Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Hayır Diyebilme Sanatı - Müthiş Psikoloji | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Hayır Diyebilme Sanatı Kitap Bilgileri


Yazar: Müthiş Psikoloji
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 59 dk.
Sayfa Sayısı: 176
Basım Tarihi: Ekim 2024
İlk Yayın Tarihi: Kasım 2020
Yayınevi: Destek Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786053116523
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Hayır Diyebilme Sanatı Kitap Tanıtımı


Gerçekten “özgür” müsünüz?

Dilediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mıdır sizce özgürlük?

Toplumsal hiçbir baskı hissetmeden içinizden geldiği gibi giyinebiliyor olmak mı yoksa?

Canınızın istediği saatte uyuyup, canınızın istediği saatte uyanarak, yine canınızın istediği saatlerde istediğiniz kadar çalışarak, ihtiyacınız olan parayı kazanabilmeniz mi?

Bir hafta sonu tatilinde cep telefonunuzu kapattığınızda mı özgür hissediyorsunuz sadece kendinizi?

Hayatınızla ilgili her kararınızı sadece kendinizi düşünerek mi alıyorsunuz?

Kaderinizin ipleri tamamen sizin elinizde mi?

Başkalarının sizden yararlandığını düşündüğünüz oluyor mu?

Kaybetmekten korktuğunuz insanlar yok mu?

Değişmeye ne kadar açıksınız?

En azından yumurtayı nasıl yemekten hoşlandığınızı düşünün. İlle de rafadan mı? Yoksa “Bugünlük de böyle olsun, ne fark eder ki?” dediğiniz olur mu?

Önemsiz gibi görünen bu küçücük ayrıntıların mücadelesi içinde silinip gider sizi siz yapan sınırlarınız. Çünkü “özgürlük” sandığınız gibi “sınırsız” olmak demek değildir, tam tersine net ve güçlü sınırlara sahip olabilmenizle ilgilidir. Diğer bir deyişle, hayır diyebildiğiniz ölçüde, özgürlük alanınıza sahip çıkarsınız.

Hayır Diyebilme Sanatı sınırlarınızı doğru çizerek, kendinize geniş bir özgürlük ve özgüven alanı yaratmanın incelikleriyle dolu, duyarlı bir rehber...



(Tanıtım Bülteninden)




Hayır Diyebilme Sanatı Kitaptan Alıntılar


1. "Sınırlarınız kim olduğunuzdur."




2. ""Bu hayatın yarısı çok hızlı evet demekle, diğer yarısı da zamanında hayır diyememekle geçiyor."

Josh Billings"




3. "Bazen seçim yaparsın bazen de seçimler seni olduğun kişi yapar"




4. "Hayır demek istiyorsan belki deme."




5. "Bu hayatın yarısı çok hızlı evet demekle diğer yarısı da zamanında hayır diyememekte geçiyor"




6. "Sevgi ihtiyacı yeterince karşılanmamış çocuklar yetişkin olduklarında ilişkilerinde sağlıklı duygular geliştiremezler"




7. "Kendinizi başka birinin düşüncelerine göre incelemeye çalışırsanız hep ikinci el bir insan olarak kalırsınız."




8. "Biz hayır demeyi, işim var demeyi, olmaz demeyi beceremeyen insanlarız... Yorgunluğumuz bitmez bizim.

Reşat Nuri Güntekin"




9. ""Korkular, kaygılar ve endişeler yüzünden sınırları ihlale açık tutmak, aslında korku, kaygı ve endişe duyulan her konunun oluşumuna zemin hazırlıyor.""




10. "Fark etmez cevabı hayır diyemeyenenin yedek cümlesidir ne kadar çok kullanırsanız bu kadar yabancılaşmaya başlarsınız kendinize"




11. ""Sınırlarınız kim olduğunuzdur".."




12. "Kendinize başka birisinin düşüncelerine göre incelemeye çalışırsanız hep ikinci el bir insan olarak kalırsınız"




13. "Şunu iyi bilmelisin, önüne çıkan yanlışa ne kadar çabuk hayır dersen doğru karşına o kadar çabuk çıkar..."




14. "İstemediği, doğru bulmadığı şeye hayır demek, reddebilmek kişinin kendisine olan saygısını artırır."




15. "Bana hayır diyenlere Şükran duyuyorum ne başardımsa onlar sayesinde başardım. Einstein"





Hayır Diyebilme Sanatı Kitap İncelemeleri


Gerçekten “özgür” müsünüz?

Dilediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mıdır sizce özgürlük?
Toplumsal hiçbir baskı hissetmeden içinizden geldiği gibi giyinebiliyor olmak mı yoksa?
Canınızın istediği saatte uyuyup, canınızın istediği saatte uyanarak, yine canınızın istediği saatlerde istediğiniz kadar çalışarak, ihtiyacınız olan parayı kazanabilmeniz mi?
Bir hafta sonu tatilinde cep telefonunuzu kapattığınızda mı özgür hissediyorsunuz sadece kendinizi?

Hayatınızla ilgili her kararınızı sadece kendinizi düşünerek mi alıyorsunuz?
Kaderinizin ipleri tamamen sizin elinizde mi?
Başkalarının sizden yararlandığını düşündüğünüz oluyor mu?
Kaybetmekten korktuğunuz insanlar yok mu?
Değişmeye ne kadar açıksınız?
En azından yumurtayı nasıl yemekten hoşlandığınızı düşünün. İlle de rafadan mı? Yoksa “Bugünlük de böyle olsun, ne fark eder ki?” dediğiniz olur mu?

Önemsiz gibi görünen bu küçücük ayrıntıların mücadelesi içinde silinip gider sizi siz yapan sınırlarınız. Çünkü “özgürlük” sandığınız gibi “sınırsız” olmak demek değildir, tam tersine net ve güçlü sınırlara sahip olabilmenizle ilgilidir. Diğer bir deyişle, hayır diyebildiğiniz ölçüde, özgürlük alanınıza sahip çıkarsınız.



sınırlarınızı doğru çizerek, kendinize geniş bir özgürlük ve özgüven alanı yaratmanın incelikleriyle dolu, duyarlı bir rehber...




Hayır diyebilmeyi bilmeyenlerdenseniz size faydalı olacak bir kitap. Neden bazılarına hayır demek zordur?
Kibarlar; zarafetletini ve kibarliklarini birer silah olarak kullanırlar. Öylesine kibardirlar ki onları reddetmek olsa olsa kabalık olur diye düşünürsünüz.
Hayır değil.
Kibar bir talep kibarca reddedilebilir.
Muhtaçlar ;sürekli kurban rolünde ve yerli yersiz bir sürü beklentiyle karşınıza çıkar.
"Bu kez olmaz. Ben de zor durumda kalıyorum." demeniz yeterli olacaktır.
Emrivakiciler, duygusallar gücünü kullananlar manipülatörler, ısrarcilar bu sıralama uzayıp gider. Hayır demeye bir yerden başlamanin zamanı gelmiştir artık. Kendimize bile...
Hayır diyebilmenin en güzel yerlerini gösteren yazarın bazı yerlerde aşırıya kaçtığını düşünüyorum. Misal misafirlikte "kendi ellerimle yaptım tadına bak lütfen" denilmesinin, yemeğe kalınması için ısrar edilmesini yanlış bulmuyorum. Kendi aile iliskilerimi göz önüne aldığımda genel olarak bir çekingenlik, utanma duygusu hakim oluyor. Aman rahatsızlık vermeyelim, yemeğe kalmayalım gibisinden. Ev sahipleri genel olarak bu yüzden ısrar etme gayretinde bulunurlar. Bu ısrarın da zararı olduğunu düşünmüyorum. Kendimiz , keyfimiz, rahatimiz için herseye hayır demeyi doğru bulmuyorum. Bu bizi bencil, sadece kendisini düşünen bir topluma götürür. karsindaki insanın başka bir seçeneği yoksa kendinden fedakarlık edebilmelisin. İnsan insana muhtaçtır.




Sevdiğiniz için kıskançlığa kapıldığınız oluyor mu?

Peki ya, sevdiğiniz için kendinizi gözden çıkardığınız, var gücünüzle fedakârlıklarda bulunduğunuz, kendinizi sorgusuzca uğruna adadığınız, benliğinizden çaldığınız zamanlar var mı?

Sevdiğiniz için hep bir şeylere katlandığınız, tahammül etmek zorunda kaldığınız, acı çektiğiniz, çaresiz hissettiğiniz oluyor mu?

Böylece giderek sevginin içinde kendiniz olmaktan uzaklaştığınızın farkına varıyor musunuz?

Bütün bunlar sevginin mutlak birer parçasıymış gibi geliyorsa size, sevgi sandığınız bir hissin içinde kayboluyorsunuz demektir.

Sevgi tahammül etmek değildir, katlanmak, adanmak ve bu yolda benliğinizi gözden çıkarmak da değildir.

Sevgi parmak izi kadar özgün ama yarattığı sonuçlar açısından evrensel bir etkidir… Bu uğurda herkesin bilgisi, emeği ve düşünce disiplini kişiye özeldir. Sevgi kendiliğinden değildir, öğrenilendir. Dolayısıyla sevgisizlik de öğrenilmiş bir eylemdir. “Ben sevmeyi seçiyorum” demek elbette etkili ve iyi bir motivasyon sayılabilir ama katiyen yeterli değildir…

Sevgi için bilgi, emek, düşünce disiplini ve uygulama çok ama çok gereklidir. Çünkü insan Farabi’nin de dediği gibi bilmediğinin düşmanıdır. Sevgi, inşa edilen bir deneyimdir…

Sevgi sandığınız kusurları hayatınızdan çıkardığınızda geriye emeğinizle büyüyen eşsiz bir mutluluk, güven ve huzur hissi kalacaktır.




Başlarda çok akıcı bir şekilde gidiyordu ama nedense zamanla sıkılmaya başladım. Sanırım kitap da çok tekrar edilen yerler var ondan olsa gerek.
Ama kitap kötü bir kitap değil, okunabilir. Gerçek yaşamda gözümüzden kaçırdığımız birtakım durumlar olabilir, bu kitapla o açıklıkların farkına varabileceğimizi düşünüyorum. Özellikle bir şeye karar vereceğimiz zaman ilk olarak önceliklerimizi göz önünde bulundurmamız gerekiyor bunun çok net farkına vardım.

Kitabın konusuna değinecek olursak gerçek özgürlüğün sınırsız olma çabasında değil, net ve kararlı sınırlar koyabilme iç gücünde saklı olduğunu anlatıyor.

Kitap özgürlük alanınızın sınırlarını çizmenizi, genişletmenizi ve özgüvenle hem sınırlarınızı hem de ilişkilerinizi korumanız yönünde size rehberlik edecektir.

Hayır demenin reddetmek olmadığını aksine sahiplenmek olduğunu, kendi sınırlarınızı, kendi benliğinizi sahiplenmek olduğunu gözler önüne seriyor.

Hayır demek bazen olumsuz sonuçlar da doğurur. Bazı insanlar sizden uzaklaşır, sizi terk bile edebilir. Bu sonuçlar her zaman olasıdır. Ancak hayat adildir ve olması gereken olur. O yüzden hayır derken kaybetme riskini göze almanız gerekir.

Tabi hayır derken bazılarımız suçluluk duygusu içine de girebiliyor. Bu duygudan kaçmayın ancak bunun doğal bir suçluluk duygusu olduğunu fark edin.
Evet dediğinizde hissedeceğiniz suçluluk duygusuyla hayır dediğinizde hissettiğiniz suçluluk duygusu aynı değildir. Biri korkularınızı diğeri vicdanınızı esir alır. Korkuyla maskelenmis evetler yerine özgür hayırlarla doldurun hayatınızı diyor kitabın son sayfası...




Hayır diyebilme sanatı maalesef kitapta anlatıldığı gibi o kadar kolay olmuyor. Hayatın gerçekliği de size yardımcı olması gerekir. Çoğu insan kendi okuduğu bölüm dışında veya kendi sevmediği bir mesleği yapmak zorunda kalmış. Bugün hayır dese işinden, aşından olacak. Geçindirmek zorunda olduğu kişilere mahçup olacak. Yarın işsiz kaldığında borç para istediğinde ona hayır demesini salık verenler en önce ona hayır diyecekler. Çözüm bulundu mu yine hayır. Toplumun gerçekliğiyle konuşmak lazım. Bir sürü örnek verebilirim. Kitap adından da anlaşılacağı gibi hayır deme üzerine kurulu. Şunu deseydi anlardım. Bazen evet de diyebilmeliyiz. Çünkü hayır da evet de yerinde güzeldir. Hayır dedim bana zaman kaldı. Sorumluluğu bir anda kestim attım. Özgürüm. Hayır özgür değilsin. Bu sefer varsa vicdanın devreye giriyor. Hayır dediğin kişiler seninle aynı şartlarda değil. Belki konuşacağı, sığınacağı en son kişi sendin. Hayırda hayır var gibi yanlış bir algı var. Hayır da evet de gerektiği zaman kullanılmalı. Sen çoğu zaman hayır dedirterek insanın iyilik yapma duygusunu, merhametini, vicdanını elinden alıyorsun. Bu doğru değildir. İnsan tek başına yaşamıyor. Bireyselci, egocu bir yaklaşım topluma dinamit koymaktır. Kitabın yazarını göremedim. Çok güzel örnekler verilmiş ama reklam kokuyor. Maalesef son dönemde ticari kaygıyla bu tarz kitaplar öne çıkarılıyor. İnsanlar insani boyutu gözden kaçırıyor. Hayır dedim mutluyum, hafifledim. Yok öyle bir dünya!



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: