Hayat Kitap Bilgileri
Yazar: Engin Geçtan
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 8 dk.
Sayfa Sayısı: 181
Basım Tarihi: 2023
İlk Yayın Tarihi: Ocak 2012
Yayınevi: Metis Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789753423656
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Hayat Kitap Tanıtımı
"Büyük kent insanının sık kullandığı uyuşturuculardan biri de hız. Aynı şey, telaşsız da aynı sürede yapılabilir, üstelik yapılacak şeye ayrılan zaman ve enerjinin bir bölümü seferberlik sırasında tüketilmeden. Ama hız, insanın içindeki boşlukla yüzleşmemesi için çağdaş normların da pekiştirdiği ve uyuşturucu niteliği kazandığında yavaşlatılması zor bir araç. ‘Yaşamın amacı ölümdür’ ilkesi doğrultusunda, her anı, aslında ne olduğu da pek tanımlanmamış bir sona bir an önce ulaşmak istercesine yaşamak. Ölçülen zamanın egemenliği, benliğimize mal ettiğimiz çalar saatlerden ötürü ilk bakışta bize baş edilmez görünebilir. Ancak yaşantılarımıza dikkatle bakıldığında, pek çok şeyi, saati ayarlamış olduğumuz zamanda değil de ‘eşref saati’ geldiğinde gerçekleştirebildiğimizi görebiliriz. Trafik ışığı kırmızıya dönüşmeden önce yetişebilmek için seferberlik durumuna geçtiğinizde ya da asansörün gelmesini bekleyemeden merdivene yöneldiğinizde kazandığınız saniyelerin neden sizden daha değerli olduğu sorusunu hiç kendinize sordunuz mu?"
- Engin Geçtan-
Hayat Kitaptan Alıntılar
1. "En zor şey, karanlık bir odada bir kara kediyi bulmaktır, özellikle odada kedi yoksa."
2. "Değersizlik duygusunun tohumları çocukluk yıllarında atılır.."
3. "herkes kendi hikâyesini anlatmak isteyecek."
4. "..öğrendiklerim bana çok şey kattı ve sanırım benden biraz bir şeyler de götürdü.."
5. "Anlaşılabilme umudunu tüketen insanlar, dünyayla ilişkilerini beğenilme üzerine kurma eğiliminde oluyorlar.."
6. "bir umudun peşine takılıp yaşamın kendisinden kaçmaya mı çalışıyorlar.."
7. "Okuyarak öğrenilecek ve yaşanarak öğrenilecek şeyler var; önemli olan bu ikisinin birleşimini oluşturabilmek."
8. "Önce günaydın, sonra biraz haz, biraz acı, biraz aşk, biraz hayal kırıklığı, biraz sıcaklık, biraz yalnızlık, biraz boyun eğme, biraz baş kaldırı ve ardından iyi geceler."
9. "Okunarak öğrenilecek ve yaşanarak öğrenilecek şeyler var; önemli olan bu ikisinin birleşimini oluşturabilmek."
10. "Alışılageldiğimiz düşünceleri altüst eden karşıtlıkların temelinde, içsel yaşantılarımızı normal konuşma diliyle anlatma zorluğu yatar. Çünkü içsel yaşantılarımız konuşma dilinin sınırlarını fazlasıyla aşar” diyor Suzuki."
11. "Narsistik kişilik bozukluğunun en ayrılmaz parçası istismardır. Narsisist birini yüceltir, sonra da yücelttiği kişiyi acımasızca bir kenara atıverir. Bu olgu, patolojik narsisizmin özüdür. Narsisistik kişi, sömürerek, yalan söyleyerek, hakaret ederek, aşağılayarak, karşısındaki insanı yok farz ederek, manipüle ederek çevresini kontrol eder."
12. "Okunarak öğrenilecek ve yaşanarak öğrenilecek şeyler var; önemli olan bu ikisinin bireşimini oluşturabilmek."
13. "..insanlar depresyon yaşamakta olduklarının farkına değil.."
14. "“İnsan geleceği düşünmeye başladığı andan itibaren, yaşamakta olduğu cenneti terk edip anksiyete dünyasına adım atar; üzerine kaygının gri tonu çöker, hırs dürtüsü oluşur, mülkiyet başlar ve düşünceden yoksun, yabanın keyifli hayatiyeti kaybolur.”"
15. "Narsist birini yüceltir, sonra da yücelttiği kişiyi acımasızca bir kenara atıverir. Bu olgu, patolojik narsisizmin özüdür. Narsitik kişi, sömürerek, yalan söyleyerek, hakaret ederek, aşağılayarak, karşısındaki insanı yok farz ederek, manipüle ederek çevresini kontrol eder."
Hayat Kitap İncelemeleri
"Bir deneyimi yaşamamış olduğu halde
onun gerçek olduğunu reddetmek kadar büyük aptallık olamaz"
-"İmam Gazali " S:14
Kitabın girişinde düşünürlerin, araştırmacıların sözleri ve çalışmalarının süzgeçten geçirilmiş şeklini çok güzel veriyor. Oldukça sade ve anlaşılabilir bir dille anlatıyor. Film ve kitap önerileri sunuyor okunacak bir çok eser ekledim listeme.
Öyküler,düşünürlerin “şeylere” bakış açıları ve düşünceleri.
Tarih, coğrafya, siyaset, tarım, mülkiyet… İnsanın hayatta değdiği, yazarın değebildikleri kadar
kitabın adı tam da bu…
Kuantum fiziğini o kadar basit ve yalın işlemiş ki hiç anlayamayanlar bile en azından fikir sahibi olabilirler.
Tecrübelerini aktarması, bilmiyorum demenin ne kadar kolay olduğunu göstermesi, bir otorite gibi ben yazdım ben biliyorum dememesi, sizede düşünme ve sorgulamanıza fırsat vermesi.
Bazı kitaplar vardır: “
Tekrar tekrar okudum; çok şey yazılmış, hiçbir şey söylenmemişti.”
Sayfa 20. Bu kitap için geçerli değil söylenmesi gerekenler söylendi elbette okuduklarınız ne kadar düşünce düzeyinde kalıyor ne kadar hayatımızla bütünleşiyor bu sizinle alakalı.
’ın
kitabını okumayanlar için şiddetle tavsiye ediyorum. Okumak isteyenler için inceleme linki
.
İşte hayat:
Önce günaydın, sonra biraz haz, biraz acı, biraz aşk, biraz hayal kırıklığı, biraz sıcaklık, biraz yalnızlık, biraz boyun eğme, biraz baş kaldırı ve ardından iyi geceler.
Sayfa 162
Sevgili Engin Geçtan bu güzel ve anlamlı eserde ; İnsanın değişiminden söz ediyor bol bol , kendi hayatından, düşüncelerinden kesitler vererek , hiçbir zaman olduğum gibi kalmadım. Değişim insanın doğasında var diyor. Kendilerini, alanının en güzel temsilcilerinden biri olarak görüyorum. Bence kendini anlamış, insanıda anlamış ... ( O bunu kabul etmeyecek kadar alçakgönüllü bir insanmış orası ayrı :) )
Eserin temel olarak anlatmak istediği , benim anladığım kadarıyla; İnsan olmak için vardır. Yapmak için değil. Örnek verecek olursam : Eş olmak , anne olmak , eşlik yapmak , annelik yapmak değil , bunları benimseyip içinde özümseyip o olmak ... İçinde özümsemedigimiz her şey, bir yerden sonra bize yük olur. Buna kesinlikle katılıyorum.
Hayatın akışında insanın neler hissettiği çok önemli, bu eserde de onu anladım.. Duygularımız bizim fizyolojik özelliklerimizden ve ötelenip yok sayılmayacak bir olgu , her seyimizle insanız. Acımızla , mutlulugumuzla , depresyonumuzla , hepsini doğal dengesinde bırakmak gerekiyor. Müdahaleci olmamak gerekiyor , her şey yaşanmalı...
Sanki bir öğreti , yaşam felsefesi bulmuş Engin Genctan , mesleğinden bağımsız bir şekilde... Bir yol tutturmuş , inanmış, böyle çok güzel yaşamış... Teşekkür ederim beni bu yaşanmışlık dolu maceralarına ortak ettiğin için ... Çok şanslı bir okur olduğumu hissederek ayrılıyorum sayfalardan ...
Bu kitaptan ne öğrendim bilmiyorum ama çok şey bilinçaltıma girdi gibi geliyor. Pür dikkat okudum. Zevk alarak değil ama “çok önemli şeyler anlatıyor,bir satır bile kaçırmayayım” diye diye bitirdim. Ağır bir kitap bence, bilgi dolu ve yavaş ilerliyor.
kitabını okuduğumda, yazarın ne kadar yetkin bir Psikiyatrist olduğunu fark etmiştim. Bu kitabın da benzer içeriği olduğunu düşünmüştüm fakat daha çok deneme türünde denilebilir. Yani yazar yer yer kendi anılarına, düşüncelerine ve deneyimlerine yer vererek, bir şeyleri ispatlamaya çalışmadan ortaya karışık yazılar dökmüş ortaya. Kitabın adı gibi; Hayat. Mesleki yetkinliğinin yanı sıra, entellektüel donanımını da taktir ettim. Çok okuduğu, bir çok alanda az biraz bilgi sahibi olduğu satırlardan anlaşılıyor. Tarihi olay ve olguları uzman bakış açısı ile psikoloji penceresinden değerlendirmesi eserden daha çok sevk alarak okumamı sağladı. Uzun zamandır okuduğum türlerden farklıydı. Doğrusunu söylemek gerekirse bambaşka bir bilgi okyanusunun kenarında buldum kendimi ve bir kez daha cehaletimin farkına vardım. “Asla yeteri kadar bilgili olamayacağım” düşüncesinin yakıcılığı bir anlığına gelip oturdu göğsüme. Sonrasında, yolda olmanın bilgeliğe ulaşmaktan daha zevkli olduğu savı ile kandırdım kendimi ve okumaya devam ettim.
Yeni ufuklar açan, güzel bir kitap. Mutlaka okunmalı diyemem ama vaktiniz varsa bir şans verebilirsiniz.
Merhabalar
Engin hocamızın etkiliyici dili sayesinde kitap bittikten sonra bile düşünmeye devam ettim. Kitap içeriği hayata dahil olan özerklik, zaman,sevgi,yalnızlık,paylaşım,kabul edilme,duyarlılık gibi konulardan oluşuyor. Hocamız kendi gözlem ve farkındalığını ortaya koyarken, okuyucuyuda bu konularla ilgili bakış açısını irdelemeye teşvik ediyor.
Engin Geçtan kitabını “hoşça kalın!” diyerek bitirmiş. Vedalar önemlidir
”ortak değerlerin yerini,herkesin kendi normlarını ve değerlerini kendi bildiğince yaratma çabalarının alması,birbirimizi anlamamızı ve birbirimize ulaşabilmemizi gittikçe zorlaştırıyor. (Sf10)”
”Anlamak sözcüğü bir başka insanı hissedebilmeyi ifade eder. Bana göre aslolan,birlikte olduğumuz insanı hissedebilmek ve ona yaşadıklarımızı hissettirebilmektir ki bu ikisi zaten eşzamanlı olarak yaşanır. Aksi takdirde bir öznenin bir nesneyi anlaması gibi paylaşmaktan yoksun bir yaşantı söz konusudur.(sf64)”
”hayatın bir süreç olduğunu kendimizi her an kendimiz olarak hissedebilmemizin mümkün olmayacağını, hayatın inişleri ve çıkışları olduğunu kabul ederek; kendimize başarılı bir hayat ısmarlamaya çalışmanın,kendimizden vazgeçme tehlikesini de beraberinde getireceğinin idrakiyle yaşamalıyız.(sf81)”
”bana göre,hayat bir dizi rastlantı ve bizim o rastlantılarla birlikte varolduğumuz ya da olmadığımız.(sf162)”
"...hayat bir dizi rastlantı ve bizim o rastlantılarla birlikte varolduğumuz ya da olmadığımız. Önce günaydın, sonra biraz haz, biraz acı, biraz aşk, biraz hayal kırıklığı, biraz sıcaklık, biraz yalnızlık, biraz boyun eğme, biraz başkaldırı ve ardından iyi geceler. Düş gücü ve tutkuları engellenmişler için ise hayat, çocukken oynadığımız oyunların büyüyünce izin verilmeyen oyunsuzluğu. Bence hayat, burada saydıklarımla ve saymadıklarımla, tartışılması gerekmeyecek kadar sıradan ve yalın. İnsanlık tarihi boyunca onu karmaşık hale getirme yönünde öyle ustalaşmışız ki bazılarımız bununla ilgili bir şeyler söyleme ihtiyacını duyuyoruz; hayatın kendisinden çok, onu çözülmesi zor bir yumağa nasıl dönüştürdüğümüzü anlatabilmek umuduyla..." diyerek bitirmiş Engin Geçtan kitabını.
Kimine göre hayat, doğadan kopuşla başlayan yabancılaşma, yalnızlaşma süreci; hayat, "mış gibi" yaşayarak, bize kesilen rollere bürünüp bize biçilen zamanı tamamlama süreci... Kimine göre ise hayat, yaşamakta olduğun zaman, tüm kargaşaya "nasıl" katlandığımızı idrak edebilmek ve bize olumsuz gelen olgulara "rağmen kendimizi varedebilme" yolunda uğraş vermek; "Ben ve benim hayatım" yerine kendini hayatın merkezine koyarak yaşamak.
Mutlaka okunması gereken kitaplardan olduğunu düşünüyorum.
Keyifli okumalar.