Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Han Duvarları - Faruk Nafiz Çamlıbel | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Han Duvarları Kitap Bilgileri


Yazar: Faruk Nafiz Çamlıbel
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 3 dk.
Sayfa Sayısı: 284
Basım Tarihi: Kasım 2021
İlk Yayın Tarihi: 1969
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
ISBN: 9789750805981
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Han Duvarları Kitap Tanıtımı


"Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar..."
dizelerinin ünlü şairi Faruk Nafiz Çamlıbel'den Han Duvarları...

"Hatta bana insanlara nispetle yakındır Bahçemde ölen kuş"
diyen Faruk Nafız'in şiirlerini bir araya getiren bu kitapta Han Duvarları ve Bir Ömür Böyle Geçti'ye yer verildi. Ayrıca şairin ölümünden sonra saklı kalan defterlerinden yapılan bir seçme de ilk kez Han Duvarları'nda okurla buluştu.




Han Duvarları Kitaptan Alıntılar


1. "Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin."




2. "Her yılım bitmemiş bir şiire benzer.
Her günüm yarıda kalmış bir cümle.."




3. "Seni ben bekliyorum, göğsüm açık, bağrım açık;
Hançer ol, göğsüme saplan; ecel ol, karşıma çık!"




4. "Hasretim uykuya, ruhum, sana hasret kalalı."




5. "Sen benden uzak, ben sana hasret."




6. "Sakın bir söz söyleme...Yüzüme bakma sakın!
Sesini duyan olur, sana göz koyan olur.
Düşmanımdır seni kim bulursa cana yakın,
Annen bile okşarsa benim bağrım kan olur..."




7. "Kalbimde ne can kaldı, ne canan, ne hicran...
Bitmek dilerim böyle nebati bir ömürle."




8. "Sevgisiz kalan kalp ihtiyarlarmış."




9. "𝙷𝚎𝚛 𝚐ü𝚗ü𝚖 𝚢𝚊𝚛ı𝚍𝚊 𝚔𝚊𝚕𝚊𝚗 𝚋𝚒𝚛 𝚌ü𝚖𝚕𝚎."




10. "ヘ
Evvelden bir mezardım, şimdi bir mezarlığım.
ヘ"




11. "Yaşadın beş sene gönlümde, misâfir demedim"




12. "Ben bakmadan görürüm, sen görmeden bakarsın!"




13. "Çünkü, ruhum, sen de o gün anlayacaksın
Ki hiç kimse benim kadar sevmemiş seni!"




14. "Boş bir yığın: Elbisem, gömleğim, boyunbağım"




15. "Dün bir kadın ağladı, bir gönül parçalandı..."





Han Duvarları Kitap İncelemeleri


Faruk Nafız Çamlıbel, dinlediğimizde tüylerimizi diken diken eden, vatan aşkını doruklarda hissettiğimiz 10.yıl marşımızın iki yazarından biridir. Kendisi birkaç meşhur şiiriyle bilinen bir şairimizdir. Lakin çok bilinmeyen bir şiiri var ki, çok severek dinlediğim bir şarkının sözleridir.
Yani bir şiir, bu kitabı okumama vesile oldu. Genelde şiir kitaplarını okurken dinlediğim şarkıların aslında şiir olduğunu keşfederim ve bu duygu tarifsiz bir mutluluk verir. Bu sefer tam tersi oldu. Şarkıyı dinlerken şiir olduğunu öğrendim.
Kitabı okuduğumda, en sevdiğim şiiri de yine o şiir oldu.

SEN NERDESİN?

Caddeden sokaklara doğru sesler elendi,
Pencereler kapandı, kapılar sürmelendi.
Bir kömür dumanıyla tütsülendi akşamlar,
Gurbete düşmüşlerin başına çöktü damlar.
Son yolcunun gömüldü yolda son adımları,
Bekçi sert bir vuruşla kırdı kaldırımları.
Mezarda ölü gibi yalnız kaldım odamda:
Yanan alnım duvarda, sönen gözlerim camda.
Yuvamı çiçekledim, sen bir meleksin diye,
Yollarını bekledim görüneceksin diye.
Senin için kandiller tutuştu kendisinden,
Resmine sürme çektim kandillerin isinden.
Saksıda incilendi yapraklar senin için,
Söylendi gelmez diye uzaklar senin için.
Saatler saatleri vurdu çelik sesiyle,
Saatler son gecemin geçti cenazesiyle,
Nihayet ben ağlarken toprağın yüzü güldü,
Sokaklardan caddeye doğru sesler döküldü...

(Timur SELÇUK, Sen Nerdesin /1974)




Şiir okumak konusunda kendimle bir anlaşma yaparak başladım 2023'e çünkü aram yoktur şiirlerle...
Şairin tüm şiirlerini bir arada bulacağınız bir eser olduğunu söylerek başlayım. Bu aralar o kadar tutuk ve ifadesiz hissediyorum ki kendimi bir şeyler söylerken bile toparlayamıyorum cümlelerimi. Sıkılırsanız okumayın lütfen.
Çok naif bir insanmış öyle satırlar var ki insan sırf bu cümlelere denk gelebilmek için de okur böylesi bir eseri.

"Her yılım bitmemiş bir şiire benzer.
Her günüm yarıda kalmış bir cümle."
(151.sayfa)

Yani o kadar ben ki. İçimdeki bu eksiklik duygusuyla başa çıkamıyorum. Böylesi muaazzam şekilde beni anlayabilen geçtiğim yollardan geçmiş yaşamış insanların bu sanatsal dili şiir okumam için inanılmaz bir etkiye sahip. Diyor ki "Göynü çocuklukta kalan ben varım"(151. sayfa) Sadece sen değilsin işte....
Çok sıkıldığım bölümler oldu, çoşkuyla okuduğum, içimde bir burukluk hissettiğim dizeler...

"Zerrede Rabbini arayan kul gibi
Aşkı sen gözümün yaşında ara!"

Yani benim bu satırları yorumlamam imkansız. Çok naif çok güzel bir anlatım.

"Ölürsem ne yazık anlaşılmadan!"

"Taşa açtım yasımı,
Söyleyemedim insana!"

Hepimizin derdi aynı aslında. Anlaşılmadan geçen bir ömür işte çırpınıp durdukça bir başımıza... Bilemiyorum nereye giriyoruz böyle ama umarım gittiğimiz yer burdan huzurludur.
Okuyun arkadaşlar...




Hatırlar mısınız bilmem ama hani ortaokul ve lise çağlarımızda türkçe ve edebiyat kitaplarında şiirleri bulunan şairler vardır. İsimlerini, edebi görüşlerini bildiğimiz, şiirlerini eğitim sisteminin verdiği bir ciddiyetle hissetmeden okuduğumuz şairler ve şiirleri vardır. O şairleri sistemin verdiği ciddiyetle veya ergenlik/gençlik ateşi ile aslında tam olarak anlayamaz veya şiirlerinden istenilen tadı alamayız. Faruk Nafiz Çamlıbel'de o şairlerden bir tanesi. Han Duvarları desem zihninde hiçbir şey uyanmayacak çok az Türk vardır bu memlekette.
Hep söylerim. Belki yanlış belki doğru.. Bir şiir insanın ya ruhuna ya da diline dokunabilmeli. Ya da her ikisi birden olabilmeli. Ya kafiyesiz ve düzensiz satırlar bizi bizden almalı ya da anlamı derin olmayan ancak güzel söylenmiş sözler okurken bizi bizden geçirmeli. Duyguya veya sanata hayran olabilmeliyiz. En azından bir tanesini anlayabilmeli, hissedebilmeliyiz. Faruk Nafiz Çamlıbel hem ruhumuza hem de dilimize tam olarak hitap edebilmiş nadir şairlerden bana göre.
Bir şiirini okuyup da konusu ne olursa olsun ona hayran olmamak en azından beğenmemek galiba mümkün değil. Manalar o kadar derin, mısralar o kadar güzel dizilmiş... O kadar çok mısra oldu ki içinden "ne güzel anlatmış" dediğim. Velhasıl kardeşlerim! Faruk Nafiz Çamlıbel benim cahil gözümde ve engin gönlümde yeri çok sağlam olan bir şair olarak kalacaktır. Hep deriz ya "Üstad Necip Fazıl" diye. Böyle güzel şairleri okuyarak benim şiir üstadlarım gitgide artacak anlaşılan. Kesinlikle okunması gereken mükemmel bir şiir kitabıdır. İyi okumalar.





Suda Halkalar, Han Duvarları,
Çoban Çeşmesi, Gurbet ve Saire.
Bunların her biri ayrı ayrı,
Yeter bir şaire!

İki aydır her bir dizesini dahi özenle okumakta olduğum şiir kitabı bitti ve içimde hem Çamlıbel'in şiirlerinin hepsini okumuş olmaktan doğan bir huzur hem de artık okuyabileceğim başka bir Çamlıbel şiiri kalmamasından doğan bir hüzün var.
Ona göre bu şiirler bir şaire yetmekte ancak benim gibi açgözlü bir okura ise yetmemekte.

Faruk Nafiz’in yazdığı ilk şiirlerde dönemin meşhur isimlerinin, edebiyat akımlarının tesirinde kaldığı; dilinin bir miktar ağdalı olduğu görülür. O dönemki şiirlerinin teması; bireysellik, aşk ve ızdıraptır ve daha çok duygusal tarzda şiirler kaleme almıştır.

Ancak ne var ki o tarihlerde Anadolu'yu bizzat gören ve orada yaşamaya başlayan şair, 1922’den sonra bireyselci sanat anlayışından bütünüyle toplumuna ve yurduna yönelir. Artık şiirlerini hece ölçüsü ve duru Türkçe ile kaleme alacaktır.
Faruk Nafiz’in yeni sanat anlayışı, 1926’da yayımlanan “Sanat” şiirinde, Batı hayranlığı ve taklitçiliğinin karşısına Anadolu insanı ve kültürünü çıkarmaktadır. İstanbullu aydın ile Anadolu’daki halk arasında olumlu ve kuvvetli bir bağın kurulması gerektiğine inanır.
Bu şiirden sonra edebiyatçılarımızın artık yavaş yavaş kafalarını Doğu'ya çevirmesinde katkısı bulunmuş ve ardından çığ gibi büyüyen sanat anlayışı sonucunda “memleket edebiyatı” denilen bir cereyan başlamıştır.

İyi ki geçmişsin bu dünyadan Çamlıbel.




Hecenin beş şairinden biri olan merhum Faruk Nafız Çamlıbel, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı’nın gerçekleştiği zor zamanlarda at, millet,vatan, fetih, Mehmetçik, ordu, dua, doğa , aşk, Allah konuları işleyen şiirleriyle bir nevi insanların gönüllerine sarılmış.
Kafiyeli, coşkulu şiirleri duygu yüklü ve bir o kadar naif geldi ki bana, çok beğendim. Özellikle de doğayı kullanarak nakşettiği şiirlerini. Bende onun gibi atlara, sevgiliye ve hatta bir mezar taşına şiir yazabilmek isterdim.
Kendisi, usta şair Yahya Kemal’in “Bir lübbüdür cihanda elezz-i lezâizin,
Her mısra-i güzidesi Faruk Nafiz'in.”bu iltifatıyla da takdir edilmiş.
Ve ayrıca;
İntizar şarkısının sözlerini FNÇ’in Kıskanç başlıklı şiiriyle yazdığını bilmiyordum.


Sanmam ki bahtiyar oldun, ey gönül! Diye geçen şiiri de kürdili hicazkâr makamında seslendirilmiş,



Sezen Aksu, “Ali” şiirini çok güzel yorumlamış.



“İnme”,“Sen Nerdesin?” ve “Çoban Çeşmesi” şiirlerini Timur Selçuk yorumlamış:

,

,


“Yolcu ile Arabacı” şiirini Suat Sayın:

ve Müslüm Gürses de yorumlamış. Hepsnin emeklerine ve yüreklerine tşk.ler.
“Gönül dili” ni yakalayan şair Faruk Nafız Çamlıbel’e de rahmet ve dua ile.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: