Hasretinden Prangalar Eskittim Kitap Bilgileri
Yazar: Ahmed Arif
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 13 dk.
Sayfa Sayısı: 184
Basım Tarihi: Kasım 2017
İlk Yayın Tarihi: 1968
Yayınevi: Metis Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789753426527
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Hasretinden Prangalar Eskittim Kitap Tanıtımı
Hasretinden Prangalar Eskittim, ilk kez 1968 yılında yayımlandı. O tarihten günümüze defalarca baskı yaptı. Birbirini takip eden birkaç kuşak sosyalist ve devrimcinin ellerinde, sözlerinde ve şarkılarındaydı. Birçok kişinin acı tatlı hatıralarında unutulmaz, özel bir yeri oldu.
Ahmed Arif şiirleri bizce, hem şairin kendi kuşağının hem de ardından 68-78 kuşaklarının memleket ve halk sevgisini, isyancı ruhunu ve başkaldırı etiğini simgeliyor. Kitabın bu 40. yıl özel basımıyla Ahmed Arif'in dizeleriyle, eski kuşaklara bir kırmızı karanfil vermek istedik. Daha da önemlisi, gözlerden silinmeye çalışıldıkları bu çağda, bu fikirleri ve değerleri genç okurlara taşımak, hatırlatmak istedik.
(Tanıtım Bülteninden)
Hasretinden Prangalar Eskittim Kitaptan Alıntılar
1. "Bir umudum sende,
Anlıyor musun?"
2. "" Unutmuş gülmeyi gözbebeklerim. ""
3. "''Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...''"
4. "Seviyorum seni,
Çıldırasıya..."
5. "Susmak ve beklemek, müthiş!"
6. "" Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
Ve asıl biz biliriz kederi.""
7. "Seni, anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini..."
8. "“Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?”"
9. ""Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne üstüne
Tükür yüzüne cellâdın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile.
Dayan rüsva etme beni.""
10. "Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni..."
11. "Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan"
12. "Seni, baharmışın gibi düşünüyorum,
Seni, Diyarbekir gibi,
Nelere, nelere baskın gelmez ki
Seni düşünmenin tadı..."
13. "Bir umudum sende,
Anlıyor musun?"
14. ""Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda."
Yiğitlik, sen cehennem olsan bile
Fedayı kabul etmektir,
Cennet yapabilmek için seni,
Yoksul ve namuslu halka.
Bu'dur ol hikayet,
Ol kara sevda."
15. "- Gün ola,
Devran döne,
Umut yetişe..."
Hasretinden Prangalar Eskittim Kitap İncelemeleri
Şiirin Orhan Kemal'i, Ahmed Arif'tir!
Süslü kelime kaygısı yok şiirlerinde. Sokağında, sohbetinde hangi kelimeler varsa şiirinde o var.
'Ben' diyor, 'İstanbul burjuvaları gibi süslü kelimelerle yazamam. Ben doğuluyum. Acılarımı yazıyorum." Ancak 'yazamam' diyor, bilmiyorum değil. Bildiğini de şuradan gayet iyi anlıyoruz: "To be or not to be" değil.
"Cogito ergo sum" hiç değil...
Asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı,
Durdurulmaz çığı
Sonsuz akımı.
İşte bu nokta çok önemli. Biz Batı ile Doğu arasında uzun süredir bocalıyoruz. Doğulu muyuz, Batılı mı? Bunu uzun uzun tartışırım ancak konu bu değil. Konu ne olduğunu bilen bir şair. Hasretle prangalar eskiten, aç ve susuz kalan, dünyaya karanfil kokuları salan, yokluğa cehennemin öbür adı diyen, gülünç, acemi ve çocuksu şeyler kuran Ahmed Arif...
***
Terk Etmedi Sevdan Beni şiirini bilmeyen var mı? Pranganın ne olduğunu bilmeyenin bile dilinde değil midir, Hasretinden Prangalar Eskittim şiiri?
***
Günün şartlarına ve örneklerine göre yazmak ve var olan yolda yürümek yerine yeni bir yol icat etmek de ayrı bir başarıdır. Bunu başarmıştır Ahmed Arif. Meşhur Orhan Veli ve tarzından uzak durmak, 'Nazım gibi bir şair var ne yapabilirsin ki' düşüncesiyle baskılanmak ve 'Nazım gibi yazmak' mı, 'Nazım'dan sonra yazmak' mı düşünceleri arasından kıvrak bir çalımla çıkıp Ahmed Arif olmak...
***
Kitapla ve Ahmed Arif ile ilgili en güzel incelemeyi bence Adnan Binyazar yazmış, kitabın son bölümünde.
***
Şiiri ve hissi hissetmek için okumalısınız...
Kürt kökenli olan yazarımız Zazaca, Kürtçe, Arapça dillerini de bilmektedir. Öğrenim hayatını yazmış olduğu şiirler (Palmiro, 33 Kurşun )tutuklanmasına yol açtığı için yarıda bırakmıştır. Anadolu'ya ve Leyla'ya duyduğu sevgiyi şiirlerinin temeline koyan yazarımızın hayattayken yayınlanan tek kitabıdır.
"Terketmedi sevdan beni, "
diye başlar. Sonra güzel güzel, tane tane anlatır. Aşkın beklentisiz zirvesini yaşatır. Sahi ya Ahmet Arif'ten yola çıkarak günümüzü ele alırsak; var mıydı bizimde terk etmeyen sevdalarımız. Tüm benliğimizle yüreğimizin attığına, var olduğuna inandığımız...
"Aç kaldım, susuz kaldım,"
diye devam eder. Bir nevi ızdıraptır aslında var olan sevgiliye aç kalmak susuz kalmak. Lâkin beklentisiz sevmişse bir yürek, sadece var olduğu için bile binlerce kez şükrediyorsa cefa gelmez çekilen bilâkis hoşluktur, hediyedir yürekten seven için.
"Can garip, can suskun,
Can paramparça..." olur ama
"Terketmedi sevdan beni..."
bunu öyle yürekten ifade etmiştir ki sadece okumakla yetinen bizleri bile alır bambaşka duygulara götürür...
Cemal Süreyya' nın ifadesi ile "Her şairin konuşma tarzıyla ( hatta yüzüyle) şiiri arasında bir yakınlık, bir benzerlik vardır muhakkak; ama konuşmasıyla şiiri arasında bu kadar bir özdeşlik bulunan bir şaire ilk kez Ahmet Arif te rastlıyordum."
Velhasılıkelam Ahmet Arif bizden, içimizden biri. Tüm sıcaklığı ve samimiyetiyle sizi anadolu selamıyla kucaklıyor.
Şarkıya çevrilen şiirlerini de dinlemenizi tavsiye ederim.
Mağlup mu desem, mahçup mu?Ama ikisi de değil,
Ben garip, sen güzel, dünya mutlu... Öyle tuhafım bu akşamüstü.
Bu sözüyle başlamak istiyorum öncellikle incelemeye, hepsi birbirinden güzel zaten. hangisini yazsam diğerinin boynu bükük olacaktır. Şiir okumayı çok severim, bu kitabıda bir türlü okumak nasip olmamıştı .PDF olarak okudum, ama kitap olarakta elime alıp, defalarca okuyacağım ,buna emin olabilirsiniz. Tekrar tekrar okunacak bir kitap. Nazım Hikmet'ten sonra benim için Ahmed Arif gelir. Şiirlerinde 68-78 kuşaklarının memleket ve halk
sevgisini, isyancı ruhunu ve başkaldırı etiğini simgeliyor. Şiirlerinde mertlikten adamlıktan ve yüreklilikten bahsediyor. Sevda , özlem ve öfkeyle döküyor kağıda cümlelerini . "Terk etmedi sevdan beni diyor ." karşılıksız kaldığı sevdiğine. Bir insan acı çekti mi , sözcükleri bu taştan geçmeden şiire giremezmiş.Ahmed Arif Acı'yı öfkeye dönüştürdü.
"Hırsla çakarım kibriti,
İlk nefeste yarılanır cıgaram,
Bir duman alırım, dolu,
Bir duman, kendimi öldüresiye.
Biliyorum, "sen de mi?" diyeceksin,
Ama akşam erken iniyor mahpusâneye.
Ve dışarda delikanlı bir bahar,
Seviyorum seni,
Çıldırasıya..."
Kitabın içeriğinden pek bahsedemedim daha çok tavsiye ve ne kadar beğendiğimden bahsetmişim.d İlk defa bir inceleme yaptım o yüzden olabilir(: istediğim gibi olmadı ama sürç-i lisan ettiysem affola. Teşekkür ederim okuduğunuz için. Kitabı okumadıysanız henüz, geç bile kaldınız diyebilirim. Okumanızı çok tavsiye ederim. Mutlu kalın, kitaplarla kalın.
İyi ki kitaplar var...
Şiir yazabilmek herkesin harcı değil. Ne çok isterdim yazabilmeyi , duygularımı kağıda dökebilmeyi...
Şiirle okul yıllarımda tanıştım o gün bu gündür okuyorum. Bana göre insanı etkilemeli şiir . Kendinden bir şeyler bulmalı...
Bu kitabı okuduğumda dedim ki kendime ; ne kadar geç kalmışım. Ahmed Arif' i okumakta. Kayıpmış benim için. Okudugum şairler içerisinde Nâzım Hikmet' den sonra ikinci sıraya aldığım şair oldu.
Ahmed Arif ; halkın şairi ...
Döneminin şairerini örnek almayıp, duygularını kendine has yorumlayarak özgün şiirini yaratmış. Öz dilini şiirinde kullanarak, doğallığı yansıtmış. Samimiyetini, yalınlığını hissettiren, içimizden bir dediğimiz bir şair.
"Dağlarıma bahar gelmiş memleketimin..." diyerek hasretini,
"Terketmedi sevdan beni
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...."
Ile sevdasını, özlemini,
"Biz ki yarınıyız halkın
Umudu, yüz akıyız..."
İle yiğitliğini, devrimci ruhunu hissettirmiş okura.
Halkın içinden gelen , destansı, sade, özgün şiirleriyle , sevdasıyla insanı etkileyen ve okuyanın kendisinden bir şeyler bulabildiği şiirler. Beni fazlasıyla etkiledi. Defalarca yazıp sildiğim sözcüklerle, haddim olmayarak, anlatmaya çalıştım. Uzun lafın kısası okumadı iseniz, geç kalmışsınız. Keyifli okuyabilirsiniz...
MERHABA KİTAPPERESTLER✿
Hem memleket sevdasının hem aşkın hem de prangaları eksitecek kadar hasretin şairi... Onun şiirleri sanki anonim şarkılar gibi dillerde. Seni, seni anlatabilmek seni... Evet kendi dizelerinle seni anlatabilmek belki de en zoruydu, gerçek adı Ahmet Önal...
16-17 yaşlarında başlamıştı şiir yazmalara ama bugün o şiirlerin hiçbiri yok. Her biri bir kızda kaldı ya da poliste.
Ahmed Arif "Geri alamadım hiçbirinden, o şiirler çocukluğumun olmayan fotoğraflarıydı" diyordu.
Otuzüç Kurşun şiirini yazdığında liseyi daha yeni bitirmişti. Bu şiir aslında bir katliama verilen tepkinin destanıydı. Şiirini ünlü sanatçı Zülfü Livaneli besteleyip söylemiştir. Fikret Kızılok' da söylemişti Ahmed Arif'in "Yüreğim dolarak yazdığım 33 Kurşun'u" dediği şiirini.
Bir halk zorla çıkarılırken evlerinden, gidecek yerleri yokken.Hani çocukların oyun oynama hakları ellerinden alınırken, bir daha o oynadıkları yerlere hiç gelemeyecekleri için ağlamışlarken. Umutsuzluğu zorla içlerine işlemişlerken işte o vakit sen seslendin sessizliklerden "UMUTSUZLUK YASAK!" Bir Devrimci için umutsuzluk duygusu yasaktı, çünkü insanlığın yarını umuduydu. Bir şair devrimciyse elbetteki yaşadıklarını kaleme alırdı, sadece kendinin değil halkın acılarını, ağıtlarını şiirleriyle harmanlar, geçmişin karanlığına, geleceğin aydınlık sonsuzluğuna uzanan halkın sesi olur. Sen ki umutsuzluğa ramak kalmış insanların yankılı umut sesi oldun. "Ve terketmedi sevdan bizi." Anlatamadıysak seni sana layık, affedesin bizi.