Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Hasret - Canan Tan | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Hasret Kitap Bilgileri


Yazar: Canan Tan
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 58 dk.
Sayfa Sayısı: 352
Basım Tarihi: Mayıs 2019
İlk Yayın Tarihi: Mart 2013
Yayınevi: Doğan Kitap
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786050913149
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Hasret Kitap Tanıtımı


Gittin...
Bir yemin kaldı aramızda
Yarısı senin
Yarısı benim...

Hasret, izleri Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet öncesi döneme uzanan, gerçek yaşamdan alınmış kırık bir aşkın ve ömür boyu süren hasretin öyküsü.

Müslüman bir bey oğluyla bir Rum kızının tüm engellere rağmen filizlenen sevdası, önüne çıkan ne varsa yakıp yıkacak güçte bir kora dönüşür. Ancak ayrılık kaçınılmazdır.

Lozan Antlaşması'nın öncesinde imzalanan Mübadele Sözleşmesi, bir buçuk milyona yakın insanı yerlerinden yurtlarından ederken, geride parçalanmış hayatlar, boynu bükük aşklar ve nesiller boyu sürecek hasret hikayeleri bırakacaktır.

Tıpkı Tacettin'le Patricia'nın hikayesi gibi...
(Tanıtım Bülteninden)




Hasret Kitaptan Alıntılar


1. "Oldukça güzel bir kızdı, çevresindeki insanlara biraz tepeden bakan bir havası mı vardı yoksa bana mı öyle gelmişti, kestiremedim."




2. "•••

“𝐆𝐮̈𝐥𝐮̈𝐦𝐬𝐞𝐲𝐢𝐧𝐢𝐳 𝐥𝐮̈𝐭𝐟𝐞𝐧… 𝐆𝐮̈𝐥𝐮̈𝐦𝐬𝐞𝐲𝐢𝐧𝐢𝐳…”

•••"




3. "İyileşmeyecek yara yoktur şu dünyada. Zaman her şeyin ilacıdır."




4. ""Ömür boyu süren hasretler vardır; ne yaşarsa yaşasın, bir yani eksik kalır insanın.""




5. ""Elinizi uzatıp tutamadığınız hiçbir şey size ait değildir.""




6. "Bu ne yakışıklılık!!
Yakacaksın şu Keskin’in kızlarını.."




7. "Yokluğunu kaldıramaz bu yürek."




8. "Sizden tek ricam,beni kendi halime bırakmanız."




9. "Ömür boyu süren hasretler vardır.
Ne yaşarsa yaşasın,
Bir yanı eksik kalır insanın."




10. "Açan her bir çiçek umuttur
Kuşlar kanatlarında taşırlar umudu"




11. "Ölmüş birilerinden hesap sormaya kalkar mı insan?"




12. "O sevda bana ömür boyu yetecek kadar güçlü.."




13. "26 Ağustos sabahı Mustafa Kemal Paşa'nın komutanlığında Büyük Taarruz başladı. 30 Ağustos günü Başkumandanlık Meydan Savaş'nda Yunan ordusunun ana kuvvetleri yok edildi. Yunan askeri adım adım geri çekilmeye başladı. 9 Eylül sabahı Türk ordusu İzmir'deydi. Yunanlıların Küçük Asya seferi hezimetle sonuçlanmıştı. Zafer Türklerindi."




14. "Kandillerin ışığı siyaha yürüdüğünde
Gözlerini bana bırak
Işığım olsunlar..."




15. "Seni mesut etmek için elimden geleni yapacağım. Bundan kuşkun olmasın."





Hasret Kitap İncelemeleri


Hasret Canan Tan'ın okuduğum en güzel kitaplardan benim için artık. Okurken gözlerim ara ara buğlandı. Hepimizin belkide hasretle beklediği bir kişi vardır. Ya da bir çok kişi kitabın bir bölümünde baş karekter Tacettin ölüm mü hasretlik mi diye kendisine bir boru soruyor ölüm karekkerimiz için daha cazim geliyor tabiki hasretlikten.
Kitap Anadolunun ortasında Kırıkkale'ye bağlı Keskin kasabasında geçiyor. Ve zaman kurtuluş Savaşı'nın olduğu bir dönem.Bey oğlu olan Taccettin ve Rum kızı olan Patricia'nın bir birini çok sevmesi ve bu sevdadan Ali diye bir oğulları olması. Ama bütün bu bevmelere rağmen ayrılık kaçınılmazdı. Çünkü önlerinde Nüfüs Mübaledesi vardı. Taccettin Bey hem sevdiğinden hemde oğlundan ayrı düşecekti. Ben işe hep Tacettin bu kadar severken neden evlenmedi Patricia'yla diye çok sordum ailesi istemiyordu evet ama ailesine karşı gelebilirdi çünkü kendide çekirdek bir aileyi temsil ediyordu. Engelleyebilir miydi gitmelerini billiyorum yaşanmış bir olayın romanıydı bu zaman, yaşam tarzları bellkide Tacettin Beye hak verilmesi gerektiğini gösteriyor olabilir ama hayat devam etmişti karekterimiz için içindeki büyük özlem ve hasretle evlenip çoluk çocuğa karışmıştı bile...
Zaman galiba her şeyin ilacı herkese iyi okumalar




Yüzyıllardır iç içe yaşamış kaynaşmış iki toplum; İnançlarının, yemeklerinin, kültürlerinin farklılıklarına rağmen, anlayışla, hoşgörüyle, aynı coğrafyayı paylaşan ve gönül bağları olan Türkler ve Rumlar... Bu kitabı okurken buram buram anlıyor ve hissediyorsunuz ki, Coğrafya Kaderdir!
.
Kitap Kurtuluş Savaşı Döneminde ki olayları anlatıyor.
O dönemin şartlarını, meydana getirdikleri olumsuz olayları, Kısacası Mübadele dönemini...
.
Türk Yunan Devletleri arasında Lozan Antlaşması öncesinde yapılan Mübadele Antlaşmasıyla tek gecede herşey değişiyor
Ve bu zulmün ve bu sıkıntıların en büyük baş kahramanı Tacettin ve Patricia!
Anadolu ve Yunan halkı arasındaki zorunlu göçler başlıyor ve asla insani olmayan zor koşullarda tek gecede evlerini ocaklarını vatan bildikleri toplarını terk ediyorlar. Geriye ne mi kalıyor? Eşini ve çocuğunu kaybetmiş yıkık çaresiz bir kor...
.
Ahh Tacettin Ah! Umutsuz aşkının hasretine tutsak olmak, sızılı bir mutluluk yaratıyordu onun içinde. Acı çekmekten şikayetçi değildi, o acının sayesinde ayakta durduğunu ve hayata tutunabildiğini hissediyordu.
Ve Mübadele şartları öyle zor ve sızılı ki, denize atılan çocuklar mı dersiniz? Yoksa ölüp kalmış insanlar mı?
Yada karantinalar mı?

Kitapta buram buram Aşk, Hasret ve sonsuz sevgiyi hissedeceksiniz.
Ve kitabın sonlarında ağlamamak elde değil. Yürek burkan göz yaşartan bu güzel temiz aşk kitabını okuyun isterim.
sevgiyle




Bu kitap hakkında kısaca benim için Canan Tan' a yeniden bir şans vermeme neden oldu diyebilirim.

Gerçekten muhteşem bir eserdi. Gerek kurgusuyla, gerek kahramanlarıyla, gerekse yazarın o güzel kalemiyle uzun süre aklımda kalacak bir eser. Buna eminim.

Tacettin ve Patrica. Ne kadar güzellerdi, masumlardı. Aşkları, acıları anlatılamayacak kadar güzeldi. Tek bulduğum kusur Tacettin'in çabalamamasıydı. Yani sanki uğraşsa Patrica'nın oğlunun gitmesine izin vermeyebilirdi bence. Ama tabiki de gitmelerine izin vermeseydi de kitap bu kadar etkileyici olmazdı.

Kitabın içeriğine gelecek olursak Türk olan Tacettin adlı bir delikanlının Rum kökenli bir kıza sevdalanması ile başlıyor olaylar. Dinleri ve milletleri yüzünden bir araya gelmelerine izin vermiyor Tacettinin ailesi. Ama bu onları vazgeçirmiyor herşeye rağmen kısa da olsa güzel günler geçiriyorlar. Ve bir çocuğa sahip oluyorlar. Daha sonra zorunlu göç nedeniyle Patrica ve Ali(Tacettin ve Patrica'nın oğlu) doğup büyüdükleri yerden koparılıp hiç bilmedikleri ama vatan denilen topraklara gönderiliyor. (Bu göç tabiki de doğru bir karar bundan eminim ancak böyle acı sonuçları da olabiliyor.) Bununla başlıyor ömür boyu sürecek olan ayrılık.

Onların ayrılığına sebep olan konu. Yani istedikleri dine, millete sahip olmaları. Bunlar gerçekten önemli şeyler ama iki aşık insanı da birbirinden ayıracak kadar önemli değil. Ne pahasına ayrıldılar şimdi Tacettin ve Patrica. Onların ayrılğı kime yaradı, kim mutlu oldu bundan. Sırf kendi istekleri doğrultusunda mahvedildi güzel hayatlar.

Herşeyiyle çok güzel, başından sonuna kadar beni ağlatan, hüzünlendiren çok güzel bir kitaptı kesinlikle okunmalı.




Tarihimizin bir bilinmeyenine, Birinci Dünya savaşı ve Kurtuluş Savaşı'ndan sonra yapılan "MÜBADELE" hakkında bir öykü. Yüzlerce belki de binlerce yıldır yaşadıkları yerlerinden ve yurtlarından koparılarak hiç bilmedikleri topraklara, hiç bilmedikleri bir ülkeye gönderilmek pek çok haksızlık, zulüm hatta ölüme de yol açmış. O yılları yaşayanlar dışında pek kimse bilmez, tarihimiz incelenip yazılmadığı için. Bizim için tarih maalesef savaşlar, kahramanlıklar, fethedilen ülkeler, düşürülen kaleler, yakılıp yıkılan, ganimet elde edilen şehirler demek. Tarihin bu hoş olmayan, hatırlanmak istenmeyen tarafı hep görmezden gelinir nedense. Bu arada Tacettin'in sevgisinin hakkını verememesi, pısırık, kişiliksiz davranışlarıyla, sonunda da risk almayı beceremeyip "kaderimiz buymuş" diyen içimizden bir çok kişiyi sembolize ettiğini de vurgmulamak lazım...
Oysa bir bey oğluyla Rum kızının tüm engellere rağmen filizlenen sevdası her şeyi yıkar geçer diye düşünmüştüm ama mübadele gerçeğiyle boynu bükük kalmış bir aşk bu...ve ömür boyu süren bir hasreti dile getirmiş. Canan Tan bu romanın gerçek yaşamdan alındığını belirtiyor. Hüzünlenerek okuduğum, acılarını içimde hissettiğim bir roman oldu. Mübadele yıllarını merak eden ve hüzünlü bir aşka şahitlik etmek isteyen herkesin okumasını tavsiye ediyorum.





Canan Tan benim lise yıllarımda çok ünlenmiş bir yazardı. Piraye, Yüreğim Seni Çok Sevdi, Eroinle Dans kitaplarını okudum. O zamanlar çok beğenerek, biraz da içim burularak okuduğum bu kitapları hala hatırlarım. O yıllarda delice beğenerek okuduğum Canan Tan’ın yıllar sonra bir kitabını okuyorum.

Mübadele dönemini anlatıyor Hasret. Patricia ile Tacettin birbirlerine büyük bir aşkla bağlanmış biri Müslüman diğeri Hristiyan iki aşık. Biri Müslüman biri Rum. O yıllarda bir Rum kızını ailesine gelin olarak kabul ettiremiyor Tacettin. Ailesine karşı çıkamıyor ve mübadele yasasıyla birlikte Patricia’dan ve çok sevdiği oğlundan ayrılıyor. Hasret yüreğinde baki kalıyor. Tabi baki kalıyor mu siz okuduktan sonra kendiniz cevaplayın…

Canan Tan kitaplarında bir hava vardır, kadın aşkını unutmaz, hayatı boyunca kalbinde taşır ve bu aşkın yerini doldurmaz. Güçlüdür kadınları. Ama erkekler için aynısını söyleyemeyeceğim. Diğer kitaplarında da olduğu gibi erkek ailesine karşı gelemez, aşkını kalbine gömer ama kendine yeni bir hayat kurar. Erkek için hayat devam ediyordur. Kızarak okudum yine bu kitabı. O yıllardaki Türk toplumunu düşünmek de lazım tabi eleştirirken…

Uzun bir araştırmanın ürünü olan kitap yaşanmış da bir hikayeymiş. Bir resme bakarak yıllarını geçiren bir baba ve onu asla anlamayan, aşkını her zaman bir maceraya indirgeyen ailesine çok kızarak okudum kitabı.

Kalbime dokundu. Çünkü biliyorum ki mübadele yıllarında bir çok insanın hayatı, aşkları, dostlukları yarım kaldı.

Güzel bir kitaptı. Eski büyüyü yakalayamasam da severek okuduğum kitaplar arasında yerini aldı. Okumanızı öneririm bu sebeple️



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: