Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Halil Yaşar Kollu Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Halil Yaşar Kollu En Beğenilen Sözleri



1. "“Öyle bir devir ki; bilen yazmıyor susuyor, bilmeyen yazıyor susmuyor.”"


- Heyet III



2. "Alparslan’ın ordusunda bir Kürt olarak can vermek ile Selahattin Eyyubi’nin ordusunda bir Türk olarak can vermenin ne farkı var?"


- Heyet



3. "Bu milletin en büyük talihsizliği buydu. Cihanda en fazla kahraman çıkaran da bizdik ama cihanda en fazla hain çıkaran da biz olduk."


- Heyet



4. "Nitekim Cumhuriyet’i kuranlar Abdülhamid Han’ın kurduğu okullardan çıkmışlardır. Hem de gerçekten iyi bir eğitim alarak. Yılmaz Öztuna Abdülhamid kitabında bu konuyu çok güzel özetler: “ Cumhuriyet’i, istisnasız Sultan Abdülhamid devrinde eğitim gören kuşaklar kurdu. Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk, Selanik’te modern ilkokulda, askeri ortaokulda, Manastır’da askeri lisede, İstanbul’da Harp Okulu’nda ve Harp Akademisi’nde okudu. Geniş kültür sahibi, mükemmel bir asker oldu. Almanya, Avusturya-Macaristan, Fransa, İngiltere, Birleşik Amerika’da daha yüksek kalitede subay yetiştirilmiyordu. Türk subayı, en iyi derecede Türkçe öğrendi. Nutuk’ta kullanılan inanılması zor zenginlikte bir Türkçe... Yabancı dil öğrendi. Prusya kurmaylarıyla strateji tartışması yapabilen bir kurmay subayı olarak yetişti.”"


- Heyet III



5. "Ne yazık ki Türkiye’de böyle bir sorun var; “ Atatürk’ü seviyor isen, Abdülhamid’e küfretmen gerek ya da Abdülhamid’i seviyor isen, o zaman da Atatürk’e küfretmen gerek gibi.” Hâlbuki bizim yapmamız gereken sadece tarihi araştırmaktır. Ne yazık ki yakın tarih bir nefret aracına döndü. Siyasi amaçlı bir nefret amacı.... Ünlü tarihçi Yılmaz Öztuna anlatır; “ Türkiye tarihi yazılır. İşte taksit taksit yayınlanır, herkes çok beğenir filan ama 12. cilde gelince Abdülhamid’i doğru anlatınca şaştım kaldım diyor, büyük bir tepki gelmeye başladı. İlk başta beni Türk Tarih Kurumu’na üye yapmak istediler üst düzey isimler diyor ardından Abdülhamid Han ile ilgili iyi şeyler yazınca, bir daha arkası gelmedi diyor.” Ne yazık ki bu kin üst makamlar tarafından yıllarca tetiklendi."


- Heyet III



6. "Sadece sınav sorusu çözmek yetmez. Bize sadece sınav sorusu çözüp üniversiteleri dolduracak adam değil, bize üniversiteleri adam edecek dolu beyinler lazım..."


- Heyet III



7. "Ne der Orhan Gazi:
"Bizim maksadımız kuru bir kavga ve cihangirlik davası değildir. Yolumuz Allah yoludur. Maksadımız Allah'ın dinini yaymaktır.""


- Heyet



8. "Ömer Lütfi Mete o ‘İtfaiye Yanıyor’ kitabında ne diyor; “Devlet bir arabaya benzer. Yöneticileri ise o arabanın tekerleğine... Sen arabaya bakıp zannedersin ki arabayı tekerlekler yönlendiriyor. Tıpkı devlete bakıp devleti yöneticilerin yönlendirdiğini sandığın gibi... Hâlbuki o tekerleği yönlendiren bir dümen vardır. Tıpkı siyasetçileri yönlendiren bir devlet aklı olduğu gibi. O arabanın gitmesini sağlayan bir motor vardır. Tıpkı devlet teşkilatı gibi. O arabanın önünü görmesini sağlayan farlar vardır. Tıpkı devletin önünü görmesini sağlayan devlet istihbaratı gibi...”"


- Heyet II



9. "- Kızılelma'da buluşalım Mihaloğlu olur mu?
Akıncılar eğer birbirinden ayrılırken Kızılelma'da buluşalım diyor ise bunun iki sebebi vardı.Bir, eğer bir yere akın yapılıyorsa o akıncı grubu dağılır dağdan taştan girip şehire korkuyu salıp en sonunda belirlenen bir yerde buluşulur bu yere de Kızılelma denirdi. Iki, eğer böyle bir şey yoksa ve buna rağmen bir akıncı diğer akıncıya Kızılelma' da buluşalım diyor ise bu aslında cennette buluşalım demekti.."


- Sultan Mehmet'in Casusları



10. "Ona büyük Türk derdi Avrupa. Aslında Türk derken Müslüman demek istiyordu.Çünkü Avrupalılar için her Müslüman bir Türk idi. Öyle düşünüyorlardı. Öyle zannediyorlardı.Hristiyanlık, yahudilik, putperestlik, bir de Türklük var diye yazardı Tarihçileri.."


- Sultan Mehmet'in Casusları



11. "Merhametsize merhamet, merhamete hakarettir."


- Heyet



12. "insan tarihe her istediğini söyletebilir çünkü ölüler itiraz edemezler..."


- Heyet III



13. "Unutma evlat, mesele devletin istikbali ise önemli olan şu fani beden değil, baki olan yüce davamızdır."


- Heyet



14. "... Eğer gerçekleri öğrenmek istiyorsan git kitap oku. Gündemdeki gerçekleri öğrenmek istiyorsan git o zaman köşe yazarlarını oku."


- Heyet II



15. "...Bizim maksadımız kuru bir kavga ve cihangirlik davası değil. Yolumuz Allah yolu. Maksadımız Allah'ın dinini yaymaktır."


- Heyet



16. ",
"Önemli olan okumak değil, önemli olan okunması gereken kitabı okumak."
... ~..."


- Heyet II



17. "Cihanda en fazla kahraman çıkaran da bizdik ama cihanda en fazla hain çıkaran da yine bizdik."


- Heyet



18. "... Cihanda en fazla kahramanı çıkaranda bizdik ama cihanda en fazla haini çıkaran da yine bizdik"


- Heyet



19. "... İnsan her şeyini kaybettiğinde, elinde kalan son şey için umutsuzca savaşır"


- Heyet II



20. "... Dünya da yüz gram akıl varsa bunun yüzde doksanı sultan Abdülhamid'de, yüzde beşi bende, yüzde beşi ise diğer siyasetçilerde."


- Heyet II



21. "... Şu zamanda çevrende gördüğün Türk ve Müslüman ülkeler sadece bir ağacın dalıdır. Bu ağacın kökü ise Anadolu'dur. Unutma evlat dalların budanmış olsa da bir ağacın kökü hala sağlamsa o zaman o ağaç sağlam demektir."


- Heyet II



22. "Bu okullar sizi 14 yıl okutup cahil bırakmak için tasarlanmış kahpe bir oyun...14 yıl okuyup da bilgisi çözdüğü sadece test kitaplarından, okuduğu bilgilerden ibaret olan nice zeki sayılan tam bir aptal sürüsü bulunmakta şu ülkede."


- Heyet II



23. "~
Herkesin imtihanı terazisi kadardı..
~"


- Heyet IV



24. "...Milletim vatansız yani babasız kalacağına, bırakın benim yavrum babasız kalsın."


- Heyet II



25. "•
Bizler üç kıtada Allah dedirtmek için varız
ve var olacağız.
•"


- Heyet



26. "... senin yüreğin ne kadar büyük de olsa taşıyacağın sadece bir kalptir."


- Heyet



27. "Sadece sınav sorusu çözmek yetmez. Bize sadece sınav sorusu çözüp üniversiteleri dolduracak adam değil, bize üniversiteleri adam edecek dolu beyinler lazım..."


- Heyet III



28. ""Nefret tarihçisi olma. Hataya hata,
doğruya doğru demesini bil.""


- Heyet III



29. ",
Gerçekleri öğrenmek istiyorsan git kitap oku.
... ~..."


- Heyet II



30. "Cihanda en fazla kahraman çıkaran da bizdik ama cihanda en fazla hain çıkaran da yine bizdik."


- Heyet



31. "•
Unutma evlat medya öyle bir şeydir ki sana kuzuyu kurt, kurdu kuzu olarak gösterir.
•"


- Heyet II



32. ""Kısacası, müsait köpekler varken bizim birilerini havlatmamızın anlamı yok.""


- Heyet IV



33. "•
Yeter ki Türkleri aşağıla. Sana her gâvurdan destek gelir. Ama işin acı yanı ne biliyor musun evlat? Gâvurdan geldiği gibi içimizdeki gâvur âşıklarından da geliyor bu aşağılık iftiralar. Neyse, onları anarak çok da onları konuşmak istemiyorum ama bunların bir kere bile şehitlerimiz için gözyaşı döktüklerini göremezsin ama karşı taraf için nice mumlar diktiklerini görürsün.
•"


- Heyet III



34. "Usta dinleneceğim derken kitap okumayı kastederdi. Öyle uyuyarak dinlenemezdi. Eline aldığı kitap onu rahatlatırdı. Başka bir adamdı. Keşke bende de onun gibi bu istek olsa."


- Heyet



35. "... Bundan sonra gök Tengri adına değil, göğün Rabbi Allah adına can verecek can alacaktı artık ."


- Heyet



36. "•
Unutma evlat, bir yerde Hak'kın hatırı varsa kimsenin hatırına bakılmaz.
•"


- Heyet



37. "•
Usta vallahi bu gurur var ya...
Hele şu el âlem ne der şeyi..."


- Heyet IV



38. "... devleti ne kadar yüceltirsen yücelt, o devleti koruyan bir iç mekanizma yoksa yahut başkaların eline geçmişse, o devlet sadece göstermelik olur ve ölümüde yakındır."


- Heyet



39. "Allah yeryüzündeki adaleti, yeryüzündeki koca koca yürekli insanlarla sağlar."


- Heyet



40. "•
Bize sadece sınav sorusu çözüp üniversiteleri dolduracak adam değil,
bize üniversiteleri adam edecek dolu beyinler lazım..
•"


- Heyet III



41. ""Bir zamanlar, dünyanın en büyüğü olan bir medeniyet vardı. Mimarları yer çekimine meydan okuyan tasarımlar yapıyor, matematikçileri bilgisayarın keşfine hazırlık yapıyor, hekimleri insan vücudunun damarlarında geziyor, astronomları yıldızlara ad verip, uzayı keşfediyordu.
Her ne kadar biz onların farkında olmasak da onlar yaşadığımız dünyayı şekillendirmişti.
Size Müslüman bilim adamlarının medeniyetini anlatıyorum.
Doğu'nun beyinlerinin hikâyesini..."

- Prof. Salim Al-Hassani-"


- Bilimin Altın Çağı



42. "Güvendiğimiz bir adamdı. Bu yüzden hiç şüphe duymamıştık, yanlış bir iş yapacağına karşı. Nereden bilelim insanın çiğ süt emdiğini."


- Heyet



43. "Öyle bir devir ki; bilen yazmıyor susuyor, bilmeyen yazıyor susmuyor...

-Ahmet Hamdi Tanpınar"


- Heyet III



44. "•
Komutan her gücün diz çöktüğü güç nedir bilir misin? Şu kalpteki imandır ve inandığım şu İslam'dır.
•"


- Heyet



45. "... Komutan, her gücün diz çöktüğü güç nedir bilir misin ? Şu kalpteki imandır ve inandığım şu islam'dır."


- Heyet



46. "Bundan sonra ( Türkler ) Gök Tengri adına değil, göğün Rabb'i Allah adına can verecek, can alacaktı artık."


- Heyet



47. "Komutan, her gücün diz çöktü güç nedir bilir misin?
Şu kalpteki imandır ve inandığım şu islam'dır."


- Heyet



48. "•
Oku, oku, oku. Bazen savunduğun kişilerin yanlış yapabileceğini de bilerek oku. Bazen düşmanın olan kişilerin doğru yaptıkları şeyleri de görerek oku.
•"


- Heyet III



49. "Her gücün diz çöktüğü güç nedir bilirmisin Şu imandır ve inandığım Şu islamdır"


- Heyet



50. ""İstesek bu hançeri daha yumuşak bir yere, yüreğine de saplardık.""


- Heyet



51. ""Asıl güç,
gücünü gizleyebilmekte yatar...""


- Heyet IV



52. "Senin için adam öldüren insanı çok bulursun, ama senin için ölmeye gelen insanı pek az bulursun."


- Heyet



53. "Durmadan oku çünkü bize durmadan test çözen başarılı insanlar değil, durmadan okuyan değerli insanlar lazım. Sen başarılı olmayı bırak ve değerli olmaya çalış."


- Heyet



54. "Dinleneceğim diyerek kitap okumak aslında ne büyük nimetti."


- Heyet



55. "Evlat beni iyi dinliyorsun ama yarım da dinliyorsun."


- Heyet



56. "Unutma evlat, mesele devletin istikbali ise önemli olan şu fani beden değil, baki olan yüce davamızdır."


- Heyet



57. "Sizi kırdıysam beni affedin, ama işte insan kimseye güvenemiyor..."


- Heyet



58. "Binlerce kişi Heyet'e bir şey yapamaz, ama Heyet'in yetiştirdiği bir adam Heyetteki binlerce kişiye, binlerce şey yapabilir."


- Heyet



59. "Moğollar... Kuralsız ve ahlaksız savaşçılar."


- Heyet



60. "•
Bu okullara güvenme. Bu okullar sizi 14 yıl okutup cahil bırakmak için tasarlanmış kahpe bir oyun."


- Heyet II



61. ""Onlara neden şehit oldun, neden evlatlarının babasız kalacağını bile bile ölüme yürüdün diye sorsan, onlar sana dönüp tek bir cevap verirler, ' Evet, belki evlatlarım babasız kaldı ama bırakın benim evlatlarım babasız kalsın. MİLLETİM VATANSIZ YANİ BABASIZ KALACAĞINA, bırakın benim yavrum babasız kalsın' diyerek şehadete yürütmüştür.""


- Heyet II



62. "Sizi kırdıysam beni affedin, ama işte insan kimseye güvenemiyor..."


- Heyet



63. "... Türkler, karşısındakinin kendi katili olacağını bilse bile yine de savunmasız birine kılıç çekmez."


- Heyet



64. "Zaten Türk halkı bir uyanmaya dursun. Artık kim durabilir önünde."


- Heyet



65. ""Kişileri iyi hedef almalı, kuklayı değil kuklacıyı vurmalı. "
Malcolm X"


- Heyet II



66. ""Unutma evlat, siyasetle uğraşmayan Müslümanı Müslüman olmayan siyasetçi yönetir.""


- Heyet II



67. "Güvenimiz çok büyük zarar oldu bize. Çok şey kaybettik, ama önemli değil."


- Heyet



68. "... Mesele devletin istikbali ise önemli olan şu fani bedenimiz değil, baki olan yüce davamızdır."


- Heyet



69. "Çünkü güvendiği bu yaver onun eskiden çocukluk arkadaşı idi. Hiç kimsede bulamadığını onda bulmuştu. Böylesi bir adamın bile hain çıkması onu gerçekten korkutmuştu."


- Heyet



70. "Güvenimiz çok büyük zarar oldu bize. Çok şey kaybettik, ama önemli değil."


- Heyet



71. "Çünkü güvendiği bu yaver onun eskiden çocukluk arkadaşı idi. Hiç kimsede bulamadığını onda bulmuştu. Böylesi bir adamın bile hain çıkması onu gerçekten korkutmuştu."


- Heyet



72. "Karluklar, Uygur Hanlığına bağlıdır."


- Heyet



73. "Evlat, bazen kazanılan bir zafer'den daha çok ibret-i âlem olsun diye ders vermek gerekir."


- Heyet



74. ""Gerçekleri öğrenmek istiyorsan git kitap oku.""


- Heyet II



75. "Gidesin halkına diyesin ki Müslüman olan bir bey, Müslüman olmayan bir ite vergi vermez."


- Heyet



76. "Ne yalan söyleyeyim bunu başaracağına inanmasam da bizi hayretlere düşürdü ve Kudüs'ü de almayı başardı. O* gerçekten çok keskin zekalı bir komutandı."


- Heyet



77. "Karluklar ilk Müslüman Türk devletinin temelini attı, tabii tarihte bunları Karluklar diye göremezsin. Bir süre sonra Karluklar isimlerini değiştirecek ve Karahanlılar olacaklardı ve işte o zaman başlayacaktı, Türklerin Allah Allah nidalarıyla savaşmaları."


- Heyet



78. "\
Unutma evlat, mesele devletin istikbaliyse önemli olan şu fani beden değil, baki olan yüce davamızdır.
\"


- Heyet



79. "Nadir Osmangazi; "bizim maksadımız kuru bir kavga ve cihangirlik davası değildir. Yolumuz Allah yoludur. Maksadımız Allah'ın dinini yaymaktır.""


- Heyet



80. "Bu milletin en büyük talihsizliği buydu evlat. cihanda en fazla Kahraman çıkaran da bizdik ama cihanda en fazla hain çıkaran da yine bizdik."


- Heyet



81. "Çünkü korkak askerler ile ancak yenilmek için savaşa girilirdi."


- Heyet



82. "Türkler karşısındakinin kendi katili olacağını bilse bile, yine de savunmasız birine kılıç çekmez."


- Heyet



83. "•
Nerden bileyim be evlat. Yolun sonuna gidip gelen mi var ki bu yol doğru bu yol yanlış diye. Bilemeyiz evlat. En iyisini Allah bilir der geçer gideriz.
•"


- Heyet



84. "Sadece sınav sorusu çözmek yetmez. Bize sadece sınav sorusu çözüp üniversiteleri dolduracak adam değil, bize üniversiteleri adam edecek dolu beyinler lazım..."


- Heyet III



85. "•
Buradan gidenler yarın gelebilirler. Ama sizler burada kalanlar olarak hiç unutulmayacaksınız."


- Heyet IV



86. "•
Okudukça yeni kapılar açılacak. Bu yüzden deliler gibi oku evlat. Deliler gibi okumadıkça bu sistemin içinde kendini akıllı zanneden bir deli gibi dolaşırsın öylece.
•"


- Heyet III



87. "•••
Artık anladık ki evlat, sırrın sır kalabilmesi için bazen sır olmak gerekirmiş."


- Heyet



88. "•
Unutma, Yahudiler dünyadaki kahpe sistemin baş mimarlarıdır.
•"


- Heyet II



89. "Türklere öyle yücelttik ki Cihan önümüzde tekrardan eğilmişti. Koca Roma, dedikleri imparatorluğu bile bize getirmiş, vergiye bağlamıştık."


- Heyet



90. "Bizim vereceğimiz görev için insanlar baş verir evlat. Biz kime açtıysak bu sırrı onun için en büyük şereftir."


- Heyet



91. "Çay dediğin zaten demli içilir evlat. Kokusunu içine çeke çeke biraz da kafa ağrısı ile derinlere dalarak içilir. Öyle sulu çaydan ne beklersin. Hele senin gibi bir de şeker doldurursan içine helva olur öyle içersin."


- Heyet



92. "•
Eski Türklerde ölü yakılırdı ama ilk defa Alp Er Tunga'yla ölü gömülecekti."


- Heyet IV



93. "Türklere öyle yücelttik ki Cihan önümüzde tekrardan eğilmişti. Koca Roma, dedikleri imparatorluğu bile bize getirmiş, vergiye bağlamıştık."


- Heyet



94. ""Önemli olan okumak değil, önemli olan okunması gereken kitabı okumak.""


- Heyet II



95. "Fatimilerin Mısır'daki devleti yükselmekte idi. Sapık zihniyetli bir devletti onlar. Hz. Ali'yi Hz peygamberden bile üstün tuttular."


- Heyet



96. "Bak geçen Amerika eski dışişleri temsilcisi ne dedi; "bizde bir hain varsa onu yok ederiz, ama başka bir memlekette hain varsa onu sonuna kadar kullanırız. Gücümüzün sırrı budur.""


- Heyet



97. "O ki halkı Allah'ın azabıyla korkutup duran ve Türkleri doğru yola getiren, durmadan da Allah'ın azabı ile korktuğu için korkutan dede lakabı ile ünlenmiş Dede Korkut'tu."


- Heyet



98. "Türkler için hanedanın kanı daima kutsaldır. Zorda kalınmadığı sürece asla kanı akıtılmaz ve biz de bu yüzden bu yüzden boğarız da kanların akıtmayız."


- Heyet



99. "Hele pirimiz Ahmet Yesevi yok mu? Onun dergâhından çıkan nice dervişler Anadolu'da köy, kasaba, hatta şehir bile kurdular. Kurmakla kalmayıp hem Türkleştirdiler hem de müslüman ettiler."


- Heyet



100. ""Önemli olan okumak değil, önemli olan okunması gereken kitabı okumak.""


- Heyet II



101. "O ki halkı Allah'ın azabıyla korkutup duran ve Türkleri doğru yola getiren, durmadan da Allah'ın azabı ile korktuğu için korkutan dede lakabı ile ünlenmiş Dede Korkut'tu."


- Heyet



102. "Türkler için hanedanın kanı daima kutsaldır. Zorda kalınmadığı sürece asla kanı akıtılmaz ve biz de bu yüzden bu yüzden boğarız da kanların akıtmayız."


- Heyet



103. "Hele pirimiz Ahmet Yesevi yok mu? Onun dergâhından çıkan nice dervişler Anadolu'da köy, kasaba, hatta şehir bile kurdular. Kurmakla kalmayıp hem Türkleştirdiler hem de müslüman ettiler."


