Hayata Dön Kitap Bilgileri
Yazar: Gülseren Budayıcıoğlu
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 20 dk.
Sayfa Sayısı: 400
Basım Tarihi: Ekim 2020
İlk Yayın Tarihi: 2011
Yayınevi: Remzi Kitabevi
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789751414601
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Hayata Dön Kitap Tanıtımı
Psikiyatrist Budayıcıoğlu'ndan roman tadında bir anlatı...
Hiç de güzel denemeyecek suskun mu suskun bir kız... O sustukça, terapistin tarihin mahrem yerlerinden bulup çıkardığı unutulmuş hikâyeler dökülüyor ortaya.
Genç firavun Tutankamon'un esrarı, Hitler ve Freud'un kişiliklerinde gücün analizi... 18. yüzyılda adına "Fısıltı Sanatı" dedikleri, evli kadınların yaşadığı aşk ilişkileri... Çariçe Katerina'nın çamaşırcılık ve hayat kadınlığından başlayan tılsımlı yazgısı... Eva Peron'un ve Prenses Süreyya'nın hüzünlü hayat hikâyeleri ve daha niceleri...
Derken suskunluk bozuluyor. Çirkin kızın hikâyesi başlıyor. Öyle bir hikâye ki acısıyla, dehşetiyle, hüznüyle her şeyi gölgede bırakıyor.
Çirkin genç kızın açıldıkça güzel bir prensese dönüşmesi... Psikanalizin sihirli değneğinin dokunduğu yerde ortaya çıkan bir başarı öyküsü
(Tanıtım Bülteninden)
Hayata Dön Kitaptan Alıntılar
1. "Her insan okunacak bir kitap gibidir."
2. "Çizerek okuduğum için kitaplar bile benim elimde perişan olur."
3. "Bazı müzik vardır içimize işler, bizi alır, bambaşka diyarlara götürür."
4. "Korkma, hepsi geride kaldı ve ben senin yanındayım."
5. "Kitaplar ona en iyi ilaçtan bile daha iyi geldi."
6. "İnsan yaşadıkça uzaklaşıyor eski kendinden."
7. ""Hayat insanların duygularını tıpkı dağlar, tepeler gibi şöyle veya böyle erozyona uğratıyor.""
8. "Kadınlara yapılan eziyetlere... Yine kadınların destek vermesi ne garip."
9. "Kadınlar var oldukları günden beri çok acı çekmişler."
10. "Eğer bir gün Alaeddin'in sihirli lambasını bulabilirsem, içinden çıkan devden üç şey isterdim."
11. ""İnanç ve şüphe geceyle gündüz gibidir, birbirlerinden ayrılmazlar.""
12. "Bazı müzik vardır içimize işler, bizi alır, bambaşka diyarlara götürür."
13. "Şimdilik deli değilim... Sonraya Allah kerim."
14. "Hiçbir şey çok uzun sürmüyor, ne keder ne sevinç... Yaşamaya devam ediyoruz."
15. "Sanki bir tarafım yarım. Bir türlü onu tamamlayamıyorum..."
Hayata Dön Kitap İncelemeleri
Peki Ala hayata döndü mü?
Her kitabı elime aldığımda içimden inanılmaz duygular geçer hemen başlamak hemen bitirmek için can atarım.
Özellikle gerçek hayat hikayesi olunca daha bir okuduğumu gözümün önünde canlandırırım seyrederim adeta.
Okumak isteyen arkadaşlara tavsiye edeceğim nadir kitaplardan biri hassas kalplere dokunacak, gözleri yaşatacak, nefesi kesecek, bukadar da olmaz dedirtecek bir hayat Ala'nın hayatı.
Kitabı çok az özetleyeceğim zengin varlıklı yakışıklı evin büyük oğluna gönlünü kaptıran İstanbul' bu Süreyya' nın eşi hapse girdikten sonra kizi Ala' nın başına gelen olaylar hiç istenmeyen hiç sevilmeyen aşağılanan vs vs
Alayı kimse sevmedi mi? evet kimse sevmedi elinden kimse tutmadı taki yazarımızla yolları kesişen kadar, elinden kimse tutmadı.
Ala Ala gerçekten yaşadıkların gün içinde ne çok geldi aklıma özellikle annenin ses tonu ile konuşman onun sana söyledikleri, gözümden yaşların aktığı satırlar oldu benim için.
Zenginlik beki çok şeydir ama sevgi saygı yoksa hiç bir şey dir. Küçük bir kızın başına ne kadar felaket gelebilir deseler ben bulakadarını tahmin edemezdim. Okumak isteyen arkadaşlar muhakkak okumalısınız sizde Ala'yı sevecek acımak yerine anlayacak sınız.
( Şunu da söylemeden geçemeyeceğim kitaplar kesinlikle dizi sineme tiyatro ya yansıtılmamalı herşeyin orijinali ve ilki güzeldir dizi ile alakası yok kitabın)
Kitapla kalın ucretsizkitap.com.tr ailesi :)
Kitaplarındakı sade ve akıcı dili bu eserınde de devam ettıren Gülseren hanım bu defa cok farklı konuları bır araya getırmıs gibi. Kıtaba asıl kaynak olan karekter olan Ala sıkıntılı ve ölümle burun buruna, sureklı ensesınde bır nefretin nefesıyle resmen tesadufen bugunlere gelmiş dedırten olaylar silsilesi içinde yaşamış. Kendını yalnızlığa kapatmıs . evde istenmeyen ne yaparsa yapsın yaranamayan bı annenın, kımsenın umursamadıgı uğursuz ve cirkın dıye adlandırdıgı varlıgı yoklugu önemsenmeyen kocamaan evde yatacak bır yatagı dahı olmayan annesının bıle nefretle butunleştırdıgı bı çocuktur. Yaşadiği onca hezeyan sonunda hayatta yanlız kalan ancak farkındalııgı cok yuksek acılarından kactıkca derslere yuklenen yemek yemeyı bıle unutacak kadar cok önem veren kıtap okumayı vok seven her konuda bılgı sahıbı olan Ala artık doktora gıtmesı gerektıgını kabul eder defalarca basarız olan Ala son sansını yazarımızda dener. Başlarda kendı hayatından eşinin kaybından cocuklarındanda cokca söz eden yazar olaylar arasında kopukluga neden olmus gibi. Aynı zaman da hastasını rahatlatmak için ona anlatttıgı hıkayelere de eserde yer verdiği için dünya tarıhınde cokca önemlı yere sahıp olan Freud, Hitler, eva peron gibi kişiliklere yerverilmiş sıkılmadan okayabılırsınız
Yazardan okuduğum dördüncü kitap, sevdim mi? evet sevdim kalemini sevdiğim güzel bir yazar, ama doktor olan yazarımız hastalarının hayatlarını ifşa ediyor mu? Diye de düşünmekteyim???
Benim aklımdan bu tarz bir düşünce geçerken, Gülseren Budayıcıoğlu, Hakkında Çıkan Akılalmaz İddialarla İlgili İlk Kez 2020 de Ayşe Arman'a Konuşmuş bu röportajını okudum. Ayşe Arman’ın bir sorusuna ; '-Benim bir ucretsizkitap.com.tr sayfam var, herkes gibi ben de kendi çapımda oradan bir şeyler paylaşıyorum. Genellikle olumlu yorumlar yazıyor, takipçilerim. Ama bir gün, bir hanım şöyle yazdı. Bu, benim yediğim ilk büyük darbeydi! Dedi ki, '''Siz, hasta bakarken para kazanıyorsunuz. Sonra o hastaların hikayelerini kitap yapıyorsunuz. Bir de oradan para kazanıyorsunuz. Şimdi de bir dizi yaptınız, oradan kazanacaksınız! Bu nasıl bir haksızlık ya?!''' ben ifşa ediyor mudur diye düşünürken işin bir de bu boyutu var…
Gelelim kitaba;
Aile içerisin de annenin ve babanın ne kadar önemli bir faktör olduğunu, sevgisizliğin ne derece de korkunç sonuçlar doğurabileceğini tüm gerçekliğiyle ortaya döken, akıcı kısa sürede okunacak bir kitap Ala’nın hayat hikayesi beni çok üzdü. Tavsiye ederim miyim? Evet, çünkü edebi olarak baktığımda akıcı, güzel bir kitap. Kitapla kalın…
Gülseren Budayıcıoğlu’nun Hayata Dön adlı kitabı, derin psikolojik yaralarla boğuşan Ala’nın hikâyesi üzerinden, annelik, travma ve iyileşme temalarını ele alıyor. Ala, vaktiyle izlediğimiz İstanbullu Gelin dizisindeki Süreyya’nın kızı olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu kez, dizideki yüzeysel anlatımın çok ötesinde, içe işleyen bir gerçeklikle.
Kitap boyunca Ala’nın çocukluk travmaları, özellikle annesi Süreyya’nın soğuk, sevgisiz ve kırıcı tavırları ön planda. Süreyya’nın da kendi çocukluğunda sevilmemesi, evladına aynı duyguyu yaşatmasını mazur göstermiyor. Aksine, nesiller arası aktarılan bir duygusal ihmal zincirine tanık oluyoruz. Ala’nın “sen ben olacaksın” cümlesiyle şekillenen kimlik karışıklığı, Gülseren Hanım’ın terapi sürecinde yavaş yavaş çözülmeye başlıyor.
Gülseren Hanım’ın kendi yaşamına, özellikle eşi Aydın Bey’in kaybına dair küçük dokunuşlar da kitabı daha insani ve samimi kılıyor. Tüm bu anlatı, sadece bir psikolojik danışma süreci değil, aynı zamanda bir “hayata dönüş” hikâyesi olarak karşımıza çıkıyor.
Kitap, özellikle anne-kız ilişkilerine farklı bir pencereden bakmak isteyen herkes için sarsıcı ve öğretici bir okuma sunuyor. Ala’nın sesi, sadece kendi yaralarını değil, bastırılmış nice sessizliğin yankısı gibi.
Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu'nun okuduğum ikinci kitabı olan Hayata Dön ile karşınızdayım Madalyonun İçi kitabını öyle çok beğenmiştim ki bütün kitaplarını okuma kararı aldım Hayata Dön kitabında çocukluğunda hiç sevgi görmemiş, fiziksel ve ruhsal şiddete maruz kalmış, insan aklının alabileceği her türlü acıyı tatmış olan Alâ ile tanışıyorsunuz. Ama o ne tanışmak Yarabbi Anlatılan hikayenin acı eşiğinin çok yüksek olması ve gerçek bir hayat hikayesi olmasından kaynaklı göz yaşlarınız sel olup akıyorBöylelikle iyi bir ailede doğup büyümenin insan psikolojisindeki yerini bir kere daha görüyoruz
Çeşitli doktorlara gidip psikolojik destek almak isteyen Alâ'nın artık son çare (!) olarak Gülseren Hanım'a gelmesi, ondan yardım istemesi ile başlayan tedavi süreci, yaşadığı travmaların etkisiyle iletişim kurmakta zorlandığı için tedavide onu konuşturabilmek adına doktor hanımın anlattığı patatesin tarihi, Tutankamon'un gizemi, öküz hikâyesi, Prenses Süreyya, Hitler-Freud dönemi yaşanan olaylar, Çariçe Katerina, Eva Peron, lale çılgınlığı gibi hikâyeleri dinleyerek siz de bilgileniyor, seans anınının sıcaklığını ve duygu yoğunluğunu içinizde hissediyorsunuz.
Kliniğe gelen diğer hastaların da tedavi süreçlerine şahit oluyorsunuz ama Alâ karakteri kitapta oldukça baskın olarak işlenmiş ve bu kitapta Doktor Hanımın hayatına dair daha detaylı bilgi sahibi oluyorsunuz.
Oldukça sade ve samimi anlatımıyla her kesimden kişinin sevip okuyabileceği bir kitap olduğunu düşünüyorum.