şey: Hüseyin Rahmi’nin kitaplarında kadın karakterler çok ön planda oluyor ve Hüseyin Rahmi gerçekten de bir kadın iç dünyasını, kafasının içini çok iyi anlıyor ve aktarıyor. Bir kadın gibi düşünebiliyor. Gerçek hayatta karşınıza çıkabilecek bir kadın gibi konuşabiliyor ve bunu yaparken gerçekten çok güldürmüş özellikle bu kitabında.
Kitabın sonu, başından belli olmasına rağmen asla sıkmadan bir çırpıda okuttu kendini. Çok beğendim.
Lise öğrencilerinden itibaren herkese tavsiyemdir.
“Hüseyin Rahmi eserinin başına bir önsöz koymayı gerekli görmüş, burada ülkedeki tiyatro anlayışı, seyirci kalitesi, oyuncular ve eleştirmenler hakkında düşüncelerini açıklamıştır. Öte yandan eserinin bir piyesten ziyade roman gözüyle okunmasını tavsiye etmiş, gerekçelerini belirtmiştir.”
Öncelikle bu Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan okuduğum altıncı kitap olmasıyla birlikte okuduğum her kitabında büyük bir keyif aldığım için, beni bu eleştirirken güldüren yazarla tanıştıran Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarına çok teşekkür ederim.
Her kitabında olduğu gibi bu kitapta da çok akıcı ve sade bir dil kullanmış Hüseyin Rahmi. Okurken sayfaların nasıl geçtiğini ve hatta kitabı nasıl bitirdiğimi bile anlamadım. Bütün eserlerinde yer yer kahkahalarla güldüren yazarımız bu eserinde de aynı hızla devam ediyor.
Kitabın konusu ise yetim kalmış bir kızın dayısının ve yengesinin zoruyla yetmişli yaşlarında Refi Efendi ile evlenmesi. Fakat olaylar daha sonra Refi Efendi'nin kızı ve damadının da katılımıyla epeyce garipleşiyor ve komikleşiyor.
Genelde kız kesiminin namusu, iffeti söz konusu kitapta. Bütün güldürmelerine rağmen sürekli "namus" kelimesi geçmesi birazcık tuhaf kaçıyor ama eleştiri gözüyle baktığımız için bir süre sonra rahatsız etmemeye başlıyor.
Bütün eserlerini birkaç kez okuyabileceğim yazarlardan biri oldu benim için Hüseyin Rahmi. Bu kitap dışında
kitabını da kesinlikle öneriyorum.
Keyifli okumalar.
“Vakitsiz öten horoza uğursuz derler. Hazanda bülbül olmaz.”
Nereden başlasam bilemedim. İnsanlar aşık olur. Bu aşkıyla evlenir veya evlenmez bir şekilde hayatlarına devam ederler. Yeni ilişkiler yeni insanlar dahil olur hayatlarına. Aşık olup da o kişiyle evlenmeyip sevdiği insanla hayatlarını birleştiren birçok insana tanık olmuşuzdur. Sevgi, aşk gibi derinlemesine güzel hisler ve konular barındıran bu kavramlara detaylı inmeyeceğim. Refi Efendi de aşık olduğu kadınla evlenmemiş ya da evlenememiş. Başka bir kadınla hayatını birleştirmiş. Naime’nin annesiyle yani. Eşi ölüyor, Refi Efendi çeşitli hastalıklardan yatağa düşüyor. Ama içindeki o aşkla kısa da olsa güzel anlar yaşıyor direncini buluyor. Beni ise etkileyen de bu oldu sanırım. Kitapta da şöyle geçiyor, “Gönül de çehreyle birlikte niçin kocamıyor?” Refi’nin aşkı olduğu ve unutamadığı o kişidir Nezihe. Refi’nin evlenmeyi istediği kişi( ve evleneceği kişi) ne kadar Şahende Hanım olsa da Refi’ye göre Nezihe’yi andıran hatta Refi’nin Nezihe olarak kabul ettiği kişidir. Oysa Şahende’nin de gönlünde vardır muradı. Arife Hanımın dediği gibi “Züğürt adamın kız sevmeye kalkması başından büyük halt etmektir.” düşüncesiyle yaklaşılarak Şahende de sevdiğine kavuşamıyor. “İki ucu murdar bir değnek.”