- Heyet



104. "Onu bu kadar yaşlandıran tuttuğu sırlar mıydı?"


- Heyet



105. "Kâfirin egemenliğinde yaşamaktansa kendi topraklarımızda nice zorluklarla yaşar ve gerekirse de ölürüz."


- Heyet



106. "Sonra gücü kendinden zannederek, kendince sizi de alt etmeye kalkışır. Belki başaramaz ama... zarar verir."


- Heyet



107. "Ebcet hesabı, kur'an-ı kerim'deki ayetlerin harflerine bazı sayılar verilerek ve bu sayıların toplamını da çıkan tarihi ile o ayetin manası birleştirilerek, gelecekten Allah'ın izniyle haber vermedir."


- Heyet



108. "Sırrın sır kalabilmesi için bazen sır olmak gerekirmiş."


- Heyet



109. "•
Birini kötülemek için okuma ya da birini övmek için de okuma. Bir şeyleri öğrenmek için, gerçekleri ortaya çıkarmak için oku.
•"


- Heyet III



110. "Onu bu kadar yaşlandıran tuttuğu sırlar mıydı?"


- Heyet



111. "Kâfirin egemenliğinde yaşamaktansa kendi topraklarımızda nice zorluklarla yaşar ve gerekirse de ölürüz."


- Heyet



112. "Bu dinin* bize ters olduğunu farkettik. Çünkü bu din, adeta papazların dini idi. Biz de en yüce olan Tanrı, daha sonra ise Hakanımızdır. Fakat bu dinde tanrıdan sonra en yüce papazdı ve her şeyden öte papazın tıpkı bir Tanrı gibi görevleri vardı ve anladık ki bu din doğru bir din değildir."


- Heyet



113. "O genç, Hafız olduğu için onun elini öpmesini Kur'an'a el öptürmüş saydığı için buna izin vermiyordu."


- Heyet



114. "Ben zaten peygamber demedim. Allah adamı dedim."


- Heyet



115. "Sana son kez söylüyorum Kürşad, bu yolda son karşılaşacağın kişi Azrail'den başkası olmayacaktır."


- Heyet



116. "Okumak bilgi sağlar sana ki bilgi, Cahit Zarifoğlu'nun da dediği gibi düşünceleri açan anahtardır. Okudukça yeni kapılar açılacak."


- Heyet III



117. "Ve unutma evlat, devleti ne kadar yüceltirsen yücelt, o devleti koruyan bir iç mekanizma yoksa yahut başkalarının eline geçmiş ise o devlet sadece göstermelik olur ve ölümü de yakın olur."


- Heyet



118. "Unutma evlat, mesele devletin istikbaliyse, önemli olan şu fani beden değil, bâki olan yüce davamızdır."


- Heyet



119. "•
Bu hayatta yaptıklarımız,
soyumuzun sonsuzluğunda yankılanacak...
•"


- Heyet IV



120. "Ve unutma evlat, devleti ne kadar yüceltirsen yücelt, o devleti koruyan bir iç mekanizma yoksa yahut başkalarının eline geçmiş ise o devlet sadece göstermelik olur ve ölümü de yakın olur."


- Heyet



121. "Unutma evlat, mesele devletin istikbaliyse, önemli olan şu fani beden değil, bâki olan yüce davamızdır."


- Heyet



122. "Dinleneceğim diyerek kitap okumak aslında ne büyük nimetti be. Allah’ım bu şuuru sen bize de ver. Ver ki şuursuzlaşmış şu insanlığa bir yol olabilelim."


- Heyet



123. "Çünkü onlar ateşe taparlar ve ateşi ilah olarak görürler ( Persler, yani şimdiki İranlılar ). Yani bir bakıma kendilerine ateşin oğulları derken, ilahın oğulları demek istiyorlardı."


- Heyet



124. "-Kimsiniz siz, devlet mi yoksa devletin aklı mı?
-Devletin aklı mı? Biz devletin aklına bile akıl
veren bir teşkilatız evlat.
-Peki, kim kurdu bu Heyeti? Abdülhamid mi
Osman Gazi mi Selçuk Bey mi Atilla mı kim?
-Hepsi de elimizi öptü, fakat hiç biri bu teşkilatın kuruluşunda yer almadı. Onlar sadece bu
Heyete hizmetkârdı."


- Heyet



125.
Çünkü tarih öyle bir şey diyorum ya yani bilen yazmaz, bilmeyen konuşur..."


- Heyet III



126. ""Senin için adam öldüren insanı çok bulursun, ama senin için ölmeye gelen insanı pek az bulursun.""


- Heyet



127. ""Durmadan oku, çünkü bize durmadan test çözen başarılı insanlar değil, durmadan okuyan değerli insanlar lazım.""


- Heyet



128. ""Peki usta, bu dünyanın kalbi neresi?"
"Bu dünyanın kalbi yok evlat ama bir şah damarı var. Beyni bile durduracak bir şah damarı."
"Neresi usta orası?"
" İşte şu bastığın topraklar evlat. Şu Anadolu'dur. Bu alemin şah damarı...""


- Heyet II



129. "Çünkü onlar ateşe taparlar ve ateşi ilah olarak görürler ( Persler, yani şimdiki İranlılar ). Yani bir bakıma kendilerine ateşin oğulları derken, ilahın oğulları demek istiyorlardı."


- Heyet



130. "İki Yahudi birleşse şirket, iki Türk birleşse devlet kurarmış."


- Heyet II



131. "Biz ne Müslümanlık'tan önce Türkçülük için savaştık ne de Müslümanlık'tan sonra sadece İslâm için. Biz her daim mazlum için kılıç salladık."


- Heyet II



132. "... Bey sözü de "bay"dan gelir. Ama bu İngilizcedeki "bay" gibi değil.
... Ülgen, Türklerin iyilik yayan bir tanrısı gibi biridir. Onun tam adı ise Bayülgen'dir. Yeryüzündeki yöneticiler de onun temsilcisi olduğu için o başındaki "bay" ifadesini kendilerinde de kullanmışlardır. Bu daha sonra "bey'e dönüşmüştür. Yani nasıl biz halifeleri Allah'ın yeryüzündeki gölgeleri olarak düşünüyorsak eski Türkler de bu düşünceyle bu ismi almış. Ve bu Osmanlı dönemine kadar devam etmiş. Ha Osmanlı döneminde ya da ondan önceki Selçuklu döneminde bu niyetle kendilerine "bey" demiyorlardı fakat bu akla kazınmış. Yani bu yüzden bey kökünün derinliği çok çok önceye gider."


- Heyet IV



133. "~
Çay dediğin zaten demli içilir evlat. Kokusunu içine çeke çeke biraz da kafa ağrısı ile derinlere dalarak içilir."


- Heyet



134. ""Düşmanımız etrafta ocak gibiydi,
biz ise ateş..."


"


- Heyet IV



135. ""Unutma, devlet sana her vakit fırsat verir ama eğer o fırsatı doğru kullanmazsan devlet sana kızmaz, direkt canını alır. Direkt!""


- Heyet II



136. ""Asıl güç, gücünü gizleyebilmekte yatar...""


- Heyet IV



137. "Evlat, ne olursa olsun Türkler için hanedanın kanı daima kutsaldır. Zorda kalınmadığı sürece asla kanı akıtılmaz ve bizde bu yüzden boğarız da kanlarını akıtmayız."


- Heyet



138. "Unutma evlat, mesele devletin istikbali ise önemli olan şu fani beden değil, baki olan yüce davamızdır."


- Heyet



139. "Siyonistler işgal etmek için sadece ordu göndermeyecek.Eğer beyin işgal edildiyse zaten işgale gerek yoktur. Onların istediği gibi sıradan ve sisteme uyan bir adam olarak yaşıyorsan zaten gerek yoktur işgale. Kafalar Yahudileştikten sonra işgale ne gerek var...."


- Heyet II



140. "Her insanın kişisel bir hatası vardır. Ama ne zaman ki o kişisel hatası fikri bir hataya dönüşür, işte o zaman git o kişiye hesap sor."


- Heyet II



141. "Nasıl anlatılır bilmem ama huzur veriyordu o kitapların arasında öylece dolaşmak."


- Heyet



142. "~
Çay demlemek ve kaynamasını beklemek ve iyice fokurdaması için biraz daha sabretmek. Ardından kaynaması yani o öfkesi dindiğinde onu bambaşka biri yapacak o demi dökmek...Zarif bir bardağa çayı narin bir şekilde boşaltmak. Bunların hepsi aşk be usta...
~"


- Heyet II



143. "İbn Haldun'un da dediği gibi, "Her devlet bir insana benzer. Doğar, büyür, gelişir, yaşlanır ve ölür." Nitekim Osmanlı da bir gün ölümle karşı karşıya kalacaktı."


- Heyet II



144. "Cenk ne kadar büyük olursa zafer de o kadar büyük olur"


- Heyet



145. ""Yapılacak belliydi evlat. Biz hak isteyenin hakkını veririz ama baş kaldıranın da başını keseriz.""


- Heyet



146. "İşte evlat, onlar böyle iletişim kurarken, cinlerden o sırlı cümleleri öğrendiler, öğrendiler de bunları bir kitaba kaydettiler. Bu kitabın adı Kabala idi. Yasaklı kitapta derler buna. Tarihin en belalı cümlelerinin yazıldığı kitaptır bu kitap. Hz.Süleyman bu kitabın varhğını öğrenince hemen bu kitaba el koyar, çünkü Yahudiler bu kitap ile iyice hadlerini aşmış ve halkın başına bela olmaya başlamışlardı. Hz. Süleyman bu kitabı alır ve kimsenin bilmediği, kimsenin ulaşamayacağı bir yere koyar."


- Heyet



147. "•••
Bundan sonra eve gittiğinde ilk yapacağın okumaktır . Kitap okumak . Unutma bizim işimiz vaktimizden çok .
Uyumak yok denecek kadar az olmalı .
Dava evlat , dava ..."


- Heyet II



148. ""Ve unutma evlat, devleti ne kadar yüceltirsen yücelt, o devleti koruyan bir iç mekanizma yoksa yahut başkalarının eline geçmiş ise o devlet sadece göstermelik olur ve ölümü de yakın olur.""


- Heyet



149. "•
"Usta bu adam senden küçük değil mi? diye sordu.
"Evet küçüktür."
"Peki usta, ne diye abi dersin?"
"Erbakan Hoca Tayyip Bey'e neden elini öptürmediyse, ben de ondan İsa'ya abi derim."
•"


- Heyet II



150. "Cenk ne kadar büyük olursa zafer de o kadar büyük olur"


- Heyet



151. "Amerika dediğin daha beş yüz yıl önce var olmuş ve Avrupa'daki hırsızların gidip yerleştiği ve sözde millet olduğu yerdir."


- Heyet II



152. ""Evlat bu üzerinde durduğun ülke yani asıl adıyla Anadolu, bu coğrafyadaki tüm Türk ve Müslüman devletlerin asıl kaynağıdır. Şu zamanda çevrende gördüğün Türk ve Müslüman ülkeler sadece bir ağacın dalıdır. Bu ağacın kökü ise Anadolu'dur. Unutma evlat, dalları budanmış olsa da bir ağacın kökü hâlâ sağlamsa o zaman o ağaç sağlam demektir. Zamanı geldiğinde koca bir çınar haline gelir.""


- Heyet II



153. "Önemli olan şu fani beden değil, baki olan yüce davamızdır..."


- Heyet



154. "Aşktır aşk bu iş. Çay demlemek ve kaynamasını beklemek ve iyice fokurdaması için biraz daha sabretmek. Ardından kaynaması yani o öfkesi dindiğinde onu bambaşka biri yapacak o demi dökmek… Zarif bir bardağa çayı narin bir şekilde boşaltmak. Bunların hepsi aşk be usta …"


- Heyet II



155. "•
Artık bu savaşla da tüm Beyler anladı ki

Heyet bitmez, ama bitirir.
•"


- Heyet



156. "Önemli olan şu fani beden değil, baki olan yüce davamızdır..."


- Heyet



157. "Aşktır aşk bu iş. Çay demlemek ve kaynamasını beklemek ve iyice fokurdaması için biraz daha sabretmek. Ardından kaynaması yani o öfkesi dindiğinde onu bambaşka biri yapacak o demi dökmek… Zarif bir bardağa çayı narin bir şekilde boşaltmak. Bunların hepsi aşk be usta …"


- Heyet II



158. "Kanuni bir aslanı yönetti ama Abdülhamid ise yaralı bir aslanı yönetmeye çalıştı. Bu aslan ki tırnakları sökülmüş, derisi yüzülmüş, bacağı kesilmiş, dişleri sökülmüş bir aslan. Sen bu aslanla çakallara saldıramazsın."


- Heyet II



159. ""Bu zamanın en büyük davası davanın fikrini savunmaktır.""


- Heyet II



160. "•
Evlat, bazen dünya siyasetinde önemli olan, edineceğin bilgilerden daha çok vereceğin mesajlar olur.
•"


- Heyet II



161. "O, Doğu ve Batı matematik semalarında uzun müddet şimşek gibi çakan meşhur bir matematikçiydi..."


- Bilimin Altın Çağı



162. ""İslam Medeniyeti'ni, Batı'ya anlatmak ; kendi çocuklarımıza anlatmaktan daha kolay oluyor." Prof. Fuat Sezgin"


- Bilimin Altın Çağı



163. "\
Usta yine eline kitabını almıştı. Dinleneceğim diyerek kitap okumak aslında ne büyük nimetti be. Allah'ım bu şuuru sen bize de ver. Ver ki şuursuzlaşmış şu insanlığa bir yol olabilelim.
\"


- Heyet



164. "Boş durmayı asla sevmezdi. Kesinlikle durmadan elinde bir kitap olur, okur dururdu."


- Heyet



165. "Bir ülkenin bağımsızlığı sâdece bayrağının topraklarında dalgalanması değil, aynı zamanda parasal yani ekonomik olarak bağımsız olmasından geçer."


- Heyet II



166. "Allah Kur'an-ı Kerim'de ne buyurur?
"Sen onları bir zannedersin ama onlar içlerinde paramparçadır. "
Haşr sûresi 14"


- Heyet II



167. "Konuşurken aralara ingilizce kelimeler sokusturup medeni olacağını zanneden aydın aptallarımız var bizim. Oktay Sinanoğlu"


- Heyet III



168. "Haberler sana efendilerinin verdiği haberi aktarır."


- Heyet II



169. ""Neden biz büyüklerimize kaynana kayınbaba ismi taktık dersen...Çünkü eski Türklerde var olmayı, üremeyi sağlayan kayın ağacıdır.""


- Heyet IV



170. "•
Her Türk bir devlettir evlat. Hepimiz ölsek de sen tek başına devlet olacak ve intikamımızı alacaksın."


- Heyet II



171. ""..İnsan zaman geçtikçe
anlıyordu
eskinin ne kadar önemli olduğunu..""


- Heyet II



172. "“Ne kadar kitap getirirseniz, kitapların ağırlığınca altın vereceğim." diyerek haber yaydırır halife... Bunu duyan bilginler, seyyahlar ve dâhi âlimler, diyâr diyâr gezerek kitap toplamaya başlarlar. Kimileri de yabancı dillerde yazılmış kitapları tercüme ederek getirirler. Bu öylesi bir hâle gelir ki en sonunda vezir: “Efendim, Beyt'ül Hikme için koyduğunuz kitap kuralını değiştirelim, yoksa hazinede altın kalmayacak” der. Memûn ise şöyle cevap verir: “Vezirim! Ben de seni akıllı biri zannederdim. Ne zaman altın bilgiden daha kıymetli oldu? Asıl biz kârdayız, altın veriyoruz ama karşılığında da bilgi alıyoruz.""


- Bilimin Altın Çağı



173. "Eğer gerçekleri öğrenmek istiyorsan git kitap oku. Gündemdeki gerçekleri öğrenmek istiyorsan git o zaman köşe yazarlarını oku."


- Heyet II



174. ""Türkler, karşısındakinin kendi katili olacağını bilse bile, yine de savunmasız birine kılıç çekmez.""


- Heyet



175. ""Ey elçi! Git o efendilerine söyle ki bizi korkutan ölüm değildir. Bizi korkutan haddinden fazla yaşamaktır. O yüzden biz ne haddimizden fazlasını yaşarız ne de birine haddinden fazlasını yaşatırız.""


- Heyet II



176. "•••
Onlar da kendi kurdukları planda kendilerini şah sanırlardı. Hâlbuki bir piyondan başka bir şey değildiler."


- Heyet II



177. "Çay dediğin zaten demli içilir..Kokusunu içine çeke çeke biraz da kafa ağrısıyla derinlere dalarak içilir. Öyle sulu çaydan ne beklersin?"


- Heyet



178. "Merhametsize merhamet,merhamete hakarettir."


- Heyet



179. "" Mesele devletin istikbali ise önemli olan şu fani beden değil, baki olan yüce davamızdır.""


- Heyet



180. "•••
Bu milletin en büyük talihsizliği buydu evlat. Cihan da en fazla kahraman çıkaranda bizdik, ama Cihan da en fazla hain çıkaran da yine bizdik."


- Heyet



181. ""Eğer vatan için, İslam için bir şey yapmak istiyorsan, şurada burada tembel tembel oturmayıp okuyacaksın ve değerlerine biri laf etmeye kalkıştığı an hadlerini küfür ederek değil fikirlerinle bildireceksin.""


- Heyet II



182. "•
Evlat, biz Müslüman olduktan sonra sadece Türklerin abisi değil, tüm âlemlerin reisi olduk.
•"


- Heyet II



183. "Merhametsize merhamet,merhamete hakarettir."


- Heyet



184. "" Mesele devletin istikbali ise önemli olan şu fani beden değil, baki olan yüce davamızdır.""


- Heyet



185. "Sultan aynı zamanda bir Sherlock Holmes okuyucusuydu."


- Heyet II



186. "Hz. Peygamber Efendimizin de (s.a.v.) buyurduğu gibi milleti sevmek imandandır.* Yanlış olan ne? Milletini Yahudiler gibi en üstün görüp diğerlerini aşağı ırk olarak görmek?.."


- Heyet IV



187. "" Bazen kazanılan bir zaferden daha çok ibreti âlem olsun diye ders vermek gerekir.""


- Heyet



188. "Türkler, karşısındakinin kendi katili olacağını bilse bile yine de savunmasız birine kılıç çekmez."


- Heyet



189. "‘Ey elçi! Git o efendilerine söyle ki bizi korkutan ölüm değildir. Bizi korkutan haddinden fazla yaşamaktır. O yüzden biz ne haddimizden fazlasını yaşarız ne de birine haddinden fazlasını yaşatırız.”"


- Heyet II



190. "•
Devlet akılla yönetilir duygularla değil.
•"


- Heyet II



191. ""Evlat bizim meselemiz sadece Türkleri ilgilendiren bir mesele değildir. Bizim kurtuluşumuz demek ümmetin kurtuluşu demektir. Bu doğrultuda nice farklı ırktan yiğitlerle çalıştık biz...""


- Heyet II



192. "" Bazen kazanılan bir zaferden daha çok ibreti âlem olsun diye ders vermek gerekir.""


- Heyet



193. "Türkler, karşısındakinin kendi katili olacağını bilse bile yine de savunmasız birine kılıç çekmez."


- Heyet



194. "Biruni yeryüzü ile ilgilendikten sonra elbette yer çekimi ile de ilgilenecekti. Bunu ben demiyorum, Avrupalı bir matematik profesörü diyor. Carl Benjamin Boyer, yazmış olduğu kitabında yer çekimini İngiliz Newton dan önce Biruni'nin bulduğunu belirtir..."


- Bilimin Altın Çağı



195. "...bir yerde Hakkın hatırı varsa kimsenin hatırına bakılmaz..."


- Heyet



196. "“Öyle bir sistem var ki 14 yıl okutup cahil bırakıyor.”"


- Heyet II



197. ""Komutan her gücün diz çöktüğü güç nedir bilir misin? Şu kalpteki imandır ve inandığım şu İslam'dır.""


- Heyet



198. "Çay dediğin zaten demli içilir evlat. Kokusunu içine çeke çeke biraz da kafa ağrısıyla derinlere dalarak içilir. Öyle sulu çaydan ne beklersin?"


- Heyet



199. ""Unutma evlat, önemli olan ekonomik bağımsızlıktır. Dünya siyasetinde devletler işte ancak böyle böyle yönetilir.""


- Heyet



200. "Evlat, biz sır kâtiplerini hep Allah adamların dan seçtik. Kimizaman Dede Korkut, kimi zamanAhmet Yesevi, İbnü'l Arabi yahut Akşemseddin
ama yine de hain çıkarsa Heyetin sistemine zarar veremez. Çünkü o dört kişiden hepsi çeyrek bilgi bilir. Yani anlayacağın biri olmadan, diğerinin önemi yoktur, ama bu sır kâtipleri çok önemlidir.
Nitekim Metehan'dan sonra bunların önemi daha bir anlaşıldı."


- Heyet



201. "“Hangi taşı kaldırsam hep bir İngiliz parmağına rastlıyorum.”"


- Heyet II



202. "•
Haberler sana gündemde olmuş olayları aktarmaz. Haberler sana efendilerinin verdiği haberi aktarır. Senin ne kadar öğrenmen gerekiyorsa sana o kadarını söyler. Sen ise bir şey öğrendiğini zannedersin.
•"


- Heyet II



203. "“Öyle bir sistem var ki 14 yıl okutup cahil bırakıyor.”"


- Heyet II



204. "-İnsanlar Mihaloğlu, hayal kurarlar sonra unuturlar. Sultan Mehmet de hayal kurar ama unutmaz Mihaloğlu, o unutmaz ve yapar."


- Sultan Mehmet'in Casusları



205. "•
Ne kadar büyük evliya da olsan, ne kadar büyük yürek sahibi bir adamda olsan, şunu unutma ki ne kalp ne de yürek asla ama asla iki dünyayı taşıyamaz...
•"


- Heyet



206. "•
Eğer beynin işgal edildiyse zaten işgale gerek yoktur."


- Heyet II



207. "Unutma, onlar tıpkı bir kurt gibidir ve bir kurt bir sürüye saldıracağında, miktarı ne kadarmış, hele çobanı kimmiş, hiç bakmaz, hiç hesap etmez. Saldırmaya bir kere niyetlendi mi saldırır veya orada ölür ya da avını alır ve gider. Nitekim çoğu zaman da alır ve gider. İşte Türkler de böyledir."


- Heyet



208. "Vatan demek ana demek, baba demektir. Onlar için her şey demektir vatan. Onlara neden şehit oldun, neden evlatlarının babasız kalacağını bile bile ölüme yürüdün diye sorsan, onlar sana dönüp tek bir cevap verirler, " Evet, belki evlatlarım babasız kaldı ama bırakın benim evlatlarım babasız kalsın. Milletim vatansız yani babasız kalacağına bırakın benim yavrum babasız kalsın" diyerek şehadete yürürler."


- Heyet II



209. "Durmadan oku, çünkü bize durmadan test çözen başarılı insanlar değil, durmadan okuyan değerli insanlar lazım. Sen başarılı olmayı bırak ve değerli olmaya çalış.

***"


- Heyet



210. ""Bizim maksadımız kuru bir kavga ve cihan birlik davası değildir. Yolumuz Allah yoludur.
Maksadımız Allah'ın dinini yaymaktır.""


- Heyet



211. "Öyle bir devir ki bilen yazmıyor, susuyor, bilmeyen yazıyor, susmuyor...

*Ahmet Hamdi Tanpınar"


- Heyet III



212. "Of! Of! Her şey artık bir dahaki söze kalmıştı. Bir sonraki kitaba...

*𝙎𝙊𝙉*"


- Heyet



213. ""Evlat, bazen kazanılan bir zaferden daha çok ibreti âlem olsun diye ders vermek gerekir.""


- Heyet



214. ""Bizim ilahımız, Gök Tengri'miz var zaten."

"Bizim de Allah'ımız var, ama bil ki o tek ve yücedir. Ondan başka ilah yoktur ve o her şeye gücü yetendir.""


- Heyet



215. "•••
Ne kadar yarım kalsa da sözler, sustu bir şey soramadı."


- Heyet II



216. "‘İki Yahudi birleşse şirket, iki Türk birleşse devlet kurarmış.’"


- Heyet II



217. ""Öyle bir sistem var ki 14 yıl okutup cahil bırakıyor.""


- Heyet II



218. "Cep telefonunuzu her elinize aldığınızda arkasında Müslüman, Özbek bir adamın olduğunu hatırlayın...
-Andrew Marr-"


- Bilimin Altın Çağı



219. "Ne der Orhan Gazi:
"Bizim maksadımız kuru bir kavga ve cihangirlik davası değildir. Yolumuz Allah yoludur. Maksadımız Allah'ın dinini yaymaktır."
Halil Yaşar Kollu
Heyet"


- Heyet



220. "Reha Oğuz da bu konuda çok yazmıştı, o da bir tesadüf yazısı diyerek şunları bırakmıştı tarihe: "Bir Kızılderili 'gün' ve 'güneş' yerine 'kün' derse bir an duraksarsınız, sonra Gök-Türklerin de 'kün' dediğini belki hatırlarsınız ama tesadüf diyebilirsiniz. Bir tepeyi işaret edip 'tepek' dediğini duyarsanız, artık rastlantı demekte zorlanırsınız. Ve bu benzerlikler sürer gider; kuşa 'kuskus'; köpeğe (ite) 'it'; ecdada (ataya) ata, hata, atağ'; han ve kagan yerine 'kan' dediklerini duyar, tesadüf demek için kendinizi zorlarsınız. Türklerde prensler için kullanılan 'tekin-tigin' unvanına Kızılderililerin 'tekun' ve 'tokin' dediklerini okur, tamam, bu kadarı da tesadüf olamaz dersiniz. Bu demek değildir ki Kızılderililerin dili Türkçedir! Ural-Altay dil ailesiyle irtibatı bile tartışmalıdır. Kızılderili dillerindeki bu üç yüz-beş yüz Türkçe kelimenin bir tek anlamı vardır: tarihlerinin bir çağında (hatta birçok kere) Türkler Amerika'ya gelmiş, Kızılderililere karışmış ve dillerinden hatıralar bırakmışlardır. (Buraya gelen kimi Türkleri ise zamanla Kızılderili diye anar olmuşuz) Yoksa bu kadar açık seçik Türkçe kökenli kelimeler havadan uçup gelmemiştir herhalde.""


- Heyet IV



221. ""Kitap okuyarak dinlenen herhalde bu âlemde bir sen varsın...""


- Heyet



222. "Ne der Orhan Gazi:
"Bizim maksadımız kuru bir kavga ve cihangirlik davası değildir. Yolumuz Allah yoludur. Maksadımız Allah'ın dinini yaymaktır.""


- Heyet



223. "Evlat, bazen kazanılan bir zaferden daha çok ibret-i alem olsun diye ders vermek gerekir."


- Heyet



224. "Kim vatan için bir iş yapsa vatansızlar tarafından yok ediliyordu."


- Heyet II



225. "Metehan aslında istihbaratın başına
geçmişti, fakat sadece bir istihbarat olarak kalmadı kurduğu teşkilat. Onu öyle bir hale getirdi ki bir süre sonra kurduğu istihbarat, Türkleri el altından yöneten bir Heyet haline geldi. Anlayacağın kimse bu Heyeti kurmdüşüncesi ile yola çıkmadı. Bir süre sonra Heyet kendini, olaylar ve durumlar karşısında var etti. Metehan ın kurduğu istihbarat, bir süre sonra öyle bir hale geldi ki tarih boyunca kurduğumuz tüm devlederin aklı da kalbi de bunlar oldu."


- Heyet



226. "Endülüs'te, Müslüman'ın Müslümana ettiğini, hiç kimse etmedi. Müslümanlar ben senden daha Müslümanım, sen sapkınsın gibi kavgalarla birbirlerini yiyip bitirdiler. Kardeş kardeşi vurdu. Daha sonraki düşman istilasına da böylece zemin hazırladılar. Oysa bir zamanların Endülüs'ü, dünyaya parmak ısırtan bir medeniyete sahipti. Batı'ya ışık tutan bütün tanınmış bilgin ve filozoflar, Endülüs'te yetiştiler.

İbn Hazm"


- Bilimin Anlatılmayan Tarihi



227. "\
Yaşlandım ve yoruldum.
Suyun akıntısına gideceğim.
\"


- Heyet III



228. "... usta dinleneceğim derken kitap okumayı kastederdi. Öyle uyuyarak dinlenemezdi. Eline aldığı kitap onu rahatlatırdı."


- Heyet



229. "Rabbin huzurunda el pençe bir vaziyette namaz kılıyorlardı. El pençeydiler çünkü çağıran cennetin olduğu kadar Cehennemin de sahibiydi. Ansızın gelecek Azrail'in de sahibi olduğu gibi...."


- Heyet II



230. ""Uğur Mumcu evinden çıkıp arabasına bindiğinde aracına konulan bombayla öldürülecekti. Bu olay, Eşref Bitlis'in ölümünden sadece iki hafta sonra olacaktı. Daha sonra aradan çok fazla zaman geçmeyecek, on gün sonra efsane bakan Turgut Özal'ın gözdesi Adnan Kahveci şüpheli bir trafik kazasında hayata gözlerini yumacaktı. Bir el resmen vatan için mücadele eden herkesin ipini çekiyordu ama bu infazlar sadece bu kişilerle kalmayacaktı. Aradan sadece bir ay geçtikten sonra merhum Turgut Özal da zehirlenecekti.""


- Heyet II



231. "Durmadan oku çünkü bize durmadan test çözen başarılı insanlar değil, durmadan okuyan değerli insanlar lazım. Sen başarılı olmayı bırak ve değerli olmaya çalış."


- Heyet



232. "Şimdi ben sana sorsam hangi kitapları bitirdin diye, sen şu kitabı, bir de şu kitabı, ha bir de şu kitabı diye sayarsın. Ama bu adamlara, "Eee üstat hangi kitapları bitirdin?" diye sorduğunda, adamlar dönüp;
" Valla şu kütüphane bitti. Bağdat'a iki kütüphane vardı.Biri bitti öbürünün yarısındayım" diye cevap veriyorlardı."


- Heyet



233. ""Biz ki devletler kurup, devletler yıkanız. Vakit gelende sırrı birinden alır, bir diğerine veririz.
Bazen bu sade bir şekilde, bir törenle olur, ama gel gör ki bazen de kanlı bir şekilde olur. Madem sen sade töreni tercih etmedin, o zaman bir meydandı çıkacağın her meydan kanlı meydandır."


- Heyet



234. "İnsan dediğin uyur da dinlenir ya da öylece uzaklara bakarak dinlenir.
"Kitap okuyarak dinlenen herhalde bu âlemde bir sen varsın.""


- Heyet



235. "Satuk Buğra Han’dan Allah razı olsun. Onunla nice fetihler yaptık. O âlemi fethetti, biz ise gönülleri fethedecek Allah dostlarını gönderdik o yerlere."


- Heyet



236. "Ey elçi! Git o efendilerine söyle ki bizi korkutan ölüm değildir. Bizi korkutan haddinden fazla yaşamaktır. O yüzden biz ne haddinden fazlasını yaşarız, ne de birine haddinden fazlasını yaşatırız."


- Heyet II



237. "" Cihanda en fazla kahraman çıkaran da bizdik ama cihanda en fazla hain çıkaran da yine bizdik.""


- Heyet



238. "Bu milletin en büyük talihsizliği buydu evlat.
Cihanda en fazla kahraman çıkaran da bizdik ama cihanda en fazla hain çıkaran yine bizdik."


- Heyet



239. ""Merhametsize merhamet, merhamete hakarettir."


- Heyet



240. "Bu arada kitapçıya bir genç
geldi. Usta hemen kalkıp genci karşıladı.
"Buyur evladım."
"İyi günler, ben Sherlock Holmes alacaktım."
"Bizde yok evladım."
"Peki, böyle casusluk, istihbarat ile ilgili olan bir
kitap var mı?"
"Zaman geçirmek için mi okuyacaksın yoksa bilgi
almak için mi evlat?"
"Yani hem zamanımı doldurmak hemde bilgi almak için."
Gencin bu sözüne karşdık adam raflara yönelip
bir kitap aldı. Abdülhamid ile ilgili bir kitaptı. Kitaba
baktı, sonra gence uzatıp, "Al evladım bunu oku. Ama
zaman geçirme, bilgi al" dedi.
"Bu neyle ilgili? Casusluk, istihbarat yani Sherlock Holmes gibi mi?"
"Sherlock Holmes kimmiş evladım? Sultanın casusları onu cebinden çıkarırdı. Bir de sen sultanı düşün."
"Peki, ne kadar?"
"5 TL ver yeter."
"Bayağı ucuz gibi."
"Bu aralar böyle..."
"Teşekkür ederim, hadi hayırlı işler."
Usta, müşterisini uğurladıktan sonra adam hafıza yönelip, "Böylelerini gördükçe içim acıyor be evlat.
Sherlock Holmes diye gidiyorlar. Hâlbuki o bir hayali kahraman. Hâlbuki bizde onu cebinden çıkaracak
gerçeğin ta kendisi var. Her neyse... Yine de o kitapla
bir şey öğrenir bari."
"Peki, bir şey sorabilir miyim?"
"Buyur."
"Kitabı gerçekten çok ucuza vermediniz mi?"
"Evlat, benim için paranm bir önemi yok. Bedava
bile verirdim. Ama bedava verseydim o zaman kitabın bir değeri olmaz, genç okusam da olur, okumasamda olur diye rafta bekletirdi. Ama şimdi biraz para verince illaki o kitabı okuyacak."
"Anladım.""


- Heyet II



241. ""Ah be paşa, bizim en büyük günahımız ve dahi hatamız Abdülhamid'i anlamamaktır. Abdülhamid'i anlayamamaktır." Enver Paşa"


- Heyet II



242. "•
Evlat, eğer bir şeyi saklamak istiyorsan, onu en görünür yere koyacaksın. Nitekim senin sırrını arayanlar en gizli yerleri arayacaklardır. Ama dönüp de hiçbir zaman göz önüne bakmayacaktır. Bunu saçma bulacaktır..."


- Heyet II



243. "" Konyalılar dünyayı kurtarmak için dünyaya gönderilmiş ama onlar pilava gitmeyi seçmişler.""


- Heyet II



244. "Dersin ki ne kadar Ermeni öldüreceksiniz. Ey elçi, git o efendine söyle, üç gün önce çarşamba gecesinde İstanbul Balta Limanı'na yaklaşan İngiliz gemisinden Ermenilere ortalığı karıştırsınlar diye ne kadar silah verdi iseniz, işte o kadar Ermeni öldüreceğim."


- Heyet II



245. ""Zamanı Tanrı yaşar kişioğlu hep ölmek için doğarmış"


- Heyet IV



246. "•••
Hem bir mucizesi bile olmayan birisin sen."


- Heyet IV



247. "" Konyalılar dünyayı kurtarmak için dünyaya gönderilmiş ama onlar pilava gitmeyi seçmişler.""


- Heyet II



248. ""Biz hiç kimsenin yüreğine iki kalp koymadık""


- Heyet



249. "Biliyorsun Eski Türkler o zamanlar Tanrı'nın gökte olduğuna inanırlardı. Bu yüzden gök ve mavi bizim için kırmızıdan, yeşilden daha kutsaldır. Bu yüzden Türk'ün rengi turkuaz mavisidir. Çünkü göğü simgeler. Ve bu yüzden "kralların kanı mavi akar" diye bilinen ünlü söz, aslında şunu demek ister: "Kutsanmış bir ismin kanı mavi akar çünkü o, kutsallığını gökten yani ilahi bir şekilde almıştır. Bundan dolayı mavi akar.""


- Heyet IV



250. "Dalları budanmış olsa da bir ağacın kökü halâ sağlamsa o zaman o ağaç sağlam demektir. Zamanı geldiğinde tekrar koca bir çınar haline gelir."


- Heyet II

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: